Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 HAZİRAN 1998 PAZARTESİ
4 HABERLER
ODTÜ'yü işgal eden öğrencilerle güvenlik güçleri arasındaki çatışmada
yakalanan YusujAslan, götürülürken arkadaşlanna eylem çağrısı yapar
'Geri dönmezsek silahlanın'• • çlü Amfî'de işgalin tartışıldı-
~JT I ğı toplmtıda Sinan Cemgil
I I özetle sunları söyler: "Üni-
V_ y versiteyı işgal için verdiğimiz
karar beüi Idşileriııdeğil çoğunluğun ka-
randır. Vöneticiler vaşlılıklan sebebiyle
esneklik kabitiyetltrini ka> bettikkri için
meselelerimizi değerlendiremiyorlar.
Dün Amerikan iisii dediğimiz rektör-
lük binasını işgal efik. Bıı işgaldevam et-
melidir. Miicadelexıizi toplumun diğer
sınıflarına da anlatmauyız. Bugün Ame-
rikan üssü işgalaltiBdadır. Amerikan cel-
iadımn arabasını yakanlar önce ihbar
edildi ama sonra oıiara hak verildi. Ge-
çen forumda, 'Silailanıp Kazılay'a ıne-
lım' dediler ve böve bildiriler dağıttılar.
Biz silahlanırsak Kı/ılav 'a inmeviz. Ne-
reye gjdeceğimizi iyi biliriz. Demokrasi-
yi savunmak için >iptığım« miicadeleye
duvar gibi karşı çıkanlar var. Bu duvar-
lan yıkıp geçeceğiz. ^ ılnıadığımıa ve bir
şaki grubu olmadıpnuzı kabul ettirme-
liyiz, bu da ancak eylemle olur. İşgal de-
vam etmelidir. L'nıversiteyi istediğimiz
zaman biz kapatır. biz açanz." Daha son-
ra aynı paraleîde koiuşmalaryapılır. Oy-
lamaya geçilecegı sırada, işgal \e boy-
kotun süresiz devam etmesini, salı günü
bıtmesini, cuma gûnü bitmesini öngören
üç önerge verilir. Öice "'süresiz boykot*
önergesi reddedilir Daha sonra dıger ı-
ki önerge oylanır \t "akademik konsey
kararına boyun eğümediğini ispat" ge-
rekçesı ile işgal \e boykota akademık
konseyin koydugu süreden sonra. yani
15 Nisan Salı günüson verilmesini ıste-
yen önerge pek az air farkla kabul edı-
lir.
ÖĞRENCİLER ARASINDAN
SEÇILEN GEIMÇ REKTÖR
ODTC "yü işgal eden ögrenciler. oku-
lun normal çalışmasıni sürdürebilmek
için çaba gösterir. fki bine
yakın öğrencı ögrenımle-
rini sürdürmeli, yemek yi-
yebilmelidir. Işgalin yapıl-
dığı \e Kurdaşın rektör-
lükten uzaklaştığı gûn. öğ-
renciler. Tuncay Çelen'i
temsılı olarak rektör seçer.
Tuncay Çelen. bu konuda
şunlan söylemiştir:
U
OD-
TÜ'yii işgal ettik. Beni rek-
tör seçtiler. 4. smıflar 3. sı-
nıflara, 3. smıflar 2. sınıfla-
ra, 2. sınıf öğrencileri de 1.
sınıf öğrencilerine ders ve-
receklerdi. DersIeriODTÜ
asistanlan ile birlikte vere-
cekrik. ODTÜ'yü 1 hafta
biz yönettik" ODTÜ SFK
yöneticilerinden Neşe Er-
dilek de, bu konuda şunla-
n anlatmıştır. "ODTÜ'yü
işgal edip. 1 hafta bizim yö-
netiminîizde kaldıktan
sonra "halka açık ünıversi-
teyapalım' diyekarar ver-
dik- Otobüslerle halkı OD-
TÜ'ye getirip değişik konu-
larda bilgilerverelim. öğre-
tim göre\ lilerine rica ede-
lim ODTÜ'de çeşitli ders-
ler versinler. Fransa'da Pa-
ris Üniversitesi'nde öğren-
cilcr çeşitli dersler veriyor-
lardı. Onlardan örnek ala-
rak neler yapabiliriz diye
tartıştık. Bunu ben. gittim.
heyecanla hemen babama
anlattım. Babamla otur-
duk uzun uzun konuştuk
VŞ^^*3
?^!?^5
^
1 Emniyet kuvvetlerinin ODTÜ'yü
basarak işgali kırması çeşitli
kurum ve kuruluşlar tarafından
yoğun tepkiyle karşılanır. Olayla
ilgili olarak birçok kuruluş bildiri
yayımlar. ODTÜ öğrencilerinin
yayımladığı bildiride, "Ölsek de,
kırılsak da, coplansak da, bu
aşağılık düzen değişene kadar
yılmadan direneceğiz" denir.
Ögrenciler, vakit kazanmak amacıyla bı-
na dışına molotof kokteyli atar. yangın
söndürme cihazlarını da açık bırakır. Bu-
nun üzerine, "Sizeon dakika izin veriyo-
rum. on dakika içinde dışan çıkmazsa-
nız içeri gireceğim, karşı koyarsanız ka-
nşmaiîTdiyen Binbaşı Yöney. askerler-
le gaz maskeli ve kalkanlı polis kuvvet-
lerıne. rektörlüğe girmek için hazır ol-
malan yönünde telsizle talimat venr. Çı-
kabilecek bir yangın ya da olaylar için
itfaıye ile ambulans hazır bekletilir. 10
dakikalık süre dolunca Binbaşı Nevzat
Ali Yöney. bir carru kırarak içeri girer
ancak ıçerde kimseyi bulamaz. Etrafı sa-
ran jandarma ve polıs ekıplen, öğrenci-
lenn rektörlük altındakı dehiizlerdenka-
feteryaya geçtiklennı tespit eder ve bir
kısım ögrenciyı yakalar. Kafeteryadan
çıkarak yurt bınalanna ve diğer bınala-
ra kaçmak ısteyenlerden bir kısmı da po-
lıs vejandarmaya dırenirlerse de kısa bir
süre sonra onlarda yakalanır. Jandarma-
lar ve toplum polisleri. rektörlük bınası
ile kafeteryayı sararken yurttakı ögren-
ciler forum yapar ve işgal komıtesınden
bir öğrencı megafonla şunlan söyler.
"Arkadaşlar, biziyıldırmağa çahşıyorlar.
Fiili durumu kaldırdılar. Yeni bir flili du-
zılı kâğıtlan imzalar. Emniyet kuvvetle-
rinin ODTÜ'yü basarak işgali kırması
çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından
yoğun tepkiyle karşılanır. Olayla ilgiiı
olarak bir çok kuruluş bildiri yayımlar.
ODTÜ öğrencilerinin yayımladığı bil-
diride. "Olsck de, kınlsak da, coplansak
da, bu aşağılık düzen değişene kadar yıl-
madan direneceğiz'' denır.
TUTUKLAMA KARARI
VERİLEN 6 ODTÜ'LÜ
ODTÜ ldari tlimler Fakültesi'nın 31
öğretim üyesi, üniversitenin mütevelli
heyeti üyeleri ile akademik konsey üye-
lenne. 27 Nisan 1969 Pazar günü. ver-
diğı birmuhtırada Rektör Kurdaş'ın key-
fi yönetimine son venlmesini aksi hal-
de haklannı ve haysiyetlerini korumak
ıçın her türlü yola başvuracaklarını bıl-
dirir. 1. Sulh Ceza Mahkemesi tarafın-
dan haklannda gıyabi lutuklama kararı
bulunan ve 12 gündür aranan ODTÜ
Elekrrik Bölümü Asistanı Muammer
Soysal, Teorik Fızik Bölümü Asistanı
Metin Turgut ile öğrencılerden Irfan
Uçar, Sinan Cemgil, Ahmet Sına ve Mü-
nir Ramazan Aktolga da, aynı gün bir ba-
den Hüseyin ile Tayfun, daha sonra yi-
ne motosikletle Ankara'ya döner. Hüse-
yin. 1969 yazı Ankara'da bazı arkadaş-
İannın e\inde kalmaya başlar. ODTÜ
Mimarlık Fakültesi öğrencisi Serdar
Haybat'ın Kavaklıdere'de. Makine Mü-
hendıslıği bölümü öğrencisi Celalettin
Evrensel'in Kocatepe'de evi vardır. Ah-
met Tuncer Sümer de Küçükesat'ta ab-
lasının yanında kalmaktadır. Hüseyin,
yaz boyunca yoğun"bir şekilde kitap
okur. Okudugu kitaplan, arkadaşlanyla
tartışır. Hüseyin'ınbudönembazı konu-
lan tartıştığı kışılerarasında Sinan Cem-
gil, Atilla Keskin. Sait Kozacıoğlu, Feh-
mi Sönmez, Ahmet Tuncer Sümer, İbra-
him Seven. Ahmet Sina ve Tunca Şahin
V ıunaz da vardır. Bir kısım arkadaşı Fı-
listın'e. bir kısım arkadaşı Toroslar'da
gerilla eğitimi yapmaya gitmiştir. Eve
gelen kişılerle vapılan konuşma ve tar-
tışmalar genellıkle sılahlı mücadele üze-
nnedır. Bu dönem. aynca. yoğun bir şe-
kilde, "Parlamento Dışı Muhalefet" ko-
nusu tartışılmaktadır. Hıdır Bey ile kar-
deşi Mehmet İnan, bu sıralar Ankara'ya
gelir, Hüseyın'le buluşur. Hıdır Bey,
Mehmet Bey ve Hüseyin Inan arasında
ODTÜ'de geçen -sohbette konuşma.
Cemgilmezan
başında anüdı
Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu
(THKO) lidcricrinden Sinan
Cemgil ölümünün 27.
yıldönütnünde dün Karacaaiunet
Mezariığı'ndaki meıan başında
anıldı. Vfezarfık girişinde toplanan
ve aralannda 68'liler Birliği Yakfı
Başkanı Haşmet Atahan.
Cemgil'in arkadaşlan Mustafa
Valçmer ve Oral Çalışlar'ın da
bulunduğu grup, Cemgil'in
me/anna dek. "Faşizme ölüm.
halka hürriyet"; "Nurhak şehideri
ölnmsüzdür" sloganlanyla
yürüdü. Topluluk. sa>gı
duruşunun ardından "Nurhak"
türküsünü söyledi. Burada vapılan
konuşmalarda, Nurhak'ta ölenler
taralindan başlatılan ka\ganın
bugün güçlenerek sürdüğü
beiirtildi. Adıvaman'ın Cölbaşı
ilçesi İnekli Köyü'nde31 Mayıs
1971 günüjandarmalarla
gudikleri çaoşmada, ODTÜ
öğrencileri Sinan Cemgil ve
Alpaslan Ozdoğan ile Erzurum
Atatürk Üniversitesi öğrencisi
Kadir Manga öldürülmüş;
yaralanan Mustafa Yalçıner ile
Hacı Tonak da yakalanmışta.
(Fotoğraf: ALPER TURGUT)
Kurulu ile ilgili Ankara Emniyet Mü-
dürlüğü'ne, 3 Ekim 1969 Cuma günü
dilekçe götürürken kullandığı motosik-
lete bir arabanın çarpması sonucu ölur.
BİZ. MÜCADELEMİZE
DEVAM EDECECİZ1
Akademık konseyin işgalden sonra al-
dığı karar üzerine yanm kalan öğretimin
tamamlatılması için 15 Ağustos 1969
Cuma günü derslere başlaması kararlaş-
tırılan ODTÜde, ögrenciler, saat
10.30'da üniversite stadında bir forum
duzenler. Forumda Sinan Cemgil, Ah-
met Sina, Mustafa Taylan Özgür ve İr-
fan L'çar, bırer konuşma yapar. Sinan
Cemgil, forumda yaptığı konuşmada
özetle şunları söyler: "Milli kurtuluş sa-
vaşı icin yaptığımız mücadcfe polis vejan-
darmanın müdahalesi ile yanm kaldı.
Hareketimiz demokrasiye karşı olarak
yommlandL Fakatbizmücadelemize de-
vam edeceğiz. Fommlar devamiı olarak
toplanacak ve olaylar karşısında tepkile-
rimiz gösterilecektir. Orta Doğu Teknik
Üniversitesi gençliğinin evlemi. dünya
gençUğinin eylemi Ue aynı paraleldedir.
Empervalizmle mücadele amacından
saptmlmak istenmektedir. Seçimlerden
önce bazı partilerin gençlik kollan üni-
versite direniş hareketini kendi amaçla-
n için kullanma çabasındadır." Forum-
da konuşan öğrencılerden bınsı de "Tür-
kiye'deki pariamenter demokrasiye
inancımız voktur. Buna karşıyız. paria-
menterdemokrasiv i değiştirmek için ça-
Itşacağız" der. Kemal Kurdaş'ın aynl-
masından sonra rektörlüğe emekli bir
generalin getirilmesinin düşünüldüğü-
nün öğrenıldiğıni açıklayan lrfan Uçar
da "Biz, artık Kurdaş'ı tanımıyoruz. Ve
bundan sonra onu protesto etmek zah-
metine bile katlannıavacağız" der. Nisan
ayı içinde ODTÜ'nün ışgalinden ötürü
haklannda gıyabi tutukla-
ma karan bulunan ve 4 ay-
dır yakalanamayan Ahmet
Sina, Sinan Cemgil ve
Mustafa Taylan Özgür, da-
valarının yabancı hâkim-
lerce görüldügünü belirtir
ve "Adli tatil sonunda mah-
kemeninesas hâkimine tes-
lim olacağız" açıktamasını
yapar. Yapılan konuşma-
lardan sonra ögrenciler,
şimdilik hiçbir boykot ve
işgal hareketi yapılmama-
sını derslere ve sınavlara
akademik konseyin karar-
laştırdığı tanhte girilmesı-
ni kabul eder ve derslere
girilir.
bu konuda. Babam da bize, bu çerçeve-
de Kemalizmi anlatan bir proje sundu."
10 Nisan 1969 Perşembe günü, ODTÜ
üzerinde keşıf uçuşu yapan Kara Kuv-
vetleri Havacılık Okulu'na ait bir heli-
kopter, ODTÜ arazisine düşer ve dokuz
kişi ölür. Yardıma ilk koşan ODTÜ öğ-
rencisi ile işçisi olur. Akademik konsey,
öğrencilenn işgali 12 Nisan Cumartesi
günü kalkmazsa üniversiteyi 1 Ekim'e
kadar tatil etme karan alır. Ögrenciler de,
işgali 15 Nisan Salı günü kaldırma ka-
ran alır.
POLİS VE JANDARMA
ODTÜ'YÜ CERİ ALDI
Akademik konsey. belirlenen tanhte
öğrencilerin işgalden vazgeçmemeleri
üzerine. birer suretini lçişleri Bakanı ve
Jandarma Genel Komutanlığı'na da yol-
ladığı dilekçe ile Valiliğe başvurarak,
"İşgal altmdaki bina ve tesislerin suçlu-
lardan temizlenip, üniversitenin tekrar
vazifegörebilecek bir halegelebilmesi için
tedbir alınmasını" ıster. tçişieri Bakanı
Faruk Sükan,jandarma \ e emniyet yet-
kilileri ile gece saat 24.00'e kadar top-
lantı yapar. Hazırlatılan 1.300 toplum
polisi ve 750 kişiden oluşan jandarma
birliği, 13 Nisan 1969 Pazar günü saba-
hı saat 04.30'da üniversitenin önüne ge-
lir. Çankaya Jandarma Kumandanı Bin-
başı Nevzat Ali Yöney, ilk olarak, kapı-
da nöbet tutan ikisı bekçi elbiseli dört
öğrenciyi yakalayıp enterne eder. Bu sı-
rada kapıdan 40 otobüs ile jandarma ve
polisin geldiğini gören ögrenciler, önce,
u
canavar düdüğü" çalıp, yurtta uyuyan
arkadaşlannı kaldırır, sonra da rektör-
lük binasındaki dehlizlerden kaçar. Da-
ha sonra asker elbisesi giymiş üç öğre-
tim üyesi ile birlikte rektörlük binası
önüne gelen Binbaşı Yöney. işgal edilen
verlerin boşaltılması çağnsmda bulunur.
rum yararölar. Y ılmavacağız, yeni dire-
niş şekilleri arayacağız. Mücadelemize
daha güçlü şekilde devam edeceğiz." Bu-
nun üzerine emniyet kuvvetleri, yurt bi-
nasının 100 metre ötesine barikat kurar,
kimseyi geçirmez. Yurdun önünde yaka-
lanan Yusuf Aslan, Tunca Şahin Yılmaz
ve Birol Ertuğrul adındaki üç öğrencı,
"On dakikav a kadar dönmezsek silahla-
nın" diye bağınr. Bu sırada, yurtlardan
sıra halinde çıkan ve "Fruka.Fruko" di-
ye bağırarak toplum polisi aleyhinde, or-
du lehinde tezahürat yapan 1.500 kişilik
öğrenci grubunun önünü jandarma al-
bayı keser ve geri dönmelerini ister. Al-
bay, öğrencilere, geri döndükleri takdir-
de toplum polislerini üniversiteden çıka-
racağma dairgüvence vepr. Üç yanı top-
lum polisleri ile çevrilen ögrenciler,jan-
darma erlerinin barikatını yararak top-
lum polisini taş yagmurunatutar. Bunun
üzerine bir anda coplu ve kalkanlı top-
lum polıslennın saldınsma uğrarlar. C'-
kan çatışmada 113 kişi gözaltma alınır.
Yakalanan 113 kişinin ifadesi, daha son-
ra rektörlük binasmda çalışmaya başla-
yan Ankara savcısı ve 4 yardımcısı tara-
fından alınmayabaşlanjr. tfadeleri alınan
öğrencilerden Müfit Özdeş, Rasih LTaş
BardakçL Ali Biner. Sabri Şahin. Ercen
Enc, Abdiilkadir Kahraman, Nuri Gü-
neş, Ali Günöven, Mustafa Tanören, Hik-
met Özgüdek, Zeki Ertürk, Erban Yıl-
dırun, Tunca Şahin Yılmaz, Birol Ertuğ-
rul, Yusuf Tunbay Aslan ve Celal Yük-
sel saat 21.30'da tutuklanır, diğerleri se-
best bırakılır. Sinan Cemgil, Ahmet Si-
na, lrfan Uçar, Münir Ramazan Aktol-
ga, îbrahim Seven, Mustafa Taylan Öz-
gür, ErgünGüncehakkında ıse gıyabi tu-
tuklama karan verilerek, aranmaya baş-
lanır. Catışma bittikten - sonra saat
08.00'de yurtlanna dönen ögrenciler, bir
imza kampanyası açarak, "Suçiu varsa,
suçlu aramyorsa hepimiz suçluyuz" ya-
sm toplantısı yapar. Basın açıklaması ya-
panlardan Münir Ramazan Aktolga. An-
talya'ya giderek bir süre bir arkadaşının
evinde kalır. Arananlann bir kısmı da,
Eskişehir'e giderek eski TKP'li Özer
Sağnak'ın evinde kalır. Haklannda tu-
tuklama karan olan asistanlardan Mu-
ammer Soysal, Metin Turgut. Ergin
Günce ile öğrencilerden Münir Rama-
zan Aktolga ile lrfan Uçar, 30 Mayıs
1969 Cuma günü Ankara Üçüncü Asli-
ye Ceza Mahkemesf nde yapılan duruş-
maya giderek teslim olur.
HEY DACLAR BURALARDA
NE MÜCADELE VERİLİR'
Ankara'da boykot ve işgallerin sona
ermesinden sonra ODTÜ ve Ankara
Üniversitesi öğrenci liderieri, 16 Nisan
1969 Carşamba günü SBF 'de bir toplan-
tı yapar. Toplantıda. öğrencilerin Anado-
lu köylerine giderek yurt sorunlannı an-
latması ve köy mıtınglen düzenlemesı-
ne karar verilir. Bu karar üzerine Tayfun
Cinemre ile Hüseyin İnan, Tayfun Ci-
nemre'nin beyaz renkli motosikleti ile
Adana'ya yola çıkar. Motosikletle Toros
Dağlan'ndan geçerken Hüseyin İnan,
"Hey gidi dağlar! Buralarda ne mücade-
le verilir" diyerek gönlünden geçenleri
Tayfun Cinemre'ye aktanr. Hüseyin ile
Tayfiın, Adana'ya vardıklannda ilk ön-
ce Adana İTİA'ya gider. Hüseyin'in
Adana iTİA'da tanıdığı öğrenci arkadaş-
lan vardır. Neler yapılabileceği üzerine
arkadaşlan ve öğrencilerle konuşulur.
Yapılan çalışmalardan sonra Adana
İTİA'da bir boykot yapılır. Bu arada,
Adana TİP örgütüne uğrayan Hüseyin,
30 Nisan 1969 günü Adana'da TlP yö-
neticilen ile yaptığı konuşmada, "toprak
yürüyüşü" adı altında bir yürüyüş dü-
zenlemek ister. Adana'daki bu çalışma-
lardan sonra motosikletle Antalya'ya gi-
1969 Ekim ayında yapılacak milletveki-
li genel seçımlerine gelir. Hıdır Bey'ın
dedeleri, amcalan. amca çocuklan ve
babası Imam "Yetim Hüseyüı". seferber-
lik zamanında Binncı Cihan Harbi'ne
katılır, Rus cephesine karşı savaşır. Sı-
nemilli aşiretınden savaşa katılanlann
hepsi şehit olur, sadece tmam Hüseyin.
sağ olarak gen döner. Cumhuriyetin
açıklandığı 1923 yılında doğan Hıdır
Bey, bir cumhuriyet çocuğudur. Hıdır
Bey, yaşadıklannı. gördüklerini. kendi-
sine anlatılanlan, cumhuriyetin ve Mus-
tafa Kemal Atatürk'ün ülkeye kazandır-
dıklannı fırsat buldukça. yeri geldiğın-
de çocuklarına sadece anlatmakla kal-
maz, fiilen çalışmalara da katılır.
CHP'nin aktif üyelerinden biri olur, des-
tekler. Veli Coşkun'un Sanz Beledıye
Başkanlığı yaptığı dönem, Belediye En-
cümen üyeliğı yapar. Hıdır Bey. Hüse-
yin'e, "Hüseyin, bu sefer, kesin olarak
CHP kazanır'*. "Baba! Seçim demekpa-
ra demektir. Para kimde var? Egemen sı-
mftavar.Seçimi kazanmak birincisi eko-
nomiye , ikincisi Amerika'nın isteğüıe
dayanır. Bu ikisi de egemen güçlerde
mevcut. Vlne onlar kazanır." Hüseyin
İnan, seçimini yapmış, ne yapacağını
planlamıştır. Silahlı mücadeleyi Anado-
İu'daköyiüyeanlatmak amacıyla bir mo-
tosiklet alma\a karar verir. Motosiklet
almak için para gereklidir. Yeterli para
olmadığı için motosiklet taksitle alınır ve
kefil olarak ODTÜ'de asistan olan Ay-
dın Karagözoğlu ile Devlet Istatistik
Enstitüsü'nde çalışan bir memur göste-
rilir. Motosiklet. Ahmet Tuncer Sü-
mer'in üzerine kayıt edilir. Motorsıklet.
THKO grubu tarafından değişik amaç-
larla kullanılır. Bu kullanma sırasmda
üzücü olaylar da olur. ODTÜ Makine
Mühendislıği bölümü öğrencisi ve Ma-
kine Mühendisliği Öğrenci Derneği II.
Başkanı Celalettin Evrensel, FK.F Genel
SEÇİMLER
YÜZÜNDEN
ODTÜ KARIŞTI
Ünı\ ersitelerde Öğrenci
Bırhkleri'nın öğrencı açı-
sından birçok olanağı var-
dır. Dev letten ve rektörlük-
tentahsisatalır Üniversite-
nin olanaklannı kullanır.
Aynca üniversitenin kan-
tin ve yemekhaneyi işlete-
rek önemli gelir elde eder.
Paso ve kimlikleri belli üc-
retler karşılığında öğrenci
birlikleri verir. Hukuksal
ve resmi anlamda öğrenci-
yi her alanda bu kurumlar
temsil eder. Bu nedenle
gruplar açısından öğrenci
birlikleri ele geçirilmesi gereken yerler
olarak görülmüştür. Bu sebeple öğrencı
cemiyetleri seçimlerinde sıkça olaylar
olmuş. sılahlı çatışmalar yaşanmış, bazı
kışıler hayatlannı kaybermiştir. ÖDTÜ
SFK yöneticilerinden Hüseyin lnan'ın
ilk gözaltına alınması yine bir öğrenci
cemiyetı seçımleri sırasında çıkan kav-
gadan dolayıdır. Ankara Yüksek Öğret-
men Okulu Öğrenci Derneği seçimleri
sırasında devrimcilerle komandolar ara-
sında kavga çıkar. ODTÜ ve Ankara
Üniversitesi'nde okuyan devnmci öğ-
rencıler. arkadaşlanna yardımcı olmak
amacıyla olay yerine gelir. 30 Aralık
1968 Pazartesi günü meydana gelen
olaylarda Hüseyin İnan, elinde bir sopa
ile bir grup arkadaşıyîa birlikte yakala-
nır. Gözaltına alınan ögrenciler. sorgu-
lanndan sonra serbest bırakılır. ODTÜ
Öğrenci Birliği. 1965 yılından sonra üç
dönem, kendilerini, "Toplumcu" ola-
rak adlandıran sosyalistler tarafindan
vönetilır. "Toplumcu Gmp"tan Öğren-
ci Birliğı'ne başkanolarak 1965 yılında
Muammer SoysaL 1966 yılında Ergun
Bankoğlu. 1967 yılında Cengjz Hakse-
ver seçilır. 1968 yılında "Toplumcu"
grup kaybeder, sosyal demokratlann
adayı İskenderOdabaşıoğlu. ODTÜ Öğ-
renci Birliği başkanı olur. Bundan son-
ra yapılan ODTÜ Öğrenci Birliğı'nin
olağan genel kurulu, 26 Ağustos 1969
Salı günü başlar. Toplumcu grubun baş-
kan adayı Sinan Cemgil'dir. Yönetim
Kurulu'nun diğer adaylan ise şunlardır:
lrfan Uçar,Mustafa AkgüL YusufAslan,
Atilla Keskin, Serdar HaybaL Tunca Şa-
hin Yılmaz. Onur Kurulu'nda: Muam-
mer Soysal, Denetleme Kurulunda: Ah-
met Sina ile Mustafa Taylan Özgür var-
dır. Sosyal Demokratlann başkan adayı
ise Erhan Erdoğmuş'tur.
SÜRECEK
BİZ BİZE...
ERDAL ATABEK
İstanbul'un Fethi...
istanbul'un fethi, artık gerilerde kalmış bir ola-
yın resmi törenleri çerçevesinde anımsanıyor. Fe-
tih olgusunun savaşçı yanına yaslanan milliyetçi
duygularla din kaynaklı inanç tazeleme desteğiy-
le "İstanbul'un fethi" kutlanmış oluyor. Oysa, bu-
gün her zamankinden daha çok "İstanbul'un fet-
hi"n\ anlamamız gerekli. Çünkü bu olay, sadece
ortaçağın bitişi değil, Türkler'in Avrupa ile tanış-
masının da dönüm noktasıdır. Fatih Sultan Meh-
met'in Istanbul'u alışı da bir bıtış değil. bir başlan-
gıçtır. Aslında o tanhte başlamış olan "Avrupalı ol-
mak" süreci, giderek gelışeceği yerde bugün çok
daha uzaklarda görünüyor. Atatürk'ün yaptığı bü-
yük dönüşüm de gericı güçlerin aşındıra aşındıra
geldiği noktada tanınması zor bir biçim almış du-
rumda.
Fatih'in Istanbul'u aldıktan sonra yaptıkları ney-
di?
Bunlann başında Istanbul'dan kaçmış olan in-
sanların yeniden kente çağrılması ve barındırılma-
sı gelir. Oyle ki 1453 yılı öncesinde 40-50 bin ara-
sında olan Istanbul nüfusu, 25 yıl sonra 120 bine
çıkmıştır. Fatih tutumuyla Istanbul'u canlandırma-
yı hedeflemiş ve başarmıştır.
Istanbul'da yaşayan gayrı müslimler (Yahudiler,
Ermeniler, Rumlar, ötekiler) kendi dinlerinde yaşa-
mak üzere kentte varlıklarını sürdürmeleri konu-
sunda yüreklendirilmişlerdir. Fethetmiş olmanın
verdiği hak, Sultan Fatih Mehmet tarafından bu
grupları "Müslüman yaprriak" için kullanılmamış-
tır. Böyle yapmak şöyle dursun, herkesin kendi di-
ninde yaşaması için gerekli çabalar gösterilmiştir.
Bu anlamıyla çağdaşlaşma gözden kaçırılmama-
sı gereken önemli bir noktadır. Her cemaatin ken-
tin hayatına yaptığı katkının değerlendirılmesi, mo-
dern bir yöneticiliktir. Böylelikle, Yahudi cemaati-
nin finans sektöründe ve kültür hayatında, Erme-
ni cemaatinin sanatkârlık ve zenaatkâriık alanın-
da (resim, fotoğraf, mimarlık, kuyumculuk vb.),
Rum cemaatinin de çeşitli işlerdeki hizmet sektö-
rüne yaptığı katkılar sağlanmıştır. Istanbul gerçek
anlamıyla "kozmopolıt-dünya kenti" olmuştur.
Aradan geçen 545 yıl sonrasına baktığımız za-
man, Rum cemaatinin korkutulup kaçırılmış oldu-
ğunu, Ermeni cemaatinin kendi içıne kapanmak
zorunda kaldığını, Yahudi cemaatinin de entegre
bir koloni hayatı sürerek kendilerini kabul ettirme
çabalarını görüyoruz. Bugün, Ayasofya'nın cami
yapılma istekleriyle Taksim'e cami yapma tartış-
maları, nereden nereye geldiğimizı çok iyi göste-
riyor. Kentin çeşitli yerleri de değişik alanlarda uz-
manlaşanların toplandıkları ış alanlarıdır. İstan-
bul'un iki önemli özelliğınden birincisi dünyanın sa-
yılı tıcaret merkezlerinden birisı olmasıdır. Ikinci
önemli özelliği de kültür-sanat- bilim alanında bü-
yük atılımlara ev sahipliği yapmasıdır. Sultan M^'
met, bu her iki özelliği de çok iyi fark etmiş, her >
sini de değerlendirmiştir. Bu iki özellik de Tu;
n
ye'nin Batı'ya açılması demektir, Türkiye'nin A
rupa ile yakınlaşması demektir. Cumhuriyet Tür
kiyesi de İstanbul'un "saltanat ve hilafetin merke-
zi olması" konusunu aşar aşmaz buraya verdiği
önem de aynı hedeflere yönelik bir politikayı be-
lirtir,,. „ . .
Istanbul'un önemli bir Özeilfğrde butün dinlergi-
bi büîün etnik farklılıklan özümfeemesi, içinde ba-
rındırmasıdır. Bu birlikte ya'şama zorunluluğuntın
getirdiği yakınlaşma, birbirine alışma, birbirinin or-
tak yönlerini görme özelliği, aynı zamanda çağdaş
kültürlerin deyakınlaştıncı, kaynaştırıcı özelliğidir.
Bu özellik, savaş kültürünün değil, banş kültürü-
nün temelini oluşturur. Onun için de Istanbul'u
fethi"ni savaşkan bir biçimle değil, banşı simf.j
leyen, hoşgörüyü vurgulayan, birlikte yaş ,j •«
anlatan bir biçimde kutlamalıyız. '.(
İstanbul'un fethi, bilimde, sanatta, kültürde '
şanan büyük olayların hızlanması, sıçraması d
mektir. Fatih Sultan Mehmet'in bir Italyan ressa
ma kendi portresini yaptırması, bilime verdiği
önem, Batı'daki gelişmeleri izlemek istemesi, sa-
nıldığından daha önemli olaylardır. Bu kutlamalar-
datarihin bu önemli izlerinin görülememesi büyük
eksikliktir. İstanbul'un dünya kültürüne, dünya sa-
natına, dünya bilimine yaptığı katkılara önem ver-
mek, bu büyük olayı doğru anlamaktır. Bu nokta-
da Nejat Eczacıbaşı ile Çelik Gülersoy'u anmak
bir değerbilırliktir. İstanbul'un bir dünya kenti ola-
rak alması gereken yeri almasına büyük katkılar
yapan herkesin önemi vardır.
Ne yazık ki 545 yıl önce aldığımız bu dünya ken-
tini yağmacılara bırakmış bulunuyoruz. Artık
önemli olan kenti geliştirmek değil, kenti yağma-
lamaktır. Yağmalanan kent topraklanndan rant pa-
yını almak da mafya gruplarının gücüne bırakılmış
görünmektedir. Istanbul'u kutlama törenlerinde
bunların da dile getirilmesi gerekirdi. Kenti koru-
maya çalışan mimarlar, birer birer sürülmektedir.
Işte, fethin sonrasında görülmek istenmeyen bi-
lanço buralara uzanmaktadır.
Belki de Istanbul yeni bir fatih beklemektedir de
haberimiz yoktur.
Meclis salonunun yenilenmesi
Günde 10 bin dolar
ceza tartışması
ANKARA (AA) -
TBMM Başkanlığf nca.
yenilenen Genel Kurul
Salonu'nun geçici kabu-
lünü yapmakla görevlen-
dirilen ODTÜ Parlar
Vakfı. çalışmaJannı sür-
dürüyor. Başkanlığın, va-
kıf ile yaptığı sözleşme-
de, "Geçici kabul bitince
ödeme yapılacak" hük-
münün yer almasına rağ-
men vakfa, ücretin yüzde
80'ine yakınının ödendı-
ği öğrenildi.
Bu arada bir Fin fîrma-
sının, geçici kabulün ya-
pılması konusunda "tek
problem" olarak öne sü-
rülen, "touch- panefde-
ki yansifnayı önleyecek
"\nti-Refle'' cihaz öner-
diği. ancak garanti ver-
mediği beiirtildi.
TBMM Başkanlığı.
yenilenen Genel Kurul
Salonu'nun geçici kabu-
lünü yapmak amacıyla,
Mustafa Kalemli döne-
minde elektronik sistem
ile ilgili danışmanlık ya-
pan, ancak daha sonra an-
laşması feshedilen
ODTÜ Parlar Vakfı ile
yeni bir sözleşme yaptı.
Bu arada. yenilenen
Genel Kurul Salonu'nda
eksiklikler bulunduğu
gerekçesiyle sözleşme
gereği Mesa-Nurol'a
günde 10 bin dolar ceza
uygulamasında da yeni
bir tartışma ortaya çıktı.
Meclis yetkilileri, "Gün-
de 10 bin dolar ceza uygu-
laması geçici kabul yapı-
lıncava kadar sürer" gü-
rüşünü savunurken Me-
sa-Nurol yetkilileri ise
"Izarnıalar dahil olmak
üzere, 17 Nisan tarihi iti-
banyia tüm eksiklikler ta-
mamlanmıştır. Bundan
sonraki günlük 10 bin do-
lar ceza istemine hukuk
karar verir" görüşüne
yer verdiler.
Yapımcı firma Mesa-
Nurol yetkililen, sözleş-
mede, inşaattaki eksiklik-
lenn yüzde 5'ten az ol-
ması halinde geçici kabu-
lün yapılacağı hükmünün
bulunduğunu behrttiler.