25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OLAY AÂl VE GORUŞLER işsatımımızda AB Normlan ve Nitelik Standartlan 90'lı yıllarm şu son dönemini dünya ticaretindc dcngeler, 'inlerin (mal/hizmct) nitclık * • > standardına odaklanmış Gününıüzdc artık aramli faktörler ürüniivaytmlanan yönerge.ımıı ve iiretiminden sağlanmasından) tii.ıakadarçevreyezaeticininbcklcntisınak" olduğunu düşügerekliliklerinbilin;cektir. ' EC Europcan Comındeticarete cngcl bırıdartlarbulunınaktay.'aç edildikleri lıer ülke.ıllanna göre farklı tipleı< 7.orunda olacaklardı. ()yaşım" ile yönergeler sağlık, eticinin korunnıası vc çevre ıca gerekliliklcr üzcrinc kurııl.standardıni tekniközellikler vc »re uyan her ürün cide edcbilır. .*. CE" markasını taşıyabilir ve bıınunla üyc iilkelere rahatlıkla gırebilır demektir. AB'ye alınıyoruzalınmıyoruz tartışmalannda AB üyesi ülkelerin bizc kan>ı tutıımları ve görüşlerı medyamızda çok sık yer almaktadır. AB ile ııyumda zaten bir süreç başlamış ve hızla devam etmekledir Ancak "taın iiyelik" beklentileıinde fa/la ıımut\\i olmamak, hatta biraz da gerçckçı olmak •gereği vardır. Avrupa Birligi'ni cn çok diijjündüren "serbestdolaşınr konusudıır. Hal .böyle olunca çok ısrarlı olnıak boşuna. Za,ten, "Türkiye" olarak gcrckcn tavır da k o nultnuştur. önemli olaıı ekonomik güçlenme, demokratiklesjme sürecindeki pürüz IBEYDE OKTKM Manmıra > Üni. Ik. vc Id. Blm. Fcık. lerin çö/ümlenmesi, lüm komşulanmızla ilişkilerimizde dikkatli olunmasıdır. Ancak gelışmekte olan bırçok ülke gibi dışsatıma (ihracata) dayalı biiyüme politikasını (IDBP) benimsemişsenizbu konuda her ycyi seferber clmclisini/. Dışsatımımızda yaşanan önemli gelışmelcrin bilinmesi gerekır. Türk ürünlcrınc AB'yi /orunlu kılabilmenin bütün yolları denenmeli vecn etkin olanlarıııın seçimi de bır an önce yaJ pılınalıdır. Peki, sanayicidışsatımcı firmalarımız başarı için ııeleryapmaktadırlar, AB normlarıııa uyuında hangı noktadalar, pazarlamasrratejilerindebirdegişiklik varmıdıı? AB'deki ve Türkiyeclcki nitelik slandartlan nelerdır, uyumlaştınna faaliyetleri hangi noktadadır ve konıı ile ilgilı yaşanan soruıılaı nelerdir? Bülüıı bunların biliıımesinde büyiik yararlar vardır. Bir ürünün standardı oldıığu halde, o ürün standarda göre üretiliyorsa satılması çok zorolacaktır. Haila öbiir ürünleı le rekabet şansı da olmayacaktır. Bu bilinee sahip firmalar konu ile ilgı gelışmelcn yakından i/lemekte ve nitelik belgelerini almaktadirlar. Her Avrupa ülkesinin kendi kurallaştırmaenstitüleri vc genellikle kendi nornılan vardır. Ancak standartlar ve normlaröbiir ülkelerdekilerlemukayeseedilebilirolmalıdırlar. AB'deki standartlara en iyi uyanlar olarak bılıncn Alman lindüstri Normlan (DlN), ba7i IngıIİ7 standartlan (BS) ya du Avrupa normlan (EN)'nın Avrupa pazarına girmeleri çok daha münıkündür. 1)1 N normlan öbürlerınden daha gözdedir. Avrupa normlannın yasayla ilgili bir yanı yoktur. Noımlaşma gönüllü bir seçimdir. C'KN (( onformity buropean Norms), 6 RFTA ülkesi ve 12 üyc devletın hepsinin ulusal staııdart kurumlanndan oluşan bir bir liktir. CEN'in para ile ilgili idari bölümii EC (Avrupa Topluluğu) ile sözleşmeli ilişkilerden karşılanmaktadır. CEN, Avrupa standartlarının planlamasından, tasarlanmasından ve uygıılanmasından soı umludur. CEN'in faaliyet alanlan şunlardır: Mekanik mühendislik, yapı ve inşaat mühendisliği, sağlık teknolojisi, haberleşme leknolojisi, biyoloji ve biyotcknolojı, nitelik, sertifika, testdeneme, çevre, materyaller ve kimya, çalışma yerlerinde sağlık ve emniyet, enerji, ulaşım, paketleme, tüketim eşyalan, spor faaiıyctlen, ışsizlik. yiyeeekler. Avrupa Standartlan EN 45000 serıleri olarak yayımlanmıştır. CEN'in ISO 9000 standardı uluslararası bir ölçümdür ve ilgili ulusal düzenlemeyle tamamlanahilır (Ingilterc'dckı BS 5750, Türkiye'deki TSISO 9000.. .gıbı) EN 29000 serileri uyumlaştınııa gayretlerinin konusudur ve ISO 90(X) nitelik sistemleri ve yönetimi ile dc uygunluk sağlamaktadır. AB'deki ISO 14000 serisi çevre yönetimi, denetimi, perfonııansın degerleııdirilmesialanlarındagönüllülüğüesasalan standartlardır. AB'de agırlıklı olarak tekstil alamnda ise ÖKOTEX 100standardı kabul görmektedir. Tiirkiye'de en çok kullanılan nitelik (kalite) standartlarının ISO 9000 ya da EN 29000( Avrupa standardı) oldıığu bi I inmektedır. Bılindiği üzere bu standartlar birhiriyle uyumlaştmlarak ISOEN olarak anılrnaya başlamıştır. Bizde de TSE ISO9000 ya da TSENISO 9000 Kalite Standartlan olarak adlandırılmaktadır. Firmalar ayrıca Avrupa ülkelerindc cn çok kabul gören DIN,BS,AFNORgibi ulusal standartlan da tereih edebilmektedirler. 'EkoTeks 100' standardı da tekstil üıetim sektöründc cn çok tereih edılen staııdart olarak yerini alma yolundadır. Tekstil ürctim sektörünün. iplik ve dokııma gru buııda yaptığımız bir araştırmanın çok özetle sonueundan söz etmck gcrekirse, Türk sanayici dışsatımcılarının AB ile uyum sürecinde önemli mesafeleralacağını söyleyebiliriz. Özellikle AB'ye dışsatım yapan t'ınnalar, standartlara uyumu gerekli kılan teknik engellcr konusunda oldukça bilinçleıımiijlerdir Dışsatımcı firmalar,hedefaldıkları pa/arlaıda rekabet gücüne sahip olabılmcnınnıteliklimalsunumunaverdiklerıöncmlcılışkili olduğunu, degişimcaçık olıınması gerektiğini, 'Toplam Kalite'nin öneıninı, her konuda ve her çalışanlar kademesinde eğitimin *art olduğunu ve müşteri beklcntılerinin çok iyi algılanmasinın geregini bılmektedirler. Özellikle tekstil ürctim sektöründe önem gösteren laboratuvar test ve değerlendirmeleri (Azo boyalar vs.) konusundakı geliijmeler de sevindırieidir. Aiaştımıanın bulgularının değerlendirilmesiyle ortaya çıkan sonuçlardan aşağıdakı önerıler geli^tirilmis,tir. Dikkatc alınmasının faydalı olacağını ummaktayız. I Tiirk dışsatımcı (ihracatçı) firmaları, hcdcf pazaıiar'daki uygulamalan çok iyi ı/lemelıdırlcr. Ürcttıklerı ürünleriningirecekleri pazaılardaki nitelik özelliklerini kesinlikle önccden aras.tırıp, öğrenmeliler. Ancak o ö/ellıklcrc uymakla rekabet imkânlarını arttırabılirler. 2 Katnıa degerı yüksek, nitelikli dışsatım anlayışı egemen olmalıdır. Bu amaçla ürünün hammadcsındcn mamul asjamasın.ı kadar dıkey bır uyuma (entegrasyona) gidilebilmesi konusunda olanaklar seferber edilmclidir. Dışsatımı gelis.tirici yeni stratcjiler geliştiriiirken, çevre faktörünügözardıetmedcıı, dı^alımcı ülkelerin nitelik sistetnleriııc nasıl uyum sağlanacağı konularının kesın kararlara bağlanması gcrekecektir. Aşırı standardizasyon ve zorunluluklar konusuna dikkat edilmelidir. Küçük firmaların 7arar görmemeleri vc rckabetin bozulmaması için ölçülü standartlaşma gercği (hayati önem taşıyaıı ürünlerin standartlan hariç, ilaç, gıda, kimyevi maddclcr vb) gözardı edilmemelidir. Sistemlerin güvenilirliği vc inanılırlığı kı> nusunda eksikliklcrin neler olduğu saptanarak endis.elerin giderilmcsi konusunda ciddi çalışmalar yapılmalıdır. Tereddütlerin yok edilmesi ve imaj ta/cleme oldukça önemlidir. Nitelik belgeli yadabelgesizdıssalım yapan firmalann hepsinin, standart bir sistemlebelirlizamanlardaodünsüzdenetlenmeleri ve denetimden geçemeyenfinnalarada cezai yaptırımlar uygulanmalıdır. TSE dışında standart kurumlarının yaygın dııruma getirilmesi gereği de vardır Yerlı, yabancı ya da firma laboratuvarlarının taralsız kurumlarca denctlenmeleri şarttır. Nitelik belgeli laboratııvarlarııı bile çok hata yaptıkları ifadccdilmektedir Yctkili ve uzman kadrolann buralarda çalı^tırılması şart koşulmalıdır. Çevre ile ilgili gelis.meler, standartlar ve yaptınmlarçok yakından İ7lenmcli, hatta her dışsatımcı finııanın bu konuda bir dcpertmanı olmalı vc bu dcpartman ARGE vc pazarlama bölümlcriyle koordineli çalışmalıdır. Tiirkiye AkrcditasyonKonseyi'nin(TÜRK.AK)biran önce faalıyctc geçcrck, uygunluk değerlenmesi yapan, standart vcren kuruluşlann ve test laboratuvarlarının güvenilirliğini ve uluslararası kurallara göre çalışmakta olupolmadıklannı belirli kriterlere göre dcgerlendirerek belgelcnditmesi gerckmektcdir. Böylelikle de yurtdışı akreditasyon kurııluşlarınaödenen yüksek belgclendinncücretlerinin önünc gcçılcrck bu sürcçtckı zaman israfı da önlenecektir. Bu uygulamalar KOBt'leri dışsatıma daha fazla yönlendirccektir. CUMHURtYETTEN OKURLARA ORHAN EKİJNÇ Promosyon ve Damping Sıtma Nöbeti Gibi... Medyamızda televizyon pazarlamacılığı ve damping uygulamaları bir kez daha yaşanıyor. 1988 yılında karton evlerle başlayan ve ansiklopedi savaşları ile doruk noktasına ulaşan promosyon çılgınlığı, televizyon kampanyalan ile pek çok okurmüşterinin canını yakmış, tabakçanak promosyonu sürerken de önce Maliye Bakanlığı'nın Katma Değer Vergisi 50 Sayılı Genel Tebliği ile desteklenmiş, sonra Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın tebliğleri ile sınırlandırılmıştı. Medya kuruluşları ile REFAHYOL iktidarı sırasında yaşanan ve çıkar çatışmasına dayanan kavgalı dönemde çıkarılan 4226 sayılı yasa ile de kültür promosyonları dışında yasaklandığı sanılmıştı. Yasa "bilet, kupon, iştirak numarası, oyun, çekiliş ve benzeri yollarla" promosyonu yasakladığı için medya grupları yasada açıkça yazılmadığını fark ederek "getirilen gazeteya da başlık karşılığı" promosyon yapıldığında yasağın delineceğini görüp yeniden promosyona döndüler. Bugünlerde kimi gazeteler önce satış fiyatlannı düşürdüler. Başka bir deyişle damping yaptılar. Sonra da ana gazetenin yanında verdikleri ikinci gazete ile televizyon kampanyasına ortak ettiler. Ana gazetede yayımlanan "kupon"ur\ adı da "takip belgesi" oldu. Iki gazetenin toplam fiyatını ise değiştirmediler. Yasa uygulanamıyor, ama gerekçesi Meclis zabıtlarında duruyor. "... bu tür kampanyalar, halkın haber almada ana kaynaklarından biri olan yazılı basın kuruluşlanmızı bu işlevinden uzaklaştırmakta ve onlan adeta mutfak eşyaları ve diğer dayanıklı tüketim malları pazarlayıcısı konumuna düşürmektedir. Bu durum ticaret serbestisiya da rekabet özgürlüğüaçılarından savunulamaz. (...) Basında rekabetın esası daha doğru ve daha hızlı haber verme alanında yapılacak rekabettir. Promosyon savaşları olarak da adlandınlan bu kampanyalann amacı, basında sağlıklı bir rekabet ortamı yaratmak değil, güçsüz olan rakibi çökertmektir. Bu savaşların sonucunda bazılarının yenilerek piyasadan çekilmesi halinde, bu piyasada zaten mevcut olan tekelci yapı daha da güçlenmiş olacaktır." Bu yazıyı yazmak için daha önce yayımlanan ya zılara bir göz atınca, medyamıza musallat olan pr mosyon damping hastalığının sıtma hastalığı benzeştiğini gördüm. Sıtma hastalığındatersiyar kuartana gibi üç ya da dört günde tekrarlayan a nöbetleri oluyor. Bizim medyanın da belirli aralık la promosyon ve damping nöbetleri tutuyor. Sıt« nın, küçüklüğümüzde kullanılan kinin, atebri' ilaçları vardı. Şimdi daha da etkilileri çıktı. fi J kâğıdın üzerine "sıtmanın anası", ikincisiriı' ^ rine "s/fman/n/(end/s/"yazıpbirtassuyun için. rak ayazda bekletip içmenin sıtmayı geçirecr, inanılan kocakarı ilaçları da yok değil. Sorumlu bakanlarımızla tüketiciyi koruma ve MArkası 15. Sayfada ,„ M> Yabancı Dilde Eğitim Yıkımı... niversitclenmize "yardımcıducentlik'' ya da "doçentlik" kadrosu ıçın başvurduğunuzda, ilgili rektör ya da dekanların şu sorusuyla karştlaşıyorsunu/: "Sizin hiç yabancı dilde ve yabancı bir ülkede yayımlanımşbiryayınını^varmı?" Bu soruya ben şöyle bir yanıt veriyonım: "llayır efendim, benim kendi alanımda Türk üniversite iiğrencileri için yazdıgım meskk kitaplanm ve yayımlarını var. Ancak, yabancı dil hilip bilmedigimi (igrenmek istiyorsaııiA bu yayımlanmı hiiyiik ölçüde yahancı dilde yazılmi!) escrlerden yararlanarak j;erceklestirdim. Ben bir Tiirk aydını olarak, kendi ülkenıiıı dilindc eserler vcrmek ve kendi insanıma kendi dilimde hitap ctmck isteriııı." Böylc bir yanıt verdigınıztakdırdc,uK"z<'*!*'ünıvcrsıtelenmız'de size iş verilmiyor. • ' Burası bir sömürge ülkesi midır ki, ben yapıtlanmı /•kendi dilimden başka dillerde yazayım? Bu denli yo U Dr. HUNER TUNCER ğun bir aşagılık duygusuna baska hangi ülkenin halkında rasllanılabilir acaba? Insan, ancak yaza yaza dilini geliştirebilir. Bizim aydınımız <ıa, yaza yaza Türkeesini daha yctkinlcştircccktır. Oysa, bizlcr yabancı dillerde yazmaya özendınlirsek, o zaman hcm kendi öz dilimizi zayıflatmıij oluruy hcm dc hiçbir zaman başka bir dıle kendi öz dilıtnız gıbi cgcmcn olamayız. Bu böyle biline! Ünıversılc hocalanıııız, önceliklc, kendi konu$ma ve yazma dillcriyle ögrencilerine önıek olmalıdırlar. Zaten zayıl bir Türkeeyle yctişmiı> olan bugünün Tiirk gencı, hiç dcgilsc. üniversitcde kendi dilini gcliştirme ve düzeltmc olanağına sahip olmalıdır. Yabancı dil öğrenmek ondan sonragelmelidir. Ben, ünivcrsitelerimizdc I ürkçcyı dahadoğru düriist telaiTuzedemeyen ve Türkçc dılbilgisinde yanlı^lıklar yapan hocaların, yabancı bir dilde öğrencilcrc eğitim verdiklerine biıçok kez tanık oldum. Pek tabiidir ki, böyle hocalardan eğitim alan ögrcncilcrimi/ dc, ne I ürkçcyi nedc ögrcnim gördüklcri yabancı dilı taın anlamıyia kavrayabılıyor!.. Kendi öz dilini as.agılayan ve yükscköğrcnimini yabancı dillerde yapmayı yeglcycn bir ulus, uluslararası toplulukta hiç ıtibar sahıbı olabılır mı'.' Kcndı diline, kiiltürüne vc kimltğinc sahip olmayan uluslar, öteki dünya ulusları tarafından düjlanırlar. Bugünün gclişmiş ülkeleri, sıyasal ya da ekonomik açılardan sömürgclctjtircmediklcrı gclışıne yolundaki ülkeleri, bu ke/ kültürcl açıdan sömürgclcstırmeyi aıtıaçlamaktadır Vc bi7İcrdc, bıınu bıle bılc vc kendi isteğiını? ve ıstencimızlc bu tuzaga düijmckteyiz. Burada lıemen aklıma ünlii bılım adamımız l'rot". Dr. OktaySinanoglu'nun "VabarKidillc eğitim ihanctlir" sözleri geliyor. Dünyanın hcmcn hcmcn hıçbır yerınde, yabancı dilı ögretmck için, kcndı dılını kaldırıp, ycrinc başka bır diİle eğitim yapan, dcrslcrı baijka dillerde veren bir cğıtım sistcmı yoktur. Ülkemıztle okuryazar kcsını, çocuklannı yabancı dilde eğitim yapan okullara göndcrnıeyi ycğlcmektedir. Türkçe eğitim yapan okullar, yabancı dilde eğitim yapan okullara kıyasla daha alt düzeyde göriilmektc ve adeta aşağılanmaktadır. Yabancı dilde eğitim yapan okulların sayısını arttırmak yerine, Türkçe eğitim yapan okullanmızda eğitim düzeyini yiikseltmeye ve bu okullarda yabancı dil eğitimine gercken önemi vermeye çaliijsak daha iyi olmaz mı? Bir ulus düşünün ki, bu ulus kendi dilini a^ağılamakta vc yabancı dillcri yüccltmcktcdir. Örncğin, aydınlarımız, çocuklarının bir yabancı dili çok iyi bilnıelerindcn övünç duymakta, bunıı hcrkesc iMiharla söylcmcktc; ancak yine aynı aydınlanmız, çocuklarının iyi Türkçe bilmemelerinden herhangi bir utanç duynıamaktadır. Budüşüncebiçimininsonuçlarınadayazılı vegörsel basımmızda tanık olmaktayız. Güzel ve zengin dilimizin, özellikle genç kıışaklar tarafından nc denli çarpıtıldığını ve ne denli yanlış, konuşulup yazıldığını görüyoruz. Ama bu orlamı bi? "biıyüklcr" onlara hazırladık ve şimdi de bunun sonuçlarına katlanmak zorundayız. YAŞAMIN RENKLİ YANLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle