28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 TEMMUZ 1998 PERŞEM 12 KULTUR Björk, Açıkhava da dört solo albümünden seçmeler sunacak Yerddüşün, evrenseldavran CUMHUR CANBAZOĞLL 0U1SUUUUUSI İSTftMİH. Oa FfSTİVMİ Bazı yorumcular \ ardır, sesleri kimseye benzemez. tzlanda'dan çıkan vokalist Björk de bunlardan biri, üstüne üstlük besteleri, anlattiklan ve teknolojiyi kullanımı da çok özel. Yann akşam Açıkhava'da festivalin caza uzak yüzünü yansıtacak ağır toplardan Kudsi Erguner ve arkadaşlannın 45 dakikalık sözsüz klasik Türk sanat müziği yorumlannı dinleyeceğiz önce, ardından binlerce kilometre uzağa gidip ilginç lzlanda masallarını. bireysel deneylenni, kâbuslannı, yaşama dair yorumlannı, bazen detone olsa bile etkileyici ince sesinden dinleyeceğiz Björk'ün... 32 yaşındaki Björk Gudmundsdottir başkent Reykjavik dogumlu. On iki yaşında adını taşıyan ilk plağını dolduruyor ve pop, ne\v wave ve punk şarkılarla ünlenıyor. Beş yıl kaldığı Sugarcubes grubunda adeta staj yapıyor v e piyasayı öğreniyor. Uzun yıllar, doğduğu adada yaşadıktan sonra Londra'ya yerleşip 1993"te Nelle Hooper'ın gözetiminde ilk solo albümü Debufu yapmayı başanyor ve anlattıfı masallarla ün kazanıyor. Ikinci albüm Fost'ta (1995) yine yanında Hooper oluyor ve işe Tricky de katılıyor. Albümün ortaya koyduğu müziğe ve sözlere bakarsanız cehennem sanki kapının ardında... Ardından remikslenerek bir araya toplanmış eski parçalann albümü Telegram yayımlanıyor. Ancak beğenilmiyor bu albüm. Aceleye gelnıiş, fazla tartışılmamış, vasat bir çalışma izlenimi veriyor Telegram. Björk duygulannı yoğun şekilde aktarmayı son albümü Homojenic'de yansıtmayı deniyor ve de yapıştırılan pop yıldızı etiketinden bu albümle kurtulmayı başanyor. Birkaç yıl önce ona bombalı paket gönderdikten sonra intihar eden Los Angeleslı hayranının yaptıklannı unutmamış olacak ki Homojenic'de kâbus dolu hayaller. duygular öne çıkıyor. Bir çeşit dürüst bir anı defteri ya da Björk'ün 1997'dekı fotografı gibi bu albüm. Yenilikler bol albümde: Graham 808 State Massey'in düzenlemeleri yerine 'acid house'un iyi gruplanndan LFO'nun beyni Mark BeO'i seçmiş. Eskiden beri büyük aşk yaşadığı yaylılann yükünü, deneyimli Eumir Deodato'ya vermiş, yaylılan The Icelandic String Octet's grubuna çaldırmış. lzlanda geleneksel müziği üzenne araştırmalan olan DJ Asa XXX de son izlenimlerini aktarmış Björk'a. Yaylılarla Bell'in sibemetik ritmlerini çarpıcı bir ustalıkla yan yana getiren albümün prodüktörlüğünü de yüklenmiş tzlandalı yorumcu... Björk'ün müziğinde yaylılann ağırlığı yoğun, her fırsatta da bunu vurgulamaya özen gösteriyor, ama aynı zamanda techno, trip hop ve bir sürü elektronik soundu bulabiliyorsunuz müziğinde. Nerede ne yapacağı belli olmayan bir tip Björk. Yapıtlarındaki sloganı şu : 'Yerel düşün, evrensel davran'. Nerede ne yapacağı belli olmayan bir tip Björk. Müziğin farklı köklerine yapılan yolculuklar... LALE KUYUCU Önce günlük! 14 Temmuz'da Cemal Reşit Rey'de bir- likte sahneyeçıkan Lucky Peterson ve Ma- vis Staples. dinleyicilere çok uzak dıyarla- nn tanıdık ilahileriyle seslendi. Mavis Staples'ın içini titreten müzik kahramanı Mahalia Jackson'a adadıklan albümleri- nin konser turlanndan birinde bu kez de ls- tanbul'a tutulmuşlardı. Wade in the VVater. Born by the Rjver. Summertime gibi gos- pel'lann yer aldığı konserde. bis şarkısı da Happy Day'di. Sinemasever caz kuşlan, bu şarkıyı geçen yıllarda VVhoopi Gold- berg'ün uçuk kaçık dadı Corina'yı canlan- dırdığı Corina Corina adlı _ _ ^ _ fılmde bir alay zenci çocuk- tan oluşan kilise korosundan dinlemişti. Doğrusuya, Hap- py Day. Billie Holiday ve Os- car Peterson/Louis Armst- rong plaklan üstüne denn de- rin tartışan iki kahramanı ha- tırlattı. Lucky Peterson, seslendir- diği müziğin köklerini iyice sindirmiş çok yetenekli bir müzisyen. Mavis Staples ise oldukça rahatsız olmasına karşın, sahnede mutlu ve keyifliydı. Ken- ny Garret'ın da dinleciler arasında bulun- duğu konserde, Staples ve Peterson'ın el- lerinden ve seslerinden cazm zengin kök- lerinden birinin tadına vardık. ann iki ayn mekânda Burhan Öçal ve Kudsi Erguner ile birlikte olacağız. Derin iz btrakacak bir konser Yann iki ayn mekânda Burhan Öçal ve Kudsi Erguner'le birlikte olacağız. Günü- müzde birçok müzisyen. müziğin farklı köklerinin er geç buluşacağına inanıyor. Caz, dünyanın değişik köşelerinden esen rüzgârlan sımsıkı kucaklıyor. Burhan Öçal yakınlarda Amerikalı bas- çı Jamaladeen Tacuma'yla birlikte Parli- ament Caz Festıvali kapsamında Izmir'e konuk olmuştu. Bu kez de yeni bir proje- de Avustralyalı piyarust Peter\\aters'la bir- likte sahnede olacak. Anadolu topraklan, değişik kültürlerarasındaki sağlam köprü- leri üstünde taşıyor. Burhan Öçal da her yeni projesiyle birlikte kültür alışverişleri- ni sürdürüyor. Ailesinden gelen müzık mi- rasını vurmalı yaylı çalgılann yanı sıra vo- kaldeki denemeleny le öteliyor Öçal. Piya- nist Peter Waters ise teknik ustaltgıyla ta- nmıyor. Burhan Öçal'la ortaklığı bir rast- lantı değil. Waters, Dogu kültürlerini uzun süredir araştınyor. Öçal• Waters projesine yann akşam tanık olacağız. Festival akşamı sufi müziğinin en iyi ör- neklerini imzalayan neyzen Kudsi Ergu- ner'le sürecek. Erguner'in ilk eğıtmeni. ba- bası Ulvi Erguner'dı. Türk klasik müziği- nin korunmasında \e yeni kuşağa aktanl- masındaönemli rolü olan baba Erguner'in — — ^ — ardından, Kudsi Erguner de bu müziğin dünyaya taşınma- sını üstlendı. 1975'te Paris'e yerleştikten sonra Türk müzi- ği eğitimi veren bir okul aça- rak üstlendiği görevi bir adım daha öteye taşıdı. 1990'da ya- yımladığı Sufı Music o Tur- key albümüyle büyük ilgi gö- ren ve bu ilgıvi Türk müziği- ne yönlendiren Erguner, ge- çen yıl Psalms of Yunus Em- ~ re albümünü yayımladı. " ^ " " " " ^ Kudsi Erguner. kendi al- bümlerinin yanı sıra. Martin Scorsese'nin yönettiği 'Günaha Son Çağn' adlı filmi Peter Gabrieria birlikte müziklendirdi. Passion adlı bu albümden sonraGabriel'la Us albümü için de işbırliğı yaptı. Sufi dü- şünüşü içinde müziğin olmazsa olmaz bır işlevi var. Kudsi Erguner, sufı müziğinin en önemli temsilcılerinden biri. Istanburdaki kısa konserinde ona Derya Tûrkan kemen- çede, Hakan Güngör kanunda, Mehmet Birmez utta. Necip Gülses tamburda, Bro- no Caillat da zarb. bendir ve tablada eşlik edecek. Derin izler bırakacak bir konser bizleri bekliyor. Bu iki önemli konserin ardından Açık- hava sahnesini Björk devralacak. Ardın- dan Roky Coolbone grubunu, Gramofon da her cuma olduğu gibi Sibel Köse-Can Ayer^ağlayan Yıldız-Völkan Öktem dört- lüsünü ağırlayacak. FESTİVAL G Ü N L Ü Ğ Ü Aykırılıkların uyıımu 13 Temmuz festivalin söz etmeye değer günlerinden biri. Ikinci festival haftası birbirinden ilginç üç konserle açıldı. Jack DeJohnette büyüleyıci projesi Oneness ile Cemal Reşit Rey'deydi. Size de mantıklı gelir mi bilmem, ama çocuklara verilen isim- lerin kişilikleri üzerinde bir şekilde etkili olduğu söylenir. Oneness da is- miyle çok uyumlu bır Jack DeJohnet- te projesi. Michael Cain ve Jerome Harris'in bu projeye verdiği yönü ve- rebılecek başka bir piyano ve bas gi- tar ikilisi düşünemiyorum. Jack De- Johnette'in Oneness projesindeki da- vulu, büyük vuruşlar içinde küçük çırpıntılan banndmyordu. DeJohnet- te aynı anda hem piyanoyla hem de basla ya da gitarla söyleşiyordu. One- ness şarkılan. albümden sonra konser yorumlanyla da kendi mecrasında akan nehirlere benziyor. Eğilip her vadi bükümündeki değişimleri gör- mek gerek. Üçlü müziğin içindeki sessizliği yakalayarak çok zor bir işi başardı. Dinleyene "birlik (tevhit) böyle bir şe> olmab" dedırten bir ses- sizlikti bu. DeJohnette, Cain ve Har- ris'in her notasının ve her dokunuşu- nun iyi düşünülmüş, iç seslerden kay- naklanan nedenleri var. Oneness mü- ziğini ve felsefesini keşfetmek ger- çekten keyifli bir iş... Corea'nın ilginç alülısı Akşamın ikinci önemli buluşması Açıkhava Tiyatrosu'ndaydı. Cazın kahramanlanndan Roy Haynes, John Patitucci ve Danilo Perez'le birlikte sahnedeydi. Combo müziği kolay bir iş değil; küçük bir grupta uyumu ya- kalamak gerekiyor. Bunun için de Pa- titucci ve Perez gibi takım ruhuyla bi- reyselliğini aynı anda koruyabilmek gerek. Roy Haynes için söylenebile- cek pek bir şey yok; caz tarihi gere- ken her şeyi söylüyor zaten. John Pa- titucci ve Danilo Perez'in ifade bi- çimleri konser boyunca birbirine çok uygundu; onlann uyuşan kimyası üç- lünün paylaşabilme yeteneğine çok şey kattı. İki müzisyen Roy Haynes gibi bir ustayla çalışmaktan haklı bir gurur duyuyor. Bütün şarkılarda But Not For Me'de olduğu gibi şarkıya birlikte başladılar; farklı yönlere da- ğıhp arayışa devam ettikten sonra hiç aynlmamış gibi bir araya geldiler. Konserin her anında yoğun paslaşma- lar vardı. Şarkılann seyri Haynes-Pe- rez-Patitucci arasında gidip gelirken, tepeden aşağı yuvarlanan bir çıg gibi hızla büyüdü. Sıfatlartehlikelidir; a- ma müziğin uyumu ve duygulann alışverişi açısından çok keyifli ve öğ- retici birkonserdi. Yakm zamanda yi- ne dinlemek üzere... 13- Temmuz, Chick Corea'nın son projesi Origin'le sürdü. Co- rea'nın ilginç altılısı, New York-Blue Note'ta hayata geçirdiği çoktan olgunlaşmış projelerini Istanbul'a taşıdı. Kök- lere dönüşü olabilecek en ilerici noktadan baş- latan Origin, cazın en güçlü dönemlerinden de izler taşıyordu. Bas- çı Avishai Cohen ve da- vulcu Jeff Ballard'ın çarpıcı "ağaç" sesleriy- le akustik tınılann uçla- rında gezinen altılının agırlık merkezinde be- bop'tan gelen çığlık da vardı. Steve Wilson, Bob Shappard ve Steve Da- vis'in bakır üflemeleri, Charlie Par- ker-DizzyGiIlespieikilisinin formüle ettiği eşsesli haykınşları anımsattı. Bu ses, "Biz buradayız! Biz güçlü- yüz!" diyordu. Chick Corea'nın hiç ihmal etmediği ustası Bud PövveU'ın mirası da usta ellerdeydi. Altılı, Ori- gin, Double Piece, (Bud Povvell'a adanmış KennyGarrettdestekli) Dre- amers, It Could Happen to You ve bis şarkısı olarak seslendirdikleri Ar- mando's Tango'yla gerçek ustalıklar sergiledi. Origin, aykınlıklann uyumunun peşinde çok yol almış bir altılı. 2000'li yıllann müziğini yalnızca ve sürekli olarak elektrikli enstrümanla- nn misyonu olarak görenlere de çok iyi bir yanıt. Cazda post-modernlik üstüne açılacak her tartışmada güçlü bir sorgulama ve arama-bulma öykü- sü. Cazın kahramanlanndan John Patitucci ve Roy Haynes yoğun paslaşmada. (Fotoğraflar: KADER TUGLA) Kenny Garrett, müziğinin içinde bütün tarihin olduğunu belirtiyor 6 Ne hissediyorsam onu çahyorum'KûltürSenisi-5. Uluslararası Istanbul Caz Festivali'nin konuklanndan biri Ken- ny GarretDörtlüsü'ydü. Sanatçı Cemil To- puzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda izleyicile- riyle buluştu. tfade tarzı, hayal gücü ve anlatımında- ki ustalıSıyla tanınan alto saksofoncu, IVIi- les Da^is. Art Blakey ve Freddie Hubb«,rd gibi büviik ustalarla birlikte aynı sahneyi paylaştı. Üniversıteve gitmek yerine Mer- ce Elfington'm vönettiği Duke Ellington Orchestra'ya katılarak hayatını değiştiren Kenny Garrett, caz düny asına atıldığı gün- den bu yana büyük tutkusu ve enstrümanı üstündeki kontrolü ile büyük cazcılarara- sına girdi. Sanatçının Açıkhava Tiyatro- su'nda verdiği konsere Christopher Dave (davul), Narhaniel Ree\«s (bas). Shedrick Mietchell(piyano) katıldı Önce babasmın tenor saksofonuv la. sonra da Charlk Par- ker'la ve onun müzik yasamına büyük kat- kı sağlayan John Coltrane'nin albümle- riyle tanışan sanatçı, cazın gelişıminde de rol oynadı. Garrert. Mel Lenis Orkestrası ve Danny Richmond Beşlisi \ le çalıştıktan sonra Art Blakey'in iki albümünde de gö- rev aldı. Miles Davis'in Türkiye'vi ıçeren konserlerine de katılan Garrert. Amandla. Dıngo, LKe Around the World ve Miles Davis and Ouincy Jones: Live at Montre- ux albümlerinde yer aldı. Kenny Garett ile konserden önce vaptı- ğımız görüşme de sanatçı büyük ustalarla birlikte çalışmastnın kendisine büv'ük de- neyimler kazandırdığını söylüyor. "Mü- zik tarihinde önemli yere sahip müzisyen- lerle çalışmak. müzik yaşamımda bana vardım crri. Onlar benimie kendi mii/iklo rini paylaşrılar. Büyük sanatçılaria çahşır- ken ne vapmam ve ne vapmamam gerek- riğini öğrendim. Bu dene>imlerin hepsi da- ha iyi müzisven ve daha iyi birinsan olmanı için bana yardım etti." Diğer müzisyenlenlerin ne yaptığıyla değil, sadece kendi yaptığı müzikle ilgile- niyor ve kendi müziği için kaygı duyuyor Kennv Gan-ett. "Şu an caz vapan sanatçı- lann nekrie uğraşOgı beniçok fazla ilgilen- dirmivor. Sadece kendi yaptığım müziği düşünüyorum. Yap&ğun müzikle yaşıyo- rum. Ne hissediyorsam onu çalıyorunı. Dünyanın dört bir yanında verdiginı kon- serlersonunda şunu öğrendim: Eğer birşe- yc çok inanıyorsanız onu yapabilirsiniz." Elektronik müziği sadece yapmış olmak için değil inandığı için kullandığını söyle- yen Garrett. "Müziğin içinizdengeldiğibi- çimde ortaya çıkması önemli'" diyor. Ozel- likle alto saksofon kullanmak gibi bir ay- rım gözetmeyen sanatçı, alto saksofonu üçleme yaptığı için yeğliyor. Cord'u me- lodik bir enstrüman olduğu için kullanıyor Kennv Garrett. Genç müzisyenlerle birlikte çalışmayı 'Bu birim kaderimiz' diye açıklıvor sanat- çı. Kenny Garrett dörtlüsünün Shedrick Mitehell ve Christopher Dave'in teklifiy- le bir araya geldiğini belirten sanatçı,u Bir araya gelmcmiz zaman aldı ama bu geciş dönemini vasamış olmak müzik kariyeri- miz için yararh oldu. Ekip arok iyice yeri- ne ohırdu" diyor. Bugün yaptıklan müziği herkesin fark- lı bir biçimde. yeni bir şey olarak nitelen- dirdiğini söyleyen Garrett. yaptıklan mü- ziğin içinde büyük bir tarih olduğunu ifa- de ediyor. "Yapüğımız müziğin içinde bû- tün bir müzik tarihi var. Bugüne kadar caz adına ne yapıldıysa -benim ya da bir baş- kasının yapüklan- hepsi müziğimizde var. Bu bir şans. Elbette ûısanJar sürekli farklı şeyler bekliyoriar \« biz de müziğimizde yenilikler yapmak için çalışıyoruz" diyor Kenny Garrett son olarak. IŞILDAK VE YELPAZ ATİLIA BİRKİYE Kitaplarla... Kimi yazarlar -okunmak üzere- çeşrttr nedenl den dolayı "sonra "ya bırakılır. Aylargeçer, yıllar < çer, o yazarın yeni kitapları çıkar, siz bir türiü baş yamazsınız. llgili rafınızda kitapları birikir, bir tü okuyamazsınız. Benim için Amin Maalouf son; lardaki "bu tür" yazarlardan oldu. Sonunda çevremin de "manevi" baskısına da^ namayıp, Amin Maalouf külliyatına başladım. Maalouf'un Türkçe'de epeyce bir kitabı yayımlc dı. Önce üçlemenin son kitabı Semerkant'tan b£ ladım. Doğrusu çok etkilendim. Ancak şu an ol« makta olduğum üçlemenin ilk kitabı Afrikalı Leo ç sarmadı. Kitapla ilgili herhangi bir sözleşmem olrr dığından her an bırakabilirim! Yıllar önce yayımlanan Semerkant ile ilgili çok y zıldı...Bilindiği üzere üç ünlü Iranlı "dünyayı" gözl yen Ömer Hayyam, hükmeden Vezir NizamülmC ve titreten Hasan Sabbah romanın başkişilerinde Romanda Hasan Sabbah'ın başına gelen ola\ Melikşah'ın hesaplarını, kırk günde denetleme; Hassan Sabbah ile ilgili öteki metinlerde de yer a Bu denetleme olayı, BinbirGece Masallan'ndaki 1 öyküde de geçer. Yıllartutuyor. BinbirGece Masallarıyoğun olar; 8-11. yüzyıllarda ortaya çıkıyor (söyleniyor). Has; Sabbah olayı da binli yıllann sonunda gerçekle; yor Selçuklu sarayında yaşanan bu olay, doğrudc masallara giımiş. Kuşkusuz bu "olay" da, bir başka yazının izle olacak gizemi içeriyor. • • • "Fakat bir heykel kadar sımsıkı gri kadın figürı nü, yeşil mehtap aydınlığını bir billur gibi kesen ki dın profilini, eski fresk ve ikonların geçmiş zama havası içinde kanşık bir duygu ile bize gelen, yeş Un, sarının, esmer renklerin adeta yaprak yapn oyunlannı karşımızda tamamlayan diğerkadın çel relerini övmeden de geçemem." Diye yazıyor Ahmet Hamdi Tanpınar, "Anadc lulu kırsal kadın portrelerinin ressamı" Nuri lyeı için. Kıymet Giray'ın lyem kitabı, sanatçının yaşarr nı ve sanatını içeriyor. Özenerek hazırianmış kitaı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlan'ndan çıkmış. K tabın tasanmını da bu işin erbabı Ersu Pekin ya| mış. Büyük boy, "lüks" basılmış kitapta lyem'in -çc sayıda- yapıtlannın fotografı da yer alıyor. 1941 yılında sanat yasamına başlayan Nuri lyen "sosyolojik" boyutuyla da ele alan, Kıymet Girj yapıtının kapsamını tanımlarken şöyle diyor: "... çalışmamızın kapsamının Ikinci Dünya Sav, şı yıllarında Istanbul'da gelişen sanat olaylan, t olayları etkileyen toplumsal değişimler üzerine kt rulmasına özen gösterilmiştir. Donemin yayınlan iı celenmiş, güncel olaylann yaşama anının tazelit ni anıştıran özellikleh verebilmek amacıyla gazet ler araştınlmış ve örneklenerekyeniden gö'z önür getirilmiştir. Bu arada güzel sanatlar öğretiminde c büyük yeniliklerin yaşandığı saptanmış ve bu det şimler belgelenerek olanca açıklığı İle yansıtılma] çalışılmıştır. "Bir sanatçının yetişme aşamalannda geçirdı evreler belirtenirken, bu sür&ç içinde gelişen oja_ ların gelişim zJncirinin sergii&îmesine de özen gö terilmiştir." Türk resminin, kilometre taşlanndan biri olan N ri lyem'i, kadın yüzünün "epope ozanı" olarak ( tanımlayabiliriz kanımca... • • • Raul Marco, Marx ve Engels tarafından tam yı elli yıl önce kaleme alınan Komünist Parti Manife tosu için şunlan yazıyor: "Manifesto, eskimiş ve aşılmış değildir. Burjuv zi yıkılmadıkça, proleter devrimi sonuna kadar g türülmedikçe, insanın insan tarafından sömürüs bir ülkenin başka bir ülke tarafından baskıya uğr ması ve talan edilmesi, halkların silahlı zorbalık y luyla egemenlik altına alınması... ortadan kalkm dıkça da aşılmış ve eskimiş sayılmayacaktır. Maı festo 'nun aşıldığını iddia edenler, bizzat kendileri t rih tarafından aşılmış olanlardır. Bütün bu söyled* len'mizin mümkün olabileceğini, Büyük Ekim De rimi ve ondan önce 1871 Şanlı Paris Komünü, a< ve net bir şekilde ispatlamıştır. Komün eğer son na kadargidemediyse, bunun sorumlusu Manife to değil, öznel faktörterdir." Manifesto için "kısaca" bir şeyler söylemek, y£ mak hiç kuşkusuz ki gereksiz. Öncelikle, yaprtın yeni bir çevirisini yayımlay Evrensel Basım Yayın'ın yöneticilerini, duru ve a laşılır bir Türkçe ile Almanca'dan dilimize çeviren Y maz Onay'ı kutlamak gerekli. Yüz ellinci yaşını dolduran Manifesto'dan söz < memizin nedeni, "yalnızca" nostaljik eğilimler c ğil; asıl neden, gündemden hiç düşmemesi ve nun, "kısa" ama yayımlandığından beri "dünya derinden etkileyen, değiştiren "tarihsel" başyap lardan oluşudur. Tuborg konserlerinde Athena • Kültür Servisi - Tuborg Music Club. 1998 yaz konserleri kapsamında Athena grubunun 20 merkezi kapsayan dev turaesine ımza atıyor. Türk Tuborg Bira ve Malt Sanayi AŞ Genel Müdür Yardımcısı Hakan Demirmen. Athena elemanlan Gökhan v e Hakan Özoğuz, Ozan Karaçuha, Turgay Gülaydın ve Athena'nın plak şirketi NR1 'in Genel Müdürü Ömer Karacan ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, Tuborg olarak bu yazdan itibaren büyi müzik aktiviteleri düzenlemeye başladıklannı bildirc Kaliteli müzik yapan sanatçılara destek olmak ve onlan ülkemizin çeşitli kentlerindeki dinleyicilerine ulaştırmayı amaçladıklannı söyleyen Demirmen, öncelikle gençler arasında yaptıklan araştırmalar sonunda ilk tumeyi Athena ile gerçekleştirmeye kan verdiklerini açıkladı. Athena turne kapsamındaki ilk konserini 16 Temmuz'da Çanakkale'de verecek. Turnenin daha sonraki durakları şunlar: 18 Temmuz Ayvalık, 23 Temmuz Çeşme. 25 Temmuz Kuşadası. Temmuz Didim, 28 Temmuz Bodrum. 31 Temmuz Marmaris, 4 Ağustos Kemer. 5 Ağustos Antalya. 7 Ağustos Side, 8 Ağustos Alanya ve 11 Ağustos Mersin-Erdemli. Turnenin ikinci bölümünü oluştura diğer sekiz konser eyiül ayında gerçekleştirilecek. BUGUN • BORUSAN KÜLTÜR VT SANAT MERKEZİ nde saat 17.30'da video'dan Yo-YoM; 'Müzik Bahçesi' izlenebilir. • ENKA VAKH Sadi Gülçelik Spor Sitesi'nde s 21.15'te Dostlar Tiyatrosu tarafından sahneye koyulan 'Yosma' adlı o>un izlenebilir. • tFSAK'ta saat 19.30'da Doğada Görüntü Avcıl Yanşmalan'nda ödül alan fotoğraflann gösterilec ve Necmettin Külahçı ile Mehmet Şahin'in konuk olacaklan saydam gösterisi ve söyleşi izlenebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle