Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 TEMIMUZ 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
anefî Avcı- Suçlanrrusti
lanefi Avtfya
eraat
lANKAFA
umhuri\et Bürosu) -
nkara 2 No'lu DGM,
(iT'inoperasyonel
aliyetlerde kullandığı
lefon nurnaralannı elde
tiği ve bunlan açıkladığı
;rekçesıyle 15 yıldan az
mamak üzere ağır hapis
;zası istemiyle
ırgılanan eskı Emniyet
enel Müdürlüğü
tihbarat Dairesi Başkan
ırdımcısı Hanefı
vcı'nın beraatına karar
:rdi. Avcı'nın beraatına
>uç işleme kastı ile
ıreket etmediği ve suçun
ısal unsurlannın
uşmadığı" gerekçe
isterildı. Avcı'nın
ııkatı Suat Çelebi,
üvekkılinin devlet
indeki yasadışı ilişkileri
ılattığını vurgulayarak
5sas araştınlması
•reken. müvekkılimın
ılattıklandır" dedi.
alkan
limpiyatian'na
ölge
I ANKARA
'umhuriyet Bürosu) - Bu
1 6'ncısı ODTÜ'de
ıpılan Bilgisayar
limpiyatı'na KKTC'nin
ıvet edilmesini protesto
ien Yunanistan ve Güney
ıbns Rum Yönetimi
;KRY). Türkiye aleyhine
opaganda yaparak
impiyatın en iddialı
keleri Romanya,
algaristen ve
ıgoslavya'mn katıiımını
gelledi.
ultun
akanlığı'nda
ınav tartışması
ANKARA
umhuriyet Bürosu) -
iltür Bakanlığı'nın
keolog almak için açtıgı
ıavın sözlü aşamasında
lav komisyonundan iki
şinin çıkanlması
-tışma yarattı. CHP
mir Milletvekili Veli
•csoy. "Sınavın objektif
ıteriere göre
pılmayacağı ve kimlenn
nacağinın önceden belli
duğunun işaretidir"
di.
BMM'de BTK
aporu
ırtışması
ANKARA
umhuriyet Bürosu) -
şleri Bakanı Murat
ısesgioğlu, Başbakanlık
kip Kurulu'nun (BTK)
lı ve kaymakamlarla
ili bir raporu
lunmadığını savunarak
ali ve kaymakamlar
kkında yürürlükteki
salar dişında herhangi
•yönlendirme ile
aışturma açmayacağını"
ıledi. FP Konya
illetvekiü Abdullah Gül
"K raporuna dayanılarak
vali ve 300
rmakamın mürteci ilan
ıldığını ve takibe
ndığını belirterek "80
ıden 70'inin atama
amamesinin altında
jbakan Mesut
maz'ın imzası var"
ii
ciPİik
ısü'nde grev
ADANA (Cumhuriyet
rosu) - Jncırlik Hava
;ü ile Ankara ve
ıir'deki ABD
?rlerinde çalışan işçiler
remmuz Perşembe
ıü greve başlıyor.
D'Ii işverenîerin katı
ızlaşmaz tutumunun
u kaçınılmaz kıldığinı
rten Türk Harb-Iş
dikası yetkilileri, yeni
rilere açık olduklannı.
ak işveren tarafının
nsuz yaklasımının
nesı durumunda grev
ınnı perşembe günü
)0'da yaşama
receklerini bildırdiler.
DSP lideri Ecevit, nisanda seçimin koşulunun, CHP'nin tavnna bağlı olduğunu söyledi
'Seçim tarihi belirlensin'ANKARA (Cumhurivet Bü-
rosu)-Başbakan Yardımcısı Bü-
lent Ece\it. bır an önce erken se-
çim tarihinin belirlenmesi gere-
ğine dikkat cekerken **İUe bu ka-
sımda seçim olsun diye dayat-
mam söz konusu değil. Ancak
CHP düşük profilli seçim hükii-
meti formüJünden vazgeçmezse,
1998 sona ermeden seçimin ka-
çınıhnaz olabileceğini düşünüvo-
nım"dedi. Ecevit. *I999yıIıni-
san ayında seçim yapılmasının
koşulunun. CHP'nin düşük pro-
filli hükümet modelinden vaz-
geçmesi olduğunu, bu durumda
ekonomideki olumlu yönelişin
köklestirilebileceğini'' söyledi.
Ecev it, partisinin grup toplan-
tısında yaptığı konuşmada. *Ka-
sunda seçim olabilir" sözleriyle
başlayan tartışmalan degerlen-
dirdi. Belirsızlikten şikâyetçi ol-
duğunu vurgulayan Ecev it, "Sa-
• Seçim hükümetinden vazgeçilmezse bu yıl seçimin kaçınılmaz olabileceğini
söyleyen DSP lideri Ecevit. "1999 yılında seçim olması durumunda, nasıl bir
hükümet modeli ile gidileceği konusu belirsizliğini koruyor. Bu belirsizlik,
ekonomideki olumlu gelişmeleri yokuşa sürüyor" dedi.
yın Başbakan ile Sayın Baykal, Udir. Bu önerinin gerçekJeşmesi rerse enflasyon yeniden yüksele-
1999 yüı nisan ayına bir yıl var-
ken bir seçim aniaşmasına vardı-
lar. Yılmaz, seçime Meelis karar
verir. diyor. Doğrudur. iki genel
başkanın niyetlerini açıklamak
da haklandır. İki genel başkanın
tstekleri henüz Meelis karanna
sunulmamışbr" dedi.
Ecevit, Baykal'ın "düşükpro-
filli hükümet dayatmasından şi-
kâyetçi olduğunu" belirterek şu
değerlendırmeleri yaptı:
"Düşük profilli, yani suya sa-
bunadokunmayan hükümet4 ay
iilkevi idare etsin, diyor. Bunu ya-
dırgıyorum. Kamuoyunun, özel-
likle ekonomiyle ilgili kesimlerin
bunu içine sindiremedikleri bel-
olasılığı da çok zayıftır. Sayın
Cumhurbaşkanu böyle bir m o
delin. iki liderin anlaşmasının.
kendisini bağlamayacağını ifade
etmiştir. 1999 v ıiında seçim olma-
sı durumunda, nasıl bir hükümet
modeli ilegidileceği konusu belir-
sizliğini koruyor. Bu belirsizlik,
ekonomideki olumlu gelişmeleri
yokuşa sürüyor. Bu orijinal mo-
delin uygulanması olasılığı çok
düşüktür. kamuoyunun büyük
kesimi, 2000'e kadar 55. hükü-
metin devam etmesini istiyor ve
seçimlerden önce çekilmesini de
gereksiz >e sakıncalı buluyor.
Enflasyon aşağı çekilmeye basla-
dı. Araya geçici bir hükümet gi-
bilir."
2000>Tİuıadelc.
Asıl tercihinin 2000 yılına dek
devam etmek olduğunu bildiren
Ecevit açıklamalannı şöyle sür-
dürdü:
"Ancak bu olanaklı görünmü-
yor. Bir an önce erken seçim ta-
rihi belirienmelidir. 1999 Nisa-
nı'nda da olabilir. 1998 Kasımı.
Arahk'ında da olabilir. Nisanda
seçimin koşulu, CHP'nin düşük
profilli hükümet modelinden
vazgeçmesi, hükümete gönülsüz
desteğini sürdürmesidir. Bu for-
tnülün yaran ise hükümetin bi-
raz daha uzun bir süre işbaşında
kalabilmesinin ekonomideki
olumlu yönelişi kökleştirmesi
olur. En kötü seçenek, düşük pro-
filli hükümetle 1999 yılı nisanın-
da seçime gitmek olur. 6 ay daha
telef olur. Eğer CHP, bu formül-
den vazgeçmezse 1998 sona er-
meden seçime gitmenin kaçınıl-
maz olabileceğini düşünüyonım.
Henüz Meclis'te seçim tarihi ka-
ran alınnıadL Koalisyon adabı-
nın gereği olarak, öncelikle bu ko-
nuda hükümet ortaklanyla an-
laşmaya çalışmak gerektiğini dü-
şünüyonım."
Ecevit, TBMM gündemine
fazla yüklenmemek gerektiğini
vurguladı Ecevit sözlerini "Mu-
halefetin rutsağı dunımuna gel-
dik. Başbakan'la son görüşme-
mizde Meclis'e bağlanıp kalma-
mızın doğru olmadığını söyle-
dim. Hükümet yasama organı
değjldir" diye noktaladı.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
Çiller: Çıkışın tek adresi seçim
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)- DYP Genel Baskanı tansu Çil-
ler, "aradönenrden çıkışın tek ad-
resinın seçim olduğunu söyledi.
