Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 TEMMUZ 1998 CUMARTE
12 KULTUR
Funk'a
devamDoguştan huzursuz v e zararsız bir
megaloman Prince ya da 1996 'dan bu
yana kullandığı adıyla The Artist,
grubu Nevv Power Generation'la ye-
ni albiimü Newpower Soul'u çıkar-
dı. 11 parçalık albüm klasik soul-
fiınk yolunda ilerleyen. moral veren.
dans etmeye davet eden bir yapıda.
Parçalardan Funky Music, Push It
Up!, Freaks On This Side'la stres at-
tınp doya doya eğlendiriyor Prin-
ce The Artist.
Prince,The Artist müzikal açıdan
James Brovvn'a, Sly Stone ya da Ge-
orge Clinton'a duyduğu hayranlığı
hiçbırzaman gızlemedı. Bu albüm-
de de özellikle Stone ve Clinton'ın
büyük etkisı \ar. Örneğin New Po-
wer Generation grubunun yapısı si-
yah ve beyazlann, kadm ve erkekle-
rin bir arada olduğu Sly And Family
Stone grubunun aynı.
70'li yıllarda bu grubun vokalist-
liğini ve bas gitaristîigirıi yüklenmiş
George Clinton da albümde Push It
Up'ı söylü>or. Diğer misafırlerden bi-
ri de ComeOn'a sesiyle katılan Cha-
ka Khan
Prince'in yeni atbümü genel hat-
larıyla şöyle özetlenebilir: Kolay
anımsanan besteler. basıt çalma is-
teğiyle geniş dinleyici kitlesini açık
açik hedeflemiş Prince.
Anadolu'nun
izemi
1979'da on
yaşındayken To-
kat'tan Berlin'e
göçen. Batı mü-
ziğinin temel^w
egitımıni aldık-
tan sonra bağla-
mayla tanışan
Ferhat Giineyli
ılk albümü Bul-
dular Beni-Ana-
dolu'nun Gize-
mi'ni Ozan Video Film tşlt etiketiy-
le yayımladı.
Güneyli'nin müzikal kariyeri şöy-
le şekillenmiş: Almanya'da olması-
na rağmen Türkiye'yle yakın bağ
kurup sentez oluşturmaya ve kon-
serleryoluyla Anadolu müziğini Av-
rupaMaratanıtrnayaçalışmış. 1993'te
Almanya Genç Müzisyenler Festi-
vali'ne katılmış. 1996'da ise Türki-
ye'den gelen ustalarla birlikte Dün-
ya Kültürler Şöleni'ne katılmış. Ta-
mamen canlı çalmmış enstrüman-
larla 'Buldular Beni-Anadolu'nun
Gizemi' albümünü kaydeden Güney -
li. 16 Ağustos'ta başlayacak Hacı
Bektaşı Veli Şenlikleri'ne katılmaya
hazırlanıyor.
Albümde Ferhat Güneyli'nin söz
ve müziklerini yazdığı Temmuzun
İkisi, Akdeniz, Gülbaharım, Bahar
Gelince, Sö> le Neden, Türkmen Gü-
zeü'nin yanında, bestesını yaptığı \öl
Türküsü (şiır: N'âzını Hikmet) Bul-
dular Beni (Aşık Mahsuni Şerif), Ne-
fes (şiir: Ülkü Tamer. müzik: Banu
Kırbağ) \e Dönelim Geri (şiir: Nâ-
zım Hikmet. müzık: Alp Arslantürk)
adlı yapıtlar bulunuyor.
Yol Türküsü ve Buldular Beni'ye
getirdiği yorum Ferhat Güneyli'nin
ileride halk müzığıne ilginç açılım-
lar getireceğini müjdeliyor.
Ferhat Günevii
Vitrini
sevmediler
Bad Religion'ın 14. albümü No
Subdance. grubun melodik punk-
rock sahasında geçen 17yıllıkyaşan-
tısmın bir özeti sayılabilir. Bu süre
içinde yanşa Green Day, Oflspring gi-
bi ıddıalı gruplarda gırdı ama bırkaç
eleman değişikliği dışında Bad Re-
ligion'da değişiklik yok. Onlar v ıtn-
ne itibar etmeyip punk'ın politik ve
sosyal yamna eğilmeyi sürdürüyor.
Hear It'le. Bad Religion'ın melo-
dik. hızlı klasik standartıyla yola çı-
kıyor albüm. Dinleyeni yakalayan bu
sound dığer 15 parçada da a> nı şe-
kilde sürüyor. Sound tekdüze ama
sözlersıradandeğil; 15 yaşındayken
grubu kuran Greg Graffin'ın Ame-
rikan toplumuna, insanlann değişi-
mine getirdiği eleştıri bestelerin çeh-
resini değiştiriyor.
Parçalardan. aptallann oyuncağı
olduğumuzu anlatan At The Mercy
Of The lmbcciles. un ufak olmuş
Amerikan Rüyası'nı eleştiren The
Biggest Killer In The American His-
tory \ e haksızlıklara sesimizı yükselt-
meye davet eden Raise Your V'oice i1-
ginç çalışınalan albümün.
Okay Temiz'in parçasmı Neneh Cherry ve Sertab Erener yorumlayacak
Dörti
f(aW
Dcni-jıltı
Rüzgârüm• Zikir, Derviş, Karşılama albümlerini ADA
Müzik etiketiyle müzikseverlere sunan Okay Temiz,
yakında çocuklara televizyon programıyla ve
kuracağı okulla davul eğitimi vermeye hazırlanıyor.
Okay Temiz en çalışkan müzik
adamlanmızdan bırı: sürekli bır-
kaç projeyı birarada yürütüyor. Ör-
neğin geçen hafta ADA Müzik'ten
iki eski yapıtı Zikir \ e Denişyeni-
den yayımlandı. bu hafta sonunda
da yenı albümü karşılama yine
ADA'dan çıkacak.
Geçenlerde Bulutsuzluk Özle-
mi'nın Yol albümünde tabla çaldı,
yaz boyunca Frankfurt'ta. Tiflis'te
festivallere katılacak. eylül sonun-
da CRR'de Esin Afşar'ın konserin-
de sahne>e çıkacak. Sonbaharda
da Akbank Caz Festrvali'nde sak-
sofoncu Farro Sanders \ e grubuy-
la çalacak. Televızyon programı.
1
davul okulu gıbı projelen de sıra-
da bekliyor. Okay Temız'le albüm-
leri ve projelen konuştuk:
- Geçen hafta piyasaya art arda
sürülen albümkrinizkbaşla>aum_
Zikır'i zamanında K.ent Müzik'e
plak olarak yapmıştık; bu arkadaş-
lar sonra Zıkirı kaset \e CD ola-
rak çıkardılar. Anlaşmamızda böy-
le bir şey yoktu. Bıze ne kadar sat-
tı diye iyı veya kötü hiç bilgi filan
vermediler. Mahkemeye verdik, ka-
zandık da\a>ı. ADA Müzik'e dev-
rettık haklan: yeniden bastılar. Der-
viş'i ise Nazmi Şeneryaptı, güzel
plak o; ama sonradan üzenne düş-
medı. Hadi para kazanmıyoruz plak-
lardan ama, istıyorum kı pıyasada
bulunsun hepsı. Nazmı'ye yeniden
bas diyorum. gel ımza at dıyor. Bu
demek kı yenı bir şırket kurmuş, ora-
dan çıkartmak ıstıyor. Ha>ırdedım.
ADA Müzik'e sen bas dedik. Ba-
kalım Nazmi ne yapacak şimdi?
Karşılama ise dört zurnayla yaptı-
ğımız yeni albüm. Yunanlılar plak
yapmak istedı. ADA'yla geldik ko-
nuştuk önce. Sağolsunlar yaptılar,
o da çıkıyor şımdi.
'Daviıhı okulda öğreteceğim'
- İki yıl önceki söv leşimizde Kül-
tür Bakanbğı'yla bir türlü işlerin
yoluna giremediğini anlatmışünız.
Şimdi nedir durum?
23 yıl lsveç'in finansmanıyla
dünyada çaldık. ayıp. Kalkıp ülke-
ye döndüm. Kültür Bakanlığı'na
proje verdim. Dokuz kişilik virtü-
özler grubuyla dünyayı dolaşıp ça-
lacaktık. Aymca ana mektebinden
spastik çocuklara dek uzayan bir
eğitim programı da sundum onla-
ra. Tamam dedıler, tüm işlemleri
yaptık, ama araya başka faktörler
girince yine olmadı ve çok kızdım.
Vakit kaybı, para kaybı. Biz kalkıp
da gazinolarda çalamayız ki. bize
Kültür Bakanlığı yardım edecek.
tsveç'te öyle. Avrupa'da öyle. Ney-
se, Türkive'den aynldım. Bu arada
yine Kültür Bakanlığı'yla bağlan-
tı kuruldu. İstemihan Talay Anka-
ra'ya çağırdı. Kısa konuştuk. Beni
memur olarak alacaklar. ben de kül-
tür elçısı olarak dolaşacağım; iş bu.
Gitti.dosyamaliyedetakıldı. Bek-
liyoruz.
- Davul okulu projesi hangi aşa-
mada?
Ilk önce televizyonda çocuklan
eğiterek başlayacağım işe. Ban-
vit'le oturup konuştuk. sponsorlu-
ğu kabul ettiler. Bir yıl boyunca ço-
cuklara program yapacağız. Her
programda biraleti tanıtacağız, hep
beraber çalacağız, ritimle konuşa-
cağız. Altı ay içmde her kesimden
kırk. ellı çocuk çıkartabileceğiz...
En çok istediğim şey ise davul oku-
lu açmak. Türkiyebirköprü, tstan-
bul ise bütün müzikçıler için egzo-
tik bir yer. Bin tane arkadaşım var.
Bir okul kursam hepsi gelir, ders ve-
rir, bir süre burada kalır, hepsı he-
yecanlı. lşleri biraz hafifletince
elimde proje, bankalan, sponsorla-
n dolaşacağım, muhakkak yapaca-
ğım bu okulu. Üçüncü projem ise
buradaki üstün, bilinmeyen müzis-
yenlen televizyonda tanıtmak. Sa-
di Baysal diyebir kemancı \ar Bod-
rum'da. Aldık götürdük. .\merikan
Podium adlı caz dergisince dünya-
nın dördüncü büyük kemancısı se-
çildi. Türkiye'de macuncu diyor-
lardı adama, çünkü gıy gıy gıy di-
ye çalıyor. Hakikaten öyle ama kay-
mak gibı çalıyor. Orada insanlar
başka bakıyor müziğe.
'Tencereden iyi ses çıkar'
- İyi güzel de bizde ban yenilik-
leri kısa sürede vapnıak. orurtmak
çokzor, helesözsüz müzikle. Bir su-
rü vurmalı aleti,ritimleritanıtma-
yı denediniz geçmiste; tencereâ ta-
vaa diye alay ettiler-
Biz çok kapalıydık eskiden, çok
az kültür gıriyordu bu ülkeye. tn-
sanlara alternatifbir şey gösterilme-
di. Afhka'nın dansını. müziğini,
ressamını, heykelini tanımıyorduk.
Bütün Afrıka, Brezilya tencere ça-
lıyor örneğin. Çok iyi ses çıkar ten-
cerelerin altından, kenarlanndan.
Kimseyi tammıyoruz, araştırmıyo-
ruz. Yanımızda dünyanın en büyük
\okal grubu var, Bulgar Kadınlar
Korosu. kaç kışi bilıyor? Arabesk
diye bir şey çıktı burada. Bir ara-
besk müzisyenı bugün Mısırmüzi-
giylc Dubai müziğini ayırt edemez.
Sonra biz kalkıp yeni bir şey yapm-
ca "Aaa deliye bak" dıyorlar. An-
cak inatçı olmak gerekiyor, ceha-
leti yenmenin başka yolu yok. Bu
ülkede tele\ ızyon kanallannın ço-
ğunun kültürle. milli değerlerle fi-
lan alakası olmadığı ıçin. her şeye
şirket mantığıy la bakıldığı ıçin doğ-
ru şeyler yapmak zor \e zaman is-
tiyor.
-Sizinle >apüğım her sö>leşideso-
ruyorum, bir ke/. daha soracağıın;
şu ünlü Denizaltı Rüzgârian adlı
parçanıza gençler ne zaman ulaşa-
cak?
Şu fotoğraftaki küçük zenci kı-
zı görüyor musun, bu minik Ne-
neh Cherry. Babası arkadaşımdı.
elimde büyüdü sayılır.
Neneh Cherry'e Denizaltı Rüz-
gârlan'nı söyleteceğiz. RAKS'a
teklif ettik, tamam dedi Singleda
lngilizce versiyonu Neneh Cherry
söyleyecek. Türkçesı ıçin Sertab
Erener'le konuştum tamam dedı. Bir
caz yorumu bir de onjınal şeklı ola-
cak, yakmda da bu işe başlayaca-
gız.
Soruc Youth
1981'den bu yana
piyasanın
kurallanna karşı
gelerek ö/el bir
kitlenin beğenisini
kazajımış
durumda.
Popçu operacüarın düellosu
Modalara duyarlı muhalefet
İki buçuk yıl önce Sonic Yo-
udı'un albümü \Vashing Mac-
hine'i tanıtırken "80'lerin ba-
şında Madonna.MichaelJack-
son 'ın elinde şekillenen piya-
sada rock adına The Polke ve
Bruce Springsteen'in ayakta
kaldığını. ancak yine o dönem-
de Sonic Youth gibi gruplann
dennden gelerek geleceğin te-
mellennı attığını yazmıştık.
Sonic Youth 1986 tarihli ça-
hşması Evol. Sister (1987)
Daydream Nation (1988). Goo
(1990) ile rock'ın hamallığını
yaparak 'grunge'a ve Nirva-
na'ya zemin hazırlamıştı.
1992'de Dirt>- ile faşistlere ta-
vıralan, 1994'teExperimantal
Jet Set, Trash and No Star'la
klasik rock dınleyicısini mem-
nun eden yine onlardı. 1980'ler-
de ve 1990'larda daha bilinçli
müziksever kitlesi yaratabilme-
nin çarelerini arayan grup Was-
hing Machine i!e yine piyasa
işi albüm isteyen yapımcılara
uzak durmayı bildi.
tki kuşak müzikseveri grun-
ge ve post-rock dönemmde de-
nnden etkıleyen Sonıc Youth
modalara burun kıvırarak
1998'e kadar geldi. Thurston
Moore, Kim Gordon, Lee Ra-
naldo ve Ste\e Shelleyden olu-
şan grup şımdi AThousandLe-
aves adlı albümle lıstelerde. Al-
bümün en belirgin özelliği de-
neyin devam etmesi \ e müziğın
dışında dmleyene fıkırsel bazı
şeyler aktarması. Sound olarak
'hardcore'dan 'garage'a, 'psk-
hedelk'ten 'ultranoise'a dek ge-
niş alanda seyreden albümde
grubun farklı yerde durmanm
gururunu yaşadığı seziliyor .
L'zun öyküler var A Thousand
Leaves'de. Bunlardan VMIdfto-
wer Soul ve Karen Koltrane,
Ginsberg'e adanmış Hits of
Sunshine dikkat çekiyor.
Sık sık cicili bicili dergilerde, ga-
zetelerde okuyoruz; klasik müziği
stadyumlara ve pop müziği listcle-
rinin en ûst sıralanna kadar taşıyan
ünlü tenorlann başanları ballandı-
raballandıra anlatılıyor. Son olarak
Dünya Futbol Şampiyonası sırasın-
da Pavarotti, Domingo,Carreras üç-
lüsünün Paris'te Eiffel Kulesi önün-
de verdikleri konser hâlâ konuşulu-
yor; bu etkinliğin albümü de ağus-
tos ayında P^Gram tarafmdan Tür-
kiye'de satışa sürülecek,
Bu arada Pavarotti de basını kar-
şiiinda bulur bulmaz, operayı kirle-
tiyorlar ve ona ihanet ediyorlar di-
ye onlan eleştirenlere veryansın et-
meye başlıyor:
a
Bu insanlar bfadm
yapö^nuzı anlamamakta direniyor-
lar. Bu müziği geniş kitktere ancak
böyle göfürebiliriz."
Bu polemik daha uzun süre devam
edeceğe benziyor: ancak geçenler-
de ilginç bir gelişme oldu ve Pava-
rotti'nirt, operayi popülerleşîirmeye
çalışan geoç Andrea Boceffl'ye ba-
sın yoluyla mesaj göndermesi ve
onu uyannası büyük ilgi çekti. Bo-
celli için şöyle diyordu Pavarotti:
"Bocelli iyibir sanatp,ama opera te-
noru olmak için sesi \etersiz. Bu iş
okul ve çalışma gerekririr. Bundan
dolayı ona zor parcalan hiç deneme-
mesiniöneriyonun dostça. Operada
devam ederse büyük hayal kınkJık-
lanyaşar."
Italyan gazetelermde yayımlanan
Andrea Bocelli'nin yanıtı da şöyle:
"Maestrobeniuzun sürcdir dfademi-
yor. Ben çok büyük mekânlarda bi-
le mikrofonsuz söyleyebiiiyorum,''
Ashnda Bocelli'yi beğenen eleştir-
men saytsi da çok fazla değil. Bo-
celli'nin onlara da yanıtı hazrn "Çok
kısa sürede zirveve > ükselmem biri-
lerini rahatsızetti. Ben bir mikrofon
tenoru değitim. bunu da aldığim sa-
yısız davetie kauıtiadım. Amerika
turnemde. örneğin La Donna Iro-
mobile gibi. Quel!a Gelida Manina
gibiaryalan söytejeceğim ve >eni al-
bümünKk'debunlaravçrveretegJm."
Küçük Lennonlar efsanenin peşinde
_ John Lennon'ın iki oğlu arasındaki müzikal çekişme bi-
zim pazara da yansıdı ve Juian'ın Photograph Smile ile Se-
an'ın Into The Sun adlı yeni albümlen Türkiye'de pıyasaya
EMI/Kent'ten çıktı.
Julian şu anda 35 yaşında, Sean ise 23. Dünya basını. al-
bümlerin çakışmasını, iki üvey kardeşin,
Lennon Efsanesi'nin mirasını sahip-
lenme yolunda büyük bir savaş ola-
rak yorumluyor.
Daha üç yaşındayken babası
John'u YokoOno'ya kaptıran Ju-
lian, bugün müzik arenasının de-
neyımli isimlerinden biri. Photog-
raph Smıle beşinci albümü. belki
de buna dayanarak kardeşi
Sean'ın basın aracılığıyla
dıkkatını çekmış: •'Uzun
karijere sahip olmak için
soyadı yetmez."
8Ârahkl980'dekı
cınayete kadar ba-
basının yanın-
dan ayrılma-
mış Sean ise
• John Lennon'ın iki oğlu Julian ve
Sean'ın yeni albümlen Türkiye'de de aynı
anda piyasaya sürüldü. Julian, üvey
kardeşi Sean'ı, Lennon admı kullanmadan
müzik yapması için uyanyor.
ilk albümü olan Into The Sun'ın tanıtım toplantısında ağa-
beyine şöyle yanıt vermış: "Ben, annem Yoko Ono'nun bes-
teterini, babamın yapoklanndan hep daha fazla se\dinı."
Ashnda müzikteki çekişme bahane; bütün sorun parada gi-
bi gözüküyor. Julian, anne \e babasının aynlmasma neden
olan Yoko Ono'yu. John Lennon'ı ticaret aracı haline getir-
mesınden dolayı sürekli suçluyor. Aynca Yoko Ono'nun
kontrolüne giren yaklaşık 100 trilyon liralık vasiyetin ancak
10 trilyonunu uzun davalardan sonra alabılmiş durumda Ju-
lian.
Görüldüğü kadanyla ufaklık Sean'ın paraya fazla gerek-
sinimi yok. Julian ise Paul McCartney'nin, zamanında onun
için yazdığı Hey Jude'u yorumlayıp kenara biraz daha para
koyma peşinde...
Sean, albümünü sevgilısi Yuka Honda'yla birlikte çalışa-
rak yapmış. 37 yaşındakı Japon şarkıcı Honda, albümün pro-
düktörlüğunü yüklenmiş. Albüm bir sound yumağı. En genç
Lennon. Manhattan'ın Yahudi caz ezgilerinden bossano-
va'lara, BeaÜes stıline dek birçok durağa uğruyor parçalar-
da. Photosyntesis adlı beste müzikseverlerin favorisi olabi-
lir, ama bizce Tvvo Fıne Lovers adlı çalışma kalite açısından
albümün kat be kat üzennde.
Julian'a gelince; 1984"te müzik yolculuğuna çıkarken üret-
tikleri kimsenin umrunda değildi; hep babasıyla ilgili soru-
lara yanıt vermek zorunda kalmıştı; ama dayandı Julian. Şim-
. di de yedi yıl sonra yeni çalışma--.
sıyla hemen listelere girerek mini
bir gövde gösterisi yaptı kardeşine.
Dıjital sounddan ve elektronık
aletlerden uzak kalarak ürettiğı bu
albümü, temiz sounduyla, düzen-
lemelerin zenginliğiyle onun ol-
gunluğa adım yapıtı olarak de-
ğerlendirebilıriz rahatlıkla. Ce-
sur arayışlan, örneğin Cnıd-
fiedadlı parçadayoğun olmak
üzere Hint müziğine getirdi-
ği modem yorum ilginç; ka-
yrtlara cank havast verebilme-
isteği de albümün olumlu yönü. Day
After Da>r
sanınz bu albümün hit
parçasıolacaktır...
İkisinin albümünde de Beatles'dan
büyük izler var. Tabii yanıtlan da
aynı: "Bütün dünya onlardan etki-
leniyor, biz nasıl uzak kalalım ki..."
Uluslararası basına bakarsanız
aradakı çekişme gıttikçe sertleşı-
yor. Bir ay önce Yoko Ono ve Sean'ın John Lennon'ın ölü-
münde Amerikan hükümetinin parmağı olabileceğini iddia
etmeleri, Julian'ın da bunu ufaklığın albümünü tanıtmak için
kötü bir reklam oyunu şekhnde değerlendırmesi arayı daha
açmış durumda.
Bu arada Beatles'la ilgili bir haber de aktaralım; Paul
McCartney, George Harrison ve Ringo Starr bir araya gelip
Vertkal Man adlı bir parça yaptılar. Bu parça Starr'ın yeni
albümünde yer alacakmış.
CÖRÜS Mı?H7li;i
Dünya Kupasrnda
Örnek Müzik Şöleni
20. yüzyılın son Dünya Kupası sayıl;
"Fransa 98" ile tüm ülkelerde ızleyıcik
özellikle futbolseverler yoğun ilgi ve hey
can ile 35 gün futbolu yaşadı, maçlarado
du. Dünya Kupası'nı gerıde bırakırken h
nüzetkilerinin kaybolmadığını ve hatta unı
tulmaz maçlara hâlâ doymayanlann bulı
nabilecegıni de unutmamak gerek... Aı
cak, unutulmaması gereken bir büyük olî
ise, "spor ile sanat"\, dolayısıyla "Mboli
müzik"\ birbınyle kaynaştıran ve tam ank
mıyla bir "müzik şölenı" idi... Zaten, insaı
lığın ortak sesi, dilı, fiziği ve görüntüsü &
yılan "sanat ile spor" birbınyle bütünleşe
vartıklardır.
Işte, Dünya Kupası Fransa 98'in ilgın<
geniş izleyıci ve sanatsever kitlece tüker
meyen alkışlaria kutlanan "müzik şöleni
10 Temmuz 1998 günü saat 18'de Paris 'i
ünlü Champ-de-Mars açık hava meydanır
da başlayan ve cuma gecesini cumartes
ye bağlayacak kadar uzun süre bıktırma
dan dinlenen Jose Carreras, Placido Do
mingo, Luciano Pavarotti üçlüsünün kon
seriydi.
Müzik dünyasının şan bölümünde se
ve yorumculuk sanatının günümüzde eı
deneyimli ve en sevılen sanatçılan sayılaı
Jose Carreras, Placido Domingo ve Luci
ano Pavarottı'nin yıllardan beri birbıriyl*
uyum sağlayarak, birlikte çalışmak karany
la uyguladıklan Üçlü konserler vermek, ya
yınlarda bulunmak, kaset ve CD üretmet
olayı bütün dünyayı sararak olumlu sonuç
lar verdiği gibi, Fransa 98 Dünya Kupa
sı'nda da kendını gösterdı ve flaş etkınlıl
yarattı.
Bu Üç/ü'nün prodüktörü Tibor Rudas bu-
güne kadar, önce 1990 yılında Roma 'nın Ca-
racalla açık hava tıyatrosunda, 1994'te
ABD-Los Angeles'ta ve 1998'de Dünye
Kupası'nda Carreras-Domıngo-Pavarot-
ti'nin çok başanh konserlerınin düzenleyi-
cisi oldu. Her defasında özellikle bu açık ha-
va konserleri yoğun dinleyicinin bıraktığı
kazançla birlikte CD satışlanna da büyük
etki yaptı. Bu arada prodüktörler ve orga-
nizatörler sendikası ile Kültür Bakanlığı ara-
sındaanlaşmazlıklarda olmuş.. HeleAlman
adaleti "Bu konserier cıddi değıldir!" biçi-
minde garip bir yorum yapmış?
Paristeki muhteşem konserde James Le-
vine yönetımınde Paris Orkestrası eşlığın-
de Berlioz'un "Romen Karnavali" adlı uver-
türünden sonra Carreras, bestecı Pietri'nın
"La conosco un giardıon" şarkısını, Domin-
go bestecı Giordano'nun "Amortı vieta'sı-
nı ve Pavarotti ıseVerdi'nintanınmış "Qu-
ando le sere al placido" eserini seslendir-
diler. ikinci bölümdeGrieg'in "Testimo"su-
nu Carreras, sonra Domingo "Danton'un
Anılan"nöan bırözetı, Pavarotti, Lara'nın ün-
lü "Granada" şarkıstnı söyledıler... Bu ger-
çek müzik şölenmin fınalinde bu üçlünün bir-
likte Fransa'nın artık klasıkleşmış şarkılann-
dan bın olan "Pans 'in Gök'üAltında °yı ses-
ledirmeleri büyük coşku uyandırdı.
Geçen hafta yerli pop listesinin üst sırasında
hareketlenme oldu. Nilüfer, eski
parçalannın yeni düzenlemeleriyle yer
aldığı Yeniden Yetnüşe adlı albümüyle
a
l
numara"ya yükseldi. A>na, Dön Bak
Ayna'ya adlı ikinci albümüyle Nilüfer'i
ızlerken Mirkriam. adını verdiği ikinci
çalışmasıyla listeye üçüncü sıradan girdi.
Türk sanat müziği listesinde de değişiklik
oldu geçen hafta. Müzeyyen Senar, popun
yıldızlanyla birlikte yorumladığı
klasikleşmiş parçalardan oluşan albümü Bir
Ömre Bedel'le geçen hafta birinci, Muazzez
Abacu Cesaretim Var'la ikinci, Muazzez
Erso\. Nostalji 3'le üçüncü sırada yer aldı.
Halk müzığınde Yavuz Bingol üçüncü
albümü Güle Naz Gülen Azla liderliğe
yükseldi. Fatih Kısaparmak'ın Ohır mu
Böyle Hasanadlı yapıtı, Bingöl'ün hemen
ardında yer aldı. Erkan Oğtır-tsmail Hakkı
Demirciogiu'nun ortak albümü Gülün
Kokusu Vardı geçen hafta üçüncü sıraya
indi.Yabancı müzikte Dünya Futbol
Şampiyonası'nın müzikleri tüm listeleri ~T
altüst ediyor. Geçen hafta şampiyona için
yeniden düzenlemış parçalardan oluşan
Allez! Ola! Ale! albümü birinci sırada yer
aldı. İçmde sampıyonanın en ılgı gören
parçası La Copa De La VTda'nın bulunduğu
\vehv albümüyle Rickj
1
Martin ikinci oldu.
Üçüncü sırada ise toplama albüm What's
Up 5 vardı.
yeniler- The Best of Romantic Dance Album-
Various
- Georgian Folksongs and Folkdances-1-
Rustavi
- Capital Gold 80's VoLJ- Various
- Vwin- Therion
- Ophelia- Natalie Merchant
- Sunmachine- Dario. G
- We Run- Lında Ronstadt
- Tarantism- Tito&Tarantula
- The X-Files: The Album- Soundtrack
- Comin' Atcha!- Cleopatra Angels &
Electricity
- Sun&Fun- Various
- Gloria- Glona Estefan
- Never Say Never- Brandy
- Sliding Doors- Soundtrack
- Code Mesa- Jenifer Smith
- Where We Belong- Boyzone
- Clara Ponty- Clara Ponty
-HedefBüyîik-Diken
- Mahur- Çeşıtlı Sanatçılar
- Havat Buysa Ben Yokum Bu Yokla-
Sibel Tüzün