25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 NİSAN 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP kurultay taritıini belipleyecek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- CHP Parti Meclisi (PM) bugün toplanarak kurultay tarihini belirleyecek. Merkez yürütme kurulunun (MYK), kurultayın 23-24 Mayıs tarihlerinde toplanmasını önerecegi bildirildi. îstanbul il kongresi sonuçlanndan cesaret kazanan muhaliflerin, bugünkü PM toplanüsında kongreler ve hükümet-parti ilişkileri konusunda seslerini yükseltmeye hazrrlandıklan öğrenildi. DYP iPtica • ANKARA (Cumburiyet Bürosu) - DYP, hükümetin irticayla mücadele kapsamında hazırladığı yasa tasanlannı desteklememe karan aldı. DYP Gnıp Başkanvekili Turhan Güven, "Komisyonlarda istediğimiz biçim almazsa bu haliyle destek vermeyiz" derken Saffet Ankan Bedük, tasanlan antidemokratik olarak nitelenrlirrli. DYP Kayseri Milletvekili Ayvaz Gökdemir, "Hepsine grup olarak ret veririz. Genelkurmay'ın hükümete kanun listesi verdiği nerede görülmüş" diye konuştu. TOAŞ hgilizleştipilmek isteniyor' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, Başbakan Mesut Yılmaz'ın yaıutlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, Petrol Ofisi'nin (POAŞ) özelleştirilmesinde îngiltere'nin etkisiyle ilgili iddiaları gündeme getirdi. Ateş, "Petrol Ofisi'nin özelleştirme değil, Ingilizleştirilmek istendiği, kardeşiniz ve partinizin MYK üyesi Turgut Yılmaz'ın bu özelleştirme ile özel olarak ilgilendiği doğru mudur" diye sordu. ABD'den PKK değertendipmesi • VV4SHLNGTON (Cumhuriyet) - PKK'yi "vahşı ve bölücü" bir terör örgûtü olarak tanımlayan ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü James Rubin, örgütte liderler düzeyinde bir dağılmanın henûz söz konusu olmadığını bildirdi. Rubin, "PKK'nin lider kadrosundan Şemdin Sakık ve Cemil Baydc gibi isimlerin Kuzey Irak'ta Mesud Barzani'ye sığındığı y_olundaki haberleri gördüm. Orgütten bu kaçışlann PKK'yi nasıl etkileyeceğini değerlendiriyoruz" diye konuştu. HADB>'lilep sepbest • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılıfı'nın HADEP'le ilgili başlattığı soruşturma kapsamında önceki gün gözaltma alınan parti meclisi (PM) üyeleri Sırn Sakık, Sedat Yurtdaş ve Feridun Yazar serbest bırakıldı. Hükümet ortaklan yann bir araya gelerek Baykal'ın erken seçim önerisini değerlendirecek Koalîsyonun gündemi seçim DÜRDANE KIRÇirVAL ANKARA - Koalisyon ortaklan Başba- kan Mesut Yılmaz. Başbakan Yardımcısı Büknt Ecevitve DTP Genel Başkanı Hüsa- mettin Cindoruk. yann bir araya gelerek CHP lideri Deniz Baykal'm erken seçim baskısını değerlendirecelder. Bu yıl seçime karşı olduklannı ortaya koyan koalisyon or- taklannın, Baykal 'a 1999 yılı için öneri gö- türülmesini kararlaştırması bekleniyor. Koalisyon liderlerinin bugün gerçekleş- tirmesi beklenen zirvesi, Romanya seyaha- tinin iptal edilmesi nedeniyle yanna kaldı. Başbakan Yılmaz, Antalya'da gazetecileıin sorusu üzerine, Başbakan Yardımcısı Ece- vit ve DTP Genel Başkanı Cindoruk'la bu- gün yapılması planlanan görüşmenin per- şembe günü yapılacağını ifade etti. ANAP Genel Başkanvekili Agâh Oktay Güner, hizmet için bir yıl daha süre istedik- lerini belirtirken Grup Başkanvekili L'ğur Aksöz. "Biz de, ortaklarunız da bu yıl birer- ken seçim istemivoruz. Ama, hükümete dı- şandan destek veren CHP, erken seçim öne- ri) or. Bu durumda orta yol bulunacak. Bu, 1999 yıh Mart ayıolabilir" dedi. Hükümet ile CHP arasındaki gerginliği gidermek için geçen hafta sonu Deniz Bay- kal'la bir araya gelen Başbakan Mesut Yıl- maz, önceki gece kurmaylanyla yaptıfı de- ğerlendirmenin ardından, yann da ortalda- n Ecevit ve Cindoruk'la seçim tarihi konu- sunu görüşecek. Toplantıda, Ecevit ve Cin- doruk'un öncelikle bu yıl bir seçim yapıl- masına karşı olduklannı aktarmaları bekle- niyor. Ecevit'in seçim tarihinin önceden be- lirlenmesinin, Meclis'in ve bürokrasmin ça- lışmasını engelleyeceğini söyleyeceği: Cın- doruk'un, anayasaya uyum ve demokratik- leşmeye ilişkin yasa tasanlannm çıkanlma- sının önemine dikkat çekeceği belirtildi. Başbakan Yılmaz ıse ANAP Başkanlık Divanı'nın "Bu yıl seçim istemivoruz" yö- nündeki görüşünü de aktardıktan sonra, "CHP erken seçûn istijor. Bir seçim hükü- meti kurulsun, hiz de bakan verelim' diyor. ANAP, DSP ve DTP de bu yıl bir erken seçi- me karşı. Meclis'i çahştırabilmck: vergi ya- sasu yerei}önetim tasansı ve özelükie irtica- ya karşı önlem yasalannı çıkarmak için CHP'ye ihtiyacımız var. Bu nedenle bir or- ta yol bulmak zorundayız" diyecek. Yılmaz, CHP'ye erken seçimin 1999 yı- lında yapılması konusunda seçenekli bir öneri paketi götürmek için ortaklannın ona- ymı isteyecek. Buna göre, Yılmaz. öncelik- le CHP'ye bu yasama dönemi sonuna kadar seçim tartışmasının bir yana bırakılarak Meclis'in çalıştınlmasını, daha sonra da sonbaharda oturup yeniden seçim konusun- da uzlaşma aranmasını önerecek. Bu arada DYP Genel Başkanı Tansu Çü- ter. dün Cumhurbaşkanı Süleyman Demi- rel'i ziyaret etti. Görüşmenin ardndan bir açıklama yapan DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, erken seçimin kaçınılmaz hale geldi- ğini. seçimden artık yalnızca kendilerinin değil iktidann da söz ettiğini söyledi. Çil- ler, seçim yasası, seçim ittifakı, iki turlu se- çim, dar ve daraltılmış bölge, cumhurbaş- kanını halkın seçmesi gibi önerileri siyasi parti liderlerine götürdüklerini, orta sağ ve orta sol partilerin toparlanmasının da se- çimde istikrara hizmet edecek bir içerik taşıdığını kaydetti. İlk özelhavatimanı açtldıTürkiye'nin ilk özel havalirnanı dış hatlar terminali, Cumhurbaşkanı Süleyman Demi- rel ve Başbakan Mesut Vılmaz tarafından açıldı. CumhurbaşkaıuSüleyman Demirel açüışta yapbğı konuşmada, rurizmde hedefi "1 milyon yatak. 25 milyon turist ve 15 miryar dolar turizm geliri" olarak gösterdi. Yılmaz da konuşmasında, turizmden en verimli şekilde yararîanma sürecine girildigini belirterek ahyapı çalışmalannın da hızla tamamlanması ge- rektiğine işaret etti. Yılmaz. polemiğe ve kavgaya dayalı siyaset anlayışının 21. yüzyıla girerken ideallerin önündeki en ciddi engel haline gel- diğini vurguladı. 55. hükümet olarak işbaşında olduklannı ve ilan ettikkri projeleri gerçekleştirmek için çahşüklannı anlatan Başbakan Yılmaz, "Türkiye'yi seven, Türk mityetinin dertJerini kendisine dert edinen herkesle diyaloğa, anlaşmaya uzlaşmaya, çalışmava haanz" Mesa-Nurol yurtdışına gönderilen personelin masraflannı da ödedi Yolsııztukta gezi avantası AYŞESAYIN ANKARA - TBMM Genel Ku- rul Salonu'nun yenilenmesi işini üstlenen Mesa-Nurol ortaklığının. salondakullanılacak "maizemese- çimi" gerekçe gösterilerek, yurtdı- şına gönderilen genel sekreterlik ve teknik işler daire başkanlığı per- sonelinin "ulaşun gjderlerini" de karşıladığı ortaya çıktı. Aralannda Teknik tşler Daire Başkanı Mebmet ıMtsriı ile görev- den alınan eski Genel Sekreter Yar- dımcısı Fahri Köprülü'nün de bu- lundugu bazı TBMM personeline ttalya, Almanya ve Avusturya'ya yaptıkları seyahatler için Meclis BaşkanlığYnca da 1997 yılı içinde toplam 916 milyon 837 bin lira "harcırah" verildi. TBMM Başkanlıgı'nca, Genel Kurul Salonu Yolsuzluğu'nu Araş- tırma Komisyonu'na gönderilen belgede, 1997 yılı içinde Köprülü ve Mısırlf nın yanı sıra, Teknik İş- ler Daire Başkanlığı lşletme ve Ya- pım Müdürii Erdal Yükse! ile • TBMM Genel Kurul Salonu Yolsuzluğunu Araştırma Komisyonu'na Meclis Başkanlıgı'nca ulaştınlan belgeye göre, "genel kurul salonunda kullanılacak malzeme seçimi" için çeşitli ülkelere gönderilen personelin ulaşım giderleri Mesa-Nurol tarafından karşılandı. TCDD kadrosundayken, Genel Kurul Salonu işi için Meclis adına denetim yapmak üzere görevlen- dirilen müfettiş Ahmet Kork- maz'ın, 1997 yılında çeşitli tarih- lerde yurtdışına çıktığı beüriendi. Personel ve Özlük Işleri Müdür- lüğü'nce çıkanlan listeye göre, Meclis Başkanlığı 9-16 Mart 1997'de ttalya-Almanya-Avustur- ya seyahati için Köprülü'ye 151 milyon 596 bin lira, 10-17 Ağus- tos 1997 tarihlerinde yaptığı Al- manya seyahati için de 179 milyon 922 bin lira harcırah ödedi. Başkanlık, Köprülü ile aynı ta- rihlerde ltalya. Almanya. Avustur- ya'ya giden Mehmet Mısırh'ya 152 milyon 476 bin, 7-10 Mayıs tarihlerinde Italya'ya giden Erdal Yüksel'e 62 milyon 690 bin, aynı tarihlerde Italya'ya giden Ahmet Korkmaz'a 58 milyon 231 bin lira harcırah ödedi. Korkmaz, 10-16 Ağustos 1997 tarihli Almanya se- yahati nedeniyle 179 milyon 922 bin, 20-24 Ekim tarihlerinde aynı ülkeye yaptığı seyahat için de 132 milyon lira harcırah aldı. Personel ve Özlük Işler Daire Başkanlı- gı'nca hazırlanan listenin sonuna düşülen notta ise "Yükanda belir- tilen ödemeler sadece yurtdışı yev- miyeleri olup. ulaşım giderlerinin yüklenici firma tarafından karşı- İandığı bildirilmiştir" ifadesine y- er verilerek. seyahat giderlerinin " Mesa-Nurol" tarafından karşılan- dığı resmı kayıtlara girdi. Meclis Araştırma Komisyonu dün de D- SP'li TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan'ın bilgisine başvurdu. CHP Genel Başkanı Deniz Bay- kal da partisinin grup toplantısın- da, yolsuzluk soruşturmasının ört- bas edilmeye çahşıldığım ileri sü- rerek, "CHP, iddialann hemen ar- kasından yolsuzluklarla iigili suç duyurusu >aptı. Ne oldu, nerede savcılar, hâkimler, Adaiet Bakanı? Sumen alünda dunıyor" dedi. Komisyona bilgı veren DSP'li TBMM Başkanvekili Uluç Gür- kan, genel kurul salonu yenileme işınin "so>gun amaçh" planlanıp "örgütlü" olarak uygulamaya ko- nulduğunu söyledi. Ihalenin, Baş- kanlık Dıvanı denetiminden çıka- nldığını ve Başkanlık "ohırlan" ile yapıldığına dikkat çeken Gür- kan. ANAP'lı komisyon üyelen- nin. "Ne haddine, orası Cumhuri- >etin Meclisi, elbette açılacak" di- ye tepkı göstermesi üzerme de "Cumhuriyetin Meclisi yolsuzluk yapılsın diye kuruhnadı" dedi. Ya- pılan bu tartışma üzerine komis- yonda hava gerginleşti. Gürkan ihaleye fesat kanştınldığma ilişkin delilleri de komisyona sundu. Dü; Baykal'dan seçim uvarısı (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal, bugün yapılacak zirve öncesinde hükümet ortaklannı "Seçi- mi çare görmezseniz seçim dışı çarelerin önünü açarst- mz. 1980'de seçim karan ahnsaydL, askeri müdahale ile karsı karşıya kalır nuy- dık? Bu hükümeti ne kadar devam edeceği belli olmayan bir geleceğe taşunayız" di ye uyardı. 'Ortaklara bağfa' Hükümetin siyasi takatı kalmadığını, bir kriz daha taşıyacak tahammülü olma- dığını vurgulayan Baykal, Başbakan Mesut Yılmaz ile yaptıklan görüşmenin ar- dından ortaya çıkan rahatlık ortamının devam etmesinin hükümet ortaklanna bağlı olduğu mesajını verdi. Baykal. partisinin dünkü grup toplantısında Yılmaz ile yaptıkları görüşmenin ardından ortaya çıkanrahat- lamaya dikkat çekti. Hükümetin 28 Şubat sü- recinin uzantısı olarak işba- şına geldiğini doğru değer- lendirip değerlendirmeme- sinin ortaya çıkan bunalı- mın temel ayakJanndan bi- ri olduğunu bildiren Bay- kal, "Hükümet arbk sanı- yorum, görev tarifîni daha net ortaya koyma durumu- nagekü"dedi. Baykal, şun- lan söyledi: "Başbakan'u görüşme- miz sırasında bu gerçekleri doğru değeriendiren bir noktaya yöneuıüş gördüm. Bu görüşme, işler rayına orurabilir umudunu verdi. CHP'nin sahiplenmesi ol- madan, bildiğince poiid'ka izleyemeyeceklerini gördü- ler. Başbakan'ın bunlan an- ladığını gördüm. Önümüz- deld avian CHP'sizgöğüsle- melerinin imkânsız olduğu- nu gördüler. Başbakan'ın bu gerçekçi değeıiendirme- sinden sonra işler yürüyebi- lecek anlajışı doğdu. CHP ile dayanışnıa içinde yürü- mek istiyoriarsa önümüzü planlamak, tarihe bağla- mak ihthacmdayız. Türki- ye'nin önü bulandı, bunu hep beraber aşalun." YYAZII ORHAN BtRGİT Basın Konseyl, beiki fincancı katıria- nnı ürkütecek, ama hertıalde ne Isa'ya, ne de Musa'ya kolay kolay yaranama- yacak bir gırışımin p»eşinde. Konsey Başkanı Oktay Ekşi, ülkesin- de fikirleri anlatma özgürlüğünü kısıtla- yan yasalann kurbanlarını saptamak arnacıyla bir yıla yakın bir süredir yürüt- tüğü çalışmaları dün sabah bir basın toplantısı ile açıkladı. Böylece, bir yandan hükümetin yakın günlerdeTürkiye Büyük Millet Meclisi'ne gönderdıği yasa tasarısının, öyle ileri sü- rüldüğü gibi "fıkirteıi ifade özgürlüğünü genişletici nitelikte olmadığt'ru ortaya koydu. Öteyandan, hapse atılmış gaze- tecilerle ilgili gerçeğe yakın bilgiler ver- di. "Gerçege yakın bilgiler" diyorum. Zi- ra ülkemizde şu anda kaçfikirsuçlusu- nun demir parmaklıklar arkasında oldu- ğu konusundaki sayılar, tam bir karma- şa içerisinde. Önce konunun bire bir ilgisi olması gereken Adaiet Bakanlığı, kendilerine yöneltilen sorulan tam bir çaresizlik için- de yanıtsız bırakıyor. Öyle anlaşılıyor ki, öncelikle bu bakanlık fikir suçu, anlatım özgürlüğü gibi konularda somut verile- re sahip değil. Merkezi New York'ta bulunan Gaze- tecileri Koruma Komitesi'nm bilgi arşi- vindeki sayılar ise apaçık abartılı. Bu ko- mite, kuşkusuz iyi niyetle ama salt ken- disine bilgi ulaştıran kanallann etkisiyle, kendisinin de içinden çıkmakta zorluk çekeceği bir karmaşa içinde. Tek söyle- nen doğru ise, geçen yıl bilançosu ola- Biz, Bize Benzemeyelim... rak Türkiye'nin dünyada en çokgazete- ci hapseden ülke olarak bu komite ta- rafından takdim edildiği. Basın Konseyi, bu komite ile ortak bir çalışma yürüttü. Daha doğrusu bir yan- dan Gazetecılen Koruma Komitesi'nin elındeki bilgiler, öte yandan da Türki- ye'deki dava dosyalan tarandı. Belirli bir aşama sonundaÂrnerika'daki komite ile Basın Konseyfnın elde etttiği veriler kar- ş/lıklı takas edıldı ve değerlendirmeye gidildi. Farklı listeler yan yana konuldu. Ko- mite, 58 kişilik bir fikir suçlusundan söz ediyordu. Bunlardan 20'si çeşitli neden- lerle serbest bırakılmıştı. Basın Konse- yi, geri kalan 38 hükümlüden 27'sinin gazetecilik işlevi ile ilgisi bulunmayan yasa dışı silahlı çete üyesı olmak ya da benzer suçlardan hükümlü olduklarını ortaya koydu. Bunun üzerine gazetecilik işlevi ne- deniyle hapse atılmış olanlan Basın Kon- seyi "1 Ocak 1998 tan'hine göre" 11, Gazetecileri Koruma Komitesi de 30 ola- rak açıklamakta ısrarlı oldular. Aslında Konsey'in listesinde günü- müz değerlendirmelerine göre iki de ek- sik var. Basın Konseyi, 1997 yılı sonuna göre bir liste hazırladı. Oysa 1998 yılı içerisinde birisi Haluk Gerger ötekı Ya- şar Kaplan, iki fikir suçlusu daha demir parmaklıklann arkasında. ^aplan, üste- lik Askeri Mahkeme tarafından tutuklan- dı ve askeri tutukevine gönderildi. önce Basın Konseyi'nin gazetecilik işleviyle il- gili bir suçtan dolayı cezaevinde bulu- nanlann listesini, 1998 yılının iki ilavesi ile bıriıkte yayınlayalım. Daha sonra asıl söylemek istedikleri- mize gelelim. "Ismail Beşikçi, Hasan Özgün, Ser- dar Oelir, Mehmet Çakar, Bülent Ö- ner, Kemal Şahin, Ibrahim Çiçek, Bü- lent Sümbül, Asaf Şah, Ayten Öztürk, Sadık Çelik, Haluk Gerger, Yaşar Kaplan." Basın Konseyi ilk 11 ısım için listeye bir de açıklama koyarak dıyor ki: "Dik- kat: Basın Konseyi bunlardan sadece Ismail Beşikçi'n/n bilımsel nıtelıkteki ma- kaleleri ve kitaplan ile ilgili hapis cezala- nntn fikirleri ifade özgürlüğünü kısıtlayı- cıolduğuna kanidir. Diğerterinin cezalan- dırılmalarına değil, hapis edilmelerine karşıdır." Türkiye daha ne zamana kadar fikir- leri ifade özgürlüğünü çeşitli engebeler- le önleyen bir ülke olma niteliğinı koru- yacaktır? Hele hele bu engebelerin içerisinde özgürlüğü bağlayıcı cezaları da bulun- durmaya devam edecektir? Tamam. Avrupa Birliği'nin amaçlı ve art niyetli bir biçimde hareket ederek Türkiye'yi dışlamakla kalmaması, Kıb- ns'ı da salt Rum kesiminin egemen ol- duğu bir tek devlet gibi görerek onunla üyelik görüşmelerine başlamasından dolayı bu haksızlığı yüzlerine vurmak için çok haklı ön)em)er alıyoruz. Bu önlemlerin başında ben bu yazıyı tamamlamaya çalışırken, başkentin ta- rihi Ankara Palas'ının büyük salonunda Türk ve Kuzey Kıbns Cumhuriyeti heyet- lerinin gerekirse iki devletı bir federasyon çatısı altında birleştirecek koşullan ve takvimi hazırlayacak görüşmelerin ya- pılması da geliyor. Umarım öyle bir federasyon, KKTC yasalanna düşünceleri anlatım özgürlü- ğünü demir parmaklıklar arkasında hap- setmeyi salık veren hükümleri de gün- deminealmaz. Türkiye'deki koşullan de- ğiştirmeyi, ama ciddi bir biçimde değiş- tirmeyi kendisine başlıca görev olarak seçmiş, kaç siyasi partimiz var? Gazetecilerin, meslek kuruluşlannın olaya bakışlanndaki şaşılığını. geçen haftaki Türkiye Gazeteciler Cemiyeti kongresinde Metin Göktepe'nin sarı basın kartı taşıyıp taşımadığına indirge- yen meslektaşlanmız bile kürsüye çık- madı mı? Partilerimiz, sivil toplum örgütlerimiz, meslek kuruluşlarımız, hele hele darma- dağın halde olan sendikalarımız, hangi eylemlerle ülkeye dargelen 1982 mode- li anayasal kostümü değiştirmenin pe- şındedir? Kamu Sendikalan için hazırlanan ya- sa tasarısını, 82 Anayasası'nın grevsiz, toplusözleşmesiz hükümlerin engebe- sinden kurtanp özgürlükçü ve akılcı bir taban üzerine oturtma fırsatını memur- lanmız niçin geçen yıl kullanmadı? Bu yılki kampanyalarında da bu konuyu ilk madde olarak almıyorlar? Ikinci Dünya Savaşı sonrası Amerika Birleşik Devletleri'nin ünlü Mc Carthy'ci- lerini 2000'li Türkiye'de vizyona sokma çabalan daha ne kadar yandaş bulacak- tır? Yüzünü bile görmediğim Kocaeli Va- lısı Memduh Oğuz, dün başkentteki va- lıler toplantısında kürsüye çıkmış ve ken- disinin "irticacı valiler listesinde yer al- dığı habeherinden" dolayı içini dökmüş. "Değilim'öemjş. "Şayetböylebirşey kanıtlanırsa, bütün bir memuriyetyaşa- mımı istifa ile noktalamaya hazınm." Cumhurbaşkanına bir suikast girişimi sırasında verdiği densiz demeç nede- niyle Kocaeli Valisi'ni eleştırdiğimi söy- lemelıyim. Ama elimiz vicdanlanmızda hep birlik- te kendi kendımizi sorgulayahm: Memduh Oğuz'u en ön sırada dinle- yen Cumhurbaşkanı'nın da, Başbakan ve Içişleri Bakanı'nın da yerinde olmak ister miydiniz? O ünlü söylenti listesini düzenleyen, bu üçlüden hiçbirisi değil. Devletin valisi, devletin zirvesindeki bir toplantısında açık açık meydan oku- yor. Liste tanzimcisinin adını bile bilen yok. Böyle bir yöntemle irtica şöyle dur- sun, değirmenlere bile hücum edemez- siniz. POLTltKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA v Üç Temel Değişken../ Emre Kongar, bir Türkiye fotoğrafı koyuyor önümüze "21. Yüzyılda Türkiye" kitabında... Bu fotoğrafta Osmanlı'dan günümüze değin üç temel değişken üzerinde duran Kongar şöyle di- yor: "Birinci değişken, tarihsel süreçleri, çevre ko- şullannı, öteki ülkelerle olan ilişkileri ve küresel- leşmeyi de kapsayan biçimde dış dünyadır. Ikin- ci değişken, Türklehn, Osmanlılann tarih içinde- ki devlet anlayışlannı, geleneklerini, göreneklen- ni, kültürlerini kapsayan, Batılılığı, Atatürkçülüğü, 'Siyasal Islamı' ve aynjıkçı etnikyaklaşımı da içe- ren ideoloji öğesidir. Üçüncü temel değişken ise, çeşitli süreçlerin sonucu olarak sınıflaşmadır...". Remzi Kitabevi'nce yayımlanan '21. Yüzyılda Türkiye'de yazar bu üç değişkenliği irdeliyor, 'si- yaset', 'ekonomi' başlıklarıyla okurlarına sunu- yor... Osmanlılann ortaya çıkışı, çöküşü ve Mustafa Kemal Atatürk'ün 'aydınlanma devrimi' okuru Türkiye'deki siyasetin kendine özgü çizgileriyle buluşturuyor, Ismet Inönü'den, Celal Bayar a; Adnan Menderes'ten Cemal Gürsel'e dek uza- yan 'siyaset arenası 'nda gizli kalmış noktalan an- latan Emre Kongar, 'Sınıflar ve Siyasal Partileri' bakın nasıl aktarıyor okurlarına: "Türk toplumunun sınıfsal yapısı, günümüzde artık Batı toplumlannı son derece andırmakla bir- likte, yine de kendine özgü birtakım nitelikleri ko- rumaktadır. Bu niteliklen'n başında gerek serma- ye sınıfının, gerekse işçi sınıfının 'azgelişmişliği' uhr. Bu y ^ y mektedir: Birincisi, her iki sınıf da, Batı'da oldu- ğu gibi, uzun savaşımlardan sonra değil, devlet- desteğiylekısazamandageliştiklerinden, Batı'da- ki benzeherinin bilincinden yoksundurlar. Ikinci sonuç ise, tam gelişmemiş olduklan için kendi aralannda önemli aynmlara yol açan farklı geliş- '< me aşamalarındaki gruplaşmalardır." ' • • • ; Kitabı okuduktan sonra Emre Kongar'a şöyleî dedim: ! "Susurluk çetelerinin niçin bir tühü ortaya çı-' kanlmadığını, ne yaptıklan bilindiği halde onlann. neden korunduklannı bir kez daha anladım..." j Kongar, sadece gülümsemekle yetindi... ! Devlet içinde örgütlü çeteler, 1969'daki toplu; namazlar, sıkma başlı hatunlann düzenledikleri; konferanslar, "Din elden gidiyor" çığlıklan, "Ko-; münizmi telin mitingleri", Süleyman Demirel'in 1 başbakanlığı, CevdetSunay, Memduh Tağmaç, 12 Mart, 12 Eylül süreci... | Gözlerimi yumdum... ! O yıllan bir kez daha anımsadım... Bu toplumun çocukları sevdanın değil, savaş-' ların şiirleriyle büyütüldü, büyütülüyor; bu toplu- mun aydınlan, yazarları, işkencelerden geçti, ge- çiyor; bu toplumda gelir dağılımı adaletsizdi da- ha da adaletsizleşiyor... Kin ve nefret tohumlarının sulandığı toplumlar- da sevgiden, kardeşlikten, banştan, demokrasi-, den söz edilebilir mi? ' 27 Mayıs. Adnan Menderes, Hasan Polat- kan, Fatin Rüştü Zorlu'yu astı: 12 Mart ise De- niz Gezmfş, Yusuf Aslan ve Hüseyin inan'la öcünü aldı... 12 Mart'ın zindanlannda yatanlar şimdilerde 50 yaşına merdiven dayadı, kimileri aştı... 1970'lerde 'solcu kimliğiyle' ortaya çıkan lider, bugün tarikat şeyhlerinden umut anyor... Peki bu çelişki niye? Muhterem, Yeni Dünya Düzeni masalına kanıp 'küreselleşmeye' ayak uyduruyor... • • • Emre Kongar, 'Atatürk Devrimleri ve Siyasal Is- lamı' bakın nasıl anlatıyor: "Siyasal Islam, Cumhuriyet 'in kuruluşundan beri sürekli olarak yılmadan ve usanmadan, ça- balannı sistematik bir biçimde sürdürmüştür. Böylece, egemenlik kaynağı bakımından 'geri- ye dönüşü' hazırlayan bazı oluşumlar da ortaya çıkmıştır. Örneğin, normal ve laik bir eğitimin yanında, i- mam-hatip eğitimi adı altında, bu mesleğin ge- reksinme duyduğundan çok daha fazla sayıda ve asla imam-hatip olamayacak kızlan da kapsayan bir biçimde, normal eğitime alternatif oluşturan bir 'dinsel eğitim' çizgisi üretilerek, sonınun özü, yanı egemenlik kaynağı bakımından 'ulus irade- si' ve 'halk egemenliğinin' günümüzdeki yansıma- sı olan 'demokrasi'ye karşı çıkan ve yönetimin, kendilerinin Allah'ın ya da dinin temsilcisi oldu- ğunu öne süren kişilerin elinde olması gerektiği- ni (yani şeriat devletini) savunan görüşlehn bes- lenmesi sağlanmıştır." Günümüz Türkiyesi'nde yaşananlar "irtica var mı, yo/c/77L/?"tartışmaları Emre Kongar'ın yeni ki- tabında yeni bir boyut kazanıyor... Bu kitap, üniversitelerde ders kitabı olarak oku- tulmalı, 7'den 70'e herkesin başucunda bulun- malı... Ellerine ve diline sağlık Emre Kongar!. E. Posta: Hikmet.Cetinkaya^' raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 C A G D A S Y A Y I N L A R I ÇAĞININ TAHIĞI ÜÇ YAZAR 2. BASI soo ooo n. KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT KAMPUtl 4 BASI 55OOOOTL SANCILIYILLAR KU$ATIWI$ SOKAKLAR 4. BASI 350 000 TL KUZU POSTUNDA KURT 2. BASI 600OO0TL ZAMBAKSANADABULA$TIKAN 2. BASI 6O0 0O0TL DİN BARONUNUN KAZLARI 2 BASI 600 00CTL A>IKKADINLARS0KA6l 2 BASI 800 0OOTL ŞERİAT PAZARI 600 00C T . SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL 1 000 000 TL Çağ Pazariama A.Ş. Türkocağı Caddesı No:39/41 (34334) Cağaloğlu-lstanbul Tei: (0212) 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle