Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10MAYIS1998PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
KUŞBAKIŞI MEMET BAYDUR
Polisiye romanlann değeri üstüne•Memleketimizde Conan
•,: Doyle'un Sheriock Holmcs
. romanlan. öyküleri oku-
^-nuyor mu bilmiyorum.
Eleştiriye açık \anla-
nna rağmen (her ki-
- tapta vardır eleştıri-
lebılecek bir yan)
t enfes kıtaplardır
bunlar. Geçen yıl
kara ciltli üç Hol-
mes kıtabı bulup al-
. dım bir ucuzlukta.
Bu üç cilde önsözlen
Ingiliz edebivatının
çağdaş babalan yazmış
C. P. Snow; Kingsley Amis,
, Angus \Vilson. Sonra bir üç
;ı
ci!t daha eklendi bu küllivata. Bu
. sefer önsözler Grahanı Greene, Eric
. Ambler ve Julian Symons'dan. Derken
. öğrendım kı bir üç cilt daha varmış. Et-
. ti dokuz cilt. Işı gücü birakıp Sheriock
Holmes okumak gerekecek. olur şey de-
ğıl sevgili okur! Ingiliz roman yazarı
- John F(m1es'un yeni yayımlanan koca
deneme kitabını açtım. 123. sayfada yi-
ne karşıma çıktı Holmes ile NV'atson. Sö-
zünü ettiğim ciltlere yazılan önsözler-
- denbıri. 1974 yılında. Conan Do>le"dan
. kurtuluş yok gibi.
Polisive dedikleri tür romanlan seve-
. rim ben. Küçükken Agatha Christie fi-
lan okurduk büyük bir mcrakla. Sonra
Eric Ambler. Jim Thompson. Dashiell
HammettEIleryQuinn(iki kişidironun
kitaplarını yazanlar) \Iickey Spillanc \ e
rjdiğerleri geldi. Karışık. düzensiz, elime
ne geçerse okuvordum. Bu arada birçok
Conan Dovle da okudum. Polisıve ro-
• "Conan Doyle'un Sheriock Holmes romanlan, öyküleri eleştiriye açık
yanlanna rağmen enfes kitaplardır. Conan Doyle'un yapıtına açık
göndermeler içeren bir polisiye romandır Umberto Eco'nun 'Gülün
Adı'. Okuduğum en iyi, gerçekten muhteşem polisiye romanm
bir Raymond Chandler yapıtı olduğunu düşünüyorum."
man merakım Ray-
mond Chandler
okumaya başlay ınca
durakladı. Onun, sa-
yısı bir elin parmak-
lannı geçmeyen yapıt-
lannı büyük bir keyifle.
oiağanüstü bir edebiyat
tadı olarak okuduktan son-
ra polisiye dedikleri türe dön-
medim okur olarak yıllarca. Sine-
ma bu türe olan özlemi fazlasıyla karşı-
lıyordu. Derken... L'mberto Eco 'Gülün
Adı'nı yazdı. Conan Doyle'un yapıtına.
Holmes'a ve VVatson'a açık gönderme-
ler içeren bir polisiye romandır Gülün
Adı. Filnıinde iş yoktur, ama yapıt bü-
yük bir keyifle okutur kendini, üstelik
okurun kendini entelektüel zannetmesi-
ni de sağlar bu arada. Kolay iş değildir
bu.
Gerıve dönüp baktığımda okuduğum
en iyı, gerçekten muhteşem polisiye ro-
manın bir Raymond Chandler yapıtı ol-
duğunu düşünüyorum. Büyük Elveda di-
ye çeviriyorum bu romanın (The Long
Goodbye) adını. Yanlış bir çeviri belki.
Üstelik vazarın Büyük Uyku (Big Sle-
ep) ve EKeda Güzelım (Farewell my Lo-
\el>)adlı ikı romanı dururken! Belki de
bümeden onlara göndetme yapıyorum-
dur. Her neyse. Büyük Elveda bir şah /
eser'dir nasıl okunursa okunsun. (Şahe-
ser'in arasına bu kesme işaretini neden
koyduğum ise avn bir vazının konusu-
dur.)
Konuyu dağıtmadan yinelersek zaten
usta bir yazar olan Chandler. bu roma-
nında türün sınırlarını zorlar. aşar. bir
anlatı ve dil şölenine çeviriryapıtını. Tut-
ku, yalan, cinayet, cinnet. ikiyüzlülük,
bu ve benzeri birçok şey üstüne kurulu-
dur roman ama.. iki tema hemen öne çı-
kar. Biri Chandler'in bürün yapıtmın ek-
seni olan Yalnız-
iık'tır. Düzene. orta-
ma. sisteme karşı çı-
kıp yenık düştüğü
için sürekli yalnızdır
romanlann kahramanı
Philip Marlowe. Satran-
cı bile tek başına oynar.
Bu büyük yalnızlık teması-
na, Long Goodbye"da bir ana
tema daha eklenir. Yazmak. Yazarak
yaratmak. Romanın önemli kişilerinden
biri ünlübiryazardır. Chandler romanın
içine roman kahramanının yazdığı ro-
mandan birbölüm koyar. Aşk. dostluk ve
ihanet gibi vazgeçilmez yan temalann
üstünde; romanın en önemli öğelerin-
den biridir yazmak. yazar olmak duru-
mu. Chandler. neresinden bakılırsa ba-
kılsın olağanüstü bir edebiyat eseri yaz-
mıştır bu romanıyla.
Sheriock Holmes'dan çıktık. ncreye
geldik! Chandler romanlan birçok kez.
ünlü ünsüz yönetmenler tarafından M-
nemaya uyarlanmıştır. Kimıleri güzel-
dir bu filmlenn. kimıleriyse daha az gü-
zeldir. Usta Robert Altman'ın LongGo-
odbye'ı Chandlerokuru açısından başa-
nlı değildir. çünkü romanın ana temala-
rının üstünden atlar; bir Calıfornia eleş-
tırisine dönüştürür filmıni Altman.
Chandler'i bir tarafa bırakırsanız sev-
mek mümkündüro filmi. Ün-
lü yazar rolünde Sterling
Hayden,hafiye Marlovve
rolünde EliotGould ha-
rikalar yaratırlar. Mü-
zik de bir başka gü-
zeldir. Bir tema, film
boyunca değişik an-
layışlarla yinelenir
durur. Yine de
Chandler'den çok
Altman'a yakın du-
rur film. Belki kaçı-
nılmazdır bu durum.
Eskiden(!)bir'arti'
lafı sarmıştı ortalığı. İn-
gilizcesi: Plus. Herkes her
cümlenin ya başında ya da or-
tasında 'artT diyordu \e ikinci fik-
re geçmese bile konuşmayı sürdürüyor-
du. Şaşkınlıkladinliyordumbudurumu.
Sonra ikinci bir sözcük musallat oldu
başımıza. Olay. Bu sözcük bir salgına
dönüşüp yerleşti dilimize. Sekiz on an-
lamda, olduk olmadık yerde kullanılı-
yordu. Müzik olayı. politika olayı, para
olayı, pul olavı... O bıtti (aslında bitme-
di, yerleşti ne yazık ki dilimize) şimdi or-
talıkta bir Aura'dırgidiyor! Aura. aura,
aura. Geçenlerde elime geçen dört ayrı
sanat dergımızdc seksen kere karşılaştım
bu sözcükle. Türk aydınlannın bir kısmı
çok sevdiler bu sözcügü. Kesme işareti
gibi...
Ben de ne yapayım polisiye roman
olayı üstüne. artı yazınsal sorunsallara
da deginerek iki ucu açık ve kendi au-
rasıolanbıryazıyazayımdedım. "Okâ-
fir mâccrâdır mâcerâsı artar eksilmez"
demi* âdcmoğlu'
İdil Biret 'çokgeç keşfettiği' Rachmaninov 'un tüm piyano eserlerini 10 CD de tophıyor
'Öncebesteciyianlamakgerek' — — ^
GÜLERÇETİN
Beethoven'ın dokuz senfonisi-
nın piyano uyarlamalannı plağa
kaydeden. Naksos fifması için
1992 yılında Chopin'inbütün pi-
yano eserlerinin CD kaydını ger-
çekfeştirenve 1997 yılında daay-
nı firma için Brahms'ın bütün pi-
vanoeserleri dizisıni tamamlayan
Idil Biret bu kez yine aynı firma
içın Rachmaninov'un bütün pi-
yano eserlerini kaydediyor Biret
sanatmın doruğuna ulaşmış. ulus-
lararası bir sanatçımız. Teknik
zorluklarla uğraşmayı. önyargıla-
n yıkmayı seviyor. Kendisini
Rachmaninov a çeken de büyük
- olasılıkla bu yönü.
8 CD'den oluşan solo eserlerin
• kaydının Rachmaninov dizisi.
beş pivano konçertosunun kaytt-
lannın afdından tamamlanacak. 2
CD içmde toplanacak olan kon-
çerto kayıtlannın sponsorluğunu
Tatko fırması üstlendı. Ocak
ayında tamamlanan 2. \e 3. kon-
çertolann CD'si bu a\ ıçinde Raks
ÇMüzık tarafından Türkiye piya-
•v
sasına çıkartılacak. Diğer üç kon-
çertonun > apımlannın tamamlan-
masının ardından Rachmani-
nov 'un bütün piyano eserlen di-
zisi de 10 CD haİinde 2000 yılın-
da dünja pıyasasına çıkacak.
Repertuvarında kaç parça ol-
duğunu artık takip edemiyor Bi-
ret. günde kaç saat çalıştığını da
bilmiyor. çünkü onun çalışma an-
la) ışı çok farklı. Günde sekiz sa-
at düzenli olarak robot gıbı oturup
piyano çalmayı çalışmaktan sa>-
mıyor. Ancak spor yaparken,
u>urken. jürürken hatta si-
zinle konuşurken bile müzik
üzerine düşünüyor. müzik ça-
1ışıyor. Fazd Say v e Toros Can
gibi genç sanatçılann ulusla-
rarası alandaki çalışmalannı
da büyük bir keyifle izliyor.
Rachmaninov CD'lerının ar-
dından da Beethoven sonat-
ları, Skriyabin'i kaydetmek
istiyor.
Bestecilerin plakları
- Rachmaninov dinlevici
için de mr bir besteci olarak
tanınır. Bu bestecinin CD di-
zisini oluşturma fikri nasü
oluştu?
Fiımayla ilk görüşmemiz-
de Chopin ve Brahms'ın ar-
dından Rachmaninov dizisini
de gerçekleştırmeye karar
Ivermiştik. Rachmaninov zor
olmasının yanı sıra benim çok
geç anladığım. çok geç keş-
fettiğim bir besteci. Paris'te
öğrenim gördüğüm sıralarda
hocam da Rachmaninov "un
müziğıne aon derece karşıydı.
tstanbul'a bir gelişimde ku-
zenim "Sen Rachmaninov "u
tanımıvorsun, nasıl bir beste-
ci olduğunu hiç bilmivorsun"
dedı bana. Sonra da bir plak
dinletti. O anda inanamadım
bö\le bir şey olabıleceğine.
Böylelikle eserlerini daha
dikkatliokuyupçalmayabaş-
ladım. Bu keşfin üzenne böy-
le bir teklif gelınce geri çevi-
remezdim elbette.
• "Rachmaninov geleneğinin de bozulduğuna
inanıyorum. Kendi yorumladığı plaklan
dinlediğiniz zaman bambaşka bir Rachmaninov
keşfediyorsunuz: Içe dönük, lirik, melankolik ve
asil bir çahşı var. Tam karşılığı film müzikleri
sarunm. Kayıtlarda bu çizgiyi yakalamak istedim".
'* <e
Zitr.* > ••••ını^HS/if' ' -
• * ; t ' . » • • '
çaimak. çok hızlı çalmak bugün
daha moda oldu. Oysa önemli
olan bestecilerin plaklarını dinle-
diğimizde yakaladıgımız incelik.
ritim mükemmellıği. tuşun zara-
feti. ses tonu. Kopya edelım demı-
yorum ama öncelikle bestecinin
ne yapmak istediğini anlamanız
gerekiyor. Ondan sonra belirli va-
zılmış şeylerin içinde kalarak ıs-
tediğinizi yapabilirsiniz. Yazılmış
şeyın dışına çıkmak doğru değıl.
Kuvvetli yazılmış bir eseryumu-
şakçalınamaz. Bırşeyıdeğıştinp
başka bir şey yapıyorlarsa ismini
de değiştirmelen gerekir.
- Chopin kayıtlan sırasında
bestecinin çaJış farzına uiaşabil-
mek için uzun süre araştırnıa >ap-
hgınızı biliyoruz. Rachmaninov
yonımlannda nasıl bir yol izledi-
niz?
Chopin'in CD'leri üzenndeça-
lışırken elımizde kendi kayıtlan
yoktu. Öğrencilerinın ögrencıle-
rinın yorumlan gibi dolaylı bir
kaynaktan yararlanmak duru-
munda kalmıştım. Ama bir gele-
nek kayboluyordu > ırmıncı yüz-
vılın büyük salonlan ve kocaman
piyanolan bestecinın yapıtlann-
daki hassasiyeti bozuyordu. Bu
hassasiyeti yeniden vakalamayo-
lunu seçmiştim Chopin vorumla-
nnda. Aynı şekılde Rachmaninov
geleneğinin de bozulduğuna ına-
myorum. Kendi vorumladıgı
plaklan dinlediğiniz zaman bam-
başka bir Rachmaninov keşfedi-
yorsunuz: Içe dönük. lırik, me-
lankolik ve asil bir çahşı var. Tam
karşılığı film müzikleri sanınm.
Kayıtlarda bu çizgiyi yakalamak
istedim.
-21. yüzyıla girerken klasik mü-
zik vorumculan için en önemli
anahtar. bestecilerin kendi yo-
rumlan mı hâlâ?
Öyle olmalı dıve düşünüyo-
rum. Ama ne yazık çok kuvvetli
CD'lerle gelen tembeUJk^
- Pop ile klasik mü/jğin birbiri-
ne harmanlandığı geçiş tana çalış-
malar hakkında ne düşünüyorsu-
nuz?
Bu tarz müzığin samimnetıne
de başarılı olabileceklenne de
ınanmıyorum. Doğru da bulmu-
yorum açıkçası. Neden kendi bes-
telerinı yapmıyorlar o zaman.
- Peki fdil Birct'in bestelerini ne
zaman dinleyeceğiz?
Sormavın. o çok büyük sorun.
Çünkü begenmiyorum yaptıklan-
mı. Beğendiğim bir şey de ne za-
man çıkar bılmiyorum. Belki bir
gün ya bu takıntılan aşanm v a da
begendığim bir şey çıkarabılırim.
-CD kayıtlannın müzik piv asa-
sındaki onemi her geçen gün artı-
yor. Bugüne siz de pek çok kavıt
gercekJeştirdini/- Bu ka> ıtlar hak-
kında ne düşünüvorsunuz?
CD kayıtlan çok ilginç bir ko-
nu aslında. Bugün teknoloji öyle
bir noktaya ulaştı ki neredeyse
çalmadığınızbırparçayı bilesize
çaldırtabiliyor. yanlış çalınmış bir
notayı bırazçabayla yükseltebilı-
vorlar. Gayet kusursuz yorumlar
çıkıyorortaja. Ancak bunun vo-
rum olup olmadığı da bir tartı^ma
konusu elbette. CD'lerle gelen
tembellik yapıtlann ınandıncılı-
ğını biraz zedelıyor. Eskı plakla-
n daha emin buluyorum. Rach-
maninov "un kendi kavıtlanndaki
mükemmelliğı gördüğümde ne
kadar geriledigimizi görüyorum.
- Müzik çalışmalannızın vanı
sıra sporta da vakından ilgileni-
yorsunuz. Bunun performansınız-
ladoğrudan bir bağlanüsı var mı?
Elbette. Her şeyden önce güç-
lüvedınçolmanızgerekli. Kayıt-
lar yapılırken çok zor şartlarda sa-
atlerceçalışıyorsunuz. Konserler-
de de yiiksek sesi çırkin olmaya-
cak şekilde çıkartmak. düşük se-
sı de salonun en uç köşesıne bile
ulaştırmak gerekli. Bu da güç is-
tiyor.
- Brahms üzerine hazırladığı-
nız kitap ne durumda?
Araştırma bölümü bitti. Ancak
çok bilgı var elımde. Birde aka-
demik boyutta bir uzman kıtabı
mı voksa herkesin okuvabileceği
bir kitap mı vazacağıma karar
vermedim. İdil Biretönyargılanyıkmayı seviyor. (Fotoğraf: KADERTUGLA)
Yazarlar 4
korsan' yayımcdığa savaş açıyor
Kültür Servisi - Son dönemlerde gittikçe
gelişen bir faalivet lıaline gelen kanun dışı
"korsan' yayımcılığa karşı. Ahmet Altan,
Duygu Asena. Ataol Behramoglu, Nâzım
Hikmet vârisı adına Necla Fertan, Yaşar Ke-
mal, Murathan Mungan, Azız Nesin Vakfı
adına AB Nesin. Vasar Nuri Öztûrk, Orhan
Ncli \ ârısi Füruzan Yolyapan,Orhan Pamuk
v e Larjfe Tekin bir araya gelerek mücadele
v ermeye karar v erdıler. Yazarlann amacı. bu
örgütlü hırsızlığa kar>ı kitapsev erleri v e dev-
leti bilgilendirip. uvarmak.
Orhan Pamuk. Duygu Asena, Murathan
Mungan, Yaşar Nurı Oztürk v e Necla Fertan
düzenlediklen toplantıda. Türkiye'nin, bir
numarah korsan kitap pazarı haline geldifi-
ni ve bundan herkesin utanç duyması gerek-
tiğini dile getırdiler. Biraz satan her kitabın
korsan basımlarının çıkmasına, bu kitaplann
sokaklarda geçici tezgâhlarda en çok da be-
lediyelerin onlara verdıği yerlerde satılması-
na şıddetle karşı çıkan > azarlar. pek çok be-
lediyenm korsanlarla ışbirligi ıçinde olması-
nın da yüz kızartıcı olduğunu vurguladılar.
Korsan kitap satışlannda son iki yılda gö-
rülen patlama. bu konuda vapılan yasal dü-
zenleme ve yönetmelıklerin de sonuç verme-
dığini açıkça ortaya koyuyor. Fikir ve Sanat
Eserleri Kanunu'nun 81. maddesi ve ilgili
yönetmelik. vazarlar tarafından yetersız ve
bazı bakımiardan da sakıncalı bulunuyor.
Kesin çözüm bir an önce bandrol sistemine
geçmekte yatıyor. Ancak bandrollerin de tak-
lidini yapmak mümkün. Bu yüzden de her
bandrolün üstünde Kültür Bakanlığı'nın
onayının vanı sıra kitabı yayımlayan vav ıne-
vınin de izninin olduğunu belirten bir simge
olmalı. Yazarlar bu aşamada da bandrol uy-
gulamasma bir an önce geçilmesini. yetkılı-
ler tarafından bu işin sav saklanmadan ger-
çekleştirilmesini istiyorlar.
Korsan yayımcılığın. örgütlü bir suç ve
hırsızlık yolu olarak bu kadar yaygmlaşabıl-
mesinin yazarlara göre bir başka nedeni de:
kanunu uygulaması gerekenlenn. hâkımle-
rin. savcıların, güvenlik güçlerinin hoşgörü-
sü. bilgısizlıği ya da ilgisızliğı. Belediyeler
ıse yasal görevleri olmasına rağmen "işpor-
ta' korsan sergilerine müdahale etmivon hat-
ta 'kültür hizmeh" maskesi altmda bu hırsız-
lık örgütlerini koruyorlar. Bu amaçla. yazar-
lar. vargı organlannın \ e güvenlik güçlennin
öngördüğü görev lerinı geciktirmeden ve tam
yetkiyle yapmalan için Adalet \ e İçisleri Ba-
kanlığı'na yönelik bir 'Başbakanlık Genel-
gesi'çıkartılmasıgerekliliği konusunda hem-
fikirler. Devletın ılgısizliğıne. belediyelerin
korsanlarla işbırliğı etmesine. kamuoyu ve
bürokrasinin hoşgörüsüne karşın v azarlar.
kitaplarını v e ülkenin kültürünü yağmalav an
korsan kitap çetelenne karşı savaşmava ka-
rarhlar. Ülkenin pek'çok alanındakı vozlu-
Yazarlar, toplantıda bir an önce bandrol uvgulamasına geçilmesini istediler.
ğun ve çivisi çıkmışhğın, yayıncılık sektörü-
ne de sıçradığını belirten Orhan Pamuk. ya-
yınevlerinın de bu durumdan son derece şi-
kâyetçi olduklannı. onaklaşa bu sorunu çö-
zümleyinceye dek mücadele vereceklerini.
bunun için de kamuoyunun kendilerine des-
tek olması gerektiğinı belirtti.
Duygu Asena ise. hükümerin. belediyele-
rin ve Kültür Bakanlığı'nın bu örgütlü hay-
dut çctelerinden haberdar olduğunu, tüm
haykırışlarına rağmen bir sonuç alınamadı-
ğını belirtirken, bu ayıbın öncelikli olarak
vazariara, çevirmenlere ve kitabın basımın-
da emeği geçenlere yapıldığını, bu yolla da
zaten yok olmakta olan edebiyat dünyasın-
da kanayan bir yaranın açıldığını dile gerir-
di. Korsan } a> ımcılığın Anadolu'da da çok
vaygın olduğuna tanık olan Murathan Mun-
gan. şairleri, yazarları düşünce suçlusu ola-
rak hapse atmakla zaten büyük biray ıbın so-
rumlusu olan hükümetın. örgütlü hırsızlık
konusunda da kayıtsız kalmasına karşı ol-
dukça kızgın.
Yaşar Nurı Öztürk, halkın bu 'onursuzhı-
ğa' ortak olunmaması gerektiği konusunda
bılınçlenmesi gerektiğinı vurguladı. Avukat
Necla Fertan. her şeyin laçkalaştığı bir or-
tamda devletın de şıkâyetlere kulaklannı ka-
padığını. gelışmekte olan bir ülke için bunun.
en büyük ayıplardan birtanesi olduğunu be-
lirtti.Yazarlar tepkılerini şu sözlerle dile ge-
tırdıler: "Ya/aıian ile hırsızlan arasında bir
aynm vapamavan toplum çürümeve nıah-
kûmdur."
Michel Petrucciani
caz okulu açıyor
• Michel
Petrucciani
Fransa'da uluslararası bir
caz okulu kurmayı
planladığını açıkladı.
Ünlü besteci ve piyanist
Petrucciani yaptığı
konuşmada. cazın
ölmekte olduğunu
vurgulayarak yeni
yeteneklerin ortaya
çıkması ve yeni caz
müzisyenlerinin
yetişmesini sağlamak
amacıyla bir okul
kurmak istediğini
belirtti. Sanatçının
Fransa'nın
güneydoğusunda
açmayı planladıgı
okulda cazın
yanısıra sekiz
ayrı dalda eğitim
venlecek.
• Bruce
Springsteen
bugüne dek en
seCilen 100
şarkısını kasım
ayından
başlayarak 6 CD'de
toplayacak.
• Adrian Lyne n
yönettiğı ve yaşlı bir
adamın 12 yaşındaki bir
kızla olan ilişkisinin
anlatıldığı 'Lolita' isimli
film ağustos aymda
Amerikan televizyon
kanalı Shovv Time ve
Sundance Channel'da
gösterilecek. Vladimir
Nabokov'un romanından
uyarlanan filmde Jeremy
Irons ve Dominique
Svvain rol alıyor. Lolita,
Avrupa'da
gösterıme
girdikten sonra
Amerikan
telev izyonlannda
gösterilecek.
• James
Cameron,
televizyon için
birbilimkurgu
serisi çekiyor.
Konusunu. Kim Stanley
Robinson'ın 1992-1997
yılları arasında
yayımlanan 'Kırmızı
Mars'. 'Yeşil Mars' ve
"Mavi Mars'
üçlemesinden alan
seride. dünyalılann Mars
gezegenmi istiiası
anlatılıyor.
• Al PaCİnO ilk kez
1958 yılında çevrilmiş
olan "Marjorie
Morningstar" filmınin
yeni versiyonunda rol
alacak. 58 yaşındaki
Pacino, filmde Natalie
VVood'la birlikte başrolü
paylaşan Gene Kelly'nin
rolünü üstlenecek.
• Stephen Frears
yeni filmi 'High
Fidelity'de oynaması için
John Cusack ile anlaştı.
• Ouentin
TaraiTtİnO ve arkadaşı
Lavvrence Bender.
televizyon reklamlan
hazırlayan bir şirket
kurdular. $irketin
özelliği, tüm reklam
filmlerinin sinema
yönetmenlerı tarafından
çekilecek olması.
Şimdiden şirketle
kontrat imzalayan
yönetmenlerden bazılan
John Woo. Kev in
Reynolds ve Robert
Rodriguez.
• Matt Datnon
yönetmen Billy Bob
Thornton'ın yeni filmi
"All the Pretty Horses'da
başrolü üstleniyor.
Dammon filmde, 1949
Amerikası'nda zengin
birtoprak sahibinin
kızına âşık olduğu için
başı derde giren Teksaslı
genç bir kovboyu
canlandınyor.
• Peter Falk. 28 yıl
sonra Broadvvay'e
dönüyor. Dünya
televizyonlannda
gösterilen Colombo
dizisiyle ün yapan Falk,
Arthur Miller'ın 'Mr.
Peter'sConnection' adlı
yapıtmda oynamaya
hazırlanıyor.
• Lena Olin, Lasse
Hallstrom'unyeni
filminde başrolü
oynuyor. Filmin adı
'Sebastian's Love'.
• uma
Thurman
ve Ethan
Havvke geçen
hafta içinde
evlendiler. İki
genç
oyuncunun
nikâhı. mum
ışığmda
romantik bir
biçimde
gerçekleşti.
• Clint Eastvvood
yeni filmi 'True Crimes'
için kollan sıvadı.
Filmde başrolleri James
Woods v e Diane Wenora
payla^acaklar.
• Snoop Doggy
DOgg'un başı yine
polisle dertte. Ünlü rap
şarkıcısı, Los Angeles
konseri sırasında
mariuana
bulundurmaktan
tutuklandı.
• Drew Barrymore
yeni filminde
Sindrella'yı
canlandıracak.
Yönetmenligini
Andy
Tennant'ın
yapacağı
filmde kötü
üvey anne
rolünü Anjelica
Huston
üstlenecek.
• Ceorge
MİChaeİ'ın duruşması
avukatlannın isteği
üzerine 15 Mayıs'a
ertelendi. Yapılan
açıklamada sanatçının
kendini toparlayabilmesi
için zamana ihtiyacı '
olduğu söylendı.
Michael. geçen ay
Beverly Hills'de bir
ruvalerte yakalanmıştı.
• Tim Roth
yönetmenliğe
hazırlanıyor. Roth'un
çekeeeği 'The VVar
Zone" adlı filmde işçi
sınıfından bir gencin
ergenlik dramı
anlatılıyor.
• Luciano
Pavarotti oyunculuğa
hazırlanıyor. Ünlü tenor,
beyazperdede Giacomo
Puccini'yi
canlandıracak.
Haldun Taner Öykii Ödülü
Erendiz Atasü'nün
• Kültür Servisi-1997 Haldun Taner Öykü
Yanşmasf nda birinciliği, Erendiz Atasü, geçen yıl
Yunus Nadi Öykü Ödülü'nü de alan "Taş Üstüne Gül
Oymasf adlı kitabındaki aynı adlı ö\kü ile kazandı.
Haldun Taner Öykü Yanşmasf nda. Ahmet Önel
"Sürpriz Konuklar' adlı öyküsüyle ikinci, İdil Börtücene
'Cöl \fasallan 4' adîı öyküsüv le üçüncü oldu.
Sait Faik Hikâye Ödülü Duru ve Öz'ün
• Kültür Servisi-135 yıldır Türk kültür ve eğitimine
hizmeteden Darüşşafaka Cemiyeti'nin 1964
yılından beri kültür etkinliği olarak her yıl Sait Faik
Abasıyanık anısına düzenlediği hikâye yanşmasının
sonuçlan belirlendi. Orhan Duru 'Fırtına', Erdal Öz
ise "Sular Ne Güzelse' adlı yapıtlanyla ödüle değer
görüldüler. Fethi Naci. Prof. Dr. Şara Sayın, Hilmi
Yavuz, Tank Dursun K., Füsun Akatlı, Ferit Edgü ve
Umur Cekli'den oluşan seçici kurul, 1997 yılı
ödülünü yanşmaya katılan 20 yazar arasından
belirledi. Ödüller 20 Mayıs Carşamba günü saat
18.00'de Darüşşafaka Cetin Berkmen Spor
Tesisleri'nde düzenlenecek bir törenle sahiplerini
bulacak.