Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21HAZİRAN 1998 PAZAR
8 PAZAR YAZILARI
Frankfiırt'ta
yağmurlu bir geceIsîanıyor muyum toz
halinde üstüme dökülen
yagmurla9
Hayır. fçimdeki
sevinç. yalnız bu zararsız
yağmurdan değil; hıç
sevmedigim Frankfiırt'ta
sevılebilecek bir köşe
buldum sonunda. ondan.
Aslında Frankfurt'u
sevmem ben, çünkü burnu
büyük bir
şehırdir. Gökdelenleriyle
güzelim nehnni bıçaklamış
bir cmayet suçlusudur. Ama
Gürsd, Gisela ve Osman'Ia
kenti gezerken benim pek
çok sevdiğim sokaklarla,
sokaklann tarihi ile ilgili
sözler, hikâyeler dolanıyor
dilimde. Gürsel, bana
sokaklan anlatıyor.
Bockenheim'da Goethe
Cniversıtesi'nin hemen
yakınında, alçakgönüllü
Jordan Strasse'de ayakta
kalmakta dırenen Karl
Marks Kıtabevı. 68'den
kalan bir müze gibi
görünüyor gözüme. 68'de
sokaktan ne büyük isyan
bayrakları geçmişti; ne
büyük bir coşku yansıdı bu
sokağın kaldınmlannda.
Gürsel anlatıyor: Haftada
birkaç kez şu sokaktaki
manavdan alışveriş eder
Kızıl Dany. Şimdi Avrupa
Parlamentosu'nda
milletvekili. Devrimi çok
sevmişti. Şımdi
bilmiyorum. Sonra
anlatıyor: Şehir merkezinde
eski opera binasmın hemen
yakınındaki KJeinhoch
Strasse'deki Clup VValterde
ayakta hâlâ. 68 "de
üniversiteliler VValter'de
toplanıp kararlar alırlar,
sonra şehrin dört bir yanına
dağılırlardı. Şimdi orîlar,
ağaran saçlanyla dik
durmaya çalışır, Walter'de
FRANKFURT
GÜRAY
ÖZ
biralannı parlatırken eski
günJeri anarlar. Sonra
Osman anlatıyor: 68'e ve
68'lilere dudak bükerek o
zaman düzenin gereğini
yerine getirirlerdi, şimdiyse
birer küçük adam olarak
anılarla yaşıyorlar. Sonra
ben anlatıyorum: 68'de
bizim de bir Kızü Rudi'miz
vardı. Cniversite
işgallerinde kızıl saçlanyla
bir ba)Tak gibi dolaşan bu
arkadaşımız o günierin sag
gazeteleri, Kızıl Rudi
Türkiye'ye geldi, üniversite
işgalini yönetiyor, diye
yazdıklan için hep bu adla
anıldı ondan sonra.
Sonra susuyoruz. Herkes
kendi mahzenine iniyor bu
arada besbelli.
Frankfurt biraz daha
güzelleşiyor incecik yağan
yağmurun altında.
Akşamın alaca karanhğı
yavaşça şehre inerken biz
cafelerde uygun bir köşe
anyoruz Cafelerin
camlannda arada bir
gözlerini ıslak sokağa
çevirengüzel kızlar
saçlannı tanyorlarelleriyle.
Küçücük bir köpek yağmur
damJalarını yakalamak için
sıçrayıp duruyor. Ali'yle
buluştuktan sonra
girdiğimiz Türk
Iokantasında Türkiyeyen
gelme bir grup meşkte.
Aralarında tanınmış bir
şarkıcı ya da türkücü bayan
var. Ali fotograf çekerken
"Siz paparazzi misiniz
ağabey" diye soruyor. Sonra
başladığı "Sen gamlı
hazan" şarkısı, biz yağmura
çıkarken yine incelerek,
boğularak uzaklaşıyor
bizden. Ben yine 68'in
kaldınmlanna dönüyorum.
Yaşlanma belirtileri bunlar
diye geçiriyorum içimden.
Saat sabahın dördü. Gece
ıslak. içimde beceriksiz bir
belediye bandosu Mozart'ın
40 numaralı senfonisini
çalmaya yelteniyor. Alpay
bana bakıyor, ama sesi
telefondan geliyor.
Neredesin, diyor, geldin mi?
Hayır diyorum.
uzaklardayım, belkı gelecek
ay. "Bugün gel. bırak yannı,
gelecek ayı, bugün canım
sıkılıyor benim." tki söz
arasmda ben tstanbul'a
uzanıyorum. Hasıraltı'nda
sevgilimı bekliyorum.
Sabahm körii. Ucuz
pardesüyle kapıdan girerken
Grek yüzlü sevgılim...
Bende maviler ayaga
kalkıyor.
Frankfurt'ta, ortalık yavaş
yavaş aganyor, yüzüm
yanıyor yağmurun altında.
Dün gece sevgilisinın
aldığı giilü düşürmü$
besbelli genç bir kız.
Yerde şikâyetsız ve sessiz
duruyor. "Eğilip alıyorum.
Solgun bir gül oluyor
dokununca." Şehir
kendinden memnun ve
gururlu. Ben artık uykusuz
bir geceden sonra
Frankfurt'ta tren
istasyonunun yolunu tutmak
zorundayım. Gözlerim
kapanıyor, anılar giriyor
bütün pencerelerden.
Peki ama sen nerdesin, çık
gel hadi sen de karanlığın
içmden.
ZamlarHintmuhalefetinibirleşürdiJ
* bıledenneyapdan
zamlar muhalefetteki siyasaJ partileri avağa kaldınü. Siyasal partilerin dü-
zenledikleri ray lann üzerinde oturma eylemleriyle tren seferferi durdu. bin-
lerceyolcu gariarda mahsur kaldı. Batı Bengal eyaletindeki Hovvrah istasyo-
nunda muhaJcfetteki Hindistan Komünist Partisi üyesi eylemcüer ravlann
üzerinde ellerinde kızıl yüdızh bay raklarla gösteri yaptılar. (REUTERS)
Polen yağmuru
altında kurak sıkıntılar
MOSKOVA
Bir şiir anyorum. Bir ezgi. Veya bir
atasözü, bir özdeyiş. Bilmediğim ya da
çoktan unutfuğum bir kitap...
Bulamıyorum...
Kendim bir şeyler yazmaya çalışıyorum.
Ama her bir sözcük. yansıtabüdiği
anlamla rüy kadar hafif. kapladığı yerle
bunaltıcı ağirhkta yeni bir isabetsızliğe
dönüşüyor... Olmuyor...
1998 haziranı Moskovası'nda, bitkileri
pervasızca dölleyen polenleryüzüme
gözüme bulaşarak uçuşuyor. Ama beni
bunaltan neden çiçek tozlan olamaz;
bunu biliyorum. Sıkıntımın derininde
başka bir şey olmalı. Belki sevinçlerime
de kaynak olan o iki yüzlü özne: tnsan,
insanlar. toplum denilen
kolay alışkanlıklar ve
onaylanmış yalanlar
sistemi...
Kendistyla tanışmaktan
büyük bir keyifsizlik
duyduğum sahte bilgin,
vurgusuyla
dokunulmazlık
kazandırdığı bir fikri
hemen onaylatmak için önüme sürüyor:
"Moskova'da gazetecilik yapmak
mükemmel bir fırsat; degil mi?" Sonra
yine pahalılıktan Rus kadınlanna kadar
uzanan basmakalıp bir yelpazeyı
dayatıyor. Cevap vermek istemiyorum.
Konuşmayı reddettiğimi söyleyecek
enerjim bile yok. Zaten şu polen
yağmurunun bezginiyim...
Sıkıntım güvensizlik şelalesine
dönüşüyor. Duyduğum bütün sözlerden
kuşkulanıyorum. Kendi ağzımdan
çıkanlardan bile. Bir an için kesin
dogrulanmın olmadığını hissetmek beni
gûçsüz bırakıyor. Kanım çekiliyor yavaş
yavaş. Isının 30 derece civannda gezdiği
bir Moskova pazannda kendime uygun
ne bir yer ne bir söyleşi ortağı
bulabiliyorum. Beyaz tenli, iri gözlü,
uzun boyunlu ve kışkırtıcı edalı kızlar
bile görmek istediğim tablo degil şu
anda.
Birdenbire yirmi küsur yıl öncesinın
Veliefendisi'nde cüsseli atlan, tıfil
cokeyleri, oynadığımız bahislerden
HAKAN
AKSAY
duyduğum çocuksu sevince bulanmış
hırsımı hatırlıyorum. Ince bileklerin
esterik keyfînden süzülerek yere uzanan
uzun bacaklann doruğundan magrur
bakan atlan, kederli bakışlannı asla
gizlemeyen biçimsiz sütçü beygirleriyle
kıyasladığım günleri canlandınyorum
hafızamda...
Yurttaşlık bılgisi dersinde anlamaktan
çok ezberlemekle uğraştığımız tanımı
düşünüyorum: "Demokrasi, halk
iktidandır."
Sonraki yıllarda yalnızca tek bir günün
bu tamma benzediğini keşfetmiştim:
Halk birkaç yıl içinde yalnızca bir tek
gün, hatta birkaç saat iktidara geliyordu;
o da seçimier
sırasındaydı. Ama iktidar
tadı veren bu bölük
pörçük özsaygı duygusu,
önceki yıllarda
durmadan törpülenen
beyinlerden geriye kalan
az sayıda düşünce
^ —
hücresi ile
algılanamayacak kadar
tadımlıktı...
Bu düşünce de acı veriyor bana.
Politikayla dolu onlarca yıl... Kalemle
kağıtla geçen binlerce gün... Günce, evet
günce yazmaktır şimdi beni kurtaracak,
yaşama döndürecek olan. Ama o. yıllann
sessiz ve cefakâr dostuyla baş basa
kalma düşüncesi bile nabzımda yankı
bulmuyor bugün.
Kendi işlevlerinden uzaklaşıp insanlann
ağzına burnuna saldıran polenler sıkıntı
yaratıyor 1998 haziranı Moskovası'nda.
Düzeysiz konuşmalar, polen yağmurunu
bile bastınyor... Sıkıntı, günlük yaşamın
sorunlanyla katlanarak büyüyor. Genç
yaşta kaybettigimiz bir dost, bir arkadaş
eskisinin canlı cenazesi. bir yakının
duyarsız sözleri, beklenen iyi haberlerin
birtürlü gelmemesi. anlatılması sıkıcı
ama unutulması olanaksız sıradan
sorunlar... Bir de şu çiçek tozlan...
Bir şiir olsaydı, şu sıkıntıyı silecek. Veya
bir ezgi. Bir atasözü. bir özdeyiş. Ya da
ufku açacak bir kitap... Hiç olmazsa ben
bir şeyler yazabilseydim...
Mikonos adası haziranda bir başka güzel oluyor...Ege ve Akdeniz kıyılanna alışık
şimarmış Türkler için Mikonos
adası belki çok olağanüstü değil,
ama dünyanın dört bir yanından
gelen turistlerin çoğunluğu farkJı
düşünüyor olsa gerek.
Kapı ve pencere pervazlan maviye
boyalı Bodrum stili bembeyaz
evleri, daracık taş sokaklan ve bu
sokaklardaki binbir dükkân ve
eğlence mekânı ile bu Yunan adası
çok şirin, canlı ve kozmopolit.
Adayı 1970"Ii yıllarda ilk önce
keşfeden, sahiplenen ve o
yıllardan itibaren her yaz akın akın
gelen homoseksüeller bugün de
oradalar, ancak çogunlukta
değiller artık. Daha çok genci ve
yaşlısı ile her ulustan her çeşit
insan bulunuyor Mikonos'ta.
Haziranın bu son günlerinde daha
bir hoş Mikonos. Kafelerde,
restaurantlarda. dükkânlarda
çalışan personel temmuz ve
ağustos aylarında adayı dolduran
binlerce ruristten henüz
bunalmadıgı için şimdi daha
güleryüzlü, daha istekli ve sizinle
sohbete hazır. Türk olduğunu
öğrendiklerinde ilk sorduklan
Türkiye'nin neresinden geldiğiniz.
Yanıtınız Izmir veya Istanbul
olursa mutlaka bir akrabalan
vardır oralardan göç etmiş
bulunan. Izmirli veya lstanbullu
değilseniz bile böyle olduğunuzu
söyleyin. Havası oluyor.
Üstelik hiç bilmediğiniz halde
Rum kökleriniz olduğunu bile
öğrenebilirsiniz. Örneğin ben.
Sedef adı aslında Farsça. ama
Sedefi şeklinde Yunanca'da da var.
Daha çok Trakya'da
kullanılıyormuş, ama olsun.
Koray'a gelince, aslında "Korais"
(sondaki s harfi okunmuyor).
Izmirli ünlü kuyumcu bir Rum
ailenin adı. Aile savaş öncesi
özellikle pırlanta ve değerli taşlar
işi (Sedef'e de uyuyor) yapıyor,
savaştan sonra ise Fransa ve
Yunanistan'a göçüyor. Eh, geride
kalan Korai'larda Koray
oluveriyor. Babamın Koray
soyadını sonradan mahkeme karan
ile aldığını bilmesem ben bile
inanabilirdim bu hikâyeye. Neyse
önemli olan bir yandan satıcılarla
güzel güzel sohbet ederken öte
yandan da Mikonos ve
çevresindeki adalarda milattan
önce 3000'li yıllarda yaşamış
uygarlığa ait mezarlarda bulunan
kadın heykelciklerin günümüz
sanatçılan tarafından yapılan
mermer ya da bronz taklitlerini
(satıcı günümüzün modern
evlerine yakışması için heykellerin
artık bronzdan yapıldığını söyledi.
gerçekten çok sık duruyor)
birazcık pazarlıkla uygun
fiyatlarla almanız.
MİKONOS
SEDEF
KORAY
Peki ama, buraya tatile geldiniz.
Yani herkes gibi güneş. denız ve
kum anyorsunuz. Mikonos'un
içinden denize girmek mümkün.
ancak bu küçücük kumsal daha
çok geceleri diskodan çıkıp da
otellerinın yerini bulamayan
turistler için konaklama yeri
olarak işlev görüyor. En iyisi
adada bulunan birçok plajdan
birini seçin. En güzeli "Paradise"
(Cennet) ile "Super Paradise."
Benim tercihim ikincisi.
Birincisine sık sık kalkan
otobüslerden birisiyle
ulaşabilirsiniz. Ikincisine ise ya ilk
önce Paradis'e otobusle gidip
sonra tekneyle geçebilirsmtz ya da
dogrudan tekneyle. Başka bir
alternatif ise adanın heryerinde
vızır vızır dolaşan ve uygun
fiyatlara kiralayabileceğiniz
mopetler. Bu kumsallarda sizi
güzel bir kum, berrak bir deniz,
ağaçlann altında kale ve
restaurantlar, dolayısıyla güzel
yemekler, kokteyller ve çeşit çeşit
meyve sulan ile çoğunlukla
yüksek volümlü bir mü2İk ve bir
insan kalabalığı içinde anadan
doğmuş gibi dolaşan kadın ve
erkekler de var diye fazla
sev inmeyin. Güzel vücutlar daha
mazbut.
Denizden geldiniz. Piyasa
yapacaksınız ya da karnınızı
doyurmak istiyorsunuz. Limana
yanaşan kocaman yolcu
gemilerinden akın akın turcular
iniyor adaya. Bir akşam
geçirecekleri ve gece geç vakit
aynlacaklan bu adaya hepsi
bayramlıklannı giyip gelmiş gibi
dış görünüşleri ile adada
konaklayacaklardan hemen
aynlıyorlar. Onlar adayı istila
etmeden önce siz limana bakan
kafe-restaurantlan değil de
meydandaki Yunan taveması ile
ara sokaklardaki balık
lokantalanndan birini seçin.
Buralarda Mikonos usulü peynirli
kızarmış ekmek isteyin. Bir de her
köşe başında bulabileceğiniz bin
bir çeşit krep, dondurma ve
Mikonos'un ünlü badem ezmeli
kurabiyelerinden uzak durmaya
çalışmaym. Boşverin tatildesiniz.
Üstelik çay, kurabiye, peynirli
börek ve sakızlı dondurma gibi
Türkçe konuşabileceğiniz ve
üstüne üstlük anlaşılacağınız bu
gastronomik alanlan kaçırmayin.
Karnınızı doyurdunuz. Eğlenmek
istiyorsunuz. Seçenekleriniz çok.
Önce küçük Venedik'e gidip
kıyıdaki masalardan birinde yer
bulmaya çalışın.
Sonra yine ara sokaklara dalıp,
dayanabilirseniz gürültücü Kuzey
Avrupalılann gittikleri Iskandinav
barlanna gidin ya da iki gece
sonunda nakaratlannı sizin de
ezbere söyleyeceğiniz
Yunan şarkılan çalan yerlere.
Arada disco, techno ve house
isterseniz onlar da mevcut. Bir
kulübe girmenize de gerek yok
aslında. Sokaklar sabaha kadar
insan ve eğlence dolu. Çok mu
içtiniz? (Jykunuz mu geldi? Allah
size kolaylık versin. Birbirine
geçmiş bu daracık sokaklardan
otelinizin yolunu bulmamz ayık
kafayla bile zor. Siz en iyisi
kumsalda kendinize bir yer
bulmaya bakın.
cemradyo
Sevginin,
Dostluğun
Kardeşliğin Sesi
Boş konuşmalarfa doldurulmuş programları yok.
Henüz çok genç olmasma rağmen, araştırmaya
dayalı, nitelikli yapımlara yer veriyor.
Dürûst, yansız ve seviyeli.
Alevi, Bektaşi inancının sesi.
;
'-
Miltetvekiliniz Mikrofönda
Düşünce Ekserti
Taksi/DoJmuş
Tüketictnin Günlüğû
Sağlık Olsun
Gönül Sohbetleri
Gecenin Aynası
Bir Tanıdık Mısra
Arya'dan Senfoniye
Dergahlarımız
Türk Sanat Müziğinin
Unutulmayanları
Şairin Dünyası
İlçe İlçe İstanbul
Gurbet Akşamları
Sanatçının Portresi
Şiirierden Şarkılara
Bizim insanlarımız
Papatyalar Zamanı
Dünya Döndükçe
Radyo GazetesiTürkülerimiz/Deyişlerimiz
Herbiri mutlaka sizin için...
"Hiçbir insan kendi başına bir ada değildir. Her
insan anakaranın birparçasıdır."
Böyle diyor John Donne.
Peki, şimdi soruyoruz size:"Neden herkes kitap
kurdu değildir?"
Yanıtlıyorsunuz hep birlikte:"Çünkü kitap kurdu
olmak, aydın olmanın bir parçasıdır."
0 halde bugün hemen "Cumhuriyet Kitap
Kulübü"nü arayın. f^e olun.
Binlerce "Kitap Kurdu" arasma siz de katılın.
Yazarlann koskocaman, kalın mı kalın duvarlar
ardında çınlayan sesieri, sizin ruhunuzda birleşsin,
bütünleşsin.
Yaşamınız daha güzdieşsin, yüzünüz hiç
asıîmasm.
Gözleriab, ,^
Yaşama
Artık
Dürbüı
Tcrsiyle
Bakmasın.
ECumhuriYet
kitap kulübü
"Aydmlann BuJuştuğu Kavşak"
TQrt(ocağı Cad No: 39/41 (34334)CaöaloğİLi/lstartxıl
Tl^0212)514 01 96FakS:(IK12)5U01 95
TEFENNt İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
ÖRNEK 49 ÖDEME E\IRİÎVtN
İLANEN TEBLİĞİ
DOSYANO-1998,'29
ALACAKLI Muammer A\gûn Vekili Av. E. Ali Arslan. Tefenni
BORÇLU: l - Osman Çelik. fijiler Mahallesı - Karamanlı 2- Çelık Sût
Saa Tıc. Ldt. Ştı. Karamanlı Alacaklı tarafindan muhtelif tanh ve
miktariarda 59ader veresiye saûş fişı ile 2.945765.000 TL. alacak ve
6.3 1998 tanhınden itibaren alacagın yûzde
7
0 faız. icra harç ve mas-
raflan ile vekâlet ûcretının tahsılı ıçın yapılan icra takibınde. Adresi-
nıze çıkanlan 49 Ömek ödeme etnri gönderilmış teblig edılememiştir.
Adresiniz zafaıtaca da tahkik ve tespit ediiemediğınden, ışbu ödeme
emrinin ilanen teblığıne karar verilmiştir. Kanuni 7 günlük sûreye 20
gün ilave edilerek ılanın gazetede yayımlandığı tarihten itibaren 27
gün içinde borcun ödenmesî, borcun bir kısmına veya tamamına veya
alacaklmın takibat ıcrası hakkınadairbir itırazınız varsa yine bu mûd-
det içinde Tefenni İcra .Müdürlû|ü'nün 1998,29 Es. sayılı dosyasına
bıldimıenız. Borç ödenmediği veya ıtiraz edilmedıği takdirde yine bu
müddet içinde 74. madde uyannca ma) bej^nında bulunmanız. Haki-
kate aykın beyanda bulunulduğunda hapis cezası ile eezalandınlaca-
ğmız ilanen tebiiğ olunur. Basın: 2! 575
Gerçek hayvan dosdarı
Annesiz kalmış minikleri evlat edinmek,
böylelikle sımsıcak, mınl mırıl dostlara
sahip olmak istemez misiniz?
Kedi
587 93 25
ÇAYIRALAN ASLİYEITUKUK
MAHKEMESİ HÂKİMLtĞt'NDEN
Dosya No- 1997 298, Duruşma Günü: 7 9.1998
Mahkememıze davacı Çayıralan Malmüdürlügü tarafından da-
\alılarÇaytralan ilçesi Menteşe köyünden Safıye Bor. Emıne Dağ-
han, Şükrü Şafak ve Hacı Mehmet Şafak aleyhme Çayıralan ılçe-
sı Menteşe köyü Pöhreklı mevkıınde bulunan 3415 nolu parselın
davalılar adına olan tapusunun ıptalı ile Hazıne adına tescılı dava-
sının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan gereğin-
ce; Davalılar Safıye Bor ile Şükrü Şafak adlanna çıkartılan teblı-
gatlann bıla tebiiğ iade edıldigi. yaptmlan adres araştırmalannda
da adreslen tesbit ediiemediğınden lîanen tebligat yapılmasına ka-
rar verilmış olup. adı geçen davalılann mahkememızın yukanda
esas numarası yazılı dosyasında durusmanın atılı bulundugu
7.9.1998 günü duruşma salonunda bütün delıllerı ile bırlikte hazır
olmaları. hazır olmadıkJan veya kendılennı bir vekılle temsıl et-
tirmedıklen takdirde yargılamaya yokluklannda devam olunarak
karar venlecegi 7201 sayılı tebligat yasasının 28, 29 ve müteakip
maddelen gereğince tebligat yenne kaim olmak üzere ilan olunur.
27.4.1998 Basm: 20416
GEBZE ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
ESAS NO: 1997/85
Davacılar Melek Duymaz vs. tarafından davalılar Şerife Huriye
vs. alevhlenne mahkememıze açılan iştirak halindeki mülkıyetın
miişterek mülkiyete dönûştürülmesi davasının yapılan açık yargıla-
masında verilen ara karan uyannca: Gebze. Denizli köyünde bulu-
nan 4 pafta. 535 parsel sajnlı taşmmazın. davacı ve davalılann muri-
i\ Ali oğlu Mustafa adına kayıtlı bulundugunu. ancak bu taşınmazın
mırasçılann tasarrufuna engel olduğunu. iştirak halindeki mülkiyetin
müşterek mülkiyete çevrilerek her mirasçının ayrı ayn hisseleraıin ta-
puya dercine karar verilmesi talep edilmış olmakla: Davalılar Şerife
Huriye. Münevver Demır, Emıne Demir. Hamit Demir, Rıfat Demir,
Fatma Yamalı, Melek Layık. Cemile Ersoy'un Mollafenari köyü-
Gebze adresıne çıkartılan daveriyeier bila tebfig iade edilmiş, zabıta-
ca yapılan araştırmada da adresi meçhul kalmı; olduğundan ilanen
tebligine karar verilmiştir. Duruşma günü olan 8.9.1998 günü saat
09.30'da mahkememizde hazır bulunmanız HUMK'nin 213. madde-
sı uyannca duruşmaya gelmedigı veya kendısini bir vekille de temsil
ettirmedıgi takdirde yoklugunda karar verilecegi davetiye yenne ka-
ım olmak üzere ilanen teblig olunur. 22.5.1998 Basın: 24957
DİYARBAKIR SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1995/266
Davacı Seıhal Aycan vekili Av. Fılız Varol tarafından davalı Dcypa Lmt. Şt. ve aleyhine mahke-
memizde açılmış olan tapu iptalı \ e tescıl davasında: Da\ alılardan Vicdan Kutman'ın Samsun ı!ı Zey-
tmcılık Mahl. Kalfa Sk. No: 81 adresme çıkanlan teblıgatlann bila teblig iade edıldi|i. emnıyetçe yap-
tırılan tahkıkatta açık adresınin. tespit edilemedığinden dava dilekçesinin ilanen teblığıne karar venl-
mıştır. Karar gereğince Vıcdan Kutmanın durusmanm atılı bulundugu
7
7; 1998 günü saat 09 OO'da
duruşmada hazır bulunması veya kendim bir vekille temsıl ettımıesi. duruşmaya gelmedigı \ e Dıyar-
bakır merkez Kaynartepe Baglan Parsel 138'deki S.S. Serhat Yapı Kooperatifı A Blok 1 nolu daıre
ile 38-39^0-41 bürolann ortak ver olarak tescıline ilışkın dava ile ilgili ibraz etmek istediğı belgele-
ri. duruşma gününe kadar göndermediği gibi bir vekille temsil ettırmediği takdirde. yargılama yoklu-
gunda devam edeceğı ve karar verileceğı keyfıyeti davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebiiğ olu-
nur. 10.2.1998 Basm: 8941
BOLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 1997 631 E.
Davacı Hatice Olkü vekiiı tarafindan davalı Mustafa Ülkû alevtine açılan boşanma davasında. Taraflann 1980 >ı-
Imda evlendıgı, müşterek 3 çocuklan oldugu, şıddetlı geçımsızlıklen bulundugu, davalı eşm mûşterek hanevi terk et-
ti|ı, evınin geçımı ile ılgiJenmedığı. I yıldırayn yaşadiklan, davalı eşin ayda bir gelerek evden eşya satnğı. ıçkı ıçtığı
beyan edilerek davacı Haoce Olkü için 10.000.000.- TL. çoçuklar ıçın 5.000.000.- TL'den 15.000.000.- TL olmak üze-
re tedbırnafakası islenıldığı belırtılmıştır. Davalı Musafâ Ûlkû'nün Kurfcçüler köyû, Ibrahım ÜDcû yanmda. Bolu ad-
resinde kaldıfı bılinmekte. yapılan teblıgatlar bıla tebiiğ iade edıldiğı gibi zabıta manfetıyle de teblıgata yarar açık ad-
resı tesprtlenemedığınden, duruşmanm 15.7.1998 günû saat 10.20'ye bırakıldığı ve mahkemeye bızzat gelıp va da bir
avukatla kendılennı temsil etnnnedıkleri takdirde davanra yokluklannda neticelendınleceğıne dairdava dılekçesı ve-
nne kaim ılanen teblıgattır. Basın: 25515
GAZÎANTEP ASLİYE 2. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Davacı Mehmet ICeskınsoy vekili tarafından davalılar Osman
Beyaz ve Tapu Sıcil Müdürlügü aleyhine mahkememıze açılan
Tapu kütügündekı Şerhm kaldınlması davasının yapılan yargıla-
ması sonunda: Mahkememızce 2.7.1996 tarihınde 1997 95 esas,
1998152 no. ile G.Antep ılı Şahinbey ilçesi Akyol Mahallesi,
Pafta: 109. Ada: 1284. Parsel: 405'te kayıtlı taşmmazın beyanlar
hanesındekı "Üzenndekı BaJ Mehmet oğlu Osman Beyaz'a aıt-
tir" şeklindeki şerhın tapudan terkıne karar venlmiştır.
Keyfiyet davalılardan Osman Beyaz "a karar tebligı yenne ka-
im olmak üzere DUYURULL'R. Basın: 20667
ANKARA 27. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
1997/709
Davacı Vakıflar Genel Müdûrlüğüne izafeten Ankara Vakıflar Bölge Mödüriüğü vekili tarafından dava-
lılar Osman Gûndüz ve ark. aleyhine mahkememize açılan Vakfiyet Şertünın thyası davasının vapılan açık
duruşması sırasında venlen ara karargeregince: Davalı Aynur Eroglu'nun Esertepe Mah. Ahmet Şefik Ko-
laylı Cad. No: 11/4 Keçiören Ankara adresıne çıkanlan dava dilekçesi ve duruşma günü bila teblig dön-
mûş. zabıta marifetiyle yapılan araştırmada da adresi tespit edilemediğinden. davetiyenin ilanen tebılgine
karar verilmiştir. Duruşma günü olan 14.7.1998 günü saat 09.30'da davalı Aynur Eroglu'nun mahkeme-
mızde bizzat hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettiraıesi, davetiye yerine kaim olmak üzere
ilanen tebiiğ olunur. 26.5.1998 ' Basın: 25384
BİSMİL KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
ESAS NO: 1978/234
Davacı Hazine tarafindan davalılar Aydm Esma Ocak ve müşterekleri aleyhine açılan kadastro tespitine
itiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda; Davacı Hazine'nin davasının reddine. Bismıl ıiçesi Ka-
zancı köyünde kain (79) parsel no'lu taşmmazın tespit gibi davalılar adına tapuya tescilme ilişkin 10.7.1997
tarih ve 1997' 10 sayılı karar davacı Hazine tarafından temyiz edilmiş. Yargıtay 17. Hukuk Dairesı Başkan-
lıgî'nın 8.12.1997 tanh ve 1997/6075 Esas-5946 Karar sayılı ilamı ile karar bozulmuş. bozma ılamı mıras-
çılan tespit edilemeyen Fatma kızı MEDO'ya tebiiğ edilemediğinden gazete ile ilanen tebliği gerekmıştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28 ve müteakip maddelen gereğince işbu Yargıtay ilamının tebligat
yerine geçmek üzere ısim ve adresleri tespit edilemeyen Fama kızı MEDO mirasçılan adına ilanen teblığıne.
gazete ilanmdan 15 gün sonra tebiiğ edilmiş sayılması ılan olunur. 2.4.1998 Basın: 16424
DİYARBAKIR İŞ MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 1996-187
Davacı SSK Genel Müdürlügü vekili tarafından davalılar Vesi Alak ve arkadaşlan aleyhine mahkememizde
açılan Istirdat davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan gereğince: Davalı Mehmet Ali Uyan
adma çıkanlan teblıgatın adresınde bulunamadığmdan bahisle tebliğsız iade edildiği zabıta marifetiyle yapılan
tüm araşürmaya rağmen adresi tespit edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Yukanda
adı geçen Davalı Mehmet Ali Lyan'ın mahkememizdeyapılacak olan 3/1 \/\99Sgûnlüduruşmaya gelerek bel-
gelerini sunması. aksi takdirde yargılamaya yokluğunda devam edilecegi ve karar verileceği davetiye yerine
kaim olmak üzere ilanen tebiiğ olunur. Basın: 17188