"tkinci demokrasiyi gerjreceği/"
diyen Çiller, 55. hükümet döne-
minde gerçekleşen uygulamalan
da "yüz karası" olarak değerlen-
dirdi. Kartelci medya ve tekelci
sermayeye karşı olduğunu kayde-
den Çiller. "Gazetelerdeki kiralık
manşetiere karşın, halkın gerçeği
çok farklT dedi
Çiller, dün Sheraton Otelı'nde
1.5 saate varan basın açıkiamasın-
da hükümetin 1 yıllık icraatını de-
ğerlendirdı. Hükümetin uygulama-
lannı REFAHYOL dönemiyle kar-
şılaştıran Çiller, "55. hükümet dö-
nenıine kural tanımayan partizan-
lık, pervasızhk, diyet ödemeleri.
devlet ihalelerindeki yolsu/Juklar.
muhûra ve dayarmaiarta dolu ge-
cen bir ara dönem egemen oldu"
dedi.
Cumhuriyet tarihinde ilk kez se-
çilmislenn ara döneme talıp oiduk-
lannı savunan Çiller. "Ara dönem
iktidan. halka hesap vermek yeri-
ne kendisini hükümet yapan mer-
cilere ve odaklara diyet borcunu
öder" dedi.
Çiller, tüm baskılara karşın
Gümrük Birliği'ne geçtıklerinı, es-
naf ve KOBİ'lerin yüzünü güldür-
düklerini iddia ederek. "Özel sek-
törün KİT'i konumundaki tekelci
sermaye, Gümrük Birligi ile büyük
bir krize girdi. Hatta zararianmn
devlet tarafından karşılanmasuuis-
ter hale geldi. Tekelci sermaye ile
onlara eklemlenmişkartelci medya
da krizdeydi. Çanak. çömlek satan
medya patronlannın promosyonla-
nna izin verilmedi" dedi.
Çiller, Başbakan MesutYılmaz'ı
"demokrasiyi arkadan hançerie-
mekle" suçlarken, 55. hükümeti de
"kirli mutabakat" olarak değerlen-
dirdi ve şunlan söyledi
"Kirb' mutabakat, otel lobilerin-
de ve havuz başlannda müteahhit
ve kumarhane mafyalanyla görüş-
mek, devletin tüm olanaklannı te-
kelci sermaye ve kartel medyaya
peşkes çektiren mutabakatbr. Kir-
li mutabakat, TBM M koridorlann-
da millefvekjli pazariıği ile kunılan
mutabakattır. Budapeşte'lerde giz-
li gizu' aranan mutabakattır. Ku-
marhane kapısında burnunu kır-
dıran siyasetçidir."
Deniz Baykal Samsun'da seçim gündemini değerlendirdi
Tartışmalar hükümetin ömrüyle ilgili
5
CEMİLCİĞERİM
SAMSMV - CHP Genel Başkanı Deniz BaykaL
erken seçimli ilgili olarak, "Onemli tamsmalann
içüıden geçryoruz. Bu taröşmalar hükümetin öm-
rünü yakuidan ilgüendiriyor" dedi.
Baykal, Karadeniz gezisinin ilk durağı olan Sam-
sun'a geldi. Havaalanının V1P salonunda kısa bir
açıklama yapan Baykal, seçim ile ilgili düşüncele-
rini söylediğini ve söylemeye devam edeceğini be-
lirtti. Baykal. partisinin seçime hazırolduğunu kay-
detti. Çalışmalan, Karadeniz Bölgesi'nden baslat-
tıklannı söyleyen Baykal şunlan söykdi:
"Bu ziyaret, yaşamuman ilginç bir dönemine
rastladı. Önemii tartışmalann içinden geçiyoruz.
Bu tartışmalar hükümetin ömriinü yakından ilgi-
lendiriyor. Seçim zamanı ile ilgili yoğun bir tarüş-
ma yaşamyor. Memur maaşlan ile ilgili bürün Tür-
kiyeŞi yakından %flendiren bir kararuı alınması
söz konusu. Bütün bu sorunların, bütün bu tarbş-
malann yoğuniastığı bir dönemde Karadeniz Böl-
gesi'nde bu konulan tarbşacağız. Seçim konularuu
tarüsacağız.'*
C>te yandan Ordu'nun Kabadûz ilçesinde CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal'ın konuşacağı mitin-
ge katılacak partilileri taşıyan minibüsün şaram-
pole yuvarlanması sonucu 2 kişi öldû, 16 kişi ya-
ralandı.
ODP
Uras:
Seçim
Yasası
değişmeli
• ÖDP Genel
Başkanı Ufuk Uras,
Türkiye'nin erken
bir genel seçime
gereksinimi
olduğunu
söyleyerek, Seçim
Yasasfyla, Siyasi
Partiler Yasası'nın
değiştirilmesinin
zorunluluk olduğunu
vurguladı.
İstanbul Haber Servisi -
ÖDP Genel Başkanı Ufuk
L'ras, Türkiye'nin bir er-
ken seçime ihtiyacı bulun-
duğunu, ama bunun adıl ve
demokrarik bir erken seçim
olması gerektiğini belirttı.
Uras, erken seçime, Seçim
Yasası ve Siyasi Partiler
Yasası'nın değiştirilerek
gidilmesini istedi.
Yazılı bir açıklama ya-
pan ÖDP Genel Başkanı
Ufuk Uras. sık aralıklarla
gündeme gelen seçim tar-
tışmalannın toplumda ya-
ratılmış olan güvensizlik
ortamını daha da derinleş-
tirdiğini vurguladı.
Siyasi partilerin kendi
örgütse) çıkarları veya li-
derlerinin politik gelecek-
leri doğrultusunda yaptık-
lan bu tartışmalann top-
lumdaki temiz siyaset bek-
lentilerine de yanıt verrne-
diğini ıfade eden ÖDP
Genel Başkanı Ufuk Uras
şöyle devam etti:
"Seçim Yasası ve Siyasi
Partiler Yasası'nda her-
hangi bir değişiklik yapü-
madan, eski koşullarda ve
yüzde 10'luk barajla üste-
lik partilerin kendi kimlik-
leri Ue açık ittifak yapmala-
nna imkân vermeden \ap»-
lacak seçimler, asla politik
istikran sağlamayacaktır.
Türkiye'yi çok büyük so-
runlarla karşı karşıya bıra-
kacak olan bu adımın so-
rumlusu, Meclis'teki parti-
ler olacakrjr."
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin (S posta. cumhuriyet. com. tr
Ankara'daki "verirsin, ver-
mem-vereceksin, veremem"
pazariığını izlediğinize eminim
de ne düşündüğünüzü bılemi-
yorum. Ama (çoğunuzun) be-
nim gibi düşünmediğine kalıbı-
mı basarım.
Ben bu çekişmede Mesut
Yılmaz'ı tutuyorum. Onu yer-
den göğe haklı buluyorum.
Ötekileri, yani serbest piyasa
ekonomisi tercihlerini kuşkuya
yer bırakmayacak bir açıklıkla
yapmış olan Cindoruk'un
DTP'sini de, bu tercihi utangaç-
ça da olsa yapmış Ecevit'in D-
SP'sini ve Baykal CHP'sini de
kesinlikle haksız ve kendileriy-
le tutarsız buluyorum.
Öyle uzun erimli ekonomi po-
litikalardan, ülke ekonomisini
sürekli ve kalıcı anlamda düze
çıkaracak siyasal-ideolojık ter-
cihlerden söz etmiyorum.
Daha kısa erimli, enflasyonu
dizginleyecek, aşağı çekecek
ve katlanılabilir ölçülerde tuta-
bilecek bir ekonomi yönetimini
tartışmaya çabalıyorum.
Yalın bir gerçeği saptamak
için ille de derin ekonomi bılgi-
siyle donanmış olmak gerekmi-
yor.
Mesut Yılmaz Yerden Göğe Haklı
Bu ülkenin ürettiği ile tüketti-
ği arasında ciddi bir dengesiz-
lik var. Ürettiğinden daha çok
tüketmeyi huy edinmiş bir ül-
kede yaşryoruz. Sözünü ettiği-
miz tüketim salt lüks tüketim fi-
lan da değil. Yatınmlanyla, sa-
nayileşme hedefleriyle, eğitim,
güvenlik, sağlık, sosyai güven-
lik alanlanndaki gereksinımlen
ile ülkenin üretimi (gelirîeri) ara-
sında uçurumlar var.
Türkiye, yollannda dünyanın
her marka arabasının cirit ata-
bileceği, insanlannın yüksekçe
bir refah düzeyinde yaşabilece-
ği kadar zengin bir ülke değil.
Keza Güneydoğu'da 20 yıldır
süregelen savaşın giderferini
karşılayabilecek geniş kaynak-
lan da yok. Keza eğitimdeki,
sağlıktaki ve sosyai güvenlikte-
ki açıklannı kapatabilecek para-
sal kaynaklan da yetersiz.
Bunlardan vazgeçilmeşi pek
mümkün görünmediğine göre
enflasyonun azması, süreğen-
leşmesi ve dizginlenememesi
de kaçınılmaz.
Yeni kaynak yaratılması bir
çare. Ama yeni kaynak yarat-
mak, olsa olsa uzun erimde so-
nuç verebilir. Oysa Türkiye'nin
o kadar bekleyecek hali yok.
Bu durumda, yani verili ko-
şullarda, yani yukandatanımla-
dığımız tüketim ve yatınm alış-
kanlık ve gereklerinden fazla
geri adım atmadan enflasyo-
nun dizgınlenmesi için çok faz-
la seçenek yok.
Üretimle tüketim arasındakı
açığı kapatmak için toplumun
kimi kesimlerinin tüketimlerinin
kısıtlanması gerekiyor. Yani enf-
lasyonu dizginlemenın fatura-
sını bırilerinin ödemesi gereki-
yor. Soru da zaten bu: Bu fatu-
rayı ödeyecek "birileri" kim?
Sanıyoruz belli başlı iki seçe-
nek var: Sırasıyla ve kısa kısa ır-
deleyelim:
Bir: Çalışanlann, yani ışçile-
rin ve memurlann ücret artış ta-
leplerini görmezden gelirsiniz.
Yaratacağı toplumsal hoşnut-
suzluğu göze alırsınız. Ücretle-
ri "olabilecek en düşük" düzey-
de tutarsınız. Bu, olası bir se-
çimde oylannızda düşüşe yol
açar, Seçim meydanlannda
"Evet, ama bakın enflasyonu
dizginledik. Bu acı reçete zo-
runluydu" edebiyatına kuvvet
verirsiniz. Yutturabilirseniz oy
düşüşünü belki de önlersiniz,
falanfilan...
İki: Enflasyonu dizginlemek
için gerekli kaynağı, çalışanla-
nn ücretlerini düşük tutarak de-
ğil, "toplumun bir başka kesi-
minın" gelirlerini, kazançlannı
cezalandırarak sağlamayı yeğ-
lersiniz.
Işin kilidi de işte burada, bir
üst paragrafın son sözcüğünde
yatıyor: Yeğlersinizl..
Neyi yeğleyeceksiniz? Bir
başka deyişle, kazançlan kısıl-
dığında (örneğin vergilendirildi-
ğinde) enflasyonu dizginleyici
bir etki sağlayacak, emekçiler
dışındaki toplum kesimleri ne-
dir?
Olsa olsa rant gelirlerinden
yararlananlar, "Hazinebonosu"
ticareti ile üretmeden yüksek
kazanç sağlayanlar, borsada,
döviz pazannda para alıp para
satarak para kazananlar...
Mesut Yılmaz, bu iki seçe-
nekten birini yeğleyecekti. öy-
le yaptı.
O, enflasyonla mücadele
programında tercihini çok açık
yapmış bir partinin lideri. A^4AP,
serbest piyasa ekonomisinin en
sadık ve inatçı savunucusu.
DYP'ye göre daha ciddi, DSP
ve CHP'ye göre daha gözüka-
ra.
Bu durumda Mesut Yılmaz'ın
"Yüzde 20'den bir kuruş fazla
vermem" diretmesi ayaklan ye-
re basan, sağlam, sağlıklı ve
kendi içinde tam olarak tutariı
bir çizgidir. Ideolojik tercihinin
siyasete tam olarak yansıması-
dır.
Oyüzden...
Bu "verirsin-vermem "çekiş-
mesinde Mesut Yılmaz'ı yerden
göğe haklı, kendi içinde çok tu-
tarlı buluyorum. ötekileri, yani
serbest piyasa ekonomisi ter-
cihlerini kuşkuya yer bırakma-
yacak bir açıklıkla yapmış olan
Cindoruk'un DTP'sini de, bu
tercihi utangaçça da olsa yap-
mış Ecevit'in DSP'sini ve Bay-
kal CHP'sini de kesinlikle hak-
sız ve kendileriyle tutarsız bulu-
yorum.
POLflÎKA GÜJNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Divpiği - Aşkale...
CHP Sıvas milletvekili Mahmut Işık, dün telefonla
arayıp şoyle dedi:
"Ben Sıvas'takı terörün nasıl tırmandığını yetkılile-
re daha önce duyurdum..."
Sordum:
"Ne yaptınız?"
"Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e, Başbakan
Mesut Yılmaz'a, Başbakan Yardımcısı Bülent Ece-
vit'e, Genelkurmay Başkanı Orgeneral ismail Hakkı
Karadayı ya ve Içışlerı Bakanı Murat Başesgioğ-
lu 'na mektup yazdım..."
Mahmut Işık, 30 Hazıran 1998 günü gönderıyor
mektubu...
Üç gün önce Sıvas'ın Dıvriği ılçesinın Çayözü kö-
yünü PKK basıp 4 yurttaşımızı öldürdü...
Sıvas, Tokat, Amasya üçgeninde bir yıl aradan son-
ra terör olaylan yoğunlaştı; önceki gün Erzurum'un
Aşkale ilçesının Tokça köyü PKK tarafından basılıp 5
kışı öldürüldü. Dün de Hakkâri'nın Kamışlı Köyü'nde
devnye gorevı yapan askeri tıme pusu kuran teröristler,
17 kişiyı şehit etti...
CHP'lı Işık, bıze dün bazı açıklamalarda bulundu...
Işık diyor ki:
"Elbistan, Zara ve imranlı ilçelerindeki otorite boş-
luklanndan yararianılarak önce Dh/riği'de birkaç kişi
tarafından karakol sılahla taranmış, faıllen herzaman
olduğu gibiyakalanmamış, tren yoluna bomba kon-
muş. Iliç-Kuruçay yöresındekı bır çatışmada iki terö-
rist öldürulmüş, iki asker şehıt edilmiştir.
Bu olaylardan sonra bölgede, panık ve tedırginlık
hat safhaya ulaşmıştır.
Bizzat köylerden bana ulaşan bılgılere göre PKK'ye
ait 30-40 kişilik bır grup; Çaltı Çayı çevresindeki
köylen her gece rahatsız ederek çeşitlı ihtiyaçlannın
karşılanmasını istemekte, bılgı verildiğinde de köyle-
n'nın imha edıleceği tehdıtlennı gittıkleri her köyde
söylemekte ve bölgeyı adeta kasıp kavurmaktadıhar.
Köylü haber verse kendi hayatlan tehlikeye düş-
mekte, vermese güvenlik kuvvetlen yakaladığında ay-
rı birsıkıntı çekmekte; o nedenle de tek cıkaryol ola-
rak köyünü terk ederek malını, davannı yokpahasına
satarak köyden göçmektedir. Acılen alınması gereken
tedbırterin başında, bölgedeki otorite boşluğu gel-
mektedir.
lliç ve Kemaliye, Erzincan'a yaklaşık 130 km, Dıv-
riği Sıvas'a 188 km, Suşehn ise Sıvas'a 144 km'dir.
Çok iyi organize edılmiş 50-100 kişilik bir grup bu il-
çelere baskın düzenlese birkaç gün ılçeyi elinde tu-
tarakyakar, yıkar, büyük tahnbatlar vererek bölgeyi bir
daha yaşanmayacak hale getirebılır."
• • •
Elbistan, lliç, Divnğı, Zara ve İmranlı ılçelen "Alevi
ve Kürt" kökenli; Gölova, Akıncılar, Suşehri ve Koyul-
hisar ilçelen de Sünni yurttaşlanmızın ağırlıklı yaşadık-
lan yöreler...
Terör örgütleri Elbistan gınşli olarak lliç, Divriği, Za-
ra ve İmranlı üzerinden Kızıldağ'ı aşarak Akıncılar, Gö-
lova, Suşehri yönünü kullanıp Niksar-Tokat'ı geçıp
Samsun'a, oradan da Karadenız'e ulaşıyor...
CHP'Iİ Mahmut Işık, bize ilginç bilgilerverirken şöy-
le diyor
"Terör bölgeye yerieştiğınde, çatışma nedenı ken-
diliğinden ortaya çıkmaktadır. O zaman şöyle denıle-
cektir: Alevi ve Kürtler PKK'yi besledi ve bizim üzeri-
mizegönderdi..."
Bu tür söylentıler hem Samsun hem de Erzurum
yöresinde çok yaygın...
Anımsayacaksınız, Sıvas katliamının ardından Baş-
bağlar baskını olmuş, 37 yurttaşımız PKK tarafından
öldürülmüştü...
Bugün Sıvas, Erzıncan, Tokat ve Erzurum yöresin-
de PKK aynı yöntem içinde; köyler basılıyor, insanla-
nmız alçakça katledilıyor...
Mahmut Işık diyor ki:
"9 Temmuz 1998 tarihinde Alevi ve Kürt kökenli
Zara Sancakkale köyü muhtannın öldürülmesinden 3
gün sonra; aynı bölgeyeyakın olan, Divnği Çayözü kö-
yü basılıyor Köyden Zeki Boztepe, Sinan Türkmen,
Recep Türkmen ve bayan olan Perihan Türkmen
öldürülüyor. Köyün 15 yıldan beri yapımı süren, mü-
teahhit hatasından mahkemelersonucu yıkılan ve tek-
raryapılmaya çalışılan köprüsünün birayağı da yıkı-
larak köyden alınan iki katıria evlerde bulunan yiyecek
malzemelen gasp edıliyor, katıriara yuklenerek götü-
rülüyor.
Oldürülen bayan Perihan Türkmen 2-3 ayönce ba-
na geldi. Işsız ve yoksul bır yurttaşımtzdı. Kendisıne
kaymakamlıkça Sosyai Dayanışma Fonu'ndan yapı-
lan yardımla geçiniyordu. Köyüne kış için bır şeyler
ekmekamacıyla oğlu ile berabergidiyor ve ikisi de öl-
dürülüyoriar."
• • •
CHP'lı Mahmut Işık'a sordum:
"Bölgede gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığı
ortaya çıkmıyor mu?"
Işık "Evef" deyıp yanrtladı:
"Divriği ve Suşehri hemen ilyapılmaiı, halka mo-
ral verilmelidır. Şu anda göç var. Göç önlenmeli ve ka-
lıcı biriik ve güvenlik birımleri zaman yıtirilmeden tak-
viye edilmelidir. Aksı takdırde teröristler bölgeyi da-
ha da zoriayacaktır. Terör kısa sürede Sıvas'tan tak-
viyeli olarak Karadeniz'e ulaşacaktır. Kaldı ki şu anda
Karadeniz'de çeşitli faaliyetlerde bulunmaktadır. O-
nun için bölgede otorite boşluğu hemen doldurul-
malıdır."
CHP'lı Mahmut Işık'ın sesine kulak verelim...
hckayaa posta.cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Bassavcı sorusturma actı
'A Takımı' saldmsına
tepkiler büyüyor
ADANA/GAZtANTEP
(Cumhuriyet Günev illeri
Bürosu) - Deprem nede-
niyle Adana E Tipi Kapa-
lı Cezaev ı'nden Gazıantep
Özel Tip Cezaevi'ne nak-
ledilen siyasi tutuklulara.
'A Takımı' denilen bır
grup gardiyan tarafından
arama ve sayım bahane-
siyle gerçekleştınldiğı öne
sürülen saldınya tepkiler
artıyor.
Tutuklu yakınlan, olay-
dan Adalet Bakanı ve ce-
zaevi yetkılilerinin sorum-
lu olduğunu söyledıler.
Gaziantep Cumhuriyet
Başsavcısı AhmetKarayi-
git saldın ile ilgili sorus-
turma başlattı.
İHD Adana Şubesi'nde
biraraya gelen tutuklu ya-
kınlan, 5 Temmuz'da
ayakkabı araması. 7 Tem-
muz'da da sayım bahane-
siyle koğuşlara iki kez sal-
dın düzenlendiğını iddia
ettiler.
Tutuklu yakınlan şu bil-
gileri verdiler:
"Saldınyı yapanlann
kendilerini 'A Takımı' di-
>e adlandıran gardivanlar
ve cezaev i ikinci müdürii
olduğu bildirilivor. Vakın-
lanmız can güventikleri-
nin ülmadığını. her an ye-
ni bir saldın olabileceğini
söylüyoriar. Çocuklanmı-
an en kısa sürede yeniden
Adana Kürkçüler Ceza-
evi'ne getirilmesini istiyo-
ruz."
Gazıantep Cumhuriyet
Başsavcılığı da konuyla il-
gili olarak sorusturma aç-
tı.