11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genei Yayın Yonetmeru Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatoru HikmetÇe- tinka>a # Yazıışlen Muıiuru İbrahim Yıldız # Sorumlu Mudur Fikret tlWU 0 Haber Merkezı Muduru Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen Fikret Eser Dı> Haberler Şinasi Danışoğlu • Istıhborat Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı Mehmel Saraç • Kultur Handan Şenköken 0 Spor \bdülkadir \ ücelman • Mjkıleler Sami Karaören 0Duzeltme Abduüah \ a/>n0 P-otograf Erdoğan Köseoğlu •Bılgi-Bclge EdibeBuğra0 YurtHaberlcn Mehmel Faraç Yavın Kurulu llhan Sclçuk (Ba^kanl. Orhsn Eriırç, Okta> Kurlbökc Hiknııt Çetinka>a. Şükran Soner, Ergun Balcı. İbrahim \ ıldız, Orhan Bursall. Mustafa Balba\. Hakan Kara. \nkaraTemsılcısı Mustafa Balba\ Ataturk Bul\ an No 125.Kat4.Bakanlıklar-AnkaıaTel 41950200 hat). Faks- 4195027 • lzmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Zı>a Blv. 1352S 2 3Tel 4411220. Faks 4419117#Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoglu. InonuCd 119 S No 1 Kat 1, Tel:363 12 11.Faks 363 12 15 Muessese Muduru î stûn \kmen 0 Koordmator \hmet Korukan # Muhasrte Büienl Yener»tdare HÜM-vin Gürer • Uleone Önder ÇeUk • Bıİgı- Hlem Nail İnal # BıSuı^aşar Sıstem Mürihet ÇUer^Satu Fa/iltt kuza MEDYA C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Mudur Gülbin Erduran • koordınator Reba Işıtman 0 Genel Mudur Yardımeısı SevdaÇoban Tel 514 (I 1 53 - 51395 80-5138460-61,Faks 5138463 \ a)ım1a>an \e Basan: Yenı Gun Haber A'ansı. Basın \e Yavıncıhk A S TurkocaiıCad 39 41 tağaloglu 343Î4 IstPK 246 tstanbul fel (0 212) 512 05 05 (20 han Faks 10 212)513 85 95 6MART 1998 lmsak:4.58 Güneş: 6.25 Öğle: 12.23 Ikindi: 15.32 Akşam: 18.07 Yatsı: 19.27 Fine Line'den güneşe merhaba • Haber Merkezi - lstanbul \e Ankara'daki altı mağazasında hızmet veren Fıne Lıne "98 ilkbahar-yaz" koleksiyon çekimlerini tamamladı. Ikı günde gerçekleştirilen çekimlerde Danimarkalı iki genç manken Karina \e Pernille modelhk yapti. Beymen'den 8 Mart indipimi • Haber Merkezi-1998 ılkbahar-> az sezonunu açan ve kadın koleksıyonunda yüzlerce üründe uyum. estetık \e zarafeti önplana çıkaran Beymen. "8 Mart Dün\a Kadınlar Günü"nde tüm kadınlara yüzde 10 özel ındırım olanağı saglayacak. Bünyesmde 246 dünya markası bulunduran Be>men'ın kadın koleksı\onunda: Armani. Özbek. Donna Karan. Moschıno. Lucıano Berbera ve Dolce Gabbana gıbı dünya modasınin öncüleri geniş yer kaplıyor. Iğneada'ya nükleer santral • ANKARA (UBA) - Enerji krizıne çare arayan, enerji kaynaklannı çeşitlendirmeye çaİışan \eMersm Akku\u'\a nükleer santral kurmak içın ihale çalışmalarını sürdüren Enerji \eTabiı Kaynaklar Bakanlığı'nm. üçüncü santral için Kırklarelı lgneada'yı seçtigi öğrenildi. Karaçam ormanlanyla. Trak\a Bölgesı ve 10 milyonluk lstanbul'un akcıgerı göre\i yapan tğneada'da nükleer santral kurmak isteyen bakanhğın burada ön çalışma yaptığı kaydedıdı. Ormanlardaki kaçak yapılar • ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - Orman Bakanı Ersm Taranoglu. orman alanlanndakı kaçak yapılaşmayı önlemek içın sert önlemler getıreceklerinı açıkladı Taranoğlu'nun Bakanlar Kurulu'na sunduğu yasa tasansına göre: orman alanlanndakı kaçak yapılar mahkeme karan aranmaksızın yıkılacak. bakanlık gerek görürse kaçak \api}a el koyacak. Taranoglu. Orman Bakanhğf nın turizm alanı ilan etme yetkisinin de elinden alınacağmı bildirdi. Bakanoğlu topraga verildi I tstanbul Haber Senisi - Tedavi gördüğü hastanede beyin kanaması sonucu yaşamını yitıren TGC üyesi, Basın Şeref Kartı sahibi Aydın Bakanoğlu, dün toprağa venldı. Bakanoğlu" nun cenazesi Teşvikiye Camıi'nde kılınan öğle namazından sonra Feriköy Mezarlığı'nda defhedildi. Su kesintisi • tstanbul Haber Senisi - Kurtköy Trafo Merkezi'nde yapılacak bakım çalışmalan nedeniyle 8 Mart günü bazı semtlere su verılemeyecek. Su alamayacak semtler şöyle: Sarayburnu. Karaköy, Unkapanı. Emınönü, Suntanahmet. Cankurtaran, Kumkapı. Aksaray. Yenikapı. Samatya. Yedikule. Topkapı. Zeytinburnu. Kayışdağı, . Dudullu, Ümranıye, Göztepe, Kısıklı. Acıbadem, Bağlarbaşı. Altunizade, Pendik, Kartal. Yakacık. Maltepe ve Küçükyalı. Çevreciler Türkiye'deki nükleer santralı engellemeye çalışıyorKanada'da Akkııyu için ÇED çabasıCMÎTOTAN İZMİR - Akkuyu'da kurulması planla- nan nükleer santralla ilgili \apım ıhalesı aşamasına gelinmesıne karşın ÇED rapo- ru alınmayıp Çevre Bakanlığı da olayı gör- mezden gelirken Türkiye'ye CANDU Upi reaktör satmak için ihaleye katılan Kana- da'da çevreciler hükümetleri aleyhıne aç- tıklan davanın sonucunu beklıyor. Kanada'da Nükleerin Elimine Edilmesı Kampanyası'nı yürüten 40 çevre derneği- nin 22 Eylül 1997'de yayımladıklan dek- larasyonu hazırlayan Nükleere Dikkat Pro- jesi Araştırma Müdürü DavidMartin,Çin'e reaktör satışı sırasında ÇED ahnmayıştyla ilgili da\ anın kazanılma şansının yüksek ol- dugunu belirterek Türkiye'nin de bu dava- ya katılmaya çalışıldığını söyledı. Martin, Başbakan Mesut Yılmaz. Enerji Bakanı Cumhur Ersümerve Kanada Büyükelçilı- ği'ne gönderdiği mektuplardan bır yanıt alamadığını. Türk kamuoyunu uyarmak için 16 Mart'ta Türkiye'ye gelecegini be- lirtti. • Nükleere Dikkat Projesi Araştırma Müdürü David Martin, Türk kamuoyunu uyarmak için 16 Mart'ta Türkiye'ye gelecegini belirtti. Kanada'da başka bır ülkeye yatınm \a- pacak kuruluşun ÇED raporu alma zorun- lulugu Çın'e CANDU reaktör satışı sırasın- da uygulanmamış. hükümetın bu konuyla ilgili aldığı gizlı karar sonradan ortaya çı- kanlmış. Kanada'nın en önemlı çevTe ku- ruluşu olan Sıerra Club Derneğı hüküme- te karşı hemen dava açmıştı. Kanada hükümetı. Türkiye'ye nükleer santral satmaya çalışan AECL firmasına destek \ ermek amacıyla 24 Nisan 1997'de gizlı birtoplantı yaptı. Butoplantıda alınan kararlar gizli tutuldu ve karann yer aldığı sayfalann üzennde "Fotokopisi ve dağıümı yasakür" > azılan yer aldı. Bu gizlı oturum- da alınan kararları Kanada'nın Globe ga- zetesı ele geçırdi \e 5 Kasım 1997- de ya- yımlayarak tüm dünyay a duyurdu. Kanada hükümeti. nükleerci firmaya 1.5 tnılyar Kanada Dolan finansman saglama- yı karar altına alnor, ÇED hazırlanmadan Çın'e nükleer satışının sorun olduğu gün- deme getırilıyordu. Adalet Bakanlıgı yet- kilıleri. Sıerra Club'un açtıgı davada hükü- metın pek güçlü görünmediğini. karann bu çevre örgütü lehine çıkabilecegini behrtıp, ıstenmeyen bir karar çıkması durumunda Türkiye'ye satılacak CANDU satışı için ÇED yapılmasının gerekebilecegine dik- kat çeitiliyordu. Yıne toplantıda, hüküme- tin zor duruma düşmemesi için "idareten" birÇED yapılması karara baglanıyor, AECL firmasıntn ihaleyı kazanması durumunda Türkiye'ye de ÇED hazırlaması içın katkı- da bulunulmasi önenliyordu. Gizli hükümet kararlannın ortaya dökül- mesinden sonra aynı zamanda hukukçu olan Nükleere Dikkat Projesi Araştırma Müdürü Da\ ıd Martin. Kanada hükümeti- ne yaptığı uyanda. Türkıye'nin politık açı- dan istikrarh olmadıgına, bu nedenle veri- lecek fınansmanın oldukça riskli olduğu- na dikkat çekiyordu. Türkiye'ye nükleer santral satmaya kal- kışan bir ülkede bunlar olurken Türkiye'de hiçbıryetkili ÇED'i agzına almıyor. Yapım için ihale açan TEAŞ. hukukçulann tüm uya- nlannı görmezden gelirken Çevre Bakan- lıgı da ÇED'i olmayan bir tesisin yapım hazırlıklannı yalnızca izlemekle yetiniyor. Dogu Akdeniz Çevre Demekleri İzmir Çe\ - re Hareketi A\^ıkatlan aracüığıyla 10 Ocak 1997'de TEAŞ aleyhine açtıkîan davada, nükleer santral inşaat ihalesinin çevre ve sağ- lık mevzuatına uygun olmadıgt, ÇED'i bu- lunmadıgı gerekçesiyle yürütmenin durdu- rulmasını istediler. Esas hakkında karar he- nüz\erilmedı. Nükleer Karşıtlan ve İzmir Çevre Hare- keti Grubu Avukatlan, ihaleden vazgeçil- memesi durumunda Türk hükümetinin ile- ride hukuken santralı yapamayacak duru- ma geldiginde yabancı firmalara büyük tazminatlar ödemek zorunda kalacagını be- lirttiler. 8 Mart'ı kutlamak istemislerdi Kadınlardan 4 akli denge' belgesi istendi Parlak moda İtalya'da 27 Şubat'tan beri süren moda gösterilerinde birbirinden güzel gjysiler tanıtılı\or. Krizia'nın sonbahar-kış sezonu için haztriadığı askılı transparan elbise izlevicilerin beğenisini topladı (solda). Dantelden hazırlanan gece elbisfsi ise Moschino'nun kreas>onu\du (en üstte). Dolce Gabanna'nın tasanmı olan parlak şalı Noneçli model Sunniva Stordal sundu (üstte). Tasarımcılann yüzden fazla defıle yapacaklan moda günleri >unn sona erecek. Uzmanlar, medyanın çocuklar üzerindeki etkisini tartıştı w TV'de şiddet korku yaratıyor' tstanbul Haber Senisi - Marmara Üniversıtesı Tıp Fakültesı Çocuk Psı- kiyatnsı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Meral Berkem. televizyondaki şid- det ıçeriklı programlann çocuklarda saldırgan davranış. korku \e toplum- sal uymsuzluk sorunlanna neden ol- dugunu söyledi. Radyo Teleyizyon Üst Kurulu (RTÜK) Bölge Müdürü CoşkunYücedağ. ülke ge- nelınde örgütlenmesini ta- marnlamasının ardından RTÜK'ün televizyonlar üzennde tam denetimi sağlayacagını belirtti. Kadıköy Belediyesı \e Academic Hospıtal tarafından "Medyada Şid- det ve Çocuklanmız" konulu bır pa- nel düzenlendı. Panelde konuşan MÜ Tıp Fakültesı Çocuk Psikıy atnsı Bö- lüm Başkanı Doç. Dr. Meral Ber- kem, demokratik toplumlarda med- yanın önemıne dikkat çekerek şiddet görüntüleri yayımlayan medyanın çocuklar üzerindeki olumsuzetkısi- ne karşı herkesin duyarlı olması ge- rekügıni söyledı. Gazetecı Erdal Gökka>a ise ev- lerdeki rating ölçüm cihazlannın dü- şük gelir ve kültür grubundaki izle- yicilerin evlerıne yerleştirildiğine dikkat çekerek ratingi yüksek prog- ramlann şiddet içerikli olmasında • Kadıköy Belediyesi ve Academic Hospital tarafmdan düzenlenen panelde, medya aracıhğıyla dünyada niteliksiz bir kültürün yaygınlaştığına dikkat çekildi. Anne babalann çocuklanru denetleme yetisini yitirdiği, bu yetiyi medyanın ele geçirdiği belirtüdi. bu gruptakı ızleyıci beğenılennın et- kili olduğunu sa\undu. Gökkaya, RTÜK'ün bir televizyon kanalını ka- patarak cezalandırma yerine, şiddet \e porno içerikli programı >ayım- latmama cezası \eımesını ıstedi. TRT eskı program müdürlerınden CananMera> dabukonudakıpanel- lere. tele\ ızyonlardaki şiddet ıçenk- lı programlara karşı olanlar y enne. bu programları yayımlayan tele\ızyon sahipleri ile reklam verenlerin davet edilmesi gerektiğini söyledi. Gazeteci-yazar Yalvaç L'ral ise medya aracılığıyla dünyada nitelik- siz bir kültürün yaygınlaştığına dik- kat çekerek anne babalann çocukla- nnı denetleme yetisini yitirdigini, bu yetiyi medyanın ele ge- çirdiğini söyledi. RTÜK Bölge Müdürü Coşkun Yücedağ ise RTÜK'ün kanal kapat- makla vatandaşı da ceza- landırdığtnı belirterek ge- lişmiş ülkelerin kendi te- levizyonlannda şiddetten anndınlmış programlar yay ımlarken azgelışmiş ülkelere şiddet içenklı te- levizyon programlan pazarladıkları- nı sa\ undu. Medyadaki şiddetin ortadan kaldı- rılması için tele\ izyonların. özdene- tımlerını sağlayacak bir örgüt oluş- turmalan gerektığini vurgulayan Yü- cedağ. tele\ ızyonlardaki yabancı kül- tür ürünü egemenlığıne son % erilme- sı gerektiğini savundu. Yanlış iğne durusması SSK'ye 15 milyar liralık tazminat İstanbul Haber Servi- si-SSKOkmeydanı Has- tanesı'nde 26 Ekim 1993 'te, apandisit ameli- yatı sırasında yanlış da- mara vurulan ığne sonu- cu kolu kesılen Ferhat Koç 15 milyar lira tazmi- nat alacak. Yargıtay'ın bozma ka- ran üzerine lstanbul 1. lş Mahkemesi'nin "görev- sizfik" karan vererek gön- derdiği dosyayı ele alan lstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki duruş- maya, davacı Ferhat Koç ve avukatı Cengiz Hor- toğlu ile davah SSK Ge- nel Müdürlüğü adına a\ii- kat AyşeTığlı katıldı. Da- ha önce davanın görüldü- ğü lş Mahkemesi'nde ko- nuyla ilgili tüm delillerin toplandığını belirten hâ- kim, da\alı kurumun. da- vacı Ferhat Koç'a 6 mil- yar 402 mılyon lirası mad- di. 500 milyon lirası da manevi olmak üzere top- lam 6 milyar 902 milyon lira tazminat ödemesini kararlaştırdı. Hâkirn ay- nca, maddi tazminatın, 7 Kasım 1993 tarihinden 31 Aralık 1997 tarihine kadar yüzde 30, 1 Ocak 1998 tarihinden itibaren de yüzde 50 yasal faiz uygulanarak davacıya ödenmestni karara bağ- ladı. Bu yasal faizlerin de uygulanmasıyla SSK Ge- nel Müdürlüğü'nün Fer- hat Koç'a ödemesi gere- ken maddi ve manevi taz- minat 15 milyar lirayı bu- luyor. ÖMERŞA.N RtZE - Rize'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlamak içın \alılığebaş- vuruda bulunan kadınlar- dan "akli dengelerinin ye- rinde otduğuna ilişkuT bel- ge ıstendı. Olaya tepki gös- teren kadınlar hakarete uğ- radıklarını ileri sürerek sav - cılıga suç duvTorusunda bu- lunacaklannı sö> ledıler. 8 Mart nedeniyle bir ge- ce düzenlemek isteyen Ri- zeli kadınlar, 7 kişilik dü- zenleme komitesi aracılı- giyla Rize Valiliği'ne dilek- çeyle başvurdular. Güler Taşçı, Farma Tekri. Nuray Şen, Metiha Yazıa Yasemin Kambur. Hatice Telci ve Hüseyin Kutlu'dan oluşan komitenın dılekçesi emni- yet müdürlüğüne havale edildi. Burada gerekli in- celemeyi yapan polıs yet- kilileri. evTakta eksiklik ol- duğu gerekçesiyle etkinli- ğe izin veremeyeceklerini bıldirdiler. Komıte üyelen. "2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu ve Yö- netmeliği hükümlerine gö- re müracaatta istenilen bd- ge ve hususlar" başlıklı bir yazıylakendilerinden. *Ak- b dengelerinin yerinde otup olmadığı" konusunda bel- ge ıstendığinı bildirdiler. Komitedekı kadınlar. olayı protesto için Rize Va- liliği'ne. "Akli dengemin yerinde olduğunu be>an ederim"' yazılı toplu bir di- lekçe de verdiler. Emniyet yetkilileri ise 2911 sayılı yasa gereği bu tür etkin- İikler için başvuranlardan, "Medeni haklannı kullan- ma> a. akil olduklarına da- ir şahsi be>an belgeteri" ıs- tendiğıne dikkat çektıler. e-posta : tan (a prizma.net. tr SÖYLESİ ATTİLÂ İLHAN Hani Bunlar 'Eskiden'di? Gariptir ama doğrudur: II. Dünya Savaşı ertesin- de, hiçbırTürkaydını, ülkesinin, 'SaW/'olduğun- dan asla kuşku duymamış; Bat'nın, Türk'ün 'Batı- lılığına' şüpheyle bakmasına, içeriemiştir. Ülkesin- de, 'seçkın bır azınlığın' Yunan/Latin tabanlı bir kültür banyosundan geçmiş olmasını, ülkenin 'Ba- tılı' sayılmasınayeterti sayıyordu; unuttuklan gerçek, hemen her 'sömürgede' böyle bir 'seçkin azınlığın' bulunduğudur. Gelişmişler'de, 'çağdaşlığın'kriterifarklı: 'Batılı'de- ğertenn düşük kaliteli türevlennı üretmek, geçerli sa- yılmıyor; 'Alaturka/Alafranga' ikıleminden kurtulmuş, net ve açık bır 'ulusallığın', yaratılabilmiş olmasına bakıyoriar; çevre ülkelerinde böyle bir 'sentez'e rast- ladılar mı, o dakıka düşman kesilirier; çünkü o, dün- ya pazannda potansiyel bır 'rakip' ihtimalidır; 'Ke- malisf Türkiye, böyle birl tehlike' idi; oysa, öteki 'mo- del', 'gelişmekte olan stratejikpazar' adını verdikle- ri modeldir ki, 'pazar sömüngeciliğine' fevkalâde el- verişlidir. ABD Tıcaret Bakanlığı'nın 1993 araştırmasına gö- re, dünyada boyle yedi buyük 'stratejik pazar' mev- cut: Hindistan, Çin, Brezilya, Arjantin, Güney Ko- re, Endonezya, Polonya, Güney Kore ve... Türki- ye! 'Alafranga' aydınlanmızı tedirgin edecek ama, şu sıralama Türkiye'yi nerede gördüklerinin çok açık bir ifadesidir: Üçüncü Dünya! Dünyalar hâklml klm oluyor? ^okuluslu Şirketleri, 'Dünyalar Hâkimi' konumu- ' na yerieştirecek şu 'Çokyönlü Yatınmlar An- lâ'şması' yok mu, işte tam da bu 'stratejik pazaıia- n' hedef alıyor; girdikleri ekonomiyi nasıl talan ede- cekleri, anlaşmanın koşullanndan açıkça belli; daha önce şöyle bir dokunup geçmiştim, alın size aynn- tılı bir döküm'; 'Çokyönlü Yabnm Anlaşması'nagö- re: 1/ Bazı ülkelerin ecnebi sermayeye kapadığı, telekomünikasyon, savunma, içki/sigara ve kül- tür endüstrisi, yabancı sermayeye açılacaktır. 2/ Yerti Sanayiin Gümrük, Kota ya da Tarife gibi en- gellerie korunmasına imkân verilmeyecektir. 3/ Uikede hükümetya da rejim değişirse, ecnebi ser- maye etkilenmeyecektir; yabancı şirket bundan zarara uğrarsa, hükümetten tazminat alacaktır, uyuşmazlık halinde, 'ulusal yasalar' geçerli sa- yılmayacaktır. 4/ Yatırım, sermaye, döviz hare- ketleri, kârtransferi, doğal kaynaklar, çevre, gay- rimenkul alımı, özelleştirrne gibi konularda 'ec- nebi sermaye'ye sınırsız özgürlük tanınacaktır. 5/Anlaşmaya dahil olan ülkeler, hükümlerine ay- kın davranamayacak: 5 yıl geçmeden, çıkama- yacak; çıksalar da; onbeş yıl, ona bağlt kalmak zorunda olacaktr." (Milliyet, 23 Şubat 1998) 'Küreselleşme'nin nasıl bır 'esaret' anlamına gel- diğini, şu basit ve sade 'şartlardan' daha güzel, ne anlatabilirdi ki? İki mûteber tanık: Galiyef ve Câzi!.. O imdi şu satırlan okur musunuz O "... Doğu, ekonomik ve toplumsal yönden in- celenecek olursa, Batı Avrupa kapitalizminin tam bir sömürge alanı olduğu görülecektir. (...) Do- ğu'nun, Batı Avrupa 'sermayesi' tarafından sö- mürülüşünün derecesi hesap edilebilse; buradan hareketle Avrupa ve Amerika uygariığının ve gü- rültücü burjuva kültürünün kuruluşundaki do- laylı katkıları ölçülebiiseydi, 'beyazlar'ın maddi ve manevi zenginliklerinin büyük bir bölümünün, 'her renkten ve ırktan', milyonlarca yerli emek- çinin kanları ve alınteri pahasına toplanmış Do- gu'nun artıklanndan kaynaklandığı görülecekti, (...) Haçlı Sefeıieri tarihi ve Avrupa emperyaliz- mi tarafından, Doğu'da sürdürülmüş olan sonu gelmez savaşlar, Doğu'yu ekonomik yönden Ba- tı Avrupa feodallerine ve onların çocuklarına kul köle edebilmek için düzenlenmiş ince politik he- saplann birer parçasıdır..." (Türk/Diplomatik dergısi. sayı: 37/38, Ocak/Şubat 1998) Bu 'tesbit' yüzyılın başlannda, SuKan Galiyef ta- rafından 'Jizn Natsional Nostei' dergısinde yapıl- mış bir tesbıttir; şimdi ister mısiniz, bir de jçimizden birinin, Gâzi Mustafa Kemal Paşa'nın hemen he- men aynı yıltarda, aynı çerçeveden yaptığı başka bir 'fesö/f'egözatalım. "...eğer 'ecnebi düşmanlığı'ndan, o kadar pa- halı elde edilen bağımsızlığa gölge düşürebile- cek herşeyden nefret etmek anlamı çıkanlırsa, evet, bizim ecnebi düşmanı olduğumuz söyle- nebilir. (...) Ecnebi teşebbüslerinin, ecnebi amaç- larmın içimizde uyandırdığı kaygılar bütünüyle or- tadan kalkmış değildir. Eğer bazen ihtiyatlı ha- reket ediyorsak, aşırı derecede kuşkulu davra- nıyorsak, bize çok pahalıya, mal olan özgürlü- ğümüzü kaybetmek korkumuzdandır..." "...işte Avrupa ile Türkiye, birbirine karşı bu du- rumdadır. Bizi aşağı olmaya mahkûm bir halk ola- rak tanımakla yetinmemiş olan Batı, yıkılmamı- zı çabuklaştırabilmek için ne yapmak lâzımsa yap- mıştır. Batı ve Doğu zihinlerinde, birbirine karşrt iki ilke söz konusu ise, bunun en önemli kayna- ğını bulmak için, Avrupa'ya bakmalı. İşte Avru- pa'da aralıksız mücadele ettiğimiz zihniyet bu- dur!" (Maurice Pernot'ya verdığı mülâkat, 1923) Sultan Galiyef ve Gâzi Mustafa Kemal, Türkler arasından yüzyılın başinda yükselmiş iki büyük ön- der, 'Mazlum Milletler'in 'neden mazlum olduğu- nu' bize böyle anlatmışlardı. Yeni Dünya Düze- ni'nin 'özelleştirme' ve 'Küreselleşme 1 tohumu 'alafrangalan' ve 'alaturkaları', bu satırları okudu- lar mı, burun kıvırıp, 'bunlar eskidendi' mi diyor; o halde lütfedip, 'Çokyönlü Yatınmlar Anlaşma- sı'nın, 'madde^i mahsusları'ru okusunlar; 'bunlar eskiden'miymiş, değil mıymiş, pek güzel anlayacak- lardır. Siz ne dıyorsunuz yahu, savunma sanayiini bile 'ecnebi sermayeye' koşulsuz açacakmışız!.. Ge- nelkurmay'dakı 'BATI' Çalışma Grubu, buna ne buyurur, çok merak ediyorum. http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle