18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 1998 CUMARTESİ 4 HABERLER Sakık'tan avukatlara pet • DİY ARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Dıyarbakır l No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde 30 Hazıran'da kardeşiyle birlıkte idam cezası istemiy le yargılanacak olan Şemdin Sakık, sav unmasını yapmak isteyen 3 avukatın talebini geri çevirdi. Sakık'ın savunmasıru üstlenmek için Istanbul Barosu'na kayıtlı Doğan Engin ve Dilek tncesu ile Diyarbakır Barosu'ndan Sabahattin Korkmaz başvurdu. Ancak siyasi tutuklulann kaldığı Diyarbakır E Tipi Cezaevi'ndeki özel bir koğuşta kalan Sakık'ın, avukathğını yapmak için kendisiy'e görüşmeye gelen 3 avukatın talebini geri çevirdiği ve savunmasını kendisinin yapacağını bildirdiği öğrenildi. Işadamlarmdan para toplayanlap • İZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- lzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince PKK örgütüne yönelik operasyonda, cezaevinde bulunan sorumlu düzeydeki örgüt üyelerinden aldıklan talimat doğrultusunda komite oluşturduklan, Dogu ve Güneydoğu kökenli işadamlanndan vergilendırme adı altmda para topladıklan. örgüt üyelerine. maddı gelir sağladıklan öne sürülen biri müteahhit 8 kişı gözaltına alındı. Gözaltına ahnan Orhan Baltacı. Ekrem Baltacı, Reşit Enez, Abdulhalim Öztürk, A. Cabbar Baltacı, Mehmet Tev fik Tigrit. Süleyman Oğuz ile Cüneyt Özmen'in ev ve üzerlerinde yapılan aramada da bir tabanca, 3 bin Alman Markj, 500 Amerikan Dolan ele geçtiği bıldınldı Gümrükçüoğlu kararına itiraz • tstanbul Haber Servisi - Cumhurbaşkaru Süleyman Demırel'e suikast girişiminde bulunmaktan yargılanan ve tahliye edilen îbrahim Gümrükçüoğlu'na verilen '"cezai ehliyeti" olmadığma ilişkin mahkeme karanna avukatı itiraz etti. Hepatit, AIDS'ten • BURSA (AA) - AIDS' in yol açtığı ölümcül enfeksiyonlann önlenmesine yönelik geliştirdiği tedavi yöntemleriyle ABD'de patent alan Dr. Arşinur Burçoğlu. "Hepatit-C. kanla geçen hastalıklar arasında AIDS'ten daha tehlikeli. HIV virüsü, kan yoluyla yüz binilemilyondabir olasılıkla bulaşırken hepatit- C için bu olasıhk çok daha kuvvetli" dedi. SPK tebfiği • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sermaye Piyasası Kurulu (SPK>, "Aracı Kurumlann, Sermaye ve Sermaye Yeterliliği ile tlgili Tebliği"nin yürürlüğe gireceği30Eylüll998 tarihine kadar, aracı kurumlann yerine getirmesi gereken yükümlülükleri belirledi. Tebliğe göre, aracı kurumlann, sahip olduklan her bir yetki belgesi için belirlenmiş bulunan asgari özsermaye tutarlan, her yü yeniden değerleme oranında arttınlacak. Arttınlan tutarlar. ilgili yılın haziran aymın sonuna kadar ödenecek. Aracı kurumlann, sahip olduğu yetki belgelerine göre, asgari özsermayelerini 1998 için belirlenmiş yüzde 80.4 oranında arttırarak 30 Haziran 1998'e kadar ödemeleri konusunda yükümlülük de devam edecek. EPnin kapatılması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Anayasa Mahkemesi'nin Emek Partisi'nin kapatılmasına ilişkin gerek'çeli karan Resmi Gazete'de yayımlandı. Gerekçeli kararda, "EP'nin programının Siyasi Partiler Yasası'ntn 78. maddesinin (a) bendi ile 81. maddesinin (a) ve (b) bentlerine aykın olduğu, aynı yasanm 101. maddesi (a) bendi gereğince bu partinin kapatılmasına karar verildiği" belirtildi. Söz konusu maddeler, siyasi partilerin programlannın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykınlık taşıyamayacağını düzenliyor. Otomobil fabrikası kurulması için Ford Otosan'a devredilen arazi için Danıştay'a başvuru CHP, SEKA'nm peşindeANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP. SEKA'nın Gölcük'teki 1600 dönumlük ara- zısinın fabrika kurulmak üzere Koç Hol- ding'e ait Ford Otosan'a bedelsiz tahsis edil- mesinin peşini bırakmıyor. CHP'li Beldr Yurdagül. arazinin devrini öngören "Bakan- lar Kurulu karannın iptali ve dava sonuçta- nana kadar \ürütmenin durdurulması iste- mi"yle Danıştay'a başvurdu. Gölcük'te rayiç bedeli 25 milyon dolarola- rak saptanan SEKA arsası, Ford Otosan or- taklığına "bedeti Hazuıe'ce ödenmek üzere" devredildi. Otosan'ın mınibüs üretimi proje- sinde 200 dönumlük arsaya gereksinim du- yulduğu belirtilirken bedelsiz devredilen ara- zi 1600 dönümü buldu. Yüksek Planlama Kurulu, 20 Mayıs 1998 günü aldığı bir ka- rarla, Kocaeli'nin Gölcük ilçesindeki 1 mil- • CHP'liler, SEKA arazisi için Meclis araştırması önergesini imzaya açtılar. FP Grup Başkanvekili Lütfü Esengün, Başbakan Yılmaz hakkında gensoru önergesi vereceklerini söyledi. yon 600 bin metrekarelik (1600 dönüm) SE- KA'ya ait arazinin "ödemenin peşin yapıl- ması" koşuluyla, mınibüs üretecek bir fabri- ka yapmayı tasarlayan Ford Otosan'a 'satü- ması'nı öngördü. Sanayi ve Ticaret Bakanh- ği, satılması düşünülen 1600 dönumlük ara- ziye 25 milyon dolar değer biçti. Ford Otosan'ın. araziye ancak 8 milyon dolar verebıleceğini bildirmesi üzerine baş- ka yöntem arandı. SEKA'nın arazısınin Ford Otosan'a \enlmesi konusunda "esnek"lik sağlandı. Bu adım da atıldıktan sonra. sıra arazinin Ford Otosan'a "bedeteiz" tahsis edıl- mesi için yasal kılıfbulunma aşamasına gel- dı. Bu hüküm. 233 sayılı "Kamu İktisadiTe- şebbüsleri Hakkında KanunHükmünde Ka- rarname'*de bulundu. İlgili KHK'nin 35. maddesinin 4. fıkrası şu hükmü içeriyordu: "Teşebbüs, müessese \e bağlıortaklıklara ko- nuları Ue ilgili olarak Bakanlar Kurulu'nca görev verüebilir. Gerektiğinde bu görev için yapıiacak ödenıe miktan Bakanlar Kurulu karannda belirtilir. Bu görevden doğacakza- rar ve mahrum kaunan kâr. yukandaki esas- lardahilinde Haâne'ce karşılanır." Bakanlar Kurulu, SEKA'nın 1600 dönumlük arazisini "rayic bedelinin Hazine tarafindan karşılan- masT koşuluyla Ford Otosan'a devretti. Bu uygulamaya göre Hazine, arazinin bedelıni gelecek yıl kendi bütçesinden SEKA'ya öde- yecek. Böylece Ford Otosan da. hiçbir öde- me yapmaksızın arsayı sahiplenmiş olacak. SEKA'nın Gölcük'teki arazisinin "bedeli Hazine'ce ödenmek üzere" Ford Otosan or- taklığına devredilmesine tepkıler sürüyor. Devir işleminin iptali için yüksek yargıya gi- den CHP'liler, konuya ilişkin Meclis araştır- ması önergesini de imzaya açtılar. FP'li Lütfü Esengün, Başbakan hakkında gensoru önergesi vereceklerini söylerken Ko- caelı Barosu. Bakanlar Kurulu karannın ip- tali ve dava sonuçlanıncaya kadar yürütme- yi durdurma istemiyle Danıştay'a dava açtı. CHP'li Onur Kumbaractbaşı da, konuyu "ki- tabma uydurulmuş bir yolsuzluk" olarak ta- nımladı. Memurlara vergi aldatmacası ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Memurlann ikinci 6 ay için maaş artışlannı yıl sonundaki yüzde 50'lik yıl sonu enflasyon hedefine bağlayan hükümetin, vergi tasansının yasalaşmasıyla sağlanacak iyileşmeyi yüzde 20'lik zammın kabul görmesi için kullandığı ortaya çıktı. Gelir ver- gisi dılımlerinde yapıiacak indiri- min maaşlarda yüzde 10'luk iyi- leşme sağlayacağı savlannın doğ- ru olmadığı belirlenui. Maaşlann büyük bölümünün vergiden muaf olan tazminat \e yan ödemeler- den oluşması nedeniyle gelir ver- gisi dilimindeki indirim, memur maaşlan için ancak yüzde 1.6-2 oranlannda ıyileştırme getırebile- cek. Enerji Yapı-Yol Sen Genel Baş- kanı Cengiz Faydalı. memur ma- aşlannın yüzde 50'sinden fazlası- nın özel hizmet tazminatlanndan oluştugunu belirterek bu bölümün ve maaştaki başka kalemlerin ver- giden muaf olduğuna dikkat çek- ti. Buna göre. ortalama olarak me- mur maaşlannın yüzde 45'inin vergiye bağlı olduğunu söyleyen Faydalı, brüt 100 milyon olan bir memur maaşının, Ocak 1998'den itibaren 9 milyon 500 bin lira ola- rak uygulanan özel indirim tutan indirildikten sonra kalan 36 mil- yon lirasının vergilendirildiğinı bildirdi. Faydalı. vergi tasansının . yasalaşmasıyla 1998yılı için yüz- de 25'ten yüzde 20'ye indirilecek olan en ait dilim üzerinden. 100 milyon liralık memur maaşının 36 milyon lirasının vergiye tabi tu- tulması durumunda. saglanacak iyileştirmenin 1 milyon 600 bin lirada kaldığı hesabını ortaya koy- du. Faydalı. vergi kalemlerinin dü- şük ve yüksek ücrette birbirlerine çok yakın olduğunu belirtirken "Bu, hükümetin vergi aldarmaca- SKİır. 200 milyon liralık maaşta bu kazanç yüzde 0.5 olur" dedi. TBMM Genel Kurulu'nda gö- rüşülen vergi tasansında, 1998 yı- lmda gelir vergisi ait diliminin yüzde 25'ten yüzde 20'ye, üst di- liminin yüzde 55'ten yüzde 45'e indirilmesi; 1999 yılmdan itiba- ren de ait dilimin yüzde 15, üst di- limin de yüzde 40 olarak uygu- lanması öngörülüyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan da, dün yap- tığı yazılı açıklamada. vergi tasa- nsıyla memur maaşlannda sagla- nacak iyileştirmelerin. gösterge- lerde yapıiacak düzenlemelerle SSK ve Bağ-Kur'dan emekli, dul ve yetim aylığı alanlara da yan- sıtılacağım bildirdi. Cumhurbaşkanı'nın Moldova'daki görüşmelerine ilişkin ortak bildiri yayımlandı DemireFe onur doktorasıTÜREY KÖSE KİŞtNEV - Cumhurbaşkanı SiHeyman Demirel, Moldova Cumhurbaşkanı Petru Lucinsc- hi ile ortak bildiri yayımladı. Iki ülke, bazı sorunlann çözü- mü için terorizme başvurulma- sını şiddetle kmayarak, 'ulusla- rarası terorizm, örgütiü suçlar, silah, uyuşturucu madde, tari- hi ve kültürel eser ticareti trafi- ği, korsanlık ve kaçakçılıkla mücadele' konulannda işbırli- ği yapmayı kararlaştırdılar. Moldova'ya resmi ziyareti- nin ikinci gününde, Cumhur- başkanı Demirel'e. iki ülke iliş- kilerine katkılanndan dolayı Moldova Teknik Üniversitesi tarafindan 'onur doktorası* un- vanı verildi. Cumhurbaşkanı Demirel, tören için üniversite- ye gelişinde, burada okuyan Türk öğrencilerin sevgi göste- risi ile karşılandı. Demirere aynca, geleneksel ikram olarak ekmek ve tuz su- nuldu. Cumhurbaşkanı Demirel*in bu ülkede yaptığı görüşmelere ilişkin ortak bildiri yayımlandı. Ortak bildiriye göre, iki cum- Cumhurbaşkanı Sülev man Demirel. dün Moldova'da Onursan Firması'run şantiyesini ziyaretinde Türk işçilerie fotograf çektirdi. (Fotoğraf: AA) hurbaşkanı, Türk Eximbank ta- rafindan verilen 35 milyon ABD Dolarhk kredinin ilk di- liminin alınmaya başlanması- nın ve Güney Moldova şehirle- rinin içme suyuna kavuşturul- ması projesinin gerçekleşme- sinin önemine işaret ettiler. •*Taraflar, AGtT'in, Avnıpa- Atlantik bölgesinin güvenliğin- de önemli bir rol oynamaya de- vam edeceği göriişünü paylaşa- rak. daha müreffeh, demokra- tik ve birtik halinde bir Avrupa idealiyle, egemen eşitüğe, top- rak bütünlüğüne, sınırlann ih- lal edilmezJjğine ve güvenliân böiünmezliğine da> anan AGIT kural ve üketerinin ruhuna uy- gun olarak biıiikte çalışma ka- rarlılıklannı teyit etmişlerdir" denilen bildiride şu görüşlere yer verildi: "TaraHar, 1994'te Budapeş- te'de ve 1996'da Lizbon'da > > a- pılan AGtT Zirvesi kararlah- nın ve Moldova Cumhuriye- ti'nin dogu kısmındaki uyuş- mazhk halinin, ülkenin bağun- sızuk ve toprak bütünlüğü te- melinde çözümlenmesine iliş- • kijAGİTüyesiülkebakanlan- nıfı Kopenhag toplantısı sonuç- lannın uygulanması ve Moldo- va Cumhuriyeti toprakiannda- ki yabancı kuvvetlerin derhaL düzenli ve tamamen geri çekil- mesi sürecinin yavaş ritminden duyduklan kaygıyı dile getir- mişlerdir. 7 * Bildiride, iki tarafın. sivil halkının güvenliğini tehlikeye sokan ve bitişik bölgelerin is- tikrannı tehdit eden Yugoslav- ya Federal Cumhuriyeti'nin Kosova bölgesindeki olaylann gelişiminden duyduklan kay- gıyı dile getirdikleri ifade edil- di. Türkiye Ermenileri Patrik Vekili, Bakan Başesgioğlu ile görüştü Patrik seçimînde yanlışhk düzeltiliyor ÖZGENACAR ANKARA-Türkiye Ermenileri Patrik Ve- kili Mesrob Mutafvan. Içişlen Bakanı Murat Başesgioglu'nu ziyaret ederek beş haftadır yaptınlmayan patrik seçimi sorununu görüş- tü. Mutafyan'ın vekilliğini tanımayan ve ana- yasaya aykın davranışlan ile seçime gölge düşüren Istanbul Valiliği'nin davTanışlan da görüşmede ele alındı. Yahudi kökenli Istanbul Milletvekili Jefi Kamhi. Ermeni "Cemaat Girişim Kurulu" Başkanı PiloAtan'ın da bulunduğu görüşme- de Bakan, '1961 Bakanlar Kurulu Kararna- mesi ve kilisenin gelenekleri çerçevesindeyan- Iış bilgilendirme sonucu uygulamada yanlış- hklaryapılmışsa bunlann düzeltileceğini* bil- dirdi. Dünyada, ruhani liderini demokratik se- çimle belirleyen tek dinsel topluluk olan Tür- kiye'deki Ermenilerin, Patrik İkinci Kare- Idn'in ölümünden sonra, 84. patriğin seçimi- ni. Istanbul Valiliği bir yazı ile askıya almış- tı. Aynca, Vali Yardımcısı Osman Demir im- zası 1961 kararnamesine aykın olarak, öteki aday Başepiskopos Şahan Sıvacıyan'ı (72) 're'sen' vekil olarak atadı. Oysa Eylül 1961 tarihli Bakanlar Kurulu kararnamesine ve ki- lise geleneklerine göre seçim yapılıncaya de- ğin patrikliğe, başepiskoposlardan biri olan Mesrob Mutafyan'ın (42) vekâlet ermesi ka- rara bağlanmıştı. Ölen patriğin vekil yapöğı Mutafyan'a kilisenin Ruhani Meclisi de pat- riğin ölümünden sonra aynı görevi vermişti. Anlaşmazlığın, Içişleri Bakanlığı'nın, Is- tanbul Valiliği'nin önerisi ile 1961 tarihli ka- rarnamede 'gereğinde seçimi kazanan adayın patrik olamayacağına ilişkin bir kapının açık tutulmasını' öngören bir değışiklik yapılma- sını istemesinden kaynaklandığı öğrenildi. Dışişleri Bakanlığı'nın iseyürürlükteki karar- namenin sürmesinden yana olduğu biliniyor. NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR Akın Birdal suikastının ar- dından "Aktüel" dergisinde il- ginç bir haber yayımlanmıştı. Necdet Açan ve Sertıan Ye- dıg ımzalı haber Nafiz Kara- can isimli bir "çete" üyesin- den söz ediyordu. Haberin bir de geçmişi vardı: Susurluk skandalının patlak verdiği günlerde Kadir Keremoğ- lu'nun kaçınlması da günde- me gelmiş ve bir isim ortaya çıkmıştı: Bu isim Nafız Kara- can'dı. TBMM Susurluk Ko- misyonu'nun raporlarına ge- çen olayı emniyet istihbaratçı- lan belgelemişlerdi. O günler- de Nafiz Karacan'ın olduğu söylenen bir fotoğraf da ya- yımlandı. Susurluk Komisyo- nu'nda dinlenen ve babas* kaçınhp fidye istenen Vanlı işa- damı Senar Er, Karacan'ın tehditlerini açıklıkla anlatmış- tı. Adli makamlar, yayınlarave Senar Er'in ifadesine rağmen Karacan'la ilgili herhangi bir işlem yapmadılar. Aktüel, bu konudaki yayınını sürdürdü. Ardından Birdal suikastı ger- çekleştirildi. Kendisine doku- Kod adı: Mikail San nulmayan Karacan'ın adı, bu kez suikastın arkasındaki adam olarak ortaya çıktı. Ak- tüel, bunca yayına rağmen Karacan'ın elini kolunu salla- yarak dolaşmasına tepki gös- terdi ve "Birdal'a tetiği siz çek- tiniz" dedi. Birdal suikastının silahlannı veren Semih Gülal- tay ifadesinde Karacan için, "Salih Yıldırım ve Mahsun Kırmızıgül 'ü de vurmamızı is- tedi" açıklamasını yaptı. Gü- laltay aynca şunları da söyle- di: "Cengiz Ersever, Şemdin Sakık 'ın ifadesinde geçtiği için Akın Birdal'ın öldürülme- si gerektiğini ortaya attı. Ben onaylamadım. Mikail San (Nafiz Karacan) ve Cengiz Er- sever fikrimi kabul etmeyip, bu eylemin bir an önce ger- çekleşmesini söylediler." Kimdi bu esrarengiz Nafiz Karacan veya kod adı Mikail San olan kişi? Işadamı Senar Er, Susurluk Komisyonu'nda- ki ifadesinde, Nafiz Karacan'ın kendisini "özel harpçı subay" olarak tanıttığını anlatmıştı. Nüfus kayıtlarınagöre 1 Şubat 1961 doğumluydu, izmit Mus- tafakemalpaşa nüfusuna ka- yrtlıydı. Babası Hava Kuvvet- leri'nden tuğgeneral rütbesiy- le emekli olan Kaya Kara- can'dı. Nafiz Karacan, birsü- re Ankara'da Bilar adlı şirket- te fotokopi makineleri pazar- lamacılığı yapmıştı. Sonra, "askeri ihalelerde yardımcı olmak" amacıyla Be- ta Dış Ticaret'e geçmişti. Ka- yıtlara göre işadamı Senar Er'le fidye pazarlığını sürdü- rürken de bu şirketin Ankara bürosundaki telefonlarını kul- lanmıştı. Ihbar üzerine emni- yet istihbaratçıları, Karacan'ın Senar Er'le pazarlığını dinle- miş, kaydetmiş, fotoğrafla- mıştı. O dönemde Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar'dı ve Özel Hareket'in başında ise ibrahim Şahin vardı. Ağar ve Şahin beklenil- diği gibi yapılan bu ihbariara il- gi göstermemişlerdi. Karacan ise, bu ihban anında haber al- mış ve Senar Er'i babasını öl- düreceği yönünde tehdit et- mişti. Karacan'ın adı daha sonra da KutJu Savaş'ın Başbakan Mesut Yılmaz'a sunduğu ra- porda da yer aldı. Bunca ya- yına rağmen hakkında hiçbir adli işlem yapılmamış olması ve yeni suikastlara girişmeye cesaret etmesi, Susurluk ko- nusunda devletin ne durumda olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Gülaltay'ın ifade- sinde başka ayrıntılar da var- dı: "Mikail'le beni çocuklukar- kadaşım Mustafa Gülen ta- nıştırdı. Ne iş yaptığını sordu- ğumda MlTteşkilatında çalış- tığını söyledi...Aynı zamanda havaalanında çalıştığını, şu anda Pekin 'de bulunan Yavuz Ataç isimli MİT görevlisinin sağ kolu olduğunu belirtti...Bir sürü kimliği vardı. Mesela Jl- TEM kimliğini gördüm, Emni- yet Müfettişi kimliğini gör- düm. Avrupa'da bazı operas- yonlar yaptığını anlattı. Yavuz Ataç'a çokgüveniyordu." Gülaltay, Birdal suikastın- dan sonra Mikail'in Mecidiye- köy'deki evinde saklandığını, onun isteği üzerine birgazete- ciyle görüştüğünü de belirtti. Karacan, Aktüel'in bu hafta- ki sayısında da yer alıyor. Ga- zetelerde yayımlanan ve teh- dit ettiği söylenen sevgilisi ko- nusunda telefonla açıklama- lar yapıyor. Adının Mikail San olduğunda ısrar ediyor. Baki Ataç'la ilişkisini doğruluyor ve ona olan sevgi ve bağlılığın- dan söz ediyor. Cengiz Erse- ver'i, Semih Gülaltay'ı tanıdı- ğını kabul ediyor, hakkındaki iddialan reddediyor. Kod adı Mikail San olan Na- fiz Karacan'ın uzun ve kanşık bir öyküsü var. Sonuçta hep bildiğimiz öyküler. Adam ka- çırma, bol para harcama, Ye- şil, Ersever ve daha birçok bi- linen isimle ilişki ve şimdiye kadar Meclis raporlanna rağ- men rahatça dolaşma olana- ğı. Mikail San kod adı, bir kim- lik. Bu kimlik sizce neyin sim- gesi? CUMARTESt Y4ZDLARI ATAOL BEHRAMOĞLU Can Sıkıntısı... Telefondaki genç kız "Star TV"den olduğunu ve adını söyleyip Nihat Behram'ın Isviçre'deki telefo- nunu öğrenmek istiyor. Nedenini soruyorum. Yılmaz Güney'in İbrahim Tatlıses'i kurşunlatması konu- sunda "Star Haber" için Nihat'la canlı bağlantı kura- caklarmış. Nihat'a sormadan telefonunu veremeye- ceğimi söylüyorum. Ergenlikle genç kızlık arasında- ki ses ısrar ediyor: "Neden? Kardeşi değil misiniz?" "Evet, ama kendisine sormadan veremem." Israr devam edince konuşmanın yönünü değiştirmek is- tiyorum: "- Kaç yaşındasınız?" - Yirmi bir. - Nihat Behram on sekizyılsüren sürgünden son- ra ülkesine dönebildi ve kitaplan yıllar sonra yeniden yayımlanmaya başladı. Neden bununla değil de Yıl- maz Güney'in İbrahim Tatlıses'ikurşunlatmasıyla il- gileniyorsunuz? - Üstümüzdekiler öyle istiyor..." Israr devam ediyor... Nihat'a sormadan telefonu- nu veremeyeceğimi bir kez aaha yineliyorum... Kar- şılıklı bir susuştan sonra karşılıklı olarak telefonlan ka- patıyoruz... Canım sıkılıyor... ••• Birkaç gün önce telesekreterde bir başka genç kız sesi. Üniversite harçlarını protesto etmek için Mec- lis'te pankart açtıklarından gizli örgüt kurduklan suç- lamasıyla Çankın Cezaevi'nde yatmaktaolan üniver- site öğrencılerinin Ankara DGM'dekı duruşmasına katılmamı, ya da gece Haydarpaşa Gan'ndan ken- dilerini uğurlamaya gelmemi istiyorlar... Geçen yılın sonlannda, bu delikanlılann Yargttay 9. Dairesi'nde- ki duruşmalannı izlemiş, izlenimlerimi bu köşedeyaz- mıştım... Bu kez Ankara'ya gidemeyeceğim, fakat Is- tanbul'dan gidecek olanlan Haydarpaşa'dan uğur- layacağım... Gece saat 11 'e doğru kızım Banş, "Ba- ba, bu gece sen bir istasyona gidecektin" diyor... önümdeki çatışmalan olduğu gibi bırakıp, htzla bir şeyler giyinip fırlıyorum... Gardaki genç kızlarta, de- likanlılarla kırk yıllık tanışmışız gibi kucaklaşıyoruz... Onlarda60'lı yıllardaki gençliğimi kucaklıyorum... Bir süre sonra eşiyle birlıkte gelen Melike Oemirağ, "Bunlar çocuklanmız bizim" diyor... Sinema ve mü- zik dünyasından birkaç kişi daha... Yazariardan bir tek Nevzat Çelik... Öteki yazar arkadaşlarımız, sanatçı dostJanmız acaba nerede? 60'lı yıllardaki gençliğimi istasyonun karanlığında Ankara'ya doğru uğurlar- ken, canım sıkılıyor... • • • O gecenin ertesinde, öğleyin 12'de, Nihat'la Sul- tanahmet parkındayız... Bu kez Insan Hakları Derne- ği Istanbul Şubesi'nin çağnsıyia, gazetecı Ragıp Du- ran'ın cezaevine gönderilmesinı protesto etmek ıçın düzenlenen basın toplantısına katılacağız... Parkın gi- rişinde Cezmi Ersöz'le karşılaşıyoruz... O da bizim gibi basın toplantısının yapılacağı yeri arıyor... Öteki yazar arkadaşlanmız, Yazariar Sendikası'nın, PEN Yazarlar Derneği'nin, Edebiyatçılar Birliği'nin yüzler- ce üyesi acaba nerede? 1970'lerin 1 Mayıs'larında uzun kortejler oluştururduk... Birkaç yıldır 1 Mayıs tö- renlerinde, gazetelerdeki duyurulanmıza rağmen an- cak bir ya da iki elin parmaklan kadarız... Neden? Ca- nım sıkılıyor... • • • Canım sıkılıyor, fakat Aziz Nesin'e "AzizNesin, sen nesin" diye bağırılan günleri anımsayarak can sıkın- tısına teslim olmamak gerektiği sonucuna bir kez da- ha vanyorum... Bugün "Aziz Nesin ruhu"ndan söz ederek bizlere ders vermek isteyenlerin ve benzer- lerinin onun hiçbir toplantısında, hiçbir mücadele- sinde yanında yer almadıklannı, "köktendincilik" ko- nulu en son toplantısında da tanık olduğum yalnızlı- ğını düşünüyor, bir uzun mesafe koşusuna benzeyen doğru dürüst insan olma mücadelesinde can sıkın- tısının tutsağı olmamak gerektiğini bir kez daha duyumsuyorum. CHP'den Petrol-ls'e destek Keskin: Özelleştirme değil, güzelleştirme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin. Türkiye'de özelleştirme adı altında 'güzeueştjrme' yapılarak KlT'lerin peşkeş çekildigini söyledi. Keskin, parti olarak stratejik sektörlerdeki özelleştirmelere karşı olduklannı kaydetti. Petrol Ofısi A.Ş.'nin (POAŞ) özelleştirilmesine karşı eylemlerini sürdüren Petrol-lş'in Gcnişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı'na bazı CHP milletvekilleri ve PM üyeleri de katıldı. Genel Sekreter Adnan Keskin 'le birlikte CHP PM üyesi Yaşar Sönmez. Bursa Milletvekili Yüksel Aksu. Malatya Milletvekili Ayhan Fırat, tzmir Milletvekili Ali Rıza Bodur. Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük ve Muğla Milletvekili Zeki Çakır'm da katıldığı toplantıda konuşan Petrol-lş Genel Başkanı Bayram Yddırun, "Sağ partilerin kimlerin sözcüsü olduğunu biliyoruz. Sol partiler de sol tavırlar ortaya koyamıyortar" dedi. POAŞ'ınyönetsel, denetsel sorunlan olduğunu belirten Bayram. bunlann çözümünün özelleştirme değil yeni yatınmlar olabıleceğini söyledi. Adnan Keskin de, Türkiye'de dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen özelleştirme politikalannın uygulandığını söyledi. Özelleştirme adı altında güzelleştirme yapıldığmı belirten CHP Genel Sekreteri Keskin, bazı üretim ünitelerinin siyasal yandaşlara, kayırma gereksinimi duyulan firmalara sunulduğunu kaydetti. Keskin, POAŞ'ın satılması için öne sürülen gerekçelerin hiçbirinin doğru olmadığını vurgulayarak şöyle konuştu: "Petrol Ofisi'ne geçen yıl 700'e yakın personel alındı. 680 mityar liralık da promosyon bedeli ödendi. Promosyon bedelleri ödenen malzemelerin nereye gittiğine baktığmızda, başında bulunan şahsın geiecekte seçim bölgesi olarak kullanacağı ile kamyonlaria bu malzemelerin aktanldığını görüyoruz." Bu uygulamalara karşın Petrol Ofisi'nin zarar etmediğini aktaran Keskin, kuruluşun elden çıkanlmasını doğru bulmadıklannı bildirdi. Keskin. Petrol-İş'in bu konudaki mücadelesini haklı buldukJadmı söyleyerek dayanışmayı göstermek için Başkanlar Kurulu toplantısına katıldıkJannı belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle