24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 HAZİRAN 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET HABERLER Yunanistan raporu ağırlaştırabilip' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanlığı, AvTupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin (AKPM) Gikneydoğu raporunu yumuşatması konusunda herhangı bir resmi açıklama yapmazken komisyonun Türk grubu üyesi AJi Dinçer, Yunanistan 'ın dönem başkanı olduğu Ortak Komite'de görüşülmesi sırasında raporu ağırlaştırma girişimlerini sürdüreceğini söyledi. Dişişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Sermet Atacanlı da AA'ya yaptığı açıklamada Avrupa Konseyi'nde bazı degişiklikler yapılarak kabul edilen Güneydoğu raporunun birtakım sivri unsurlardan anndınlmasına ragmen, Türkiye'yi hedef alan rahatsız edici unsurlannın hâlâ mevcut olduğunu söyledi. Atacanlı "Tercihimiz böyle bir raporun hiç yazılmamasıydı" dedi. HADff davasında bir tahliye • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - "Bölücü örgütün siyasi kanat yöneticisi oldukları" gerekçesiyle haklannda 22 yıl 6'şar aydan az olmamak üzere hapis cezası istemiyle dava açılan ve aralannda HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak'ın da bulunduğu 9"u tutuklu 13 sanığın yargılanmasına dün devam edildı. Haklannda ek iddianame ile dava açılan 38 Parti Meclisi üyesinden biri tahliye edilirken 36'sının gıyabi tutuklama karan kaldınldı. HADEP davasında mahkemenin, Şemdin Sakık'ın Diyarbakır DGM'de atinan ifadesinin geldi|ini bildirmesi üzerine Bozlak. Sakık'ın kendi görüşlerini içeren genel bir değerlendirme yaptığını savundu. Genç'e öıtütii isyam • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP ile ANAP arasındaki "örtülü ödenek" kavgası büyüyor. ANAP Grup Başkanvekili Ugur Aksöz, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller hakkında, "örtülü ödenekten" dolandıncı Selçuk Parsadan'a para kaptırdığı gerekçesiyle verdikleri Meclis soruşturma önergesini işleme koymayan DYP'li TBMM Başkanvekili Kamer Genç'in, kendisini Meclis iradesi yerine koyarak görevini kötüye kullandığını ve yetki gaspı yaptığını söyledi. TBMM Uyum Komîsyonu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yurtdışındaki seçmenlerin bulunduklan yerlerde oy kullanmalan ile ilgili yasal düzenlemeyi yapmakla görevlendirilen TBMM Anayasa Uyum Komisyonu 4 yöntem belirledi. Komisyon, muhatap ülkelerin tercih edecekleri yönteme göre mektup. sınır kapılannda oy kullanma ya da konsolosluklara sandık koyma yöntemlerini içerecek bir yasal düzenleme yapılması görüşünü benimsedi. PÜİS'ten tepki • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Petrol Ürünlen tşverenler Sendikası (PÜİS) Genel Sekreteri Muhsin Alkan, Maliye Bakanlığı'nca gerçekleştirilen akaryakıt denetımi sonuçlannın gerçek dışı olduğunu iddia etti. Alkan, bakanhğm açıklamalannın Petrol Ofisi'nin(POAŞ) özelleştirilmesine darbe vurduğunu savunarak pazartesi günü yargıya başvuracaklannı bildirdi. Başbakan, Rize'de Fırtına Deresi'nde kurulacak barajın temelini attı Ydmaz'a çevreci protesto• Çamlıhemşin'deki tartışmalı barajın temel atma töreninde ıslıklarla protesto edilen Başbakan Yılmaz, "Ne insanı, ne çevreyi feda edeceğiz. Bunun garantisi benim" dedi. AHMET ŞEFtK ÖMERŞAN RİZE/BATUM- Rize'nın Çam- lıhemşin ilçesinin Fırtına Dere- si'nde kıırulması öngörülen Dilek- Güroluk Hidroelektrik Santra- lı'nın temeli, yöre halkı ve çevre- cilerin protestolan altmda Başba- kan Mesut Yılmaz tarafından atıl- dı. Yılmaz. Çevre Bakanlığı'nın üç gün önce barajla ilgili Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) rapo- runu çıkardığmı söyledi. Raporu vatandaşlara gösterirken ıslıklarla protesto edilen Başbakan Yılmaz, "Ne insanı, ne çevreyi feda edece- ğiz. Bunun garantisi benim" dedi. Çamlıhemşin'deki tartışmalı baraj temelinin atılması sırasında çevrecılerin yoğun protestosu ya- şandı. Çevrecıler ve yöre halkı, Başbakan Yıimaz'ın tören alanına gelmesini sırtlannı dönerek pro- testo ettiler. Baraj ı inşa edecek olan BME firması Yönetim Kuru- lu Başkanı Bülent Kuyumcu'nun konuşması sırasında da protesto- cular "BME doğanın katih", "Ye- şile uzanan eller kınlsın" diye slo- gan atılar. Çevrecilenn protesto- suna kızan Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanı Cumhur Ersümer, " Bu protestolann arkasındaki şap- ka. sadece çevred şapka değikür. Bir nükleer santral yapmak ister- ken de karşımıza Fransız kökenli Greenpeace temsilcisi çıkıyor ve ortalığı kanşOnyor" dedi. Törende konuşan Yılmaz, yö- renin doğal varlıklannın zarargör- memesi için büyük çaba sarf ettik- ler.ni, bunun içın yetkililere özel talimat verdiğini söyledi. Üç gün önce Çevre Bakanlığı tarafından onaylandığmı açıkladığı ÇED ra- porunu vatandaşlara gösteren Yıl- maz. "Bu nehirierin üzerine sant- rallar yapmamız lazını. Çünkü en temiz enerji, hidroelektrik santral- lanndan olu>or. Eğer kömürsant- ralı yapsay dık, çok daha fazla Idr- lenmeolurdu" diye konuştu. Yıimaz'ın üçüncü ÇED raporu- nu vatandaşlara göstermesi, yoğun protesto ve ıslıklara neden oldu. Yılmaz, konuşmasını şöyle sür- dürdü: "Buradaki vatandaşı yoksullu- ğa mahküm edemeyiz. İşe. aşa ih- tiyaç var. Çevreyi koruyahm diye hiçbir şe> yapmamak oimaz." Protestocuların "Çevresiz Ri- ze'yi neyapalım" sloganlan karşı- Cayırhan Santralın devri yönünde karar ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA - Danıştay 10. Dairesi, Cayırhan Termik Santralı'nın iş- letme hakkının devriyle ilgili olarak Ankara 1. tdare Mahkemesi'nin verdıği iptal karan hak- kında "yürütmenindur- durulması" karan verdi. Özelleştirmenin yolunu açtığı ıleri sürülen karar, sendika çevrelerince kaygıyla karşılandı. Santrallann 25 yıllıgı- na yerli ve yabancı kon- sorsiyumlara devrini içe- ren karara karşı, Kanıu lşletmelerini Geliştirme Merkezi'nin açtığı iptal davası üzerine Ankara 1. ldare Mahkemesi istek yönünde karar verdi. Ancak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, bu karan Danıştay'da tem- yiz etti. Talebi görüşen Danıştay 10. Dairesi, idare mahkemesinin ip- tal karannın durdurul- ması yönünde karar al- dı. ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART Lyuşturucu trafiğini izJeyen bir vabancı ülke tarafından ihbar edilen emniyet miidürii poüs okuluna tayin edildL r sında sinirlenen Yılmaz, "Bu gü- rültü neyin nesi. Burada bir bay- ram havası içinde kutlanması gere- ken hayırlı bir işi böyle ıslıklayıp, gürültü ederek gölgeİemeye kimin hakkı var" diye konuştu. Termik santrallara antma tesisleri yapar- ken bile çevTecıler tarafından pro- testo edildiğini söyleyen Yılmaz, "Bacaya antma tesisi yapıyorum, getip beni ıslıklıvorlar. Vahu ben- den ne istiyorsunuz.Gidipbu tesis- leri yapanlan ıslıklayın" diye ko- nuştu. Dilek-Gürol Hidroelektrik Santralı, 180 MW kurulu güce sa- hip olacak. 592.7 milyon KWH yıllık enerji üretecek. Proje 4 yıl içinde tamamlanacak. Santralda, 2002 yılmda üretime geçile- cek. Avusturya ve Alman- ya'dan sağlanan dış kredi ile finanse edilen baraj, 286 milyon dolara mal olacak. Başbakan Mesut Yılmaz, daha sonra Hemşin'e geçe- rek burada Ziraat Bankası şubesini açtı, sağlık merke- zinin temelini attı. Yılmaz, daha sonra Gür- cistan'a bağlı Acaristan Ö- zerk Cumhuriyeti'nin baş- kenti Batum'a geçti ve bura- dan Acara Özerk Cumhuri- yeti Cumhurbaşkanı Aslan Abaşidze ile görüştü. Görüş- melerde, Batum Havaala- nı'nın Türkiye ile Gürcistan tarafından ortak kullanımı konusunda da anlaşmaya va- nldı. Başbakan Mesut Yılmaz, Batum'daki temasları sıra- sında, durumun oldukça ger- gin olduğu Abhazya'ya ba- zı gizlı yardımlann yapılıp yapılmadığına ilışkınbırso- ruyu yanıtlarken şöyle dedi: "Türkiye olarak Gürds- tan'ın toprak bütünlüğune çokönem veriyoruz. Gürcis- tan 'da huzurun hâkim oima- sını isn'yoruz. Abhazya soru- nunun Gürcistan'ın bütün- lügü içinde çözümünden ya- nayız. Bu konuda insani yar- dım da dahilolmaküzere ber türlü yardımı yapmaya ban- nz. Türkiye'nin Abhazya so- rununa müdahalesi söz ko- nusu olamaz. Birim kontro- lümüz dışında bazı şeyler olabilir. Bu konuda gereken özeni göstereceğjz." ÖDP'nin cevre konferansı Sivil örgütlerin Camlıhemşin tepkisi 'Doğa isyan ediyor' 'Çevrenin karagünü' fstanbul Haber Servisi - ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, fc 2050\Thndameyd»- na getebüecek bir Akkuya feiaketinin besabını o gün 130 yaşında olacak Cum- hurbaşkanı Süleyman De- mirel mi \wecek" dedi. ÖDP. dün Kristal Otel'de 1. Çevre ve Ekotoji Konfe- ransı dûzenledi. Konfe- ransta konuşan Uras, De- mirel'in Gökova Termik Santralı konu- sunda olduğu gibi Akkuyu'da da ekolo- jikbirkaygıdan çok, ulusiararası nükle- er lobisinin tezlerini yinelediğini söyle- di. "Nükfeer enerji, insanlık için büyük bn-tehditotuştııruyor. Büriin de\ leder w banş güçleri,ortak bir hat üzerindenbu felakete karşı mücadelcyi yüksetanefi- dîr" diye konuşan Uras, ekolojik sorun- lann evrensel bir karakter gösterdigini belirterek milliyetçi. dinci, sağcı, soku her tür söylemin bu meseleyi çözmek- ten çok, derinleştirdiğini vurguladı. ÖDP Ekoloji Çahşma Grubu'nun ha- zırladığı raporda, anayasasın geçici 15. Ufuk Uras maddesi kapsammda olan "Turizmi Teşvik Yasa»"na dayanarak Bakanlar Kuru- lu karanyla Türkiye'nin 24 bölgesindeki ormanlann, SlT alanlannın, parklann, tanm arazilerimn, deniz ve göl kenarlannın, tarihi ve kültürel degerlerin turizm alanı olarak ilan edilerek "yağmala ndığı verantiyele- re sunuMuğu" belirtildi. Raporda. ormanlann ve doğal degerle- rin rant uğruna yok edilmesi üzerine ku- rulan kentlerin, Batı Karadeniz'de yaşa- nan sel felaketmde olduğu gibi insanla- nn yaşammı yitirdiği, binlerce insanın bannaksız kaldığı vurgulandı. Konfe- ransta söz alan çevreci Tûrksen Bâşer Ka&oğiu, kapitalist sistemin elınden tu- tan çokuluslu şirketlerin, topluluk oluş- turarak ekonomik alandaki varlıklannı sürdürebilmek için ekolojik alanda sö- mürüyü devametürdikierini söyledi. tki gün sürecek olan konferans, pazar gü- nü Şişli Abide-i Hürriyet Parkı'ndaki şenlikle son bulacak fstanbul HaberServfei-Çevreci sivil toplum örgütleri. Başbakan Mesut Yıi- maz'ın Camlıhemşin Fırtına Dere- si'nde hidroelektrik santralı temeli at- masını "siyasi yahnm uğruna bolgenin yok edflmesi" olarak değerlendirerek dünü. "Çevrenin kara günü" ilan etti. istanbul Orman Çevre ve Kültur Var- lıklarmı Koruma Platformu Sekreteri Ptof. Dr. Uçkun Geray, yerkürede ko- runması öncelikli 200 ekolojik bölge- den biri olan Camlıhemşin ve Fırnna Deresi'nde santralın yapılması duru- munda Kaçkarlar'daki doğal yapmın perişan edüeceğini belirterek "Eğer bu hükümet bu santraDarda ısrar ederse büyük oy kaybtna uğrayacaknr" dedi. Platform, "Ülkesini seven"' tüm çevTe- cfleri ve yurttasları bu santrallann ya- pılmaması için mücadeleye çağırdı. istanbul Orman Çevre ve Kültür Var- lıklannı Koruma Platformu'nun, Çam- lıhemşin'de temel atılması nedeniyle Kabataş Kültür Merkezi"nde düzeniedi- ği toplantıya, 1Ü Orman Faküîtesi De- kanı Prof. Dr. MeBhBo>dak, 1Ü Orman Faküîtesi Ogretîm Oyesi ve Platform Sekreteri Prof. Dr. Uçkun Geray, Or- man Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Kadir Erdin, ÇEKÜL Vakfı Başka- nı Prof. Dr. Metin Sözen, Doğal Haya- tı Koruma Dernegi (DHKD) Genel Mü- dürü Nergis Yazgan. TEMA Vakfı Ge- nel Müdürü Ümit Gürses ve S.O.S Is- tanbul ÇevTe Gönüllüleri Platformu Ge- nel Başkan Yardımcısı Yücd Erdeaer katıldı. Platform Sekreteri Geray, ülke ihüyacımn yüzde birini bile karşılama- yacak birenerji üren'mi için Camlıhem- şin ve Fırtına Deresi'ni özel kılan bü- tün doğal ve kültürel de|erlerin gelece- ğinin tehlikeye atıldığını söyledi. Santrallann temel atma töreninin da- vetiyelerinin, santrallar için hazırlanan ÇED Raporu toplanüsmdan önce ha- zırlandığına dikkat çeken Geray, "ÇED raporiannın büyük orandaesnek veyo- ruma bağh hazırlanmasu karadann si- yasi gûçlere bırakıldjğı anlamına gel- mektedir" dedi. Nergis Yazgan da Camlıhemşin'e do- zer girdiği anda bundan bütün ekosis- teminin etkileneceğini ve ikliminin de- ğişeceğini belirtti. FlRMIK IAYDIN ENGtN aengin (d posta. cumhuriyet. com. tr __ Birkaç Alman gazeteci Cumhuriyet'e uğradılar. Istan- bul'da iki gün kalıp petrol bo- ru hattı ile ilgili gözlemler yap- mak üzere Azerbaycan, Rus- ya, Kazakistan yollanna düşe- cekler. Anlaşılan, gelmişken Türkiye'nin son durumunu da bir dinleyelim, dediler. Batı Avrupa'dan gelen mes- lektaşlann artık ezbertediğimiz, biraz da gına gelmiş sorulan art arda sıralandı: - Herr Engin, Türkiye bir Iran olabilir mi? - Herr Engin, Türkiye'de Ce- zayirleşme tehlikesi var mı? Varsa ne kadar ciddi? - Herr Engin, seçimlerde Refah Partisi ne kadar oy alır? - Herr Engin, Refah'ın yerine kurulan partinin adına Alman- ca ne demek gerek? - Herr Engin, güçlü adam kim? Yılmaz mı, Demirel mi, Baykal mı? Frau Çiller'/n po- litikada bir şansı var mı? Ezberlediğimiz sorulara, Zu... Zuzu... Zuzur... handiyse ezberlediğimiz yanrt- lan verdik. Çaylar, kahveleriçil- di, bitti. Bizimkilerkalktılar. Da- ha önceden tanıştığımız bir TV gazetecisi biraz geride kaldı ve sordu: - Herr Engin, o şey ne oldu? Hani şey diyordunuz siz kısa- ca? Şey.. Zu... Zuzu... Zuzur... O ne oldu? Önce düzelttik: - Zu değil, Su... Susur... Su- suriuk!.. Sonra yanıtlamaya cabala- dık. Ama siz şimdi, okumaya bir ara verin, benim Alman mes- lektaşla sohbetime bir nokta koyun ve kendi kendinize aynı soruyu sorun bakalım: - Su... Susur... Susuriuk ne oldu? Çok merak ediyorum: Nasıl biryanıt verdiniz? Ben bir yutkundum, iki dü- şündüm, sonra da en kısa, en kestirme ve en "doğru" yanıtı verip Almanı savdım: - Haaa Susuriuk mu? Ona bir şey olmadı. öyle duruyor... ••• Adamlar gitti. Ben odada bir başıma kaldım. Utanç, öfke, umutsuzluk, keder... Karman çorman bir duygu seli. Hayır, öyle "Şu Susuriuk ni- ye hâlâ çözülmedi" filan gibi değil, tümüyle kişisel bir öfke, bir utanç, bir keder... Haftalar (yoksa aylar mı?) var ki Susuriuk üstüne tek satır yazmadım. Haftalar (yoksa ay- lar mı?) var ki arkadaşlarımla, meslektaşlanmla, yakınlanmla Susuriuk üstüne konuşmadım ve... ...Ve haftalar (yoksa aylar mı?) var ki bundan tedirgin ol- madım, bu ülkede çözülmemiş bir Susuriuk utancıyla yaşadı- ğımı(zı) da düşünmedim. Hepimiz, sanki Susurluk'u çözüme ulaştırmadan, o kanlı, irin dolu yumağı son teline ka- dar açmadan bu ülkede yaşa- nabileceğini -kendimize bile iti- raf etmeden- benimsedik. Geceler boyu ışıklannı yakıp söndüren biz değilmişiz gibi; "Susuriuk bu ülkenin gelece- ğidir" diye çığlıklar atan sanki başkalanymışgibi; "Yu Susur- luk'u çözecek ve bu ülkenin onuriu yurttaşlan olacağız ya da onursuz bir geleceğe bo- yun eğeceğiz" diye haykırma- mışızgibi... ••• Artık kim, kimden emir aldı; kim, kime buyruk verdi; tetiği kim çekti; Vfeş/7'i kim yeşertti; Çatlıgiller'l kimler görevlendir- di sorulannın pek anlamı kal- madı. Susurluk'un çözümsüz kal- masının sorumluluğunu ne iş- lemeyen yargıya, ne kokuş- muş polis örejütüne, ne yürek- li savcı kıtlığına, ne gazetecile- rin bıkkınlığına bağlamak mümkün. Eşyayı adıyla çağıralım: Su- suriuk gelebileceği son nokta- ya kadar geldi. Üst sının Meh- met Ağar'la çizildi. Ondan ötesine adım atmak ne söz, ışık sızmasına bile olanak ta- nınmıyor. Bıçak gibi bilincimize sapla- nan bir soru havada asılı duru- yor: Susuriuk'u tıkayan güç ne- dir? Bugün vanlan noktadan ötesine geçit vermeyen güç nedir ve gücünü nereden al- maktadır? Yakında bizler de Alman ga- zeteci gibi sorar olacağız: -Zu... Zuzu... Zuzur... O şey ne oldu? Yanıtı da omuz silkerek veri- - Ha o mu?.. Hiçbir şey ol- madı... öyle duruyor...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle