Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 HAZİRAN 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
15
Susma
hakkıPostadan imzasız bir
mektup çıktı. Mektup, 26
Haziran tarihli takvim
yaprağınm üzerine
yazılmıştı.
26 Haziran tarihinin
özelliğini ammsatıyordu
öncelikle:
"UArahk 1997 tarihinde
toplanan Birleşmiş
Milletler, 'Işkence ve
Başka Zalimce. Insanlık
Dışı ya da Onur Kırıcı
Davranış ya da Cezaya
Karşi Sözleşme 'nin
yürürlüğe girdiği giin olan
26 Haziran 'ı 'Işkence
Mağdurlanyla Dayanışma
Güniı ilan ettL"
Mektup şövle bitivordu:
"Dünyada; işkencenin,
mezalimin, onur kırıcı ceza
ve davranışın hiikiim
sürdüğü dünyamızda,
işkenceye dair her şey dün
söylendi, yarın söylenecek,
söylenmeli. Sözün
hükmüniin geçmediği
yerde başlayan işkenceye
karşı bugün susma
hakkımı kullanıyorum ve
konuşmuyorum,
konuşmuyorum,
konuşmuyorum,
konuşmuyorum,
konuşmuyorum..."
Sıfır
Liradan 5 sıfır atılacakmış.
Ne zaman?
Enflasyon yüzde 20 lere
indiğinde.
Hiç uğraşmasınlar.
O günleri görene kadar
zaten sıfırı tüketmiş
olacağız.
ISJK KANST
Ahrar Partisi'ni örnek gösterenler
DSP Genel Başkanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Bülent Ecevit in, "Deneyimli-
dir " diye bir kez daha seçilmesini ö'ner-
diği Cumhurbaşkam Süleyman Demirel,
hafta başmda tartışmalara yol açan açık-
lamalar yaptı. Bir bölümü dikkatimizi
çekıi. Okuyalım:
"1900'İüyıUarın başmda Daha na-
sıl ileriye gidebiliriz' diye bazı partile-
rin seçim beyannamelerinde düşiince-
leryer alır. Ahrar Partisi 'nin seçim be-
yannamesine bakarsanız, Avrupa ile
farkın nasıl kapatılabileceği konusun-
da 3fikirgörürsünüz. Birincisi libera-
iizm, ikincisi adem-i merkeziyetçilik ve
üçüncüsü de ordunun siyaset dışı kal-
masıdır...."
Demirel'in örnek aldığı Ahrar Parti-
si nedir? Gazetemizin cuma günleri okur-
larına verdiği kitap serisinden çıkan Do-
ğan Avcıoğlu 'nun "31 Mart'ta Yaban-
ct Parmağı" adlı yapıtını açalım. Oku-
yalım:
"İngüizJer, İttihat Terakki'ye karşı
Ahrar ve onun devamı olan Hürriyet ve
ltilaf fırkalarını destekleyecektir. Bu
fırkalann görevi, İngiltere 'nin Türki-
ye aleyhindeki açık politikasına rağ-
men, İngiltere 'yesadakatte ısrar etmek-
ten ibaret olacaktır. İngiltere, devamlı
Osmanlı devletini parçalama ve tarih
sahnesinden silme yolunda faaliyette
bulunacak, içerdeki İngilizseverleri cö-
mertçe harcayacak, fakat onlar, efen-
dilerine bağlıltkta kusur etmeyecekler-
dir."
Avnı kitabın başka bir bâlümünde Do-
ğan Avcıoğlu, şeriatçı avaklanma olan
31 Mart ı varatan belli başlı örgütlerden
birinin "İttihat-ı Muhammedi" oldu-
ğunu belirttikten sonra şu bilgiyi veriyor:
"31 Mart'tn hazuiayıcısı ve uygula-
yıcısı olan öteki b'rgüt, Ahrar Partisi, o
günlerde milliyetçilerin baş talebi olan
kapitülasyonların kaldınlmastnı red-
dedecek kadar emperyalizmden yana-
dır. İngilizciliği sınırsızdır."
Ahrar Partisi 'ni örnek gösterenler ile
Ahrar Partisi ni örnek gösterenleri des-
tekleyenler ne düşünür bilemeyiz. Ama
bu ülkede; tam bağımsızhk ülküsü için
Ulusal Kurtuluş Savaşı 'nı gerçekleştir-
miş Müdafaa-ı Hukuk Cemiyetleri ile o
cemiyeüerden doğan, laik Cumhuriyeti
kurmuş Halk Partisi 'nı ve onun ilkeleri-
ni örnekgösteren çok kişi var, çok...
Gölcük 'te rayiç bedeli 25
milyoH dolar olarak saptanan
16 bin dönümlük SEKA arsa-
sının çıkarılan özel bir karar-
name ile "bedeli Hazine'ce
Sdenmek üzere" Ford Oto-
san 'a devrediidiğine daha ön-
ce köşemizde değinmiştik. Be-
delsiz devre ilişkin tepkiler
Bedavacılığa tepki
arttı. CHP liler, basın toplan-
ttsı düzenleyerek, iktidann bu
olayı derhal durdurması ve
vatandaştan özür dilemesi ge-
rektiğini dile getirdiler.
Kocaeli Barosu Başkanı
Cengiz Sartbay da şu açıkla-
mayı yaptı:
"Eğer beâelsiz tahsiste ıs-
rar edilirse Kocaeli Barosu
olarak kararın iptaliiçin her
türlüyasal ve hukuki yollar
denenecektir. Konuyla ilgili
hazırlıkiara baslanmışttr. Bu
konuda kamuoyu vesivütop-
lum örgütlerinin aynı düşiin-
cede oldugunu bilmenin ra-
hatlığı içindeyiz."
Anlaşılan o ki, iktidar bu
işipek bedavaya getiremeye-
cek...
Belleği
tazelemeli
Insan belleği, geçmişte yaşa-
nanları unutuveriyor, Prof. Dr.
Tahir Hatipoğİu, 1845 'ten
1997'ye üniversiteleri anlatan
"Türkiye Üniversite Tarihi"ad-
lı lâtabı yayımlamakla çok iyi et-
tı.
Gehciliğin azmasında 12 Ey-
lül ün büyükpayı olduğıı hep söy-
leniyorda, hani insanlara birkaç
anı aktarılsa, söylenenler pekiş-
tirilmiş olmaz mı... Hele hele, o
günlerden kalan "çok konuşma "
alışkanhğım bugün ancak kok-
teyllerde, resim müzayedelerin-
defilan sürdürebilen Kenan Ev-
ren inbirnumaralı "laiklik"sa-
vunucusu haline gelmesi karşı-
sında geçmişi kurcalamak birgö-
rev haline geliyor.
Prof. Haüpoğlu, kitabına Ev-
ren 'in konuşmalarından küçük
alıntılar vapmış. Bir tanesi şöv-
le:
" Türbanh öğrenciler kalkıp
da devlet kvracağız demiyortar.
Ama solcu öğrenciler solyum-
ruklarını kaldırıp Tambağımsız
devlet istiyoruz' diye bağırdılar."
Bir başka alınlı daha. Yine Ev-
ren, kendisini ziyaret eden Çag-
daş Yaşamı Destekleme Derneği
yöneticilerine birilerini övüyor:
"Fena mı? Din eğitimi gör-
müşler. Dürüst, namuslu çocuk-
lar."
Hatipoğİu, 12 Eylül dönemin-
de Sıkıyönetim Komutanlığı yap-
mış olan emekli KorgeneralNev-
zatBölügiray m 1997'deyaptığı
açıklamaya dayer vermiş. Bölü-
giray şunları söylüyor:
12 Eylül yönetiminin dinci
örgütlere ve dine eğilim göster-
mesi, bu yönde ödünler verme-
si, tarikatçı takıma bu memleke-
titeslim etmesi, bugünün irtica-
sını başlatmışttr."
Yüksel Endeğer
yazıyor
Futtool BİP
Afyondur!
Fransa'yı terk ediyoaım. Be-
nım için Dünya Kupası bıtmiştır.
Koskoca ABD, önce hakem
oyunlarıyla Almanya'ya, sonra
da üçüncü dünya lobisinin çaba-
bıtyla Iran'ayenrtcfi.'TlırriuvânııV
tadı tuzu kaçtı. Yugoslavya'ya
yenilmemiz ise Iran'ın yolunu
kesmek içindi. Gerçi Almanya,
Iran'ı "netskorfa"yendi ama, bir
yan-Amerikalı olarak, elendiğimiz
kupada iran'ın ikinci tura çıkma-
sına tahammül edemezdim. Bu
tehlikeyi riske atamazdık! 2000'e
bir buçuk kala Fransa'da yaşa-
nanlar rezalettir! Nı/erya ikinci
turda, Paraguay ikinci turda, fa-
kat ABD eleniyor. Bu komedinin
bir daha yaşanmaması için, ar-
tık zengin ve yoksul ülkeler ay-
nı turnuvaya katılmamalıdır. Yok-
sullar için, daha önce de söyle-
fliğim gjt» "Üçüncü Dünya Ku-
pası" düzenlenmelidır. O sakil
kupanın sponsorlugunu da artık
hangi vızyonsuz gazoz firması
yapar, bilernem!
Zaten futbol, kitleleri uyuştu-
ran bir afyon. Modern bir oyun
da sayılmaz. Kendı adıma ilgilen-
miyorum! Yine de Fas yerine
Norveç'in ikinci tura çıkması, bir
Batılı olarak beni sevindirdi. Pe-
naltıyı veren ABD'li hakemdi!
Olmuyor... Olamıyor
"... Medyanın ortalık yerinde
Cumhuriyet bir ada gibi kaldı.
Zamaneye uyamıyoruz. (,..)Bizde
bir sırtı kalın televizyon şirketiy-
le anlaşsak ya da anlı şanlı bir
holdingle ortaklık kursak da te-
levizyon, çamaşırmakinesı, buz-
dolabı, tabak, çanak fılan dağıt-
sak, tirajımız şöyle yüz binlere
ulaşsa ne dersiniz? (...) Böylece
öteki promosyon gazeteleriyle
rekabet eşitliği sağlanır...
Sevgili okur ne dersin?..
Bizım neyimiz eksik?..
Cumhuriyet en güyenilirgaze-
tedir, bizim vereceğimizmallann
nasıl kapışılacağını holdınglerbir
düşünsünler, hesaplannı ona gö-
re yapsınlart" Bu satırları "Pen-
cere" sütununda okuduğumda
"Hah" dedim, "Sonunda Cum-
hunyetde doğruyolu buldu. Şim-
di 300 bın liralık ikinci birgazete
verip voliyivuracağız!" Fakat ya-
zının devamını okuduğumda, an-
ladım ki bu bir şaka! Neymiş,
Cumhuriyet, salı günleri de "Mil-
li Eğitim Dünya Klasikleri"r\i ve-
recekmiş. llk salı kitabı da "Sok-
rates'in Savunması" imiş!
Sokrates yaşasaydı, kupon-
lu gazete alırdı beyler!
Rambo varsa Baho da var!
; Son zamanlarda iki dostumun başı beladaydı. Sevgili En-
; gin Civan'a yıllarca amansızca saldırdılar. Son otarak Givan,
ABD'de tutuklandı. Ama sonuç ne ofdu? 215 bin dolar kefa-
let ödeyerek serbest kaldı. Türkiye'deki bozguncular da çe-
I nelerini boşa yormuş oldular. llk Amerika seyahatimde Civan'ı
|~ziyaret edecegim ve kapitalizmin güzel havasını, biriikte kah-
j kahalar atarak soluyacağız. Beni mükemmel ağırlayacağın-
f dan emirtim. Başı dertte olan ikinci dostum Bahattin Şeker.
fc Bir kısım insan, Şeker'in askeriiğine takmış durumda. Oysa
ş Bahattin Şeker, askerliğini bedeili olarak yapmıştır, benim de
|f.asker arkadaştmdır. Şimdi Şeker'i yeniden askere alıyorlar.
»Üstelik Doğu'da operasyonei bir btriikte görev yaptıracaklar-
mış. Öncesindede çok sıkı bir acemi eğitiminetabi tutulacak-
mış. Olsun varsın! Haydi Bahattin, göster onlara, askedik
nasıl yapılırmış. Amerika'nın nasıl "Rambo "su varsa, bizim
de bir tane kahraman "Baho"muz olsun. Askerliği üstün hiz-
met madalyasıyla bitir, tezkere alınca üst düzeyde bir "mın-
tıka temizliği" yapalım hep beraber!
Coca-Cola'nm faziletleri
Gençliğinde solculuğa bulaş-
mış talihsiz kuşak, o dönemler-
de Cola'dan nefret ederdi. Çün-
kü Cola, Amerikandı; çünkü ABD
emperyalistti; çünkü biz anti-
emperyalist devrimcilerdik, vs. vs.
Sevgili Yavuz (Gökmen), Hür-
riyet'teki köşesınde "Renkli ga-
zoza yenilginin senfonisi" adlı
munteşem bir yazı yazdı geçen
salı. Kısaltarakalıyorum:"... Ame-
rika'ya para gıtmesin diye biryu-
dum kola bileiçmiyor, içenlere de
kızıyordum. Coca-Cola'nınilkfa-
ziletini keşfetmem, ortanca oğ-
lum Yaöız'ın büyüme çağına
rastlar. 0 zaman çocuk ishalle-
ri konusunda yapılan biraraştır-
mada, bu ishallere bire bir gelen
tek şeyin Coca-Cola oldugunu
öğrenmiştim. (...) Ancak bu renk-
li gazozun dünyadaki mana ve
ehemmıyetıni anlamam Dünya
Kupası'na kadar mümkün olma-
dı. (...) Neredeyse tüm gençliğı-
mi Amerikan patentli çokuluslu
tröstlere karşı savaşarak geçir-
miştim. (...) Şimdi bu adamlarm
davetlisi olarak Paris'te, onların
arasındaydım. (...) Bizi yenenle-
rin arasındaydım, ama onlardan
biri değildim. Ve asla olmaya-
caktım." Son cümledışında bu,
benim de hikâyemdir. Ben onlar-
dan biriyim! Yavuz nasıl değil,
anlayamadım!
Yeni Dünya
Düzeni fıkrası
- DTR koalisyondan ayrılır-
sa ne yapacak?
- Köşk'ün bahçesinetaşmıp
"kapalı devre" siyaset yapa-
cak!..
HAYVANLAR İSMAH GLLGEÇ
KİM KİME DUM DUIVU BEHİÇAK behicaku: turk.net
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI
HARBİ SEMİH POROY
<• c
TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAN 27 Haziran
POTEMKIN Z1RHUSI OLAYI'.
BUGÜN, ÇARLIK RjUSYASl bOMAHMASı.
dNA
OEHİ2 'O£ £if?
U$ Ş Ç
ETKİSİZ HALE 6£r/&£N EHLER.
TÖIZENİ&ÛZ£fJLEDİL£JS..
TÖZEME Kar/LAM HALK4, ÇAKIN A£K£XL£#İUC£
AT£? AÇIUUASI Û2£XİN£, POTEMK/N, ÇAKUK
6EMBL KORA&GÂHIHI TDFM Tirmj! O SlROM
SİV/ISTOPOL 'OAAT GÖAIPeAİLSM FILO, ÎSyANIN
PİĞER GEMİLEKE StÇKAMA TBHÜtiESİ YÜZİk?
P£N POTBMKffJ'E İLİŞMEPİ.K4RA£>£Nİ2E/*ÇÛ
Ü W SS
GÖRÜŞ
SONMEZ TARGAN
Devrimcilik, Asıl Şimdi!
Insanlık tarihi, ortalama bir insan ömrüyle kıyas-
landığında oldukça uzun. insanlığın bu uzun yürü-
yüşünde toplumsal dönüşümlerin ortaya çıkması da
büyük zaman alıyor. Bu dönüşümler de sanıldığı gi-
bi hep ileriye gitmiyor. Zaman oluyor devrimci a^ı-
lımlar denli karşıdevrimci oluşumlar da yaşanıyor.
Tıpkı med ve cezir gibi; zaman oluyor sol bir dalga,
zaman oluyor sağ bir dalga gezegenimizi etkisi altı-
na alıyor.
Böyfe bakıldığında 6O'lı yıllar, dünyamıza sol bir dal-
ganın egemen olduğu yıllar olarak bilinir. Dünyada
ilk kez sosyalizmin bir dizge konumuna gelmesi bu
yıllara denk gelir. Dünya nüfusunun 1/3'e varan ke-
simine sosyalizm egemendir. Yine bu yıflarda sos-
yalizm, kapitalist-emperyalist dünyada da büyük bir
saygınlığa ulaşır. Çünkü sosyalizm bir rejim olmanın
da ötesinde bilim ve teknoloji alanında da büyük atı-
lımlara imza atmıştır.
insanlığın, gezegenimizde tarih sahnesine çıktığı
günden başlayarak milyonlarca yıl süren yersel se-
rüveni ilk kez kabuğunu bu yıllarda kırarak uzaya ula-
şır. 12 Nisan 1961'de Yuri Alekseyeviç Gagarin
Sovyetler Birliği'nden uzaya çıkarak, insanlık tanhin-
deki bir ilki başarır. Hem de karadan kalkıp karaya
inerek. Oysa kapitalist dünya bu yanşta daha uzun
yıllar yumuşak zemine, denize inerek geriden gele-
cektir.
Bilim ve teknoloji alanında sağlanan bu başarının
yanı sıra ekin ve sanat alanında da sol ürünlerdır ge-
çerli olan dünya pazarında.
6O'lı yıllar gezegenimizde siyasal ve toplumsal
patlamaların bir bütün olarak devrimci kimlik kazan-
dığı yıllar olarak anılır. Küba Devrimi'nin ABD emper-
yalizminin karın boşluğuna bir bıçak gibi saplanma-
sı, diğer Latin Amerika'daki devrimci gerilla devin-
melerinin anakarayı dalga dalga sarması, Vıetnam'da
başlayan devrimci ulusal kurtuluş savaşının tüm dün-
ya gençliğini etkileyerek ayağa kaldırması, Şili'de
sosyalist, komünist ve radikal partilerin bir araya
gelmesiyle (1969) halk biriiğinin oluşturulması ve bu
biriiğin 1970 seçimlerini kazanması sonucunda ilk kez
bir sosyalist adayın, Salvador Allende'nin seçim-
lerie devlet başkanlığına gelmesi, Asya'da, Afrika'da
devrim ateşlerinin yanması hep bu yılların önemli
gelişmeleridır.
Dolayısıyla o yıllarda gerek Türkiye'de, gerekse
dünyada devrimci ya da sosyalist olmak bir risk de-
ğil, bir onur ve saygınlık konusuydu. Bir sohbetimiz-
de Sayın Saygı Yağmufdereli'nin betimlemesiyle "607/
yıllarda unıversıtede oğrencı olup da devrimci değil-
seniz, hocanızdan not alamazdınız. Devrimci değil-
seniz toplum içinde başı dikdolaşamazdınız. Devrim-
ci değilseniz bir sevgiliniz bile olamaz, hatta kız bile
vermezlerdi adama."
6O'lı yıllarda devrimci nedenlerie tutukevinde ya da
gözaltındaysanız resmi görevlilerden, cezaevinde
ise kpguş arkadaşlannızdan özel bir saygı görürdü-
nüz. Ozetle 6O'lı yıllarda devrimci olmak halk naza-
rında da siyaset alanında da aydınlıktı, ışıktı, saygın-
lıktı, onurdu.
Ama 80'li yıllann ikinci yansında, sosyalist dizge-
nin çökmesıyle başlayan süreçte, yeni bir kültür, ye-
ni bir değerler dizgesi oluştu. Yeni Dünya Düzeni
olarak bılinen ve emperyalist dizgenin finans mer-
kezlerinde oluşturulan bu yeni siyasalar geçmişte iyi,
güzel, doğru bulduğumuz tüm deger yargılarını ter-
sine çevirdi. Köşeyi dönme, kendini kurtarma, adam
kayırma, düzene yaltaklanma bir yaşama biçimine
dönüştü ve bir meziyetmiş gibi topluma enjekte edil-
di. Insanı insan eden erdemleri artık savunmak şöy-
le dursun görüldüğü yerde kaldınm değiştirilmeye baş-
landı. Ne ilginçtir ki; bu yeni oluşum, özellikle bizde,
geçmişte solcu ve devrimci bildiğimiz, tanıdığımız ki-
şileri teslim aldı.
Şimdi devrimcilik; medyada, entel masalann içki
sofralarında, dinozorluk sakızı olarak çiğneniyor. Sı-
nıf savaşı mı?.. Artık o çok gerilerde kaldı, deniyor...
Devrimcilik mi, o iyi bir nostalji, deniyor. Sosyalizm
mi, o modası geçmış bir dizgenin adı, deniyor.
Varsa yoksa yeni dünya düzenınde herkesin ken-
dine bir yer bulması öneriliyor. Böylesi bir öneriyi
bugün kendine sosyal demokrat ve sosyalist geçi-
nen partiler bile izlencelerinin erekleri olarak seçe-
biliyorlarsa işimiz gerçekten zor. Zor ama asıl dev-
rimcilik de şimdi. Çünkü 6O'lı yıllarda olduğu gibi sol
dalgaların etkisiyle kabarmış bir dünya yok artık ya-
nımızda. Yeni dünya düzeninin sağ dalgalarına ken-
dini kaptırmış bir dünya ve onun yarattığı bir kültür
var tepemizde. Yalnız, suskunluk, sanki ayıpmış gi-
bi sosyalizim söylemini gizlercesine bir mahcupluk
var solda.
Ama unutmamak gerekir ki, bu sağ dalgalar da bir
gün mutlaka çekilecek ve çekilen sulann içinden yal-
çın kayalar başını yeniden gösterecektir. Bunu salt
bir umut olarak da görmemek gerekir. Toplumsal
tarih bilincinin kaçınılmaz bir sonucu olarak kabul-
lenilmelidir.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2SOLDAN SAĞA:
1/ Keyif verıcı
bırhap. 2/K.enar
süsü... Insanın
var olabilmesı
için doğayı de- 3
ğiştirmesi ve
doğayı değişti-
rirken kendini
de değıştırmesı
süreci.3/Elekt-
rık akımı almak
için fişin sokul-
duğu yuva..
Denış selamı.
4/ Pantagruel
ve Gargantua adlı yer-
gili ve komik yapıtlany-
la ünlü Fransız yazan.
5/ Birtembıh sözü... Bit-
lıs'ın bir ılçesi. 6/ Şarap
mahzeni... Arapçada
"ben".7/Birnota...Yıl- 5
maz Gûney'in bir fıl-
mı. 8/ Serbest meslek
adamlannı içinde topla-
yan resmi birlık... "Ya
Rab bela-yı aşkla kıl - -
- beni" (Fuzulı). 9/ tpekten, sanmtırak dallı nakışlarla
ışlenmış bir tür beyaz kumaş... Bir görevın yürütülebil-
mesi ıçın merkez olarak seçilen yer.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Çok ınceçekılmiş kahveden su buhan geçirilerek ya-
pılan sert ıçımlı ltalyankahvesı. 2/Birbılimetemelolan
kurallar, yasalarbütünü...KazDağı'nınmitolojikdönem-
lerdekı adı. 3/Horoz, hindi gibi hayvanlann tepesınde bu-
lunan kırmızı derı uzantısı... Eski dilde su.. 4/ Hukuk...
Altının sımgesi. 5/ Utanç duyma... Kalınbağırsağı anüs
yoluyla su fışkırtarak yıkama. 6/ Müzık eşlığınde ve ka-
dın erkek biriikte oynanan, temelinde dınsel duyguların
egemen olduğu coşkulu oyunlara Alevilerce verilen ad...
Osmanlı devletının Kuzey Afrika'daki son topraklarını
da yitirdiği antlaşmanın adı. 7/ Köpek... Mesaj. 8/ Bagış-
ta bulunma... Çıplak vücut resmi. 91 Istek. arzu... Bir
yapınm dammda çevresi ve üstü açık yer.