16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 NİSAN 1998 PAZARTESİ HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaelı Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli Y PB PB PB PB PB PB Y 15 20 18 16 18 19 18 17 Sinop Y 16 Adana Y 20 Samsun Y 19 Mersın Trabzon Y 1 8 Diyarbakır Y Giresun Y 17 Şanhurfa Ankara Y 15 Mardin Y 19 Eskişehir Y 17 Siirt Y 20 Konya Y 14 Hakkârı Sıvas Y 16 Van Y 13 Zonguldak Y 14 Antalya Y 17 Kars Y 14 14 Butün botgeler par- çalı ve çok bulutlu, Marmara'nın batısı ve kıyı Ege dışında tüm yurt yağışlı ge- çecek. Yağışlar yur- dun doğu kesımle- rindeyeryeretkiliol- mak üzere sağanak ve gök gürültülü sa- ğanak şeklinde ola- cak. Hava sıcaklığı biraz artacak. D1S MERKEZLER Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y Y Y 11 13 17 17 14 15 15 16 Berlin Y 23 Budapeşte PB 22 Madnd Y 20 Viyana PB 22 Belgrad PB 22 Sofya PB 16 Roma Y 22 Atina PB 19 Münih Y 24 Zürih Y 15 Şam Moskova Aşkabat Akmola Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire PB B PB Y Y Y Y PB 1/ 25 7 21 18 18 17 29 Y 20 Parçah bulutlu Sıslı B u | u t | u ^ ÇCH ouluîlu ı Yağfnurij Sulukar »Gök gürültulu Norveç kapitalizminde sosyal devlet • Baştarafı 1. Sayfada nne daha ucuz ve temiz olan elektrik eneıjisi ile ısınıyor. Norveç bu alan- daki deneyimini Türki- ye'ye de aktarmak istiyor. Ama Ankara'nın koşulu. Hazar petrollerini işleten konsorsiyum içinde yer alan Norveç"in devlete ait petrol şirketi Statoil'ın Ceyhan'a destek verme- si. Petrol Bakanlığı'ndan Johan Alstad, "Amerika- lı \etkHiler Ceyhan'a des- tek vermemizi istediler. A- ma biz önce fızibilite ça- lışmalannın sonuçlannı görmek istediğbnizi söyle- dik" dıyerek. Ceyhan'a olan isteksizliklerinin al- tını çiziyor. Nitekim An- kara, Türkiye'deki hidro- elektnk santrali projeleri- ne ilgi duyan Norveç eko- nomik heyetinin ülkeyi ziyaretine heyet içinde Statoil'in bulunmaması nedeniyle sıcak bakmadı. Kapitalist bir toplum olan ve petrol dışında he- men hemen her şeyi özel- leştiren Norveç. birbiriy- le çelişen kapitalizm ve sosyal devlet olgusunun örtüşen iki kavram olabi- leceğini kanıtlıyor. Top- lumsal uzlaşmada anahtar olan sosyal güvenlik sis- temi, Norveç'te merkez sağ ağırlıklı azınlık hükü- metinin Başbakanı KjeO Magne Bondevik tarafın- dan da güçlendirilerek sürdürülüyor. Norveç Sosyal tşler ve Saglık Bakanlığı'ndan Leif Norfi, ulusal sigorta sisteminin Norveç'in sos- yal güvenlik sisteminin önemli birparçasını oluş- turduğuna dıkkat çekiyor. Norveç'te 1963 yılında uygulamaya konan sosyal güvenlik sistemine saglık ve eğitim dahil değil. Hü- kümetin bütçesinden bu alanlar için ayn bir fon ay- rılmış. Norveç'te halk, saglık sisteminin bozul- masından ve özel hasta- nelerin faaliyete geçme- sinden şikâyetçi. Nor- veç'in sosyal güvenlik sisteminin önemli biraya- ğında zafıyetler belirme- ye başlamış. Norveç ulu- sal sigorta sistemine en fazla katkıyı yüzde 40 ile işveren yaparken. yüzde 29'unu devlet, kalanını da çalışan yapıyor. Sigorta sistemı toplam hükümet bütçesinde yüzde 34.6 ile en yüksek harcamayı oluşturuyor. lkinci sırada ise eğitime aynlan harca- malar geliyor. Türkiye'ye bakıldığın- da ise devletin sigorta sis- temine hiçbir katkısı ol- madığı görülüyor. Emek- lilik yaşının kadın ve er- kek için 67 olduğu Nor- veç'te, sosyal güvenlik sisteminde en fazla katkı yüzde 38.1 ile emekliler için yapılıyor. Kişi başına gelirin 35 bin dolar olduğu Nor- veç'te. asgari ücret 2500 dolar (Yaklaşık 625 mil- yon TL) iken, milletveki- linin aylık geliri bunun i- ki katı, yani 5000 dolar (yaklaşık 1 milyar 250 milyon TL). Ekonomik zenginliğin adil dağıhmı- na örnek oluşturan ücret sistemi zengine yüksek vergi uyguluyor. Norveç lş ve Sanayi Konfederasyonu Genel Direktörü Jon Vea, ülke- deki yüksek vergi uygula- masmın Norvecli yatınm- cılan yurtdışında iş orta- mı yaratmaya zorladığına işaret ederken, yüzde 2.3 olan enflasyonu istikrarlı tutmak için venmlilik oranına göre ücretlerde artış yapıldığına dikkat çekiyor. Vea, sanayide de- mokrasinin başansını, ış- çinin karar verme süre- cinde yer alması, dayanış- ma ve eşitliğe bağlıyor. Insan haklan uygula- maları Norveçli işadam- lannın iş yapacaklan ül- kelerde öncelikle göz önüne almalan gereken bir kıstas. Norveç firma- lan bu yüzden zaman za- man insan haklannı ken- dileri kadaröncelikli kıs- tas olarak almayan diğer ülke firmalan ile rekabet- te zorlanmaktan yakını- yorlar. Jon Vea, bu neden- le Norveç hükümetinin, insan haklannı ihlal eden ülkeler ile yapıcı diyalog sürecini başlatmasını sağ- ladıklannı ve bu sayede Çin pazanna önemli ölçü- de girdiklerine işaret edi- yor. 'Türtdye kafalan kanştınyor' Türkiye ile ticareti artış gösteren Norveç'in dış politikasında Ankara önemli yer tutmaya baş- ladı. Norveç'in Türki- ye'ye ilgisinde ana eksen Kürt sorunu ve insan hak- lan olmakla birlikte, son yıllarda KKTC'yesutaşı- yan firmalan ve hidro- elektrik santrallannda yer alma istemi ile ilişkiler ekonomik boyut da kaza- nıyor. Norveç Parlamen- tosu Dışilişkiler Daimi Komitesi Başkanı muha- lefetteki tşçi Partili mil- letvekili Haakon Blan- kenborg. Türkiye'nin Av- rupa'dan uzaklaşmasının bu ülkedeki lslami hare- ketleri güçlendirip güç- lendırmeyeceği konusun- da zihinlerinin kanşık ol- duğunu söylüyor. Işçi Partili milletvekili DEP ve Refah Partisi'nin kapatılması gerekçeleri arasında fark bulunduğu- na da işaret ediyor ve RP'nin parti programın- da şiddete yer vermediği- ni sözlerine ekliyor. Norveç kadın haklan alanında bir ilke imzasını atmış ve dünyada ilk kez 20 yıl önce bir kadın hak- lan Ombudsmanı kurul- muş. Kadın haklan Om- budsmanına erkeklerden de şikâyetler geliyor. Ör- neğin askerlik hizmetinı yapan ve eşinden boşan- dığı için çocuklanna tek başına bakmakla yüküm- lü erkekler de yıllık izin- lerinin azlığmdan şikâyet ediyorlar. Norveç'te ka- dın ve erkek I yıla kadar ücretli çocuk izni alabili- yor. Bu ülkede refah seviye- sinin yükselmesi hizmet sektörünü pahalı hale ge- tirdiği için çocuk bakıcı- sı, kapıcı ya da musluk ta- mircisi bulmak oldukça zoryadaçok pahalı. Tarikatçı kaymakam • Baştarafı 1. Sayfada içinde sürdüğünü kayde- . derek. tarikatlarla ilişkisi saptanan daha önce iki genel müdür yardımcısı, birdaire başkanı ile bir de şube müdürünün görevle- rinden alındığını ammsat- tı. Görevden alınan bü- rokratlann yerine henüz atama yapılmadığını bil- diren aynı yetkili, içişleri Bakanlığı'ndaki gerici kadrolaşmaya artık son vermeye kararlı oldukla- nnı vurguladı. tçişleri Bakanlığı üst düzey yetkılisi, kayma- kam ve vali yardımcıla- nndan sonra, en fazla 10 ili kapsayacak nitelikte bir de valiler kararname- sınin yayımlanacagını söyledi. Aynı yetkili. han- gi valilerin kararname kapsamına almacağına Başbakan ve hükümetin diğer ortaklannın karar vereceğini vurgularken bu tür kararnamelerin ha- zırlanmasında şimdiye kadar hep siyasi pazarlık- lann rol oynadığını, bu- nun da bürokrasiye büyük zararlar verdiğini sözleri- ne ekledi. Cumhurbaşkanlan Trabzon'da bir araya geldiler ve Kafkaslar'daki işbirliğini konuştular. 'Bakû-Ceyhan'I Baştarafı 1. Sayfada derin bir araya gelmesinin önemine işaret ede- rek Azerbaycan-Türkiye-Gürcistan arasında ta- rih boyunca görülmemiş dostluk ilişkileri oldu- ğunu kaydetti. Üç ülkenin dostluğunun Kafkasya'daki ban- şın tesisi açısından hayati olduğunu belirten Ali- yev, ülkesiyle Ermenistan arasındaki sorunun bir an önce çözülmesi için AGİT Minsk grubu- nun çabalarını arttırması gerektiğini söyledi. Aliyev. Gürcistan'ın da Abhazya'da benzer bir sorunu olduğunu. bunun da banşçı yollarla çö- zülmesi gerektiğine işaret ederek Kafkaslar'da- ki ekonomik çıkarlann ve projelenn ancak ba- nş ve istikrann sağlanması ile kullanılabilece- ği mesajını verdi. Şevardnadze de, törene katıl- maktan çok mutlu olduğunu belirtirken "AvTas- ya enerji koridorunu Haydar Ali>e% desteklerse Gürcistan burada en i>i partner olacaktır. Bu gerçekleşirse 3 ülke> i birieştiren boru haröna, ya- şasın derim" diye konuştu. Cumhurbaşkanlan daha sonra, helikopterle Trabzon'a döndüler. 3 cumhurbaşkanı, yaklaşık 1 saat süren gö- rüşmenin ardından ortak bir bildiri yayımladı- lar. Ortak bıldınde şu unsurlara yer verildr # Cumhurbaşkanlan. Hazar Ha\zası petrol ve doğalgazının Bakû-Tiflis-Ceyhan boru hartı üzerinden düny-a pazariarına taşınmasını \e bu projenin yaşama geçirilmesi için gerekli çalış- malann başlatıunası gerektiğini vurgularlar. # Tarihı ipek yolunun canlandınlması için Kars-Tiflis demiryolunun bir an önce tamam- lanması gerektiğini bildirirler. • Kafkas>a bölgesindeki sorunlann banşçı wllarla ve ülkelerin toprak bütünlüğünc saygıh kalınarak çözümlenmesi gerektiğini kaydeder- ler. 3 cumhurbaşkanı, yaptıklan görüşme sırasın- da Bakû-Ceyhan boru hattınının gerçekleşme- si için ülkelerin oluşturacaklan çalışma grupla- rının bir araya gelecekleri tarihleri de belirledi- ler. Türkiye-Gürcistan. Türkiye-Azerbaycan ve Azerbaycan-Gürcistan çalışma gruplan mayıs ayının başından itibaren bir araya gelecekler. Denîz Baykd seçîmde ısrarıı • Baştarafı 1. Sayfada larken "Başbakan'ıngösterdiğiol- gun ve anla>ışlı ta>n ortaklannın göstermemesinden"' yakındı. Bay- kal. partısinden 4 milletvekilinin kendisini eleştiren açıklamalanyla ilgili olarak da **bu görüşlerin grupta ve partinin \etkili organla- nndatartışılmasr gerektiğini kay- detti. Baykal. dün konuk olarak ka- tıldığı bir tele\ izyon programında, seçim tarihi konusunda gerek par- ti içinden. gerekse hükümet ortak- lanndan gelen eleştirileri değerlen- dirdi. Baykal. bu konuda getirilen eleş- tirilerden bırının "parti içi hesap- laşmalarveliderliktartış.malanna" dayandıgını belırterek "İzlenilen politikanın parti içi hesap- laria ilgisi yok. En küçiik bir ara> ış içinde değiliz. Bu. her işin altında piif noktası ara- yan bir anla\ışın iirünü- dür" dedi. Diğer bir eleştı- nnın de "Yılmaz'a karşı şantaj potitikasıyürürülme- si" olduğunu kaydeden Baykal. bunun da temelsiz olduğunu. burada orta>a konan durumu iki lidere de yakıştırmadığını söyledi. Baykal. seçim tarihı ko- nusunda \anlan noktanın bir karar olmadığını vurgu- larken yapılan görüşmenin tamamen yetkilerdoğrultu- sunda gerçekleştiğini be- lirtti. Konuyla ilgili olarak kendisini eleştiren Aydın Güven Giirkan, Ercan Ka- rakaş, Se>fi Okta>- ve Fikri Sağların değerlendiımele- rini partinin yetkili organla- nna getirmeleri gerektiğini kaydeden Baykal. "Ben bu- nu partiden kopuk bir bi- çimde sürdürmüyorum. Bunlar grubun \e partinin karanna bağlı olarakdüşii- niiien hazıriıklartlır" dedi. Baykal. bu ayrılıkların CHP kurultayına yansıyıp yansımayacağı sorusuna da "Ya- şar, göriirüz" yanıtını verdi. Baykal. seçimin parlamentoya aitbirkararolduğununaltınıçizer- ken Cumhurbaşkanı'nın da kendi yetkileri doğrultusunda bunu de- ğerlendireceğini bildırdi. Görüş- menın Cumhurbaşkanı'nın yetki- lerıne bir tecavüz oluşturmadığını savunan Baykal. TBMM'nin yetki- leri olan konularda nasıl davranıla- cağının belirlenmesi olduğunu söyledi. Baykal. hükümet ortakla- nnı da Yılmaz'ın gösterdiği "ol- gun ve anlayışlı tavn" gösterme- melerı noktasında eleştirdi. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Birgen Keleş de Başbakan Yılma? \c CHP Genel Başkanı Bavkal'ın 1999 ilkbahannda erken seçime gı- dilmesi konusunda anlaşmalanna tepki gösteren Gürkan: Karakaş. Oktay ve Sağlar'ın. eleştirilerinı parti içi yetkili organlarda dile ge- tirmeleri gerektiğini söyledi. Bu konularda yorum yapmak is- temediğini belirten Keleş. "Seçi- me gidilmesi. seçim tarihinin belir- lenmesi konulan aylardır konuşu- luyor. Bu gelişmelerin >aşandığı sü- reçte parti meclisi ve grup toplan- tılan yapıldı. Dilerdim ki bu dilek ve endişelerini bu toplantılarda di- le getirselerdL Bizler de dinleme. in- celeme ve değeıiendirme olanağına sahip olurduk. Arkadaşlanmızın bu eleştirilerini neden basın karşı- sında yaptıklan konusuna girmek Seçim hesapları altüst B Baştarafı 1. Sayfada lar' dryebileceğinidüşiinüyor*' diye ko- nuştu. PM kararlannı açıklayan Ecevit, hü- kümetin çalışmalannın temelini koalis- yon protokolü ve hükümet programının oluşturduğunu, CHP ile ayn protokol veya plan oluşrurulmasının doğru ol- madığını söyledi. Hükümet çalışmala- nnın başanyla sürdürüldüğüne ve bir- çok reformun gerçekleşme aşamasına geldiğine dikkat çeken Ecevit. "Erken seçim gereksizdir, seçim çalışmalan ak- satarak zaman kaybına >t>laçacağıiçin sakıncalıdır" dedi. Ecevit. sözlerini şöyle sürdürdü: "Erken seçim tarihi- nin bir yıl önceden belirienip açıklan- ması durumunda sakıncalar büsbütün artacaktır ve ekonomideki olumlu gös- tergeler olumsuza dönüşebilecektir. Böyle bir karar alınması o nedenle de doğru degildir. Hiikiimete 6 ay siire ta- nıma eğiliminde olduğuna göre CHP Genel Başkanı da hükümet çalışmala- nnın olumlu bir doğrultuda bulundu- ğunu kabul etmiş olmaktadır. Bu du- rumda seçimlerden 6 a>' önce bir hükü- met değişikngi için dayatmada bulun- ması gerçekçi degildir. Kaldı ki bağım- sızlann ağırlıkta olacağı 6 a> siireli bir hükümet oluşturulması, ara rejim çağ- nşımlanna neden olmuştur." ANAP Genel Sekreteri Erkan Mum- cu, Yılmaz'ın partisinin MKYK'sin- den yetki alarak CHP lideri Baykal'la görüştüğüne dikkat çekti. Hükümet or- tağı partilerin, erken seçim tanhine de- ğil, 1 Ekim'de kurulması öngörülen "seçim hükümetine" karşı çıktıklannı vurgulayan Mumcu. "Bence o konuda da bir anlatun eksikliği oldu. Bu 1 Ekim'de seçim hükümetinin kurulaca- gı anlamına gelmiyor. Seçim hüküme- tinin kuruluşçaiışmalan vegörüşmele- rin 1 Ekim'den sonra kunılacağı anla- mına gelir. CHP de bu seçim hüküme- tine girerse bana göre meseie çözülür" diye konuştu. Mumcu. seçim hükümeti kurulması ve seçim tarihinin, haziran sonuna ka- dar. hükümetin öncelikli yasalannın Meclis'ten çıkanlması koşuluna bağlı olduğuna dikkat çekerek "Seçim tari- hinc ve öncelikli yasaiara kimsenin hi- razı yok. ttiraz konusu edilen seçim hü- kümetine tabii ki 2 partinin genel baş- kanı değil, Meclis. Cumhurbaşkanı ka- rar verecektir" görüşünü savundu. istemiyonım" dedi. Baykal. önceki gün birgünlüğü- ne geldiği seçim bölgesi Antal- ya"daki faaliyetleri sırasındayaptı- ğı konuşmalarda, önümüzdeki se- çimin Türkiye için bir "rejim ter- cihi"" seçimi olacağını söyledi. Baykal, CHP'nin tıkanmış siyase- tin tek yükselen gücü olduğunu öne sürerek parti içındekı muhale- fet hakkında "1995 yılında yaşa- nanlann bir tekrandır" demekle yetindi. Baykal. 1999 Martı'nda yapıl- ması düşünülen seçımde kullana- caklan sloganın da "+ve= vaatedi- yoruz' 1 şeklinde olacağını açıkladı. Baykal şunlan söyledi: "Biz gerçek bir hukuk dcv lcri is- tiyoruz. Vasalann önünde herkesin boynunun bükük olmamasını istiyoruz. Kim- senin dokunulmazlığı olma- sın diyonız. Susuriuk güzel bir kasabamızın adı olsun. Susuıiuk denilen çete. ülke- mizin başkenti Ankara'yı çiğnemesin istiyoruz. Susur- luk'un hesabını soramaz- sam. başbakanlık bana ha- ram olsun dhen başbakan hani nerede? Kim soracak onlann hesabını? CHP so- racak onlann hesabını." CHP'nin tıkanmış siya- setin tek yükselen gücü ol- duğunu ve yapılacak seçi- min Türkiye için bir kader seçimi olacağını vurgula- yan Baykal. "Bu bir hükü- met seçimi degildir. Bunun ötesinde bu seçim bir rejim tercihidir. Düşünün, Avru- pa'da 15 tane ülke var. 11 'in- de sosyal demokrat başba- kan var. Bütün Avrupa; çı- kışı, kurtuluşu sosyal de- mokraside bulmuş. Herkes Mersin'e giderken Türkiye tersine mi gidecek? Türki- ye'de her şey bozulmuş ve Türkiye sosyal demokrasi- ye sırtını dönecek. Ohır mu böyle şey" dedi. ILAN T.C. ADANA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1997 719 Davacı S.S. Bingöllü Yapı Koop. Vekili Av. Elif Doğan Türkmen tarafından, davalı- lar Ekrem Ağırsoy vs aleyhine açılan menfi tespit davasında; Davalılar Ekrem Ağırsoy'un bılınen Iboosman Cad. Murat Apt. 183/C Kat 1 Adana adresme davetı>e teblığ edılememiş. adresı emnıyetçe de tespit edilemediğinden bu ke- re da\a dılekçesınm ılanen teblığine karar venlmiş olduğundan. duruşma günü olan 2.6.1998 günü saat 11.10'dadavalının bızzat duruşmada hazırbulunması veya kendisi- ni bir vekille temsıl eftıımesı. bızzat duruşmada hazır bulunmaz veya kendisini bir ve- kılle temsıl ettirmediğı takdırde yargılamaya yokluğunda devam olunarak karar \enle- ceğı hususu dava dılekçesı teblığı yerine geçerlı olmak üzere davalı Ekrem Ağırsoy adı- na ilanen tebliğ olunur. 15.4 1998 Basın: 17801 İLAN T.C. ANKARA 13. ÎCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN EsasNo: 1997/559 Davacı Halk Bankası A.Ş. vekılı tarafından davalılar, 1) Magosen Inş. Tur. San. Tic. A.Ş., 2) Erkay Danış- manlık Mümessillik veTic. Lmt. Şti.. 3) Ercan Bıyıklı aleyhine açılan ıtıraz da\asının. davalılann adreslerine tebligat yapılamadığından 26.5.1998 günü saat 10.20've ertelenen duruşma gününün davalılara tebliği yerine geçmek üzere ılan olunur. 23.3.1998 Basın: Tashih G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada lı görünmesine karşın, birbiriyle ilişkili. "'. • Başbakan Mesut Yılmaz'la, Başbakan Yardım- cısı Bülent Ecevit, son anda değişiklik olmazsa bugün bir araya gelecek. Geçen haftaki gelişme- leri değerlendirecek. 23 Nisan'daki görüşmenin ardından yapılan açıklamalan yorumlarken şöyle demiştik: "Yeniden yeniden altını çizelim. Bu kararlar de- ğişebilir." Bunu öngörmek zor değildi. Zira geçmişte de sık sık yaşanmıştı. Baykal'ın, 23 Nisan'daki "Ekimde seçim hükümeti, martta yerel-genel seçim" açık- lamasından 27 Nisan'da şu noktaya geldik: Seçim hükümetinin kurulup kurulmayacağı bel- li değil. Marttaki seçimler konusunda kafalar kan- şık. Türkiye, genel olarak belirsizliğe alışık. Izlediği politika doğru-yanlış bunu bir kenara bırakırsak Baykal, şu suçu işledi: "Önümüzdeki dönemi netleştirmeye girişme." Üstelik de hukuk diliyle taammüden. Yani, tasar- layarak planlayarak... Seçim tartışmalan bu haftanın da başlıca konu- su olacak. Ötekilere geçelim. irticanın maddi kaynaklan zaman zaman günde- me geliyor. Bu konuda devletin üst katlannda ha- zırianan raporlara göre yılda 15 milyar dolarlık bir kaynak kullanımı söz konusu. Bu değirmenin su- yu nereden geliyor? Pek çok kesimin üzerinde birleştiği yanıt şu: - Dışarıdan... "Dışandan nereden?" - Öngörü var, belge yok... Son operasyon bu konuda kimi ipuçlan veriyor. Düşünün ki iddiaya göre faaliyete henüz geçme- miş şirketin bir trilyonluk sermayesi var. Kimi işve- ren kuruluşları bu soruşturmayı eleştirdi: "Sermayenin kınnızısı yeşili olmaz..." Hayır... Olur. Sermaye bir araç, kimin elindeyse ona hizmet eder. Bunun kaynağı açıklanamıyorsa da soruşturulması hukuk devletinin gereğidir. Erdoğan'la ilgili pek çok yorum yapıldı. Yargıya girmeyelim. Sadece bir cepheden bakalım. Şiir- den. Okuduğu şiir Ziya Gökalp'ın. Günlerdir şiir- le çok yakından ilgili kişilerin yardımını da isteye- rek şiirin Gökalp'ın eserlerinde olup olmadığını araştınyoruz. Yok. Bir edebiyatçının değerlendir- mesi şu oldu: "Yanılmıyorsam Gökalp o şiiri gençlik yıllannda yazdı. Sonra da kıtaplarına konmasını istemedi. " Erdoğan, basın toplantısında, "Şiiri bu kitaptan aldım" deyip, Türk Standartları Enstitüsü'nün "Türk ve Türklük" kitabını gösterdi. Kitabın 281. sayfasındakı şiir aynen şöyle: "ROMEN DİYOJEN /Yaktırayım Kuran'ı/ Yıktı- rayım Kâbe'yi/ Şark'a gelen görmesinl Minareli kubbeyi. ALPARSLAN /Minarelersüngü/ Kubbelermiğ- 1erI Cami kışlamızdır/ Müminler asker." Gökalp'ın şiiri, Alparslan'ın Bizans Imparatoru Diyojen'e yanıtını içeriyor. Eğer Erdoğan, Gökalp'ın ardına sığınıyorsa şu sorulara yanıt vermeli: - Ülkeyi yönetenler düşman mı? - Türkiye'de Kuran'ı yaktıran, camiyi yıktıran mı var? Kan değil cerahat Sakık operasyonunun ardından patlayan "itiraf- lar", bir süredir raflarda olan kimi iddiaları yeniden gündeme getirdi. Konu yargı aşamasına geldiğine göre önümüzdeki günlerde yeni ifadelerle karşıla- şacağız. Terör örgütünün şeriatçılara bakışı şöyle özetlenebilir: "Düşmanımın düşmanı dostumdur." Gazetelerde yer alan iddiaların tarafları Sakık'ın itiraflarını yalanlıyor. Elde çok net bilgiler olmadan yorum yapmak güç. Ancak bu iddiaların ülkemiz- de önemli bir netleşme sağlayacağı da kesin. Bel- ki de aydın olmanın ölçütleri daha sağlıklı tartışıla- cak. Seçim tartışması dışındaki gelışmeler, sağ-sol çekişmeleri bir yana, yeni bir saflaşmanın ortaya çıktığını gösteriyor: Demokrasi ve laiklikten yana olanlar ve olmayan- lar... Şu andaki görünüm o ki bu süreçte kan akmı- yor, cerahat akıyor... Bu da lyileşmeye doğru gidişin göstergesi... Sakık'ın itiraflarına tepki • Baştarafı 1. Sayfada söz konusu olmadı" diye konuştu. Ensarioğlu şunla- n söyledi: "Ben bu devlet- te3 yıl bakanlıkgörevi yap- trnı. O yüzden diyorum ki- gazetelerde yer alan ifade- ler doğruysa, Şemdin Sa- kık devletle dalga geçiyor demektir: yeniden sorgu- lanması gerekir. Ama bu bi- ze yönelik bir senaryonun parçasıysa, ona söytenecek bir şeyim olamaz." HADEP Genel Merke- zi'nden yapılan açıklama- da ise Sakık'ın ifadeleri olarak sunulan haberlerin "hayal ürünü" olduğu id- dia edildi. Haberlerden. "Şemdin Sakık'ın sözde ifadeleri" diye söz edilen açıklamada. "Başına kapa- h yapılan bir duruşmada Sakık'ın yaptığı iddia edi- len açıkiamalar diğergaze- telerde yer almazken Hür- riyet ve Sabah gazetesinin bu iddialan açıklaması dü- şündürücüdür. Bu gazete- lerin iddialan özel savaş çe- telerinin söylemidir" denil- di. "HADEP'in burjuva düzen partileri ve burju>a medya gibi özel savaş çete- leri ile ve demokrasi düş- manı odaklaıia özel ilişkile- ri yoktur" denilen açıkla- mada. Sakık'ın ifadeleri ile ilgili haberlerin "fiyasko" ile sonuçlanacağı görüşü savunuldu. Ankara DGM Başsavcı- lığı'nın,önceki gün Diyar- bakır DGM tarafından tu- tuklanan Sakık'ın itiraflan doğrultusunda inceleme başlattığı öğrenildi. Cumhuriyet'e bilgi ve- ren başsavcılık yetkilileri, Sakık'ın gözaltında ve mahkemede verdiği ifade- lerin isteneceğini belirte- rek günlerdir basında çıkan haberlerin de derlenmesi- ne başlandığını söylediler. Ankara DGM Başsavcısı Cevdet Vblkan'ın. başlatı- lan inceleme ile ilgili bu hafta içinde bir savcıyı gö- revlendireceği kaydedildi. Alınan bilgiye göre. Di- >arbakır DGM'den ifade- ler geldikten sonra değer- lendirme yapılarak ifade- sine başvurulacakpolitika- cı. işadamı ve basın men- suplan saptanacak. Bu ki- şiler hakkında soruşturma açılıp açılmayacağına da- ha sonra karar verilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle