28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 TEMIMUZ 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER anefî Avcı- Suçlanrrusti lanefi Avtfya eraat lANKAFA umhuri\et Bürosu) - nkara 2 No'lu DGM, (iT'inoperasyonel aliyetlerde kullandığı lefon nurnaralannı elde tiği ve bunlan açıkladığı ;rekçesıyle 15 yıldan az mamak üzere ağır hapis ;zası istemiyle ırgılanan eskı Emniyet enel Müdürlüğü tihbarat Dairesi Başkan ırdımcısı Hanefı vcı'nın beraatına karar :rdi. Avcı'nın beraatına >uç işleme kastı ile ıreket etmediği ve suçun ısal unsurlannın uşmadığı" gerekçe isterildı. Avcı'nın ııkatı Suat Çelebi, üvekkılinin devlet indeki yasadışı ilişkileri ılattığını vurgulayarak 5sas araştınlması •reken. müvekkılimın ılattıklandır" dedi. alkan limpiyatian'na ölge I ANKARA 'umhuriyet Bürosu) - Bu 1 6'ncısı ODTÜ'de ıpılan Bilgisayar limpiyatı'na KKTC'nin ıvet edilmesini protesto ien Yunanistan ve Güney ıbns Rum Yönetimi ;KRY). Türkiye aleyhine opaganda yaparak impiyatın en iddialı keleri Romanya, algaristen ve ıgoslavya'mn katıiımını gelledi. ultun akanlığı'nda ınav tartışması ANKARA umhuriyet Bürosu) - iltür Bakanlığı'nın keolog almak için açtıgı ıavın sözlü aşamasında lav komisyonundan iki şinin çıkanlması -tışma yarattı. CHP mir Milletvekili Veli •csoy. "Sınavın objektif ıteriere göre pılmayacağı ve kimlenn nacağinın önceden belli duğunun işaretidir" di. BMM'de BTK aporu ırtışması ANKARA umhuriyet Bürosu) - şleri Bakanı Murat ısesgioğlu, Başbakanlık kip Kurulu'nun (BTK) lı ve kaymakamlarla ili bir raporu lunmadığını savunarak ali ve kaymakamlar kkında yürürlükteki salar dişında herhangi •yönlendirme ile aışturma açmayacağını" ıledi. FP Konya illetvekiü Abdullah Gül "K raporuna dayanılarak vali ve 300 rmakamın mürteci ilan ıldığını ve takibe ndığını belirterek "80 ıden 70'inin atama amamesinin altında jbakan Mesut maz'ın imzası var" ii ciPİik ısü'nde grev ADANA (Cumhuriyet rosu) - Jncırlik Hava ;ü ile Ankara ve ıir'deki ABD ?rlerinde çalışan işçiler remmuz Perşembe ıü greve başlıyor. D'Ii işverenîerin katı ızlaşmaz tutumunun u kaçınılmaz kıldığinı rten Türk Harb-Iş dikası yetkilileri, yeni rilere açık olduklannı. ak işveren tarafının nsuz yaklasımının nesı durumunda grev ınnı perşembe günü )0'da yaşama receklerini bildırdiler. DSP lideri Ecevit, nisanda seçimin koşulunun, CHP'nin tavnna bağlı olduğunu söyledi 'Seçim tarihi belirlensin'ANKARA (Cumhurivet Bü- rosu)-Başbakan Yardımcısı Bü- lent Ece\it. bır an önce erken se- çim tarihinin belirlenmesi gere- ğine dikkat cekerken **İUe bu ka- sımda seçim olsun diye dayat- mam söz konusu değil. Ancak CHP düşük profilli seçim hükii- meti formüJünden vazgeçmezse, 1998 sona ermeden seçimin ka- çınıhnaz olabileceğini düşünüvo- nım"dedi. Ecevit. *I999yıIıni- san ayında seçim yapılmasının koşulunun. CHP'nin düşük pro- filli hükümet modelinden vaz- geçmesi olduğunu, bu durumda ekonomideki olumlu yönelişin köklestirilebileceğini'' söyledi. Ecev it, partisinin grup toplan- tısında yaptığı konuşmada. *Ka- sunda seçim olabilir" sözleriyle başlayan tartışmalan degerlen- dirdi. Belirsızlikten şikâyetçi ol- duğunu vurgulayan Ecev it, "Sa- • Seçim hükümetinden vazgeçilmezse bu yıl seçimin kaçınılmaz olabileceğini söyleyen DSP lideri Ecevit. "1999 yılında seçim olması durumunda, nasıl bir hükümet modeli ile gidileceği konusu belirsizliğini koruyor. Bu belirsizlik, ekonomideki olumlu gelişmeleri yokuşa sürüyor" dedi. yın Başbakan ile Sayın Baykal, Udir. Bu önerinin gerçekJeşmesi rerse enflasyon yeniden yüksele- 1999 yüı nisan ayına bir yıl var- ken bir seçim aniaşmasına vardı- lar. Yılmaz, seçime Meelis karar verir. diyor. Doğrudur. iki genel başkanın niyetlerini açıklamak da haklandır. İki genel başkanın tstekleri henüz Meelis karanna sunulmamışbr" dedi. Ecevit, Baykal'ın "düşükpro- filli hükümet dayatmasından şi- kâyetçi olduğunu" belirterek şu değerlendırmeleri yaptı: "Düşük profilli, yani suya sa- bunadokunmayan hükümet4 ay iilkevi idare etsin, diyor. Bunu ya- dırgıyorum. Kamuoyunun, özel- likle ekonomiyle ilgili kesimlerin bunu içine sindiremedikleri bel- olasılığı da çok zayıftır. Sayın Cumhurbaşkanu böyle bir m o delin. iki liderin anlaşmasının. kendisini bağlamayacağını ifade etmiştir. 1999 v ıiında seçim olma- sı durumunda, nasıl bir hükümet modeli ilegidileceği konusu belir- sizliğini koruyor. Bu belirsizlik, ekonomideki olumlu gelişmeleri yokuşa sürüyor. Bu orijinal mo- delin uygulanması olasılığı çok düşüktür. kamuoyunun büyük kesimi, 2000'e kadar 55. hükü- metin devam etmesini istiyor ve seçimlerden önce çekilmesini de gereksiz >e sakıncalı buluyor. Enflasyon aşağı çekilmeye basla- dı. Araya geçici bir hükümet gi- bilir." 2000>Tİuıadelc. Asıl tercihinin 2000 yılına dek devam etmek olduğunu bildiren Ecevit açıklamalannı şöyle sür- dürdü: "Ancak bu olanaklı görünmü- yor. Bir an önce erken seçim ta- rihi belirienmelidir. 1999 Nisa- nı'nda da olabilir. 1998 Kasımı. Arahk'ında da olabilir. Nisanda seçimin koşulu, CHP'nin düşük profilli hükümet modelinden vazgeçmesi, hükümete gönülsüz desteğini sürdürmesidir. Bu for- tnülün yaran ise hükümetin bi- raz daha uzun bir süre işbaşında kalabilmesinin ekonomideki olumlu yönelişi kökleştirmesi olur. En kötü seçenek, düşük pro- filli hükümetle 1999 yılı nisanın- da seçime gitmek olur. 6 ay daha telef olur. Eğer CHP, bu formül- den vazgeçmezse 1998 sona er- meden seçime gitmenin kaçınıl- maz olabileceğini düşünüyonım. Henüz Meclis'te seçim tarihi ka- ran alınnıadL Koalisyon adabı- nın gereği olarak, öncelikle bu ko- nuda hükümet ortaklanyla an- laşmaya çalışmak gerektiğini dü- şünüyonım." Ecevit, TBMM gündemine fazla yüklenmemek gerektiğini vurguladı Ecevit sözlerini "Mu- halefetin rutsağı dunımuna gel- dik. Başbakan'la son görüşme- mizde Meclis'e bağlanıp kalma- mızın doğru olmadığını söyle- dim. Hükümet yasama organı değjldir" diye noktaladı. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Çiller: Çıkışın tek adresi seçim ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)- DYP Genel Baskanı tansu Çil- ler, "aradönenrden çıkışın tek ad- resinın seçim olduğunu söyledi. "tkinci demokrasiyi gerjreceği/" diyen Çiller, 55. hükümet döne- minde gerçekleşen uygulamalan da "yüz karası" olarak değerlen- dirdi. Kartelci medya ve tekelci sermayeye karşı olduğunu kayde- den Çiller. "Gazetelerdeki kiralık manşetiere karşın, halkın gerçeği çok farklT dedi Çiller, dün Sheraton Otelı'nde 1.5 saate varan basın açıkiamasın- da hükümetin 1 yıllık icraatını de- ğerlendirdı. Hükümetin uygulama- lannı REFAHYOL dönemiyle kar- şılaştıran Çiller, "55. hükümet dö- nenıine kural tanımayan partizan- lık, pervasızhk, diyet ödemeleri. devlet ihalelerindeki yolsu/Juklar. muhûra ve dayarmaiarta dolu ge- cen bir ara dönem egemen oldu" dedi. Cumhuriyet tarihinde ilk kez se- çilmislenn ara döneme talıp oiduk- lannı savunan Çiller. "Ara dönem iktidan. halka hesap vermek yeri- ne kendisini hükümet yapan mer- cilere ve odaklara diyet borcunu öder" dedi. Çiller, tüm baskılara karşın Gümrük Birliği'ne geçtıklerinı, es- naf ve KOBİ'lerin yüzünü güldür- düklerini iddia ederek. "Özel sek- törün KİT'i konumundaki tekelci sermaye, Gümrük Birligi ile büyük bir krize girdi. Hatta zararianmn devlet tarafından karşılanmasuuis- ter hale geldi. Tekelci sermaye ile onlara eklemlenmişkartelci medya da krizdeydi. Çanak. çömlek satan medya patronlannın promosyonla- nna izin verilmedi" dedi. Çiller, Başbakan MesutYılmaz'ı "demokrasiyi arkadan hançerie- mekle" suçlarken, 55. hükümeti de "kirli mutabakat" olarak değerlen- dirdi ve şunlan söyledi "Kirb' mutabakat, otel lobilerin- de ve havuz başlannda müteahhit ve kumarhane mafyalanyla görüş- mek, devletin tüm olanaklannı te- kelci sermaye ve kartel medyaya peşkes çektiren mutabakatbr. Kir- li mutabakat, TBM M koridorlann- da millefvekjli pazariıği ile kunılan mutabakattır. Budapeşte'lerde giz- li gizu' aranan mutabakattır. Ku- marhane kapısında burnunu kır- dıran siyasetçidir." Deniz Baykal Samsun'da seçim gündemini değerlendirdi Tartışmalar hükümetin ömrüyle ilgili 5 CEMİLCİĞERİM SAMSMV - CHP Genel Başkanı Deniz BaykaL erken seçimli ilgili olarak, "Onemli tamsmalann içüıden geçryoruz. Bu taröşmalar hükümetin öm- rünü yakuidan ilgüendiriyor" dedi. Baykal, Karadeniz gezisinin ilk durağı olan Sam- sun'a geldi. Havaalanının V1P salonunda kısa bir açıklama yapan Baykal, seçim ile ilgili düşüncele- rini söylediğini ve söylemeye devam edeceğini be- lirtti. Baykal. partisinin seçime hazırolduğunu kay- detti. Çalışmalan, Karadeniz Bölgesi'nden baslat- tıklannı söyleyen Baykal şunlan söykdi: "Bu ziyaret, yaşamuman ilginç bir dönemine rastladı. Önemii tartışmalann içinden geçiyoruz. Bu tartışmalar hükümetin ömriinü yakından ilgi- lendiriyor. Seçim zamanı ile ilgili yoğun bir tarüş- ma yaşamyor. Memur maaşlan ile ilgili bürün Tür- kiyeŞi yakından %flendiren bir kararuı alınması söz konusu. Bütün bu sorunların, bütün bu tarbş- malann yoğuniastığı bir dönemde Karadeniz Böl- gesi'nde bu konulan tarbşacağız. Seçim konularuu tarüsacağız.'* C>te yandan Ordu'nun Kabadûz ilçesinde CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın konuşacağı mitin- ge katılacak partilileri taşıyan minibüsün şaram- pole yuvarlanması sonucu 2 kişi öldû, 16 kişi ya- ralandı. ODP Uras: Seçim Yasası değişmeli • ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, Türkiye'nin erken bir genel seçime gereksinimi olduğunu söyleyerek, Seçim Yasasfyla, Siyasi Partiler Yasası'nın değiştirilmesinin zorunluluk olduğunu vurguladı. İstanbul Haber Servisi - ÖDP Genel Başkanı Ufuk L'ras, Türkiye'nin bir er- ken seçime ihtiyacı bulun- duğunu, ama bunun adıl ve demokrarik bir erken seçim olması gerektiğini belirttı. Uras, erken seçime, Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası'nın değiştirilerek gidilmesini istedi. Yazılı bir açıklama ya- pan ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras. sık aralıklarla gündeme gelen seçim tar- tışmalannın toplumda ya- ratılmış olan güvensizlik ortamını daha da derinleş- tirdiğini vurguladı. Siyasi partilerin kendi örgütse) çıkarları veya li- derlerinin politik gelecek- leri doğrultusunda yaptık- lan bu tartışmalann top- lumdaki temiz siyaset bek- lentilerine de yanıt verrne- diğini ıfade eden ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras şöyle devam etti: "Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası'nda her- hangi bir değişiklik yapü- madan, eski koşullarda ve yüzde 10'luk barajla üste- lik partilerin kendi kimlik- leri Ue açık ittifak yapmala- nna imkân vermeden \ap»- lacak seçimler, asla politik istikran sağlamayacaktır. Türkiye'yi çok büyük so- runlarla karşı karşıya bıra- kacak olan bu adımın so- rumlusu, Meclis'teki parti- ler olacakrjr." IRMIKI AYDIN ENGİN aengin (S posta. cumhuriyet. com. tr Ankara'daki "verirsin, ver- mem-vereceksin, veremem" pazariığını izlediğinize eminim de ne düşündüğünüzü bılemi- yorum. Ama (çoğunuzun) be- nim gibi düşünmediğine kalıbı- mı basarım. Ben bu çekişmede Mesut Yılmaz'ı tutuyorum. Onu yer- den göğe haklı buluyorum. Ötekileri, yani serbest piyasa ekonomisi tercihlerini kuşkuya yer bırakmayacak bir açıklıkla yapmış olan Cindoruk'un DTP'sini de, bu tercihi utangaç- ça da olsa yapmış Ecevit'in D- SP'sini ve Baykal CHP'sini de kesinlikle haksız ve kendileriy- le tutarsız buluyorum. Öyle uzun erimli ekonomi po- litikalardan, ülke ekonomisini sürekli ve kalıcı anlamda düze çıkaracak siyasal-ideolojık ter- cihlerden söz etmiyorum. Daha kısa erimli, enflasyonu dizginleyecek, aşağı çekecek ve katlanılabilir ölçülerde tuta- bilecek bir ekonomi yönetimini tartışmaya çabalıyorum. Yalın bir gerçeği saptamak için ille de derin ekonomi bılgi- siyle donanmış olmak gerekmi- yor. Mesut Yılmaz Yerden Göğe Haklı Bu ülkenin ürettiği ile tüketti- ği arasında ciddi bir dengesiz- lik var. Ürettiğinden daha çok tüketmeyi huy edinmiş bir ül- kede yaşryoruz. Sözünü ettiği- miz tüketim salt lüks tüketim fi- lan da değil. Yatınmlanyla, sa- nayileşme hedefleriyle, eğitim, güvenlik, sağlık, sosyai güven- lik alanlanndaki gereksinımlen ile ülkenin üretimi (gelirîeri) ara- sında uçurumlar var. Türkiye, yollannda dünyanın her marka arabasının cirit ata- bileceği, insanlannın yüksekçe bir refah düzeyinde yaşabilece- ği kadar zengin bir ülke değil. Keza Güneydoğu'da 20 yıldır süregelen savaşın giderferini karşılayabilecek geniş kaynak- lan da yok. Keza eğitimdeki, sağlıktaki ve sosyai güvenlikte- ki açıklannı kapatabilecek para- sal kaynaklan da yetersiz. Bunlardan vazgeçilmeşi pek mümkün görünmediğine göre enflasyonun azması, süreğen- leşmesi ve dizginlenememesi de kaçınılmaz. Yeni kaynak yaratılması bir çare. Ama yeni kaynak yarat- mak, olsa olsa uzun erimde so- nuç verebilir. Oysa Türkiye'nin o kadar bekleyecek hali yok. Bu durumda, yani verili ko- şullarda, yani yukandatanımla- dığımız tüketim ve yatınm alış- kanlık ve gereklerinden fazla geri adım atmadan enflasyo- nun dizgınlenmesi için çok faz- la seçenek yok. Üretimle tüketim arasındakı açığı kapatmak için toplumun kimi kesimlerinin tüketimlerinin kısıtlanması gerekiyor. Yani enf- lasyonu dizginlemenın fatura- sını bırilerinin ödemesi gereki- yor. Soru da zaten bu: Bu fatu- rayı ödeyecek "birileri" kim? Sanıyoruz belli başlı iki seçe- nek var: Sırasıyla ve kısa kısa ır- deleyelim: Bir: Çalışanlann, yani ışçile- rin ve memurlann ücret artış ta- leplerini görmezden gelirsiniz. Yaratacağı toplumsal hoşnut- suzluğu göze alırsınız. Ücretle- ri "olabilecek en düşük" düzey- de tutarsınız. Bu, olası bir se- çimde oylannızda düşüşe yol açar, Seçim meydanlannda "Evet, ama bakın enflasyonu dizginledik. Bu acı reçete zo- runluydu" edebiyatına kuvvet verirsiniz. Yutturabilirseniz oy düşüşünü belki de önlersiniz, falanfilan... İki: Enflasyonu dizginlemek için gerekli kaynağı, çalışanla- nn ücretlerini düşük tutarak de- ğil, "toplumun bir başka kesi- minın" gelirlerini, kazançlannı cezalandırarak sağlamayı yeğ- lersiniz. Işin kilidi de işte burada, bir üst paragrafın son sözcüğünde yatıyor: Yeğlersinizl.. Neyi yeğleyeceksiniz? Bir başka deyişle, kazançlan kısıl- dığında (örneğin vergilendirildi- ğinde) enflasyonu dizginleyici bir etki sağlayacak, emekçiler dışındaki toplum kesimleri ne- dir? Olsa olsa rant gelirlerinden yararlananlar, "Hazinebonosu" ticareti ile üretmeden yüksek kazanç sağlayanlar, borsada, döviz pazannda para alıp para satarak para kazananlar... Mesut Yılmaz, bu iki seçe- nekten birini yeğleyecekti. öy- le yaptı. O, enflasyonla mücadele programında tercihini çok açık yapmış bir partinin lideri. A^4AP, serbest piyasa ekonomisinin en sadık ve inatçı savunucusu. DYP'ye göre daha ciddi, DSP ve CHP'ye göre daha gözüka- ra. Bu durumda Mesut Yılmaz'ın "Yüzde 20'den bir kuruş fazla vermem" diretmesi ayaklan ye- re basan, sağlam, sağlıklı ve kendi içinde tam olarak tutariı bir çizgidir. Ideolojik tercihinin siyasete tam olarak yansıması- dır. Oyüzden... Bu "verirsin-vermem "çekiş- mesinde Mesut Yılmaz'ı yerden göğe haklı, kendi içinde çok tu- tarlı buluyorum. ötekileri, yani serbest piyasa ekonomisi ter- cihlerini kuşkuya yer bırakma- yacak bir açıklıkla yapmış olan Cindoruk'un DTP'sini de, bu tercihi utangaçça da olsa yap- mış Ecevit'in DSP'sini ve Bay- kal CHP'sini de kesinlikle hak- sız ve kendileriyle tutarsız bulu- yorum. POLflÎKA GÜJNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Divpiği - Aşkale... CHP Sıvas milletvekili Mahmut Işık, dün telefonla arayıp şoyle dedi: "Ben Sıvas'takı terörün nasıl tırmandığını yetkılile- re daha önce duyurdum..." Sordum: "Ne yaptınız?" "Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e, Başbakan Mesut Yılmaz'a, Başbakan Yardımcısı Bülent Ece- vit'e, Genelkurmay Başkanı Orgeneral ismail Hakkı Karadayı ya ve Içışlerı Bakanı Murat Başesgioğ- lu 'na mektup yazdım..." Mahmut Işık, 30 Hazıran 1998 günü gönderıyor mektubu... Üç gün önce Sıvas'ın Dıvriği ılçesinın Çayözü kö- yünü PKK basıp 4 yurttaşımızı öldürdü... Sıvas, Tokat, Amasya üçgeninde bir yıl aradan son- ra terör olaylan yoğunlaştı; önceki gün Erzurum'un Aşkale ilçesının Tokça köyü PKK tarafından basılıp 5 kışı öldürüldü. Dün de Hakkâri'nın Kamışlı Köyü'nde devnye gorevı yapan askeri tıme pusu kuran teröristler, 17 kişiyı şehit etti... CHP'lı Işık, bıze dün bazı açıklamalarda bulundu... Işık diyor ki: "Elbistan, Zara ve imranlı ilçelerindeki otorite boş- luklanndan yararianılarak önce Dh/riği'de birkaç kişi tarafından karakol sılahla taranmış, faıllen herzaman olduğu gibiyakalanmamış, tren yoluna bomba kon- muş. Iliç-Kuruçay yöresındekı bır çatışmada iki terö- rist öldürulmüş, iki asker şehıt edilmiştir. Bu olaylardan sonra bölgede, panık ve tedırginlık hat safhaya ulaşmıştır. Bizzat köylerden bana ulaşan bılgılere göre PKK'ye ait 30-40 kişilik bır grup; Çaltı Çayı çevresindeki köylen her gece rahatsız ederek çeşitlı ihtiyaçlannın karşılanmasını istemekte, bılgı verildiğinde de köyle- n'nın imha edıleceği tehdıtlennı gittıkleri her köyde söylemekte ve bölgeyı adeta kasıp kavurmaktadıhar. Köylü haber verse kendi hayatlan tehlikeye düş- mekte, vermese güvenlik kuvvetlen yakaladığında ay- rı birsıkıntı çekmekte; o nedenle de tek cıkaryol ola- rak köyünü terk ederek malını, davannı yokpahasına satarak köyden göçmektedir. Acılen alınması gereken tedbırterin başında, bölgedeki otorite boşluğu gel- mektedir. lliç ve Kemaliye, Erzincan'a yaklaşık 130 km, Dıv- riği Sıvas'a 188 km, Suşehn ise Sıvas'a 144 km'dir. Çok iyi organize edılmiş 50-100 kişilik bir grup bu il- çelere baskın düzenlese birkaç gün ılçeyi elinde tu- tarakyakar, yıkar, büyük tahnbatlar vererek bölgeyi bir daha yaşanmayacak hale getirebılır." • • • Elbistan, lliç, Divnğı, Zara ve İmranlı ılçelen "Alevi ve Kürt" kökenli; Gölova, Akıncılar, Suşehri ve Koyul- hisar ilçelen de Sünni yurttaşlanmızın ağırlıklı yaşadık- lan yöreler... Terör örgütleri Elbistan gınşli olarak lliç, Divriği, Za- ra ve İmranlı üzerinden Kızıldağ'ı aşarak Akıncılar, Gö- lova, Suşehri yönünü kullanıp Niksar-Tokat'ı geçıp Samsun'a, oradan da Karadenız'e ulaşıyor... CHP'Iİ Mahmut Işık, bize ilginç bilgilerverirken şöy- le diyor "Terör bölgeye yerieştiğınde, çatışma nedenı ken- diliğinden ortaya çıkmaktadır. O zaman şöyle denıle- cektir: Alevi ve Kürtler PKK'yi besledi ve bizim üzeri- mizegönderdi..." Bu tür söylentıler hem Samsun hem de Erzurum yöresinde çok yaygın... Anımsayacaksınız, Sıvas katliamının ardından Baş- bağlar baskını olmuş, 37 yurttaşımız PKK tarafından öldürülmüştü... Bugün Sıvas, Erzıncan, Tokat ve Erzurum yöresin- de PKK aynı yöntem içinde; köyler basılıyor, insanla- nmız alçakça katledilıyor... Mahmut Işık diyor ki: "9 Temmuz 1998 tarihinde Alevi ve Kürt kökenli Zara Sancakkale köyü muhtannın öldürülmesinden 3 gün sonra; aynı bölgeyeyakın olan, Divnği Çayözü kö- yü basılıyor Köyden Zeki Boztepe, Sinan Türkmen, Recep Türkmen ve bayan olan Perihan Türkmen öldürülüyor. Köyün 15 yıldan beri yapımı süren, mü- teahhit hatasından mahkemelersonucu yıkılan ve tek- raryapılmaya çalışılan köprüsünün birayağı da yıkı- larak köyden alınan iki katıria evlerde bulunan yiyecek malzemelen gasp edıliyor, katıriara yuklenerek götü- rülüyor. Oldürülen bayan Perihan Türkmen 2-3 ayönce ba- na geldi. Işsız ve yoksul bır yurttaşımtzdı. Kendisıne kaymakamlıkça Sosyai Dayanışma Fonu'ndan yapı- lan yardımla geçiniyordu. Köyüne kış için bır şeyler ekmekamacıyla oğlu ile berabergidiyor ve ikisi de öl- dürülüyoriar." • • • CHP'lı Mahmut Işık'a sordum: "Bölgede gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığı ortaya çıkmıyor mu?" Işık "Evef" deyıp yanrtladı: "Divriği ve Suşehri hemen ilyapılmaiı, halka mo- ral verilmelidır. Şu anda göç var. Göç önlenmeli ve ka- lıcı biriik ve güvenlik birımleri zaman yıtirilmeden tak- viye edilmelidir. Aksı takdırde teröristler bölgeyi da- ha da zoriayacaktır. Terör kısa sürede Sıvas'tan tak- viyeli olarak Karadeniz'e ulaşacaktır. Kaldı ki şu anda Karadeniz'de çeşitli faaliyetlerde bulunmaktadır. O- nun için bölgede otorite boşluğu hemen doldurul- malıdır." CHP'lı Mahmut Işık'ın sesine kulak verelim... hckayaa posta.cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Bassavcı sorusturma actı 'A Takımı' saldmsına tepkiler büyüyor ADANA/GAZtANTEP (Cumhuriyet Günev illeri Bürosu) - Deprem nede- niyle Adana E Tipi Kapa- lı Cezaev ı'nden Gazıantep Özel Tip Cezaevi'ne nak- ledilen siyasi tutuklulara. 'A Takımı' denilen bır grup gardiyan tarafından arama ve sayım bahane- siyle gerçekleştınldiğı öne sürülen saldınya tepkiler artıyor. Tutuklu yakınlan, olay- dan Adalet Bakanı ve ce- zaevi yetkılilerinin sorum- lu olduğunu söyledıler. Gaziantep Cumhuriyet Başsavcısı AhmetKarayi- git saldın ile ilgili sorus- turma başlattı. İHD Adana Şubesi'nde biraraya gelen tutuklu ya- kınlan, 5 Temmuz'da ayakkabı araması. 7 Tem- muz'da da sayım bahane- siyle koğuşlara iki kez sal- dın düzenlendiğını iddia ettiler. Tutuklu yakınlan şu bil- gileri verdiler: "Saldınyı yapanlann kendilerini 'A Takımı' di- >e adlandıran gardivanlar ve cezaev i ikinci müdürii olduğu bildirilivor. Vakın- lanmız can güventikleri- nin ülmadığını. her an ye- ni bir saldın olabileceğini söylüyoriar. Çocuklanmı- an en kısa sürede yeniden Adana Kürkçüler Ceza- evi'ne getirilmesini istiyo- ruz." Gazıantep Cumhuriyet Başsavcılığı da konuyla il- gili olarak sorusturma aç- tı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle