Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 1998 PERŞEMBE
HABERLER
TGS'den sosyal
güvenlik semineri
• tstanbul Haber Servisi -
Türkıye Gazeteciler
Sendıkası (TGS) Istanbul
Şubesi tarafından
düzenlenen "Sosyal
Güvenlik" konulu seminer
dün Basm Müzesi'nin
konferans salonunda
yapıldı. Sendika üyelerinin
katıldığı ve TGS Genel
Başkanı Ziya Sonay
tarafından açılan bir günlük
seminer, Tiirk-fş sosyal
güvenlik uzmanı Ahmet
Şen larafından venldı. Şen,
SSK'nın çöküşe doğru
gıttığinı belırterek bu
durumda sorumluluğu
olanlann şimdi de sosyal
güvenlik sıstemıni
özelleştirmeye çalıştıklannı
anlatt/. Şen, sosyal güvenlik
sisteminin yeniden işlev
kazanabilmesi içın
sendikalara önemli görevler
düştüğünü kaydetti.
Yüzde
20 zamma tepki
• Haber Merkezi -
•Türkıye lşçi Emeklileri
Cemiyetı Mali Sekreten
Fahn Şahin. kamu
'.çalışanlanna ve emeklilere
temmuzda yapılacak
-zammın arttınlması
gerektığıni savundu. Şahin,
•".yaptığı yazılı açıklamada
»'yapılacak zammın yüzde
-20"Ierde kalmasının
-emekliyı güç duruma
düşürecegini ifade ederek
emeklinin bütçesinin
sarsılacagını öne sürdü.
(iTüm tşçi Emeklilen
-Oemeğı (Tüm Emek-Der)
• de memudara yılın ikinci
altıncı ayında verilmesi
düşünülen zam oranına
tepki gösterdi. lsmail
Arslan. "'Enflasvonun iniş
"yönünde olduğu ve yüzde
-50'ye düşeceği, bır
temenniden ibarettir. Yılın
ikinci döneminde memur ve
-emeklilenn aylıkfanndaki
artışlann kısıtlı tutulması
ıçin bunun birkılıf
olduğunu biliyoruz" dedi.
Şeker tezkeresî
Meclis'te
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-DYP Bilecık
Milletvekili Bahattin
Şeker'ın dokunulmazlığının
kaldınlmasına ılişkın
Başbakanlık tezkeresî,
TBMM Başkanlığı'na
sunuldu. Başbakan Mesut
Yılmaz ımzasıyla TBMM
Başkanlığı'na sunulan
tezkerede, Şeker hakkında
"Askerlikten kurtulmak
için hıle yapmak suçunu
işlediğı" ıddiasıyladava
açıldığı, vargılanabilmesi
için dokunulmazlığının
kaldınlması gerektiğı ıfade
edıldı.
Özer Çiller
yangılanacak
• AVDIN(AA)-DYP
Genel Başkanı Tansu
Çiller'in eşı Özer Çiller ile
eski Kuşadası TURBAN
Marine Müdürü Haydar
Mangi haklannda "ıhlasen
zımmet' suçlamasıyla
açılan davada, yann Aydın
2. AğırCeza
Mahkemesi'nde
yargılanacaklar.
îddianamede. TURBAN
Müdürii'nün Çıllerler'e ait
Denge ve President
yatlannın bakım ve onanmı
sırasında. Kuşadası Marina
Müdürlüğü'nün
olanaklannı sanık Özer
Çiller vararına kullanarak
lcurumu 84 bın 566 Alman
Markı zarara uğrattığı
belirtildi.
İnsan hakları
ihlalleri
• İZMİR(Cumrnırivet
Bürosu) - İHD Izmir Şube
Başkanı avukat Ercan
Demır son günlerde.
gözaltına alınmalar, ölümle
tehdıtler. ajanlık
da>atmalannın
yoğunlaştığını belirtti. Son
6 ay içinde 16 kişiye ajanlık
teklifı yapıldiğını, kabul
etmeyenlerin ise ölümle
tehdit edildiğıni vurgulayan
Demir. "Derneğimiz üyesi
ve eskı çalışanlanndan
Oğuzhan Öğrük, 4 ay
içinde 3 kez kendilerine
polis ve TİT üyesı olarak
tanıtan kişiler tarafından
kaçınldı. Her seferinde
ölümle tehdit edilerek
yoğun işkenceyle karşılaşan
arkadaşımıza her defasında
dernek üyelerimizle ilgili
bilgi vermesı istenmiş,
istemleri kabul etmeyince
de işkence yapılmıştır.
Kaçırma olaylanna son
verilmesi ıçın tüm
yetkilileri göreve davet
ediyoruz" dedi.
Eski Şişli Belediye Başkanı'nın yakalanması için CHP, Mesut Yılmaz'ı göreve çağırdı
'Asktürk'ü buP kampanyasıJstanbul Haber Servisi - CHP Genel
Sekreteri Adnan Keskin. hakkındaki
yolsuzluk iddialannın ardından
yıırtdışına kaçan eskı ANAP'lı Şişli
Belediye Başkanı Gülay Aslnürk'fm
bulunup yargılanmasının iktidardaki
ANAP'm sorumluluğu altında olduğunu
söyledı. Keskin, u
Yümaz kendisine
Budapeşte'de vumruk atanı nasıi
buJdurtup getirttiyse, Asbtürk'ü de buiup
yargıya teslinı etmek zorundadır" dedi.
CHP Şişli îlçe Örgürü. eskı Şişli
Belediye Başkanı Güla> Aslıtürk'ün
yolsuzluklannm üzerinin örtülmemesı ve
bir an önce yargılanmak üzere
Türkiye'ye getirtilmesı amacıyla
afîşleme eylemi yaptı. Hafta içinde
Şişli'nin 28 mahallesınde 10 bin
afişleminin gerçekleştirileceği eyleme
dün CHP Genel Sekreten Adnan Keskin,
Istanbul Milletvekilı Mehmet Sevigen, İI
Başkanı Etem Cankurtaran da katıldı.
Keskin. ANAP'ın ıktidar olduğu
dönemlerde yürütülen pek çok proje ve
ihalede yolsuzlukJann yapıldığinı
vurgulayarak "Otoyol vobuzluğunun"
bunun en somut örneği olduğunu belirtti.
Gülay Aslıtürk'ün ANAP'tan belediye
başkanı olduğu dönemde de önemli
yolsuzlukJann ortaya çıkanldığını ifade
eden Keskin. "Aslıtürk Mrvadını
değiştirirken, mal\ artığında da önemli
değişiklikier yapü. 7-8 trilyon bireysel
malvarlıgında artış sağladT dedi. Keskin,
Asıtürk'ün DYP'den ANAP'a geçtiği
dönemde Başbakan Mesut Yılmaz
tarafından kamuoyuna büyük övgüyle
lanse edildiğıni anımsattı.
'Sorumluluk Yılmaz'uT
Ashtürk'ün Türkıye'ye getinlmesi
sorumluluğunun da Yılmaz'a ait
olduğunu vurgulayan Adnan Keskin
şöyle devam etti: "Yılmaz kendisine
yumruk atanlann .vakalanması için
Budapeşte'ye özel heyet gönderdi \e
Türkiye'ye getirtme becerisini gösterdi
Yılmaz, şimdi de Aslıtürk'ü Türkive'ye
getirtmelidir. Ama henüz böyle bir
girişimini görmedik. Ovsaki halkın
siyasetçilere olan gihenin \eniden
oluşabilmesi için yolsuzlukJann üzerine
gidilmesi şart Yılmaz. Sustırluk'u
çözmediği sürece de Başbakanlığın
kendisine haram olacağını söylemişti işte
yaklaşık 1 yıldır Başbakan Yılmaz haram
komıkta otunıyor."
Keskin, konuşmasında ANAP'la CHP
arasındaki erken seçim protokolüne de
değinerek. bu protokolün TBMM'nin
yetkilerine ambargo anlamına
gelmediğini, seçim tarihini sonuçta
TBMM'nın belirleyeceğini söyledi.
Protokolle Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in yetkilennın de ihlal
edilmediğinin altını çizen Keskin,
CHP'nin TBMM'nin çalışmalan
sırasında vergi yasa tasansı başta olmak
uzere birçok yasanın çıkmasına destek
vereceklerini belirtti. CHP Beşiktaş Ilçe
Örgütü. yaklaşık 2 aydır sürdürdüğü
"Güneydoğuya Vardım Kampanyasrnı
tamamJayarak Dıyarbakır ve Siirt'e 57
tonluk malzeme gönderdi. CHP Genel
Sekreteri Adnan Keskin, Istanbul
Milletvekili Mehmet Sevigen, tstanbul ll
Başkanı Etem Canlaırtaran, Siirt II
Başkanı Mervan Biiek'in de katıldığı
malzemelenn sevkıyat töreni dün CHP
ilçe binasının önünde gerçekleştirildi.
Törende bir konuşma yapan Adnan
Keskin, küreselleşme bahane edilerek
Türkiye'de sosyal devlet anlayışının iflas
ertirildiğini belirtti. Keskin. nüfiısun
yaklaşık 9 buçuk milyonunun açlık
sınınnın altında yaşadığına dikkat
çekerken böyle bir kampanyayla
dayanışma ruhunu yaşattıklan için CHP
Beşiktaş Ilçe Örgütü'ne teşekkür etti.
Kampanya kapsamında güneydoğuya 20
ton gıda, 100 adet özürlü arabası, 40 bin
500 adet giysi, 2430 çift ayakkabı, 200
kadın çantası, 9 bin kitap- defter, 550
oyuncak, 16 koli ilaç, 37 kolı çeşitli ev
malzemesi, 5 halı, 5 yatak, 1 TV 2 finn
gönderildi.
CHP Şişli İlçe Örgütü. Aslıtürk'ün volsuzlukiannuı üzerinin örtülmemesi ve bir an önce yargılanmak üzere Türkiye'ye getirtilmesi amacıyla afîşleme eylemi yaptL Beşiktaş ilçe
örgütü de, "Güneydogma Yardım KampanyasTnı tamamlayarak Diyarbakır ve Siirt'e 57 tonluk malzeme gönderdi. (Fotoğraflar: KUBİLAY TÜNTÜL)
CHP'li Sağlar'dan, Duran'ın cezaevine konmasma tepki: Taşlan bağlayıp itterf salmanm örneği
'Bilgi edinme hakkına vurulan darbe'ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-CHP İçel .Milletvekili
Fikri Sağlar. gazeteci Ragıp
Duran'ın cezaevine
konulmasını "'taşlan bağlavıp,
itleri salmanm tipik bir örneği'"
olarak değerlendirdı Sağlar,
"Duran'ın cezaevine
konulmasL, insanlığa ve çağa
karşı işlenmiş bir günah,
kamuoyunun bilgi edinme
hakkuıa ve basın özgüıiüğüne
vurulnıuş bir darbedir" dedi.
Sağlar, dün yaptığı yazılı
açıklamada, 2000'e 2 kala hâlâ
düşüncelerini açıkladıklan için
cezaev lerinin aydınlarla,
sanatçılarla. gazetecilerle
doldurulmak istendiği bir
ülkede çağdaşlıktan söz
edilemeyeceğini vurguladı.
Sağlar, "Avdımna, sanatçısına
her rürlü zulmü reva görüp
çetecileri, uyuşturucu
kaçakçılannu katliamcılan ve
devletin birçok kurumunu
yoisuziuk batağına
sürükkyerek kokuşturanlara,
Uluslararası Af Örgütü'nün 1997 raporunda 141 ulkedeki ihlallere yer verildi
İnsan haklan tüm dünyada çiğneniyorDış HaberlerServisi- Ulusla-
rarası Af Örgütü'nün yılhk ra-
porunda. pek çok ülkede hükü-
metlerin iktidan ellerinde tut-
mak ve azınlıfın ayncalıklan-
ru korumak için insan haklan-
nı çiğnediği vurgulandi. Rapor-
da. İnsan Haklan EvTensel Bil-
dirgesi'nin yayımlanmasırun
üzerinden 50 yıl geçmesine
rağmen baskı ve adaletsizliğin
yaygın olarak devam ettiği kay-
dedildi.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde-
lci insan haklan ihlalkrine yer
verilen raporda, Türkiye'de uy-
gulanmaya başlanan yeni gö-
zaltı yasası ve Rusya'daki ceza-
evi reformu arayışlan olumlu
gelişmeier olarak nitelendiril-
di. Raporda, Türkiyeüe 1997
yıJında 13 kişinin silahlı ayn-
lıkçı örgütler tarafından öldü-
rüldüğüne ve 20 kişinin yargı-
sız infaz kurbanı olduğuna yer
verildi. İnsan Haklan Eterneği
Genel Başkanı Akm Birdal'a
yönelik saldınnın kınandığı ra-
porda, beş kişinin de "kaybol-
duğıT belirtildi.
"Pek çok insan için, insan
haklan kâğıt üzerinde kalıyor"
diyen örgüt genel sekreteri Pi-
erre Sane, bazı hükümetlerin
insan Haklan Evrensel Bildir-
gesi"nin evrenselJik ve bölün-
mezlik ilkelerini çiğneyerek in-
san haklan ihlallerine gerekçe-
ler bulmaya kalkışmasının ye-
ni ve kaygı verici bir gelişme
olduğunu belirtti.
Uluslararası Af Örgütü'nün
raporunda, 1997yıhnda 141 ül-
kede yaşanan insan haklan ih-
lallerine yer verildi. Raporda,
insan haklan ihlalleri şöyle sı-
ralandı:
• 55 ülkede yargısız infaz,
• 31 ülkede "kayıp5
*,
• 117 ülkede işkence ve kö-
tü muamele,
• 87 ülkede düşünce suçlusu,
• 53 ülkede bir suç isnat et-
meden ya da yargılamadan tu-
tukJama ve gözaltı,
• 31 ülkede sivillerin silahlı
muhalif örgütler tarafından
keyfi ve kasıtlı biçimde öldü-
rülmesi, işkenceye uğraması ve
rehin ahnması olaylan.
Gerçek rakamlann söz konu-
su istatistiklerden daha yüksek
olduğunun vurgulandığı rapor-
da, dünyanın heryerinde insan
haklannın çiğnendiği belirtil-
di. 14 ülkede yüzlerce kişinin
cezaevlerinde işkence. tıbbi
olanaklann yetersizliği ve in-
sanlık dışı koşullar nedeniyle
öldüğüne dikkat çekilen rapor-
da, özelükle Güney ve Kuzey
Amerıka kıtalarında işkence,
körü muamele, kayıp ve yargı-
sız infaz olaylannın çok yaygın
olduğu bildirildi. Raporda, Kü-
ba cezaevlennde yüzlerce fikir
suçlusu bulunduğu bildirilirken
Avrupa'da güvenlik güçlerinin,
polisin ve devlet otoritelerinin
işkence ve kötü muamele uygu-
lamasının çok yaygın olduğu,
beş Avrupa ülkesinde işkence-
den ölümler gerçekleştiği be-
lirtildi.
çürütenlere kahraman
muamelesi yapan bir düzenin
2000'lerdeyeri olamaz" dedi.
Sağlar açıklamalannı şöyle
sürdürdü:
"Türkiye'yi ortaçağa
süriiklemek isteyen
tarikatlann, demokratik
gelişmemizi katleden devlet
içinde örgütlü suç
organizasyonlannın \e
ekonomiyi, siyaseti
mafyalaştıran odaklann
yönetiminde her gün çağından,
demokratik hukuk devleti
özleminden uzaklaştınlmak
istenen ülkemi/e Ragıp
Duran'lar değiL onu hapse
mahkûm edenler kötülük
etmektediıier. Ancak bu düzen
çatırdamaktadır. Gelecek, insan
haklanna savgılı, demokratik
hukuk devleti ükelerinin
egemen olduğu, aydınbk,
çağdaş ve 2000'lerin onurlu
Türkhesi'ni yaratma
mücadelesini verenlerin
olacaktır. Bu gidişi ne çeteler,
tarikatlar. demokrasi
düşmanlan ve onlann
hamiliğini yapanlar, ne de
onlann yedeğine düşmevi, insan
haklan ihlallerine sessiz
kalmayı içine sindirebilen sözde
'solcu" sözde "demokrat'lar
durduramavacakör."
NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Gİobalizm konusunda önce-
ki günkü yazımda, bu konuya
ertesi gün devam edeceğimi
belirtmiştim. Ancak. o gün Ra-
gıp Duran'ı Saray Cezaevi'ne
yolcu etme telaşı, böyle bır ya-
zıyı yazmamı engelledi. Size
verdiğim sözü bu nedenle bir
gün geç yerine getirebiliyorum.
• • •
Gİobalizm, yani yeni dünya
düzeni (YDD), özellikle emek-
yoğun yatınmların üçüncü dün-
ya ülkelerine kaydırılmasıyla
başlangıçta bir dınamizm ka-
zanmıştı. Ancak, bu ülkelerde
yakın zamanda ortaya çıkan
ekonomik kriz ve Batı'nın bu ül-
kelere dayattığı bazı ekonomik
ve siyasi zorlamalar, bu dına-
mizmin sanıldığı kadar kalıcı ol-
madığmı gösteriyor. Uçüncü
dünya ülkelerinde ışgücünün u-
cuz olması, uluslararası büyük
şirketlerin, bu yatırımları yap-
masının ana nedeniydi.
Son dönemde bu avantajın,
giderek dezavantaja dönüştü-
ğüne ilişkin yorumlar gündeme
Globalleşmeye Karşı, îşçi ve Aydın
geldi. Buna göre; geri ülkelere
yapılan yatınmlar, buralara ser-
maye akışını ve bu sermayenin
bir kısmının kalıcı olmasını sağ-
ladı. Geri ülkelere kaçan ser-
maye, Batı'da işşizliğin artma-
sına yol açan bir sonuç yarattı.
Batı'da yüzyıllann mücadele-
siyle kazanılmış haklannı kulla-
nan işçilerle, geri ülkelerde ise
ucuz ücretlerle çalışıp, doğru
dürüst hiçbir hakları olmayan
işçiler arasında bir kader bağı
oluştu.
Batılı işçiler, geri ülkelerdeki
işçilerin az ücret alıp, ağır sö-
mürü altında üretim yapmala-
nndan doğrudan zarar görme-
ye başladı. Çünkü, kendi ülke-
sinde bazı yatınmlara sırf emek
pahalı olduğu için son veriliyor-
du. İşte bu Batılı işçilerin geri
kalmış ülkelerdeki işçilerin du-
rumuna ilgi duymalannı bera-
berinde getirdi. Kendi düzenle-
ri bozulmuş yaşamlan zoriaş-
mtştı. Burada iki yol vardı. Bir
yol. Batı'da da ücretlerin düşü-
rülerek aradaki farkın kaldırıl-
masıydı. Bir diğer yol ise, geri
ülkelerdeki işçilerin de, gelişmiş
ülkelerdeki işçilerin gelir ve ola-
naklannı elde etmeleriydi. Batı-
lı işçiler, belli oranlarda hak kay-
bına uğradılar, ama temelde ka-
zandıklan birçok hakkı savuna-
bilecek örgütsel olanaklara ve
tecrübe birikimine sahiptiler.
Bu süreç içinde Batılı işçi sı-
nıfı geri ülkelerdeki sınıf kardeş-
lerine daha sıcak davranmaya
başladı. Kendi ülkelerinin hükü-
metlenne bu konuda baskı ya-
pıp, tavırdeğiştirmeleri yolunda
daha aktif davranış içine girdi.
Bugünlerde ABD'yi sarsan bel-
ki de yüzyılın en büyük işçi di-
renişi sayılacak ve 87.000 işçi-
yi ilgilendiren General Motors
grevi bu gelişmenin en belirgin
örneklerinden. Uluslararası işçi
dayanışması çok somut bir te-
melde gelişmesini sürdürdü.
Globalleşmeye karşı uluslara-
rası yeni bir dayanışma ortaya
çıktı. Artık bu dayanışma anın-
da derdini internet'le birbirine
aktaran çok dinamik bir süreci
de beraberinde getirdi. "Bütün
ülkelerin işçileri" şimdi daha
çok birieşebilecek bir temef
bulmuşlardı.
Sermayenin daha çok geri ül-
kelere kayması bu ülkelerin do-
ğal dengelerini de altüst etti.
Batı'da sağlanan birçok önlem,
geri ülkelerde gözardı edildi ve
doğa acımasızca yağmalandı.
Çevre alabildiğine yok edildi.
Yine bu ülkelere dayatılan vur-
guncu özelleştırme, işçilerin
sosyal haklarını, kazanılmış
mevzilerini hedef alan bir ça-
pulculuğa dönüştü.
Bütün bu süreç, artık sırf mil-
li sınırlar içinde kalmayan yeni
bir direnişin de temellerini oluş-
turuyor. En azından bu açıdan
yeni olanaklar doğdu. Çünkü
yağmalanan doğa, baskı altına
alınan geri ülkelerin emekçileri,
Batılıların kaderini de yakından
ilgilendirir bir hale geldi. Çevre,
insan hakları, demokrasi, siya-
si özgürlükler, emekçilerin in-
sanca yaşam için yürüttüğü
mücadele, globalleşmeye kar-
şı dünyanın gündemine gelip
oturdu.
Evrensel hedefler için emek-
çilerin birlik ihtiyacı ön plana
çıktı. Burada bir noktaya daha
dikkat çekmek gerekir. Endo-
nezya ve Güney Kore örneğin-
de görüldüğü gibi, gençler ve
aydınlar, tepkinin ortaya çıkma-
sında olağanüstü bir ro\ oyna-
dılar, onları hiç beklenmedik
oranda bir işçi hareketi destek-
ledi. Siyasi özgürlükler için mü-
cadele bugün emekçilerin ve
aydınlann sırtına binmiş durum-
da. Böyle bir mücadele ise, an-
cak dünya emekçilerinin daya-
nışmasını da hedefleyen enter-
nasyonalist yeni bir ruhla
yürütülebilir.
PERŞEMBE
ORJHAN BURSALI
Kilise
Avrupa'da programlı ve sistemli turistik geziler-
de özellikle kiliseler -önerilen gezi programları için-
de de- kişisel keşiflerde önemli bir yer tutar. Bu-
nun nedeni, devasa mimari yapılannın yanı sıra, ki-
liselerin geçmişteki toplumsal rollerinın önemidir.
Bu konuda ilk ciddi deneyimimi yıllar önce Ital-
ya'da yaşamış ve ayaklarıma karasular inmesine
rağmen, Avrupa'da büyük toplumsal dönüşümle-
ri başlatan düşüncelerin yaşayan kalıntılarının izin-
de yürümekten, kitaplardan tanıdığım büyük sa-
natçıların o kilisenin duvarında, bu kilisenin tava-
nındaki resimlerini ve heykellerini seyretmekten
mutlu olmuştum.
Bir başka ülkeye benzer ikinci gezıde ise daha
seçiciydim ve daha az kilise gezmiştim. Sonraki
gezilerimde doygunluğun ötesınde bir boğulma
duygusu içinde kilise görmek istemedim.
Son gezimde Paris'te de kilise görmeye nıyetim
yoktu. Adı Notre Dame olsa bıle. Ama üç gün bo-
yunca kaldığım otelin penceresinden bakışıp du-
runca, dayanamadım.
Arkasından yine yakındaki bir başka büyük kili-
seye daha girdim.
Tarihçilerine göre. zamanın güçlü kiliseleriydiler.
Güçlü kilise demek, tarihinde din adına toplu-
ma kan kusturdu, demektı.
Güçlü kiliseler, engızisyonların merkezleriydi; bir
yandan din adına parayla cennetten arsalar dağı-
tırken, kuşkulu görülen herkesin -başta, cadı ilan
edilen kadınlar olmak üzere-öldürülmesini vaaz e-
derdi.
(Dinlerin hemen hepsinin, söz birliği etmişçesi-
ne kadınları böylesıne dışlamalan ve insan dışı ya-
ratıklar olarak görmeleri rastlantı olmasa gerek!)
Halk, devrim sırasında Fransa'daki "güçlü kili-
seleri" basacak ve güçlerini sıfıra indirecekti!
• • •
Büyük ve iddialı kiliselerin yapılan, devasa ha-
cimlerine rağmen kasvet ve karanlığı ön planda tu-
tariar.
Günışığını içeriye sokmazlar; ışık içeriye nere-
deyse kaçak sızar!
Sanırım, beni kıliselerden bezdiren nokta, geç-
mişteki kötü şöhretlerinin yanı sıra, miman özel-
likleriyle de ınsanları korkutmak gibi birgörev üst-
lenmiş olmalarıydı.
Bu nedenle, mimari olarak en harika kilisenin bi-
le -Gaudi'nin Barselona'daki Sagrade Familia'sı
dışında- benim için bir anlam taşımadığını fark et-
tim son gezide.
Gaudi'ninkı en eğlencelisı ve insanisiydi.
Gaudi taşı toprağı nakış gibi, çocuk kumda oy-
nar gibi ışlemeye koyulmuş ve insanın yaratıcılığı-
nı ve yüceliğinı ön planda tutmuştu. (Gaudi, bu kı-
liseyi tamamlayamadan ölmüştü; sanırım yüz yıl
daha yaşasaydı bile kilisesini asla tamamlayama-
yacaktı!)
Klasik dev kiliseler ise sanki "Tannnın kullartnı"
ezmek amacıyla ınşa edilmişlerdi.
ANAP'tan iki istifa
DYP'den çengel
operasyomı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Başbakan
Mesut Yılmaz'a yakınlı-
ğıylabılınen Bursa Millet-
vekili İbrahim Yazıcı ıle
Giresun Milletvekili Ra-
sim Zaimoğlu'nun ıstifa-
lan şaşkınlık yarattı. Istifa-
lar, TBMM kulislerınde
DYP'nin hükümete çengel
operasyonu olarak nıtelen-
dirilirken DTP'den de isti-
falar olabileceği ifade
edildi. ANAP kulislerinde
ise istifalann örgüt kavga-
smdan kaynaklandığı. mıl-
letvekillerinin Mesut Yıl-
maz'dan aradıklan deste-
ği bulamamalan nedenıy-
fe istifa ettikleri dile geti-
nldi.
Başbakan Yılmaz ile
CHP lideri Deniz Bavkal
arasında vanlan seçim uz-
laşmasının ardından TB-
MM'de milletvekili hare-
keti yoğunlaştı. Metin Işık
ile Kubüav Uygun
DTP'den istifa etti Işık,
DYP'ye geçerken bağınv
sızmilletvekıllen AliCoş-
kun ıleCemilÇiçekFP've
katıldı. Dün öğleden son-
ra ise ANAP'tan iki millet-
vekili istifa etti. TBMM
kulislerinde. Zaımoğlu ve
Yazıcfnın öncekı gün
DYP Genel Başkanı Tan-
su Çiller'le görüştükleri id-
dıa edıldı. Zaımoğlu ise
herhangi bir partiye geç-
meyeceklenni belirtti.
ÂNAP kulislerinde ise
Zaimoğlu'nun ilçesi Tıre-
bolu'da kongre kaybettıği.
il kongresinde ada> çıkar-
madığı, ancak Devlet Ba-
kanı Burhan Kara'nın
tavn nedeniyle kendisine
konuşma hakkı bile veril-
mediği ileri sürüldü. AVTII
şekilde tbrahim Yazıcı'nm
da seçim bölgesi Bursa'da
il başkamyla kavgalı oldu-
ğu ve kongre kaybettiği
belirtildi. Milletvekilleri-
nin Başbakan Yılmaz'dan
da aradıklan desteği bula-
madıklan, bu nedenle de
istifa ettikleri kaydedildi.
Yazıcı ve Zaimoğlu'nun
istifalanyla ANAP'ınpar-
lamentodaki sandalye sa-
yısı 138'e düşerken ba-
ğımsız mılletvekıllennın
sayısı 14'e yükseldi.
Cindoruktan koalisyona tehdit
^Hükümetten
çekilebiliriz9
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - DTP Genel
Başkanı Hüsamettin Cin-
doruk anayasaya. hukuka
ve teamüllere aykın olarak
nıtelendirdiği Başbakan
Mesut Ytlmaz ıle CHP li-
deri Deniz Baykal arasın-
daki uzlaşmayı yetkilı ku-
rullannda değerlendıre-
ceklennı ve gerekli görür-
lerse hükümetten çekilebı-
leceklenni söyledi. Cındo-
ruk, panısının Meclıs grup
toplantısında yaptığı ko-
nuşmada. kendilenne ile-
tilen Yılmaz-Baykal ara-
sındaki uzlaşma protoko-
lünü dikkatle inceleme>e
devam ettiklerini sövledi.
Başkanlık Divanı'ndan
sonra Meclis grubunda da
könuyu değerlendirecekle-
rini belirten Cindoruk, bu
uzlaşmayı içlerine sindire-
mediklerini belirtti.
Cindoruk, uzlaşma mu-
tabakatı gibi yazılı belgele-
nn anayasaya. hukuka ve
teamüllere uvgun olması
\e hükümeti hedefine bi-
raz daha vaklaştırması ge-
rektiğini söyledi. Koalis-
yon hükümetinin seçim
değil çözüm hükümeti ola-
rak kurulduğunu kaydeden
Cindoruk. ıkı liderin Mec-
lıs gündemıni belırleme
yetkıleri bulunmadığına
dikkat çekerek, "Bize so-
rulmama nezaketsizliğini
bir yana bırakarak Meclis
yetkUerini aşma girişimini
kabuUenmediğimi ifade et-
mek istiyorum. Eski bir
Meclis başkanı olarak söy-
Imorum. Bu çeşit uzlaşma-
lar kahlaşma ortava çıka-
rır. Meclis çalışmalannı
zorlaşhnr. Bövle birdav at-
manın Meclis'i çalıştıraca-
ğma inanmıyorum" dedi.
Cindoruk dün akşam da
Kanal 6'da katıldığı bir te-
levizyon programmda "Bu
hükümet bitmiştir" dedi.