Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 MAYIS 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
'Artıl
kurul la konuştu
çozum sunacagız
CHP
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal, 28.
Olağan Kurultay'm açılı-
şında yaptıği konuşmada,
" Bu, çok uzun zamandır önemli bir iç ça-
üşma ve tarrjşma yasamadan gerçekleştir-
diğimiz ilk kurulta>. sosyal demokraüar.
birbimle çanşan. birbirine tuzaklar ku-
rsn siyaset anlayışını bir tarafa bırakıp
kendi iç dünyasında bütûnlfiğü gerçekieş-
tirdi. Arük iilke sonınlanna çözümler
snnma aşamasındayız" mesajı verdı.
Kendisini "oynaklıkla" suçlayan Başba-
kan Mesut Ydmaz'a "Aynaya baksın"
karşılıgını veren Baykal. "Öynak sözü-
nün oflun ağzmayalaşmadığını ve başına
çok iş açacağını bir daraşmanı Başba-
kan'a hanrlatmaüydT dedi. CHP lideri.
"bu hükümetin koîtuk değneği ve spetne-
sjobnayacakiannı" söyledı. Baykal, IHD
Genel Başkanı Akın Birdal'a saldıranla-
nn Yeşil'in adamlan olduğunun anlaşıl-
dığını aktanrken de "Peki sormak lazım
YeşÜ künin adamı?" sözleriyle hüküme-
ti suçladı. Baykal, Türkiye'deki bunalım-
lardan çıkış yolu olarak altın üçgen mo-
delini sunarak "Devlet sosyal, ekonomi
üretkenvesiyasetdemokratikolacak'' di-
ye konuştu. Baykal, partisinin 28. Olağan
Kurultayı'nda konulanna göre özetle şu
konuşmayı yaptı:
İç çekişmesiz kurultav: Ku-
rul tay CHP'nin
uzun süreden beri
ilk tartışma ve ça-
tışma yaşamadan
gerçekleştirdigi ilk
kurultaydır. Içe dö-
nük tartışmanın ar-
tıkgeridebırakıldı-
ğı, sosyal dernok-
ratlann iç bütün-
leşmesini gerçek-
leştirdiği dışa yö-
nelik çalışmalanna
hız verdikleri ilk
kurultaydır. 12 Ey-
lül'den sonra dağıl-
ma ve parçalanma
sorunlannı yaşa-
dıktan sonra kay-
naşmayı başaraca-
ğımıza hiç kuşkurr
yok. Hareketin bu
noktaya gelmesin-
de büyük emekler
harcandı. Bu tablo
sosyal demokratla-
ra kıvanç*veriyor.
Birbiriyle tartışan, birbırine tuzak kuran
siyaset anlayışını bir kenara attık. Gele-
cekte daha da ileri gideceğız ve geçmişin
tüm olumsuz kahntılannı sileceğiz.
İlk kez bu kurultayla kurultayın huku-
ki gereklerini yerine getirmenin yanı sı-
CHP lideri Deniz Baykal, kurultay konuşmasında radikal sağın virüsierinin
merkezsağa da bulaştiğını söyledi.(Fotoğraf: HASAN AYDIN)
ra. iilke sorunlanyla ilgili Çözüm önerile-
rimizi de kamuoyuna sunacağız.
Enflasyon: Çok yönlü krizlerden
oluşan bunalım yumagı Türkıye'yi çev-
relerken, gözler, umutlar. dikkatler
CHP'yeyönelmiştir. Uzun sürediruygu-
lanan sağ politi-
kalar nedeniyle
Türkiye inİcâr
edilemez buna-
lımlarlakarşıkar-
şıyadır. Onlardan
biri ekonomiktir.
Ekonomik buna-
lımın enflasyon-
dan güç aldığı
doğrudur. Türki-
ye 20 yıldır yük-
sek enflasyonun
baskısi altındadır.
Ekonomik ve
toplumsal yaşa-
mımız bundan
ağırbiçimdeetki-
lenmektedir.
Dünyadaki 186
iilke arasında bu
denli yüksek dü-
zeyde enflasyonu
uzun süre taşımış
başka ülke yoktur.
20 yıldır bizde
yüzdeöO'layüzde
100 arasında değişen bir enflasyon ege-
mendir. Bunun kriz ve tıkanıklık yaratma-
ması söz konusu olamaz. Böyle bir enf-
lasyon iç banşı ve toplumsal dengeleri
sarsar. Böyle bir enflasyonun Türkiye'de-
ki yansıması ekonomik. sosyal, ahlaki de-
KONUKLAR
'Türk
halkı
potitika
değişikliği
istiyor*
ANKARA (Ctım-
huriyet Bürosu) - CHP
kurultayını çok sayıda
yabancı konuk da izle-
di.
Avusturya Sosyalist
Partisi Milletvekiti ve
Avrupa Topiulugu Sos-
i yalistGrubuTemsilcisi
Hannis Swoboda. Al-
manya Sosyal Demok-
rat Partisi'nden (SPD)
Gerd Andres, Gisete
Nauck ve Türk kökenli
milletvekili Leyla
Onur, Avrupa Birliği
Dışilişkiler Sekreteri
Susanne GauL Danış-
man Patric CasteBo.
Norveç tşçi Partisi Mil-
letvekili Haaton Blan-
kenborg. Dışilişkiler
Sekreteri TonjeWestby,
Isveç Sosyal Demokrat
Parti Sekreteri Monfca
Andersson.KıbnsCTP
Genel Sekreteri Ferdi
SaWt Soyer ile TKP
Milletvekili Mustafa
Akmç kurultayı izleyen
yabancı konuklar ara-
smdaydı.
Swoboda ile OntiT,
yabancı konuklar adına
kısa birer konuşma
yaptılar. Swoboda. Av-
rupalı sosyal demokrat-
lar olarak Türkiye'yi
Avrupa Topluluğu'nda
görmeyi istediklerini
belirtti. Sosyal demok-
rasinin, 'daha güçlü bir
ekonomL daha iyi ya-
şam standardı. daha iyi
insan haklanvedemok-
rasi' demek olduğunu
belirten Swoboda, tüm
bunlann AB kadar Tür-
kiye için de geçerli ol-
ması gerektiğini kay-
detti. Onur da. Türki-
ye'de yaşayan insanla-
nn artık politika ve ik-
tidar değişikliği is-
tediklerini belirtti.
Muhalifler, Cenel Başkan Deniz Baykal yönetimini partiyi sağa kaydırmakla suçladılar
'CHP seçime hazır değir
OLCAY
AYDİLEK
CHP ANKARA -
Kurultay
yanşında listeyı zorlamakla
yetınen muhalif
milletvekilleri ve Parti
Meclısi üyelen, Deniz
Baykal yönetimini. 'partiyi
sağa kaydınnak ve k;
parçalanmaya uğratmakla'
suçladılar. Muhalif
milletvekillen Aydın Güven
Gürkan,Ercan Karakaş,
SeyfıOktayveFıkri
Sağlar ın yaptıklan ortak
yazılı açıklama kunıltayda
delegelere dağıtıldı.
Muhaliflenn eleştirileri
şöyle: 4 milletvekili: Siyasal
dinciliğin gücü ve yaygınhğı
Aralık '95 seçimlerinden
sonra ortaya çıktığında
bekledik ki parti yönetimi
laik, demokratik. sosyal
hukuk devletinin ağır bir
aşındınlmaya uğramasmın
nedenleri ve bunlann
giderilmesi yolunda verimli
bir tartışma açar ve buna
dayanarak yeni bir siyasal
proje oluşturur. Bunu
bekledik, ama hiçbir şey
yapümadığını gördük. Parti
politıkalannın ve
doğrultusunun oluşturduğu
vahim boşluklar nedeniyle
geçmişte sola yönelmiş
sosyal katmanîann şimdi
artık başka siyasetlere
yönelmiş ve siyasal dinciliği
de besler bir siyasal tercihe
sürüklenmiş olmalan.
üzerinde önemle durmamız
gereken bir olgudur. Bunlann
hiçbirini partimizin gündemine
aldıramamış olmanın derin
üzüntüsünü yaşıyoruz. Susurluk,
seçime sürüklenilen bir Türkiye*de
çözülemez. Bir seçim sonrasında
da unutulmaya bırakıhr. Bu
hükümetin CHP desteğine
duyduğu ihtiyaç. CHP'ye Susurluk
konusunda da belirleyici bir rol
oynayabilme şansını vermiştır.
CHP bir erken seçimi zorladığı
ölçüde Susurluk olayının
çözülmesinde de zorlayıcı bir rol
oynamalıdır. Genel başkanın erken
seçim konusundaki
açıklamalanndan önce parti
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
organlannda bu konu
konuşulmadı. Hangi tarihte
yapılırsa yapılsın seçim için
CHP"nin hazırlıklan yetersız.
Kurultayda muhaliflerden DİSK
Başkanı, Istanbul delegesi Rtdvan
Budak. PM üyelen Kenan Coşar
ve Mustafa Gazalcı'nın
konuşmalan da alkışlar ve
"İnadına örgüt inadına sol"
sloganlanyla karşılandı. Budak.
Baykal "ı genel başkan olarak
görmek istediklerini. ancak
Baykal'ın iki dudağı arasında
siyaset yapmak istemediklerini
vurguladı. Sağhk ve eğ\tim
hizmeti, iş güvencesi, vergi adaleti.
eşit iş olanaklannın yaratılmasının
tüm toplumsal kesimlerin ortak
özlemi olduğuna işaret eden
Budak, Türkiye'de siyasetin bu
sorunlann üstesinden gelecek
başanyı gösteremediğini söyledi.
Siyasetin yıllarca etnik farklılıklar,
din sömürüsü ve hemşericilik
üzerine yapıldığını kaydeden
Budak. -Türk insanı irticayı,
enflasyonu, darbeyi bu yüzden
yaşıyor" dedı. Mustafa Gazalcı da,
CHP yönetimınin bir mirasyedi
gibi davrandığını belirterek
panınin devrimci ve sol
kimliğınden gelen düşünsel
mirasının harcandığını söyledi.
Parti içi demokrasinin
u\ gulanmasını isteyen Gazalcı,
adaletsiz düzeni değiştirecek
somut çözümler üretilmesi
gerektiğini kaydetti. Gazalcı.
"Hem kurultay ımızı bir değişim
kurultayı olarak göreceksiniz. hem
de yönetim kadrosunu, anlayışını
aynen koruyacaksınız. Değişim
bunun neresinde" görüşünü dile
getirdı. CHP PM üyesi Kenan
Coşar. partinin temel sorununun
yabancılaşma olduğunu belirterek.
"CHP, merkez yönetimi önce kendi
yönetimine, sonra CHP tabanına
ve sosyal demokrat ideolojiye
yabancılaşt" diye konuştu.
ğer yargılannda büyük çöküntüler yara-
tacaktır. Bu sorunun bir an önce çözülme-
si kaçınılmazdır. Bu enflasyon. gelir da-
ğılım makasını açıyor. Bu çarpıklık son
yıllarda daha da artıyor. Bu nedenle Tür-
kiye"de toplumsal kesimler arası uçurum
tehlikeli biçimde açılıyor.
Ultra, mega zenginlerle milyonlarca
yoksul yurttaşımız yan yana yaşamını
sürdürme mücadelesi veriyor. Enflasyon,
bir numaralı halk düşmanıdır. Enflasyon,
resmi hırsızlıktır.
Si>a.si k r i z : Siyasikrizintemelin-
de cumhuriyet ile demokrasi arasındaki
ilişkinin tam yerine oturtulmaması yatı-
yor. Türkiye, demokratik rejimi oluştur-
maya currihuriyetten hareketle başlamış-
tır. Belli çevrelercumhuriyetle demokra-
si çatışıyormuş gibi bir anlayış ıçinde.
Demokrasi. cumhuriyetın temelı üzerine
oturacaktır. Cumhuriyetı çürüterek, erite-
rek. küçülterek demokrasi güçlendırile-
mez. Biz demokrasiye burju\ aziden geç-
medik. Cumhuriyet, tüm yurttaşlar ara-
sında aynm gözetmeksızın u> gulanan bir
rejimdir Bütün yurttaşlan cumhuriyet ay-
nm gözetmeksizin kucaklar. Bu cumhu-
riyet terbiyesidir, cumhuriyet çeşnisidir.
Cumhuriyeti yıkmak bu özü yıkmak-
tır. Cumhuriyet, Türkiye'yi çağdaş bir
toplum yapısına taşıma girişimidir. Kim-
se cumhuriyet ile laiklikle. kadın erkek
eşitliğiyle ve Gazi Mustafa Kemal Ata-
türk'le uğraşmasın. Bunun
kımseye. demokrasiye, hiç-
bir yaran yoktur. Cumhuri-
yetin tarikatlaşmasına izin
vermeyeceğiz.
Sos>«l devlet: Eği-
tim ve sağlık paralı hale gel-
di. Sosyal güvenlik etkisiz-
leştirildi ve insanlar yalnız-
laştınldı. Kendi kendilerine
terk edildiler.
Türkiye cumhuriyet te-
mellerine sahip çıkacak de-
mokratik yaşam bunun üze-
rinde yükselecek ve sosyal
devlet anlayışına sahip çıkı-
lacak ve sosyallığin ayıp ta-
rafı olmadığı vurgulanacak-
tır.
Hüküraet: Bu hükü-
met REFAHYOL'un yarat-
tığı ya da yol açtığı tehditle-
ri ortadan kaldırmak için
geldi. Ama bu yönde 8 yıl-
lıkeğitimdısında hiçbir cid-
di adım atmadı. Hükümet.
iktidarnimetlenni kullanma
yanşına girmiştir.
Devlette kadrolaşma, ta-
lan yapmak için işbaşında-
dır. De\ let kadrolan, bugün-
kü hükümetin militanlannın
yerleştinldiği kurumlar ha-
line gelmiştir. Ortada hiçbir
ciddi alternatifpolitika yok-
tur. Irtica yasalan Meclis
komisyonlarında hüküme-
tin katkılanyla örtbas edili-
yor.
Yılmaz. oynak
Başbakaın: Yılmaz par-
tisinin 15. kuruluş yıldönü-
münde oynak destekten şi-
kâyet verdi. Siyasette pole-
mik vardır, tartışma vardır.
Ama oynaklıkla suçladığı
siyasi parti sayesinde haya-
ünın en uzun süreli iktidan-
nı elde etmişken. polemik
yaparken bunu göz önünde
bulundurmahydı. Oynak
sözünün onun ağzına yakış-
madığını ve başına çok iş
açacağını bir danışmanı
Başbakan'a hatırlatmalıydı.
Eğer Sayın Başbakan bir
oynak anyorsa aynaya bak-
sın. Bir. 23 Nisan'da aynaya
baksın; bir, 26 Nisan'da. Tif-
lis'e giderken uçakta ayna-
ya baksın. sonra Tiflis'te ga-
zeteci arkadaşlarla konuşur-
ken. sonra MGK'ye girer-
ken aynaya baksın. Oynak
anyorsa MGK'de irtica ile
mücadeleyasalannı çıkara-
cağına söz verdiğinde ayııa-
ya baksın, sonra Meclis ko-
misyonlannda kendi millet-
vekillerinin söz konusu bu
yasalan engellemesinden
sonra aynaya baksın.
1 TlRMIKI AYDIN ENGİN
ANKARA - Başlıktakı matematik
denklem. CHP'nin 28. kurultayının top-
tandığı salonun en göz alıcı yerine asıl-
mıştı. Parti yönetimınce kurultay için ha-
:ırlanan küçük broşürlerde. afişçiklerde
ilan daaynı formülyeralıyordu. Demek
<i ciddiye almamız gerekiyor.
Örneğin "müzmin muhalif"\\k yapıp,
'Tony Blair'den değişim'/, Gerhard
Schröder'den 'yenilenme'y/ (innovati-
ın) ödünç alan CHP yönetimi, Iberik
fanmadası'ndan da şu ünlü'+ ve =' re-
;etesini aktararak yeni bir sosyal de-
nokrat çızgiyı benımsediğinı ilan etti..."
gibisınden "imalt" satırlar döktürmeme-
iyiz.
Keza, "Yahu Deniz Baykal bundan
3pey önce bir de 'yeni sol
1
terimini kul-
andıydı; ondan sonra da bir daha kul-
anmadıydı; bızcileyın ciddiye alanlar
beyhude yere 'Bu yeni nasıl bir yeni a-
cep' diye bekledi durduydu. Sakın bu
kez de..." fılan da dememeliyiz.
Degişımse değişim. yenilenmeyse
yenılenme! Gerçekten bu ülkenın yeni-
lenmeye gereksinimi var. Gerçekten bu
Yenilenme + Değişim = Başan
ülkede köklü bir değişim gerekiyor. Eh.
madem CHP de değişim ve yenilenme-
den yana olduğunu ilan ediyor, koltuk çı-
kalım, destek verelim...
Eğer değişim, gerçekten değişimse;
yenilenme, gerçekten yenilenmeyse...
Kurultay salonunun epey solgun coş-
kusu içinde, günlerdir kulaklanmıza
"Genel Başkan çok önemli bir Türkiye
tahlili yapacak" diye fısıldanmasının
büsbütün kabarttığı bir merakla Bay-
kal'ın konuşmasını bekliyoruz. CHP'nin
değişimden ve yenilenmeden ne anla-
dığını en yetkilı ağızdan dinleyıp öğre-
neceğiz.
Beklenen an geldi. Gümbürtülü bir
müzik eşliğinde. Atatürk Spor Salo-
nu'nun bir duvannı boydan boya ekran
olarak kullanan bır görsel gösteri baş-
ladı. CHP amblemının, bayrakların, altı-
okun. yazıların, sloganların dev duvar
ekranda uçuştuğu bir "jenenk" izledik.
Ardından duvar ekran ortasından yanl-
dı ve aşağıya kadar tatlı bir meyille inen
merdivenin başında. bir ışık demetinin
içinde ve TV eğlence programlarınm o
bildik dumanları arasında Genel Baş-
kan belirdi. Merdivenleri inerken üstüne
ellerindeki karton kutulardan avuç avuç
konfeti atan genç kızlar da "show"a
show" kattılar.
Yabancı konuklar, diplomatik bır ne-
zaket gereği gülümsemelerinı örtmek
üzere ellerini suratlannda gezdırmeye
başladılar: delege tribününde coşku bir
yana belirgin bir... bir... Bir evet. bır ya-
dırgama elle tutulur oldu. Gazeteci tay-
fası bu alışılmadık gösteriyi nasıl değer-
lendırmek gerektiğini çıkaramadığı için
birbırlenne daha sık bakar oldular...
Bu show üstüne yarın da, daha son-
raki günler de çok yazılıp çızılecek; par-
ti örgütlerinde bu konuda olumlu olum-
suz epey konuşmalar olacak. Bu belli.
Ama çok önemli değil.
Nisan sonunda toplanan Alman Sos-
yal Demokratlann kongresindeki benzer
"show"un ölçülülükten kaynaklanan ta-
dı, sadeliğinden kaynaklanan etkililiği ile
karşılaştınldığında CHP Kurultayı'ndaki
shovv'un epey görgüsüz, epey pop ko-
kan havasını vurgulamanın da bizce pek
anlamı yok.
Ancak "fekadam"olgusunun bu ka-
dar okkalı vurgulanması önemli. Gücü-
nü örgütsel yapısından alan sosyal de-
mokrat harekette, "tek adam"a, Ece-
vit'in en parlak günlerinde bıle bu kadar
abartılı vurgulanmadığı göz önüne alın-
dığında bu vurgu gerçekten de "yeni ve
değişik".
Nitekim Baykal-show başlamadan
daha beş-on saniye önce "inadına ör-
güt, inadına sol" diye haykıran büyü-
cek bir partili grupta, bu yadırgamayı
çok somut gözledik.
Sonra Baykal'ın uzun konuşması
başladı. Bu satırlar yazılırken Genel
Başkan hâlâ konuşuyor.
Bizse kulağımız Baykal'ın sözlerinde,
gözümüz Baykal'ın öve öve bıtiremedi-
ği "çözüm projelerı"rim sayfalarında
"yenilenme" ve "değişim"in ne ve ne-
rede olduğunu çıkarmaya çabalıyoruz.
Bu metinlerle önümüzdeki günlerde
epey işimiz olacak. Ama daha şimdi-
den altını çizdiğimiz birkaç satırı sizinle
bölüşmekdileğindeyiz. Çözüm projele-
rinden biri "Genel Ekonomi" başlığını
taşıyor ve şu cümle:
"... Istıkrar ve verimlilik devletin...
öğelerinin olmazsa olmaz koşuludur.
Sosyal amaçlı bile olsa hiçbirpolitika is-
tikrar ve verimlilik hedefierini arka pla-
naitemez..."
Hımmm. Hımmmm...
"Sosyal amaçlı bile olsa hiçbirpoliti-
ka..."
CHP'nin sözünü ettiği "değişim ve
yen//en/ne "nin ne olduğunu ve ne ol-
madığını anlamaya bu cumleden mi
başlasak acaba?
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Sessizlik...
Eskiden coşkunuzdan bir gökkuşağı yapılırdı gü-
zel kızlar; şimdi aşk yorgunluğuyla masalsı kentler
kurma peşindesiniz...
Bilmem Vıtezslav Nezval'ı tanır mısınız? :
Gün yaş döker... Çiseler çayırın üzerine...
Çayır yeşildir, gözler mavi...
Sağ gözün öğle vaktidir gökyuzünün en yüksek
noktasında güneşi andıran gözbebekleriyle...
Sol gözün öğle saatlerinde bir göldür...
Ve bulutlar... Sannlanndır senin...
Aşkı düşündüğünde bir gemi geçer su üzerinden
yadaAfrika...
Korktuğun zaman sen. akrep burcu çıkar bulutla-
nn içinden...
Bak dinle şu sesi. tanımanı isterim:
"Eski sevda gölgelerinisilerdim gözlennden, ergu-
vani aşk yıldızlan altında; bir sessizlik olmadan göz-
lerin..."
Şimdi Voltava'dır söylenen bu sözsüz şarkılar; Vol-
tava söylüyor ve ben yazıyorum güftesini...
Beyaz balıkların sözsüz oyunu içinde kederie ve iç
çekmeden...
Kararsız düşün. maviye kesmiş ay sana neyi anım-
satıyor, haydi söyle!..
Biraz Robert Desnos'tan söz et, bıraz da Attila
Jozsef'ten...
Ayakta uyuyorum, bedenim aşkın, yaşamın tüm
görüntüsüne açık...
Bana sor:
"Yüreğimin hüznü ve aşkı tattığı yer nerededir?"
Haziranı iste tüm kadınlar gibi, kıskanç ol!..
Çığlık çığlığa koş gecenin içinde:
"Islansam da yağmura kartşan gözyaşlanmdan,
yüzünü resmederdim bütün tuvallerime kestane
ağaçlan altında..."
Istersen Jacques Prevert'i anımsa:
"Sana sen diyorvm diye de kızma
Sen diyorum bütün sevdiklerime
Ancak bir kez görmüşsem bile
Sen diyorum bütün sevişenlere
Tanımasam bile
Hatıria Barbara
Unutma
O yumuşak mutlu yağmuru"
Ne diyorsunuz coşkusunu yitiren, gökkuşağınıya-
pamayıp masalsı kentler kurmaya özenen genç kız-
lar?
• • •
Sen hiç sevdayı düşündün mü? Hiç ağladın mı sa-
baha karşı?
Istersen biraz müzik dinle sakinleşirsin...
CHümü düşünmez, yaşamı seversin...
Sesini yükseltmeyen yoksulluğu insanın. nasıl ya-
tıştınldığını, sersemleştirildığinı anlarsın büyük laflar-
la...
Kanla yıkanan evrenin, faşizmin ayak seslerıni din-
le, Ispanya'dan italya'ya, oradan Almanya'ya bak!
Ikinci Dünya Savaşı'nı anımsa!..
Büyük ateşini söndürmeye çalış güneşin; tankla-
ra karşı süngülerte savaş...
Deki:
"Kızlanmız güzel olsun, iyi olsun; oğullanmız çetin
ve korkusuz..."
Işte o zaman aydınlığı görecek çocuklanmız...
Kaçma. Gel otur konuşalım...
Yakın tarihimizi öğrenelim, 19 Mayıs 1919'u, Kur-
tuluş Savaşı'nı, ilk Meclis'in kuruluşunu, 1940'lan,
1950'leri...
italyanlara, Ingilizlere, Fransızlara bir bakalım, Hit-
ler Almanyası'nda neler olmuş öğrenelim...
Sen sevdanın adresini mi yoksa bireysel özgüriü-
ğü mü anyorsun, anlat bana!..
Demokrasi sence bir yaşam biçimi midir? Teröre
nasıl bakıyorsun, faili meçhullere, çetelere, yargısız
infazlara ne diyorsun? Devrimci mısin, senın için yurt-
severlik nedir, söyler misin?
Şiir sever misin? Hiç şiir okudun mu yaşamında?
Şöyle seslendin mi hiç:
"Güzel, alımlı bir görüntüsün sen/ Benı kıvrandı-
ran temel açlığı gideriyorsun./ Anlar geçiyor sürekli
bir sarsıntı içinde/ Ama sen kalıyorsun, kımıltısız, ku-
laklanmda./ Yıldızlaryanıyor, düşüyorgökyüzünden,/
Ama sen pahayıp duruyorsun gözlehmde./ Tadın se-
nin biruçurumdakı sessizlik tadıl Duruyor damağım-
da. I Bazen elin, tutarken bir bardak suyul Damarlar-
dan bır ağ olarak görünüyorsun gözüme/ Belırsiz bır
sisten çıkmış gibi."
• • •
Aşkı düşündüğünde küçük bir bahçede susan
yaprağı, gökyüzünde kanat çarpan kuşlan hatıria...
Uzaklarda çektirilmiş bir resim, Oktay Rrfat'la baş-
layan gün, Sait Faik'in yalnızlığı, Gombozhav'ın zor
gülümseyişi sana eski günleri getirsin...
Bil ki korktuğun zaman akrep burcu çıkacak bu-
lutlannarasından...
Sana "Merhaba" diyecek...
Belki de ÖzdemirAsafın sesiyle mutlu olacaksın:
"Sana gitme demeyeceğim/ Uşüyorsan ceketimı
al. I Günün en güzel saatleridir bunlar. I Yanımda kal."
Ne diyorsunuz coşkusunu yitiren, gökkuşağını
yapmayıp masalsı kentler kurmaya özenen genç kız-
l a r ?
^ _ _ _ _ _ ^ ^ _ _
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Ecevit Diyarbakır'da
'Ekonomik önlem şarf
MAHMUTORAL
DİYARBAKIR - Baş-
bakan Yardımcısı ve Dev-
let Bakanı Bülent Ecevit
güvenlik önlemlennde et-
kinliğin sağlanmasıyla.
bölücü terörün belinin kı-
nldığını belirterek "Sü-
ratle ekonomik ve sosyal
önlemlerin alınması, hal-
kın çaresizlikten. işsizlik-
ten, eğitimsizlikten kur-
tulmasıla7im"dedi
Olağanüstü Hal Bölge-
si'ndeki yatınm teşvikle-
rinin uygulamada nasıl iş-
lediğini yerinde incele-
mek ve bölge valileriyle
görüşmek üzere Diyarba-
kır'a giden Bülent Ecevit.
uçakta gazetecilerin soru-
lannı yanıtladı.
Halkın artık beklemeye
tahammülü kalmadıgını
belirten Ece\ ıt. köylerine
dönemeyenlerin yerleşim
vegeçim sorununun mut-
laka çözülmesi gerektiği-
ni bildirdi.
Hükümetin. Doğu ve
Güneydoğu sorununa
eğilme karannda olduğu-
nu ifade eden Ecevit, böl-
genin genişolanaklan bu-
lunmasına karşın. feodal
yapısı nedeniyle ihmal
edildiğinı. Körfez Savaşı
sonrası gelişmelerle bir-
likte bölücü terörün de
tırmanışa geçtiğini anlat-
tı.
"Binlerce köy boşalol-
du o kövlerin halkı peri-
şan durumda kaldı" dı-
yen Ecevit, güvenlik ön-
lemlerinde etkinliğin sağ-
lanmasıyla. terörün beli-
nin kırıldığını kaydetti.
Başbakan Yardımcısı
Ecevit şunlan söyledi:
"Ama siiratle ekono-
mik \e sosyal önlemlerin
alınması. halkın çaresiz-
likten. işsi/Jikten. eğitim-
sizlikten kurtulması la-
zım. Onun için kapsamlı
bir teşvik y asası çıkardık.
yatınmlan bu bölgeye çe-
kebilmek için..."