22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 MART 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hatay'da çatışma • ERZİN (AA) - Hatay'ın Erzin ilçesine bağlı Olukbaşı Yaylası'nda operasyonlannı sürdüren Erzin Özel Harekât Grup Komutanlığı ekiplerine dün. yaklaşık 40 kişilik terörist grubu tarafından ateş açıldı. Güvenlik güçlerinin karşı ateş açması sonucu 6 terörist öldürüldü. Çatışmada. jandarma komando er Halil Taşsız (Denizli) ile jandarma komando er Ozan Kırcan (Erzunım) şehit oldu. Yaralanan komando er K.azım ICarataş. Osmaniye De\ let Hastanesi'ne kaldınlarak tedavi altına alındı. CHP'li gençler toplandı • Haber Merkezi - CHP teşkilatındaki bütün gençlik kademeleri ikı gün süreyle Ankara'da bir araya geldi. TESK OteFde yapılan toplantılarla ilgilı bir açıklama yapan CHP Gençlik Kollan Genel Başkanı Erhan Baydar. "CHP gençliğı olarak Türkiye"ye sahip çıkıyoruz. Seçime giden Türki>e"de gençlik kolları CHP'nin öncüsü. motoru \ e yöneteni olacaktır" dedi. 8 yıl kesintisiz eğitim cinayeti • İstanbul Haber Servisi - Fatıh Vasıf Çınar llköğretim Okukı Müdürii Fevzi Polat'ı 8 yıl kesintisiz eğitim içın toplanan paray ı vermemek için öldürdüğü iddia edilen Hacı Ömer Arayıcı ile ilgili davaya devam edildi. İstanbul l. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanık Arayıcı yine gelmezken tanık olarak dinlenen Harun Ağın sanığın. kansının Polafla ilişkisı yolunda kuşkulan oldugunu öne sürdü. 'Sigarayı bırak' kampanyası I I ^NKARA (Cumhuriyet If ftlrösin)-Sağlık Bakanlığı. Dünya Sagjık Örgürü (WH0) işfrırliğiyle 50 ülkey le eşgüdümlü olarak "Sigarayı Bırak Kazan 98" kampanyası düzenliyor. Kampanya>a katılanlardan bazıları uluslararası çekilişle 3 bın dolar kazanacaklar. Adalet Komisyonu • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - A\ ukatlık Yasası ile Adalet Bakanlığı'nın 15 bin kadrosunun görüşüldüğü Adalet Komisyonu'nda eski Adalet Bakanı Mehmet Mogultay ile Bakan Oltan Sungurlu tartıştı. Moğultay'ın önceki bakanlıgı döneminde personel ahmında seçim bölgesi Gümüşhane'yi kolladığına ılişkin iddiasına Sungurlu. "Bunu yıllardır yapar. bu iddiasından hiç vaZgeçmedi. Doğrudur" dedi. Atatürk bilgi bankası • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Türk Demokrasi Vakfı'nca. Tanıtma Fonu ve Forsnet'in katkılanyla gerçekleştirılen "Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Bilgi Bankası" internet üzerinden açıldı. Bilgi bankası. "http: \v\vv,.demokrasivak fi.org.tr ataturk" adresinden lıizmet verecek. Uluslararası tahkim • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu)-Hazine Müsteşarlığı. uluslararası şirketlerin hâkimiyetini arttıracağı belirtilen Çok Taraflı Yatırım Anlaşmasrnın (MAI) Türkiye'nin şimdiye kadar kabul ettiğı yükümlülüklere yenilerini eklemeyeceğini savundu. "MAI çerçevesinde serbestleşme yönünde yapılacak herhangi bir düzenleme geri almamayacak" denilen Hazine açıklamasında. Dünya Bankası"nca hazırlanan sözleşmeyi imzalayan Türkiye'nin uluslararası tahkimi kabul ettiği bildirildi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, gizli seçim hesaplarmm yanlış oldugunu söyledi Ydmaz'm ıılaıııııa engelANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İrticayla mücadele konusunda Türk Silahlı K.uwetleri"nin (TSK.) komuta kademesine ters düşen Başbakan Mesut Yıünaz'ın "olası bir erken seçime 55. hukümetle gitme" planı CHP engeline takılıyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. başbakanın gereksız çıkışlan sonucu zirvede anlamsız bir kavga yaşandığını belirterek. "Gizli seçim hesaplanyla kriz y aratılması fevkalade yanlıştır, vahim bir durumdur" dedi. DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk" un da "Bir bağımsızın başkanlığmdaki seçim hükümetine karşı olmayız" yönünde mesaj vermesi ANAP kanadında rahatsızlık yarattı. CHP lideri Baykal dün, Kamu DSP lideri Büient Ecevit Emekçileri Sendikalan Konfederasyonu (K.ESK) Genel Başkanı Siyami Erdem \e yönetim kurulunu kabulünde yaptığı konuşmada. hükümetin son dönemde içinde bulunduğu tavn eleştirerek. yaratılan krizin altında "gizli seçim hesaplannın" oldugunu sa\ladı. Ortada. tartışmadan öte bir zirve kavgası bulunduğunu belirten Baykal. şöyle konuştu: "Ortada zirve kavgası var, tartışnıa yok. Tartışma doğaldır. Ama bu yaşananlar kavgadır. çatışmadır. Bunun aşılması lazım. Bir gizli seçim planı yapüıyor ise partisel açıdan sıçramanın firsatıdır diye değerlendiriliyorsa bu yanüştır. Sayın Başbakan. benim y aşamını boyunca görmediğim bir üslupla konuşuyor. Başbakanın, önce hükümet ortaklanyla bir istişarede bulunması gerekmez mi? Hükümete destek veren parti olarak bizimle müzakereye girmesi gerekmez mi? Bunlann hiçbiri yapılmadı. Bu da siyasi hesap oldugunu gösteriyor. Bu vahim bir durumdur.'" Hükümete destek yok Hükümetin doğal ömrünü tamamladığını belirten Baykal. "Gensoru gelse hükümeti düşürür müsünüz'* sorusuna "Biz böyle siyaset y apmıyoruz. Kriz yaratmamayı öngören bir politikamız > ar. 8 ay böy le geçti. Ancak, hükümetin son dönemde yararlı işler yapma hevesi kayboldu. Toplumun desteğini de yitiriyor. Bu yaklaşım bizi de etkiliyor" yanıtını verdi. Baykal, Cumhurbaşkanı Süleyman DemirePın bu olaylar karşısındaki tutumu hakkında yöneltilen bir soruya da "Cumhurbaşkanına çok görev düşüyor. Bunları görüyordur ama görevi arabuluculuk değildir. L'zlaşma arar göı üntüsünden kaçınmalıdır" biçiminde yanıtladı. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin de Baykal'ın "Yılmaz'ın bir gensoruluk canı var" sözleri anımsatılarak yöneltilen "Gensoru mu \ereceksiniz. hükümeti mi düşürüyorsunuz" sorusuna. "Hükümet moral olarak bitti anlammda söyledik. Bir hükümet sadece gensoru ile düşmez. Gensoru vermek gibi bir düşüncemiz vok" vanıtını verdi. Giilen tehlike değÜ'unsuru ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yar- dımcısı BüJent Ecevit. Ata- türk devrimlennın gencın de y aşlının da gönlünde y a- şadığını söyledi. Ecevit, ya- şam koşullarının değişme- sine bağlı olarak daha fazla gereksinim duyulacak olan huzurevleri hizmetlennin artarak sürmesi gerektigini kaydetti. Ecevit. dün katıldığı 32. Gün programında bir soru iizerine. FethullahGülen ın Türkiye ıçin bir tehlike ol- madığını. tam tersine. bazı tehlıkeleri önleyen unsur ol- dugunu söyledi. Ecevit, "Tehlikeli olmuş olsa Mogo- listan gibi yerlerde kolejler açıp. Atatürkü tanıüp. fs- tiklal Marşı'nı öğretir mi. Biraz da bunu düşünmeli" diye konuştu. Ecevit. Türkiye Güçsüz- ler ve Kimsesizlere Yardım Vakfı Başkanı Gülgen Du- ral ve beraberındekı yaşlıla- n kabul etti. Konuşmasına "Allah herkese uzun ömür ve yaşluik bahşetsin" diye ba>layan Ecewt;,yaşlılığın huzur içinde geçmesinin toplumun kendisine olan saygısını gösterdığını söy- ledi. Kendisinin de ziyare- tine gelenlerle aynı kuşak- tan oldugunu kaydeden Ecevit. yaşlısına ve güçsü- züne yardım etmenin Türk geleneklerınin önemli bir parçası oldugunu söyledi. Türkiye"de yaklaşık 11 bin yaşlıy a devlet ve gönül- lü kuruluşlar tarafından ba- kım olanağı sağlandığını anlatan Ecevit. "Birçok ai- lcmiz kendi sıcak yuvalan içinde yaşlılara hizmct ver- meyi tercih etmektedir. A- ma yaşam koşullan değiş- tikçe ev halkının daha çok çahşma yaşamına kanlma- sıy la > aşlılar için huzurev le- rine duyulan gereksinim de artacaktır. O bakımdan bu hizmetin artarak sürdürül- mesi büy ük önem taşımak- tadır" 1 diye konuştu. Atatürk yaşıyor Hükümet olarak çocuk- lara karşı da büyük sorum- luluk taşıdıklannı belirten Ece\it. özellikle dar gelirli ailelerin eğitim masraflan- nın de\ let tarafından karşı- lanmasını sağlamaya çalış- tıklarını söyledi. Atatürk'ün genç yaşta, ancak mutlu bir şekilde öl- düğünü. çünkü yaşamda başarıya ulaştığını anlatan Ecevit. "Atatürk'ün çağda- şıiddialıönderlervardt Hıt- ler, Mussolini, Stalin gibL. Onlann hepsi milletlerinin gönlünden yok olup gitri. ideolojileri tarih oldu. Ama Atatürk hâlâ gönüllerde ya- şıyor. Atatürk deMİmleri. gencin de yaşbnın da gön- lünde yati\"or" dedi. Sosyal Hizmetler ve Ço- cuk Esırgeme Kuru- mu'ndan sorumlu Devlet Bakanı Hasan Gemici de. 18-24 Mart tarihlerimn Yaş- lılar Haftası olarak kutlan- dığını, 1999yılmındaBM tarafından "Yaşlılar Yüı" i- lan edildiğini anımsattı. SHÇEK - e bağlı 44 huzure- vinin toplam 5 bin 200 ya- tak kapasitesiyle 4 bin 100 yaşlıya hizmet verdiğini bildiren Gemici. bazı ailele- rin yaşlılara kendilerinin bakmayı seçmesi nedeniyle kapasitenin bütünüyle dol- durulamadığını anlattı. Ge- mici, belediyelere ve kuru- luşlara baglı 72 huzurevin- de de toplam 5bin 567 yaş- lıya hizmet götürüldüğünü belirtti. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART DTP lideri Cindoruk, Başbakan'm orduya yönelik açıklamalannı eleştirdi ^Yılmaz'ın sözleri amacım aşü9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Muhalefet partileri, Genelkurmay Başkanlığı ve sivil girişimin ardın- dan koalisyonun DTP kanadı da hü- kümet icraatını eleştirdi. DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Başbakan Mesut Yılmaz"ı "kuşku- ya dayalı siyaset yapmakla" suçlar- ken Başbakan'ın orduya yönelik açıklamalannı "amacım asan söz- ler" olarak niteledi. DTP Genel Başkan Yardımcısı Yıldınm Aktu- na. hükümetin başta irtica ve enflas- yonla mücadele olmak üzere pek çok konuda beklenenm çok gerisın- de kaldığını ve başansız oldugunu söyledi. Cindoruk, dün akşam katıldığı NT\'"de yayımlanan "Güncer prog- ramında. Türkıye"de ara rejim teh- likesinin olmadığını sa\ unarak tar- tışmalann CHP Genel Başkanı De- niz Baykal'ın sözleriy le başladığını anımsattı. Cindoruk, Yılmaz'ın **Kimse irtica mücadelesini iktidar mücadelesi yapmasın" sözlerınide- ğerlendirirken "Bu sözler 2 kişiye yönelik olabilir. Baykal ve Çıller. Amaçlanan siyasi iktidarsa bu, par- tiler arasında olur. Ben ona yordum" diye konuştu. Cindoruk. Başbakan'ın kuşkuya dayalı strateji izlediği eleştirisini yö- nelterek şunlan söyledi: "Siyasette kuşku stratejisini belirlememeli. 27 Mart'ta yapılacak toplanOda bir ka- Başbakan Yümaz: Eylem değü, sporyapın TURHAN NARLER / EMİ1VE KAPLAN ÇANAKKALE - Başbakan Mesut Yılmaz. son günlerde yaşanan yasadışı gösterilerin vücuttaki ener- jinin hapsolunamayacağını gösterdiğinı belirterek. "Bu enerjiyi en oiumlu şekilde sporla dışan kanalize edebüiriz. Gençler boş vakirJerinde boş işleryapmak- tansa,sporyapmalıdu-" dedi. Sağlık reformunu yakın zamanda Meclis'e sunacaklannı kaydeden Yılmaz, bu alandaki devlet tekelinin kınlması gerektigini savun- du. Mesut Yılmaz, dün Kanser Önteşhis Merkezi ve Kepez tlköğretim Okulu'nun açılışını yapti, Çanak- kalel8Mart Stadyumu'nun ışıklandırma tesisi. Çanakkale Dar- danelspor tesisleri ve organize sanayi bölgesinin te- mel atma törenlerine katıldı. Devletin önemli hizmet- lerinden birinin sağlık oldugunu, ancak bunun yalnız- ca devlet tarafından verilmesi gereken bir hizmet ol- madığını belirten Yılmaz, bu alana özel sektörün de yönlendirilmesi gerektigini söyledi. Sağlık reformuy- la ilgili çalışmalann son aşamaya geldiğini kaydeden Yılmaz. reformun altyapısının oluşturulması için ka- dın hastalıklan. doğum ve çocuk hastanelerinin, kan- ser teşhis merkezlerinin devlet hastanelerinden ayn- larak oluşturulacağtnı. karayollarmda ve her yerleşim biriminde ilkyardım ünitelerinin kurulacağını söyledi. rar ortaya çıkarsa imzalamazsınız. Oldu bitti olması mümkün dağil. Bir köşe yazan ya da sokaktaki insan kuşkuya düşebilir ama Başbakan kuşkuya göre hareket edemez. Tür- kiye'de ara rejim durumu yoktur. Bunlan söy lemesi için duyumlan ol- ması gerekir. Bize Uetiuniş bir bilgi yok." Yılmaz'ın sözlerinin MGK'de alınacak bir kararı önlemeye yöne- lik olabileceğinı belirten DTP lide- ri, "darbe'" ya da "muhüra" bek- lemediğıni vurguladı. Cindoruk. CHP dışında tüm par- tilerle ittifak yapabıleceklerini be- lirtti -BunaDVPninÇiUerideda- hil mi" şeklindeki soruya Cindo- ruk. "O zaman Çillerolacak mı? Çil- ler'in Yüce Dhan'a gitmesi bekleni- yor" yanıtını verdi. Aktuna. dün düzenlediği basın toplantısında 55. hükümeti eleştirdi. Aktuna. toplumun geniş kesiminin desteğıni alarak göreve gelen hükü- metin. bu oiumlu "toplumsal psiko- lojklen" gereğı gibi yararlanamaya- rak kamuoyunun açtığı "krediyi" kısa zamanda tükettiöıni belirtti. LîRMlKl AYDIN ENGİN e - mail: engin (a planet.com.tr Başlıktaki sözü kullananlar- dan degilseniz bile. çok ve sık duyanlardan olduğunuza kuşku yok. Cumhuriyet Türkiyesi'nin 1. yılında da bu söz kullanıldı; 75. yılında da kullanılıyor. Ama sor- gulandığını söytemek pek müm- kün değil. En azından yaygın bir sorgulamaya tanık olunmadı. Söze "Biz de Müslümanız a- ma..." diye başlayanlar, dinin si- yasallaşmasına ya da siyasal amaçlar için bir sıçrama tahtası olarak kullanılmasına karşı çıkı- yoıiar. Dahası Müslümanlığın ta- rikatlara kapılanmakla, kılığını çöl Arabının giysilerinden seç- mekle, küçücük çocuklan Ku- ran kurslarının kaçınılmaz ka- ranlığına mahkûm etmekle iliş- kisi olmadığını kanıtlamaya ça- lışıyorlar. Daha kestirme bir deyimle ya- pılmak istenen Islamın çağdaş yorumu. Bu eğilim ve istek Türkiye için yeni değil. Cumhuriyetin ilk dö- nemlerinden itibaren Kemalist iktidarlar, bu yolu yeğlediler ve sürekli denediler. Diyanet Işleri Başkanlığı'nn kuruluş amaçla- Biz de Müslümanız Ama... nndan biri de buydu. Gel gör ki bugün gelinen noktada bir ba- şarıdan, vanlmak istenen sonu- ca ulaşılmak bir yana, yaklaşıl- dığından söz etmek mümkün değil. Neden? Sanıyoruz sorunun yanıtı, te- mel olarak "Islam "dayatıyor. isa dininden -biraz- farklı olarak ve Musa diniyle benzeşimler gös- tererek islam dini. salt göksel yaşamı değil, dünya yaşamını da düzenliyor. iyi tanımlanmış. oraya buraya çekiştirilmeye, yo- rum cambazlıklan ile değiştiril- meye pek de el vermeyen bir açıklıklayaşamın heralanını be- lirleyen bir "kurallar dizgesi" (Şeriat) getiriyor: Günlük yaşamdan seçilen şu örnekler biliniyor: Hırsızlık ede- nin eli kesilir! Kadının miras hak- kı yoktur! Faiz haramdır! Kadının tanıklığı makbul değildir! Do- muz eti yemek yasaktır!.. Keza günlük yaşamda pek rastlama- sak da ticaret hukukunu, mede- ni hukuku belirleyen pek çok ku- ral, aynntılı olarak saptanmış ve buyrulmuş. Daha da ileri gide- lim: Islam "yurttaş" kavramını il- ke olarak reddediyor. Islamın bi- reyi, "/cu/"dur. Kul kavramı vaz- geçilmez, vazgeçilmesi "küfür" niteliği taşıyan bir inkâr anlamı- nageldiğinden. "demokrasi" ve "Islam" yan yana gelemez iki kayram oluyor. Özellikle son paragraftaki vur- gunun Hıristiyan ya da Yahudi dini için de geçerli olduğu ileri sürülebilir. Temel olarak da doğ- rudur. Ama tartışmanın bu nok- tasında. şu saptama da doğru- dur: Hıristiyan kullar -en azın- dan Avrupa'da yaşayan kullar- tarihin bir dönemecinde bir seç- meyle karşılaştılar: Kul olmak - Yurttaş olmak! Anadolu topraklannda yaşa- yanlar, bu seçmeyle toplumsal düzlemde karşı karşıya gelme- diler. Bir kesim 1923'ten sonra başlayan süreçte. bireysel ve toplumsal bir hesaplaşmaya girmeksizin yurttaşlığı seçmiş- çesine davrandı. Bir başka ve çok geniş kesim ise kendini bir "seçme çafa//"nda bile bulma- dı. Türkiye'de sivilleşmenin, o çok yaygın ve yıpranmış terimi kullanırsak "siviltoplum"değer- lerinin yerleşmemesinin neden- lerinden biri ve belki de başlıca- sı bu değil mi? Batı Avrupa'da yurttaşın. "kral-kilise erkine" başkaldırısı, kapitalizmin belli bir gelişmişlik düzeyine denk gelir. 1923 Tür- kiyesi'nde ise Anadolu ihtilalini taşıyacak bir kapitalist sınıftan söz edilemez. Önüne aydınlan- ma ve sanayileşme hedeflerini koyan Kemalist iktidar, milli ka- pitalistini de devlet fideliğinde kendi yetiştirmek zorundaydı (zorunda mıydı?) Kuldan yurttaşlığa sıçrayabil- menin toplumsal koşullan he- nüz olgunlaşmamış topraklar- da, "yurttaşların devleti"n\n ol- mazsa olmaz koşulu "laiklik" de topal kalacaktı. Kaldı da. Laiklik en kestirme tanımıyla devletin dinden anndınlması, ül- ke yönetiminde dinin ve dinsel önderlerin etkisinin kesin olarak ortadan kaldırılması demek. Cumhuriyet Türkiyesi'nin temel ilkelerinden laiklik, Diyanet Işle- ri Başkanlığı gibi tuhaf bir ku- rumla daha baştan sakatlandı. Laiklik. tarikat şeyhleri, imamlar gibi islam ruhban sınıflannın et- kisini sınırlamak amacıyla Diya- net Işleri Başkanlığı'nın güdü- münde bir çağdaşlslam arayı- şına dönüştü. Türkçe ezan, merkezden hazırlanmış vaazlar. hep bu çabaların ürünüydü. Islamla ister istemez çelişen bu modern islam arayışları, tek parti döneminde yürüyormuş gibi göründü. Ama 1946'dan iti- baren, yani cumhuriyetin, temel bileşeni demokrasiyle taçlandı- nlmasına girişildtği günlerde, ar- tık yürüyormuş gibi" de görün- mez oldu. islam, demokrasiyle yan yana var olamıyordu. Varolamıyorda... POLİTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Az Gittik, Uz Gittik../ Havasoğuk... Odanın pencereleri buğulanmış, mavi bir aydınlık denizin mor dağlara doğru buluştuğu çizgide turun- cuya yenik düşmüş... Beyaz badanalı evlerin kırmızı kiremitli çatılanndan kuşlar havalanıyor bu sabah... Üzerlerinde sarı renk- li muşambalan, siyah çizmeleriyle motoriarının ba- şında değil balıkçılar... Iskelede sessizlik.. belki de bir hüzün egemen... Bir kaçış mı, yoksa yorgunluğu üzerinden atmak tutkusu mu işi gücü bırakıp buralara gelmek... Soruya yanıt vermek oldukça zor sanınm!.. '>- Gerici-faşist tırmanış var mı yok mu? Haberlere bakılırsa Ankara'nın gündeminde 'dar- be tartışması 'ndan çok 'Haziran 'da erken seçim ha- vası' ağır basıyor... Deniz Baykalın DSP'ye 'ittifak çağnsı' Büient Ecevit tarafından geri çevriliyor... DSP Grubu'nda Ecevit'in bu sözleri acaba nasıl karşılanıyor dersiniz? Alkışlaria!.. Irkçılığın ve ümmetçiliğin ivme kazandığı toplum- larda kendilerine 'so/cu' diyenler tarikat şeyhlerinin peşine düşerier, onlan herfırsatta koruyup kollariar... Toplumumuz ne çektiyse ırkçılardan ve ümmetçi- lerden çekmiştir... 91 yaşında ölen Prof. Dr. Pertev N. Boratav bu ülkenin insanıydı. O da tıpkı Behice Boran. Niyazi Berkes, Nâzım Hikmet gibi yurtdışında öldü... Acaba 25-30 yaş kuşağından kaç kişi tanırdı Bo- ratav'ı? Kaç kişi onun araştırmalannı, masal derie- melerini okumuştu? • • • Türkiye pek çok bilim adamımızı. aydınımızı, saf- natçımızı "Demokrasi" diye diye yok etti; kimilerini zindanlarda çürüttü, kimilerini yurtdışına gitmeye zorladı... • Pertev Naili Boratav da bunlardan birisiydi... < Boratav'ın kitaplan Almanya, Fransa'da yayımlan- dı... i O bir kültür emekçisiydi... • | Dün sabah bir iyonya sabahında uyandığımda Bq- ratav'ın 'Az Gittik Uz Gittik' (Adam Yayınları) kitabh nı alıp okudum... j Bir bölümünü aktanyorum: Bu iş kırk iki yılında oldu. Bir orman emri geldi, çok sıkı, oımanlan korumak için: yaylaya göçme yasak, herkes olduğu yerden kıpırdamayacak gıbilerden sı- kı bir emir... Herkes yerli yerinde kaldı. Bir zaman sonra yoldan göçebeler geçmeye bas- ladı. "Ne oldu acaba? Hani göç yasak idi. Bunlar ne- reye göçüyor? Hiç haberimiz yok, ne oldu da millet böyle göçüyor..." dedik. O zaman biri anlattı: İki avukat tutulmuş: Biri Keçi. biri Orman. Bunlar mahkemeye girmişler. Orman demiş ki: "Ben şu kadar kereste veririm. Şu kadar para ya- par, mesela birağacımdan benim 10 metre mikap kereste çıkar..." • Hesap etmişler: "10 metre mikap ağacımız ne e- der? Şu fiyattan şu kadar..." Keçiye sormuşlar: ' "E, sen ne dersin?" ' "Ben, demiş, senede bir yavru yapanm. Suyau- ru daha senesine varmadan bir yavru yapar, yerini bulur" -' A>il UP'/ÜÇbulur... Ofmana sormuşlar: - • • - v»;. ».•,•» (t>^u "Senin bırağacın ne kadarzamanda meydariâ gS- lir?" "Işte, elli senede keresteye gelecek kadar ancak olur." Gene hesap etmişler. mahkemede. "Elli senede her bir keçi birer taneden elli yavru, her birinin yav- rusu da şu kadar..." "Keçi ormanın verdiğinin en azından beş misli kâr veriyor. demişler. Öyleyse, keçi serbest, haydi mil- let yaylasına göçsün!" Herkes de onun için yaylasına göçüyormuş... • • • Havasoğuk... Öğle saatlerine doğru sis iniyor mor dağların üze- rine... Iskeledeki o sessizlik ve hüzün yavaş yavaş uzak- laşıyor denize doğru... Irkçılık ve ümmetçilik... Tek parti dönemi, 1946'da çoğulcu demokrasiye geçiş. 1950'de Demokrat Parti'nin iktidar oluşu... Artık Başbakan Ismet inönü değil, Adnan Men- deres'tir ve "Yeter Söz Milletin" denilip demokrasi tıkır tıkır işleyecektir... Amatam tersi olur... Ülkede 'Komünist avı' başlar: yazarlar. aydınlar, öğretmenler, ışçiler bir gece tek tek evlerinden top- lanıpgötürülür... 12Martve12Eylül... Sol ezilir. binlerce insan işkenceden geçirilir, ziri- danlara atılır, idam edilir... Her zaman olduğu gibi ırkçılar ve ümmetçiler ko- runup kollanır, devlet içindeki çeteleşmeye göz yu- mulur... Ankara gannda dövülen öğrenciler. Manisa'da iş- kence davası. Metin Göktepe cinayeti, yargısız in- fazlar, katliamlar... Pertev Naili Boratav öldü!.. Acaba kaç kişi tanırdı, kaç kişi kitaplannı okumuş- tu? E. Posta: Hikmet.Cetinkaya «ı raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Bakan İmren Aykut Türkiye için en büyük tehlike irtica' İstanbul Haber Servisi - Çevre Bakanı İmren Ay- kut. sivıller içinde irtica konusunda askerler kadar duyarlı olmayanlann bu- lunduğunu belirterek "Türkiye için en büyük tehlike irticadır* dedi. RE - FAHYOL hükümetınin. ir- ticayı besleyip büyüttüğü için yıkıldığını savunan Aykut. Başbakan Mesut Yılmaz'ın "Asker kışlası- na dönsün" sözlerinin yanlış anlaşıldığını. aske- rin kışlasında oldugunu söyledi. Aykut. Bakırköy'de Türkiye Yardımse\enler Derneği'nce oluşturulan "70. Yıl Hatıra Ormanr açılışında yaptığı açıkla- malarla, Yılmaz'ın ordu- da rahatsızlık yaratan sö2- lerini yumuşatmaya yöne- lik mesajlar\erdi. Türkiye için en büyük tehlikenin irtica oldugunu vurgulayan Aykut. "İrtica- dan daha büyük tehlike yok. E nflasyonu şöy le bö> - le aşarız ama irticanın vâ- pacağı tahribah aşnak çok zor" dedi. Aykut. bir gazetecinin. Başba<.an Mesut Yılmaz'ın "Asker kışlasına dönsün" ded jı- nı anımsatması üzenıie şunlan söyledi: "Asker. kışlasında dıru- yor zaten. O anlamda «ö> - İemedi. Bu, darbe ve ıra rejim söy lentilerini ya>an- lara yönelik bir SÖ21Mİ. Çünkü asker yabancı de- ğildir" karşılığını vercı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle