Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 MAYIS 1998 PAZAR
12 KULTUR
SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL
Hangimiztiyatrocudeğiliz!
1
alkon, Tiyatro
Studyosu'nun prestıj
yapımıdır Salonsuz
bır özel topluluk
olarak 1990"danbu
yana tıyatromuza
yüksek düzeylı
yapımlarla hızmet
eden topluluğun
özverısının sıfır
noktasında. Tiyatro
Stüdyosıf na sahıp
çıkan seyırcıye şükran
borcu ödenmıştır.
8.ULUSURARASI
FBîtuati
Oyunu kaçırmayın.
Tıyatroya olan
inancınızı
güçlendırmek ıçın
Zor tıyatronun en
iyisınin Türkıye'de de
yapılabıldığını görmek
ıçın. 1998'ınençok
ödül hak eden \e alan
tiyatro olayını
paylaşmak ıçın.
Tiyatro dönemının en çılgın-
caçıkışını Tıvatro Studyosu vap-
tı Yalnız orta sınıf ahlak kural-
lannındeğıl "değer" olarak tu-
tunduğumuz tum ka\ramlann
geçerlılığıne karşı savaş açmış
bır aykırı yazarın, tıyatronun
problem çocuğu Jean Genet'nın
başyapıtlanndan sayılan "Bal-
kon''u son derece ozenlı ve pa-
halı bır yapımla ılk kez Turk se-
yırcısının karşısına çıkardı
"Balkon" Tıyatro Studyo-
su'nun prestıj >apımıdır Salon-
suz bır oze! topluluk olarak
1990'dan bu yana tı>atromuza
yuksek düzeylı >apımlarla hız-
met eden topluluğun oz\ensının
sıfır noktasında TıyatroStudvo-
su'na sahıp çıkan sevırcıye şuk-
ran borcu ödenmıştır
Berbat bır vu7yıh tamamla-
mak uzereyız Ustunden Hit-
ler'lenn Mussolini'lenn Fran-
ko'lann. atom bombasının geç-
tıgı, daha az unlu benzerlennın
geçmekte olduğu bır dun\anın
yaratıklan değıl mıy ız' Jean Ge-
net de aynı dünvanın yaratığı
Ama bır aynm var onunla ara-
mızda Bızım "doğru~larımız
\ar Genet ıse bızım doğruları-
mızı "hiçliyor
1
" O bızım. onu-
muzdekı yerleşık omeklere ba-
karak kendımız ıçın hazırladıgı-
111
Thatro Studyosu bugun \e \ann Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde Başar Sabuncu'nun yonettiği.Jean Genet'in Balkon adlı oyıınunu sahneliyor.
mız. "değer'* anlavışımızı yan-
sıttıgını duşundugumuz başrol-
lennı oy nadığımız senarv olann
"sahtekârlık" olduğunu haykı-
nyoryuzumuze Hepımıztıvat-
rocuyuz Madam Irma'nın Bu-
yük Balkon adlı genelev ınde "ic-
ra>ı sanat" e> lenıesek de
1956 da \azılan "'Balkon"
Genet nın o gune dek tıvatroda
uyguladıgı "dramatik anla-
tım"dan Brechttı\atrosu\lata
nışmdsınddn sonra U7aklaştıgı
\ e epık tıy atro y omemlennı be-
nımsedıgı aşamada vazdıgı bır
sellıkle butunlendığı. seyırlık
zengınlığe yonelık tıyatro\ a ak-
tarmı^tır
Berliner Ensemble'ın Brecht
tıyatrosunu sunma bıçemınden
etkılenışı Genet nın dunva go-
ruşunun de Brecht'ınkıne do-
nuştuğu anlamına gelmnor el-
bet Brecht ınanmışbırsosyalıst
vegudumlubır vazar Genet îse
hıçbırıdeolojıye baglanamaya-
cak duzeyde "tepkici" bır anar-
şıst
Anarşısının gensınde îse ın-
sanın kendı kendıne sorageldı-
oyun Bunedenle 1954"teyazı-«*'--gı temel soru yattyor Ben kı-
lan "Hizmetçiler~le "BaJkon" ""* niim' Benım gerçeğım nedır'
arasında onemlı bır bıçımsel ay -
rımgonıluvor Genet sahneva-
pıtlannı tıyatnxudey ımıvle "-
mış gibi vapma"h tıvatrodan
"teatraT sahtelıgm estetık bır v u-
ruculukla sergılendıgı renklıve
hareketlı alabıldıgıne "o\ıuı-
su". çok eklenılı maskelerın
kullanıldığı dekorun grotesk iş-
levler yuklendığı, tarklı anlam
duzlemlen arasında rahatça gı-
dıp gelebılen. ışıtsellığın gor
Bu soru Genet yı. tum zaman-
lann en bu\uk tıvatro ozanlan
Sofokles, Shakespeare, Çehot
ozellıkle de Beckett'la buluştu-
ruvor Sartre'ın varoluşçulugu.
Genet'nın en çok vaslandıgı. en
çok da dıdıştıgı duşunce akımı
lnsan kendı gerçegıne nasıl
ulaşabılır
1
"Başkası"mn onu
gordugu gozle bakarak mı> Ken-
dısınebaşkaturlu bakabılırmı
7
"Başkasrnıngozlemının "nes-
ne"si aynı zamanda kendını goz-
lemleven "ozne
1
" olabılır mı
1
Nesne ve ozne olarak ancak ay-
naya baktiğınız zaman buluşa-
bılırsınızkendınızle
Gozlemledıgınız "başka-
sı"nın gozlemledıgınden tarklı
olacak mı' Sız bır "göruntü'"su-
nuzvalnızca Sahtesınız Gerçek
nerede
7
Yalnız sıze aıt olan val-
nızlığınızdabelkı Hıçlıkte Hıç-
lıgı goremezsınız kı
Bu nedenle, "Balkon" ovu-
nunun tum duzlemlennde y alnız-
ca "sahte'* olanı gorebılırsınız
Genet sızı bır sahjecıhğın bır
başka sahtecılıkten doğduğunu
gosteren ıçındençıkılmazbırla-
bırent ıçınde sıkıştırır Bu labı-
rcntte dolaşarak gerçeğı y akala-
manız olasilığı yoktur
Sahnede. toplumda "saygınlaş-
ma" yonundekı dovumsuzluk-
larını cınsel doyumsuzluklarıy-
la buluş.turan sıradan adamlann
gorev lennden bırı de "o\uncu-
luk" vapmak olan genelev per-
sonelı e^lığınde. kendı vazdık-
lan senarvolara gore başpısko-
pos. yargıç. general rollennı ov -
nadıklarını gorursunuz Once
cınsel fantezılenn parodısı ola-
rak bakarsınız olav a KJŞI lenn bır
turlu doyuma ulaşamav ışlan ıse
kımlık bunalımının uç nokta-
sinda olduklannı gostenr Onlar
"sahte^nın otesıne geçıp ~tak-
lidini çıkardıklan~nm gerısın-
dekı gerçegı vakalamava bo^u-
naçalı^ırlar Saatlendoluncada
genelev den kapı dı^an edılırler
Ilk fırsattagen gelecekler, venm-
sız vabdlarını surdurcceklerdır
Madam Irma"nın genelev ı
zengın bır tiyatro gıbı donatılrmş
bır "düşler evi"dır Toplumda
"imaj'"ı olan tum "makam"lar
ıçın hazırlanmı^ dekor-gıysı-ge-
reçlenn yardımıyla ozendığı-
nızkışı olabılırsınızburada Ge-
nelev kuruluduzenınaynasıdır
Dışarda ıse kurulu duzene kar-
şı muthış bır ayaklanma yer al-
maktadır Bır sure sonra Kralı-
çe'nın Başpıskopos'un. Yar-
gıç'ın GeneraFındevTedışıkal-
dığı duvulur K.urulu duzenı sur-
durme adına genelev çalışan-
Pina Bausch, anlaîmak istediklerini yalnızca sahnede dile getirebildiğini belirtiyor
'Sahnedegördüğünüz herşey doğrudur'
• Izle'yıcılennı yönlendırmeyı
sevmıyor Bausch Herkes
kendı bakış açısıyla ızlemelı
oyunlan Tek bır sahneden,
hareketten her ızleyıcının
farklı bır anlam çıkartmasım
ıstıyor ve ekhyor "Sahnede
görduğunüz, algıladığınız
her şey doğrudur. Ben sıze
ne duşunmenız gerektığını
söyleyemem. sadece ne
düşünmemenız gerektığını
düşünerek
bıçımlendırebılınm yapıtı.'
Küttür Servisi-10 Uluslararası Ibtaıı
bul Tıvatro Festıvalı dans tıyatrosunun
kuruculanndan Pina Bausch uağırladıbu
yıl Sanatçınm zengın duşgucunun en be-
lırgm orneklennden "Cam Temizlejicı-
si'nı kurucusu oldugu Wuppertal Tıvatro
su'ndan ızleme olanagına sahıp olan ız
leyıcıler gostennın ertesı gunu de bır kon-
ferans vereceğı AKM Oda Tıyatrosu'nu
doldurdular Gosten gıbı konferansa da
merdıvenlere taşan bır ızlevıcı kalabahğı
buyuk ılgı gosterdı
Konferansın konuğu Pina Bausch du. an-
cak konuşmak yenne sov leşmey ı tercıh et-
tısanatçı Sozcuklerle bırsonınu olduğu-
nu duşunuvor "Ben sorunumu yalnız sah-
nede dile getirebilhomm. Sözciıklere bu-
yuk saygım var. Onlan en ivi şekilde işle-
yebilen yazariar \ e sairier taranndan kul-
İanılmalılarçoğunlukla." Bu nedenle sov -
le^ıy ı ızley ıcılenn yonlendırmesını ıstıvor
Sozcuklere ba^vurmayı hıç sevmeme-
sınekarşın ınsana duyduğu sevgı v-e sa>-
gı onu her soruyu en tatmın edıcı şekil-
de vanıtlamaya yoneltıyor
Herkesın en çok merak ettığı. tekrar
tekrar sorduğu konu sahnede gorduklen
zengın gostennın yaratım surecı >apıta
başlamadan once hıçbır plan olu^turmu-
yor Pina Bausch Ne bır ovku, ne muzık
ne de sahnesı bellı Tamamen ıçgudule-
nyle hareket edıyor \klında v alnızca bır
dızı soru var Ne ıstedığını vilnızca hıs-
sedıv or Temel sorunsal çerçe\ esınde oluş-
turduğu sorulan dansçılanna soruvor Ya
dansla. ya da sozcuklerle alıyor vanıtld-
nnı Bu yanıtların arasından hep hıssettı-
NVuppertalDansTiyatrosu'nun kurucusu Pina Bausch. (Fotograf LGUR DEMİR)
ğı dtnd bır turlu tanımlaydmadığı duşun- mımıkten. tek bır jestten bambaşka bır
celerle ortu^enlerı seçerek oluşturmaya boyuta tasınabılıyoroyTin
başhvorkoreogratısını Antak bızım sah- Avncaovunculannheryaptıklannıkay-
nede gorduklenm ız, çal ışmalar sırasında dettıklen ozel defterlen v ar Çunku Bausch
ortava çıkanların yuzde ^ ya da 4 u yal- haftalar sonra daha onceden beğenmısol-
nızta (,unku ılerıkı aşamalarda tek bır duğubırhareketıtekraryapmasınıısteye-
bılıyor oyunculanndan
Pina Bauch'un bır vapıt sahnelerken tek
amacı yaşamda olanlan sahneye taşımak
Seyahat ettıklen ulkelenn sanatlanndan
çok o ulkelenn vaşam tarzlannı ıncelıyor-
lar Almanyada bıledığersanatçılann ne-
leryaptıklannı ızleme ıhtıyacıduymuyor
Ancak gunumuzde artık bır >eyı ılk defa
sahnelemenın neredevse ımkânsız oldu-
ğunu du^unuyor "Sahnede yapılabılecek
seyler bugune kadar mutlaka yapümışür.
Bi/ım amacımız kendi içimizdeki duygu-
> u. bldm vöntemlerinıizle oıtaya kaymak.
\ncak bunu yaparken Cam kaynağını bi-
lemesek de pek çok yerden etkilenmişiz-
dir.'
Doğaçlama ya da deneysel çalışmalar
koreografının oluşumunda onemlı yertu-
tuyor ancak yapıtın son a^amasına ulaşıl-
dıktan sonra sahnede doğaçlamaya yer
vermedıklennı vurguluyor Bauch Bazı
ovunculann bu konuda çok ustun bır ye-
teneklen olmasına karşın, bazıları da tek
bır sozcuk degışse bıle burun konsantras-
vonlannı yıtırebılıyorlar çunku
İzleyıcılennı vonlendırmeyı sevmıyor
Bausch Herkes kendı bakıs açısıy la ızle-
melı oyunlan " Sahnelenme aşamasına
katılmadığını için her oyıında ben de on-
eelikle bır izlevicıvim aslında." Tek bır sah-
neden. hareketten her ızleyıcının farklı
bır anlam çıkartmasım îstıyorveeklıyor
'Sahnede gordiığunuz, algıladığınız her
şey doğrudur. Ben sıze ne duşunmeniz ge-
rektığıni soylevemem. sadece ne düşün-
memenız gerektığını duşunerek bıçimlen-
direbilinm yapıb." Bunu da parçalann bu-
tunden çok uzaklaşabıleceklennı hısset-
tığı noktalarda hızlı ve yoğun bır duygu
aktanmıyla ızleyıcılen yenıden oyunun
merkezıne çekerek başarıyor
VVuppertal Dans Tıyatrosu'nda bu an-
da 14d\nmıllıvettendansçıvar Ortakdıl-
lerı ?>anat Bu nedenle de aralannda hıç-
bır sorun çıkmıvor "Çok ulusluluk saye-
sinde guzeilik neredevse onu buluyoruz. her
kulturden gelen muzık, kıtap. duşunce
zenginleştiriyor yapıdanmı/j."
Ktanbul da kaldığı kısa sure ıçınde bu
kente tam anlamıyla aşık olduğunu, gel-
dığı andan ben donecek olmanın uzuntu-
sunu duydugunu belırten Bausch ılenkı do-
nemlerdelstanburdanyolaçıkarakdabır
yapıt oluşturabıleceğını soyluyor
ları \e muştenlen gerçeklerının
yenne geçerler Kımse onlann
"sahte" olduğunu anlamaz De-
mek kı yenne geçtıklen kışıle-
rın de "gerçekliği" yoktur Ku-
rulu duzenın saygınkıldığıkav-
ramlarvardır yalnız ortada Bu
kav ramlara burunenler ıse bırbı-
nnden farksız "sahteci"lerdır
Kurulu duzenı yıkmava çalışan
devnmcıler de "sahtecilik'"ten
alırlarpaylannı Onlar devnm-
lerını. kurulu duzenın yontem-
lerıvle vapmaya çalışırlar On-
lar da rol oynamaktadırlar De-
mek kı devrımın de gerçekliği
soz konusu degıldır
Ovunun en "dovumsuz" kışı-
sı Polıs Şefı dır Çunku o gune
dek kurulu duzen ıçınde "ka>-
ranılaşamamış"1
,dolavısiv la kım-
se geneleve "polisşefrnı ovna-
mak ıstedığını gosteren bır se-
naryoylagelmemıştır Polıs Şe-
fı nın yarasına. devrım adına
tum yapılanlann bır "taklrt",bır
"sahtecilik" oldugunun bılıncı-
ne varan. oy unun tek "gerçekçi''
bıçemdeoynayankı^ısı devnm-
cı Roger merhem olur Genele-
ve gelerek Polıs Şefı'nı oyna-
tnak ıstedığını soyler Irma'nın
sevgılısı Polıs $efı nı avutmak
ıçın onceden hazırlattığı anıt-
mezar dekoru kaplar sahneyı
Polıs Şefı de dunya tanhınde ılk
kez Hıtler Almanvası ndaoldu-
ğu gıbı, "*imaj"a donuşmus
"başkası"'nın "düşnesne"sı ola-
bılmı>tır Aldatmacavesahtelık
labırentınden Madam lrma ko-
valar seyırcıyı "Evinizedonun
şimdi" der "Evinbdeki her şey
buradan bile sahte olsa da..."
"Balkon" msanın» ıçınde va-
şadığı topluma bakıp. kımlenn
"imaj"ına ozenıldığını gorme-
sı ıçınde yaşadıgı kurulu duze-
nın "sahteük
r>
lerını saptaması
y olunda guçlu bır etkı olusturu-
vor Algılama ve gozlemleme
yetılerımıze bır katkı
"Balkon" her şey den once bır
vonetmen ovunu \alnız ozenlı
bır yorum gerektırdığı ıçın de-
gıl. sahnedekı ınsan trafıgı ya-
nında,çevre tasanmı vegıysıler
de "hareketli" bır ışlev taşıdıgı
ıçın
Oyunun çevırmenı ve yonet-
menı Başar Sabuncu oyunun
yoğun bır gorsellık ve ışıtsellık
ıçeren "çok-çeşitli" oğelerını
"biırun"le buluşturan kusursuz
bıryorumgerçekleştırmış Bır-
lıkte çalıştığı ustun duzeylı sa-
natçılann her bınnı tam venm-
le degerlendırerek
> ıllann tasanm ustası Duygu
Sağıroğlu'nun "para>ana çe>-
re" dekorunun "sihirti" hare-
ketlılığının çerçev eledığı her bır
epısod. bırbınnden v urucu dekor
parçalannın v e sahne gereçlen-
nın hareketlı kullanımıyla zen-
gın ve ışlev sel bırgorsellıge ulaş-
tınlmış SevimÇavdarbu oyun
ıçın tasarladığı "ounazsaolmaz"'
gıysılerle sanat yaşammda bır
doruğaımzaatıyor Dılenm bu
ıkı sanatçının ustun duzeydekı
çalışmalan duzeylı fotoğrafçe-
kımleny le belgelensın
Vapımı Sabuncu Sağıroğlu,
Çavdar ve başanlı muzık yaza-
n Selim Atakan'la btrlıkte var
eden oyuncuların her bırı. yal-
nızca "yorum"a hızmet eden bır
y aklaşımla. "se\irciy
ı
e hiç de senv
patik gelmeyen" rollerıne yet-
kınlıkle sahıp çıkıyorlar Sah-
nede, sınemada ya da televız-
yonda ızledığımız rollennın tu-
muyle dışında kalan ozenlı vo-
rumlarla Onlar \hmet Leven-
doğlu, Der>a \labora, Zuhal O\-
cay,Şebnem Sonmez, Giıven Kı-
raç, \lptekin Serdengeçti. Bu-
lent Yarar, Sema Kecik. Haluk
Bilginer. Celal Perk. Salih San-
kava
Bırkaç y ıldır sahneye çıkma-
y an Ahmet Lev endoglu'nun ge-
nelev muştensı kımhğıyle baş-
pıskoposkımlığı arasında gıdıp
gelen ıncelıklı yorumu ozel bır
seyır tadı venyor Zuhal Olcay
ıçınde ozel bır not "HisterTve
"Balkon" ovunlannda ynklendı-
ğı "ağır işçilik gerektiren" ama
"seyirciye itici gelebilen" roller-
le, "prima donna"lığın yalnız-
ca "çekici rollerc endeksli" olma-
dığını gosterdı
"Balkon**u kaçırmayın Tıyat-
rova olan inancınızı güçlendır-
mek ıçın Zortıyatronunen ıyı-
sının Turkıye'de de yapılabıldı-
ğını gormek ıçın 1998'mençok
odul hak eden ve alan tiyatro
olayını paylaşmak ıçın
KÖŞEBENT
ENİS BATUR
Turhan llgaz
1983 un başlarındaydı onunla Tarhan Erdem'ın
odasında karşıiaştık, tanıştınldık Sonradan soyledıy-
dı Benımle ılgılı kafasında 'hazır' bır yargı varmış
Onunla ılgılı kafamda hemen bır yargı hazırlanmıştı Bu
adamlayolumkesışmeyecektı Bazendostluk korku-
tuk olumsuz bır ılk ızlenımın kullerınden dogar bunu
hepımıze Hayat oğretmıştır
Sonra Sevın Okyay, Turhan llgaz. " dıye bır cum-
leye başlayacak oldu lafı ağzına tıkadım Bana o
adamdan soz etme tanıştıgı ınsandan bırselamı esır-
geyen kışıden hayırgelmez Ertesı gun bır ıskemle çe-
kıp masamın karşısına oturdu Turhan mahut konuya
gırmedı hıç havadan sudan konuşmaya başladık, bır
saat sonra Celıne'den Foucault'ya uğramıştık
Once şaşırmıştım Babıâlı de bır adam, sağlam Fel-
sefe altyapısına sahıp, alışılmadık bır Edebıyat zevkı oluş-
turmuş okur dunyasında dunyanın nabzını tutuyor bır
yandan da Turkıye de rastladıgım oyle tek ınsandı
Guncele bağlı bır ış yaparken butun çağı aklında tut-
maya çalışıyor Ortama uyum sağlaması mucıze olur-
du Mucıze gerçekleşmedı
On beş yıl ıçınde bırbırımızde ne çok şeyın "îanığı'
olduk Benım adımçıkmtş ası! zor adam Turhan llgaz'dır
Sıyah yuzunun tepeden tırnaga sert kabuk bağlamış
duruşunun arkasına ınmek ıçın zamandan fazlası ge-
rekıyordu Sartre'ın aklına 'nayranoı oysa Camus'un
duyarlığına çok daha fazla sokulmuştu Denn bır me-
lankolı Yaraîanmaya açık bır bunye lyı bır hatıp olabı-
lecekken, dılsız Guçlu bır yazar olabılecekken, kabu-
ğunun altına çekılen kaplumbağa Mağrurluğunda al-
çakgonullu kaldığı ıçın, anlaşılmaz
Yenı Gundem den Hurgun e Yapı Kredı Yayınla-
n'ndan Kesıt e başına geçtığı her ışten bır muhur vu-
rarak amakankaybetmeyıunutmaksızıngeçtı Kadın-
lanyla dostlanyla farklı nıydı sankı yazgısı? Kımseyı ba-
ğışiayamadı belkı, kımseden demır almamayı bıldı Ya-
şrtlarından en onemlı farkı bana kalırsa lyı geçınmeyı
oğrenmemesıne yol açan bır ıç ıklımde yaşamasından
kaynaklanıyordu bır sanatçıya yaraşır duyarlığı onu
toplumsalkontratiarduzlemınde "becenksız 'kılarken,
bır duşunce adamının eksenını belırlemesını yeğledı
Turhan llgaz m aydın olarak ozgunlugu bu paradok-
sa bağlı bıçımde ortaya çıkıyor bence Aydınlanma ha-
reketıne sıkı sıkıya bağlı bır eleştırel bılınç onu dogma-
lardan uzak tuttu Yazdıkları ne yazık kı gorunmedı,
çunku gorunmek onun ıçın bır tercıh olmadı Bunu bır
erdem saymıyorum açıkçası Kışı duşunuyor ve uretı-
yorsa bunun etkılı olması ıçın de asgarı bır çaba gos-
termelıdır Turhan llgaz ın son on beş yıl ıçınde nere
deysegızlenerek yazdığı ve yayımladığı metınlerden bır
seçme hıç degılse- yapmasının artık vaktıdır
Çevırmenlık ugraşında da benzerı bır durum yarat-
mtştır Kaç kışı onun Leonardo'nun "Defter/er"ının,
Octavıo Paz'ın denemelennın Deleuze-Guattari'nın
'Felsefe Nedır'' ının, Raymond Aron'un Sartre'ın,
Heıdegger'ın Tocquevılle'ın "MuhteşemSuleywan"\r\
ve pek çok anayapıtın daha çevırmenı oldugunun far-
kındadır acaba^
Turkıye ozellıkle 1980 sonrasında gurultü çıkaran-
ların baştacı edıldığı bır ulke gorunumu kazandı Gu-
rultu kafadan çıkmaz goğus kafesınden de gelmez on-
lan dınlemek ıçın dıkkat kesılmekşarttır gurultunun ne-
reden çıktığını ve neye yaradığını bılıyoruz Sesler, bu
gurultu-butunununıçındekaybolursa durumumuzya-
mandır Gelgelelım "sahıbımn sesı' bu kadar pes çı-
kıyorsa ses sahıplenntn pes etmemeyı oğrenmelerı de
bır gorev boyutu taşıyor Aydınlanma bır savaşım ta-
rıhıdırde
Aydınlanma dıyorum çunku bılıyorum Turhan ll-
gaz epeydır o konu uzennde çalışıyor "Kuçuk Prens "te
lamba yakmakla yukumlu bırı yok muydu
9
Haziranda '6enç Etkinlik'
I kiiltur Senisi - L luslararası Plastık Sanatlar
Demeğı nın 3 vıldır Istanbul TL\^P Fuar Merkezı'nde
duzenledığı Genç Etkinlik bu vıl 26 Hazıran-5
Teınmuz tanhlerı arasında gerçekleştınlecek 35 yaşın
altındakı genç sanatçılann kendı sanatsal ve sosyal
uretım alanlannın dışındakı alanlarla ılışkı kurmalanna
olanak sağlayan ulkemızde kalıplaşmış duşunce
bıçımlennı aşarak genç sovlemın ıfade olanaklarını
genışleterek yenı onenlenn onunu açan Genç
Etkinlik farklı dısıplınlerı bunvesınde banndırmayı
hedefhvor Etkınhkler kapsamında plastık sanatlar,
sınema ve muzık ver alıyor Proıe teslını tarıhı I Hazıran
olarak belırlenen etkınlığın başvuru foımaları dernek
merkezınden temın edılebılır «)212-2r 62 83j
Gençlik ve Edebiyar
• KulturServisı-Gençlık Hattası nedenıvle tstanbul ll
Halk Kutuphanesı Mudurluğu nce duzenlenen "Gençlık
ve Edebıvat' konulu panel salı gunü saat 14 OO'te
kutuphanenın konterans salonunda gerçekleştınlecek
Felsefecı vazar Tansu Bele nın voneteceğı panele
eğıümcı vazar Tufan Ata Turkvılmaz egttımcı yazar
Meral Dalaman ve araştırmacı vazar Istanbul
Ünıversıtesı ogretım uyesı ^usuf Çoruksoken konuşmacı
olarak katılacak
Halil Kocagöz Şiir Yarışması
• KulturSenısi-12 Halıl Kocagoz Şıır Odulu.
\bdulkadır Budak ın "Aşk Benı Geçer' adlı yapıtına
venldı Halıl kocagoz Şıır Odulu jun yenne şaır, yazar
yayınu eleştırmenler ve daha oncekı odul sahıplen
arasında vapılan bır anket sonucu venlıyor Bu yıl 52
kışı ıle vurutulen ankete katılım vuzde 50'yı aşan bır
oranda oldu ve ankete katılanların yuzde 44'u bu yılın
odulunu kazanan vapıtı seçtı Halıl Kotagoz Şıır
Odulu nu daha oncekı yıllarda Mehmet Mumtaz Tuzcu,
Sunav Akm Sennur SezeT \eysel Çolak, Metm Altıok,
Melısa Gurpınar Gulten Akın Refik Durbaş Hulkı
Aktunç Sına "\kvol Haydar Ergulen ve Bejan Matur
kazanmıştı Odul torenı 29 Mavıs Cuma gunu saat
18 00 de Izmır lletısımKıtabevı Galerısı nde
gerçekleştınlecek Bu yılkı odulun sahıbı Abdulkadır
Budak odul torenı oncesınde vapıtlannı ımzalayarak
okurlanv la buluşacak
Fahir AtakoğhJ Ankara'da
• Kultur Servisi- Fahır Atakoğlu Turkcell'ın
sponsorluğunda bugun ^nkaraODTU Stadyumu'nda
bırkonserverecek Turkcell'ın \takoğlu konser
dızısı. 16 Hazıran'da Boğazıçı Ünıversıtesı. 30
Temmuz'da Bodrum Kalesı konserlenvle devam
edecek ve 1 Ağustos'takı Çeşme konsenyle sona
erecek Atakoğlu'na konserlennde Cemal Reşıt Rev
Senfonı Orkestra ve Korosu eşlık edecek
10. ULUSUMRASI ISTANBUL TİYATRO FESTIVAU
BUGUN
MLHSIN ERTLĞRLIL S\HNEStnde saat 20 30da
Tiyatro Studvosu Başar Sabuncu'nun yonettıgı Jean
Genet'ın 'Balkon adlı oyununu sahneliyor
YARIN
AkM Buyuk Salon'da saat 20 30'da yonetmenlığını
Jerome Deschamps ve Macha Makıeff'ın yaptığı
Molıere'ın "Gulunç Kıbarlar'ı ızlenebılır
ML'HSİN ERTL'ĞRUI S\HNESİ nde saat 20 30 da
Tıyatro Srudyosu Başar Sabuncu'nun vonettığı Jean
Genet'ın "Balkon" adlı oyununu sahneliyor