Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 HAZİRAN 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı: Batı'yı örnek alıp yeniden umut kaynağı olmalıyız
'Sosyal demokratlar yenflenmelftstanbul Haber Servisi -
Dünyada ve Türkiye'de sos-
yal demokrasiyi iktidara ta-
şıyacak biriklim bulundugi1
belirtilerek. Türkiye'de sos-
yal demokrat partilerin bu
iklimden yararlanabilmesi
için Batı'daki örnekleri gibi
hücrelerine kadar yenilen-
mesi gerektiği vurgulandı.
Sosyal demokrasinin tarih-
sel misyonunun ekonomik
ve toplumsal eşitsizlikler-
den bunalan kitleler için u-
mut kaynagı haline gelmek
olduğu da anımsatılarak sos-
yal demokrasinin boşalttığı
alanın radikal ve dinci sağın
gelişmesine uygun ortam
yarattığı savunuldu.
Türkiye Sosyal Ekono-
mik Siyasal Araştırmalar
Vakfı'nın (TÜSES), Türki-
ye'de sosyal demokrasinin
yaşamakta olduğu sorunlar
ve çözüm önerilerine ilişkin
görüşleri, dün Armada O-
tel'de düzenlenen toplantıda
Başkan Prof. Dr. Taner
Berksoy tarafından kamu-
oyuna duyuruldu.
Prof. Dr. Taner Berksoy,
sosyal demokrasinin güç ve
sarsıntılı bir dönemden son-
ra, bugün kitleleri yeniden
harekete geçirecek güce u-
laştığını, bunun en iyi örneklerinin Ba-
tı Avrupa ülkeleri ile Güney Kore. En-
donezya, Brezilya gibi gelişmekte olan
ülkelerde görüldüğünü söyledi.
FransızSosyalistPartisi'nin 1996'da,
Ingiliz Işçi Partisi'nin 1997'deki başa-
nlannın ardından. Almanya'da sonba-
harda yapilacak seçimleri sosyal de-
mokrat partinin kazanmasına kesin gö-
züyle bakildığını ifade eden Berksoy,
Batı'da sosyal demokrat partileri başa-
nya götüren ortak noktalan şöyle açık-
ladı:
T Ü S E S ' t e n C H P ' y e m e s a j l a r
Politik kısırlığa tepki atağı
TUSES, Erdal inönü za-
manında kunıldu.
LEYLA TAVŞANOĞLU
Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar
VaktVnm (TÜSES) dün sabah Armada OtePde
düzenlediği toplantıda, sosyal demokrasinin bugün
içinde bulundugu siyasi kısırlığı eleştirmesi, CHP'ye
çok ciddi bir mesaj niteliği taşıyor. CHP yönetiminin,
zeminin ayağınm altından kaymaması için hiçbir
"projeksiyon üretnıemesi ve vizyonsuziuğu'*, Erdal
tnönü'nün SHP liderliği döneminde kurulan ve İnönü
yönetiminin çalışmalartndan çok yarariandığı TÜSES
yöneticilerini derin derin kaygılandınyor. TUSES
Başkanı Prof. Taner Berksoy'un "sosyal demokrat ve
demokratik sol partflere" uyan ve çağn konuşması,
aslında CHP yönetimine dönük görülüyor. Bunun
üzerine biz de Berksoy'a şöyle bir soru yönelttik:
"TÜSES, Erdal tnönü'nün Ikterliğindeki SHP
döneminde kuruldu. Vakfin SHP'yle adeta organik bir
bagı vardı. Bugün, tabir caizse, arnk bir yol ayrunına mı
gettndi?'' Berksov gülerek şu yanıtı verdi: "Hayır.
TÜSES yol a> nmına gelmedi. Biz siyasi parti değfl. bir
think-tank'ız (düsünce ürerme kuruluşu). Btzim SHP'yle
asknda pek de organik bir bağınuz yoktu. Sa> ın tnönü.
TÜSES'ten epe\ce yararlandı. Bu dönemde ise yoUar
aynlmadı, ama geniştedi." Bu sözlerle Prof. Berksoy
anlaşılan, Deniz Baykal yönetiminin TÜSES'ın
çalışmalanndan hiçbir biçimde yaraıianmadığı mesajını
veriyordu. Burada. TÜSES Yönetim Kurulu üyesi Necat
Erder söz alarak CHP'nin TÜSES'in çahşmalanyla hiç
ilgilenmediğine şu cümlelerle açıkhk getirdi: "Bfcûç
alan araşhrması yaptık. Şimdi 4'sünü yapıyoruz.
Buniardan birini sosyal demokrat tabana yöneittik. 2
kitap vavımladıL 5 work-shop umettik. İki sosyal
demokrat partinin ikisi de bu çalışmalannuzı gündeme
almadı. Ama ilyinçtir. Hüsamettin Cindoruk'un DTP'si
ve Banş Partisi bizden sonuç istedL Bizim şikâyetimiz bu.
Ha> kınşlanmı/ bundan kav naklanıjor." "Yöksa sosyal
demokrat lidetier, veıierinden olmamak için mi bu kadar
vizyonsuz ve projeksiyonsuzlar? Onun için mi zeminin
ayâklannın altından kaymanıasına özen gösteriyoriar?"
TÜSES yöneticileri diyorlar ki: 'Zemin, gittikçe daralan.
ilketerden kayan, dar alardara sıkışan, > dgın, umudu
kınk bir zemin. Bugün yü/de 45 karamz bir zemin. Biz
onlan karariı hale getirebilmek için çakşıyoruz." tyi de
bugün için askeri bürokrasinin çok daha vizyonlu olduğu
görülüyor. Ingiltere ve Fransa'da süreç uzun olduğuna
göre daha bir 10 yıl askeri bürokrasi gücü elinde mi
bulunduracak? Prof. Berksoy yanıt veriyor: "Ciddi
götürebiürsek 10 yıl sürmez. Süreç İngiltere'deki kadar
uzun oimaz. Çünkü Türk tophımu degişken. dinamik bir
toplum." TÜSES yöneticilerinin özenle üzerinde
durduklan ve verdikleri mesajın çarpıtılmaması içm
yineledikieri nokta da şu: "Bfa birshasi partiye alternaiif
üretmek için değil, düşünce, poKtika üretmek için vanz."
• Bu partilerin hepsinde, 1980'liyıl-
lar ve 1990"lann ilk yansında uzun bir
arayış dönemi yaşandı ve bu çabanın
ana hedefi sosyal demokrasinin tarih-
sel-evrensel ilkelerinden uzaklaşma-
dan, neo-Iiberal rüzgâra teslim olma-
dan geniş kitlelerin sorunlanna ve ge-
reksinimlerine sahip çıkarak gerçekçi
strateji ve politikalar üretmekti.
• Arayış döneminde özgür bir tartış-
ma ortamının yaratılmasına ve parti içi
demokrasinin tam olarak işletilmesine
özen gösterildi.
• Parti örgütlerinde yeniden yapılan-
malara gidildi \e bu süreçte tüm parti-
lerde liderler ve yönetici kadrolar değiş-
ti.
• Stratejilerin oluşturulması yalnız-
ca parti örgütlerinin sorunu olarak algı-
lanmadı: ilgili tüm sivil toplum kuruluş-
lannın aktif katılımı sağlandı.
Hücrelerine kadar yenilenmeli
TÜSES Başkanı Prof. Berksoy, Tür-
kiye"de sosyal demokrat ya da demok-
ratik sol partilerin, siyasetin genel tıka-
nıklığından etkilenerek sosyal demok-
rat politikalar üretemediğine dikkat
çekti. Berksoy, sosyal demokratlann ta-
banda bıraktığı alanın dinci ve radikal
sağ partilerce, siyasetteki boşluğun da
isim vermeden ordu tarafından doldu-
rulduğunu anlattı.
Sosyal demokrat hareketin siyasal ik-
tidann başansızlığını eleştirerek. kısa
dönemli taktikler geliştirerek ve söyle-
mini siyasal konjonktürün ön plana çı-
kardığı laiklik eksenine oturtarak güç-
lenemeyeceginin ortaya çıktığını ifade
eden Berksoy, şu uyanda bu-
lundu: "Bu tür yaklaşımlar,
Türkiye'de sosyal demokrasi-
yi, toplumsal destegi giderek
zayıflayan, sivil toplum kuru-
luşlanndan ve düşünce odak-
lanndan uzaklaşan dar bir
kadro hareketine dönüşrüre-
biür."
'Siyaset projesi üretmeir
Prof. Berksoy, Türkiye'de
sosyal demokrat partilerin
bozuk gelir dağılımından
yüksek işsizlik ve faili meç-
hul cinayetlere, devlet içinde-
ki çeteleşmeye kadar tüm so-
mut sorunlan ve çözüm öne-
rilerini bir siyaset projesi ola-
rak sunmak zorunda oldukla-
nnı belirtti. Berksoy şöyle de-
vam etti:
"Türkiye'de sosyal demok-
ratlann yapacağı en önemli iş,
Türkiye'nin değişen dünya
koşullannda başanlı bir ülke
olmasını sağlamakiçin izlene-
cek politikalar içinde, bir sos-
yal demokrat seçeneğin bu-
İunduğunu karutlamak ve bu-
nu ortaya çıkarmaktır. Sosyal
dcmokrasi. ancak o zaman,
ekonomik ve toplumsal eşit-
sizliklerden bunalan kitleler
için bir umut kaynağı olabilir.
Sosyal demokrasinin tarihsel
misyonu budur; kendi doğal
tabanına da ancak böyle ulaşabilir."
TÜSES Başkanı Prof. Berksoy, sos-
yal demokratlann Türkiye'nin yapısal
sorunlanna çözüm önerilerini içeren,
gerçekçi ve inandıncı bir toplumsal
projeyle ortaya çıkmalan ve ezilen bu-
nalan kitleleri harekete geçirecek bir
dalga yaratmalan gerektiğini vurgula-
dı.
Berksoy, böyle bir projenin, kendisi-
ni sosyal demokrat, sosyalist, demokra-
tik sol olarak niteleyen tüm kesimlerin
katkısını gerektireceğini kaydetti.
Samandağ
faili
meçhul
yatağı
ANTAKYA / SAMAN-
DAĞ (Cumhuriyet) - Eski
DEP llçe Başkanı Mehmet
Latifeci ile babası Yahya La-
tifeci'yı 1995 yılında "öldür-
mekten yargılanan Behçet,
Şevki ve Fikret Karaagaçlı
kardeşlerin son durusmala-
nnda, "Bu adü vaka defil. Bi-
ziazmettirdiler. Bu birçete işi-
dir. Susuriuk'un uzanosıdır"
yolundaki ifadelen. dikkatle-
ri Samandağ ve çevresinde
faili meçhul olaylara çekti.
Olayla ilgileri olduğu öne sü-
rülen müftü Kadir Kıbç'ın
otomobilinin kundaklandığı,
NaciKoza'nın petrol istasyo-
nuna roketatar saldınsında
bulunulduğu belirlendi.
1995 Eylülü'nde Seldiren
köyündeki maden ocağına
düzenlenen baskında Musta-
fa Kay gısız. Alaattin Gören.
Mustafa Yurtsever, Halü Ce-
ren. Mithat Yümaz, Orhan
Kahraman, Veysel Yddız ve
Yasar Adam'ın öldürülme-
sinden sonra, yetkililerin ade-
ta cinayetlerin kapanması için
ağız birliği ettiğini öne süren
Seldiren muhtan Ahmet
Kahraman'ın o günlerde
yaptığı açıklamalar dikkat
çekmişti.
Yağlıca beldesinden Yasar
Aslan. Dev-Sol davasından
yargılanıp Malatya Ceza-
evi'nde yattıktan sonra geldi-
ği Samandağ'da öldürülmüş-
tü. Yetkililerin. "Çıkan çaöş-
mada öldü" dedıkleri As-
lan'ın babasının, oğlunun eve
gelmesinden 3 gün sonra öl-
dürülmesinin düşündürücü
olduğunu. üstelik başındaki
kurşunun yakından sıkılmış
olmasının bir çatışma sonucu
ölmediğinin kanıtı sayılması-
na dikkat çekmesi de cinaye-
tm aydınlatılmasına katkı
sağlamamıştı.
Gazetemize faksla açıkla-
ma gönderen Naci Koza. Ka-
raağaçlı kardeşler ile hiçbir
ilgisi olmadığını, sadece aynı
bölgede oturdukları için ta-
nıştıklannı, söylenenlerin bir
iftira ve adaleti yanıltmaktan
başka amacı olmayan sözler
olduğunu öne sürdü.
Araban'da görev yapan
müftü Kadir Kılıç ise görev i
sırasında Sutaşı beldesine sık
sık gittiğini ve petrolcü Naci
ICoza ile arkadaş olduğunu
doğruladı. Karaagaçlı kar-
deşlerin hedefi olduğu öne
sürülen Talat Oruç. Saman-
iağ Emniyeti'nde görevli Ne-
cati EryoL Ahmet Şahin, Fer-
hat Karabıyık. Gamizon Ko-
•nutanlığı'nda görevli Vedat
Ergin. Namık Kurtve uzman
;a\ uş Hasan ile eski Saman-
iağ Müftüsü Kadir Kılıç ve
petrolcü Naci Koza hakkında
savcılığa suç duyurusunda
bulundu.
ULUSURHRASI
İSTANBUI
HOZİK FtSTİVALİ
• • / * .
"Yirmialtıncı eser"...
Kültür, sanat ve zamanın
ortak eseridir Istanbul Festivalleri.
Bu eserin yirmialtıncısının
dünyaya sunuluşunu alkışlıyor,
bize Istanbul'u duyarlılıkla dinleten
Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı'na
teşekkür ediyoruz.
l|IEczacıbaşı
26 yıl önce Istanbul Festivalleri'nin temelini atan
Dr. Nejat F. Eczacıbaşı'nın, Topluluğumuzun kurucusu olması bize gurur veriyor.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER K1ŞLALI
İki Güzel Siyasetçi
Bir zamanlar "Çirkin Amerikaıı" lafı çok kullanılırdı.
O sözcüklerle anlatılmak istenen de, ABD'nin "emper-
yalist" yüzüydü. Oysa bir de "Güzel Amenkalı" vardı.
iyi niyetli, yardımsever. yabancıya sevecen... ve de
-gerektiğinde- kendi toplumunu. kendi ülkesinı "en
acımasızca" eleştirmekten kaçınmayan bir Amenkalı.
Üstelik de ortalama Amerikalı daha çok bu ıkıncısıne
yakındı.
Günümüzde "Çirkin Amerikairnmyeriru "Çirkınpo-
litikacı"aldı.
Kişisel çıkannı her şeyin önüne geçırmiş... Burnu-
nun ucundaki tehlikeyı bıle görmekten aciz... Sıyase-
tide demokrasiyi deyozlaştıran... Sivillere yönelik "çok
tehlikeli" bir güvensizlığin baş sorumlusu. Parlamen-
todaki saygınlık yoksunluğunun bir numaralı nedenı.
Ama bütün siyasetçıler öyle değil kı!
"Güzel siyasetçıler" de vurgulanmalı ki, çirkınlerin
çirkinliği daha da sırrtsın... Ve güzelin çekiciliği de art-
sın!
Güzel siyasetçinin ikı örneği benim kafamda çok
güncel: Mümtaz Soysal ve Murat Karayalçın.
• • •
Mümtaz Soysal'ı "güzel" yapan, sadece düşünce
çizgisindeki tutarlılık değıl... Sadece büyük birikimi, iyi
biçimlenmiş kafası ve kendini anlatmadakı ustalığı de-
ğil. inandığı yolda yalpalamadan yürümesi de değil...
Inancı ve tutarlılığı. üretkenlik ve savaşımcılıkla bü-
tünleştirmesi.
Isteralkışlayın, isterkızın... "S/racf/ş/"birdışişleriba-
kanlığı yaptı. ınançlanndan ödün vermedi. Ve odün-
süz çizgisini DSP içinde de sürdürdü. Ya ödün ya ön-
der ile kavga noktasına gelmdığinde de TBMM Grup
Başkanvekilliği görevıni onurlu bir biçimde bıraktı.
Hükümette yer almayı en çok hak eden isımlerden
biriydi. Yeterince uysal olmadığı ıçın dtşlandı... Ama
küsmedi.
Yeni dünya düzeninın. yenı mandacılığın dayattığı
"özelleştirme isterısi"ne karşı savaşımını sürdürdü.
Tüm Cumhuriyet dönemi birikimlerinin ıç ya da dış çı-
kar çevrelerine "peşkeş" çekilmesıne karşı bayrak ol-
du.
Hukuk ya da "ulusal çıkar" dışı özelleştirmelerin kar^
şısında set oluşturdu. »î
Fransa'da "Ermeni tasarısı" gündeme geldi. Grttfc-
tek kişilik ordu gibi savaştı. ;
Gün oldu Fethullah Hoca konusu gündeme geldj»
Partisinin grubunda kürsüye çıktı. *
- "Tarikatın iyisi kötüsü olmaz!"
Gün oldu partisinin yapısını da eleştırdı. Ama olayı
kişiselleştırmeyerek ve çıkış yolunu göstererek:
- "CHP bitinldı. DSP, Cumhuriyetı kurmuş olan g&
leneği çağa taşıyabilecek bir partıdir. Bıryanda örgüt
yaygınlaşmasına karşılık, bunun hızip kavgalanna çe£
çeve oluşturması var. DSP'de ise parti kuruculan EcS-
vit ve eşinde, geçmışte sutten ağızlan yandığı ıçın yo-
ğurdu üfleyerek yeme anlayışı var. Sol parti kıtle par-
tisi olmalıdır. Yalnız mülkı taksımata göre orgutlenrrje
değil, fabrikalarda. sendikalarda da uzantısı olmalıdır*
• • •
Murat Karayalçın çok başanlı bir kooperatifçı idl
Çok başanlı bir beledıye başkanı oldu. Devam etsey^-
di seçimi gene kazanırdı. Başladığı büyük projelerı bh-
tirir ve Ankara'ya damgasmı vururdu.
Er ya da geç heykelini dikerlerdi.
Ama parti genel başkanlığı veTBMM ona daha çe-
kıci geldi. Başarısını. yenı görevierınde yıneleyemedi.
Yıprandı. Ve Baykal hızibı, büyük olasılıkla seçıleme-
yeceğini düşünerek. kendisinı Samsun'dan aday gös-
terdi.
Yüksünmedi. Kollan sıvadı... Seçildi.
CHP içi muhalefet "hedef" olarak Baykal'ı seçerken,
o üretken. uzun coluklu, geleceğe dönük bir taban ha-
reketini başlattı. Sabırta, iğne ile kuyu kazarcasına.
Kışilerle uğraşmadı. Birılerıni eleştirerek. kötüleye-
rek bir yerlere gelme düşüncesinde olmadı. Bireysel-
liği toplumsallığa, kısırçekışmelen üretkenlığe dönüş-
türerek tıkanıklıkları açmaya çalıştı.
Yurdun çeşitli yörelerınde, temel sorunlar üzennde
"düşünce atölyelen" oluşturdu. Her atölyede en çok
30 katılımcı çalıştı. Tasanmlar ortaya çıktı.
ikinci aşamada bu tasanmlar genış bir değerlendir-
me kurulunca ele alındı. Şimdı sıra sonuçlann Türkiye
Sosyal Demokratlar Konferansı'nda tartışılmasında.
Amaç, Atatürk dönemıne damgasmı vurmuş Köy
Enstitüleri gıbı Halkevlerı gibi tasanmların benzerlerı-
ni yaratmak. Yani 21. yüzythnTürkıyesi'ne heyecan ve-
recek yeni çözümler, kurumlar üretmek.
Ne diyor Murat Karayalçın:
- "Kişı kavgalan, kadro mücadeleleh, sorunlan çö-
zeceğiumulan olay beklentıleh, •rüzgârın arkaya alın-
ması' gibi meteorolojik umutlarartık tumüyle bırakıl-
malıdır."
• • •
Mümtaz Soysal... Murat Karayalçın...
İki isim, iki resim... Kışilıklerı farklı, çızgileri farkh.
Beğenirsiniz. beğenmezsiniz... Ama ıkisinın de
"doğru örnek" olduklannı kabul etmek zorundasınız-
dır.
Çirkinlerin çirkinliklerini vurgulamalı. Güzellerin de
güzelliklerini!
Çirkini azaltmanın, güzelı çoğaltmanın, ne yazık kı
çok fazla yolu yok.
Akademik Etik sorunlar Paneli
'Bilimsel araştırmada
korsanlık çoğaldı'
Istanbul Haber Ser\isi -
Akademik etik sorunlann
tartışıldığı panelde bilim
adamlan. bilimsel korsan-
lığın ve bilgileri çalma gi-
bi eylemlerin çoğaldığın-
dan yakındılar.
Bilim adamlan, bu alan-
da öğretim üyelerinin öğ-
rencilerine ait özgün çalış-
malan, konferanslarda bil-
diri olarak sunmalan. baş-
ka bir araştırmadan aldıkla-
n cümleleri ifadeleri değiş-
tirerek sahiplenmeleri \ç
kendi tezlerini kanıtlamak
uğruna verilerin, işlerine
yarayacak bölümlerini al-
malan gibi sorunlann >a-
şandığına dikkat çektiler.
Üniversite Öğretim Üye-
leri Derneği'nin düzenledı-
ği "Akademik Etik Sorun-
lar ve Çözüm Önerileri Pa-
neli" İTÜ Taşkışla Kampu-
su'ndadünyapıldı. İTÜ lv
letme Fakültesi Öğretim
Üyesi Prof. Ümit Şens-
sen'in yönettiği panele ko-
nuşmacı olarak. Marmara
Üniversitesi (MÜ), Güzel
Sanatlar Fakültesi Öğ
Üyesi Prof. İsmail Tunah.
MÜ Hukuk Fakültesi Öğ-
retim Üyesi Doç. Abdullah
Dinçkol, Istanbul Tabip
Odası Başkanı Prof. Orhan
Anoğul. İTÜ Elektrik-
Elektronik Fakültesi Öğre-
tim Üyesi Prof. UğurÇilin-
giroğlu vc İTÜ İnşaat Fa-
kültesi Öğretim Ü\eM Prof.
Nahit Kumbas.ır katıldı.
Prof. Uğur Çilingiroğlu.
etik sistemlerle uvumlu
olabilmek için "bilimsel
dürüstlük. itina ve dikkat,
çalışmaların kamuoyuna ve
eleştirilere açıklığı, araştıp-
macılara hak ettikieri kre-
dilerin \erilmesi, bağımsız-
lık, kamusal sorumluluk"
gibi ilkeleri gözetmek ge-
rektiğini söyledi.
Prof. Orhan Anoğul da
bazı araştırmacılann kendi
tezlerini kanıtlamak uğru-
na verileri saptırdıklarını.
kendi tezlerine uygun ol-
mayan verileri görmezden
geldiklenni söyledi.
Prof. İsmail Tunah da
"ras>onel olanın etik olan"
olduğunu bclirm.