Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 HAZİRAN 1998 PA2AR
10 PAZAR KONUGU
Dışişleri Bakanı Cem, 'Türkiye de kimi çevrelerin AB ile ilişkilerde saplantı içinde' olduğunu söyledi
'Yunanistan, Lahey'de AB'yi uyutmuş'
SUNUŞ Türkiye'nin Avrupa Birliği, petrol boru hatlan gibi
stratejik dış politika konulannm sekteye uğradığı ve dış politika
anlayışının radikal ülkelerle şekillendiği REFAHYOL
döneminin ardından iktidan devralan ANASOL-D
koalisyonunun Dışişleri Bakanı Ismail Cem, son 1 yılı
değerlendirdi. Cem, müstemleke kompleksiyle zihinieri
bulandınlmış olanlann üçüncü lig takımı olarak kalmada ısrarlı
olduklanna işaret ediyor. Cem, Türkiye'nin idealini, Avrupa
Birliği trenine üçüncü mevki bilete sığınmakla sınırlamış
zihniyetleri büyük ölçüde değiştirdiklerini belirtiyor. Cem,
Türkiye'de AB ile ilişkiler konusunda bazı çevreleri de saplantı
içinde olmakla suçluyor.
SÖYLEŞİ LALE SARIİBRAHİMOĞLU
BBBHM Türkiye, AB 'nin 12Aralık Lüksemburg
zirvesi sonrası birliğin Ankara 'yı tam üyelik sü-
reci içine almaması üzerine 14 Aralık açıklama-
sıyla misillemede bulundu. Türkiye, ABile insan
haklart, Kıbns ve Türk-Yunan sorunlannı görüş-
meyeceğiniaçıkladı. Lüksemburg 'dan sonra Car-
diffzirvesisonuçlartmnasıldeğerlendiriyorsunuz
ve 14 Aralık politikanız sürecek mi?
- AB ve Ankara arasındaki ilişkiler bir mantık
çerçevesinedoğrugidiyor. Bunu nispi birgelişme
olarak nitelıyorum. lyiniyet unsurlanna iyiniyet-
le karşjlık vereceğimizi söylüyorum. Şimdi man-
tık çerçevesine nerede oturuyor dediniz? Burada
bana göre hâlâ AB 'nin Türkiye'yı aday olarak gör-
meme kaygısı var. Bununla birlikte adaylık tanı-
mına dönük bütün ibareleri de, ifadeleri de kullan-
mışlar. Cardiff sonuç bildirgesi -bir defa Türki-
ye'nin adaylık tanımı diyorum- bu çerçevede di-
yor ki Türkiye'nin gelişmesi 6 ay içinde izlenecek-
tir. Bu 6 ay sonucunda objektifölçülerde diğer ül-
kelere bakılacaktır. Türkiye'nin aldığı mesafe doğ-
rultusunda üyelik yönündeki gelişmesi sağlana-
caktır.
" • • » tlişkiler bundan sonra nasıl bir seyir iz-
leyecek?
- AB konusunda Türkiye'de bazı kavramlar üze-
rinde bir saplantı olduğunu görüyorum. Kimileri
'aday dedi mi demedi mi, şöyle mi dedi böyie mi
dedi' diye kavramlar üzerinde saplantı halindeler.
Ben biraz da Cardiff sonuçlanna sakin ve soğuk-
kanlı bakmak lazım diye düşünüyorum.
Lüksemburg'da Türkiye'nin aday kabul edile-
bilmesi için koşullar getirildi. Bu gayri tabii bir
şeydir ve ben buna şiddetle karşı çıktım. Tamamen
Türkiye'ye dönük inanılmaz bir aynmcıhktı. lna-
nılmaz, kabul edilmez aynmcılıktı ve çok haklı
olarak çok sert tepki verdik. Cardiff'te ise aday-
lık sürecinde Türkiye'nin üyeliğe ilerlemesi için
koşullar getiriliyor. Bence bu önemli. Ben Car-
diff'te aynmcılığın tamamen kalktığmı da söyle-
miyorum. Cardiff bildırisi. •AB'ninölçülerivar.Bu
ölçülerçerçevesinde TürkiyenekadarOerierseüye-
lik yönünde o kadar mesafe alacak' diyor. Bu da
işin doğası zaten. Biz 14 Aralık'taki karanmızı
muhafaza ediyoruz.
• ^ • •
l
14 Aralık politikasını muhafaza eder-
ken biriik ile diğer yandan nasıl bir diyalog içine
gireceksiniz?
- 14 Aralık parametrelerini biriik ile kavga et-
mek için muhafaza etmiyoruz. Böyle birpolitika-
mız varveopolitikanın ilkelerini de muhafaza edi-
yoruz. Neden? Çünkü bir defa Türkiye'nin aday-
îığı konusuna açıklık kazandırmış olmakla birlik-
te, bizim gibi aday konumundaki ülkelerle ilişki
modelini daha ileri düzeyde tutuyorlar. fkincisi
Avrupalılann, bize verecekleri 500 milyon dolar,
hatta I milyardolaryardım, katkı gibi şeylere Tür-
kiye'nin ihtiyacı yok. Fakat bunun biranlamı var.
Şimdi bu kâğıtta o yoldaki Yunan vetosunu aşma-
nın bir gayretine girileceği beyan edildi. Bakalım
göreceğiz.
•••••• ABile diyalog ortamının kalkması, iliş-
kileri nasıl etkiledi?
- Bakın şunu söylüyorum, ben bir defa kimsey-
le diyalogdan korkuyor değilim. Benim daha faz-
la iş,imege!iyorbunlan tartışmam. Ama beni üye-
lik sürecinde kendisine yakın olmayan bir nokta-
ya yerleştiren AB ile neden Kıbns gibi en önem-
li konulan görüşeyim. Bu bir ilke meselesi. Bun-
dan AB kaybetti demiyorum. Ben daha fazla an-
latabilme iirıkânını da kaybettim. Ben Kıbns'ı ko-
nuşmak istiyorum. Niye konuşmayayım? Konuş-
tukça kazanıyorum. Korkacak bir şeyim yok ki.
Türk-Yunan meselesi bugün NATO bakanlan nez-
dinde bitmiş bir meseledir. Artık kimse bana 'Ne-
den Yunanistan'la şunu yapmıyorsunuz, Kardak
Lahey'e gitmiyor' diyememektedir. Nasıl geldik
biz buraya? Konuşarak geldik. Cardiff'te Türkiye
için strateji belgesi zirve düzeyinde onay gördü ve
hem de zirve düzeyinde üyeliğe hazırlık belgesi-
ne terfi etti.
HH^aa AB ve Kıbns İşleri'nden sorumlu Dev-
let Bakanı Şükrii Güret ve Başbakan Yardımcısı
Bülenl Ecevit ile AB politikalarmda ayrıldığınız
söyleniyor. Cardiff'e ilişkin ilk gün üçünüzün
yaptığı açıklamalardafarkltltkgösterdi. Derin bir
görüş aynlığı mı var?
- Aramızda görüş aynlıklan olması normaldir,
doğaldır. Yunan uçaklannın Kıbrıs Rum kesimine
inmeleri üzerine de askeri yetkililer ile yoğun tar-
tışmalar yaptık. Sonuçta bir ortak nokta bulduk.
mmmm ABD Başkanı Bill Clinton'ın Kıbrıs
Özel Temsikisi ve Bosna banşının mimarı diye
adlandırılan, Kıbrıs'/ çözeceği iddiasıyla görev
alan Richard Holbrooke ABD'nin BM Daimi
Temsilciliğine atandı ve özel temsilcilik görevin-
den avrıldı. Holbrooke Kıbrıs konusunda pes mi
etti? '
- Ben sadece Sayın Holbrooke'a yeni görevin-
de başanlar düiyorum. Hatta yann bir mektup ya-
zacağım Sayın Holbrooke'a. iyiniyetle Kıbns ko-
nusuna eğiîdiği için. Sayın Holbrooke'un Kıb-
ns'taki görüşmelerin bitiminde yaptığı basın top-
lantısında. "Güney Kıbns yönetiminin kuzeyde
hiçbir etkisi yoktur, hiçbir şeldlde kontrolü alünda
degildir" şeklinde ortaya koydufu gözlemleri cid-
di önem taşıyor ve gelecekte de önem taşıyacak.
AB'nin Güney Kıbns Rum Yönetimi ne ilişkin
hukuki değerlendirmesinde bu ifadelerin de etki-
si olabilir. Holbrooke'u ben yorumlamam. O be-
nim işim değil. Ama Kıbns işine iyiniyetle girmiş-
tir. Ben geriye baktığımda Sayın Holbrooke ile
olan ilişkilerimi doğru, mert, açık, içten ilişkiler
olarak hatırlayacağım.
y Dışişleri Bakanı Teodoros Pan-
İSMAİL CEM
58 yasmdaki Ismail Cem "m meslek kariyeri
geniş bir yelpazeye yayılıyor. Lozan
Üniversitesi Hukuk Fakültesi 'nden mezun
oldu. Paris Siyasal Bilgiler Enstitüsü 'nde de
siyaset sosyolojisi üzerine master yaptı.
1963 yılında hukukfakültesini hitirdikten
sonra gazetecilik mesleğine atıldı.
Cumhuriyet dahil çeşitli gazetelerde
yazüşleh müdürliiğü ve genel yayın
yönetmenliği yaptı. Bugüne kadar 13 kitabı
basıldı. 1987yılında siyasete atılmadan
önce Türkiye Gazeteciler Sendikası Istanbul
Şuhesi Başkanlığı ile TRT Genel Müdürliiğü
görevlerinde bulundu. Gazeteci, vazar,
siyaset adamlığı kimliğinin yanı sıru
fotoğrafsanatına olan düşkünlüğü ile de
biliniyor. Bu konuda bir kitabı hulunuyor,
bir de fotoğraf sergisi düzenledi.
Milletvekiüiğinde 3. dönemini sürdürüyor.
DYP-CHP koalisyon hükümeti döneminde
Kültiir Bakanlığı yaptı. Avrupa Konseyi
Parlamenterler Meclisi ve Batı Avrupa
Birliği Asamblesi üyeliklerinde bulundu.
Halen Avrupa Medya Enstitüsü Danışma
Kurulu üyeliğini yiirütüyor.
mizdir. Amaç 2000lı yıllara birdünya devleti kim-
liğiyle Türkiye'nin girmesidir. Özellikle de gerek-
siz aşağılık duygulanna yer yer itilmiş, bazı zihin-
leri müstemleke kompleksiyle bulandınlmış bir or-
tamda, ben, Türkiye'nin büyüklüğünü halkıma an-
latmaya çalıştım. Kendimizı abartmadan. eksikle-
rimızi vurgulayarak, ama gerçekleri de göstererek.
Halk ilk günden kavradı vedestekledi de, bazı şart-
lanmış çevrelerin anlaması kolay olmadı. Her ne-
dense kışilıklı olmayı. bazı alanlarda başanlı ol-
mayı. iddıalı olmayı Türkiye'ye yakıştıramıyorlar.
"Biz üçüncü lig takımıvız. asla birinci lige çıkanıa-
yız, birinci ligdekilere yakışan işler yapamayız" di-
yorlar. Bizim, Türkiye'nin dış siyasetinde büyük öl-
çüde geçerlikte bulduğumuz \e gene büyük ölçü-
de değiştirdiğimiz zihniyet, Türkiye'nin idealini,
Avrupa Birliği trenine üçüncü mevki bilete sığın-
makla sınırlamış olan zihniyettir; yabancı ülkeler-
den kendisine 'ağabeyler edinmeji" başan sayan,
Türkiye'nin 1.5 milyara yakın Islam geleneğıne sa-
hip toplumlara model olmak ve tarıhırii paylaştığı
26 ülkeyle günümüzde kurabileceği ayncalıklı iliş-
kilere gözlerini yuman anlayıştır. Dışişleri'nin ay-
ncalıklı birazınlığın ilgi alanı, 'hobisi' olmadığinı.
dış siyasetin vatandaşın ekmeği. çocuklannın ge-
lecegi olduğunu topluma anlatmaya çalıştık.
§•••• REFAHYOL d'ânemısonrası muhatapla-
rmızdan ne tür şikâyetler aldınız?
- Benim hissettiğim şu oldu; özellikle Batı Av-
rupa'da şu havayı fark ettim: 'Türk dış politikası ne
derse aksini yapar. Biz ona en küçük bir olumlu işa-
ret versek hemen onu alır ve iç politika tüketiminde
kullanır.' Açıkça söyleyeyim, hemen de fark etme-
dim ve bunun değişimine de tanık oldum. Artık 6
aydan beri ben ne söylüyorsam, Türkije ne söylü-
yorsa bunun bir ciddiyeti olduğunu. dış politikayı
iç rüketim malzemesi olarak niteiemediğimizi an-
ladılar.
M H H B İran ve Suriye ile ilişkilerde ne türgeliş-
meler oluyor?
- Ekonomi diplomasısı bağlamında Orta Asya,
Balkanlar. Kafkaslar ve Ortadoğu'yla ekonomik
ilişkilerimizi hızlandıracak dış politika araçlannı
kullandık ve sonuç alınmaya başlandı. Örneğin Or-
tadoğu'daki gırişimierimiz Türkiye'nin bir aktör
olarak yeniden ve daha etkili olaylann içinde ola-
bilmesini sağladı. Türkiye'nin Ortadoğu'daki konu-
muna yeni bir soluk kazandırdı. Ortadoğu'da biz
komşuluk girişimi başlattık. Bu Türkiye'ye prestij
kazandırdı. Iran'la ekonomik gelişmeleri arttınyo-
ruz. Çok ihtıyatlı. çok dikkatliyiz ama Suriye ile de
bazı gelişmeler oluyor. Bugünlerde Suriyeli müs-
teşar Türkıyeye gelecek.
Suriye'nin PKK'ye desteğini çekeceği
galos Cumhuhyet'everdiğibirdemeçte Türk-Yu-
nan dostluğuna baş koydıım ' dedL Ne diyorsunuz
bu açıklamaya?
- Çok sevinirim. ldealist sözcüklerkullanmıyo-
rum. Onun için bilemem.
^m^mt Yunanistan ile savaş olasılığı görüyor
musunuz?
- Savaşı kim ister? Bir defa Yunan tarafı tırman-
dınyor. Biz de her türlü güvenliğimize dönük ön-
lemi aldığımızı ve alacagjmızı açıklıyoruz. Atıla-
cak adımlann başlanna nasıl bela açacağını gör-
düler.
•••ı^ Yunanistan Türkiye'yi ikili anlaşmaz-
lıkların çözümü için Lahey Adalet Divam 'nagit-
meye çağırıyor. Ancak kendisi Lozan Antlasma-
sı 'na aykırı olarak Ege adalannı silahlandırdığı
için Lahey 'in güvenlik konularına ilişkin yargı
yetkisineçekincekoydu. Bu, Yunanistan'ınbirçe-
lişkisi değil mi?
- Bütün o AB bakanlanna, NATO bakanlanna
sorduğum suallerden birisi şu anda sızin bana sor-
duğunuz sorudur. "Bu kadar L'luslararası AdaJet
Divanı scvdahsı \unanistan'ın güvenliğe ilişkin
kmduğu çekinceye ne dhorsunıız" dive sorduğum-
da muhataplanmın önemli bir kesiminin bundan
haberi olmadığını görmüştüm. Ama bugün artık
hepsi biliyor. Yunanistan birde öyle uyutmuş her-
kesi, herkese demiş ki' Türkiye uluslararası huku-
ku çığniyor'. neden.. çünkü Lahey'e getirmiyor
meseleleri. Herkesdedinlemişbunu. AB'de 15ül-
ke bir arada. karşısında Türkiye idik. Şimdi bir-
çok konuda 14 ülke ve izole edilmiş bir Yunanis-
tan var. Bu hale geldi mesele.
M H H ^ S-300 'lerin parçalan adaya geldi mi?
- Onu savunma bakanına sorun. Ama ben S-
300'leri politik açıdan tepe tepe kuüanıyorum.
Kıbrıs meselesini anlatırken S-300 olayının varlı-
ğı benim muhataplanmın Türkiye'nin hassasiye-
tini. kaygısını çok daha iyi anlamalanna imkân ta-
nıyor \e ben de bunu devamlı anlatıyorum.
••••^ Dış politikada eksileri artılara çevirdi-
ğiniz alanlar nedir? Temsilettiğiniz hükümet dış
politikayı rayından çıkarma arayıştna giren RE-
FAHYOL'dan iktidan devraldı. Seler yaptınız
Türkiye 'nin ciddi dış politika sürecine yeniden
girmesi için?
- Geçmişten devraldığımız birçok 'eksiyi'. 'arn-
ya' dönüştürmeye başladık. Temel tercih. Türki-
ye'nin 'kendine' ve 'dünyaya' bakışını değiştirme-
yolunda mesajlar alımyor mu? Türkiye'yiziyaret
etme niyetlerini, ilişkileri samimi bir şekilde ge-
liştirmeolarakgörüyor musunuz? İran ileyine P-
KK konusunda nasıl bir gözleminiz var?
- Biz hıç hayalci değiliz. Gayet ihtiyatlı yaklaşı-
yoruz bu meselelere. Ancak şöyle bir politik terci-
himiz var: Çok olumsuz durumlan çok ciddı kar-
şıtlıkları dondurup olduğu yerde bırakmayı iş ola-
rak saymıyoruz. Suriye ile daha çok ekonomi bağ-
lamında neler olabileceğine bakmaktayız. Bir de
durumu diizeltmek için bizim çok haklı. çok ciddi
güvenlik iddialanmız var. Ama bu iddialanmız. bu
kaygılanmız var diye bir problemi kendi haline bı-
rakmak eski politikaolujor. Bakm Iran'la da benim
halen birçok rezervlerim var. Ama nereden aldık,
nereye getirdik. Suriye ile İran'la olduğumuz nok-
tada değiliz.
•••••• Türkiye ve Crdün arasında, İsrail ile ol-
duğugibiyakın askeri işbirliği sürecibaşladu Bu,
Türkiye 'nin askeri açıdan da Ortadoğu bölgesin-
de önemli bir aktör olma yoluna girdiğinin gös-
tergesi mi?
- Bizim 29 ülkeyle askeri işbirliğimiz var. Bun-
lann 23 ya da 24 tanesi de Islam Konferansı örgü-
tüne üye ülkelerdir. Biz bu askeri eğitim işbirliği-
ni bütün ülkelerle geliştirmeyeçalışıyoruz. Burada
tabii şunu da belirteyim, bizim silahlı kuvvetleri-
mizin niteliği bu konuda dışpolitikada bana çok ge-
niş bir ımkân tanıyor. Çünkü fevkalade kaliteliler.
O kaliteleriyle birçok ülke bizim silahlı kuvvetle-
nmizle bu tarz anlaşmaları. bu tarz işbirliklerini
yapmak istiyor ve aramızda böyle bir askeri bağın
bulunması benim siyasetime bir girdi sağlıyor. Or-
tadoğu konusunda Türkiye aktördür dedim ben sa-
dece. Bu dönemde bizim uyguladığımız dış politi-
ka, birikimimizi harekete geçirmeye dönüktür ve bu
bağlamda Ortadoğu çok öncelikli ve özelliklere sa-
hiptir. Yıllar yılı Ortadoğu'dan çıkmıştır Türkiye,
kopmuştur. Şimdi biz onu yeniden Ortadoğu'ya bir
etken faktör olarak getirebildik. Ben çok sayıda
Arap ülkesıni ziyaret ettim. Orada tabii tahmin ede-
ceğiniz gibi başlıca bir mesele, bazı Arap çevrele-
rinin istismar eftiği konu, Türkıye-îsraı! ilişkileri.
Arap telev izyonlanndan kendilerine şunu çok net
anlattım, dedim ki: "Bakın biz hakikaten Arap ül-
keleriyle, Arap toplumlanyla içtenlikle ilişkilerimi-
B çok ileri götürmek istiyoruz. Bunu yapacak tari-
himiz. birikimimiz hepsi vardır. şimdi btzde de bu
nivet var. Ve bunda Türkiye'nin mcnfaatini görüyo-
ruz. Ama bilin ki biz sLdnle bu ilişkilerimizi geiişti-
rirken tsrail'le olan ilişkilerimi/ de a> m şekilde ge-
lişeoekn'r. Yani ben Araplarla ilişkilerimi daha i>i ge-
liştirevim diye İsrail'le olan politikalanmı bozacak
değiiim yada sizin karşınızda sLdn hoşunuzagitmek
için böyle bozacakjnış gibi görünecek değiiim, çok
açık söylüyorum.- Ben hep bu politikayı ızledim.
Bundan da kazandım.
Sözde Ermenisoykınmıyasa tasansı ile
gerilen Türk-Fransız ilişkileri neyöne gidiyor?
- Bu yanhşta ısrar edilmesi Türk-Fransız ilişki-
lerini biz istesek de istemesek de olumsuz etkiler
ve yazık olur. Çünkü hakikaten Türk-Fransız iliş-
kilerinin gelişmesi için bizim bakanlığımız çok e-
mek verdi ve verdik. Hakikaten de başardık bunu.
Tam başardığımız bir olay daha da ilerlerken bu
ilişkilerin bozulması çok yazık olacak.
• • • • Ermeni soykırım olayı neden yeniden
canlandınldı?
- Siyasi kararlar, önyargılaretken olabiliyor. Ne-
denine gelince buna benim bir cevabım var, ama
bu cevabım da biraz spekülatif bir cevap. Spekü-
latif olmayan yanı Ermenistan'da aşın unsurlann
tarihten düşmanlık çıkartması, kendi kimliklerini
oluşrurmak için çare aramak aczinde olanlann Er-
menistan 'da etkili olmasıdır. Bugünkü Ermenistan
yönetimi düşmanlıklan kazıyıp canlandırarak ken-
dine birkişilik arayışına çıkmıştır. Fevkalade teh-
likelidir. Ermenistan Dışişleri Bakanı RobertKo-
çaryan, Azerbaycan politikasını değiştirmezse Ka-
rabağ'ı ilhak edeceklerini açıklıyor. lkincisi, bir-
çok başka toplumda da görüldüğü gibi Ermenis-
tan'da da, Ermenistan'da yaşayan Ermeniler daha
dengeli, akılcı yaklaşmaktadır. Ermenistan dışın-
daki Ermeniler ise gene o dediğim kişilik, kimlik
bunalımı, aczi oluşturma ga>Teti içinde, her neden-
se bu düşmanlığı bir unsur. bir etken gibi görme,
yani onlan bütünleştiren, onlara kimliklerini ve-
ren bir etken gibi kullanmaktadıriar. Ermenistan
yönetimi de diaspora ile (Ermenistan dışındaki
Ermeniler) çok bağlantılı bir yönetimdir. Aynca
daha spekülatif olan şey şudur. Türkiye çok büyük
bir ülkedir. Türkiye artık kendi büyüklüğünü
abartmadan. eksikîerini gözardı etmeden kendi
büyüklüğünün bilincine varmaktadır. Hele bir de
oeşitsizlik, pahalılık, enflasyon gibi meselelerimi-
zi ve bazı başka meselelerimizi çözebilsek... Bu.
dış politikanın da kaidesidir. Birülkenin fazla güç-
lenmesinden başkalan çok da hoşlanmaz. Enflas-
yonu düşürüyoruz, bir yandan yine yüzde 8 büyü-
me işaretleri var. Acayip, garip bir ülke.. Yani bun-
lann olmaması lazım. Müthiş bir büyüme potan-
siyeli olan Türkiye'den başka ülkelerçekıniyor.
mm^ım Bakû-Ceyhan gerçekleşecek mi? Azer-
baycan yıllardır Ceyhan 'a destek verdiğini açık-
ladı, konuştu, ama uygulamada biraz çekingen
davrandı gibi bir izlenim var.
- Konuşuyor da işte. Azerbaycan, kendi petrol-
lerini Bakû-Ceyhan yoluyla dünyaya ulaştırma-
nın kendisine sağlayacağj çok büyük stratejik üs-
tünlüğü hayata geçirmelidir. Çünkü Bakû-Cey-
han. Azerbaycan açısından sadece ekonomik bir
proje değildir. Azerbaycan açısından çok büyük bir
güçtür. Bu güce bir an önce sahip olması lazım.
Zira görüyoruz, Ermenıstan Dışişleri Bakanı çıkıp
Karabağ'ı ilhak etmekten bahsediyor. Maalesef
Azerbaycan topraklannın yüzde 20'si işgal altın-
dadır. Burada benim görüşüm, bir dost olarak Ba-
kû-Ceyhan'ın Azerbaycan'a sağlayacağı stratejik
güvenceye Azerbaycan'ın bir an önce kavuşması-
dır. Petrol boru hatlan konusunda hep ihtiyatlı ko-
nuştum. Aslında fena götürmedik bu politıkalan.
Bundan sonra da iyi götürmemiz lazım, çok da ha-
yalci olmamak lazım. Son tahlilde galiba şirketle-
rin dünya piyasalan üzerinde. maliyetler üzerinde
yapacağı hesaplamaya bağlı.
^••^•i NATO'nun genişlemesine TBMM'nin
eğilimi ne olacak?
- TBMM'yi bilmem. onlann karan o. Ama cid-
di birhükümetin ciddi birDışişleri bakanıyım. Bu
konuda Türkiye tavnnı koymuştur, imzasını at-
mıştır ve elbette NATO'nun genişlemesi poli-
tikasını takip etmektedir. Bu genişlemeyi hatta
yetersiz bulup. Bulgaristan ve Romanya'nın da
öncelikle alınmasını savunmaktadır.
İLAN
T.C.
ŞARKİKARAAĞAÇ ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
Davacı Şarkıkaraağaç Bele diye Başkanlığı vekili tarafmdan davalı Şarkikaraağaç Ta-
pu Sicil Müdürlüğü ve dahilı davalılar Adile Çopuroğlu vs. aleyhine açılan tapuda isim
tashihi davasının yapılan yargılaması sonunda mahkememızin 1985 J 86 Esas. 1998.' 10
Kararsayılı ve 5.2.1998 tarihli karan ile davanın kabulü ile Şarkikaraağaç ilçesi Ortama-
halle 49 ada 41 parseldeki 12600 ' 57600 hısse sahibi Süleyman oğiu Muhsın Çopur'un
adının Süleyman oğlu Mehmedi Muhsın Coşkunçopur olarak, 12600/57600 hisse sahibi
Süleyman oğlu Sabit Çopur adının Süleyman oğlu Ahmedı Sabit Çopur olarak,
3278/57600 hisse sahibi Emın kızı Emine adının Mehmet Emın kızı Emine Coşkunço-
pur olarak, 3278/57600 hisse sahibi Emin kızı Pembe adının Mehmet Emin kızı Pembe
Çetin olarak. 405057600 hisse sahibi Emın eşi Rasime adının Hacı Hasan kızı Rasime
Çopuroğlu olarak. 597957600 hisse sahibi Sabit oğlu Remzı Çopur adının Ahmedi Sa-
bit oğlu Remzi Çopur olarak, 4918 57600 hisse sahibi Ahmet Sabit oğlu Selami Çopur
adının Ahmedı Sabit oğlu Selami Çopur olarak, 4918/57600 hisse sahibi Mehmet Muh-
sin oğlu, Mehmet Emin Çopur adının Mehmedi Muhsın oğlu Mehrnet Emin Çopur ola-
rak düzeltilmesine karar venlmiş olup, dahili davalılardan Remzı Çopur, Rukıye Çopur,
Mehmet Emın Çopuroğlu. Çiğdem Hüner. Ismet Yolcu. Mehmet Emin Çopuroğlu. Şük-
rıye Çopuroğlu. Halil Ibrahım Çetın, Ayşe Coşkunçopur, Yaşar Çetin, Remzi Erdal Hü-
ner, Emin Ergün Hüner. Mustafa Erol Hüner ve Saadet Kaikan'a ilanen teblığ yapılma-
sına karar verilmiş olup adı geçen dahilı davalılara ılan tarihinden itıbaren 7 gün sonra
tebliğ edilmiş sayılacağı hususu ilanen teblığ olunur.
Basın: 26659
T.C.
BAYBURT ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1997/250
Davacı DSİ Genel Müdürlüğü vekili Av. Hikmet Be-
kar tarafmdan davalı Bayburt Arpalı köyünden Mustafa
Ergül aleyhine mahkememize açılmış bulunan tescıl da-
vasının yapılan açık duruşması sırasında venlen ara ka-
ran gereğince,
Davacı vekili dilekçesınde Arpalı köyünde kâin 325
parsel No'lu ve istimlak evrakında 54 parsei numarası ile
gösterilen taşınmazda 150 m2'lık kısmın davacı idare
adına tescilıni talep etmış olup. Bayburt Arpalı köyün-
den Mustafa Ergül tüm aramalara rağmen adresi tespit
edilip davetiye tebliğ edılemedığinden ilanen teblığine
karar verilmiş olup duruşmanın bırakıldığı 7.7.1998 gü-
nü saat 9.00'da duruşmada hazır bulunmaları veya ken-
dilerını bir vekille temsil ettirmeleri, duruşmada hazır
bulunmadıkları ve kendilerıni de bir vekille temsil ettır-
medikleri takdirde duruşmalann yokluğunda yapılıp ka-
rara bağlanacağı hususu HLMK'nin 213 ve müteakip
maddeleri gereğince davetiye yerine kaım olmak üzere
ilanen tebliğ olunur.
Basın: 26425
İLAN
T.C.
İZMİR 4. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1997 635 Esas
Davacı Konak Belediye Başkanlığı tarafmdan davalı-
lar Ali. Hamide, Zehra, fkbal, Emine, fbrahim. Nazikter.
Nisaittin. trfan aleyhine açılan 17. Md. göre tescil dava-
sında verilen ara karan gereğince;
Davalılar Alı (Ibrahım oğlu). Hamide, Zehra (tbrahim
kızıj, Jkbal (Bilal karısı), Emine (Bilal kızı), tbrahim
(Bilal oğlu), Nazikter (Bilal kızı). Nisaittin (Bilal oğlu).
Irfan (Bilal oğlu) 5298 Sokak No: 14/1 Ballıkuyu-tzmir
adreslerine yapılan tebligatlar bila ikmal iade edilmiş ve
yaptırılan zabıta araştırmasına rağmen tebligata elveriş-
li adresleri tespit edilmemiş olmakla dava dilekçesinin
ilanen tebliğine karar verilmiş olup yukanda adları ve
adresleri yazılı davalılann duruşma günü 16.7.1998 gü-
nü saat: 9.00'da mahkememizde hazır bulunmaları veya
kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri. aksi halde du-
ruşmalara gıyaplannda devam edilip yokluklannda ka-
rar verileceği hususlan dava dılekçesı tebliğ yerine geç-
mek üzere ilan olunur. 4.6.1998
Basın: 26846
İLAN
T.C.
KAYSERİ 3. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1993 939
Karar No: 1997 670
Davacılar Muammer Yücel ve arkadaşlan tarafmdan
davalılar Ikbal kocası Hacı Osman ve arkadaşlan aley-
hine açılan Izale-ı Şuyu davasının yapılan açık yargıla-
ması sonunda:
Kayseri ili Melikgazi ilçesi Gürle Mahallesi kütük
393, ada 971. parsel 33'te kayıtlı bulunan taşınmazın or-
taklığının giderilmesme, satışın ItK'nin 112-116. mad-
deleri gereğince yapılmasına karar verilmıştir.
Mahkememizden verilen iş bu karar davalılardan Ik-
bal kocası Hacı Osman'a teblığ edilememiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun ılgıli maddeleri ge-
reğince iş bu ilanın neşrinden 15 gün içinde ılgılinin
mahkememize müracaat etmesi veya bir vekil gönder-
mesi, aksı halde karann kendisine tebliğ edilmiş sayıla-
cağı lüzumu tebliğ olunur. 17.4.1998
Basın: 18681