Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 NİSAN 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
CHP kurultay
taritıini
belipleyecek
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- CHP Parti Meclisi
(PM) bugün toplanarak
kurultay tarihini
belirleyecek. Merkez
yürütme kurulunun (MYK),
kurultayın 23-24 Mayıs
tarihlerinde toplanmasını
önerecegi bildirildi. îstanbul
il kongresi sonuçlanndan
cesaret kazanan muhaliflerin,
bugünkü PM toplanüsında
kongreler ve hükümet-parti
ilişkileri konusunda seslerini
yükseltmeye hazrrlandıklan
öğrenildi.
DYP iPtica
• ANKARA (Cumburiyet
Bürosu) - DYP, hükümetin
irticayla mücadele
kapsamında hazırladığı yasa
tasanlannı desteklememe
karan aldı. DYP Gnıp
Başkanvekili Turhan Güven,
"Komisyonlarda istediğimiz
biçim almazsa bu haliyle
destek vermeyiz" derken
Saffet Ankan Bedük,
tasanlan antidemokratik
olarak nitelenrlirrli. DYP
Kayseri Milletvekili Ayvaz
Gökdemir, "Hepsine grup
olarak ret veririz.
Genelkurmay'ın hükümete
kanun listesi verdiği nerede
görülmüş" diye konuştu.
TOAŞ
hgilizleştipilmek
isteniyor'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateş,
Başbakan Mesut Yılmaz'ın
yaıutlaması istemiyle verdiği
soru önergesinde, Petrol
Ofisi'nin (POAŞ)
özelleştirilmesinde
îngiltere'nin etkisiyle ilgili
iddiaları gündeme getirdi.
Ateş, "Petrol Ofisi'nin
özelleştirme değil,
Ingilizleştirilmek istendiği,
kardeşiniz ve partinizin
MYK üyesi Turgut
Yılmaz'ın bu özelleştirme ile
özel olarak ilgilendiği doğru
mudur" diye sordu.
ABD'den PKK
değertendipmesi
• VV4SHLNGTON
(Cumhuriyet) - PKK'yi
"vahşı ve bölücü" bir terör
örgûtü olarak tanımlayan
ABD Dışişleri Bakanlığı
sözcüsü James Rubin,
örgütte liderler düzeyinde bir
dağılmanın henûz söz
konusu olmadığını bildirdi.
Rubin, "PKK'nin lider
kadrosundan Şemdin Sakık
ve Cemil Baydc gibi
isimlerin Kuzey Irak'ta
Mesud Barzani'ye sığındığı
y_olundaki haberleri gördüm.
Orgütten bu kaçışlann
PKK'yi nasıl etkileyeceğini
değerlendiriyoruz" diye
konuştu.
HADB>'lilep
sepbest
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara DGM
Cumhuriyet Başsavcılıfı'nın
HADEP'le ilgili başlattığı
soruşturma kapsamında
önceki gün gözaltma alınan
parti meclisi (PM) üyeleri
Sırn Sakık, Sedat Yurtdaş ve
Feridun Yazar serbest
bırakıldı.
Hükümet ortaklan yann bir araya gelerek Baykal'ın erken seçim önerisini değerlendirecek
Koalîsyonun gündemi seçim
DÜRDANE KIRÇirVAL
ANKARA - Koalisyon ortaklan Başba-
kan Mesut Yılmaz. Başbakan Yardımcısı
Büknt Ecevitve DTP Genel Başkanı Hüsa-
mettin Cindoruk. yann bir araya gelerek
CHP lideri Deniz Baykal'm erken seçim
baskısını değerlendirecelder. Bu yıl seçime
karşı olduklannı ortaya koyan koalisyon or-
taklannın, Baykal 'a 1999 yılı için öneri gö-
türülmesini kararlaştırması bekleniyor.
Koalisyon liderlerinin bugün gerçekleş-
tirmesi beklenen zirvesi, Romanya seyaha-
tinin iptal edilmesi nedeniyle yanna kaldı.
Başbakan Yılmaz, Antalya'da gazetecileıin
sorusu üzerine, Başbakan Yardımcısı Ece-
vit ve DTP Genel Başkanı Cindoruk'la bu-
gün yapılması planlanan görüşmenin per-
şembe günü yapılacağını ifade etti.
ANAP Genel Başkanvekili Agâh Oktay
Güner, hizmet için bir yıl daha süre istedik-
lerini belirtirken Grup Başkanvekili L'ğur
Aksöz. "Biz de, ortaklarunız da bu yıl birer-
ken seçim istemivoruz. Ama, hükümete dı-
şandan destek veren CHP, erken seçim öne-
ri) or. Bu durumda orta yol bulunacak. Bu,
1999 yıh Mart ayıolabilir" dedi.
Hükümet ile CHP arasındaki gerginliği
gidermek için geçen hafta sonu Deniz Bay-
kal'la bir araya gelen Başbakan Mesut Yıl-
maz, önceki gece kurmaylanyla yaptıfı de-
ğerlendirmenin ardından, yann da ortalda-
n Ecevit ve Cindoruk'la seçim tarihi konu-
sunu görüşecek. Toplantıda, Ecevit ve Cin-
doruk'un öncelikle bu yıl bir seçim yapıl-
masına karşı olduklannı aktarmaları bekle-
niyor. Ecevit'in seçim tarihinin önceden be-
lirlenmesinin, Meclis'in ve bürokrasmin ça-
lışmasını engelleyeceğini söyleyeceği: Cın-
doruk'un, anayasaya uyum ve demokratik-
leşmeye ilişkin yasa tasanlannm çıkanlma-
sının önemine dikkat çekeceği belirtildi.
Başbakan Yılmaz ıse ANAP Başkanlık
Divanı'nın "Bu yıl seçim istemivoruz" yö-
nündeki görüşünü de aktardıktan sonra,
"CHP erken seçûn istijor. Bir seçim hükü-
meti kurulsun, hiz de bakan verelim' diyor.
ANAP, DSP ve DTP de bu yıl bir erken seçi-
me karşı. Meclis'i çahştırabilmck: vergi ya-
sasu yerei}önetim tasansı ve özelükie irtica-
ya karşı önlem yasalannı çıkarmak için
CHP'ye ihtiyacımız var. Bu nedenle bir or-
ta yol bulmak zorundayız" diyecek.
Yılmaz, CHP'ye erken seçimin 1999 yı-
lında yapılması konusunda seçenekli bir
öneri paketi götürmek için ortaklannın ona-
ymı isteyecek. Buna göre, Yılmaz. öncelik-
le CHP'ye bu yasama dönemi sonuna kadar
seçim tartışmasının bir yana bırakılarak
Meclis'in çalıştınlmasını, daha sonra da
sonbaharda oturup yeniden seçim konusun-
da uzlaşma aranmasını önerecek.
Bu arada DYP Genel Başkanı Tansu Çü-
ter. dün Cumhurbaşkanı Süleyman Demi-
rel'i ziyaret etti. Görüşmenin ardndan bir
açıklama yapan DYP Genel Başkanı Tansu
Çiller, erken seçimin kaçınılmaz hale geldi-
ğini. seçimden artık yalnızca kendilerinin
değil iktidann da söz ettiğini söyledi. Çil-
ler, seçim yasası, seçim ittifakı, iki turlu se-
çim, dar ve daraltılmış bölge, cumhurbaş-
kanını halkın seçmesi gibi önerileri siyasi
parti liderlerine götürdüklerini, orta sağ ve
orta sol partilerin toparlanmasının da se-
çimde istikrara hizmet edecek bir içerik
taşıdığını kaydetti.
İlk özelhavatimanı açtldıTürkiye'nin ilk özel havalirnanı dış hatlar terminali, Cumhurbaşkanı Süleyman Demi-
rel ve Başbakan Mesut Vılmaz tarafından açıldı. CumhurbaşkaıuSüleyman Demirel
açüışta yapbğı konuşmada, rurizmde hedefi "1 milyon yatak. 25 milyon turist ve 15 miryar dolar turizm geliri" olarak gösterdi. Yılmaz da
konuşmasında, turizmden en verimli şekilde yararîanma sürecine girildigini belirterek ahyapı çalışmalannın da hızla tamamlanması ge-
rektiğine işaret etti. Yılmaz. polemiğe ve kavgaya dayalı siyaset anlayışının 21. yüzyıla girerken ideallerin önündeki en ciddi engel haline gel-
diğini vurguladı. 55. hükümet olarak işbaşında olduklannı ve ilan ettikkri projeleri gerçekleştirmek için çahşüklannı anlatan Başbakan
Yılmaz, "Türkiye'yi seven, Türk mityetinin dertJerini kendisine dert edinen herkesle diyaloğa, anlaşmaya uzlaşmaya, çalışmava haanz"
Mesa-Nurol yurtdışına gönderilen personelin masraflannı da ödedi
Yolsııztukta gezi avantası
AYŞESAYIN
ANKARA - TBMM Genel Ku-
rul Salonu'nun yenilenmesi işini
üstlenen Mesa-Nurol ortaklığının.
salondakullanılacak "maizemese-
çimi" gerekçe gösterilerek, yurtdı-
şına gönderilen genel sekreterlik
ve teknik işler daire başkanlığı per-
sonelinin "ulaşun gjderlerini" de
karşıladığı ortaya çıktı.
Aralannda Teknik tşler Daire
Başkanı Mebmet ıMtsriı ile görev-
den alınan eski Genel Sekreter Yar-
dımcısı Fahri Köprülü'nün de bu-
lundugu bazı TBMM personeline
ttalya, Almanya ve Avusturya'ya
yaptıkları seyahatler için Meclis
BaşkanlığYnca da 1997 yılı içinde
toplam 916 milyon 837 bin lira
"harcırah" verildi.
TBMM Başkanlıgı'nca, Genel
Kurul Salonu Yolsuzluğu'nu Araş-
tırma Komisyonu'na gönderilen
belgede, 1997 yılı içinde Köprülü
ve Mısırlf nın yanı sıra, Teknik İş-
ler Daire Başkanlığı lşletme ve Ya-
pım Müdürii Erdal Yükse! ile
• TBMM Genel Kurul Salonu Yolsuzluğunu Araştırma
Komisyonu'na Meclis Başkanlıgı'nca ulaştınlan belgeye
göre, "genel kurul salonunda kullanılacak malzeme
seçimi" için çeşitli ülkelere gönderilen personelin ulaşım
giderleri Mesa-Nurol tarafından karşılandı.
TCDD kadrosundayken, Genel
Kurul Salonu işi için Meclis adına
denetim yapmak üzere görevlen-
dirilen müfettiş Ahmet Kork-
maz'ın, 1997 yılında çeşitli tarih-
lerde yurtdışına çıktığı beüriendi.
Personel ve Özlük Işleri Müdür-
lüğü'nce çıkanlan listeye göre,
Meclis Başkanlığı 9-16 Mart
1997'de ttalya-Almanya-Avustur-
ya seyahati için Köprülü'ye 151
milyon 596 bin lira, 10-17 Ağus-
tos 1997 tarihlerinde yaptığı Al-
manya seyahati için de 179 milyon
922 bin lira harcırah ödedi.
Başkanlık, Köprülü ile aynı ta-
rihlerde ltalya. Almanya. Avustur-
ya'ya giden Mehmet Mısırh'ya
152 milyon 476 bin, 7-10 Mayıs
tarihlerinde Italya'ya giden Erdal
Yüksel'e 62 milyon 690 bin, aynı
tarihlerde Italya'ya giden Ahmet
Korkmaz'a 58 milyon 231 bin lira
harcırah ödedi. Korkmaz, 10-16
Ağustos 1997 tarihli Almanya se-
yahati nedeniyle 179 milyon 922
bin, 20-24 Ekim tarihlerinde aynı
ülkeye yaptığı seyahat için de 132
milyon lira harcırah aldı. Personel
ve Özlük Işler Daire Başkanlı-
gı'nca hazırlanan listenin sonuna
düşülen notta ise "Yükanda belir-
tilen ödemeler sadece yurtdışı yev-
miyeleri olup. ulaşım giderlerinin
yüklenici firma tarafından karşı-
İandığı bildirilmiştir" ifadesine y-
er verilerek. seyahat giderlerinin
" Mesa-Nurol" tarafından karşılan-
dığı resmı kayıtlara girdi. Meclis
Araştırma Komisyonu dün de D-
SP'li TBMM Başkanvekili Uluç
Gürkan'ın bilgisine başvurdu.
CHP Genel Başkanı Deniz Bay-
kal da partisinin grup toplantısın-
da, yolsuzluk soruşturmasının ört-
bas edilmeye çahşıldığım ileri sü-
rerek, "CHP, iddialann hemen ar-
kasından yolsuzluklarla iigili suç
duyurusu >aptı. Ne oldu, nerede
savcılar, hâkimler, Adaiet Bakanı?
Sumen alünda dunıyor" dedi.
Komisyona bilgı veren DSP'li
TBMM Başkanvekili Uluç Gür-
kan, genel kurul salonu yenileme
işınin "so>gun amaçh" planlanıp
"örgütlü" olarak uygulamaya ko-
nulduğunu söyledi. Ihalenin, Baş-
kanlık Dıvanı denetiminden çıka-
nldığını ve Başkanlık "ohırlan"
ile yapıldığına dikkat çeken Gür-
kan. ANAP'lı komisyon üyelen-
nin. "Ne haddine, orası Cumhuri-
>etin Meclisi, elbette açılacak" di-
ye tepkı göstermesi üzerme de
"Cumhuriyetin Meclisi yolsuzluk
yapılsın diye kuruhnadı" dedi. Ya-
pılan bu tartışma üzerine komis-
yonda hava gerginleşti. Gürkan
ihaleye fesat kanştınldığma ilişkin
delilleri de komisyona sundu.
Dü;
Baykal'dan
seçim
uvarısı
(Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel Baş-
kanı Deniz Baykal, bugün
yapılacak zirve öncesinde
hükümet ortaklannı "Seçi-
mi çare görmezseniz seçim
dışı çarelerin önünü açarst-
mz. 1980'de seçim karan
ahnsaydL, askeri müdahale
ile karsı karşıya kalır nuy-
dık? Bu hükümeti ne kadar
devam edeceği belli olmayan
bir geleceğe taşunayız" di ye
uyardı.
'Ortaklara bağfa'
Hükümetin siyasi takatı
kalmadığını, bir kriz daha
taşıyacak tahammülü olma-
dığını vurgulayan Baykal,
Başbakan Mesut Yılmaz ile
yaptıklan görüşmenin ar-
dından ortaya çıkan rahatlık
ortamının devam etmesinin
hükümet ortaklanna bağlı
olduğu mesajını verdi.
Baykal. partisinin dünkü
grup toplantısında Yılmaz
ile yaptıkları görüşmenin
ardından ortaya çıkanrahat-
lamaya dikkat çekti.
Hükümetin 28 Şubat sü-
recinin uzantısı olarak işba-
şına geldiğini doğru değer-
lendirip değerlendirmeme-
sinin ortaya çıkan bunalı-
mın temel ayakJanndan bi-
ri olduğunu bildiren Bay-
kal, "Hükümet arbk sanı-
yorum, görev tarifîni daha
net ortaya koyma durumu-
nagekü"dedi. Baykal, şun-
lan söyledi:
"Başbakan'u görüşme-
miz sırasında bu gerçekleri
doğru değeriendiren bir
noktaya yöneuıüş gördüm.
Bu görüşme, işler rayına
orurabilir umudunu verdi.
CHP'nin sahiplenmesi ol-
madan, bildiğince poiid'ka
izleyemeyeceklerini gördü-
ler. Başbakan'ın bunlan an-
ladığını gördüm. Önümüz-
deld avian CHP'sizgöğüsle-
melerinin imkânsız olduğu-
nu gördüler. Başbakan'ın
bu gerçekçi değeıiendirme-
sinden sonra işler yürüyebi-
lecek anlajışı doğdu. CHP
ile dayanışnıa içinde yürü-
mek istiyoriarsa önümüzü
planlamak, tarihe bağla-
mak ihthacmdayız. Türki-
ye'nin önü bulandı, bunu
hep beraber aşalun."
YYAZII ORHAN BtRGİT
Basın Konseyl, beiki fincancı katıria-
nnı ürkütecek, ama hertıalde ne Isa'ya,
ne de Musa'ya kolay kolay yaranama-
yacak bir gırışımin p»eşinde.
Konsey Başkanı Oktay Ekşi, ülkesin-
de fikirleri anlatma özgürlüğünü kısıtla-
yan yasalann kurbanlarını saptamak
arnacıyla bir yıla yakın bir süredir yürüt-
tüğü çalışmaları dün sabah bir basın
toplantısı ile açıkladı.
Böylece, bir yandan hükümetin yakın
günlerdeTürkiye Büyük Millet Meclisi'ne
gönderdıği yasa tasarısının, öyle ileri sü-
rüldüğü gibi "fıkirteıi ifade özgürlüğünü
genişletici nitelikte olmadığt'ru ortaya
koydu. Öteyandan, hapse atılmış gaze-
tecilerle ilgili gerçeğe yakın bilgiler ver-
di.
"Gerçege yakın bilgiler" diyorum. Zi-
ra ülkemizde şu anda kaçfikirsuçlusu-
nun demir parmaklıklar arkasında oldu-
ğu konusundaki sayılar, tam bir karma-
şa içerisinde.
Önce konunun bire bir ilgisi olması
gereken Adaiet Bakanlığı, kendilerine
yöneltilen sorulan tam bir çaresizlik için-
de yanıtsız bırakıyor. Öyle anlaşılıyor ki,
öncelikle bu bakanlık fikir suçu, anlatım
özgürlüğü gibi konularda somut verile-
re sahip değil.
Merkezi New York'ta bulunan Gaze-
tecileri Koruma Komitesi'nm bilgi arşi-
vindeki sayılar ise apaçık abartılı. Bu ko-
mite, kuşkusuz iyi niyetle ama salt ken-
disine bilgi ulaştıran kanallann etkisiyle,
kendisinin de içinden çıkmakta zorluk
çekeceği bir karmaşa içinde. Tek söyle-
nen doğru ise, geçen yıl bilançosu ola-
Biz, Bize Benzemeyelim...
rak Türkiye'nin dünyada en çokgazete-
ci hapseden ülke olarak bu komite ta-
rafından takdim edildiği.
Basın Konseyi, bu komite ile ortak bir
çalışma yürüttü. Daha doğrusu bir yan-
dan Gazetecılen Koruma Komitesi'nin
elındeki bilgiler, öte yandan da Türki-
ye'deki dava dosyalan tarandı. Belirli bir
aşama sonundaÂrnerika'daki komite ile
Basın Konseyfnın elde etttiği veriler kar-
ş/lıklı takas edıldı ve değerlendirmeye
gidildi.
Farklı listeler yan yana konuldu. Ko-
mite, 58 kişilik bir fikir suçlusundan söz
ediyordu. Bunlardan 20'si çeşitli neden-
lerle serbest bırakılmıştı. Basın Konse-
yi, geri kalan 38 hükümlüden 27'sinin
gazetecilik işlevi ile ilgisi bulunmayan
yasa dışı silahlı çete üyesı olmak ya da
benzer suçlardan hükümlü olduklarını
ortaya koydu.
Bunun üzerine gazetecilik işlevi ne-
deniyle hapse atılmış olanlan Basın Kon-
seyi "1 Ocak 1998 tan'hine göre" 11,
Gazetecileri Koruma Komitesi de 30 ola-
rak açıklamakta ısrarlı oldular.
Aslında Konsey'in listesinde günü-
müz değerlendirmelerine göre iki de ek-
sik var. Basın Konseyi, 1997 yılı sonuna
göre bir liste hazırladı. Oysa 1998 yılı
içerisinde birisi Haluk Gerger ötekı Ya-
şar Kaplan, iki fikir suçlusu daha demir
parmaklıklann arkasında. ^aplan, üste-
lik Askeri Mahkeme tarafından tutuklan-
dı ve askeri tutukevine gönderildi. önce
Basın Konseyi'nin gazetecilik işleviyle il-
gili bir suçtan dolayı cezaevinde bulu-
nanlann listesini, 1998 yılının iki ilavesi ile
bıriıkte yayınlayalım.
Daha sonra asıl söylemek istedikleri-
mize gelelim.
"Ismail Beşikçi, Hasan Özgün, Ser-
dar Oelir, Mehmet Çakar, Bülent Ö-
ner, Kemal Şahin, Ibrahim Çiçek, Bü-
lent Sümbül, Asaf Şah, Ayten Öztürk,
Sadık Çelik, Haluk Gerger, Yaşar
Kaplan."
Basın Konseyi ilk 11 ısım için listeye
bir de açıklama koyarak dıyor ki: "Dik-
kat: Basın Konseyi bunlardan sadece
Ismail Beşikçi'n/n bilımsel nıtelıkteki ma-
kaleleri ve kitaplan ile ilgili hapis cezala-
nntn fikirleri ifade özgürlüğünü kısıtlayı-
cıolduğuna kanidir. Diğerterinin cezalan-
dırılmalarına değil, hapis edilmelerine
karşıdır."
Türkiye daha ne zamana kadar fikir-
leri ifade özgürlüğünü çeşitli engebeler-
le önleyen bir ülke olma niteliğinı koru-
yacaktır?
Hele hele bu engebelerin içerisinde
özgürlüğü bağlayıcı cezaları da bulun-
durmaya devam edecektir?
Tamam. Avrupa Birliği'nin amaçlı ve
art niyetli bir biçimde hareket ederek
Türkiye'yi dışlamakla kalmaması, Kıb-
ns'ı da salt Rum kesiminin egemen ol-
duğu bir tek devlet gibi görerek onunla
üyelik görüşmelerine başlamasından
dolayı bu haksızlığı yüzlerine vurmak için
çok haklı ön)em)er alıyoruz.
Bu önlemlerin başında ben bu yazıyı
tamamlamaya çalışırken, başkentin ta-
rihi Ankara Palas'ının büyük salonunda
Türk ve Kuzey Kıbns Cumhuriyeti heyet-
lerinin gerekirse iki devletı bir federasyon
çatısı altında birleştirecek koşullan ve
takvimi hazırlayacak görüşmelerin ya-
pılması da geliyor.
Umarım öyle bir federasyon, KKTC
yasalanna düşünceleri anlatım özgürlü-
ğünü demir parmaklıklar arkasında hap-
setmeyi salık veren hükümleri de gün-
deminealmaz. Türkiye'deki koşullan de-
ğiştirmeyi, ama ciddi bir biçimde değiş-
tirmeyi kendisine başlıca görev olarak
seçmiş, kaç siyasi partimiz var?
Gazetecilerin, meslek kuruluşlannın
olaya bakışlanndaki şaşılığını. geçen
haftaki Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
kongresinde Metin Göktepe'nin sarı
basın kartı taşıyıp taşımadığına indirge-
yen meslektaşlanmız bile kürsüye çık-
madı mı?
Partilerimiz, sivil toplum örgütlerimiz,
meslek kuruluşlarımız, hele hele darma-
dağın halde olan sendikalarımız, hangi
eylemlerle ülkeye dargelen 1982 mode-
li anayasal kostümü değiştirmenin pe-
şındedir?
Kamu Sendikalan için hazırlanan ya-
sa tasarısını, 82 Anayasası'nın grevsiz,
toplusözleşmesiz hükümlerin engebe-
sinden kurtanp özgürlükçü ve akılcı bir
taban üzerine oturtma fırsatını memur-
lanmız niçin geçen yıl kullanmadı? Bu
yılki kampanyalarında da bu konuyu ilk
madde olarak almıyorlar?
Ikinci Dünya Savaşı sonrası Amerika
Birleşik Devletleri'nin ünlü Mc Carthy'ci-
lerini 2000'li Türkiye'de vizyona sokma
çabalan daha ne kadar yandaş bulacak-
tır?
Yüzünü bile görmediğim Kocaeli Va-
lısı Memduh Oğuz, dün başkentteki va-
lıler toplantısında kürsüye çıkmış ve ken-
disinin "irticacı valiler listesinde yer al-
dığı habeherinden" dolayı içini dökmüş.
"Değilim'öemjş. "Şayetböylebirşey
kanıtlanırsa, bütün bir memuriyetyaşa-
mımı istifa ile noktalamaya hazınm."
Cumhurbaşkanına bir suikast girişimi
sırasında verdiği densiz demeç nede-
niyle Kocaeli Valisi'ni eleştırdiğimi söy-
lemelıyim.
Ama elimiz vicdanlanmızda hep birlik-
te kendi kendımizi sorgulayahm:
Memduh Oğuz'u en ön sırada dinle-
yen Cumhurbaşkanı'nın da, Başbakan
ve Içişleri Bakanı'nın da yerinde olmak
ister miydiniz?
O ünlü söylenti listesini düzenleyen,
bu üçlüden hiçbirisi değil.
Devletin valisi, devletin zirvesindeki
bir toplantısında açık açık meydan oku-
yor.
Liste tanzimcisinin adını bile bilen yok.
Böyle bir yöntemle irtica şöyle dur-
sun, değirmenlere bile hücum edemez-
siniz.
POLTltKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
v
Üç Temel Değişken../
Emre Kongar, bir Türkiye fotoğrafı koyuyor
önümüze "21. Yüzyılda Türkiye" kitabında...
Bu fotoğrafta Osmanlı'dan günümüze değin üç
temel değişken üzerinde duran Kongar şöyle di-
yor:
"Birinci değişken, tarihsel süreçleri, çevre ko-
şullannı, öteki ülkelerle olan ilişkileri ve küresel-
leşmeyi de kapsayan biçimde dış dünyadır. Ikin-
ci değişken, Türklehn, Osmanlılann tarih içinde-
ki devlet anlayışlannı, geleneklerini, göreneklen-
ni, kültürlerini kapsayan, Batılılığı, Atatürkçülüğü,
'Siyasal Islamı' ve aynjıkçı etnikyaklaşımı da içe-
ren ideoloji öğesidir. Üçüncü temel değişken ise,
çeşitli süreçlerin sonucu olarak sınıflaşmadır...".
Remzi Kitabevi'nce yayımlanan '21. Yüzyılda
Türkiye'de yazar bu üç değişkenliği irdeliyor, 'si-
yaset', 'ekonomi' başlıklarıyla okurlarına sunu-
yor...
Osmanlılann ortaya çıkışı, çöküşü ve Mustafa
Kemal Atatürk'ün 'aydınlanma devrimi' okuru
Türkiye'deki siyasetin kendine özgü çizgileriyle
buluşturuyor, Ismet Inönü'den, Celal Bayar a;
Adnan Menderes'ten Cemal Gürsel'e dek uza-
yan 'siyaset arenası 'nda gizli kalmış noktalan an-
latan Emre Kongar, 'Sınıflar ve Siyasal Partileri'
bakın nasıl aktarıyor okurlarına:
"Türk toplumunun sınıfsal yapısı, günümüzde
artık Batı toplumlannı son derece andırmakla bir-
likte, yine de kendine özgü birtakım nitelikleri ko-
rumaktadır. Bu niteliklen'n başında gerek serma-
ye sınıfının, gerekse işçi sınıfının 'azgelişmişliği'
uhr. Bu y ^ y
mektedir: Birincisi, her iki sınıf da, Batı'da oldu-
ğu gibi, uzun savaşımlardan sonra değil, devlet-
desteğiylekısazamandageliştiklerinden, Batı'da-
ki benzeherinin bilincinden yoksundurlar. Ikinci
sonuç ise, tam gelişmemiş olduklan için kendi
aralannda önemli aynmlara yol açan farklı geliş- '<
me aşamalarındaki gruplaşmalardır." '
• • • ;
Kitabı okuduktan sonra Emre Kongar'a şöyleî
dedim: !
"Susurluk çetelerinin niçin bir tühü ortaya çı-'
kanlmadığını, ne yaptıklan bilindiği halde onlann.
neden korunduklannı bir kez daha anladım..." j
Kongar, sadece gülümsemekle yetindi... !
Devlet içinde örgütlü çeteler, 1969'daki toplu;
namazlar, sıkma başlı hatunlann düzenledikleri;
konferanslar, "Din elden gidiyor" çığlıklan, "Ko-;
münizmi telin mitingleri", Süleyman Demirel'in
1
başbakanlığı, CevdetSunay, Memduh Tağmaç,
12 Mart, 12 Eylül süreci... |
Gözlerimi yumdum... !
O yıllan bir kez daha anımsadım...
Bu toplumun çocukları sevdanın değil, savaş-'
ların şiirleriyle büyütüldü, büyütülüyor; bu toplu-
mun aydınlan, yazarları, işkencelerden geçti, ge-
çiyor; bu toplumda gelir dağılımı adaletsizdi da-
ha da adaletsizleşiyor...
Kin ve nefret tohumlarının sulandığı toplumlar-
da sevgiden, kardeşlikten, banştan, demokrasi-,
den söz edilebilir mi? '
27 Mayıs. Adnan Menderes, Hasan Polat-
kan, Fatin Rüştü Zorlu'yu astı: 12 Mart ise De-
niz Gezmfş, Yusuf Aslan ve Hüseyin inan'la
öcünü aldı...
12 Mart'ın zindanlannda yatanlar şimdilerde 50
yaşına merdiven dayadı, kimileri aştı...
1970'lerde 'solcu kimliğiyle' ortaya çıkan lider,
bugün tarikat şeyhlerinden umut anyor...
Peki bu çelişki niye?
Muhterem, Yeni Dünya Düzeni masalına kanıp
'küreselleşmeye' ayak uyduruyor...
• • •
Emre Kongar, 'Atatürk Devrimleri ve Siyasal Is-
lamı' bakın nasıl anlatıyor:
"Siyasal Islam, Cumhuriyet 'in kuruluşundan
beri sürekli olarak yılmadan ve usanmadan, ça-
balannı sistematik bir biçimde sürdürmüştür.
Böylece, egemenlik kaynağı bakımından 'geri-
ye dönüşü' hazırlayan bazı oluşumlar da ortaya
çıkmıştır.
Örneğin, normal ve laik bir eğitimin yanında, i-
mam-hatip eğitimi adı altında, bu mesleğin ge-
reksinme duyduğundan çok daha fazla sayıda ve
asla imam-hatip olamayacak kızlan da kapsayan
bir biçimde, normal eğitime alternatif oluşturan
bir 'dinsel eğitim' çizgisi üretilerek, sonınun özü,
yanı egemenlik kaynağı bakımından 'ulus irade-
si' ve 'halk egemenliğinin' günümüzdeki yansıma-
sı olan 'demokrasi'ye karşı çıkan ve yönetimin,
kendilerinin Allah'ın ya da dinin temsilcisi oldu-
ğunu öne süren kişilerin elinde olması gerektiği-
ni (yani şeriat devletini) savunan görüşlehn bes-
lenmesi sağlanmıştır."
Günümüz Türkiyesi'nde yaşananlar "irtica var
mı, yo/c/77L/?"tartışmaları Emre Kongar'ın yeni ki-
tabında yeni bir boyut kazanıyor...
Bu kitap, üniversitelerde ders kitabı olarak oku-
tulmalı, 7'den 70'e herkesin başucunda bulun-
malı...
Ellerine ve diline sağlık Emre Kongar!.
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya^' raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
C A G D A S Y A Y I N L A R I
ÇAĞININ TAHIĞI ÜÇ YAZAR
2. BASI
soo ooo n.
KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT
KAMPUtl
4 BASI
55OOOOTL
SANCILIYILLAR KU$ATIWI$
SOKAKLAR
4. BASI
350 000 TL
KUZU POSTUNDA KURT
2. BASI
600OO0TL
ZAMBAKSANADABULA$TIKAN
2. BASI
6O0 0O0TL
DİN BARONUNUN KAZLARI
2 BASI
600 00CTL
A>IKKADINLARS0KA6l
2 BASI
800 0OOTL
ŞERİAT PAZARI
600 00C
T
.
SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL
1 000 000 TL
Çağ Pazariama A.Ş. Türkocağı Caddesı No:39/41
(34334) Cağaloğlu-lstanbul Tei: (0212) 514 01 96