27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 T E M MUZ 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Uzrnanlara göre kullanıcılann yüzde 43 'ünü 15-20 yaş arasındaki gençler oluşturuyor Türldye uyuşturucu merkezi olduALPERTURGUT Uyuşturucu bağımlılannın sayısı iilkernızde her geçen gün artıyor. Türkiye Yeşilay Cemiyeti uzmanla- n uyuşturucu kullananlann yüzde 31'ini 15 yaşından küçülderin. yüz- de 43 'ünü ıse 15-20 yaş arasındaki gençlerin oluşturduğunu belırttı. Uzmanlar, lstanbul 'dakı ortaöğretim Dgrencılerinden yüzde 35'ının siga- ra. yüzde 27.6'sının alkol ve yüzde 2.56'sının ıse uyuşturucu bağımlısı alduğunu belirrtı. Birleşrniş Milletler (BM) Uyuş- turucu Kontrol Programı dahilinde açıklanan 1997 Dünya Uyuşturucu Raporu'nda, dünya nüfusunun 4.5'irün uyuşturucu kullandıği be- lirtilerek. "Dünyada 150 milyon es- rarkeş, 10 milyon eroinman, 15 mil- yon kokainman ve 35 mihon hapcı bulunduğu" saptamasına yer veril- di. Raporda, afyon üretiminın 1985 "ten sonra yüzde 300 artış gös- terdiğı ve 1996 yılında haşhaş ekı- len alanın 280 bın hektara ulaştığı kaydedildi. Raporda aynca, afyon üretiminın yüzde 90'ının "Alûn Hi- laT olarak adlandırılan Afganistan. Pakistan \e tran ile "Aran Üçgen" olarak bilinen Laos, Burma ve Tay- land'da yapıldığı ıfade edildi. Rapo- ra göre. dünyada geçen yıl. 5 bin ton afyon sakızı ve bın ton kokaın üre- tıldı. 97"de yaklaşık 300 ton kokain. 100 tonu aşkın eroin ve 20 ton mor- finine el konulan uluslararası uyuş- turucu mafyasının 1989 kânnın 300 mılyar dolar, 1991 kânnın 500 mil- yar dolar, 1994 kânnın 700 milyar dolar ve 1997 kânnın ise yaklaşık 1 trilyon dolara yükseldiğine işaret edildi. Amerika. Ingiltere, Avustral- ya, K.olombiya, Italya, Pakistan, İs- veç \e Tayland uyuşturucu kullanı- mında başı çektı. Türkiye Yeşılav Cemiyeti'nin "•Uyuşturucu gerçeğj" araştırması- na göre. Avrupa gençlığinın yüzde 75'ı, Hollanda gençlığinin ıse yüz- de 9O'ı uyuşturucu ve alkol bağım- lısı. Avrupa'da yaşayan Tiırk genç- leri arasında 1990 yılında yüzde 7 olan uyuşturucu kullanım oranı gü- nümüzde yüzde 47'ye ulaştı. AMATEM yetkilileri, Türkiye'de son IOyıldavaklaşık 12 bin alkol ve 5 bin uyuşturucu bağımlısının teda- vi altma alındığını belirterek, "son yıllarda uyuşturucu \e alkol bağım- lılığından kurtulmak isteyen hasta sayısında yüzde 40'lık bir arüş oldu- ğunu''belırttıler. 1994 vılında polıs vejandarma bölgelennde > akalanan 41 tonluk uyuşturucu mıktannın 1995'te neredeyse 2 kat artarak 75 ton 250 kiloya çıkması 1995"te ele geçirilen 135bınhapın 1996'da255 bin 619'a yükselmesı Türkiye'nın uyuşturucu merkezı halınegeldiğini eözler önüne serivor. 1 gram eroin 1 milyon hücre öldiirüyor *Vücuda gjren 1 gram eroin beyninizdeki 1 milyon hikreyi öMüriir" sloganıyla yola çıkan Yeşilay ve AMATEM uzmanlan, uyuşturucu bağımlısında mey- dana gelecek hastalık ve rahatsızlıklan şöyle sıralıyor "Depresyon, intihara teşebbüs, haBsünasyon, korku, baş ağnsı, kalp atişı ve kan basıncının vükselmesi, er- keklertk' iktidarstzlık. bronşit akciğer kanseri, kara- eiğcr hastalıkları. AIDS, âdet bozukluğu, kusma ve mide bulanrısı. iştah ve kilo ka> bı ile kangrene varan kan hastalıklan, organ kesilmeleri." Doktorlar, eroin kullanan insanlann bağımlılıktan kurtulma şansının yüzde 0 ile yüzde 3 oranında de- ğiştiğini esrar ve kokain kullananlann şansının ise bi- raz daha yüksek olduğunu vurguluyorlar. etroltankeri kurtanlmayı bekliyor Haydarpaşa Mendireği öniinde önceki gece karaya oturan Malta bandıraiı "SesaseKia" adlı petrol tankeri için Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma Genel Müdürlüğü ekipleri kurtarma çalışması başlattı. Karaya oturduktan sonra kendi olanaklarıv la kurrulmaya jalışan ancak başaramayan gemi romorkörler aracılığıyla kurtanlmaya çalışılıvor. Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) Izmir ve çevresi depreme hazırlıksız CELAL YILMAZ İZMİR - İzmir'de öncekı akşam neydana gelen 5.3 şiddetindeki ieprem örnek gösterilerek deprem >onrası konutlanndan çıkan halkın iiğınabilecekleri boş alanlann jncelikli olarak hazırlanması ve yerlerinın yurttaşlara duyurulması istendi. Uzmanlar. yaşanan herdoğal afet sonrasında kurulan kriz masalannın göstermelik olduğuna dıkkat çekerek daha etkin ve sürekli görev yapabilecek bırimlerin 24 saat süreyle görev başında olması gerektığıni vurguladılar. Japonya'da geçen hafta yapılan "Dünya Kent Depremleri Konferansı"na katılan tnşaat Mühendıslen Odası Başkan Yardımcısı Muzaffer Tunçağ. olası bir deprem felaketı sonrasında halkın güvenlı alanlara doğru yönlendirilmesi gerektiğını belirterek "İ992'de İzmir'de meydana gelen depremin merkez üssü yine Seferihisar'dı. Yurttaşlanmızın çogu. arabalanna atladığı gibi o >öne doğru gitmişlerdi. En büvük tehlike de bu. Depremden kaçarken felaketin tam üsrüne doğru gittiklerini bilrnivorlar. V öneticilerin deprem sonrasında hemen vapmalan gereken. yurttaşlara bu komıvu CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ NDEN Ünıversıtemızenstmılennde 1998-1999ögrenmvılıı vanyılındabaslamakuzeresi- navla yüksek lısans ve doktora ogrencısı alınacakur Adaylann şahsen ılgılı enstıtü mu- dürlüklenne basvuımalan gerekmektedır Bapanıkojulfın: 1 Yüksek lısans programına başvurabılmek ıçın. a) Lısans not onalamasının en az 60 puan olması. b) LES'ten en az40 puan atouş olması 2 Dokıota progıamına başvurabılmek ıçın. a) Yüksek bsans not ortalamasuun en az 70 puan olması. (yüksek lısans ile mezun olanlarda 65 puan oimasıı bl LES len en az 40 puan almis otaası. cl KPDS'den en az 50 puan almış olması, Değerlendinn<: 1. Yüksek lisans programına basvuranlann. lısans derslenmn not ortalanusının %20'sinden yapılacak yabancı dıl bılgısı sınav notunun "olO'undan. üsans ustü guij >ı- navı (LESl notunun %20'sınden ve bılıra sınav notunun %50'sınden ıbılım sınavından 65 ve yukan not almak koşuluyla) oluşacak toplam notun 100 ûzennden en az 60 puan alanlar bu programa kabul edılır 2 Doktota prognmuna baj.vuranlardan lısans derslenmn not ortalamasının \ IO'un- dan. yüksek lısans derslenmn not ortalamasının SlO'undan. tCPDS'den alınacak »ınav notunun %20'sınden. LES sınav notunun \20'sınden ve bilım sınav notunun 0 ıı40'ın- dan (bıiıra iinavından en az "5 puan almışolmak koşuiuylal olusacaknotun en az 65 pu- an olanlar programa kabul edılır Btjvunı için grretli btlşfter: 1 Düekçe. 2 Drptoma veya mezuruyet belgesınm resmı onaylı surelı. 3 LES sonuç belgesuiın onaylı fotokopısı. 4 Transknptlenn aslı veya onaylı fotokopısı. 5 KPDSsomıçbelgesı. 6 Nûfuskafıdıonavlıörnegı. 7 \skeriık durum belgesı. 8 2 adet fotognıf BasMiruve sınav tırihlcri: Son başvuru tanhı 7 9 1998 Yabancı dıl sinavı \\ üksek lısans ıçın) 9 9 1998 saat 10.00 Arapça dıl anavı (xl 109/1998 saat 1000 Bılımsuıavı 11 9 1998 saat 1000 SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTISI ANABİLÎ.MDALI VÎKSEKLISA.NS 1 Anatomı 2 îıyokımva 3 : armakolojı 2 r ız)olojı 2 -lıstolojı-Embnyolojı 2 Mıkrobıyolojı 2 'arazıtolojı 3 AğaDtş.ÇeneHastveCer 'roîetık Dıs Tedavisı 3eden Egitımı ve Spor 2 rlemsırelık Hemsırelıgın Temel tlkelen 5 üdın Sağlığı ve Hastalıklan 6 Ruh SaSlığı \e Haaahklan 5 SOSV \L BİLİMLER ENSTİTÎ SÎ ^NABİLİMDAJJ DOKTORA H l Sosvolojı [ŞLETME Yönetnn ve Orgamzasv on Üretım Yönetımı ve Pazarlama Vfuhasebe ve Fınansman Savısal Yomemler KTİSAT Iktısat Polıtıkası [krjsat Teonsı Ulu4ararasıtktısatvetkt Gelısme - Iktisit Tanhı KAMIJYÛNETİMİ Sıvaset ve Sosval Bılımler iÂLlŞNLAF.kO \IEND lLlS yalısma Ekonomısı IşHuk veSosyalGüv Hukuku Yönetım ve Çalısma Sosyolojısı Yönetım \e Çaiı^ma PsAolojısı TCRKDİLtVEEDEBh'ATI Venı Türit Edebıyatı Eski Tûrk Edebıyatı Vera Türt Dılı EskıTürkDih Halk Edebıyatı FFlSEFE\F.DtNBlLlM Dm Egıtımı x Dınler Tanhı x TARİH Yeni Ca§ Tantu Yakın Çağ Tanhı TFMELISLAM B1LLMLERİ Islam Hukuicu X Tefsır.X ' - Relam X Hadii X \rap Dı!ı ve Belagatı X X)KTORA _ 2 1 - 1 3 5 5 - CSEM.İSA.NS 10 2 3 3 3 4 4 4 4 3 3 3 3 3 9 6 6 3 3 5 4 5 5 4 5 2 4 4 ORTAÖĞRETİMSOS M\h EGİT1Mİ TEZLİ Yl'iKSEK LISANS TEZSİZ YLkSEK LtSANS « 8 tSIAM TARİHİVE SAMTLAR1 îslam Tanhı A 5 U T A ı GEÇİŞ 3 Doktora 3 Dokıora \ A U \ GEÇİŞ 1 Yük Lr> 1 Yük Lıs 1 Yuk Lıs 1 Yük Lıs 1 Yük Lıs 1 Yük Lıs 1 Yük Lıs 1 Yük. Lıs 1 Yük Lıs 1 Yük Lıs 1 Yük Lıs 1 Yuk Lıs 1 Yük Lıs EGİTI.M BİLİMLERİ ı X'| Arapça not barajı %60'nr 2.XX ıXX1 ESıtım Bılımlen Bölümü çıkışlı otması FENBıLİMLERİEVSTİTÎSÎ O.ABİLİM DALI Y C KSEK LİSANS JEOLOJI MUHENDISLIGI Genel Jeolojı Maden Yataklan-Jeokımya MujCTolq|j-Petnografi L>2ulamalı Jeolojı MÂMNEMLHENDİSLIGI Imalaı ve konsttuksıvon TermodmamıJ; Makıne Dınamığı ve Teonsı Enenı M.ADEN MUHENDİSLİGİ ifiaucıı i)icuııc CevherHazıriama CEVREMÛHENDİSLİGI ÇevTe Bılımlen Çevîe Teknolojısı Kl\fi'A MÜHE\DISLİGI Kumasal Teknolojıler FİZIK Katıhal Fıağı KMA .Anorgamk lümva .Analıtık Kımya Fıakokımja Bıyokımya BİYOLOJİ Zoolojı Botanık MATEMATİK UvjulamaJı Maîemaıık 12 6 4 2 4 1 1 •> — 4 2 2 3 10 I 2 5 2 1 3 DOKTORA 4 2 2 . - — — .— 3 - 1 FEN BİLLMLERIENSTİTLSL VATAY GEÇİŞ kONTEMANLMU A.NABİLİMD.UI HKSEKLİS.A.NS JEOLOJI MLHEND1SLİG1 Genel Jeolojı Maden Yataklan Jeokımya Mınerolojı-Petrografi L'ygulamalı Jeolojı KİVH' A MUHENDİSLİĞ! KjmvasalTeknoloııler ÜMYA Anorganık Kımya .Analınk ICımya Fızıkokımya Organık Kımya Bıyokımya \ÂTA^ GEÇİŞ İÇİN ÖĞRENCİNİN: 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 DOhTORA 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 Enstıtunün jabancı dılle ılgılı gıns ıçın belıriedıgı koşullan venne genmu> olması. 2 Aynlacagı kurumda aldıgını belıntıgı derslenn tûmunu basarmış olması. 3 Aidıgı derslerdengenel not onalamasınınyükseklısans ıçmen azV 0 vedokıoraıçın en azc o80 veya eşdegen olması gerekır 4 Teze baslamış ögrencı. yatay geçış yoluyla enstıtüje kayıt yapnramaz. Basın 32425 Adana depremi Yıkılan binaların proje hatası var tstanbul Haber Servisi - Türkiye Deprem Vakfı 2. Başkanı Prof. Setnih Tezcan, Adana'da meydana gelen depremle ilgilı olarak Ceyhan Belediyesi İmar Müdürlüğü'nde bulunan pro- jeler üzerinde yaptıklan incelemede, imar yö- netmeliklerine göre projelere konulmasi gere- ken kriterlere uyuimadığını tespit ettiklerini söyledi. Binalann alt katlannm dükkân yapıl- mak için aynldığını ve bu nedenle duvar örül- mediğini belirten Semıh Tezcan. "Kotonlann leyiek bacağı gibi bırakıiniasının doğurduğu za- afiyet >ikılmalara neden olnnıştur. Kolon içtri- sindeki sargı denürlerinin de gereken sıidıkta konulmadığını göztedik" dedi. Prof. Tezcan, Adana'daki deprem bölgesin- de tTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Boduroğ- lu ile birlıkte incelemeler yaptıkiannı ve ince- lemeyle ilgili hazırlayacakları raporun 10 gü- ne kadar hazır olacağını söyledi. Yıkılmış bi- nalardan 3-4 tanesinde ve yine aynı grupta bu- lunan yıkılmamış olanlan da gezdiklerini be- lirten Tezcan. sözkonusu binalann Ceyhan Be- lediyesi İmar Müdürlüğü'nde bulunan projele- rini incelediklerini açıkladı. lncelemelerinde, jHüjelere imar yönetmeliklerine göre konulma- sı gereken kriterlere uyulmadıSmı gördükleri- ni açıklayan Tezcan. "Maalesef sonuç bu. UyuJ- mamış. Projelerde hata bulunduğu için yıkıl- mışlar"dedi. Tezcan, binalann alt katlannda dükkân için bırakılan boşluklann doguracagı tehlike katmın önemsenmediğini. hiçbir tedbir almadan nor- mal kat gibi işlem yapılmasının, yüklerin bu katlarda konsantre olmasına yolaçtığmı savun- du. Prof. Tezcan'm depreme karşı önlem öneri- leri: A) 1- Ev alacak, bir kooperatife üye olacak olanlar deprem sertifikası talep etmeli. 2- Bir dairedeoturanlarda deprem sertifika- sı talep edebilir. Ölçümlerde güvenceli çikmayan binalar gü- venceye kavuşturulabilir. Tuğla duv'arlar yıkı- larak yerine betonarme deprem perdesi konu- larak bina güvenceye alınabilir. 3- Yeni alınsm ya da eski olsun ev sigorta et- tirilmeli. B) 1- Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı çıkar- tacağı bir yönetmelikle, konut satanlarm veya inşa edenlerin deprem sertifikası edinmelerini şart koşmalı. Bu alanı başı boş bırakmamah. 2- Belediyeler, tmar Kanunu'nda yapılacak ek bir madde değişikliği ile iskân ruhsatı etkin- liğinde deprem sertifikasını talep edebilirler. C) Sigorta şirketleri, sigorta edecekleri bina- nın deprem sertifikası olup olmadığını sorma- lı. Deprem sertifikası olmayan binalan ya si- gorta etmemeli ya da çok yüksek fiyatla sigor- talamalı. D) Üniversitelere mesaj. Hem mimar hem de inşaat mühendısligi fakültelerinde, depreme güvenceli bina tasanmı dersi zorunlu dersler sı- nıfına konulmalı. anlatmaktır" dedi. lzmir'in geçmişte yaşadıgı depremlerin çoğunun körfezden, Karaburun, Çeşme ve Seferihisar vönünden ve denizden geldiğini belirten Tunçağ, bu nedenle de en ağır hasann kıyı şendınde olacağını anımsatarak şunlan söyledi: "Vurttaşlann çoğu deniz kıyısına yakın yerlere doğru giderek güvcnliklerini sağladıklannı sanıvorlar. Bu çok yanlış. bir ınantık. Depremin şiddetine göre denizde meydana gelebilecek harcketlilik, kitle ölümlerine neden olabiür. Örneğin Japonva'da 1948 yılında Fukui kentindc mevdana gelen depremde deniz kıyısına giden 2 otobüs dolusu çocuktan 60 tanesi, 70 metre >üksekliğe ulaşan dev bir dalganuı üzerierine çarpması.N la can verdiler. Aynı ola>. İzmir ve deniz kı> ısındaki kentler için de mümkündür. Nitekim. lzmir'in tarihindeki depremlere bakıursa deniz kıyısındaki kınlmalarla oluşan dev yanklardan suyla karışık balçık dalgalannın yükseldiği ve büvük zararlar verdiği görülecektir. Depremin etkilerinden uzaklaşmak için vamaçlara ve dağlara doğru gitmek en doğrusudur." Japonya'da Kobe depremi sonrasında kurulan kriz masasında. 24 saat görev >apan 80 kişılık bir ekibin çalıştığını ve yıllık bütçesinin I trilyon lira civannda olduğunu belirten Tunçağ, ofiste bulunan 14 ekranh televizyon sistemiyle mevdana gelebilecek bir felaketin yennın ve şıddetınin anında saptandığını kaydettı. Müdahale eden ekıplerin çalışmalannın izlendiğini, yönlendırmelennın de yine bilgısayar sistemiyle gerçekleştinldiğini v urgulayan Tunçağ şunlan sö>ledı: "İzmir ve büvük kentlerde de böyle bir birimin kurulması düşünülnıeli ve vaşama geçirilmelidir. llkyardım konusuna da önem verilmeli her konutta o hanede yaşayan insanlara 48 saat vetecek miktardaki su, gıda ve ilaçtan oluşan stok sürekli tazelenerek hazır tutulmaudır." ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Uzüm Yemek mi Bağcı Dövmek mi?.. 1996 ve 1997'de lstanbul içi ve dışında çok toplantıya katılmıştım. Her iki yılda da, katıldığım toplantı sayısı 200'ü geçince, 1998'e girerken, "Artık bu yıl böyle delıcesine dolaşmayacağım" sözünü vermeme karşın, ilk altı ayda katıldığım toplantı sayısı gene 100'ü geçtı. Bu toplantılarda çok ılginç şeyler yaşıyor, çok ilginç şeylergözlüyorum. Hele hele yeni tanıdıgım insanlar... Ve tüm yorgunluklarıma karşın, bu "zevkleh" yaşayabilmek umuduyla, kendimi yeniden yolla- ra "vuruyorum". Bu tür toplantılarda yaşadıklarımı sizlerle pay- laşmayı çok istıyorum ama, sanıyorum bu "köşe- nin" başka bir işlevi var, başka bir "işlevi"olması gerek. Ancak her şeye karşın, zaman zaman ba- zı yaşadıklarımı sizlerle de paylaşmak gereksini- mini duyuyorum. Zira bunlar, "heryerde olabile- cek" şeyler ve genelleştirilmesi gerek. Izmir'den güneye ınerken ya da güneyden Iz- mir'e çıkarken, Selçuk'tan defalarca geçmişimdir. Fakat güneye inerken gözüm yolun sağ tarafın- da, Izmir'e çıkarken de gözüm yolun sol tarafın- da olurdu. Zira, "kale" de, "müze" de, "Kuşada- sı yolu" da, "Meryem Ana" da, hep o yönde idi. Oysaki yolun öbür yönünde, asıl Selçuk; gelişen ve çağı yakalamaya çabalayan Selçuk varmış. Ve özellikle Selçuk Belediyesi'nin çok amaçlı kültür merkezi. Tüm bunların farkına varmanm süreci, CHP Iz- mir milletvekili Sabri Ergül'ün birtelefonuylabaş- ladı. Başlı başına bir partı gibi çalışan Sabri Ergül, Selçuk Belediye Başkanı Kamil Subaşı'nın bir daveti için aracılık ediyordu. Selçuk Belediyesi, Sıvas katliamının 5. yılı ne- deniyle bir panel ve anma gecesı düzenlemişti. "Ir- tica, Çeteler ve Hukuk Devleti" başlıklı bu pane- le konuşmacı olarak katılmam isteniyordu. Sayın Ergür'e, "Manısalı öğrenciler" konusun- daki savaşımında verdiğim destek ve dayanışma sözü, sadece "lafta kaldığı" için kendimi borçlu sayıyordum. Ve bu nedenle, bir gün sonra Bil- gi'de, diploma törenı olmasına karşın, daveti memnuniyetle kabul ettım. (Zaten bir gün sonra sabah beş buçukta yola çıkarak Bilgi'deki törene de yetiştım.) Selçuk'a geldiğım zaman kendimi, ÖDP ilçe ör- gütü ile belediye arasında süren bir çekişmenin göbeğinde buldum. "Fırça" adlı bir bulten çıka- ran ÖDP ilçe örgütü, "2 Temmuz'un yıldönümün- de timsah gözyaşlanna kanmayın" diye manşet atmıştı. ÖDP'liler daha önceki yıllarda, "Demokrası Plat- formu" tarafından düzenlenen anma töreninin CHP'li belediye tarafından düzenlenmesini bir "si- yasal istismar" ve "siyasal rant kazanımı politika- sı" olarak degerlendiriyor ve kınıyorlardı. Ne Selçuk CHP örgüt üyelerini ve Selçuk Bele- diye Başkanı Kamil Subaşı'nı daha önceden ta- nırdım, ne de ÖDP ilçe örgütü üyelerini tanıyorum. Aynca CHP ve ÖDP arasında "taraf" da degilim. Fakat bizzat katıldığım bu "anma toplantısı" çer- çevesinde "tarafım" ve ÖDP ilçe örgütünün tutu- munu fevkalade "uygunsuz" buluyorum. Fırça'da yazılanların bir bölümünü imla ve Türk- çe hatalarına hiç dokunmadan sizlerle paylaşmak istiyorum: "...Otuz-otuzbeş ilçe başkanlan, ba- kan ve milletvekılleri ile, siyasi rant ıçın bu günü kullanmalanna, duyarlı insanlar gereken cevabı vereceklerdir. İnsanlann yaşamalannı koruyamayanların acı- lanna da sahip çıkmaya hakları yoktur. ÖDP iki yüzlü insanlann gerçek yüzlerini açığa çıkarmaya kararlıdır." ÖDP ilçe örgütü konuyla ilgili bir de bildiri ya- yımlamış. Bundan da birkaç satır almak istiyo- rum: "...Selçuk Belediye Başkanı veya belediye çalışanlan veya sendikası, hangi kurum veya ku- ruluş olursa olsun. Selçuk Demokrasi Platfor- mu'nun vartığını hiçe sayarak, bu ışi oldu bittiye getirmeye haklan yoktur..." Selçuk Demokrasi Platformu'nun yapısını aynn- tılanylabilmiyorum. Fakat şunu biliyorum ki, bir ör- güt herhangi bir platformda yer almakla, kendi özgür faaliyet alanlanna sınır çekmez. Kimi eylem- lerini bir platform çerçevesınde yürütür, kimi ey- lemlerini kendi başına ya da başka örgütlerle bir- likte yapar. Kaldı ki Sıvas katliamı gibi, çok duyarlı olmamız gereken bir konuda böylesıne "yıkıcı" eleştirilerin hiç yeri olmasa gerek. Eğer söz konusu "plat- form" ya da ÖDP ilçe örgütü, belediyenın yaptığı çalışmayı beğenmiyorlarsa kendilerı ayn birtören düzenlerler. Böylesine "parçalanmışlık" da hoş bir şey değil ama, hernalde "Fırça "daki suç- lamalardan daha iyidir. Eğer bu törenlerı beğenmiyorlarsa kendilerinin bir anma töreni düzenlemeleri gerekırdi. Eğer bunu beceremiyorlarsa düzenlenen törene katıl- maları uygun olurdu ya da en kötü olasılıkla bu törene de katılmazlardı. Ancak böylesine "saldın", insanı gerçekten üzüyor. Bir olayın "sömürül- mesi", sadece o olaya haklı ya da haksız bir biçim- de sahip çıkmakla olmaz. O olaya "sahip çıkan- ları" böylesine ağır bir biçimde "eleştirmek", hat- ta bu insanlara "saldırmak" da aynı olayı "sömür- me" çabasından başka bir şey değildir. Ve her şey bir yana, bu "hastalık", maalesef "sol bir hastalık" bile değıl. Bu arkadaşların a- macı, "üzüm yemek değil, bağcı dövmek." : Sevgili dostum Kemal Hoşgeçin Kuşlar yuvalansın diye kollanmızı açmak yüreğimizi açmak böcekler kemirsin diye özledim seni... Ümit Kartoğlu l
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle