Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 NlSAN 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Sınırda
operasyon
• DİYARBAKIR (AA) -
Şırnak'ın Kuzey Irak sınır
kesimindeki Besta,
Dereler, Ortabağ bölgeleri
ile Cudi dağının Güney
kesimlerinde dün sabahtan
itibaren başlatılan
operasyona, Diyarbakjr ve
Erhaç'tan kalkan Hava
Kuvvetleri'ne ait savaş
uçaklan da katılıyor.
Yetkililer, kayıplar
konusunda henüz net bir
bilginin kendilere
ulaşmadığını belirttiler.
TÜPk-İş'te genel
kurul gipişimi
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Türk-lş Genel
Sekreteri Şemsi Denizer,
135delegenin,
"konfederasyon olağanüstü
genel kunılunun
yapılması" yönündeki
taleplerini yann yönetim
kurulu toplantısında karara
bağlayacaklannı bildirdi.
Denizer, yönetim kurulu
toplantısında, olağanüstü
genel kurulun yapılması
yönünde karar alınması
olasılığının yüksek
olduğunu belirtti.
8 Mart davasında
6 tahliye
• Istanbul Haber Servisi -
8 Mart Dünya Kadınlar
Günü dolayısıyla
Taksim'de düzenlenen
gösteriye katılarak
"güvenlik güçlerine
mukavemet ettikleri " ve
"özel kişiler ve kamu
malına zarar verdikleri"
ileri sürülen 24 sanığın
yargılandığı davanın
Beyoğlu 1. Asliye Ceza
Mahkemesi'ndeki ilk
duruşmasında 6 sanık
tahliye edildi. Mahkerne,
gıyabi tutukJu sanık Özgür
Çelik'in gıyabi tutukluluk
halinin devamını
kararlaştırdı.
Yüksek Mahkeme
lAJVKARA(AA)-
Yasalann anayasaya
uygunluğunu denetleyen ve
Vüce Divan işlevi gören
=An£yasa Mahkemesi'nin
kuruJuşunun 36. yıldönürnü
27 Nisan'da kutlanacak.
Türk yargı sistemine 1961
Anayasası ile 25 Nisan
1962'de giren Anayasa
Mahkemesi, 1982
Anayasası 'nda da yerini
korudu. Mahkemenin bu
yılki kuruluş yıldönümü
törenleri aym 25'inin hafta
sonuna rastlaması
nedeniyle 27 Nisan'a
alındı.
'Emeğin değeri
bilinmiyon'
• ADANA (Cumhuriyet
Güney lUeri Biirosu) -
Seyhan Belediyesi'ndeki
1330 işçi adına yapılan
toplu ış sözleşme
gö'rüşmesinin anJaşmayia
sonuçlanması üzerine
düzenlenen törene katılan
DlSK Genel Başkanı
Rıdvan Budak, insana
saygı ve sevginin
olmadıgı. emeğin
değerinin bilinmediği
bir ülkede yaşandığını
belirterek "Bu ülkenin
bütün insanınlannın
mutlu olmasından
yanayız" dedi.
DüZY,
CHP Genel BaşkamBaykal, Başbakan Yılmaz'ı müteahhitlerle içli dısh olmakla suçladı
ANAP imtiyazlıııın iktidan'ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - CHP
Genel Başkanı DenizBaykal "ülkenin im-
tiyazlı müteahhJtler ve çalışanlar. emekli-
ler" olmak üzere ikiye aynldığını belirte-
rek "ANAP getince hep böyle olur. Başba-
kanlar üntiyazn müteahhitlerin yatlann-
da bayram tatili geçirirse yolsuzluklann
önii alınamaz" dedi.
Sorunlann temelinde "pilotaj hatası"
yattığını vurgulayan Baykal. "Eger pilo-
taj hatası varsa, o pilota tekrar uçak ema-
net edemezsiniz. Yolsuzluklar karşısında
boynu eğik bir iktidar hiçbir sorunu çöze-
mez. Bir biiviik teröroperasyonundan ha-
berdar edilmemekten şikâyet etme hakkı
da kaybolur" diye konuştu.
