24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 MAYIS 1998 ÇARŞAMBA •••*•• CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK I Baştarafi 1. Sayfada yorlar. Bu sonuç belki uzun süreli Fransız etkisinden, belki de Tunus halkının özümsediği dünya görü- şünden kaynaklanıyor. Yasalara geçmiş olsun veya otmasın; halkının yüzde99'unun Müslüman olduğu bir ülkede laisiz- mın yerleşmiş olması ılginç değil mi? Insan düşünmeden edemiyor. Laik Türkiye'de ıse Atatürk Cumhuriyetı'nin yetıştirdiği bir kadın, la- ikliğı dinamıtleyen görüşlere sahip bir partiyle iş- birliği yapabiliyor. Hangi işbirliği?.. Laiklik karşıtı bir partinin iktida- ra gelmesıni sağlıyor! ABD gibi özgürlüklerin rahatça yaşandığı bir ül- kede önüne çıkan üç Türk kızının kapatılan RP ile neden koalisyon yaptığı sorusunu başka koalis- yon imkânı olmadığı içın" diye yanıtlayabiliyor. Oysa... Neyse ki, yazının konusu şaibelergölge- sinde laiklfk sorunumuz değil. Tunus, yaşamsal açıdan Türkiye'yi andırıyor. Doğru. Fakat ne çare; Türkiye -hele bir konuda- Tunus'u ne andınyor ne de benziyor. Andımnıyor, evet benzemiyor da: Tunus'ta -1997 saptamalarına göre- enflasyon yüzde 3,7! Evet, yanlış okumadınız, enflasyon yüzde üç vir- gül yedi.,. Benzeşmeyen bir başka yanımız daha var Biz- de işsizlik yüzde 20'lerde seyrederken, Tunus'ta yüzde 15. Kalkınma hızı da yüzde 4,6. Geçende bir haber çıktı gazetelerimızde: Bir mil- letvekiline yapılan özel saglık harcaması. 2.700 dolar. Yaklaşık 540 milyon lıra. Oysa bir SSK emek- lisi ya da işçısine (örneğin 1952'den beri belki kırk yıla yakın sigortaya prım odeyen benim gibilere) yapılan sağlık harcaması ise sadece 37 dolar. Ya- ni 7 milyon 400 bın lira. Ya evrensel Kenan Bey? Hadi diyelim ki; milletin seçtiği milletvekillerinin sağlıklanna görev yaparken özen göstermek boy- numuzun borcu. Milletvekilliğinden düştükten, yani siyasetten emekli olduktan sonra da lüks ve çok pahalı has- tanelerde (örneğin Ankara'da Bayındır gibi) özen- le "bedava tedavi" edilmelerinin -ne olursa olsun- nedeni anlaşılır gibi değil. Tunus'taki enflasyondan girdik, bakınız nerele- re geldik. Neyse ki, Tunus'a gelirken içimizi ısıtan bir IMF haberi gazetelerde boy göstermeye başlamıştı. Türk masası şefı Maıün Hardy ekonomimizde- kı son gelişmelere "olumlu baktıklarını" söylüyor. Hardy, "Son üç aydır enflasyonda görülen ge- rileme "den söz ediyor. Yüzde 101 'den yüzde 99'u biraz aşan noktaya gelmemizdeki "olumlu geliş- medenl Oysa Türkiye'de enflasyonun hızla ineceği mer- divenleri çok yavaş ındiğını, ama tersine yavaş çı- kacağı basamakları hızla tırmandığını bilen halkı- mız, Hardy'ye ve tabii güneş ekonomistimız Ta- ner'e pek güven duymuyor. t Doğrusunu söylemek gerekirse; Burgiba'yı "bir darbe" ile indirip yerine oturan Tunus Devlet Baş- kanı Zine El Abidin Bin AJi'yi gördükçe ya da re- simlerine baktıkça "bizımkini" anımsıyorum. Hani şu geçenlerde on dakikada yaptığı yağlı- boya Atatürk portresi 105 milyara alıcı bulan ev- rensel Kenan Bey'imizi... Biliyorsunuz; evrensel Kenan Bey, "Hamamda Kızlar" resmini, genç bir foto muhabirinin gazete- de yayımlanan renkli fotoğrafını karşısına alarak, ama foto muhabirinden ızin almaya bile gerek duy- madan yapıp, satışından milyarlarca lira kazanan general emeklisi. ' Atatürk portresi de renklerıyle, çizimleriyle mut- laka bir fotoğraftan aşırmadır, ama altındaki imza Kenan olunca 105 milyar! Gazetedeki son fotoğrafında üç tane tatlı, güzel genç kızımızın ortasında duruyor. Diyorum ki; ev- rensel Kenan Bey, şimdi bu resmi alır. Rengiyle çizgileriyle aynen tuvale geçirip... Üstüne "tıpkı ba- sım benim portrem" yazarak... Satar mı satar. Evrensel Kenan Bey de, 12 Eylül darbesini ya- pıp, sonra özendiği ressamlıktan köşeyi döndü ya! Siz ona bakın.. Iinç saınkları DGlVFde • Baştarafi 1. Sayfada lirtilmesı üzerine burada arama yapıldığını açıkladı. Uğur Gür, bunun üzeri- ne olayla ilgili olabilecek- leri gerekçesiyle burada bulunan Fatih Vıldınm. Resut Güven. Kürşad Şa- hin. Bfilent Eken. Abdul- lah Ayan. Tuncay Vılmaz. Hüseyin Aktekinoğlu, Mustafa Emin Yardak. So- ner Gökgül, Kürşat Duy- gulu, Erhan Bayram, Ser- kan Karadeniz. Erkan Al- tun. Gaüp Ayyıldız, Fahret- tin Tunç. Ozay Gündüz \e Fazıl Alim Merdanov'un gözaltına alındığinı söyle- di. Kavga sırasında bıçak- Iarla restorandan çıktığı görülen Sezai Koçyiğit'in de daha sonra gözaltına alındığını kaydeden Emni- yet Müdürü Gür, cumhuri- yet savcılığının talimatı ûzerine Ülkü Ocağı'nda yaptıklan aramada da 1 makas, 1 adetkelebektabir edilen bıçak, 1 adet ko- mando bıçaği tabir edilen kama ve gözaltına alınan Erkan Aitun'un olay son- rası üzerinden çıkardığı be- lirlenen, bıçakla kesilmiş kanlı bir gömlekJe ceketin bulunduğunu belirtti. Emniyet Müdürü Gür, bir amatör kameramanın olayı görüntülediğının be- lirlenmesi üzerine, bu ka- setın temin edilerek ince- lemeye alındığını da bildir- dı. Gür, video görüntüleri- nın incelenmesı ve gözaltı- na alınanlann sorgulan so- nucu, gece saat bir strala- nnda caddede karşılaşan ve okuldan birbirlerini ta- nıyan karşıt görüşlü Kenan Mak, arkadaşı Mustafa Or- han ile Ülkü Ocağı Dergi- si Temsilcıliği'nden çıkan Fahrettin Tunç. Abdullah Ayan ve Kürşad Şahin'in önce küfürleştiklerinin, birbırlerine el kol hareketi yaptıklannın ve Ayan'ın Orhan'a bir tokat atmasıy- la kavganın büyüdüğünün tespit edildiğini kaydetti. Bolu Emniyet Müdürü, bu sırada Serdar Koçyiğit, Fe- rit Öncel ve Sezai Koçyiğit ile Ülkü Ocağı Dergısi Temsilciliği'nde bulunan kişılerin de katıldığı kav- gada, Kenan Mak'ın Soner Gökgül tarafindan bıçakla yaralandığının tespit edil- diğini belirtti. Bolu'da 6 yıldır görev yaptığını ve gerek uyuştu- rucu kaçakçılanna, gerek- se Hizbullah örgütü üyele- rine göz açtırmadığını be- lirten Gür, bu olay sırasın- da da olaya anında el koyup suça iştırak edenleri yaka- ladıklannı vurguladı. Ob- jektif olarak işini yaptığını söyleyen Gür, soruşturma ve video görüntülerinin iz- lenmesi üzerine yakalanan 21 kişinin sorgulanmalan- nın tamamlandığını, bugün Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'na sevk edile- ceklerini bildırdi. Emniyet müdürü, HADEP'Ii oldu- ğu belirtilen Mustafa Or- han'ın da diğer sanıklann davacı olması nedeniyle gözaltında olduğunu söy- ledı. Saldırgaıılarm adresleri aym BM^eden 7JANKARA(CumhurivetBürosu)- Ülkü Ocaklan Dergısfnde geçen ko- lum, elımiz, üzerimiz, başımız kan. ûçümüz bırlikte aşağıya inecektik. *r trüyonlukpeşkeş ANKARA (Cumhurijet Bürosu)- Inönü Üniversıtesi öğrencısı Ümit Cihan Tarho'yu öldürmekten yargı- lanan sanıklann ifadeleri, Ülkü Ocaklan Dergisi temsilciliğinin "ör- güt evi ve dernek" gibi kullanıldığı- nı ortaya koydu. Sanık ifadelerinde yer alan bılgiler, dergı temsilcilikle- rınde lıselı öğrencılere siyasi propa- gandalar yapıldığını da açığa çıkanr- ken, amaç dışı kullanılan Ülkü Ocak- lan Dergisi Malatya temsılciliğinden sorumlu kişiler hakkında hiçbır iş- lem yapılmaması dikkat çekti. Ümit Cihan Tarho'nun ramazan ayında oruç tutmadığı gerekçesiyle bıçaklanarak öldürülmesi olayının sanıklarından Caner Oztûrk ile Mehmet Hanefi Azdikoğlu, Terörle Mücadele Şubesı'nde verdikleri ıfa- dede, olayın ardından toplandıklan Ülkü Ocaklan Dergısf nde geçen ko- nuşmalan anlattılar. Sanıklar, Ülkü Ocaklan Dergisi Malatya temsılcili- ğinden "ocak" ve "merkez" dıye söz ettiler. Azdikoğlu, sorgusunda, Tar- ho'nun öldüriilmesıne neden olan kavganın ardından dergı bürosuna döndüklenni ve olayın sanıklanndan Kadri Kdıç'ın, dergi bürosunda bu- lunan lıseli öğrencılere "oruç" hak- kında bilgi vermek amacıyla üzerin- de kan lekeleri olan kazağıyla, bu öğrencilerın bulunduğu odaya gitti- ğinı söyledi. Azdikoğlu. "Kadri, masanın üzc- rinde bulunan bıçağı beline sokarak odadan çıktı. Liseli öğrencikrin bu- lunduğu oda>a geçti. Ben de Kad- ri ;vle birlikteögrencikrin .vanına git- tim. Kadri öğrencilere. 'Bakın oğ- z, başımız kan. Bır an önce liseyi bitirin, üniversite- ye gelın, çoğalalım' şeklinde konuş- malaryaptT dedi. Caner Öztürk de, liseli öğrencilere dergi bürosunda ders verildiğinı dogruladı. Öztürk, olayın yaşandığı gün ikı solcu öğ- rencinin kantınde sigara ıçtiklerini, Bedri Yaylagül'ün bu öğrencilerin yanma gıderek, orada sigara içeme- yeceklerini söylediğinı belirtti. Bu uyannın üzerine Kadri Kılıç ve Bed- n Yaylagül'le solcu öğrencilerin kan- tinde kavga ettiklenni kaydeden Öz- türk ifadesine şöyle devam etti: "Bu olaylarm ardından biz sınava girdik. Daha sonra yanıma Bedri Yaylagül geldi ve asağjda 100-150 Id- şüik solcu grup toplandrğını, iştetme fakültesinin kannnini basngınısövie- di. Bu sözieri Kadri Kıbç duydu ve ûçümüz biriikte aşağıya Bedri, koridordan geçerken tuvale- tin kapısuun yanında bir firça vardı. Bu nrçanın sapını ikiye bölerek bir parçasını paltosunun alüna sakladL Bir parçasını da ben aldm. Biriikte kantine indik. Kadri Kılıç, 'Bu böy- le olmayacak, merkeze gıdelim' de- di Biz de 'Tamam ineriz' dedüc" Bu olayın ardından okulun dışına çıkarak, dolmuşa bindiklerini belir- ten Öztürk, Kadri Kıhç'ın yüksek sesle söylediklerini şöyle aktardı: "Kadri Kıhç'ın önündeki koituk- ta bir bayan ile bir erkek öğrenci oturuyordu. Kadri. bayanın yanın- daki erkeğe duvurmak amacıyla bayanın yüzüne bakarak, 'Bunlan vurmazsak olmayacak. Okulu kan gölüneçevirmek lazım ki akıllansın- lar" dedi" MUTLUSERELİ ANKARA - FP'Ii Ankara Anakent Beledıyesı, Türk Mımar ve Mühendis Odala- n BırliğTne(TMMOB)bağ- lı meslek örgütlen ve ilgili tüm kunımların ıtirazlanna karşın sürdürdüğü Akay köprülü kavşak ıhalesıni par- tiye yakın şirkete verdi. Be- ledıyenm 7.5 trilyon lırahk ışinı alan şirketın aldığı tek büyük iş, yine beledivenın başka bir köprülü geçit iha- lesi. Şirketin sahibi Salih Bezri, FP'hlerin kurduğu Kı- Ulkü Ocakları'ııın tarihçesi FaşİSt SaldlTiya protestO tstanbul Haber Servisi - Son günlerde yeniden gündeme gelen Ülkü Ocaklan'nın geçmişi 1969yılınadayanıyor. Kuruluşun- dan bugüne dek pek çok kanlı olayın adre- si olan Ülkü Ocaklan, Türkiye'ye 29 yıl- da Abdullah Çatiu Oral Çelik. Mehmet Ali Ağca, Drej Ali, Aiaattin Çakıa'yı 'arma- ğan'-etti. MHP'ye bağlı Genç Ülkücüler Teşkila- tı, 1969 yılında kuruldu. 12 Mart 1970'te kapatılan teşkilat, Genç Ülkücüler Teşki- latı adı altında yeniden örgütlendi. Teşki- lat 1970"lı yıllann ortalanna kadar Ülkü Yolu Derneğı ve Ülkücü Gençlik Derneği adlannı kullandı. Bu tarihten sonra ıse der- nek olarak degıl, dergi temsilciliği statüsü- ne büründü. Bu yıllarda derginin genel yayın yönet- meni Ülkü Ocaklan Genel Başkanı statü- sündeydi. Çeşitli ıl ve ilçelerdeki Ocak baş- kanlan ise yasal olarak birer dergi temsil- cisi konumunda bulundu. 12 Eylül 1980 darbesinde dergi kapatıhrken 1994 Ocak ayma kadar Bızim Ocak adıyla örgütlen- mesini sürdürdü. Bizim Ocak, 12 Eylül or- tamında yetişen kolejli öğrencilerin ve zen- gın aile çocuklannın içine yayıldı. 1993 yılından itibaren ise çoktan liselerde haraç toplama gibi çete faaliyetlerine başlanmış- tı. Yasaklann kaldınlmasıyla 1994'ten son- ra Ülkü Ocaklan adı yeniden benimsendi. 1980 sonrasmda çek-senet mafyasıyla bir- likte anılan Ülkü Ocaklan, 1990'larda bu imajmı değiştırmek için PKK'ye duyulan öfkeyi kullandı. Asker uğurlama törenle- rinde. şehit cenazelerinde ve futbol maç- lannda boy göstererek taban arayışlanna girdi. Üniversitelerdeki sol görüşlü öğrencile- re karşı gerçekleştirilen baltalı, satırlı sal- dınlann kaynağı Ülkü Ocaklan, MHP Ge- nel Başkanı Alparslan Türkeş'in ölümü- nün ardından parti içi çekişmelerde koz olarak kullamldı. Türkeş'in ölümünün ar- dından yapılan MHP kongresinde olay çı- karan ve "iltegaliteyeçekiliriz*' diyen done- min Ülkü Ocaklan Başkanı Azmi Kara- mahmutoğlu, genel başkan adaylanndan Muharrem Şemsek tarafindan "çete reisi gibi davranmakla" suçlandı. Ülkü Ocak- lan'nın kaba kuvvete dayalı bir çeteye dö- nüştüğünü vurgulayan Şemsek, Ülkü Ocaklan 'nı "yeniçerilere" benzettı. Ocak- lann yasal ve meşru zeminden kaydığının aitını çizen Şemsek, buralann kapatılma- sını istedi. Politikanın ülküdaşlan ANAP: Lütfullah Kayalar, Yaşar Oku- yan, Agâh Oktay Güner, Mustafa Taşar, Yaşar Eryılmaz, Sadi Somuncuoflu. Ilhan Kesici, Feridun Pehlivan, Hasan Korkmaz- can, Burhan Kara, Naım Geylani, Adil Aşı- nm, Rüştü Kâzım Yücelen, Ahad Andican, Şadan Tuzcu, Esat Bütün, Ekrem Pakde- mırli, Abdülkadir Baş, Ersin Taranoğlu, Cemil Çiçek, Yaşar Topçu, Şinasi Altıner DYP: Ayvaz Gökdemir, Mehmet Sağlam, Sabri Güner, Ismail Karakuyu, Tevfik Dı- ker, Refaiddin Şahın, Sedat Edıp Bucak, Is- mail Köse, Ömer Bilgin, Namık Kemal Zeybek, Mehmet Ağar, Mustafa Zeydan, Saffet Ankan Bedük, Abdülbaki Ataç, Ali Şevki Erek, Ünal Erkan, Cihan Paçacı, Ha- lil Şıvgın, Hasan Celal Güzel, Melih Gök- çek, Nevzat Kösoğlu, Gökhan Maraş. Yeraltı dünyasının ülkücüleri: Aiaat- tin Cakıcı. Drej Ali lakaplı Ali Yasak, Tev- fik Ağansoy, Nihat Akgün. I Baştarafi I. Sayfada rencılenn faşıst saldınlan protesto yürüyü- şüneÖgretim Elemanlan Sendikası (ÖES) üyesı öğretım üyeleri de destek verdi. Kampus ıçinden Beyazıt Meydam'na doğ- ru yürümeye başlayan öğrenciler, "Susma- yacağız" ve "Faşist katilkr yargüansın'" yazılıpankartlaraçtılar Kampus girişinde- ki demır kapıyı açtırarak Beyazıt Meyda- m'na çıkan öğrenciler, çeşıtlı marşlar soy- lediler. Bolu'da katledilen Kenan Mak'ın resimlerini tasıyan öğrenciler, "devrimşe- hhieri" ıçin bir dakika saygı duruşunda bu- lundular. Üniversıte öğrencıleri adına ya- pılan ortak açıklamada, "Faşist katiHerin saldınlan sağ-soi çabsması olarak gösterü- di Faşistler aldanmak istendL Ümit Cihan Tarho'nun, Ali Serkan Eroğlu'nun ve Ke- nan Mak'ın hesabını faşistlerden soracağız. Faşist katiUere gereken cevap verilecek ve ünrversiteler faşist çetelere teslim edinneye- cek" denıldı. Açıklamanm ardından tekrar üniversiteye giren öğrenciler Atatürk Anı- tı'na dek, "Kahrolsun MHP", "Katil MHP" ve "Ülkü Ocaklan kapatusın" slo- ganlan atıp yürüdükten sonra olaysız bir şekilde dağıldılar. HADEP Bolu il binasmda basın açıkla- ması yapan 20 kışılik bır grup da daha son- ra Kenan Mak'ın öldürüldüğü caddeye gi- derek karanfil bıraktı. DTP Genel Başkan Yardımcısı Yıkhnm Aktuna Ülkü Ocakla- n'nın RP gibi yasal incelemeye tabi turul- masını ve gereginin yapılmasını istedi. Öğ- retim Elemanlan Sendikası (ÖES) Genel Başkanı tzzettin Önder. faşist saldınlarla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Can gü- venfiği, öğretim elemanlan kadar öğrenci- ler için de önemft Güvenlikgüçleri sakkn- 10 yılın en sivri okları. lara karsı görevlerini hakkryla yapmabdır" dedi. IHD Istanbul Şubesi. Çağdâş Hukuk- çular Derneği, Öğrenci Aıleleri ve Yakın- lan Derneği, Tuncelililer Derneği, Göç- Der, Özgür Kadm Derneği, ÖDP, DBP adı- na dün IHD tstanbul Şubesi'nde yapılan basın açıklamasında Kenan Mak'ın öldü- rülmesinin ırkçı sıstemin bir parçası oldu- ğuna dikkat çekildı. DlSK'e bağlı Genel- lş Sendikası lstanbul 3 No'lu Şubesi, Eği- tim-Sen tstanbul 1 No'lu Şubesi de olay- lan kınadı. tP Beyoğlu tlçe Örgürü'nden yapılan açıklamada da bır ay önce açılan Ülkü Ocaklan ve MHP Okmeydanı Tem- silciliği'nın halka yönelik saldm ve kış- kırtmalann merkezi olduğu öne sürüldü. TBMM^detartışıMı Mak'ın faşistler tarafindan öldürülmesi CHP tarafindan Meclis gündemine taşın- dı. CHP tstanbul Milletvekilı Algan Haca- logJu. TBMM Genel Kurulu'nun dunkü birleşiminde gündem dışı söz alarak Bo- lu'daki olaya değindi. Hacaloğlu. "Kenan Mak'ın annesi, oğlunun cenaze töreninde desletin ülkücü çetelere göz yumduğunu, bu nedenle katillerin ceza alacağını sanma- dtğını söyledi. Bundan ders alınması lazım. TBMM, ülkücü şiddetin üzerine gitmeli- dir" diye konuştu. Hacaloğlu'na hükümet adına yanıt veren Tanm Bakanı Mustafa Taşar, 12 Eylül ön- cesi uygulanan senaryolann gündeme ge- tinldiğıni savundu. Birleşimi yöneten TBMM Başkanveki- li Genç de u Kenan Mak'ın annesine sesle- nıyorum; oğlunun kanı yerde kalmayacak. Adalet onu katkdenlere gereken cezayı ve- recektir" dedi. CHP grubunun basma ka- palı bölümünde de "ülkücü terörii" tartışıldı. Yılmaz Ateş, toplantıda, köktendın- ci ve milliyetçı hareketin son dönemde yaygın bir örgüt- lenme firsatı bulduğunu be- lirterek "Bu hareketler İçiş- leri Bakanının kimliginden destek almaktadır. Bakan hakkında verilecek bir gen- soruyu destekieyeüm ya da bizbir gensoru önergesi vere- Hm" dedi. Bu öneriye top- lantıda sessiz kalan Baykal, gazetecılenn sorulan üzen- ne "gensoru konusunda bir karar vermediklerini" söy- ledi. Çiller döndü lstanbul Haber Servisi - ABD'den dün Türkiye'ye do- nen DYP Genel Başkanı Tan- su Çiller, ellennin kendisıni suçlayanlann yakasında ol- duğunu söyledi. Çiller, hakkında C1A ajanlığı ve eroın kaçakçılığı- na kadar çeşıtlı suçlamalar yapıldığını belırterek "Her şey elinizde. Eğer herhangi bir şey ortaya çıkaramazsa- ntz, benim elim sizin vakanız- da olur. Hâlâ bckliyorum. Tek bir belge bekfiyorum" dedi. Atatürk Havalimanı'nda ABD'deki temaslanyla ilgili bilgi veren Çiller, orada "Dgi gördüğünü" söyledi. Çiller şunlan söyledi: "Üzüierek izlediğim mese- le şu olmuştur. Bana, Sıyası istikrarsızlık Türkiye'yi 21. yüzyılda nereye taşıyacak? Türİcıye kayan bir yıldız mı' gibi sualler yöneltibniştir. Bu suallerin arkasında gördü- ğûm şey, Türk demokrasisi- nin yara almışlığının dünya kamuoyuna aksetmesi oi- muştur" Oklar yağıyor. Türünün tek örneği, sektörün gözbebeği herkesin başını döndürüyor. 10 yılın en sert elması en sivri, en parlak, en sağlam okları üzerine çekiyor. Teşekkürler Türkiye! Fakat unutmayın ki kampanyalar her zaman stoklarla smırh oluyor. Beklenenin tersine, son katılma tarihi 8 Mayıs Cuma kesinlikle uzatılmıyor. Hâlâ bir şansınız varken elinizi çabuk tutun, 1 Mayıs 1997-30 Nisan 1998 arasında edındiğinız birikimlen RekJamcılar Derneği'ne teslim edin. Hazırhklarımz boşa gitmesin. 10 yılın büyük fırsatını kaçırmayın! Raüunalaı Dmıcgı Yılda Çıçegi Sol. Nn 1» Eakr, IKM30 Uunbul Ttt (212ı 257 88 73 (3 h»l) Fakı: (212) 257 88 70 wwwji otg.tr / rriıfcr*5upcronluıc.conı zılcahamam Çamlıdere Eği- tün ve Sosyal Yardımlaşma Vakfi'nın(ESYAV)da genel başkanı. 12 Mart 1998 tanh ve 23284 sayılı Resmı Gaze- te'de yayımlanan ilanda, Akay Caddesi'nde köprülü kavşak yapılması için kapa- lı zarf usulü ihale yapılacağı duyuruldu. İlanda işin tahminı bedelı- nm 1997 fiyatlanyla 1 tril- yon 250 milyon lira olarak duyurulmasına karşın, ihale BESA'ya 30 milyon dolara (yaklaşık 7.5 trilyon lıra) bı- rakıldı. Gökçek, Akay Kav- şağı'nda bır köprülü geçit yapılacağını kısa süre önce düzenlediğı bir basın toplan- tısıyla duyurmuştu. Toplantıda ihalenin bu- günkü rakamlarla ne kadara mal olacağının üzerinde du- rulmazken. Gökçek gazete- cilenn ihalenin hangı firma- ya bırakıldığı sorusunu "Şu anda hatuiamıyorum" ge- rekçesiyle yanıtsız bırakmış- tı Ankara Anakent Belediye. Meclısi bağımsız üyesı Mu-,, zafferSaraç, ESYAV'ın din- ci bır vakıf olduğunu ve Anakent Belediyesi'ne ya»; kmlığının bilındiğını vurgu- ladı. Şirket ve vakıfarasında- kı bağlantıya dikkat çeken Saraç, ESYAV'ın yöneticile- n arasında Fazılet Partısi 'nin kuruculanndan Mustafa Ça- kır ve OSTtM Sanayı Sıtesi Yönetım Kurulu Başkanı ve OSTtM TV'nin sahıplenn- 1 den Orhun Aydın'ın da bu- - lunduğunu belirtti. 2 Kasım 1995 tarihinde kurulan BESA'nın sermaye- sinın 1 milyar lıra olduğunu belirten Saraç, şirketın hisT selerinin yüzde 85'inin Bez-t cı'ye, yüzde 15'ınin de ışa- damı Sacit Güren'e aıt oldu- ğunu söyledi. Saraç, kurulduktan çok kı- sa süre sonra 1996'da eski termınal bınası önündeki köprülü kavşak geçitıni yap- mak üzere belediyeden ilk ıhalesinı alan BESA'nın he- nüzbitirdiği hiçbirişi bulun- madığına ışaret etti. Lovis'den B Baştarafi 1. Sayfada bya dövizin hızlı artışı da eklenince kurumun faali- yetleri durma aşamasına geldi. Durumu ve ödeneğin arttınlması gerektiğini Başbakanlık'a yazüı olarak bildirdik, ancak şu ana ka- dar bir yanıt gehnedi" Akademinın içine düştü- ğü darboğazdan kurtanla- bilmesi için binpk ışadamı ve firmadan da yardım is- tendiğinı anlatan Çavdar, "Ne yazık ki başvurulan- mıza yanıt bile veriunedi. Yalnızca Koç Grubu olum- suzyanıt vermekle yetindi" dedi. Princeton Üniversite- sı'nde görev yapan Lewis, Atatürk devrimlerini, Or- tadoğu coğrafyası ve Islam ülkeleri açısından en iyi yansıtan bilim adamlan arasında sayılıyor. "Atatürk hayranı ve Türkdostu" olarak bilınen Levvis, özellikle ABD'de- ki bazı platformlarda Tür- kiye aleyhine propaganda- lara karşı çıkmıştı. Arala- nnda Arapça, Turkçe ve Endonezyacanın da oldu- ğu 20'den fazla dile çevn- len kitaplanndan bazılan şöyle: Ortadoğu, Araplann Ta- rihi (1950), Modern Tür- kiye'nin Doğuşu (1961), tstanbul ve Osmanh tmpa- ratorluğu"nda Medeniyet (1963), Avrupa'nın lslamı Keşfî(1982).tslamınPoh- tik Dili (1988), Ortado- ğu'da Irk ve Tutsaklık, Hı- nstiyanlar, Müslümanlar ve Yahudiler Arasında Kültürel Kanşıklık (1995). Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi'ne insanûstü emeği geçen Prof. Dr. BORAATAMAN'ı yitirdik. Sevenlerinin acısını bizler duyuruyoruz. Arslan AKGÜNLÜ RahmiAYHAN Sinan ÇETtNDAĞ Aslı ÖZER Berran ÖZTÜRK Ertuğrul SABAH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle