Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 TEMMUZ 1998 PERŞEM
12 KULTUR
Björk, Açıkhava da dört solo albümünden seçmeler sunacak
Yerddüşün, evrenseldavran
CUMHUR CANBAZOĞLL
0U1SUUUUUSI
İSTftMİH.
Oa FfSTİVMİ
Bazı yorumcular
\ ardır, sesleri
kimseye benzemez.
tzlanda'dan çıkan
vokalist Björk de
bunlardan biri,
üstüne üstlük
besteleri, anlattiklan ve teknolojiyi kullanımı
da çok özel. Yann akşam Açıkhava'da
festivalin caza uzak yüzünü yansıtacak ağır
toplardan Kudsi Erguner ve arkadaşlannın
45 dakikalık sözsüz klasik Türk sanat
müziği yorumlannı dinleyeceğiz önce,
ardından binlerce kilometre uzağa gidip
ilginç lzlanda masallarını. bireysel
deneylenni, kâbuslannı, yaşama dair
yorumlannı, bazen detone olsa bile etkileyici
ince sesinden dinleyeceğiz Björk'ün...
32 yaşındaki Björk Gudmundsdottir başkent
Reykjavik dogumlu. On iki yaşında adını
taşıyan ilk plağını dolduruyor ve pop, ne\v
wave ve punk şarkılarla ünlenıyor. Beş yıl
kaldığı Sugarcubes grubunda adeta staj
yapıyor v e piyasayı öğreniyor.
Uzun yıllar, doğduğu adada yaşadıktan sonra
Londra'ya yerleşip 1993"te Nelle Hooper'ın
gözetiminde ilk solo albümü Debufu
yapmayı başanyor ve anlattıfı masallarla ün
kazanıyor.
Ikinci albüm Fost'ta (1995) yine yanında
Hooper oluyor ve işe Tricky de katılıyor.
Albümün ortaya koyduğu müziğe ve sözlere
bakarsanız cehennem sanki kapının ardında...
Ardından remikslenerek bir araya toplanmış
eski parçalann albümü Telegram
yayımlanıyor. Ancak beğenilmiyor bu albüm.
Aceleye gelnıiş, fazla tartışılmamış, vasat bir
çalışma izlenimi veriyor Telegram.
Björk duygulannı yoğun şekilde aktarmayı
son albümü Homojenic'de yansıtmayı
deniyor ve de yapıştırılan pop yıldızı
etiketinden bu albümle kurtulmayı başanyor.
Birkaç yıl önce ona bombalı paket
gönderdikten sonra intihar eden Los
Angeleslı hayranının yaptıklannı unutmamış
olacak ki Homojenic'de kâbus dolu hayaller.
duygular öne çıkıyor. Bir çeşit dürüst bir anı
defteri ya da Björk'ün 1997'dekı fotografı
gibi bu albüm.
Yenilikler bol albümde: Graham 808 State
Massey'in düzenlemeleri yerine 'acid
house'un iyi gruplanndan LFO'nun beyni
Mark BeO'i seçmiş. Eskiden beri büyük aşk
yaşadığı yaylılann yükünü, deneyimli Eumir
Deodato'ya vermiş, yaylılan The Icelandic
String Octet's grubuna çaldırmış. lzlanda
geleneksel müziği üzenne araştırmalan olan
DJ Asa XXX de son izlenimlerini aktarmış
Björk'a. Yaylılarla Bell'in sibemetik
ritmlerini çarpıcı bir ustalıkla yan yana
getiren albümün prodüktörlüğünü de
yüklenmiş tzlandalı yorumcu...
Björk'ün müziğinde yaylılann ağırlığı
yoğun, her fırsatta da bunu vurgulamaya
özen gösteriyor, ama aynı zamanda techno,
trip hop ve bir sürü elektronik soundu
bulabiliyorsunuz müziğinde. Nerede ne
yapacağı belli olmayan bir tip Björk.
Yapıtlarındaki sloganı şu : 'Yerel düşün,
evrensel davran'. Nerede ne yapacağı belli olmayan bir tip Björk.
Müziğin farklı köklerine
yapılan yolculuklar...
LALE KUYUCU
Önce günlük!
14 Temmuz'da Cemal Reşit Rey'de bir-
likte sahneyeçıkan Lucky Peterson ve Ma-
vis Staples. dinleyicilere çok uzak dıyarla-
nn tanıdık ilahileriyle seslendi. Mavis
Staples'ın içini titreten müzik kahramanı
Mahalia Jackson'a adadıklan albümleri-
nin konser turlanndan birinde bu kez de ls-
tanbul'a tutulmuşlardı. Wade in the VVater.
Born by the Rjver. Summertime gibi gos-
pel'lann yer aldığı konserde. bis şarkısı da
Happy Day'di. Sinemasever caz kuşlan, bu
şarkıyı geçen yıllarda VVhoopi Gold-
berg'ün uçuk kaçık dadı Corina'yı canlan-
dırdığı Corina Corina adlı _ _ ^ _
fılmde bir alay zenci çocuk-
tan oluşan kilise korosundan
dinlemişti. Doğrusuya, Hap-
py Day. Billie Holiday ve Os-
car Peterson/Louis Armst-
rong plaklan üstüne denn de-
rin tartışan iki kahramanı ha-
tırlattı.
Lucky Peterson, seslendir-
diği müziğin köklerini iyice
sindirmiş çok yetenekli bir
müzisyen. Mavis Staples ise
oldukça rahatsız olmasına
karşın, sahnede mutlu ve keyifliydı. Ken-
ny Garret'ın da dinleciler arasında bulun-
duğu konserde, Staples ve Peterson'ın el-
lerinden ve seslerinden cazm zengin kök-
lerinden birinin tadına vardık.
ann iki ayn
mekânda
Burhan Öçal
ve Kudsi
Erguner ile
birlikte
olacağız.
Derin iz btrakacak bir konser
Yann iki ayn mekânda Burhan Öçal ve
Kudsi Erguner'le birlikte olacağız. Günü-
müzde birçok müzisyen. müziğin farklı
köklerinin er geç buluşacağına inanıyor.
Caz, dünyanın değişik köşelerinden esen
rüzgârlan sımsıkı kucaklıyor.
Burhan Öçal yakınlarda Amerikalı bas-
çı Jamaladeen Tacuma'yla birlikte Parli-
ament Caz Festıvali kapsamında Izmir'e
konuk olmuştu. Bu kez de yeni bir proje-
de Avustralyalı piyarust Peter\\aters'la bir-
likte sahnede olacak. Anadolu topraklan,
değişik kültürlerarasındaki sağlam köprü-
leri üstünde taşıyor. Burhan Öçal da her
yeni projesiyle birlikte kültür alışverişleri-
ni sürdürüyor. Ailesinden gelen müzık mi-
rasını vurmalı yaylı çalgılann yanı sıra vo-
kaldeki denemeleny le öteliyor Öçal. Piya-
nist Peter Waters ise teknik ustaltgıyla ta-
nmıyor. Burhan Öçal'la ortaklığı bir rast-
lantı değil. Waters, Dogu kültürlerini uzun
süredir araştınyor. Öçal• Waters projesine
yann akşam tanık olacağız.
Festival akşamı sufi müziğinin en iyi ör-
neklerini imzalayan neyzen Kudsi Ergu-
ner'le sürecek. Erguner'in ilk eğıtmeni. ba-
bası Ulvi Erguner'dı. Türk klasik müziği-
nin korunmasında \e yeni kuşağa aktanl-
masındaönemli rolü olan baba Erguner'in
— — ^ — ardından, Kudsi Erguner de
bu müziğin dünyaya taşınma-
sını üstlendı. 1975'te Paris'e
yerleştikten sonra Türk müzi-
ği eğitimi veren bir okul aça-
rak üstlendiği görevi bir adım
daha öteye taşıdı. 1990'da ya-
yımladığı Sufı Music o Tur-
key albümüyle büyük ilgi gö-
ren ve bu ilgıvi Türk müziği-
ne yönlendiren Erguner, ge-
çen yıl Psalms of Yunus Em-
~ re albümünü yayımladı.
" ^ " " " " ^ Kudsi Erguner. kendi al-
bümlerinin yanı sıra. Martin Scorsese'nin
yönettiği 'Günaha Son Çağn' adlı filmi
Peter Gabrieria birlikte müziklendirdi.
Passion adlı bu albümden sonraGabriel'la
Us albümü için de işbırliğı yaptı. Sufi dü-
şünüşü içinde müziğin olmazsa olmaz bır
işlevi var. Kudsi Erguner, sufı müziğinin en
önemli temsilcılerinden biri. Istanburdaki
kısa konserinde ona Derya Tûrkan kemen-
çede, Hakan Güngör kanunda, Mehmet
Birmez utta. Necip Gülses tamburda, Bro-
no Caillat da zarb. bendir ve tablada eşlik
edecek. Derin izler bırakacak bir konser
bizleri bekliyor.
Bu iki önemli konserin ardından Açık-
hava sahnesini Björk devralacak. Ardın-
dan Roky Coolbone grubunu, Gramofon
da her cuma olduğu gibi Sibel Köse-Can
Ayer^ağlayan Yıldız-Völkan Öktem dört-
lüsünü ağırlayacak.
FESTİVAL G Ü N L Ü Ğ Ü
Aykırılıkların uyıımu
13 Temmuz festivalin söz etmeye
değer günlerinden biri. Ikinci festival
haftası birbirinden ilginç üç konserle
açıldı. Jack DeJohnette büyüleyıci
projesi Oneness ile Cemal Reşit
Rey'deydi. Size de mantıklı gelir mi
bilmem, ama çocuklara verilen isim-
lerin kişilikleri üzerinde bir şekilde
etkili olduğu söylenir. Oneness da is-
miyle çok uyumlu bır Jack DeJohnet-
te projesi. Michael Cain ve Jerome
Harris'in bu projeye verdiği yönü ve-
rebılecek başka bir piyano ve bas gi-
tar ikilisi düşünemiyorum. Jack De-
Johnette'in Oneness projesindeki da-
vulu, büyük vuruşlar içinde küçük
çırpıntılan banndmyordu. DeJohnet-
te aynı anda hem piyanoyla hem de
basla ya da gitarla söyleşiyordu. One-
ness şarkılan. albümden sonra konser
yorumlanyla da kendi mecrasında
akan nehirlere benziyor. Eğilip her
vadi bükümündeki değişimleri gör-
mek gerek. Üçlü müziğin içindeki
sessizliği yakalayarak çok zor bir işi
başardı. Dinleyene "birlik (tevhit)
böyle bir şe> olmab" dedırten bir ses-
sizlikti bu. DeJohnette, Cain ve Har-
ris'in her notasının ve her dokunuşu-
nun iyi düşünülmüş, iç seslerden kay-
naklanan nedenleri var. Oneness mü-
ziğini ve felsefesini keşfetmek ger-
çekten keyifli bir iş...
Corea'nın ilginç alülısı
Akşamın ikinci önemli buluşması
Açıkhava Tiyatrosu'ndaydı. Cazın
kahramanlanndan Roy Haynes, John
Patitucci ve Danilo Perez'le birlikte
sahnedeydi. Combo müziği kolay bir
iş değil; küçük bir grupta uyumu ya-
kalamak gerekiyor. Bunun için de Pa-
titucci ve Perez gibi takım ruhuyla bi-
reyselliğini aynı anda koruyabilmek
gerek. Roy Haynes için söylenebile-
cek pek bir şey yok; caz tarihi gere-
ken her şeyi söylüyor zaten. John Pa-
titucci ve Danilo Perez'in ifade bi-
çimleri konser boyunca birbirine çok
uygundu; onlann uyuşan kimyası üç-
lünün paylaşabilme yeteneğine çok
şey kattı. İki müzisyen Roy Haynes
gibi bir ustayla çalışmaktan haklı bir
gurur duyuyor. Bütün şarkılarda But
Not For Me'de olduğu gibi şarkıya
birlikte başladılar; farklı yönlere da-
ğıhp arayışa devam ettikten sonra hiç
aynlmamış gibi bir araya geldiler.
Konserin her anında yoğun paslaşma-
lar vardı. Şarkılann seyri Haynes-Pe-
rez-Patitucci arasında gidip gelirken,
tepeden aşağı yuvarlanan bir çıg gibi
hızla büyüdü. Sıfatlartehlikelidir; a-
ma müziğin uyumu ve duygulann
alışverişi açısından çok keyifli ve öğ-
retici birkonserdi. Yakm zamanda yi-
ne dinlemek üzere...
13- Temmuz, Chick
Corea'nın son projesi
Origin'le sürdü. Co-
rea'nın ilginç altılısı,
New York-Blue Note'ta
hayata geçirdiği çoktan
olgunlaşmış projelerini
Istanbul'a taşıdı. Kök-
lere dönüşü olabilecek
en ilerici noktadan baş-
latan Origin, cazın en
güçlü dönemlerinden
de izler taşıyordu. Bas-
çı Avishai Cohen ve da-
vulcu Jeff Ballard'ın
çarpıcı "ağaç" sesleriy-
le akustik tınılann uçla-
rında gezinen altılının
agırlık merkezinde be-
bop'tan gelen çığlık da vardı. Steve
Wilson, Bob Shappard ve Steve Da-
vis'in bakır üflemeleri, Charlie Par-
ker-DizzyGiIlespieikilisinin formüle
ettiği eşsesli haykınşları anımsattı.
Bu ses, "Biz buradayız! Biz güçlü-
yüz!" diyordu. Chick Corea'nın hiç
ihmal etmediği ustası Bud PövveU'ın
mirası da usta ellerdeydi. Altılı, Ori-
gin, Double Piece, (Bud Povvell'a
adanmış KennyGarrettdestekli) Dre-
amers, It Could Happen to You ve bis
şarkısı olarak seslendirdikleri Ar-
mando's Tango'yla gerçek ustalıklar
sergiledi.
Origin, aykınlıklann uyumunun
peşinde çok yol almış bir altılı.
2000'li yıllann müziğini yalnızca ve
sürekli olarak elektrikli enstrümanla-
nn misyonu olarak görenlere de çok
iyi bir yanıt. Cazda post-modernlik
üstüne açılacak her tartışmada güçlü
bir sorgulama ve arama-bulma öykü-
sü.
Cazın kahramanlanndan John Patitucci ve Roy Haynes yoğun paslaşmada. (Fotoğraflar: KADER TUGLA)
Kenny Garrett, müziğinin içinde bütün tarihin olduğunu belirtiyor
6
Ne hissediyorsam onu çahyorum'KûltürSenisi-5. Uluslararası Istanbul
Caz Festivali'nin konuklanndan biri Ken-
ny GarretDörtlüsü'ydü. Sanatçı Cemil To-
puzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda izleyicile-
riyle buluştu.
tfade tarzı, hayal gücü ve anlatımında-
ki ustalıSıyla tanınan alto saksofoncu, IVIi-
les Da^is. Art Blakey ve Freddie Hubb«,rd
gibi büviik ustalarla birlikte aynı sahneyi
paylaştı. Üniversıteve gitmek yerine Mer-
ce Elfington'm vönettiği Duke Ellington
Orchestra'ya katılarak hayatını değiştiren
Kenny Garrett, caz düny asına atıldığı gün-
den bu yana büyük tutkusu ve enstrümanı
üstündeki kontrolü ile büyük cazcılarara-
sına girdi. Sanatçının Açıkhava Tiyatro-
su'nda verdiği konsere Christopher Dave
(davul), Narhaniel Ree\«s (bas). Shedrick
Mietchell(piyano) katıldı Önce babasmın
tenor saksofonuv la. sonra da Charlk Par-
ker'la ve onun müzik yasamına büyük kat-
kı sağlayan John Coltrane'nin albümle-
riyle tanışan sanatçı, cazın gelişıminde de
rol oynadı. Garrert. Mel Lenis Orkestrası
ve Danny Richmond Beşlisi \ le çalıştıktan
sonra Art Blakey'in iki albümünde de gö-
rev aldı. Miles Davis'in Türkiye'vi ıçeren
konserlerine de katılan Garrert. Amandla.
Dıngo, LKe Around the World ve Miles
Davis and Ouincy Jones: Live at Montre-
ux albümlerinde yer aldı.
Kenny Garett ile konserden önce vaptı-
ğımız görüşme de sanatçı büyük ustalarla
birlikte çalışmastnın kendisine büv'ük de-
neyimler kazandırdığını söylüyor. "Mü-
zik tarihinde önemli yere sahip müzisyen-
lerle çalışmak. müzik yaşamımda bana
vardım crri. Onlar benimie kendi mii/iklo
rini paylaşrılar. Büyük sanatçılaria çahşır-
ken ne vapmam ve ne vapmamam gerek-
riğini öğrendim. Bu dene>imlerin hepsi da-
ha iyi müzisven ve daha iyi birinsan olmanı
için bana yardım etti."
Diğer müzisyenlenlerin ne yaptığıyla
değil, sadece kendi yaptığı müzikle ilgile-
niyor ve kendi müziği için kaygı duyuyor
Kennv Gan-ett. "Şu an caz vapan sanatçı-
lann nekrie uğraşOgı beniçok fazla ilgilen-
dirmivor. Sadece kendi yaptığım müziği
düşünüyorum. Yap&ğun müzikle yaşıyo-
rum. Ne hissediyorsam onu çalıyorunı.
Dünyanın dört bir yanında verdiginı kon-
serlersonunda şunu öğrendim: Eğer birşe-
yc çok inanıyorsanız onu yapabilirsiniz."
Elektronik müziği sadece yapmış olmak
için değil inandığı için kullandığını söyle-
yen Garrett. "Müziğin içinizdengeldiğibi-
çimde ortaya çıkması önemli'" diyor. Ozel-
likle alto saksofon kullanmak gibi bir ay-
rım gözetmeyen sanatçı, alto saksofonu
üçleme yaptığı için yeğliyor. Cord'u me-
lodik bir enstrüman olduğu için kullanıyor
Kennv Garrett.
Genç müzisyenlerle birlikte çalışmayı
'Bu birim kaderimiz' diye açıklıvor sanat-
çı. Kenny Garrett dörtlüsünün Shedrick
Mitehell ve Christopher Dave'in teklifiy-
le bir araya geldiğini belirten sanatçı,u
Bir
araya gelmcmiz zaman aldı ama bu geciş
dönemini vasamış olmak müzik kariyeri-
miz için yararh oldu. Ekip arok iyice yeri-
ne ohırdu" diyor.
Bugün yaptıklan müziği herkesin fark-
lı bir biçimde. yeni bir şey olarak nitelen-
dirdiğini söyleyen Garrett. yaptıklan mü-
ziğin içinde büyük bir tarih olduğunu ifa-
de ediyor. "Yapüğımız müziğin içinde bû-
tün bir müzik tarihi var. Bugüne kadar caz
adına ne yapıldıysa -benim ya da bir baş-
kasının yapüklan- hepsi müziğimizde var.
Bu bir şans. Elbette ûısanJar sürekli farklı
şeyler bekliyoriar \« biz de müziğimizde
yenilikler yapmak için çalışıyoruz" diyor
Kenny Garrett son olarak.
IŞILDAK VE YELPAZ
ATİLIA BİRKİYE
Kitaplarla...
Kimi yazarlar -okunmak üzere- çeşrttr nedenl
den dolayı "sonra "ya bırakılır. Aylargeçer, yıllar <
çer, o yazarın yeni kitapları çıkar, siz bir türiü baş
yamazsınız. llgili rafınızda kitapları birikir, bir tü
okuyamazsınız. Benim için Amin Maalouf son;
lardaki "bu tür" yazarlardan oldu.
Sonunda çevremin de "manevi" baskısına da^
namayıp, Amin Maalouf külliyatına başladım.
Maalouf'un Türkçe'de epeyce bir kitabı yayımlc
dı. Önce üçlemenin son kitabı Semerkant'tan b£
ladım. Doğrusu çok etkilendim. Ancak şu an ol«
makta olduğum üçlemenin ilk kitabı Afrikalı Leo ç
sarmadı. Kitapla ilgili herhangi bir sözleşmem olrr
dığından her an bırakabilirim!
Yıllar önce yayımlanan Semerkant ile ilgili çok y
zıldı...Bilindiği üzere üç ünlü Iranlı "dünyayı" gözl
yen Ömer Hayyam, hükmeden Vezir NizamülmC
ve titreten Hasan Sabbah romanın başkişilerinde
Romanda Hasan Sabbah'ın başına gelen ola\
Melikşah'ın hesaplarını, kırk günde denetleme;
Hassan Sabbah ile ilgili öteki metinlerde de yer a
Bu denetleme olayı, BinbirGece Masallan'ndaki 1
öyküde de geçer.
Yıllartutuyor. BinbirGece Masallarıyoğun olar;
8-11. yüzyıllarda ortaya çıkıyor (söyleniyor). Has;
Sabbah olayı da binli yıllann sonunda gerçekle;
yor Selçuklu sarayında yaşanan bu olay, doğrudc
masallara giımiş.
Kuşkusuz bu "olay" da, bir başka yazının izle
olacak gizemi içeriyor.
• • •
"Fakat bir heykel kadar sımsıkı gri kadın figürı
nü, yeşil mehtap aydınlığını bir billur gibi kesen ki
dın profilini, eski fresk ve ikonların geçmiş zama
havası içinde kanşık bir duygu ile bize gelen, yeş
Un, sarının, esmer renklerin adeta yaprak yapn
oyunlannı karşımızda tamamlayan diğerkadın çel
relerini övmeden de geçemem."
Diye yazıyor Ahmet Hamdi Tanpınar, "Anadc
lulu kırsal kadın portrelerinin ressamı" Nuri lyeı
için.
Kıymet Giray'ın lyem kitabı, sanatçının yaşarr
nı ve sanatını içeriyor. Özenerek hazırianmış kitaı
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlan'ndan çıkmış. K
tabın tasanmını da bu işin erbabı Ersu Pekin ya|
mış. Büyük boy, "lüks" basılmış kitapta lyem'in -çc
sayıda- yapıtlannın fotografı da yer alıyor.
1941 yılında sanat yasamına başlayan Nuri lyen
"sosyolojik" boyutuyla da ele alan, Kıymet Girj
yapıtının kapsamını tanımlarken şöyle diyor:
"... çalışmamızın kapsamının Ikinci Dünya Sav,
şı yıllarında Istanbul'da gelişen sanat olaylan, t
olayları etkileyen toplumsal değişimler üzerine kt
rulmasına özen gösterilmiştir. Donemin yayınlan iı
celenmiş, güncel olaylann yaşama anının tazelit
ni anıştıran özellikleh verebilmek amacıyla gazet
ler araştınlmış ve örneklenerekyeniden gö'z önür
getirilmiştir. Bu arada güzel sanatlar öğretiminde c
büyük yeniliklerin yaşandığı saptanmış ve bu det
şimler belgelenerek olanca açıklığı İle yansıtılma]
çalışılmıştır.
"Bir sanatçının yetişme aşamalannda geçirdı
evreler belirtenirken, bu sür&ç içinde gelişen oja_
ların gelişim zJncirinin sergii&îmesine de özen gö
terilmiştir."
Türk resminin, kilometre taşlanndan biri olan N
ri lyem'i, kadın yüzünün "epope ozanı" olarak (
tanımlayabiliriz kanımca...
• • •
Raul Marco, Marx ve Engels tarafından tam yı
elli yıl önce kaleme alınan Komünist Parti Manife
tosu için şunlan yazıyor:
"Manifesto, eskimiş ve aşılmış değildir. Burjuv
zi yıkılmadıkça, proleter devrimi sonuna kadar g
türülmedikçe, insanın insan tarafından sömürüs
bir ülkenin başka bir ülke tarafından baskıya uğr
ması ve talan edilmesi, halkların silahlı zorbalık y
luyla egemenlik altına alınması... ortadan kalkm
dıkça da aşılmış ve eskimiş sayılmayacaktır. Maı
festo 'nun aşıldığını iddia edenler, bizzat kendileri t
rih tarafından aşılmış olanlardır. Bütün bu söyled*
len'mizin mümkün olabileceğini, Büyük Ekim De
rimi ve ondan önce 1871 Şanlı Paris Komünü, a<
ve net bir şekilde ispatlamıştır. Komün eğer son
na kadargidemediyse, bunun sorumlusu Manife
to değil, öznel faktörterdir."
Manifesto için "kısaca" bir şeyler söylemek, y£
mak hiç kuşkusuz ki gereksiz.
Öncelikle, yaprtın yeni bir çevirisini yayımlay
Evrensel Basım Yayın'ın yöneticilerini, duru ve a
laşılır bir Türkçe ile Almanca'dan dilimize çeviren Y
maz Onay'ı kutlamak gerekli.
Yüz ellinci yaşını dolduran Manifesto'dan söz <
memizin nedeni, "yalnızca" nostaljik eğilimler c
ğil; asıl neden, gündemden hiç düşmemesi ve
nun, "kısa" ama yayımlandığından beri "dünya
derinden etkileyen, değiştiren "tarihsel" başyap
lardan oluşudur.
Tuborg konserlerinde Athena
• Kültür Servisi - Tuborg Music Club. 1998 yaz
konserleri kapsamında Athena grubunun 20 merkezi
kapsayan dev turaesine ımza atıyor.
Türk Tuborg Bira ve Malt Sanayi AŞ Genel Müdür
Yardımcısı Hakan Demirmen. Athena elemanlan
Gökhan v e Hakan Özoğuz, Ozan Karaçuha, Turgay
Gülaydın ve Athena'nın plak şirketi NR1 'in Genel
Müdürü Ömer Karacan ile birlikte düzenlediği basın
toplantısında, Tuborg olarak bu yazdan itibaren büyi
müzik aktiviteleri düzenlemeye başladıklannı bildirc
Kaliteli müzik yapan sanatçılara destek olmak ve
onlan ülkemizin çeşitli kentlerindeki dinleyicilerine
ulaştırmayı amaçladıklannı söyleyen Demirmen,
öncelikle gençler arasında yaptıklan araştırmalar
sonunda ilk tumeyi Athena ile gerçekleştirmeye kan
verdiklerini açıkladı. Athena turne kapsamındaki ilk
konserini 16 Temmuz'da Çanakkale'de verecek.
Turnenin daha sonraki durakları şunlar: 18 Temmuz
Ayvalık, 23 Temmuz Çeşme. 25 Temmuz Kuşadası.
Temmuz Didim, 28 Temmuz Bodrum. 31 Temmuz
Marmaris, 4 Ağustos Kemer. 5 Ağustos Antalya. 7
Ağustos Side, 8 Ağustos Alanya ve 11 Ağustos
Mersin-Erdemli. Turnenin ikinci bölümünü oluştura
diğer sekiz konser eyiül ayında gerçekleştirilecek.
BUGUN
• BORUSAN KÜLTÜR VT SANAT
MERKEZİ nde saat 17.30'da video'dan Yo-YoM;
'Müzik Bahçesi' izlenebilir.
• ENKA VAKH Sadi Gülçelik Spor Sitesi'nde s
21.15'te Dostlar Tiyatrosu tarafından sahneye
koyulan 'Yosma' adlı o>un izlenebilir.
• tFSAK'ta saat 19.30'da Doğada Görüntü Avcıl
Yanşmalan'nda ödül alan fotoğraflann gösterilec
ve Necmettin Külahçı ile Mehmet Şahin'in konuk
olacaklan saydam gösterisi ve söyleşi izlenebilir.