Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 MAYIS 1998 PAZARTESİ
HABERLER
çocuklara kttap
• İstanbul Haber Servisi -
İlhamı Ahmet Örnekal
tlköğretim Okulu'nun
konugu olarak İstanbul'a
gelen Mardinli ve Şinıaklı
çocuklâr dün Tatılya eğlence
merkezıni gezdiler.
Tatilya'da en çok su
kayağma ılgi gösteren
çocuklâr'a Esenyurt
Belediye Başkanı yemek
verdı ve kitap hediye etti.
Güneydoğulu çocuklar da
Gürbüz Çapan'a çıçek ve şilt
vererek teşekkür ettiler.
Kadıköy Belediye Başkanı
Selamı Öztürk'ün de dün
yemek verdiğı Şırnaklı ve
Mardinli çocukların
Diyarbakır-lstanbul ulaşım
organızasyonunu TYH
üstlendı.
Askeri araç
mayına çarptı
• VAN (AA) - Yan'ın Çatak
ilçesinde. askeri aracın
mayına çarpması sonucu 1
er şehit oldu. bir üsteğmen
yaraiandı. Alınan bilgiye
göre, ilçeden Sırmah
Köyüne giden askeri araç.
PKK'liler tarafından yola
döşenen mayına çarptı.
Antitank mayının patlaması
sonucu. araçta bulunan
jandarma erı Ahmet Doğan
şehit oldu. yaralanan
Jandarma Üsteğmen Erkan
Aral, Van Asken
Hastanesi'nde tedavı altına
alındı.
ADD'den
gençlik şöleni
• ADA.NA (Cumhuriyet
Bürosu) - Atatürkçü
Düşünce Derneği (ADD)
Adana Şubesi. cumhuriyetin
75. yılı kutlamalanna dün
düzenlediği 'Gençlik Şöleni'
ile katıldı. ADD'nin
düzenlediği şölen, sabah
10.00'da üç yaş grubundakı
'Atatürk Koşusu' ile başladı.
Koşular sonunda minıkler
kategorisinde erkeklerde
Altuğ Çekenoğlu, kızlarda
ise Nilay Çolak birinci oldu.
Yakuplu'da
'marine city
• İstanbul Haber Senisi -
Atatürk Havaalanı'na 15
kilometre mesafede bulunan
Yakupîu Beldesi'nde. 1.3
kilometrelik sahil şeridıne
sahip olan ve tamamı deniz
manzaralı 720 daırelik
"marine city" adlı proje
hayata geçirılıyor.
Kemerburgaz
ilçe olsun
• İstanbul Haber Servisi -
Kemerburgazlılar. beldenın
ilçe yapılması amacıvJa
miting ve yürüyüş
düzenledi. Mimarsinan
Mahallesi Muhtan Halit
Anıtaş yaptığı konuşmada,
Başbakan Mesut Yılmaz'm
Kemerburgaz'ın ilçe
olacağma dair söz v erdiğinı
vurguladı.
"Deyrimci
Çöziim" toplauidı
I İstanbul Haber Senisi -
Devrimci Çözüm
dergisinden vapılan yazılı
açıklamada. derginın 15.
sayısının 3. sayfasında yer
alan "Dağlar Generallerin
Değii. L'mudun Kalesidir ve
Öyle Kalacaktır" başlıklı
yazıyla 20. sayfada yer alan
"Onlar Mücadelenin
Önderleriydıler" başjıklı
yazılarda "Terör örgütlerinin
propagandasmın yapıldığı"
gerekçesiv le İstanbul DGM
tarafından toplatıldığı
belirtıldı.
AJınterinden
açıklama
I İstanbul Haber Senisi -
Almterı gazetesınden
yapılan yazılı açıklamada.
15 Mayıs'ta gözaltına alınan
0>a Açan veTamer
Tuncer'in havatlannın
tehlike altında olduğu iddıa
edılerek "Nerede
olduklannın açıklanması"
istendı.
20. asliye hukuk mahkemesi, Muradiye Vakfı'nın Keskin aleyhine açtığı davayı reddetti
EMnci vakıfla şîrket iç içeHAZALATEŞÇAKJR
Köktendıncı vakıflar arasında
adı geçen Muradıve Kültür V'akfı,
Ankara 15 ve 20'nci Asliye Hu-
kuk Mahkemesi'nde görülen da-
\alar da mahkûm oldu. Muradiye
Kültür Vakfı 17.2.1998 ve
25.2.1998 tarihh kararlarla CHP
Genel Sekreten Adnan Keskin \ e
bağımsız büyükşehir belediye
meclis üyesi Muzaffer Saraç hak-
kında açtığı davavı kaybederken.
RP'li anakent belediyesınden ıha-
le alan şirketlerin vakıf ile ılişkisi
doğruiandı.
Muradiye Kültür Vakfı'nın.
CHP Genel Sekreten Keskin'e,
vakfın beledıyenin yan kuruluşu
olarak faaliyet göstererek rencıde
ettiği gerekçesiv le açtığı 250 mil-
yon lira manevi tazminat istemi
reddedildi. Ankara 20. Asliye Hu-
kuk Mahkemesi'nin 05.02.1998
• Ankara 15 ve 20"nci Asliye Hukuk Mahkemesi kararlarında: Muradiye Kültür
Vakfı ile kapatılan RP'nin Anakent Büyükşehir Belediyesi'nden milyarlarca lira
tutannda ihale alan şirketlerin kuruculan ve ortaklannın aynı kişilerden
oluşruğunun "'tartışmasız" kanıtlandığı bildirildi.
tarihli karannda. "Vakıf ile şirket
arasında tüzel variık olarak orga-
nik üişkisinin statü olarak bulun-
masa da kurucuların \e>a ortakla-
nn aynı şahıslardan oluşması vakıf
ile şirket arasındaki şahsi ilişkiyi
tarttşmasız kanıüa>an bir oluşum-
dur" denildı.
Muradiye Kültür Vakfı'nın. ba-
ğımsız büyükşehir belediye meclı-
si üyesi Muzaffer Saraç aleyhinde
açtığı Ankara 15. Asliye Hukuk
Mahkemesi'nde görülen ve
17.9.1997 tanhinde kaybettiği da-
vayı Yargıtay daonadi. Mahkeme.
17.2.1998 tarfh ve 527 No'lu kara-
nnda. delillerle ve ıddialan değer-
iendirerek, davalı Saraç'ın ihaleler
konusunda açık ve doğrudan bir
suçlama yapmadıgı, üyesi olduğu
belediye meclisinde vapılan iş ve
uygulamaların yasal olup olmadı-
ğını denetleme yetkisi bulunduğu.
kamu hizmetlerinde kamunun ya-
ran ve çıkarının diger çıkarlardan
öncegeldiği belirtildi. Kararda, ka-
patılan RP'li Ankara Büyükşehir
Belediye Başkanı Melih Gök-
çek'in, uğras, alanı gıda maddeleri
olduğu halde Muraş AŞ'ye yol,
çevre düzenlemesi ve benzer iha-
leleri verdiği kaydedildi.
Vakfin şirketieri
Muraş AŞ'ninortaklanndan Rı-
za Çöllüoğlu. Emiş Aydın ve Mus-
tafa Kalfaoğlunun davacı Mura-
diye Vakfı'nın kuruculan vemüte-
veili heyeti üyeleri olduklan ifade
edildi. Kararda. şirket ortaklann-
dan C. Pbvraz'ın davacı vakfın mü-
te\elli heyeti üyesi Ahmet Poy-
raz'ınoğlu olduğu vebelediyeden
ihale ile iş alan Poyraz İnşaat'm or-
taklan arasında yer aldığına itiraz
edılmediğinedıkkatçekiİdi. Mura-
diye Kültür Vakfı'nın mütevelli he-
yeti üyesi Mahmut Adil'in büyük-
şehir belediyesi yemekhanelerini
işleten Feza Teknik Mühendislik
A§'nin ortağı olduğu iddiasına da
bir itiraz bulunmadığı belirtildi. H.
Akbudak'ın vakıf kurucusu R.ÇÖ-
loğlu ile akraba olduğu. Tayfur Pro-
je adına hareket ettiği ilerı sürül-
mesine karşın itirazda bulunulma-
dığı kaydedilirken. vakfın kışılik
haklanna saldında bulunduğunun
kabul edilemeyeceği belirtildi.
Yargıtay da, 05.03.1998 tarihli ka-
ranyla Ankara 15. Asliye Huku
Mahkemesi'nin karannı onadı ve
davalı yaranna 20 milyon lira da
duruşma avukatlık parası verilme-
sini öngördü.
Gökçek de yitirdi
Gökçek'ın Özgün Medya Ya-
yıncıhk Sanayii ve Ticaret AŞ'ye
açtığı dava da 25.2.1998 tarih ve 94
No'lu kararla reddedildi. Mahke-
me. Gökçek'ın dava açtığı şırkete
ait gazetede doğalgaza yapılan
haksız zamlara ilişkin haberin tü-
ketim bedellerindeki uygulama ile
ilgili, kamu yaran taşıdığı bildiril-
di. Kararda. Gökçek'e. yurttaşlann
hak ve çıkarlannı koruma vaadi ile
işbaşınageldıği. tüm eylemlerinde
yasaya uymak zorunda olduğu
anımsatıldı.
E g e g e z i s i n i s ü r d ü r e n C u m h u r b a ş k a n ı , s a n a y i c i v e i ş a d a m l a r ı n a s e s l e n d i
Demirel 'Nereden buldun' sorusunu sevmiyor
MERİH AK
CELAL YILMAZ
İZMİR/MANİSA-Cum-
hurbaşkanı Sülevman Demi-
reL partıler rejimimn. liderler
rejımi olduğunu söyledi. De-
mırel, "Liderler sultası tabiri-
ni sevmediğinıi de ifade ede-
yim. Yani insanlann başlann-
dakini her gün devirmeleri de
düşünülemez. O zaman Lstik-
raroünaz" dedı. Son dönem-
lerde tartışma konusu olan.
"Nereden buldun" sorulanna
karşı çıkan Demirel. "Bu
memleketin insanlannı mutla-
ka hâkimlerden dürüstlük kâ-
ğıdı almış olarak dolaşabilir
hak' getirdiğiııizzaman neeko-
nomi kalır. ne şu kalır. ne bu
kalır" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Demirel.
önceki günkü yoğun progra-
mıp.m ardından gece de Iz-
mir'deki odalann düzenlediği
toplantıda sanayici v e işadam-
larına seslendi. Türkiye'nin
hızla gelişmesi karşısında çe-
şitli problemler bulunduğunu
kaydeden Demirel. "10 sene-
yi asan bir siiredir terör bela-
sıyla mücadele edivoruz. As-
ünda terörle Sevr'in yapamadığı-
nı yapmak istiyorlar"' dedi. Dinin
siyasetealetedılmemesıni isteyen
Demirel, konuşmasının büyük bir
bölümünü ise sıyasi istikrara ayır-
dı. lstikrarsızlığın ancak iki seçi-
min ardından aşılabileceğinı dile
getiren Demirel. "Bir parti çıkıp
yüzde 40 o\ almau. İşte o zaman is-
tikrar olur. Nasıl alsın adam? Ve-
recek olan vermijor. İste ola> bu-
Cumhurbaşkanı Sülevman Demirel ve beraberindekj he>et yoğun program nedenivle yorgun diiştü. (AA)
dur" diye konuştu. Türkiye'de par-
çalı siyasetin hükümetin koalis-
yonlar biçiminde kurulmasına ne-
den olduğuna da dikkat çeken ve
bu aşamada sistem değişikliğini
dile getiren Demirel sözlerini şöy-
le sürdürdü:
"O zaman yapacağınız şey şu:
Bir adam seçeceksiniz. Millet seçe-
cek. Gene milli irade olayidır bu. A-
ma dheceksiniz ki: 4 sene bu ülke-
vi idare edeceksin. Hükümetini de
kendin kur. Kimi Lstivorsan bakan
yap. Ben şahsen. bu sistemin alın-
ması durumunda milletvekillerin-
den bakan olmamasını düşünüyo-
rum. Diyeceksiniz ki. 4 sene için
sen bu ülkenin yöneticisisin. Adın
da başkan. Hükümetini de kendin
kur. Ve işte Meclis. Meclis'te baş-
kan, kanunçıkaracaksa,neçıkara-
caksa. Meclis halletsin onu."
Demirel, daha sonra kendisine
yöneltilen sorulan yanıtladı. Sa-
nayi ve Ticaret Bakanı Valım
Erez'in "Yadeğjşimyaölüm" söz-
lerini Demirel. "Değişim istemek
herkesüı hakkıdır Türkiye'de. A-
ma va değişim \a ölüm demek, bu
kişinin üslubudur" dedı.
Demirel. kendisine yöneltilen
bir soruda da "lider sultası
7
" eleş-
tirisıne katılmadığını bildirdi. De-
mirel şunlan söyledi:
"Türkiye'de lider hegemonyası
çok konuşulur. Ashnda partiler re-
jimi lider rejimidir v« kim li-
der olmak istiyorsa yoOar ka-
palı da değildir. Siyasi partiler
içerisinde lider olmaya mâni
dunım olabilir, ama lider ol-
ma dirayetini gösteren veya
akhna tider olmayi koyan ki-
şilere de yollar kapalı değil.
Hiçkimse'Gel benimyerime
otur' demez. Çünkü o yerler
eMe edilirken. adam anasın-
dan doğduğuna pişman ola-
cak kadar zorluklar çeker,
terler oraya gelirken. Ondan
sonra birisine gel buraya de-
mez, o gelip alacaktır. Partiler
Kanunu ile bir alakası yok li-
deriersultasının. Lidertersul-
tası tabirini sevmediğimi de
ifade edeyim. \ani insanlann
başlanndakini her gün devir-
meleri de düşüniileme/. O za-
man istikrar olmaz." Demi-
rel, servet düşmanlığı konu-
sunda ise ilginç bir yaklaşım
gösterdi. Hiç kimseye "Nere-
den buldun" diye sorulama-
yacağını belirten Demirel
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Servet düşmanlığı kalkın-
manın en kötii taraflanndan
biri olur. Kişi eğer seneti ba-
şına bela olacaksa. dert olacaksa,
niyt' çauşsın ki? Yanl, nereden bul-
dun bu seneti diye kişi ispatlamak
mecburivefindebırakıiırsa kalkın-
mayı öldüriirsünüz. Hukukun ge-
nel prensibL iddiası olan varsa, onu
o ispatiavacaknr. Bu memleketin
insanlannı mutlaka hâkimlerden
dürüstlük kâğıdı almış olarak do-
laşabilir hak getirdiğiniz zaman ne
ekonomi kalır, ne şu kalır, ne bu
kalır."
Camide cinayet
'Mahmut
Hocay
nın
damadı
öldürüldü
İstanbul Haber Senisi - Ka-
muoyunda "Mahmut Hoca"
olarak bilinen Mahmut Lstaos-
manoğlu nun damadı veÇukur-
çeşme Camii Imamı Hızır Ali
MuratoğJu. İsmail Ağa Ca-
mii'nde ders verirken uğradığı
silahlı saldında öldü.
Cukurçeşme Camii imamı
Hızır Ali Muratoğlu (45). Fatih
Çarşamba'da İsmail Ağa'Ca-
mii'nde sabah namazından son-
ra öğrencilerine ders verirken
saat 11.30 sıralannda bir kişinin
silahlı saldınsına uğradı.
Vücudunun çeşitli yerlerine 7
kurşun isabet eden ve çevresin-
de "Hıdır Ali Hoca" olarak da
bilinen Muratoğlu. İstanbul
Üniversitesi Tıp Fakültesi Has-
tanesi'ne kaldırılırken öldü.
Muratoğlu nun saldın sırasında
yüzünün de jiletle kesildiği be-
lirtildi. •
' Hızır Ali Muratoğlu'nun.
Nakşibendi tarikatının şeyhle-
rinden "Mahmut Hoca" olarak
bilinen Mahmut Ustaosmanoğ-
lu'nun damadı olduğu bildirildi.
Cinayetin işlendiği İsmail Ağa
Camii'nden kaçan sanklı, cüp-
peli, san sakallı veyalmayak bir
kişinin. olayın failı olarak yaka-
lanmasınaçalışıldığı kaydedildi.
Olayın duyulmasından sonra
Mahmut Hocanın müridleri İs-
mail Ağa Camii'nin önünde
uzun süre beklerken emniyet
yetkililen de saldınyla ilgili gör-
gü tanıklannın ifadelerine baş-
vuruyor.
TBMM Başkanı, Milli Saraylar Daire Başkanı Erol Eti'yi görevinden aldı
Çetin Dolmabahçe'ye el attı
• Antik porselenler tuvalete. Doimabahçe
Sarayı ile ilgili "gizli" rapor hazırlatan TBMM
Başkanı Hikmet Çetin, sarayı bakımsızhğa terk eden
Milli Saraylar Daire Başkanı Erol Eti'yi görevden
aldı. Çetin, Eti'nin yerine. emekli \iiksek mühendis
İsmail Hakkı Celayir'i atadı. Rapora göre; Eti'nin
emriyle antik cam ve porselenler tuvalete kaldınldı,
tuvalet tavanı çökünce birçok tarihi eser kınldı.
görevden aldığı ılk bürokrat Eti
oldu. Milli Saraylar ile ilgili şikâ-
yetleri değerlendırip. Meclis'i
yıprarmamak ıçin "çok gizli" ra-
por hazırlatan Ce t ı n
- "göre\ ih-
maü" gerekçesiyle görevden aldı-
ğı Eti'nin yerine. Bayındırlık Ba-
AYŞE SAV I.\
ANKARA - TBMM Başkanı
Hikmet Çetin. Doimabahçe Sa-
rayı'nı "yıkılmaya" terk ettiği ge-
rekçesiyle Milli Saraylar Daire
Başkanı Erol Eti'yi görevden al-
dı. TBMM Genel Kurul salonu
yolsuzluğuna adı kanşan Eski
Genel Sekreter Necdet Basayı.
başmüşavirliğegetirdıği içineleş-
tirilen Cetin'in. "kusurlu bulup"
kanlığı'ndan emekli Yüksek Mü-
hendıs İsmail Hakkı Celayir' i ata-
dı.
Cetin'in. TBMM'ye bağlı olan
Milli Saraylar Daire Başkanlığı
ile ilgili Meclis Hesapları Jncele-
me Komisyonu'na gelen şikâyet-
lerden yola çıkarak hazırlattığı ra-
pora dayanarak, görevden alma
kararı verdiği bildirildi. Özel bir
inceleme ekibi oluşturan Çe-
tin'in, "Medis'in itibannı sarsa-
cağı" endişesiyle gizli tutulması-
nı istediği raporda, Eti'nin. sara-
yın bakım ve onanmı için yeterli
özeni göstermediği, bazı değerli
eserlerin kırıldığı. depolarda uy-
gun olmayan koşullarda saklandı-
ğı bilgısine yer verildi. Doima-
bahçe Sarayı'na, özelliginin ge-
rektirdiğı bakımın yaptınlmadığı
ve adeta "yıkılmaya terk edildi-
ğj" vurgulanan rapora göre; Da-
ire Başkanı Eti'nin talimatıylaba-
zı antik porselen ve cam eserler.
"gmenli" olduğu gerekçesiyle
"tuvalette" konınmava alındı.
Ancak. nem alan tuvalet tavanmın
çökmesi sonucu çok sayıda anti-
ka cam ve porselen eser kınldı.
Rapor. Doimabahçe Sarayı'nda
1952 yılından beri sayımı da ya-
pılmadığı için. ne kadareserin ko-
runduğunu. ne kadarının kaybol-
dugunun bilinmediginı de ortaya
koydu.
Raporda "görevini ihmaletmek
ve Saray'ı yüaimaya terk etmek-
le" suçlanan Erol Eti'nin ise ken-
disini savunurken. bu duruma ge-
linmesini "MilKSarajiar'asürek-
li siyasi atamaiar yapılmasına"
bağladı. Kendisi görevi devral-
madan önce de sarayın harap va-
ziyette olduğunu ilen süren
Eti 'nin, "Siyasiatamaiarnedeniy-
le elkrinde yeterli uzman bulun-
mamasınuı"sarayı bu hale getir-
diği savunması yaptığı bildirildi.
BİZBİZE,
ERDAL ATABEK
Ölüyorum../
'Ölmekte olduğunu' yaşama gücüyle tükenme
çizgisi arasında kalmanın derin sezgisiyle anlayan
insanın mors alfabesinın noktalarıyla çizgileri gibi
SOS işareti vermesini simgeleyen sozcüktür: 'Olü-
yorum' sözcüğü.
Ekranda Akın Birdal'ın söylediği bu sözcükyal-
nız kalmıyordu. Yaşaması gerektiğini bilen bilinç-
li birinsanın yardım isteyişındeki ölçülü sözcükler,
'başımı kaldır', 'hastaneye' diyen yol gösterme,
yaşama direncini ortaya koyuyordu.
Onun gözlerinin önünden bir film şeridi gibi ha-
yatı geçti mi. bilemem, ama benim gözlerimin
önünden başka bir film şeridi geçti. Aynı sözcüğü
duyduğum. 'ö/üyorum' sözcüğünü bir protesto
şiddetiyle duyduğum başka bir anı gözlerimin
önünden geçti. ServerTanilli'nin vurulup kaldınl-
dığı Göğüs ve Kalp Cerrahisi Hastanesi'nin geniş
bir odasında, kollannda serumların takılı olduğu bir
yatakta yatarken duyduğum sözleri anımsadım.
Server Tanıllı, 'ölüyorum' diyordu, 'işçi sınıfı için
yaşadım, onun için ölüyorum.' Sözcükleri, seste-
ki tonlamayı çok iyi anımsıyorum. Yakınmayan,
sızlanmayan seslerdi, dikliğı daha da artmış söz-
cüklerdi bunlar. Bir vasiyet gibi, kalmasını istediği
bir sonsöz gibiydi.
Server Tanilli ölmedi. Fiziksel yetilerini sınırla-
yan bir hasarla yeniden yaşamayı. yeniden üret-
meyı, yeniden yaratmayı başardı. Bunu her şey-
den önce 'yaşamaya anlam verenlere' özgü ira-
desine bağlamak gerekiyor.
'Yaşamaya anlam verenler', yaşarken yaptıkla-
rının bilincınde olanlar, yaptıklanna inananlar, da-
ha yapacak çok işleri olduğuna inananlar, yaşa-
mak için direnırler. Onlan ölüme sürükleyecek olan
koşullara bile kolay boyun eğmezler, dirençlerini
yitirmezler ve teslim olmazlar. Elbette, bu direnci
de yenebilecek ağır bir darbe onları öldürebilir. A-
ma sonuna kadar ölüme karşı direnmek, ölüme
karşı var gücüyle mücadele etmek, onların birin-
cil yaşama görevidir.
Akın Birdal. insan hakları savunucusudur. Bu
savunmada benimsediği yolu benimsemek ge-
rekli değildir, savunduğu görüşlerde birleşmek ge-
rekli değildir. Hiçbır bıçimde Akın Birdal gibi dü-
şünmeniz ve davranmanız gerekmez. Ama bütün
bunlar hiç kimseye, hıçbir gruba, hiçbir kuruluşa
'onu vurarak susturmak' hakkını vermez. Hiç kim-
seye ve hiçbir kuruluşa da bu olay karşısında 'a-
ma o da... 'deme hakkını vermez. Akın Birdal'a yö-
nelık saldın, insan haklanna, özgürlüklere, demok-
rasiye yapılmış bir saldırıdır ve Türkiye'yi 'sosyal
güveni sarsılmış kargaşa ortamı 'na sürükleme ni-
yetini uygulamaya koymanın bir parçasıdır.
Çıplak bir şiddetın toplumun odak noktalannda
yer alan kişilerıne yönelerek 'bak, bız neleryapa-
biliriz' mesajını vermeleri, bu toplumda yeni gör-
düğümüz bir şey değıld/r. Bu toplum iki başbaka-
na yapılan suikastın aydınlatılamayışjna tanık ol-
muştur. Bülent Ecevit'e ve Turgut Özal'a yapı-
lan suikastlar, aydınlanması için gerekli koşullar var
olduğu halde aydınlanamamıştır. Böylece anlaşıl-
mtştırki, siyasal ıradenin gücü, bu suikastı düzen-
İeyenlerin gücüne yetişememiştir. Susurluk olayı
daaydınhğaçıkarılamamıştır. Geneanlaşrtmıştırki,
siyasal iradenin gücü. bu olayı aydınlatmaya yet-
memektedir. Bu durum. toplumda 'gizli odaklann
gücü'nü meşrulaştırmış, 'kimsenın gücününyet-
meyeceği gizli güçlerin varlığı' anlaşılmıştır.
Böyle bir durum, böyle bir açıkça söylenmeyen
kabul, toplumun buna boyun eğdirilişi, yeni sui-
kastlar için açık bir yol anlamındadır. Bunun da,
toplumu yeniden aman, bu olaylar dursun da,
başımızda kim olursa olsun' türünden bir razı oluşa
hazırlığı olduğu düşünülebilir.
Eğer bir toplum, şiddetin hiç kimseye hesap
vermeden uygulanışını olağan görürse, artık şid-
deti durduracak yol, kendını şıddete karşı gere-
kirse aynı yolla savunmak' olur. Bu da toplumu ça-
tışmalara götürür ki, bundan hiç kimse yarar sağ-
layamaz, hiç kimsenin durumu güvenilır olamaz.
Bugün siyasal iktidarın önünde tek bir çıkış var-
dır: Akın Birdal olayını aydınlatarak, sorumluları
bularak, yetkili makamlann önüne çıkarmak. Bu-
nu yapamazlarsa 'yapmadıklan' değil, 'yapama-
dıkları' kanısı doğacaktır. Siyasal iradenin güçsüz-
lüğü bir toplumsal yargı olacaktır. Ondan sonra da
yapacakları hiçbir şeyin değeri kalmayacaktır.
Bu olay ya aydınlanacaktır ya da ışıklar bir bir
sönecektir.
Diyalog turları sürüyor
CHP'nin gençlik atağı
İstanbul Haber Servisi -
CHP'nin Türkiye'nın
farklı bölgelennde yaşa-
yan gençlerin bilgi. görgü
ve ilgilerinin geliştirilme-
si amacıylabaşlattığı "Di-
yatog turian" devam edı-
yor.
CHP Gençlik Kolla-
n'nın düzenlediği bir or-
ganizasyonla Istanbul'un
değişik üniversıtelerinde
gıda, inşaat. ziraat v e işlet-
me fakültesi öğrencilerin-
denoluşan 100 gençince-
lemeler yapmak üzere
dün GAP bölgesine gittı.
Gençler bölgedeki geliş-
meleri yerinde araştırarak.
uzmanlardan bilgi alacak-
lar.
Geçen hafta da Siirt'ten
bir grup işadamı Sakıp
Sabancı'nın davetlisi ola-
rak İstanbul"u ziyaret et-
mişti.
Adalet Bakanlığı, yıllardır tartışmalara neden olan mahkemelerin sivilleştirilmesi için çalışma başlattı
Devlet giivenlik mahkemeleri srviflei ayor
• AİHM uzmanı
hukukçular,
DGM'leri
sözleşmenin 6.
maddesine aykın
bulan AlHK karannın
AİHM tarafından
onaylanmasının güçlü
bir olasılık olduğunu
belirterek karann
açıklanmasının
ardından iç hukukta
bir kaos
yaşanabileceği
uyansında bulundular.
ALİER
Adalet Bakanlığı. devlet güvenlik
mahkemelerinin (DGM) sivilleştirilme-
si için çalışma başlattı. Avrupa insan
Hakları Komisyonu'nun (AlHK).
DGM'lerin bağımsız mahkemelerolma-
dığı yönündeki karannın önümüzdeki
ayîarda Avrupa İnsan Haklan Mahke-
mesi'nce de (AlHM) onaylanmasının
beklendiğini belirten hukukçular, kara-
nn açıklanmasının ardından iç hukukta
ciddi bir kaos yaşanabileceğinı ve bu ka-
osun nasıl gidenileceğinin şimdilik bilin-
mediğini kaydettiler. DGM'lerle ilgili
düzenlemeler için anayasa değişikliği
gerekiyor.
Adalet Bakanlığı, AtHK'nın. asker
üyelerin varlığı nedeniyle DGM'lerin
bağımsız mahkemelerolmadığı yönün-
deki karannın. önümüzdeki aylarda
A/HM tarafından da onaylanması olası-
lığına karşı DGM'lerin yapısının Avru-
pa İnsan Haklan Sözleşmesi'ne uygun
hale getirmek için çalışma başlattı.
Adalet Bakanlığı. bu amaçla hazırla-
dığı bir taslağı göriişleri alınmak üzere
ilgili bakanlıklara ve kurumlara gönder-
di. Sorulanmızı yanıtlayan bakanlık yet-
kilileri. hazırlanan taslağın sadece
DGM'lerin yapısıyla sınırlı olmayıp
adalet mekanizmasında geniş kapsamlı
yeni bir yapılanmayı öngördüğünü be-
ürttiler.
Adalet Bakanı Oltan Sungurlu da ön-
ceki gün Antalya'da sonaeren eğitim se-
minerinde yaptığı konuşmada AİHM"-
nin bu konuda çok duyarlı olduğunun al-
tını çizerek bu konunun mutlaka çözül-
mesi gerektiğini vurguladı. Genelkur-
may Başkanlığı'nin ise AtHM'nin kara-
nndan önce söz konusu değişıkliğe kar-
şı olduğu ifade edildi.
SiviUeşme zorunlu
AİHM uzmanı hukukçular, DGM'le-
rin tartışılan pek çok karannın altında as-
ker üyelerin muhalefetşerhinerastladık-
lannı ifade ederek, asker üyelerin yeri-
ni sivillere bırakmasıyla DGM kararla-
nnın daha adil olacağı savının dogru ol-
madığını ancak. Türkiye Avrupa Huku-
ku içinde kalacaksa bu değişikliğin zo-
runlu olduğunu vurguladılar. Uzmanlar.
şu değerlendirmelerde bulundular: " As-
keri üyenin de bulunduğu DGVI heyeti,
askeri suç işlememiş sKilleri yargılıyor.
Askeri yargıçlann atannıa. terfi ve sicü-
leri askeri vetkililerce yapılıyor. Komis-
\on. bu durumu anlamakta zoıiuk çek-
tiğini ifade ederek DGM'leri 'adil yargı-
lama' öngören Avrupa İnsan Haklan
Sözleşmesi'nin 6. maddesine aykın bul-
du. AİHM yargıçlannın da konuva böy-
le vaklaşması doğal. Dolayısıyla mahke-
menin önümüzdeki aylarda açıklayaca-
ğı kararı, bü\ ük olasılıkla komisyon ka-
rannı onaması şeklinde olacaktır. Avru-
pa hukuk sistemi içinde kalacaksak,ada-
let sistemimizi Avrupa İnsan Haklan
Sözleşmesi'ne uygun hale getirmek zo-
rundavız."