CHP lideri Baykal. dünkü grup toplan-
tısında trafikten enflasyona dek ülkenin
temel sorunlanyla ilgili değerlendırme-
ler yaptı. Sorunlann kaynağının siyaset-
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Basbakan Mesut
Yılmaz'ı suçlayarak, "Başbakanlar imtiyazlı
müteahhitlerin yatlannda bayram tatili geçirirse
yolsuzluklann önü alınamaz" dedi.
çi oldugunu vurgulayan Baykal, "Yanhş
sij asetçi, yaniış siyaset, pitotaj hatası sıkın-
tılann temel ncdenidir" dedi.
Baykal. Türkiye sıyasetinin Susurluk
altında ezildiğini. büyük umutlarla gelen
hükümetin dokuzuncu ayında hiçbir umut
verici gelişme olmadığını savunarak şu
görüşleri dile getirdi:
"Enflasyonda nu bir iyileşme oldu, yol-
snziukiarda mı? Ozaman ne varsa şimdi
daha fazlası var. Yaalsa da \azılmasa da,
ekranda gösterilse de gösterilmese de var.
Eğer bu ülkede başbakanlar ihalelerde
müteahhit seçmeye başlarsa, arazi tahsisi
listeleri hazırlarsa o işin arandan kalkma-
ya olanak yoktur. Ekonomiden sorumlu
bakanlar kendilerinden karar bekleyen
işadamiannın uçaklam ia >ıırtdışı gezile-
re gidivorsa, başbakanlar imtiyaziı müte-
ahhitlerin yatlannda ba>ram tatili geçiri-
yorsa yolsuzluklann önü alınamaz. Şiş-
li'de bir yolsuzluk ortaya çıktı. Ne oldu?
Dürüldü. derdest edildi, yargmuı toziu la-
birentlerinde unutuhnaya terk edildi. O
yoisuzluklan yapanlan kim getirdi. kim-
lerie yoisuzluklan yapoJar, bıınlar tartışı-
byormu? İSKİ olaytndayıllarca siyasi dep-
rent yaşandı. Bir tane siyasetçi doğrudan
CHP 56'ya
yükseldi
DSP'den istifa ederek
CHP'ye geçen
Karaytuğ'un rozetini
geneî başkan Baykal
takü. Karaytuğ, "Bir
yol aynmına gelindi.
Yolunu a\ ıran Ece\it
oldu. Ecevit tencihini
tarikatlardan. hikmeti
kendinden menkul ho-
ca efendilerden yana
koydu" dedi.
(Fotograf: HASAN
AYDIN)
Adana milletvekili Tuncay Karaytuğ, törenle CHP'ye geçti
DSP'de Gülen istifasıANKARA (Cumhuriyet Biiro-
su) - Basbakan Yardımcısı \e
DSP Genel Başkanı Bükmt Ece-
vit'in Fethuilah Gülen'e sahip çık-
masına tepiy duyan DSP; Adana
milJetvekıli Tuncay Karajtuğ.
dün partisinden istifa ederek
CHP'ye geçti. Karaytuğ, «,„_...
"Bir yol aynmına gelin-
di Yolunu ayıran Ecevit
oldu. Ecevit, tercihini ta-
rikatlardan. hikmeti
kendinden menkul hoca
efendilerden yana koy-
du" dedi. Karaytuğ'un
katılımıyla CHP'nin
sandalye sayısı 56'ya
yükselirken, DSP'ninki
62'yedüştü.
Ecevit'in FethuJlah
Gülen'i "rejim için teh-
like olarak görmemesi"
ve okullannı savunma-
sı, partisinde rahatsızlık
yarattı. Adana Milletve-
kili Karaytuğ, tepkisini
partisinden istifa ederek
gösterdi.
Karaytuğ, CHP'nin
dünkü grup toplantısın-
da CHP rozetini taktı.
CHP Genel Başkanı De-
niz Baykal, 1960 do-
ğumlu Karaytuğ'un en
genç miUetvekilleri ol-
dugunu vurgularken.
"CHP'ye siyasetini de-
ğiştirenek girmedi, siya-
setinin gt-reğini yaparak
girdi. Hesapla, çıkarla
değiL sosval demokrasi
anlayışını sahiplenme içgüdüsüy-
legeMi" dedi.Karaytuğ ile birliic-
te Samandağ Yaylıca'nın DYP'li
Belediye Başkanı Ahnıet Güzel
deCHf>_ geçti, ,
Tuncay Karaytuğ, I970'li yıl-
larda Ecevit'in söyleminden, po-
litikasından etkilenerek siyasette
yerini aldığını belirterek "Ecevit
son dönenıe kadar solu. laikliği en
çok sahiplenen kişi\di. Şimdi bir
yol aynmına geldi, yolunu ayıran
Ecoit oldu. Ben yine laik, Ata-
türkçü, sosval demokrat çizgimi
Cillere soruşturma önergesi yarm TBMMde
DYP'deboykottarüşmasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM, DYP Genel Başkanı Tansu<^l-
ler'in trilyonluk servetini 3. kez sorgu-
layacak. Hükümet ortaklannın "haksız
servetedind@'' gerekçesiyle Çiller hak-
kında verdiği Meclis soruşturma öner-
gesi, yann TBMM Genel Kurulu'nda
görüşülecek. Önerge kabul edilirse Çil-
ler'in malvarlığına ilişkin usulsüz işlem-
ler ilk kez muhalefet döneminde incele-
necek.
DYP Grup Yönetim Kurulu'nun
(GYK), hükümetin girişimine karşı al-
dığı '".Meclis çabşmaİanndan ceküme"
karan, yetkili kurullarda tartışma yarat-
tı. Genel Idare Kurulu'nun olağanüstü
toplantısında GYK karan yumuşanldı.
TBMM Danışma Kurulu, dün topla-
narak ANAP'ın Çiller, DYP'nin de Bas-
bakan Mesut Yılmaz hakkında verdiği
Meclis soruştunna öneı^elerinin görü-
şülme tarihini tartıştı. Danışma Kunı-
lu'nda uzlaşma sağlanamayınca, DYP"
ve ANAP, önergelerin görüşme tarihine
ilişkin genel kurulda 2 ayn öneri sundu.
Kurulda yapılan oylamada. DYP'nin
Çiller hakkındaki Meclis soruşturma
önergesinin yann görüşülmesi önerisi
iktidar partilerinin desteğiyle kabul edi-
lirken Yılmaz hakkındaki önergenin de
aynı gün görüşülmesine ilişkin öneri
reddedildi. DYP grup yönetimi de dün
yaptığı 4.5 saatlik toplantıda, komisyon-
İar dahil olmak üzere Meclis çalışmala-
nnın boykot edilmesi, en kısa sürede er-
ken genel seçim önergesi verilmesi ve
bu girişimlerden beklenilen sonucun
alınmaması durumunda "sine-i nullete
gidilmesr yönünde ilke karan aldı.
Grup yönetim kurulunun bildiriye dö-
nüştürülen 5 maddelik kararlannı açık-
layan grup başkanvekili Mehnıet Göz-
lüka>
j
a. Meclis çalışmalanna direnme
karannm ittifakla almdığını söyledi.
DYP GtK, TBMM'deolağanüstü top-
lanarak GYK'nin karannı değerlendir-
di. Çiller, 1.5 saat süren toplantıda,
amaçlannın ara seçimi değil erken bir
genel seçimi zorlamak olduğuna dikkat
çekti. GYK karan grupta da görüs ayn-
lığı doğurdu. Bir grup milletvekili, Çil-
ler'in önerisini "bJöP olarak nitelendi-
rirken bazı miUetvekilleri de DYP'den
kopmalar oiabileceğine dikkat çekti.
devam ettiriyorum" dedi.
Ecevit'in, tercihini "tarikatlar-
dan. hikmeti kendinden menkul
hoca efendilerden yana koyduğu-
nu" savunan Karaytuğ, "Siyasiya-
şanumı Fethuilah GüJen savunu-
cusu bir yapıda sürdiireme>ece-
gim için Mustafa Kemal'in
partisinde yerimi alıyo-
nım" diye konuştu.
DSP Grup Başkanvekili
Ali Ikksoy ise Karaytuğ'un
da\ranışını "şık bulmadıgV
nı" söyledi.
Ilıksoy. "Bu partiye gö-
nül veren insanlann oyla-
nyla seçibniş bir kişinin ön-
cepartisinde mücadele ver-
mesi gerekirdi. Sorun Fet-
huilah GüJen'le mücadeley-
se Gülen'e karşı mücadele-
yi en iyi Doğu Perinçek ve-
riyor. Baykal, Moon tarika-
tının gezisine gitti. İnandın-
cı değil, Gülen'le ilgili dü-
şüncelerini gelip grupta
açıklama cesaretini göster-
seydi saygıyia karşılardım "
dedi.
Karaytuğ'un CHP'ye
geçmesinden sonra, parla-
mentoya 49 sandalyeyle gi-
ren CHP'nin milletvekili
sayısı 56'ya yükseldi. Buna
göre son parlamento arit-
metiği şöyle:
FP: 142, ANAP: 139,
DYP: 92, DS: 62, CHP: 56,
DTP: 22, BBP: 8, MHP: 2,
DP: I,DEPAR: 1, Bağım-
sız: 17. Boş: 8.
'AZII ORHAN BtRGÎT
Gazeteler, Şemdin Sakık'a
yöneltilen kişisel terör suçlarının
listesini yayımlıyor. PKK'nin "2
nurnarair adamı için ileri sürülen
bu suçlamalann hangilerinin bire
bir sorumlusu oldugunu, hangile-
rinde yakıştırma Lulunduğunu
ancak yargı söyleyebilir.
.. Yakın günlere kadar Abdullah
Öcalan'/n sağ kolu olarak görev
yaptığı, Apo, Şam'daki karargâ-
hından başını dışanyaçıkartmaz-
ken, "ParmaksızZeki" kod adı ile
sıcak temas alanlarına kadar gel-
diği ise bir gerçek. Bu yüzden ba-
zı parmaklannı yitirmiş, böbrekle-
ri hastalanmış.
Asıl gerçeği, Öcalan ile düş-
man kardeşler haline geldikten
sonra SSC'nin Türkçe Servisi'ne
gönderdiği faks demecinde açık-
ladı Sakık. O faksta yazdıklannı
da tetefonla radyonun mikrofon-
larından tekrariayarak...
Böylece, birçok "marifeti'n sı-
raladığı vahşet listesinin başına,
33 askerimizi, silahsız bir halde
nasıl pusuya düşürüp katlettiğini
de aldı.
Olay, 23 Mayıs 1993 tarihlidir.
Bingöl'den Elazığ'daki birlikleri-
ne sevk edilmekte olan yeni ter-
tip erlerden oluşan bir konvoy,
gece yansı pusuya düşürülmüş
ve 33 gencimiz şehit edilmiştir.
Altı yıl öncesinin gelişmelerini
anımsayalım:
Mayıs ayının gazetelerinde, te-
Sakık ve Bazı Gerçekler...rörörgütünün başının, vatandaş-
lık bağı bulunan Türkiye Cumhu-
riyeti devietine karşı giriştiği ayak-
lanmayı bir yana bırakarak, göre-
celi bir ateş kesme için öneriler-
de bulunduğu yer almıştır.
Kimi yazarlar, örgütün başı ile
devletin hangi yetkilisinin nerede
ve ne zaman bir masa başına
oturup ateşkes koşullarını sapta-
yacagını araştırmaktadır. Kimi ya-
zar ve politikacılar ise Apo'nun
uzattığı banş dalının karşılık bul-
ması düşüncesindedir.
Bingöl-Elazığ arasındaki pusu
ve bu pusuda şehit edilen 33
genç evladımızın, terör örgütü-
nün istediği silah bırakışmayı ön-
lemek amacı ile "TeCe" tarafın-
dan duzenlenen bir operasyon
olduğu fısıltılan belirli merkezler-
den yayılmaktadır.
Genelkurmay Başkanlığı, bu
söylentileri çirkin ve amaçlı bul-
muş ve bir soruşturma komisyo-
nu ile gerçeği ortaya çıkartmak
için harekete geçmiştir.
Elbette devletin kendi çocukla-
rını bir katliama uğratması söz
konusu değildir, ama bu 33 şehi-
din çevresine de daha başkalan-
na da yöneltilen "kirlisavaşın so-
na ermesini istemeyenlerin ma-
rifetleri" ile ilgili söylentiler de ki-
mi panellerde, oturumlarda, ga-
zete sütunlannda sürdürülmek-
tedır.
Soruşturma Komisyonu, olay-
da sadece bazı komutanların,
konvoyun götürülüşü sırasında
yeterlı koruma önlemini almadık-
lannı saptar ve Sılahlı Kuvyetler'in
kendi bünyesınde bu kişiler için
yasal önlemlere gidilir.
Ama beri yandaki fısıltı tahri-
batı da açık açık sürdürülür.
Ta ki Sakık'ın firar olayına ka-
dar.
Bunca kanlı olaya imza atan
Apo, Sakık'la düşman kardeş ha-
line gelınce, Bıngöl pususundan
eski yardımcısının sorumlu oldu-
gunu açıklar.
Sakık da bu açıklamayı gele-
cekteki görevleri için bulunmaz
bir sıçrama tahtasının basamak-
ları gibı algıladığından olmalı, sa-
dece kabul etmekle kalmaz, BBC
mikrofonları aracıtığı ile de bütün
bir evrene 33 kışınin katilı oldugu-
nu bir marifet gibi yayar.
Dönelım, Sakık'ın Barzani ye
sığındığı günlerde, kendisı ile ilgi-
li olarak güvenlik makamlanmı-
zıntavırlarına...
Yönetim ve yetki boşluğu gibi
fiili bir durumun egemen olduğu
Irak'ta, ülkenin kuzey bölgesınde
söz sahibi olma iddiasını taşıyan
KDP'ye ve bu örgütün liderine sı-
ğınarak canını kurtarmak isteyen
Şemdin Sakık'ın bunca suçtan
arandığı Türkiye'ye teslim edil-
mesini istemek, doğal bir hareket
olarak karşılanırdı.
Ancak, yetkılilerın bu konuda
görüş birlığine varamadıklan an-
laşılıyor.
Kimi sorumlular, Kuzey Irak'ta
bir Kürt devleti üzerinde söz sa-
hibi olmak isteyen Mesut Barza-
ni'den böyle bir istekte bulunma-
nın boşuna olacağını, zira töresi-
nin kendisıne sığınmış bir kışiyi
geri vermesine olanak tanımaya-
cağını ileri sürerken, çoğunlukla
güvenlik ve istihbarat sorumlula-
n da, KDP çatısı altındakı bir es-
ki PKK'lınjn devamlı bilgi aktanşı
ile olsun, Öcalan'la dalaşarak ol-
sun terör örgütündeki bozgunu
daha da hızlandıracağını savuna-
rak, Sakık'ın hareketlermi izle-
mekle yetinilmesini istediler.
Oysa Genelkurmay Başkanlığı
için durum farklıydı.
Türk Silahlı Kuvvetleri gerek
gördüğü zaman, Kuzey Irak'ta sı-
nır ötesi harekât yapmaktadır.
Bölgeye geldiğini öğrendiği, gö-
zetlediği ve yıllardır savaştıgı te-
rör örgütünün "2" numaralı so-
rumlusunun ellenni kollarını salla-
yarak, bulunduğu yerden aynlıp
gitmesini içine sindirmesi elbette
beklenemezdi.
Önemli olan, Sakık'ı Duhok'da-
kı evinden alıp kımsenin burnunu
kanatmadan Türkiye'ye getire-
cek mekanizmaya sahip olunup
olunmamasıydı.
Önceki günkü operasyon Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin böyle birgü-
ce sadece sahip oldugunu değil,
o güç ile benzerferı arasında cla
iddia sahipliğini taşıyabileceğini
gösterdi.
Ve operasyonu hazırlarken de,
başlama anında da, emri veren
komutanlarla, o emri yürüterek
tamamlama sorumluluğunu alan-
lar dışında hiç kimsenin haberii
kılınrnamasına özen gösterildi.
Böyle bir özen gerekliydi.
Bu tür operasyonlarda en kü-
çük bir savsaklama, tüm eylemi
bozmaya yeteceği için, hükümet
başkanının ya da bir bakanın ha-
berli kılınıp kılınmaması hiçbir an-
lam taşımaz.
Dolayısıyla önceki günkü "Ya-
rasa Harekâtı"nüan onların da,
MİT ve Emniyet Genel Müdürlü-
ğü'nün de haberli kılınmaları, be-
lirli bir aşamadan sonra gerçek-
leşmiştir.
Bu gerçekleşme, zaman za-
man "Apo'yu Şam'dan alıp geti-
remiyormuyuzki?" türünden so-
ru yönelten, gerekirse bazı
yabancı ülkelerin özel timleri ile
işbiriiğine gidilmesini önerenlere
de tam bir "yanıt" olmuştur.
yargüanmadı bu olayın içinde. Şimdi ne
tartışıhyor? Çuvalla belediyeden mi götü-
rülüyor,yoksa vagonla Türkive'den mi gö-
türülüyor?"
Baykal; Meclis yolsuzluklannın, Şiş-
li'nin unutulduğunu vurgularken "Yblsuz-
luklann karşısında boynu e$k bir iktidar
hiçbir sorunu çözemez. Bir yerde aksadı-
nız mı. başka yerde toparlanamazsuuz"
dedi. Çıkış yolu için "Seçim yeni parla-
mentoüreör,amahükümetüretemez" kli-
şesinin gündeme getirildiğini aktaran
Baykal, "Bu, doğru değiL Hiç hükümet-
siz kaunadık, ama yaniış hükümetler ol-
du. Türkhe'de sorun. doğnj hükümede-
rin. doğru politikalar ortaya koyamama-
sı" diye konuştu.
Baykal, demokrasinin, ayıklama meka-
nizmasını işletmesi. başansız siyasetçileri
ayıklayabilmesi gerektiğini de söyledi.
FP'den
Çiller'e
peşin
destek yok
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - FP ve DYP'nin
REFAHYOL iktidanndan
beri devam eden yakın iliş-
kileri aksamaya başladı.
TBMM'de sergilediği mu-
halefete DYP'den beklediği
desteği bulamayan FP'liler,
hakkındaki soruşturma
önergesi için DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller'e pe-
şin destek vaadinde bulun-
madılar. FP Grup Başkan-
vekili AbdüllatifŞener, Çil-
ler hakkındaki önergede ye-
ni bazı iddialann bulundu-
ğuna dikkat çekerek
u
Bu kl-
dialan inceleyerek karar ve-
recegK" dedi. Şener,
DYP'nin TBMM'yı boykot
planını da eleştirerek "^m-
didevamstzlıklanna gerekçe
arama gavreti içindeier" di-
ye konuştu.
AbdüllatifŞener. dün par-
lamentoda düzenlediği ba-
sm toplantısında, iktidann
irtica ile mücadele için ha-
zırlanan yasa tasarılannı
TBMM'den geçirme çaba-
sını eleştirirken "Bir yandan
bu vasalar, drğer yandan da
RTTLKtasansı ik TBMM'yi
geç saatlere kadar çahşür-
mayiplanbyoıiar. Bir kulak-
lan Bat Çalışma Gnıbu, di-
ğer kulakian da medya pat-
ronlannda. Buralardan ön-
lerine ne gelirse onunla meş-
guüer. İktidar adeta fason
cauşıyor" dedi. Hükümetin
Sakık operasyonu hakkında
bilgi sahibi olmadığına dik-
kat çeken Şener. "Siz ne bi-
çim hükümetsiniz ki böyie-
sine önemli bir operasyon-
dan haberiniz olmuyor" di-
ye konuştu.
Şener, bir soru üzerine
Çiller'in malvarhğı i!e ilgi-
li olarak verilen soruştunna
önergesinde izleyecekleri
tavır konusunda net bir açık-
lama yapmaktan kaçındı.
Şener, bu önergede. yeni id-
dialar bulunduğunu belirte-
rek yapacaklan incelemey-
le kararlannı belirleyecek-
lerini söyledi. Şener, DYP'-
nin boykot planıyla ilgili bir
soruya yanıt verirken de
DYP'lileri suçladı. TBMM
gündeminde bulunan irtica
ile mücadeleyasa tasanlan-
nın çok önemli oldugunu,
FP'nin bu tasanlann yasa-
laşmasını engellemek için
çaba harcayacağını kayde-
den Şener. "Böyle birdö-
nemde boykot, bu tasanla-
nn yasalaşmasına destek an-
laniına geUr" dedi. DYP
grubunun TBMM çalışma-
lanna en az katılan gnıp ol-
duğunu savunan Şener, boy-
kotun "devamsızhğa gerek-
çe" aramaya yönelik bir ha-
reket oldugunu söyledi.
POLİTtKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Meydan Daralıyop...
Şeriatçı basın iyice azıttı...
Kurban Bayramı'nda manşetten verdikleri ha-
berler şöyleydi:
"Camileri de bastılar..."
Devam ediyordu:
"Bağış yoluyla umduğu deriyi toplayamayan
THK, camileri basarak cop ve dipçikzoruyla cte-
ri gaspına başladı."
Cop ve dipçik!..
Bunun anlamı şu:
"Polis ve asker, camileri bastı!.."
Burada halkı kışkırtma eylemi var.
Aynı gazete bir gün sonra şu manşetle çıktı:
"Bu gaspı darbeciler bile yapmadı!.."
Şeriatçılar niçin bu denli güçlü oldular? Gaze-
teleri, radyolan, dergileri, finans kuruluşlannı han-
gi paralarla kurdular?
Elbet salt kurban derileriyle değil...
Devlet erkini elinde tutan gerici-faşist siyasi ik-
tidarlann destegiyle!..
llim Yayma Cemiyetleri'yle başlayan gerici-fa-
şist örgütlenme, tarikat bağlantılarıyla gelişti,
1986'da Turgut Ozal'ın destegiyle dal budak sal-
dı...
O yıllar Sevgili Uğur Mumcu'nun yazdığı 'Ra-
bıta'ntn kökleri, bugün Islami sermaye' diye ka-
muoyuna yutturulmak istenmiyor mu?
Ya Türkiye'deki Suudi kökenli finans kurumla-
nnın patronu kim?
"DarAI-MaalAllslam..."
Patron doğrudan Suudi Krallığı'dır.
Siyasal amaçlı dinsel vak/fların koruyucusu ve
kollayıcısı Turgut Özal olmuştur.
Nurcular, Süleymancılar ve Nakşiler siyasal
amaçlı dinsel vakıflann öncüleridir.
1971 'lerde başlayan, 1987'lerde ivme kazanan
bu vakıflann 1998'deki ekonomik gücü 500 tril-
yon lirayı aşmaktadır.
llim Yayma Cemiyeti ve Aydınlar Ocağı'yla baş-
layan, Suudi ortaklann katkısıyla güçlenen, son 10
yıl içinde palazlanan para imparatorluğu, Milli Eği-
tim'den üniversitelere dek devletin tüm kurum ve
kuruluşlannda örgütlüdür.
Bunlann kimi Nurcu, Nakşi, Süleymancı, Milli
Göruşçü; kimi Iran, kimi Suudi yanlısı; kimi Türk-
Islam sentezcisidir; hiç fark etmez!..
Toplum olarak bellegimiz zayıf, unutuyoruz...
Al Baraka, 1984-1985 yıllarında Türkiye'de ya-
yımlanan gerici-faşist gazetelere, yayınevlerine
tonlarca kâğıt aldı. Faizsiz krediler verdi.
•••
Şeriatçı medyanın kurban derilerini bahane
ederek laik demokratik cumhuriyete karşı yürüt-
tüğü kampanyanın ardında yatan gerçek nedir?
Meydanın giderek daralması...
Yaklaşık 50 yıldır onlara kimse dokunamadı, üs-
telik korunup kollandılar.
Nurcular, Süleymancılar, Humeynicilervediğer-
leri, 1984 yılından bugüne dek, istediklerini yap-
ma otanağını buldular.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın TebliğJer Dergisi'nde
hangi kitapların okunacağına 'tarikatlar' karar ve-
riyor, Türk-lslam sentezinin teorisyenleri, tarikat
şeyhleri boş bulduklan meydanda at oynatıyoriar-
dı.
Suudi kökenli finans kuaımlan, Türkiye Cumhu-
riyeti devletinin Diyanet Işleri Başkanlığı'na bağlı
Kuran kurslanna büyük miktarda parasal yardım
yaparken hiç kimsenin neden sesi çıkmadı?
O tarihlerde DYP-SHP hükümeti işbaşındaydı.
Isterseniz daha eski yıllara gidelim ve şu soru-
yu yöneltelim:
"Cemalettin Kaplan'/, 12 Eylül 1980 sonrası,
yurtdışına gönderen hangi siyasi parti lideridir?"
Necmettin Erbakan!..
Cemalettin Kaplan, yıllar önce bu gerçeği Uğur
Mumcu'ya şöyle açıklamıştı:
"Ben, EnSakan'a ters düştüm. Çünküparticilik
Islama aykırıdır."
•••
Şeriatçı medya saldınyor:
"Camileri bastılar; cop ve dipçik zoruyla deri
gaspı başladı..."
Aslında şeriatçılar, hep darbecilerin yanında o\-
muşlardır.
12 Mart ve 12 Eylül onlara hiç dokunmamış, ko-
ruyup kollamıştır.
12 Eylül 1980 sonrası Ege ve Akdeniz yöresin-
deki Kuran kursu binalarına Bülend Ulusu
hükümeti neden el koymadı?
Çünkü bu binalar tarikat şeyhlerinin ve mürit-
lerinin üzerine tapuluydu...
1982 yılındaki anayasa oylaması öncesi, tarikat
şeyhleriyle anlaşma yapılmıştı:
"Biz sizin Kuran kursu binalannıza, yurtlannıza
dokunmayacağız, siz de oylamada 'evet' oyu kul-
lanın."
Şimdi şeriatçılar iyice sıkıştı.
Saldırgan olmaiannın nedeni de şu:
Meydan daralıyor...
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya^ı raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
TOPLAIMTIYA ÇAĞRI
TÜRKİYE-KANADA EKONOMİK VE TİCARİ İLfŞKlLER
GELİŞTİRME DERNEĞI
YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN
Derneğim/z Olağan 6. Genel Kurul Toplantısı 30 Nisan 1998, Perşembe
günü Büyükdere Caddesi 107/3, Gayrettepe, Istanbul'daki dernek merkezınde,
saat 10.00'da yapılacaktır.
Bu toplantıda çogunluk sağlanamaması halinde ikinci toplantı 21 Mayıs 1998
tarıhınde yine dernek merkezınde, saat 17.00'de yapılacaktır.
Bütün üyelenn şahsen ıştıraklerı rica olunur.
GÜNDEM
1. Açılış veyoklama
2. Başkanlık Divanı Uyelerinin seçimi
3. Yonetım Kurulu çalışma raporu ile bılanço ve gelır-gider çizelgelerinın okunması
4. Denetleme Kurulu'nun öenetım raporunun okunması
5. Yönetim ve Denetleme Kurullan'n/n raporları üzerine görüşme, oylama ve
Yönetim Kurullan'nın aklanması
6. Derneğin feshi ve mal varlığının akıbetı ile ilgili karar alınması
7. Dilek ve önerıler