Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 MAYIS 1998 PAZAR
10 PAZAR KONUGU
Patrik adayı 42 yaşındaki Mesrop Mutafyan, misyonerlik, hoşgörü ve cemaatin beklentilerini anlattı
Türkiye Ermenilerinin gözü Ankara'daS!TJ]\[TJy! Türkiye"de, yüzyıllardır önemini koruyan. ama belki de pek çok kişinin
_ y bilmediği bir kurum var. Bu kurumun adı Türkiye Ermenileri Patrikhanesi...
Ülkemizde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 65 bin etnik Ermeni yaşıyor. Hınstiyan azınlık
cemaatlerinden olan Ermenilerin ruhani lideri Türkiye Ermenileri Patriği. Sekiz yıl Pamklik
makamında bulunan İkinci Karekin, iki ay kadar önce öldü. Onun ölümüyle birlikte de yeni bir patnk
seçilmesi gündeme geldi. 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması \e Türkiye Cumhuriyeti
yasaları gereğince seçilecek patriğin Türkfye Cumhuriyeti vatandaşı olması gerekıvor. Patriklik
secimine en uvgun ıki ada\ var. Bunlardan birisi. Patrik tkinci Karekin'ın. ölümünden önce
kendisine vekil tayin ettiği Başpiskopos Mesrob Mutafyan. Diğen ise ikinci Başpiskopos olan Şahan
Sıvacıyan. Mesrob Mutafyan 42. Şahan Sıvacıyan ise 72 yaşında. Şu anda Patriklik seçiminın kesin
tanhi bılinmıyor. Çünkü seçımin, Ermeni cemaatinin gelenek ve göreneklenne uygun biçimde
yapılmasi gerekmesine karşın bizim Içişleri Bakanlığı'ndan bir karamame değişıkliği yapılması
gündeme getiriliyor. Böylece de iş uzadıkça uzuyor. Konunun güncelliğini göz önünde tutarak
Başpiskopos Mesrob Mutafyan'la Türkiye Ermenileri Patrikliği için seçim sistemını, Patrikhaneyı.
Ermeni din adamlannın nasıl biregitim aldıklan ya da alamadıklannı konuştuk.
SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU
Türkiye Ermenileri Patrikliği için uy-
gulanan seçim sistemini açıklar mısıntz?
- İstanbul. Beyrut ve Eçmiadzin Ermeni Pat-
riklcri aynı seçim sıstemine göre seçilirler. Seçi-
min ılk aşamasında tüm ruhani toplanır ve pat-
riklik makamına dinen ve nızamen uygun epis-
koposlann listesini hazırlarlar. Bu ılk aşamada ay-
nca. kiliseyi oluşturan vaftizlı cemaat üyeleri
sandık başına giderek sivil delegeleri seçer. Üçün-
cü aşamada ise daha önceden seçılmiş olan ru-
hani ve sivil delegeler toplanıp Delegeler Mecli-
si'ni olu^tururlar ve nihai patrik adaylan listesin-
dekı episkoposlardan birini gizli oyla patrik se-
çerler. üördüğümüz gibı iki aşamalı bir seçim
söz konusu v e yeni patriğın secimine geniş bir ta-
banın iradesi yansıyor. Ermeni patriklerine veri-
len sıfatlardan birisi de Ermeni dilindeki 'Azgm-
dir' kelimesi. Bu da 'cemaatin seçtiği' ya da *hal-
kın scçtigi' anlamına geliyor.
Çok demokratik bir sistem... >*& .
- Öyle. Muhakkak halkın ya da cemaati oluş-
turan iiyelerin iradesinin yansıması gerekli.
Peki, bu sistemin ötekiDoğu kiliselerin-
den farkı nedir?
- Öteki Doğu ve Batı kilıselerinden farkı bü-
yük. Ermeni rCilisesi'nindini liderlerinı seçmebi-
çimi en fazla Ingiltere Kılisesi'nebenzer. Kilise-
yi oluşturan ruhanilerin de, sivillerin de seçimde
söz hakkı vardır. Eski Grekçede kilise anlamına
gelen "Fkklesia" kelimesi. imanlılar topluluğu.
yani cemaat demektir. Bizim anlayışımızda ken-
di önderlennin seçiminde cemaati oluşturan in-
sanlann fikri muhakkak sorulmalıdır Ancak ina-
nıyoruz ki kilise aynı zamanda ilahi bir kurum-
dur. Mesih Isa veHavarileri tarafmdankurulmuş-
tur. Seçilecek olan önder, kilisenin öğretilerini
tamanıen benimsemış ve dogru inancı öğreten
kişi midir? Havarilerden bugüne kadar gelen zin-
cirin bııgünkü halkası olacagtna göre
1
, bu geiene-
ğin gerçek anlamda bir taşıyıcısı mıdır? ışte bu-
rada da kilisenin ruhanileri devreye giriyor ve on-
lar da seçilecek öndere. 'oJur' veriyorlar. Şimdi.
bu her kilisede böyle değil. Örneğın. Katolıkâle-
minin lideri konumundaki Roma Episkoposu'nu.
ya da Papa'v ı kardinaller seçer. Ortodoks patnk-
lerini sadece epıskoposlar ya da metropolitler-
den oluşan sinodlar seçer. Ermeni patnklenni ise
hem ruhaniler, hem sivillerden oluşan delegeler
meclısi seçer. Öteki kiliselerden farkımız bu.
WBKBM Burada akltma takılan bir soru var.
Patriklik seçiminin, birpatriğin ölümünün üze-
rinden 40gün geçtikten sonrayapılması gereki-
yor. Oysa rahmetli Patrik İkinci Karekin 'in ölü-
' münün üzerinden ikiayı aşkın taman geçti Ama
hâlâ seçimyapılmadı. \eden?
-Ermeni kilisesininörfveâdetlerinegöre. ru-
hani ya da sivil. herhangi bir kişinin ölümünden
sonra 40 gün yas rutulur. Makam söz konusu ol-
duğu için bir patrik vefat ettikten sonra normaJ-
de 40 gün resmen yas rutulur. Bu arada da seçim
için ön hazırlıklar yapılabilir. Ama patrik seçimi
için resmi hamleler 40. günden sonra gerçekleş-
tirilir. Kilisemiz her zaman olduğu gibi yine bu
çalışmaları vaptı: bitirdi. Ruhani Meclıs, kilise-
nin alt organlan. gerekli çalışmaları zaten bitir-
miş bulunuyordu. Yani patriklik seçimi bugün de
yapılabilir Ancak bizbuseçimleri yapmadan v i-
layeti bilgilendiriyoruz. Nonmalde v ilayetten bi-
ze bir 'olur' yazısı geliyor. Ama o yazı hâlâ gel-
medıği için, patriklik seçimini şimdilik gerçek-
leştiremiyoruz. Şimdi o belgeyi bekliyoruz. Bel-
ge elimize ulaştıktan sonra, 15 gün içinde seçim
gerçekleşebilir.
•••••.S/;/n gençyaşta olmanıza karşın kök-
tendinci eğilime sahip bir din adamı olduğunuz
iddialan var. Sizce bu iddialar, nereden kaynak-
lantyor?
- Kim? Ben mi köktendinci imişim? Beni ta-
nıyanlar bizi izliyorlarsa herhalde şimdi gülü-
yorlardjr. Ba^a, köktendinci diyenler, eminim ki
benimle hiç biraraya gelmemiş, önyargıh insan-
lardır. Bir kere. hem vaazlanmda hem de sözlü
ve yazılı beyanlanmda birçok kez her alandaki
MESROP MUTAFYAN
1956. lstanbul doğıımlu. Lise öğreniminin bir
bölümünü /ngilt Erkek Lisesi. bir bölümiinü de
Almanya'daAmerikanKolejindevaptı. Önlisans
çalışmalannı ABD'de \1emphis Üniversitesi'nde,
\iiksek lisans çalışmasını da Kudüs 'te Ibnmi
Üniversitesi 'nde lamamladı. Uzmanlığı
Kiliselerurusı \v Din/enımsı Teoloji ile arkeoloji
1977 de ruhiplige kabul edildi. 1986 da piskopos
oldıı. Aynı tarihten heri kjliselerunısı Paftik leb'/i
görevini yürûtüyor. 1993 haşında Başpiskopos
oldu. Patrik 2. Karekin in ölümünden sonra da iki
uydır Panik lekilliği vapıvor.
köktencıliğin ruhsal ve zihinsel birözürolduğu-
nu söylemişimdir. Dindede köktenciligi birözür
sayanm. Bugünküdünvamızdaköktenciler.hem
sorunlu kişilerdir hem de sorun yaratırlar; kendi
yaşam alanlannın da gittikçe daraldığını hisse-
derler. Gelecek. ufkunuaçık tutabılen insanlann-
dır. Çogulcu olmavan. diyalog arayışı içinde ol-
mavan kişı. gelecekte zorlanır. Bakın. bugün. !n-
ternetle dünyanın dört köşesiyle bir kaç saniye-
de bağlantı kurabiliyoruz. Bugün Patrikhanemiz-
de de Internct ağına gırmiş durumdayız.
Aynen Nevv >brk"ta. Londra'da. Paris'te. Ro-
ma da olduğu gibi. lstanbul'dada(ki bugün dün-
yanın hatın sayılırmegapollerinden birisi)bırçok
alt kimlıkler aynı mekânı pav laşıyoruz. Şimdi bu
gibi alanlarda geniş kitlelere hitap eden dini ya
da sivil kuruluşlar ve onlann önderleri ya da yö-
netıcileri. kucaklayıcı olmava. bırleştirici olma-
ya. çoğulcu olmava mecburdurlar Köktenci ola-
mazlar ki. Konumlan buna izin vermez. Çünkü
biz bir arada ve yan yana yaşamaya mecburuz.
Bu. hepimizin yurdu. Geleceğimiz de ümitle-
rimiz de ortak. Bakın, ben köktendinciliği belki
şöyle anlatabilirim: Hıristiyanlık aşağı yukan
2000 yıllık bir inanç. Şimdi, eğer, bugünkü 'Hı-
ristiyanım' diyen insanlan siz 2000 yıl önceki
gibi yaşamaya. giyinmeye, konuşmaya ve düşün-
meye zorlarsanız işte bu hem irticadır hem de kök-
tendinciliktir. Özürdür, yani...
Bunu ne baskıyla yaptırabilirsiniz ne de güncel-
liğini yitirmiş bazı geleneklerle... Peki, ne yapma-
mız gerekiyor? Bir lütuf ve inayet dini olan Hıris-
tiyanlığın, Tann'ya, insanlara ve doğaya bir yak-
laşım biçimi, bir dünya göriişü vardır İci ne yazık
ki, 'Hıristiyaıum' diyen insanlar, pek o kadar da
bu felsefeyi yasama geçirememişlerdir. Öyleyse
kilisenin bugün yapması gereken, 2000 yıl önce-
sinin ya da ortaçağın, ya da geçen yüzyılın orta-
mını hortlatmak değil. tam aksine, Mesih Isa'nın
Incil'deki yaşam sözlerini ve ilkelerini çağdaş ha-
yata, özünü kaybettirmeden, ondaki ruhu bozmak-
sızın. çağdaş yaşam koşullanna uyarlamaktır. Ki-
lise. bunu uyguladığı sürece toplumun hayatında
yerini her zaman saklı tutar. Geçmişin müzedeki
bir objesi gibi kaiıp yerinde saydığı sürece de bu-
günkü kuşakla bağlantıyı kaybeder. İşte, benim
düşüncem bu. Dinci, minci laflannı da 'kökten* red-
dederim. Ama dindarya da dinsever... Bırakın da
olalım. Sonuçta din görevlisiyiz, değiJ mi?
• • • • • Eğer patrikliğe seçilirseniz, tarihteki
en genç Türkiye Ermenileri Patriği mi olacak-
sınız?
-Tarihe öyle geçmek tabii ki iyi olurdu da ama
pek öyle değil. 1700 yılından bu yana tstanbul
Ermeni Patrikliği makamına 35 patrik oturmuş.
Bunlardan en ünlü üç patrik 35 ve 37 yaşlannda
seçilmişler. 40-45 arasında 11 patrigimiz olmuş.
70 yaşın üzerinde ise 1700'den bu yana sadece
iki patrik gelmiş.
• • • • Siz, proselitizmle çok uğraştınız. Ote
yandan misyoneriik de Osmanlı 'nın başına bü-
yük dertler açmışu. Siz bizeproselitizmi ve mis-
yoneriiği anlatır mısımz?
- Bu ikisi ayn konular tabii ki. Proselitizm, çe-
şitli yöntemlerle, yani parayla veya yükseköğre-
nimle, yüksek yaşam standardı vaadiyle ya da si-
yasi himaye vaadiyle, başka bir mezhep ya da din-
den insan avlamaktır. Türkiye'deki en kalabalık
Müslüman olmayan toplum Ermeni cemaatidir.
Bu cemaat ise, güneyden, kuzeyden, doğudan
gelenferle Istanbullulann bir arada yaşadıklan
geniş bir yelpazedir. Ermeni dilinin birçok leh-
çesi konuşulduğu gibi lstanbul Ermenicesini ce-
maatin yansından fazlası anlamaz. Anadil, her ne
kadar Ermenice sayılsa da gerçekte Türkçe'dir. \ş-
te. tor e n
jju Ermenjce 0
] a n
Türkiye Ermeni Ki-
Jisesi, Mesih Isa'nm lncil'ini bu cemaate tebliğ
etme görevini bile güçlükle yerirte getirebilirken
birdeyabancı kiliselerin proselitik faaliyetleriy-
le karşı karşıyadır.
Tarih ortada... Anadolu'da üç ana kilise vardır:
Ermeni, Süryani ve Rum kıliseleri... Bu kilise-
ler, etnik ve yerel yapıya sahip olduklan için. bir- •
birlerinin üyelerini avlamazlar. Bunlann dışında-
ki bütün kiliseler. Anadolu"ya yabancıdırlar. Yur-
dumuza sonradan gelmişlerdir. Bunlar. ancak
Müslümanlan ve Anadolu'nun bu üç kilisesin-
den HıristiyanJan çeşıtli vaatlerie kazanmaya ve
böylece gelişmeye çalışmışlardır. 1960"lara ka-
dar süren bu eğilim. her ne kadar kiliseler ve din-
lerarası diyalogla yavaşladıysa da çok az üyesi ka-
lan bu yabancı kiliseler. ibadethanelerıni açık tu-
tabilmek için, hem dünyanın dört köşesınden din
görevlileri getiriyor hem de eskisi gibi olmasa da
özellikle gençlenmizi cezbermeye çalışıyorlar.
1960'lardan sonra kiliseler ve dinlerarası diyalog
süreci başlamıştır. Buna ekümenik ilışkilerdiyo-
ruz. Bundan sonra yabancılann yaptıgı proseli-
tizm faaliyetleri de yavaşladı. Bugün de bu ya-
bancı kiliseler, dediğim gibi, gençlere iş imkân-
lan sağlıyorlar, yaşlılara ilaç ve as temin ediyof-
lar ve benzeri faaliyetlerde bulunuyorlar. Şimdi
bunlan sırf Hıristiyanlık sevgisiyle yapsalar bir
şey diyemeyiz. Ama insan avlamak için bir araç
olarak kullanıyorlar.
Yoksa, bizim vakıflanmızın yardım kollan da
fakirlere gereken >ardımlan vapıyorlar. Ama biz,
yabancılann yaptıklan orandayapamayız ki. So-
nuçta bu vakıflanmızın o kadar geliri yok. Za-
man zaman proselitizmle karşı karşıya geliyoruz.
Ama buna mümkün olduğunca alçak profilde
yaklaşıyoruz. Fazla tepki göstermemeye çalışıyo-
ruz. Elimizden geldiğince proselitizme karşı ba-
ğışıklık kazanma çabası içindeyiz.
••••i Bunu nasılyapıyorsunuz?
- Çocuklanmız. gençlerimiz ve cemaatimizle
kaynaşarak. Kilisenin dini faaliyetlennin yani sı-
ra sosyal faaliyetlere de önem veriyoruz. Toplum-
sal bir dayanışma ortamı yaratma çabası içinde-
yiz.
••••• Proselitizmi açıkladmız. Peki, misyo-
nerler hakkında ne diyeceksim'z?
- Şöyle diyelim... Proselitizm. kiliseler ve din-
lerarası bir sorun olabilir. Misyonerliğe ise iki açı-
dan yaklaşabiliriz.Birincisi ruhani açıdan, avm fs-
lamda olduğu gibi.,. Ruhunuzun kurtuluşunu sağ-
ladığma inandığınız gerçegi. yani ruhani müjde-
yi başkalanyla paylaşmak, başkalannın kumılu-
şuna vesile olmak her imanlının görevidir. Yani
ıslamdaki tebliğ olayı. tncil'deki misyon da bu-
dur. Bu görevi yapan ruhani ya da sivil görevli-
ye de misyoner denir. Bu görevi kişiye sinagog,
kilise veya cami gibi bir kurum verir ya da kişi
bunu doğrudan Tann'dan alınan bir görev olarak
kabul eder. Misyonu budur ışte...
Bir de misyonerligin yurdumuz tarihine yap-
tığı etki vardır ki bunu görmezden gelmek imkân-
sız. Kaba çizgileriyle şöyle anlatayım: Osmanlı
Imparatorluğu'nun gerileme devri 1700'lerdedir.
tşte. Pasarofça Antlaşması. sonra Kavnarca Ant-
laşması ve yıkılış devri yavaş yavas, başlar.
KÜLTUR • SANAT
JJUMÂiMSÜBİM
ISTANBUL BUYUKŞEHIR BELEDIYESI '
14. GENÇLİK GÜNLERİ
Kadıköy Haldıtn Taner Sahnesi
24 Mayıs Pazar
Oyun:
Hamlet (15.00)
İZMİTBÜYÜKŞEHIRBELEDİYESİŞEHİRTİYATROSU
ın uıcosı • P e r a
sineması
dario fo-franca rame
KARAMLIKTA
\lŞIKDAMLALARI
GENÇ SİNEMACILAR HAFTASI
Oyun 2 Böfüm
23 Mayıs Ctesi 20.30;
24 M^ıs Pazar 20.301
Ayşe Etnel Mesçi
Yöne'en:
ZEKİ GÖKER
Çeviren;
FÜSUN DEMİREL
AFIFE JALE SAHNESİ - Doreboyu Cad. Ortaköy
BılgikinTel (0712)525 25 44
HAMAM
MASUMİYET
KASABA
22 Mayıs '98 Cuma
25 Mayıs '98 Pazartesi
28 Mayıs '98 Perşembe
31 Mayıs '98 Pazar
03 Haziran '98 Çarşamba
23 Mayıs '98 Cumartesi
26 Mayıs '98 Salı
29 Mâyıs '98 Cuma
01 Haziran "98 Pazartesi
04 Haziran '98 Perşembe
24 Mayıs '98 Pazar
27 Mayıs '98 Çarşamba
30 Mayıs '98 Cumartesi
02 Haziran '98 Öalı
TELEFON : O212. 251 32
SEANSLAR 12.00-14.15-16.30-18.45-21.00
ÖZEL DİALOG ANLATIM İLETİŞİM KURUMU
1998-1999 ÖĞRETİM YILIKURS ÜCRETLERİ
KLRSL N ADI SLRESİ DEVRELER SAATÜCRETİ TOPLAM
l.DÖRTAY 1.610.000TL. 257.60O.0O0TL.
SPİKERLİK/SUNUCULUK 160Saaı 2.DORTAY 2.013.0OOTL. 322.000.000 TL
3.DORTAY 2.588.000 TL. 414.000.000 TL.
OYUNCULUK 320Saal 3.594.000TL 1.150.000.000 TL
SEMİNER 5.000.000 TL.
| FİYATLARA KDV. DAHİLDİR
Mim Kemal Öke Cd. Erenler ApL 16/1 Nişantaşı - İstanbul Td: (0212) 225 37 24 - 25
TİYATRO
ve
Kültür
Sanat
Uluslararası Festivallerde
19Ödüllüfilm
Tabutfa
'Rövaşata
Yön: DEKV1Ş ZAİM
12 0 0 - 1 4 1 5 - 1 6 3 0 - 1 8 . 4 5 - 2 1 . 1 5
293 89 78
Borusan KültürVe
etk) ; 19:00
£ * Klasik Müz*
Konseri:
*- Eteldil
önder Ank
Gıtar
'' 17:30
Video:
Belgesel
"Ünlü
Orkestra
ınJiKİ12:30
Video:
Belgesel
"Ünlü Orkestra
Yönetmenleri
- I.Bolüm"
^(60 dk-
•" Ingi&ce}
>
E
"- •- 1100-13:00
erı19:00-21:00
Soyleşi:
AlazToktr
"20. yy.
^Yönetmenleri:
Otto KlempetEf'
Klasik Tûrk MOzı^ı Kutftsı: GatfMfao C KX
11 00-15:00
YSnetmenlerı • '""" '"""
1 Bolüm"
(60 dk -
Ingıfizçe)
Müıik atslyelerine
14-00-16 00
UnutAMgûfCniHatfiti
15 00-17 00
Atfllye: ten Atmnoi/u'
reıervasyon i(in: S*rpil lALCI T*l
Sl" (* O(>
rvcMCİzft" <? K«t)
Htmi stüttyoaiâ (* K*>
: (0212) 292 06 SS
gj BORUSAN Etkiniikler ücretsizdir.
VINNL A M A N I N
Kum.Pan.Ya.
BİNBİR YOLU
SON OYUNLARf V ^
aıure gusjumo »mre OMUIIBI»:3I
numı ıt»
»IUTB OIIU « 3 4 S HIU1IM CMU JJ:M
Tiyatro
İlanlarınız İçin
BORUSANKültür
ve
Sanat
SES-.1885 ORTAOYUNCULAR
fSTİKLAL CAD. M0.140 TEL: 25118 65-S6 MX: 0212.244 43 27
FerHan Şensoy'un
ÇOK TUHAF
SORUŞTURMA
Tuncel Kurtiz-Baykal Kent-Ferhîn Şensoy-Rasim Öztekın
Levent Ünsal-Parkan Özturan-Ali Çatalbaş-Erlon Üçüncü
Ozkzn Aksu-Saygın Delibaş
Perşembe 21.00 / Cuma 21.00
C.tesi 18.30-21.00 / Pazar 15.30-18.30
B W SMf Yer&n Oıraoyuncuöı Gişe 251 18 65
AKK0nAU/lt/IR fatsırn RurnMı SuaıJH'» v? Akmerkt? I^RŞI M«CAZAlARI Uısl
Cıo.t* Bslırtoy Caırerouı OFFICE 1 SlıPFBSTORf f.'aslal Tei'.'ı*-,; '.'stto'
HARBİYE AÇIK HAVA TİYATROSU
6 Haziran 1998, Cumartesi Saat: 21.00
Konuk Sanatçılar: Tom&Jerry ~
Bılet safış yerJen .
Vakkorama Taksım
Vakkorama Suadtye
D&R Erenköy
D&R Etiler
DtR Nisantaşı
Kora-Raksotek Ortaköy
İletişım-Raksotek Bahar
0212 2511571
0.216 3609090
0216 4675413
0 212 2632914
0 212 2242415
0212 260/918
iye 02163384523
Konser günü Harbiye Açık Hava Tiyatrosu giseleri
Yerler numaralıdır.
TUMiı :-
0 212 216 05 85
0 212 216 OS 10
Ermeni Kilisesi 'nde nasıl
bir teolojik eğitim uygulanıyor?
- Bu, Türkiye'de bir sorun. Gönül isterdi
ki Müslüman toplumun birçok imam-hatip
lisesi ya da bu cemaatlere hizmet veren ila-
hiyat fakülteleri olduğu gibi Türkiyemizde-
ki Ermeni, Süryani, Rum cemaatlerinin de
yine Milli Eğitim Bakanlıgımızm deneti-
minde birer ruhban okulu bulunsun. Türki-
ye'de bugün çeşitli mezheplerden 100 bin ka-
dar Hıristiyan yasıyor. Ama bu Hıristiyan-
lara din görevlisi yetiştirecek bir tek okul yok.
Bu bir sorun. Mesela, bizim Ermeni cema-
atinin Üsküdar'daki eski ruhban okulu
1970'lerden itibaren tedrisatına normal bir
lise gibi devamediyor. Rahmetli Patrigimiz
Şnork Kalustyan, ruhban okulunu yeniden
açabilmek için defalarca ba§ vurdu, ama bir
sonuç elde edemedi. Biz arrık ruhban oku-
lu açmak hevesinde de değiliz.
- Çünkü eski ruhban okuluntın öğretim
görevlileri de ya yurtdışındaki ilahiyat fakül-
telerine gittilerya da bugün çok yaslılar. Ba-
zılan da yaşamlannı yitirdıler. Peki, bu du-
rumda ne yapacağlz? Bence çözüm, mevcut
yükseköğretim sistemi içinde aranmalıdır. Din
görevlilerimiz, üniversitelerimizin birinde
değişik bilim dallannın kurallarmdan oluşan
karma programla eğitilebilir. Ermeni Kili-
sesi'ne özgü teoloji, Klasik Ermenice ve Tö-
renbilim derslerini ise bizlerden alarak gö-
revlerine hazırlanabilirler. Böylece, çağdaş
eğitim düzeyini de yakalamış olurlar. Ör-
neğin ben. lisans ve lisansüstü öğrenimimi
Almanya'daki, Amerika'daki, tsrail'deki ve
Italya'daJci kolej, ensötü ve üniversitelerde
gördüm, Oxford'da da araştırmalarda bu-
lundum.
• • • • Bu hem beyingöçü hem de döviz
göçüneyol açmıyor mu?
- Evet, hem servet hem de beyin göçün-
den başka bir şey değil. Oysa biz bu dersle-
rin hepsini kendi üniversite sistemimiz için-
de halledebiliriz. Sonuçta artık bir şeyler
yapmamız gerekiyor.
Bakın, son yirmi yıl içinde on din görev-
lisine sahsen ders vererek göreve hazırla-
dım. Ama buyeterli değil. Çünkü din adam-
lanmızın yaş ortalaması emeklilik yaşı olan
60' ın üzerinde. Türkiye'deki kiliselerimizi
açık tutabilmek için bugün en az yirmi ye-
ni din görevlisine ihtiyacımız var. Yani din
adamlannın sayısı da eğitimleri de bizim
için çok önemli.
• H İ H Ankara, mevcut üniversite siste-
mi içinde din adamı yetiştirme isteğinize
nasılbaktyor?
- Doğrusu biz daha yazılı bir başvuruda
bulunmadık, ama bazı temaslaryaptık. Ama
sanıyorum ilgilüer, üniversite sistemi için-
de bir çözüm arama durumuna sıcak bakı-
yorlar. Ben ümitliyim. Biraz çalışmalarda
bulunursak onun da gerçekleşeceğini sanı-
yorum.
• • • • Siz, Patrikhane 'nin şeffaflaşma-
sını, dışdünyaya açılmasuıı sağladınız. Çün-
kü önceleri Patrikhane, adetadış dünyadan
yalüılmışfildişi bir kule gibiydL Bunu na-
süsağladınız?
- Bu işi ben tek başıma yapmadım. Rah-
metli Patrigimiz Şnork Kalustyan'ın bu atı-
lımda öncelikli katkılan oldu. Bu. kilisede
bir canlıhk sağladı ve kilise yeni kuşakla
doğrudan ilişkiyegeçebildi. Aslında kiiise-
de öğrettikJerimiz iki bin yıl önce îsa Me-
sih'in anlattıklanydı; o ruhtu. Ama biz onu
mümkün olduğu kadar çağdaş yaşama uyar-
lamaya çalıştık. Bu da bir canlılık getirdi;
gençlerin kaülımı arttı. Böylece insanlar, mis-
yonerlik faaliyetinde bulunan değişik grup-
larda. yeni bittne kiliselerde ruhlannın be-
sinini aramak yenne kendi öz, ruhani yuva-
lanna döndüler. Yenilikçılikse, yaptığırnız bu
oldu.
Kilisede eski şekliyle Incü'den bölümler
okuyup onun tefsirini yapmak yenne. bugün-
kü sosyal sorunlar, aile sorunlan, gençlerin
sorunlan hakkında kilisenin öğretisini sanı-
yorum biraz daha belirginleştirdik. Örne-
ğin, toplumda sigara. alkol, uyuşturucu kul-
lanmak sadece Yeşilay'ın sorunu değil. Bu-
nun bence aynı zamanda ruhani bir boyutu
da var. tnsanlarbir şeye bağımlı olduklan za-
man bunu ruhsal yapılannda bir bozukluk
olduğu zaman yaparlar. İşte. bu konularda
kilisenin görüşlerinı anlatıyoruz. Benzer sos-
yal konularda kilisenin sesini biraz daha faz-
la duyurduk ve güncel bir kurum haline gel-
mesine sanıyorum yardımcı olduk. Ama ben
bunu tek başıma yaptım dersem yanlış olur.
Bakın, seksen ikinci Patrigimiz Şnork. ben-
den 30 yaş büyüktü. Ama o kadar da genç-
ti ki...
• • • • Siz, cemaatinizle bütünleştiniz.
Bunu nasılyaptınız? ,
-Benim için din görevlisi olmak hiçbirza-
man memuriyet gibi bir şey değildı. Öme-
ğin, öğretmen alacağı maaş için öğretmen ol-
maz. Ya da gazeteci çok düşük paraya bile
çalışsa hep gazeteci kalır. Çünkü o artık ka-
nındadır. Aynı şekilde, ben de çağn gibi bir
şey hıssettiğim için din görevlisi oldum. Bu-
nu yaparken de ne kendimi halktan kutsal gör-
düm ne de bu yaptığımı bir iş gibi kabul et-
tim.
Benim için her zaman insanlarla üzülmek
ve onlarla sevinmek ön planda geldi. Sanı-
yorum, onlar da bunu hissettiler. Beni hiç-
bir zaman dayatmacı, yaptınmcı, emreden
kişi olarak değil. kendilerinden biri, kendi
aralanndan çıkan, kendilerinin seçtiği biri gi-
bi gördüler.
• • • Bir de gençlere çok yakınsınız—
- Bu işlere başladığım zaman ben de çok
tüysüzdüm. Din adamlığına 1977'degırdim.
1979'da takdis oldum. O sıralar 23-24 yaş-
lanndaydım. Dolayısıyla kendimi gençlere
çok yakın hissediyorum.