28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 TEMMUZ1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Öiretim kadrolapı • ANKARA (Cumhuriyet Bünosu)- Anayasa Mahkemesi, 1997 Mali Yılı Bütçe Yasası'nın 45. maddesin>de yer alan "yüksekö-ğretım kurumlaruıda öğretim elemanlan kadrolanna yapı lacak açıktan atamalan Maliye Bakanlığı iznıne bağlayan" hükmü iptal edildi. ArLayasa MahJcemesi'nin ıptal karannın yeraldığı Resmi Gazete'nin dünkü sayısmda, Bütçe Yasası'nın 34. maddesinin a fıkrasının anayasaya aykın olduğu belirtildi. Danıştay 8. Dairesi'nin itirazı üzerine 13 Mayıs 1998'de karan alan Anayasa Mahkemesi, söz konusu fıkranın yükseköğretim kurumlan yönünden anayasaya aykın oldugunu vurguladı. Meral tazmmat kazandı • ANKARA (AA) - Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi. yaptığı bazı açıklamalarda Türk-lş Başkanı Bayram Meral'in kişilik haklanna hakaret ettiği gerekçesiyle, Demiryol-îş Sendikası Genel Başkanı Enver Toçoglu'nu 2 milyar lira tazminat ödemeye mahkûm etti. Toçoğlu'nun, Türk-lş Genel Mali Sekreterliği'nden alınmasına ilişkin olarak. başkanı bulunduğu Demiryol-lş Sendikası'nın yayın organı Hız dergisinin Mart-Nisan- Mayıs 1997 sayısında ve Dünya gazetesinde 5 Agustos 1997tarihinde yayımlanan haberde Meral'in kişilik haklanna hakaret edıldiği belirtilerek 5 milyar lira manevi tazminat isteniyordu. Hollandada Türkçe eğitim • A.NKARA (Cumhuriyet Burosu) - Holanda'da Anadıli Eğıtimi Yasası'nda yapılan değişiklikle, anadıli eğıtiminin düzenlenmesi Eğıtim Bakanlığı'ndan alınarak belediyelere de\Tedildi. 1 Ağustos 1998 tarihinde yürürlüge girecek uygulamaya göre. velilerin, çocuklan için Türkçe anadili eğitiminin sürdürülebılmesi amacıyla bir dilekçe ile bağlı bulunduklan Belediye Egitım Müdiirlükleri'ne veya okul idarelerine başvurmalan gerekiyor. Yazılı başvuruda bulunmayan velilenn çocuklan anadıli egitimi derslerini alamayacakJar. ArnavutJuk'la hibe anlaşması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye'nin Amavutluk'a 5 milyon dolar tutannda askeri yardımda bulunmasını öngören Hibe Anlaşması. Ama\ r utluk Savunma Bakanı Luan Haldaraga ve Başbakan Yardımcısı ve Milli SavTinma Bakanı Ismet Sezgin tarafından ımzalandı. Sezgin, Hibe Anlaşması'nın imzalanması ve temaslarda bulunmak amacıyla Türkiye'de bulunan Haydaraga ile görüşmesı sırasında Türkiye'nin Arnavutluk'u her konuda desteklemeye hazır oldugunu kaydetti. Balkanlann ıstikrar ve güvenlıginin Türkiye için büyük önem taşıdıgını belirterek. "Arrıavutluk ve Makedonya'nın güven ıstıkranna büyük önem ^erdiğımızi vurgulamak sterim" diyen Sezgin, Zumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 14Temmuz 1998 tarihin ie Arnavutluk'u ziv aret îdecegini bildirdi. HDD'den kınama • ANKARA (AA)- \ıatürkçü Düşünce Derneği 3enel Başkanı Yekta jüngör Özden. Lozan Banş \ıtlaşması'nın /ıdönümünü kutlamak ınacıyla İs\ içre'de yaşayan rirklerin düzenlemek sediklen etkinliklere izin .emeyen Isv içre'nin, rırkiye düşmanı OJİuluklann göstenlerini ieteklernıtelikteki uumunu dostlukla Dgdaştıramadıklannı Ddirtti. Terör örgütlerine aıiayışla yakiaşma sav ının jeöre çağn ve destek Dİuğunu kaydeden Özden. ^zan Banş Antlaşması'na : sahiplıği yapan • içre'nin buna uygun vranması gerektigini 3İirtti. BTK'ye sunulan raporda, yurtlar ve vakıflann irticai faaliyetlerdeki etkinliğine yer verildi 6 Dmci yurdara dikkat'ALPERBALLI ANKARA - İrticai faaliyetleri izlemek üzere kurulan Başba- kanlık Takip Kurulu'na sunulan bir ıstihbarat raporunda. tarikat- lann kontrolündeki yurtlarda ba- nnan öğrenci sayısının 200 bine ulaştığı kaydedilerek, tarikat ve cemaatlerin yanı sıra şeriatçı te- rör örgütü Hizbullah'ın da arala- nnda bulunduğu bazı odaklann yurtlardaki etkinliğine dikkat çe- kildı. Raporda, 4 bin 500 irticai va- kıf bulunduğu belirtilirken de- netlenen 674 vakfin amaçlan dı- şında faaliyet gösterdiği sapta- masına yer verildi. İstihbarat birimlerince sunulan "İrticai Yurtiar" başlıklı raporda, Türkiye'de şeriatçı faaliyetlerin okullarda ulaştığı etkinliğin bir kesitine dikkat çekildi. Raporda, Süleymancılar'ın ül- ke genelinde 745 öğrenci yurdu- nu kontrol altında tuttuğu kayde- dilirken, yurtlann tamamına ya- kınında ilköğretim ve lise öğren- cilerınin bannmasının rejimin gelecekte hedef olacağı tehditin boyutlarını gözler önüne serdıği belirtildi. Raporda. Kadiriler'in 10. Fazilet Partisi yanlısı, kapa- tılan RP'nin gençlık örgütü Mil- li Gençlık Vakfı'nın 50. Nakşi- bendi tarikatının 86, Nur cema- atinın de binden fazla yurdu kontrol aitında tuttuğu saptama- larına yer verilerek, Işıkçılar, Aczmendıler \ e şenatçı terör ör- gütü Hizbullah'ın da bazı yurt- larda etkın faalivetlerde bulun- duğu kaydedildi Süleymancı- lar'ın yurt, vakıf \e dernek faali- yetlerinı genelde Akdeniz. Ege ve Iç Anadolu bölgelerinde yü- rüttüğü. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine ilgi göster- mediği kaydedilen raporda. Nak- şibendiler'ın ise Doğu ve Günev - doğu Anadolu bölgeleri ile özel- likle lstanbul'da etkin çalışmalar yaptıgı saptamasına yer verildi. Raporda, Nurcular'ın bölge ay- nmı yapmadığı değerlendirmesı yapılırken. "Hizbullah'ınbirvur- du, 2 vakfı tespit edildi. Ancak Di- yarbakır'daki Natnık kemai, Ti- caret \e Zi\a Gökalp liselerini kontrol altında tuttuğu belirlen- di. Kadiriler'in faaliyetlerini Ka- radeniz Bölgesi ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yoğunlaşür- Eğitim Gerici kitaplar ayıklanıyor EBRITOKTAR ANKARA - Milh Eğitim Bakanlığı çoğu eskı bakan Vehbi Din- çerter dönemınden bu yana tavsiye edilmış bi- ne yakın kitabı büyüteç altına aldı. Talim Terbi- ye Kurulu'nda çalışma başlatan bakanlık, çağ- daş yaşamın gereklen ve millı eğitimin temel amaçlanyla bağdaşma- yan kitaplardan "onajı" kaldınyor. Onayı kaldı- rılan kitaplar arasında N'akşibendi tarikatının önderlerinden Mehmed Zahkl Kotku'nun "Sof- ra Adabt" adlı kitabı da bulunuyor. Mılli Egitım Bakan- lığı Talim Terbiye Ku- rulu'nda oluşturulan In- celeme Komisyonu, şe- riatçı kitaplann "tavsiye onayını" kaldırmaya başladı. Vehbi Dinçer- lerdöneminden bu yana tavsiye edilen ve sayısı 1000'e ulaşan kitaplann Türk millı eğitiminin ve laik devlet anlayışının gereklenyle uyuşmadı- ğı saptandı. Geniş çaplı bir "temizlik operasyo- nu" başlatan bakanlık. tavsiyeli şeriatçı eserle- ri incelemeye başladı. Incelenen kitaplar ara- sında okul kütüphaneie- rine alınmış eserler de bulunuyor. Kotku'nun kitabında yer alan öne- rilerden bazılan şöyle: - Tokluk hem gaflet getinr. hem de kasvet-i kalbe neden olur. Aç in- sanların gönüllerı arşa çıkar. Toklann gönülle- ri de pisliklerle dolaşır. Açlar mescitlerin etra- fında dolaşır. TokJar da helaya boşalmak için koşar. - Yemek yiyenlerin yüzlenne bakmamalı. - Oturarak yemeli ve sol ayagının üsrüne otu- rup, sağ avağını dikme- li. -Elilehemdeüçpar- mak ile yemek yemeli. -Ekmeğiveetibıçak- la kesmemeli. - Yemeğı daima yerde yemek sevaptır. Yemek masalannda yemek ye- mek mekruhtur. - Duvarlardaki canlı resimler günahtır. - Yemek yiyen kadın. kocasından başkasına bakmamalı. - Balık eti cesedı eri- tir. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART MecJiste pankart açökJan için 96 yıl hapis cezalan Yargıtav 'dan dönen çocukJann duruşması 13 Temmuz'da... maya çalıştığı saptandı" denildi. Raporda. şöyle devam edildi: "Yönetmeliklere göre ilköğre- tim çağındaki öğrencilerin yurt- ta kalması vasaklanmış olmasına karşuı buna uyulmadığı yapılan incelemelerde ortava çıkıyor.." Halkın içınde bulunduğu eko- nomık sıkıntılar nedeniyle ço- cuklannın banndıklan yurtlann irticai faaliyetlerin yürütüldüğü bir merkez olup olmadığını göz önünde bulundurmadığı kayde- dilen raporda. şu bilgilere yer v e- rildi: "Doletin, öğrencilerin ba- rınma ihtiyaçlannı karşılama ko- nusunda veterli çalısmalan yürütmemesi. bunun en önemü nedenidir. Bu yurt- larda şu anda 200 binden fazla öğrencinin bulundu- ğu hesaplanmıştır. Yurtla- nn imam-hatip okullann- dan daha etkili bir güç ol- duğu, yurtlarda >etişririlen çocukİara özel dersler ve- rildiğj, bu çocukJann siya- sal bilgiler fakültesi, hukuk fakültesi ve idari bilimler eğitiminin verildiği yükse- kokullara »irmesinin sağ- lanmaya çahşıldığı, bu se- kilde de> let kadrolanna sız- ma çabalannın sürdürül- mesinin hedeflendiği de- ğerlendirilmektedir." Irtica vuvası vakıfla Kurula sunulan başka bir raporda da, Türkiye'deki yaklaşık 10 bin vakıftan 4 bin 500'ünün irticai faali- yette bulunduğu, son 1 yıl içinde denetlenen 674 vak- fin kuruiuş amaçlan dışın- da faaliyet gösterdığinin ortaya çıktığı kaydedildi. Raporda. vakıflar konu- sunda Nurcular'ın etkinli- ğine işaret edilirken Nakşi- bendi tarikatı, Kadiriler ve Hizbullah'ın da vakıflar üzennde etkin olduğu kay- dedildi. FP'nin gençlik ör- gütü MGV'nin da faaliyet- lerine dikkat çekilen rapor- da. "Tarikat ve cemaatler aynı Ude ayn isimlerle bir- kaç vakıf açarak yasal iş- lem yapüması durumunda yedeğini korumayı hedefli- yorlar" denildi. Başbakan, MGK ve Genelkurmay'ın öncelikli tehdit saptamasına katılmıyor 6 Bir numarah sorun irtica değil' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Güncelleş- tirilen Milli Güvenlik Sıyaset Belgesi'nde tehdit değerlendirmesinde ırticanın ilk sıraya yükseltil- mesıni daha önce onaylayan Başbakan Mesut Yü- maz, ırticanin Türkiye'nin en önemli sorunu ol- madığını savundu. Yılmaz. "İrtica Türkiye'nin bir numarah sorunu denemez, ama öncelikli bir tehdittir"dedi. Yılmaz. önceki gece Kanal D'de yayımlanan "Durum" programında irticanm Türkiye'de bir numarah sorun olup olmadı- ğı yolundaki bir soruya şu yanıtı verdi: "İrtica Türkiye'nin bir numarah sorunu denemez. Ama devlete yönelik tehdit değerlendirmesinde irtica öncelikli bir tehdit midir? Evet Bana göre Türkiye'nin en önemli sorunlan ekono- mik sorunlardır. terördür. İrtica da bazı kesünlerce ve halkın büyük bir çoğunluğu tarafından sorun olarak gö- rülebUir. Ama dev letin şekli- ni. anavasaJ düzeninı değiş- tirmeye yönelik bir tehdit olarakirticaönceüklibir teh- dittir." Yılmaz, türbanla ilgili bir soruyu yanıtlarken de başör- tüsünün çağdışı bir kıyafet olarak yorumlanamayacağı- nı savıınarak "Çağdışı kıya- fet yasaklanabilir ama başörtüsü çağdışı kıyafet olarak yorumlanamaz. Bu kadınlanmızın yansı- na hakaret olur. Bu konuda esnek dav raıulmasın- dan yanayım. İ niversitelcrinıi/de zorlamalann olumlu sonuç vereceğini sannmorum" dedi. Yılmaz. Genelkurmay İkinci Başkanı Orgene- ral Çevik Bir'in irtıcanın bir numaralı tehdit ol- duğu yolundaki sözlerinin ardından başlayan tar- tışmalar konusunda. "Kendisiyle ilgili haberiere açıklama yapan TSK'nin, eğer böyle bir söz söy- lenmediyseaçıklamayapmasıgerekirdi" diye ko- nuştu. Yılmaz, irticayla mücadele konusunda T- SK ile hükümet arasında yöntem farklılığını an- latırken de "Bölücü terördeyaptığımızgibisilah- lı kuv\etlere irticayla mücadeleyi asli görev ola- rak veremeyiz. Çünkü bu silahlı kuvvetlerin ya- pacağı mücadele değil. Atatürk dönemindeki gi- bi irtica yanlılan isyanlar çıkanp de\ letin otori- tesine karşı gelirlerse o zaman başka çaremiz vok"dedi. ÖYK, R e k a b e t K u r u l u n u n i n c e l e m e s i n i b e k i i y o r Dağıtım musluğu POAŞ'ın elinde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Mesut Yıl- maz, Petrol Ofisi Anonim Şirketi'nin (POAŞ) pazar payını araştıran Rekabet Kurulu çahşmasını tamamlayıncayadeğin satışm askıya ahnması talimatını verdi. Karann, önceki günkü Bakanlar Kurulu toplantısınm ar- dından almdığı öğrenildi. POAŞ'ın ürün ve pazar payını saptamak amacıyla Reka- bet Kurulu'ndan 6 uzman tarafından başlanlan incelemeler, 15 uzmamn haftanın 7günü 24 saat aralıksız çalışmalanyla sürüyor. Rekabet Kurulu'nun mesaisinin tamamını ayırdıgi incelemeler«jnunda belirtenecek görüş dogrultusunda, şir- ketin devir koşullannda da değişiküğe gidilebilecegi kayde- dildi. încelemenin bir hafta içinde tamamlanması bekleni- yor. Petrol Ofisi Anonim Şirketi'nin (POAŞ). dağıtım yaptı- gı firmalar için tanıdığı "çek ödeme süresini" bir hafta uzat- makla pazann yüzde 60'ına egemen olabilecegi ortaya çık- tı. Çek ödeme süresini uzattıgı dönemde POAŞ'ın akaryakıt satışlannm katlandığına işaret eden yetkililer. bu konudaki geri adımm da Shell'in Türkiye direktörünün mayıs ayında gazetelere verdiği bir demecin ardından gerçekleştirildigini anımsattılar. Yetkililer. şu bilgileri verdiler: "Bu konuda Shell şirketinin Türkhe direktörünün geeen nmis ayındaverdiği beyanmda, PetrolOfısi'nin 7günlükçek opsiyon süresini 11 güne çıkarması nedenh İe SheU şirketinin yakıt sahşlannın düştüğü belirtilmiştir. Bu beyanın ardından şirket. opshon süreJerini gerekçesiz olarak tekrar 7 güne in- dirdL Şirketin,şu an uyguladığı 7 günlük opsiyonu,diğer da- ğıünı şirketkrinin uyguladığı gibf 14 güne çıkarması duru- munda.BP. Türk Petrol.Shell dışındaki dağıtım şirketlerinin bazılan iflas edecektir. Petrol Ofısi'nin mali gücü. bunun ger- çekleşmesi için yetertidir.Ofıs. bu durumdapazarda tekel ko- nunıuna geiecektir." POLntKA GUNLUGU HİK31ET ÇETİNKAYA 'Enoin İşi...1 izmir Çeşme'de, Istanbul'da otobüs ve TIR'lar- da trilyonlarca lira değerinde eroin yakalanıyor... Televizyonlar, gazeteler "eroin kaçakçıları"n\n gerçek kimliklerini yansıtıyormu, yakalanan taşıyı- cıların arkasındaki güçlerin kim oldugunu kamu- oyuna duyuruyor mu? Kimler var bu "eroin işi"n\n içinde, bilinmiyor... Uğur Mumcu yıllardır "kaçakçılık" konusunda yazılaryazdı; 1970li ve80'li yıîlardaki kanhterörör- gütlerinin yurtiçi ve yurtdışı bağlantılannı belgele- riyle ortaya koydu; Abdullah Çath'dan Samet As- lan'a, Horts Grillmayerden Otto Tinter'e dek tüm ilişkileri sergiledi... Birkaçgünönceistanbul'da, Beyoğlu Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nde Ömer Lütfü Topal cinaye- tinin duruşması vardı... Topal 'ın çocukları Serdar ve Elif, sanıklardan davacı olmadıkJarını söylediler: "Biz bu işi önce Allah 'a, sonra adalete bırakıyo- ruz..." iki çocuk niçin davacı olmuyor sanıklardan, hlç bunu düşündünüz mü? Bir buçuk yıldır Susurluk kazasıyla ortaya çıkan "devlet içindeki örgütlü" gücün salt bir ayağı gö- züküyor, diğerleri nedense bir yerterde saklanıyor... Dün sabah Cumhuriyet'in yıllar önceki sayıları- nı karıştınrken ilginç bir haberie karşılaştım: "Abdullah Çatlı Isviçre'de Zug Cezaevi'nden kaçtı..." 1970'li yılları irdelemeden 1990'lı yılları degerlen- diremeyiz... Abdi Ipekçi'den Kemal Türkler'e; Doğan Öz- den Uğur Mumcu'ya dek uzanan cinayetlerin. kat- liamların arkasında kimler vardı? Ankara'da yedi TİP' liyi alçakça katleden Abdullah Çatlı ve arkadaş- larına sahte pasaport sağlayanlar bu kanlı cinayet- leri bilmiyorlar mıydı? Mehmet Ali Ağca'yı Malte- pe Askeri Cezaevinden kaçıran sadece birkaç ki- şi miydi? Uğur Mumcu bu soruların yanıtlarını yıllarca al- maya çalıştı ama alamadı... • • • Devlet içinde örgütlü çete nereden geliyor? 1970'li yıllardan!.. Kemal Türkler davasında müdahil avukat Ra- sim Öz, bir süre önce Bakırköy Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada şöyle diyor: "Ünal Osman Ağaoğlu, Çatlı çetesinin üyesi- dir, bu yüzden Susurluk Raporu istenilsin!..'' Ağaoğlu'nun Türkler'i öldürdüğü iddia ediliyor... Kemal Türkler ne zaman öldürüldü? On sekizyıl önce!.. Şimdi Çatlı olayına dönelim... Abdullah Çatlı'nın "Türkiye'ye neden iade edil- mediği'' sorulduğunda (yıl 1985), dönemin ANAP'lı Adalet Bakanı M. Necat Eldem şu açıklamayı ya- pıyordu: "22 Şubat 1982 tarihinde Isviçre'nin Zürih şeh- rinde yakalandığı, Ankara Sıkıyönetim Komutanlı- ğı Askeri Savcılığı'nca arandığı Içişleri Bakanlı- ğı 'nca bildirilen Abdullan Çatlı 'nın iadesi ile ilgili iş- lemlere tevessül olunmak üzere, lüzumlu bUgi ve belgelerin gönderilmesi, yetkili adli merciden bu hususta belgeler intikal ettirilinceye kadar adı ge- çenin başka ülkeye firannın önlenmesi ile ilgili ted- birin ahnması için Isviçre yetkili makamlanndan is- temde bulunulması aynı gün Içişleri Bakanlığı 'ndan istenilmiş ve düzenlenen iade evrakı bu ülke ile ara- mızda yürüriükte olan sözleşme hükümleri daire- sinde zamanında ilgili ülke makamlarına diploma- tik kanaldan intikal etmiş ise de 22 Şubat 1982 ta- rihinde yakalanan Çatlı'nın 24 Şubat 1982 tarihin- de Isviçre'de serbest bırakılması ve iade talebinin de kabul edilmemesi; müteakıben Fransa'da bu- lunduğunun haberalınması üzerine yurdumuza ta- desine dair diplomatik kanaldan yapılan iade tale- binin de Fransız yetkili makamlarınca yerine geti- rilmemesi sebepleriyle Abdullah Çatlı'nın iadesi işlemi gerçekleştirilememiştir. Uluslararası arama ve tevkif bültenine istinaden yurtdışında takip edilen Abdullah Çatlı hakkında ia- desi ile ilgili talep ve evrakın ilgili ülke yetkili ma- kamlarına intikal ettirilmesinde herhangi bir gecik- me söz konusu olmayıp gerekli işlemler uluslara- rası anlaşmalarda öngörüldüğü şekilde zamanın- da ikmal edilmiş bulunmaktadır.'' • • • 1990 yılında Isviçre'de Zug Cezaevi'nden "kuş gibi" kaçıp daha sonra Türkiye'ye gelen Abdullah Çatlı, Mehmet Özbay kimliğiyle "çokrahat" birya- şamı nasıl sürdürdü ölümüne dek? Çünkü Abdullah Çatlı o tarihte gerici-faşist güç- lerin, devlet erkini elinde tutan siyasal kadrolann ko- ruması altındaydı... Işin içinde "şeyhler", "şıhlar", "polismüdürieri", "istihbarat birimleri" vardı... Topal'ın çocuklan, sanıkları "Allah ahavale" edi- yor, Behçet Cantürk'ün yakınlan hiç konuşmu-. yor!.. Haydi söyleyin bakalım, "güç odakları" kim? Hem içeride hem dışarıda kimler var bu işlerin ar- kasında? Eroin kaçakçılığı tüm hızıyla sürerken bu ilişkiler zincirinin halkalarında kimlerin fotoğrafı yer alıyor? hckaya; posta.cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 IRMIKI AYDIN ENGÎN aengin (o posta. cumhuriyet. com. tr Herhalde farkındasınız ve uma- rım sız de benim kadar "hoş" bu- luyorsunuz: Petrol Ofisi'nin haraç mezatlanmas/nı fırsat bilip bu ga- zetenin yazarları, özelleştirmeyı becerebildiğimizce tartışmaya çabalıyoruz. Tırmık'tan beş yazı geldi. Bu günkü altıncısı. 6 Temmuz'da ça- tal dilli kapı yoldaşım Türkel Mi- nibaş "Gözucuyla" adlı köşesin- de Petrol Ofısi'nin satılmadığını, yağmalandığını sergiledi. Oku- yanlar "/// ki Gözucuyla bakmış. Bir de gözlerini dikip bakaydı, he- riflerin haliharaptı" dediler. Ardın- dan bir başka kapı yoldaşım, Er- gin Yıldızoğlu eşyayı adıyla ça- ğırarak tartışmaya katıldı: Özel- leştirmeye ekonomi biliminin, is- tatistiklerin soğuk gözlükleriyle değil ideolojik, felsefi ve siyasal gözle bakılması gerektigini çekin- cesiz ilan etti. Küreselleşme ma- valını ısrtıp ısıtıp öne süren çok bil- miş ekonomi ulemasının "Ama siz özelleştirmeye karşı çıkarken ide- olojik bakıyorsunuz" deyişlerine "Elbette öyle bakıyoruz! Ya nasıl bakacaktık?" yanıtını yapıştırdı. Korkut Boratav, İzzettin Önder, Şükran Soner zaten kafayı bu konuya takmış durumdalar. • • • (Şimdi bu yazının başlığına bir kez daha bakın: Tartışma - He- saplaşma! iki zıt görüşü, ideolojiyi, siyasal çizgiyi savunanlar arasında bir "tartışma" mümkün değil. Olsa ol- sa hesaplaşılır. Örneğin bir ANAP'lı ile özelleştirme konusun- da tartışmamız mümkün değil. Tartışma adı altında olsa olsa bir didişme olur ve bundan hiçbir şey çıkmaz; bir ortak noktada bulu- şulmaz; görüşlerde karşılıklı bir zenginleşme elde edilmez. Kapi- talizmi benimsemiş biriyle sosya- lizmden yana olan biri arasında ne tartışması olacak ki? Bu gazetenin pek çok yazarı özelleştirmeyi tartışıyor. Birinin ek- siğini öteki kapatıyor; ötekinin at- Hesaplaşma-Tartışma ladığını bir başkası gün ışığına ge- tiriyor. Tartışma, konuya derinlik, zenginlikkazandınyor. Sorularçe- şitleniyor, yanıtlar kapsam kaza- nıyor. Eh, dumura uğramış kafa- ların bize gazetecilik dersi verme- ye kalkıştığı bir ortamda, böylesi bir tartışma doğrusu keyrf veriyor.) • • • Şimdi özelleştirme üstüne adım adım bikaç saptama: Bu ülkenin bir yurttaşıdır. Temel özelliği namuslu olmaktır. Kamu mülkünün it uğursuza peşkeş çe- kilmesine karşıdır. Doğrudan ya- şamdan süzdüğü gözlemleriyle kamu işletmelerindeki aksamala- rın, özelleştirmeyle ortadan kalk- madığını, çoğu kez katmerlendi- ğini görmüştür. Özelleştirmeye bu nedenle ve bu bağlamda karşı çı- kar. Ekonomi bilimiyle donanmış bir yurttaştır. Devlet (kamu değil dev- let) mülkiyetindeki aksamaların, bozukluklann, verimsizliklerin, bu mülkiyet biçiminin doğasından değil, uygulamadan kaynaklandı- ğını farketmiştir. Bilgisiyle devlet mülkiyetindeki işletmelerin ıslah edilebileceğini bilir; kamu banka- larının, KlT'lerin yağmalanması- nın, iktidardaki politik güçlerin "kirii marifetleri" oldugunu kavrar ve bunun önüne nasıl geçilebile- ceğine ilişkin çareler araştınr, bu- lur, önerir, savunur. Sosyalizmi benimsemiş bir yurttaştır. Marksizmin, dünyayı doğru açıklayan bir ideoloji oldu- gunu düşünmektedir. Kapitalizme karşı çürütülememiş eleştiriler üreten bu ekonomik, felsefi, siya- sal, ideolojik çizgiyi benimsemiş- tir. Özelleştirmeye karşı çıkışının temel dinamiği (itici gücü), kapita- list sömürünün önünü tıkayacak ve gitgide yok edecek bir hedefi önüne koymuşluğudur. Tırmık'ta beş (bu altıncı) yazıdır tartışılmaya çalışılan da işte bu- dur. Sosyalistler (hatta doğuş yıl- larında, yöntemde ayrılsalar bile hedefte birleşen sosyal demok- ratlar) kapitalist sömürünün aşı- lacağı bir mülkiyet düzenini ara- maktalar. Çünkü onlar kapitalizm- deki sömürünün "kötü kalpli pat- ran"dan değil, üretim araçlarının özel mülkiyetinin doğasından fış- kırdığını bilmektedirler. Özelleştir- menin bu sömürünün katmerlen- mesine, pekişmesine hizmet ede- ceğini görmektedirler. Ama devlet mülkiyetinin, kolek- tif mülkiyet anlamına gelmediğini de bilmektedirler. Sovyetler Birli- ği'ndeki, Çin'deki, Yugoslav- ya'daki, Arnavutluk'taki, Kü- ba'daki, Nikaragua'daki kolektif mülkiyet yaratma denemelerine büyük değer biçmekte, ama bun- ların başarısız kaldıklarını da gö- zardı etmemektedirler. Devlet, parti, kolhoz mülkiyetlerinin onca iyi niyetli ve cesurçabaya rağmen kolektif mülkiyet üretemediğini kavramaktadırlar. Işçiler, emekçiler ise kapitalistin patron ya da devlet oluşunun kendileri için hiç de farketmediği- ni ya bilmekte ya da yaşamlarıyla sınayıp sezmektediıier. Türkiye'de özelleştirmeye karşı çıkan sol partilerin, önerilerini iş- te bu bağlamda, kolektif mülkiye- te gidecek yolu açma bağlamın- da ele almaları gerektigini savun- maya çalışıyoruz. Var olan devlet mülkiyetinin, her şeye rağmen özelleştirmeden daha verimli ol- dugunu, kamu çıkarını daha iyi gerçekleştirdiğini saptamak, ka- nıtlamak mümkündür ama bu, onunla yetinmek anlamına da gel- mez. Dünya Marksistlerinin çok yo- ğun tartıştığı bu sorunda Türkiye Marksistlerinin detuzunun bulun- ması için özelleştirme tartışmala- n iyi bir düzlem ve fırsat...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle