Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 MART 1998 PERŞEMBE
12 KULTUR
Ahmet Umit, sistemin kendisini katil olarak gösteren bir tür 'kara roman' yazdığmı belirtiyor
^Polisiye roman,, sanayinin çocuğu'
ESRA ALÎÇAMJŞOĞLt
"Katil kim?" tşte polisıye roman de-
nıldi mi akla gelen ilk soru. Tiirk roman
geleneği içinde pek de yeri olmayan.
hep ikinci smıf edebiyat olarak nitelen-
dirilen "polisiye' roman türü. ariık Tür-
kiye'de de 'katil uşak' anlayışının dışı-
na çıkarak yeni kimliğini yakalamaya
çalışıyor.
'Sis vc Gece' adlı romanıyla polisiye
türe yeni bir soluk getiren Ahmet llmit
son kitabı 'Kar Kokusu'nda. Mosko-
va'da Marksızm eğitimi gören bir grup
Türk devrimcisinin yaşadığı çarpıcı
olaylan anlatıyor.
Mosko\a'da. aralannda Türklerin de
bulunduğu değışik ülkelerden
komünistlerinbiraradaeğitım
gördüğü Marksizm Enstitü-
sü'ndeki vaşam, Türklerden
birinin öldürülmesiyle hare-
ketlenir. Herkes korku içinde
bırbırınden kus,kulanmaya
başlar. KGB. MİT \e Türkiye
Komünıst Partisı olayı kendi
açılarından soruşturmayabaş-
larlar...
Ahmet Cmit 'Kar Koku-
su'nda. TK.P gibi Türkiye'nın
en eski partisının bir dönemi-
ne ilişkin ilgınç ıpuçlan verir-
re bizde polisiye romanın kaynağı bu
şekilde yürüveeek. Sa\aş. kara para,
mafya ilişkileri. derin de\ İet dediğımiz
yapı. siyasi cmayetler eksenmde yer ala-
cak. Çünkü bunlar çok iyi malzeme ve-
riyor.
-1985-86 yılları arasında Moskova'da
Marksizm eğitimi aldınız. Bu eğitinı
'Kar Kokusu'na nası yanstdı?
Başmdan itıbaren eğitım benim ıçin
çok önemliydi. Çeşıtli ülkelerden ınsan-
ları tanımak. onlarla ders görmek çok
büyük bir deneyım. Bir laboratuvardt
orası. Orada edindiğım tecrübelen y az-
mayı düşünüyordum. Fakat bunu nasıl
yazacağımı. kurgusunun nasıl olacağı-
nı bilmiyordum. Aslında bu eğitim sü-
unr
A ürkiye'de polisiye roman yeni
yeni gelişiyor. Bunun aslında
mantıklı bir nedeni var; polisiye
roman sanayinin çocuğudur.
Türkiye"de asıl polisiye romanın
kaynağmı oluşturan öğeler, kara para.
doğudaki savaşla birlikte gelişen
eroin ve devletin gizil çalışmalan."
ken. uzun yıllar yeraltında yaşamıs, in-
sanlann yaşamına dair gerçekleri de
gözler önüne seriyor.
Ahmet Lmıt ile 'Kar Kokusu" ve
Türkiye'de polisiye roman geleneği üze-
nne konuştuk.
- Türk okuruyla buluşmamz bir an-
lamda "Sis ve Gece' adlı ilk polisiye kita-
bınızla oldu. Bu kitabın getirdiği başan
'Kar Kokusu'na nasıl yansıdı?
AHMET ÜMİT - Sis ve Gece'den
önce de kuaplanm vardı. ama bunlarla
geniş okur kitlesine ulaşmam gerçek-
leşmedi bir türlü. Bu kitaplarm da yeni-
den gündeme gelecegini \e Can Yayın-
İarı tarafından basılacağmı düşünüyo-
rum. Daha önce kitaplanmı tanıtma
mantığı yoktu bende. 'SisveGece'nin ta-
nıtım kampanyası oldu ve oldukça ses
getirdi. Bir de kitabın polisiye ve iyi ol-
ması da tartışma yarattı. En önemHsi de
tartışma yaratmasıydı. 'Stsve
Gece'nin sağladığı avantaj
'Kar Kokusu'na da yansıdı
\e moral verdı. Bunda 'Sisve
Gece'nin olduğu kadar Tür-
kiye'de polisiye romanın çok
fazla olmaması ve bu alanda
boşluk olması da çok büyük
bir etken.
recmi otobiyografik olarak kaleme al-
saydım bile polisıye roman olurdu. A-
ma buna bir kurgu v apmak gerekiyor-
du. 20. yiizyıl sona eriyor ve insanlığı
olumlu ya da olumsuz etkileyen en
önemli olaylardan biri de Ekım Devri-
mı. Sosyalizm devrimı çağımızın en
önemli olaylarından biri. Kitapta da bir
dönemın bitış yılları anlatıhyor. Bu yüz-
yıhn bir anlamda özü. anahtan var 'Kar
Kokusu'nda. Kitapta herhangi bir dü-
şünceyı aklama gibi bir şey de yok ay-
nca.
- 'Kar Kokusu'nu kaleme alırken o
döneme aitkullanmadığuuzban olaylar
oldu mu?
Herhangi bir şey ı saklamaktan yana
değildim ben. Fakat polisiye romanda
öyle bir şey vardır ki kurgu her şeyi içi-
ne almaz. Kurguda bazı şeyleri atmak
zorunda kalırsınız. Yoksa okuvucunun
dikkati başka yerlere doğru dağılır. Bu-
nu bozmamak gerekiyor. Tabii her şeyı
anlatmadım. ama arılatmama nedenım
kurguyubozmamaktı. Bazı şeyleri sak-
lamak gibi bir düşüncem yok. eleştirel
olmaktan yana>ım. Polisive kurguyu
sarkıtacak şev leri v azmadım.
-Kitapta. bireylerin kendi iç hesaplaş-
malannada >er \eriliyor. Belli birideolo-
jiye bağlanmış insanlann çelişkilerini
açıkçagörüv oruz. Kendiçelişkileriniz de
yansıdı mı kitaba?
Elbette. Onun ıçın samimi zaten kı-
tap. Bu noktada bir hesaplaşma ve mu-
hasebe de vaşadım. Ölümü bile göze
alan. ıdeal toplum ıçin savaşan bir dev -
rimci. uğruna sa\ aştığı toplumun o top-
lum olmadığını görüyor. Neden
böyle dıye düşünmeye başladığın-
da da bir dızi hesaplaşmaya girı-
yor. Ev et. bir sürü sorunu çözmüş-
İer. ama gıdıp gördüğünüzde ha-
yalkırıklığına uğruvorsunuz. Do-
lav ısıyla düşünmeye \ e hesaplaş-
maya başlıyorsunuz. Aslında ya-
zarlığa v önelmemın sebebi de bu-
dur. Ahlaki olmayan bir politıka
içinde ver almaktansa >azar ola-
rak kendimı ifade etmek daha
doğru geldi.
- Türkiye"de gençlerin polisiye
— romana olan Ugisini nasıl değer-
lendirivorsunuz?
Polisıye romana son dönemde ilgi art-
tı. Fakat polisive roman hakkmda genç-
lenn pek bilgısi yok Polısıye romanı
A\Tupa'da artık entelektüeller okuyor.
Bizde ise yeni yeni farkına vanlıvor.
- Moskova'da birlikte yaşadığınız in-
sanlardan ne tür tepkiler aldınız?
Çok olumlu tepkiler aldım. Nasıl an-
lattığımı merak edıyordum. unutmuşol-
duğum bazı noktalar olabılirdi. Ama
okuyanlar çok iyi yansıttığımı. kıtapla
birlikte yeniden oralara gıttiklerinı söy-
lediler. Bu da benim için en önemliydi.
Benim politik yaşamımın büyük bir bö-
lümü profesyonel de\nmci olarak geç-
ti. ama ideallerime o günkü gibi eleştır-
meden bagh deöilim K.oşullar değışın-
ce düşünce de. ideolojı de değışir ve ye-
rine başkalan konur. Önemli olan ıler-
lemeden vana olmak. Ahmet Cmİt bu kez 'Kar Kokusu'yla gündemde. (Fotoğraf: KUBtLAY TÜNTÜL)
'Suç ortamı büyüdü'
- Polisive romanikincisıruf
edebivat olarak adlandınlır.
Polisiveyi diğer türlerden ayı-
ran özellikler neler?
Polisıye romanın ikınci sı-
nıf edebıyat olduğuna inan-
mıyorum. lyı polisiye. iyi
edebıyattır. Polisiye türünün
köklennin Sophokks'e kadar
indiğini düşünüyorum. Poli-
sıye roman çok satan bir tür
olduğu ıçin. kötü örnekleri
daha fazla. Işte bu kötü ör-
nekler polisiye romanı olum-
suz bir tür olarak gösterdı.
Polisiye romanı öteki türler-
den ayıran en önemli özellik:
gizemli suçun akıcı bir dille
ve sağlam bir entrikayla an-
latılmaM. Ama bu. polisiye
romanda dikey yan. insan
psikolojisi. toplumsal ger-
çeklik olmayacak demek de-
ğil. Tam tersi. polisiye roman
bunlan içermeli ve yeni bir
düzeye ulaşmalı. Bir tür 'ka-
ra roman' şazıvorum aslın-
da. Katilı uşak olarak göste-
ren değıl. sıstemm kendisini
katil olarak gösteren. suçu
anlatan ve suçun bir tür top-
lumsal eleştınye de yansıma-
sını ele alan bir tür polisiye.
- Türkiye malzeme bakı-
mından polisive için önemli
bir ka> nak oluştursa da çok
kısır kalmış bu alanda...
Türkıve'de polisıye roman
yeni yeni gelişiyor. Bunun
aslında mantıklı bir nedeni
"var; polisıye roman sanayı-
nin çocuğudur. Türkiye"de
7O'ten sonra. 80'li yıllarda
sanayileşmeyle birlikte suç
ortamının da büyüdüğünü
görüvoruz. Bu nesnel ortam
polisiye romanın nesnelliği-
ni yaratmaya başladı. Polisi-
ye roman karmaşık suçu an-
latır. Batı'daki gibi bir birey
çıkıp da toplumsal eleştiri
adına cinayetler ışlemiyor
Türkıye'de. Türkiye'de in-
sanlar einayetlerini saklama
gereğı du> muyorlar. Adam
çıkıp itırafediyorcinayetini.
Bütün bunlar polisive roman
için eKen^siz koşullar oluş-
turu^or. Türkiye'de asıl poli-
siye romanın kaynağmı oluş-
turan öğeler. kara para. Do-
ğu'daki savaşla birlikte geli-
şen eroin ve dev letin gizil ça-
lışmalan. Susurluk'la ortaya
çıkan gerçekler, birçok yaza-
rın hayal gücünü çok aşan
karmaşık olaylan içinde ba-
rmdınyor. Romanlanmda sa-
dece cınayet işleyen bıreysel
katilden çok. bütünüyle top-
lumsal yapıya. organize suç
örgütlerine doğru gelişen bir
yapı v ar. Sanıyorum uzun sü-
Eleştirmen Sezer Tansuğ geride yüzlerce yazı, yirmiye yakın kitap bıraktı
Önce sanat tarihçisi, sonra eleştirmen
Kültür Servisi - Türkiye'nin sanat orta-
mına eleştirmenliğı ve eğitimciliğiyle o-
tuz yılı aşkın süre emek \eren Sezer Tan-
suğ, sessiz sedasız aynldıaramızdan...Ge-
nde. dergilerde ve sergi kataloglarında
yazdığı yüzlerce yazı ile resim. heykel.
mimarlık. sinema gibi alanlarda sayılan
onu aşan kıtaplan kaldı. '"tnsanveSanat*.
"Sanahn Görsel Dili". "Sanata Yaklaşım"",
"ŞenliknameDüzeni".
u
Karşıt\ Aramak",
"Çağdaş Türk Sanatı". "Türk Resminde
Yeni Dönem
1
" gibi kitaplannda özgün ba-
kış açısıyla Türkiye "de sanatsal oluşumla-
n. egilımleri ve tartışmaları irdeleyen Se-
zen Tansuğ. sanat ortamının en üretken
kalemlerinden bıriydi.
lstanbul Üniv ersıtesi Sanat Tarihi Bölü-
mü mezunu olan Sezer Tansuğ. kendisini
önce sanat tarihçisı. sonra eleştirmen ola-
rak nitelendiriyordu.İstanbul Üniversitesi
sanat tarihi bölümü asistanlığından son-
ra 1960-74 arasında Ayasofya müzesinde
uzmanlık yaptı. 1977-79 arasında da Ege
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde.
1979-81 arasında da İstanbul Dev İet Gü-
zel Sanatlar Akademisi'nde öğretim gö-
revlisi olarak çalıştı.
Remzı K.ıtabevi'nce yayımlanan "Çağ-
daş Türk Sanatı" kitabı başta olmak üze-
re, Türkiye'de güncel sanatı belgelemek
adına öncü bir etkinlık gösteren Tansuğ.
sanat dergilerinde \e kataloglarda son o-
tuz yılın sanat etkinliklerine dair yazdığı
yazılarla da bu alanda duyulan yazılı bel-
ge eksikliğine katkıda bulunmuş oldu.
Başta resim olmak üzere mimarlık. hey-
kel. seramik. grafik sanatlar ve endüstri ta-
sanmı dallannda Türkiye'deki gelişmele-
ri ortaya koyan "Çağdaş Türk Sanatı*" ki-
tabı. ilerıde yapılacak çalışmalar için
önemli bir kaynak oluşturuyor.
Çeşitli kurumlannda sanat alanında eği-
timcilik de yapan Sezer Tansuğ. eğitmen-
liğinı "öğrencilik eğiliminin bir uzantısı"
Tansuğ'un
cenazesi
bugün
İstanbul Haber Servisi -
Geçen salı günü vefat eden
ve sanat dünyasında büyük
üzüntü y aratan eleştirmen ve
eğitimci Sezer Tansuğ'un
cenazesi bugün kaldınlacak
Tansuğ için ilk tören saat
10.30'da Mimar Sınan
Üniversitesi'nde
düzenlenecek. Tansuğ.
Ortaköy Mecidıye Camii'nde
kılınacak öğle namazının
ardından toprağa verilecek.
Tansuğ, kendisini önce sanat tarihçisi. sonra eleştirmen
olarak nitelendiriyordu. Sanat tarihçiliğinin eleştirel bir zekâ ve
düşünceden yoksun olamayacağına inanan Tansuğ, iddialı olduğu
bu alanda özgün bakış açısını ortaya koymaktan hiç çekinmedi.
sayıvordu. Ders notlarını. kapsamını ge-
nişleterek folk sanatı. popüler sanat. yük-
sek ve seçkin sanat gibi konulan ele aldı-
ğı "tnsan ve Sanat",sanatın temel sorun-
lan ve sanata bakış açılarını. sinema sana-
tının gelişme süreoini araştırdığı "Sanatın
Gorsel Dili" gibi kitaplara dönüştüren Tan-
suğ, bu gıbı kitaplannda eğitim alanında-
ki "ezberciliğe" tepkisini dile getiriyor v e
"gençlerin sanat konulannda ezberciliği
değiLdüşünce ve irdelemeçabalannı uvar-
mayı'* aınaçlıyordu.
Sanat eleştirilerinde kendine özgü bir
üslup kullanan ve "zor anlaşüır" olduğu
gerekçesıv le eleştırılen Sezer Tansuğ. Fe-
riha Büyükünal ile 1988 yılında yaptığı
söyleşıde "Kolavca anlaşılır olmak bava-
ğılığına hiçbir /anıan itibar etmem. Kolav
anlaşılır bulduğunuz cümlelerin arkasın-
da da anlaşılması zor sorular olabilir. Be-
nim kolav anlaşılır olmak gibi bir mecbu-
ri\etim hiçbir zaman olmamışrır. Anlaşıl-
nıak mı? Hiç umurunıda değil. Düşünce-
nin kısa bir cümle >a da uzun karmaşık bir
cümleyle anlatılması bazı koşullar gereği-
dir. Fakat bununla esas tavır değişmez ol-
maz" demışti.
Sanat tarihçiliğinin eleştirel bir zekâ ve
düşünceden yoksun olamayacağına ina-
nan Sezer Tansuğ, iddialı olduğu bu alan-
da özgün bakı^ açısını ortava koymaktan
hiç çekinmedi: "Eğer sanat tarihi günde-
lik duvuş \e düşünceden, yaşamdan, coş-
kudan uzak kuru bir deskriptirkatalogbi-
limciliği değilse, bu alanda da benden hi-
sini bulamazsınız." Eleştirilerinde kişisel-
lıgi ön plana çıkaran Tansuğ. "eleştirme-
ci va/ar olarak yaklaşımlanm kendi özel
koşullarıma bağlıdır" diyor. eleştirmenle
sanatçı arasında özet bir bağ bulunduğu-
nu savunuyordu: "Eleştirmenle sanatçüar
arasında pav laşılan bazı du> arlılık ilişkile-
ri. halia ba/.ı dostluk ilişkileri \ardır. Bu
ilişkiler içine insanlann birbiıierine mad-
di ve manev i yönden destek olmaları da gi-
rer. bakın. bir sanatçının duyarlılık ve ye-
tenek kalitesi bende yakın. sıcak bir dost,
bir arkadaş canlılığı > aratabilmesi ondan-
dır. İşte si/e caiılı bir kriter. Benim çok iyi
dostum.arkadaşım olmayan birsanatçuiyi
bir sanatçı değildir. Ben bunu kendi kuşa-
ğım içindesınadım vedeğerlendirmede bu-
nu ölçüt saydım. Ve inanın hiç yanılma-
dım."
Sezer Tansuğ'un Türkiye'de resim sa-
natının 1950"lı yıllardan sonraki gelişimi-
nı ırüeledığı "Türk Resminde Yeni Dö-
nem" bulunuyor.
Bcllı bir sorumluluk bilıncıyle Türk sa-
natının yıllardır takvimıni tutan çalışma-
larıyla geleceğın araştırmalarına katkı
sağlay an Sezer Tan^uğ. "Sanat araştırma-
eısı hugünkü kendi toplumunun diyalek-
tikgelişmt1
doğrultusunda kavrayarak bü-
riincül bir görüse ulaşabilmişse. kişisel göz-
lemlerde özelliği düşmekten korknıamalı-
dır. Sanatın o kıv rak, eleav uca sığmaz kar-
maşıklğında tarihsel uğrak noktalanm >a-
kalayabilmek. ancak nireysel duyaıiılığın
ince sezgileriy le mümkündür" dıyordu.
'Kendine özgü bir kişilikti...'
ÖMER ULUÇ
Çok özel bir kişiydi. Değişik bir
görüşe. büyük bir sevgiye sahipti.
Alışılmış düşüncelere karşı bir tavrı
vardı. Ne denli ilginç biri olduğu
zaman geçtikçe anlaşılacak.
NUR KOÇAK
Bir ölümün ardından ne söylenır
ki... Çok acıh bir olay. sanat
tarihimiz adına önemli bir kayıp.
Kendine özgü bir kişilikti.
Yazdıkları zaman içinde
değerlendirilecektir. Ona benzer bir
sanat tarihçisi yoktu.
YAHŞİ BARAZ
Sezer Tansuğ göçmen bir ailenin
çocuğuydu. Baba tarafı 1876
yılında Bulgaristan'dan, anne tarafı
1918'de Makedonva'dan
Anadolu'ya gelmiş.ti. Babası, bir
subaydı. Tansuğ 1930"da
Erzurum'da doğdu ve İstanbul'a
yerleştikleri 1943 yılına dek
babasının işi nedeniyle Anadolu'da
kaldı. İÜ Edebiyat Fakültesi Sanat
Tarihi Bölümü'nden mezun oldu.
Arif Müfit Mansel, Mazhar Şevket
İpşiroğlu. Oktav Aslanapa, Semavi
Ey/ice gibi önemli hocalarla. Alman
sanat tarihçisı Kurt Erdman'la
çalıştı. Daha sonra Türk-lslam
sanatı. Bızans sanatı,
Avrupa sanatı ve klasik arkeoloji
(Yunan ve Roma) alanlannda
sertifika aldı. Bu büyük
donanıiTuyla. sanat eleştirınenleri
arasında çok ayrıcalıkh biryere
sahipti. Türk plastik sanatı ve
resmiyle ilgilendı. Gerilimli
üslubuyla, ele aldığı konuyu
gündeme getirmek gibi bir başarısı
vardı. Çok idealist bir kışilığe
sahipti. İlk yazısını 25 yaşmdayken
Yüksel Arslan'ın sergisi üzerine
Yenilık dergisinde yazdı. \elken.
Yeditepe. Değişim. Sanat Çevresi.
Argos. Gergedan. Papirüs.
Mimarlık ve Sanat, Türkiye Defteri
\e Yeni Dergi'de yazıları
yayımlandı.
Bugün eğitimde de kullanılan 20
dolayında kitap verdi. 1964-65
vılları arasında Amerıka'da
müzecılik ve taksidennı üzerine
ıncelemelerde bulundu. Sezer ve
ben 196^ yılında tanıştık. Cihat
Burak. \üksel Arslan. Burhan
Doğançay ve Ömer Vluç en sev diği
ressamlardandı. Geleneksel kültürü
çağda> bir biçımde yorumladıkları
için onların resmini severdi.
IŞILDAK VE YELPAZE
ATİLLA BtRKtYE
Şiir Yıllığı
Ne hikmetse, şiir "medya"datartışılır oldu. Ede-
bi konular, tartışma konusu olarak medyaya "düş-
tü" mü, ister istemez, edebi, estetik değerinden
yitiriyor.
"Yapay bir tartışma konusu olarak" gündeme
geldi; bu yüzden çok ilerteyemedi. derinleşeme-
di. Zaten medyada bir tartışmayı, hele hele edebi
bir tartışmayı nasıl derinleştireceksiniz.
Acaba, "bir kısım medya'da"m\ deseydik...
(Bu, medyanın bir özelliği olduğu gibi, son za-
manlarda estetik ağırlıklı. derinlikli, üretken tartış-
malar da edebiyatın uzağında nedense...)
• • •
Adam Sanat dergisi, 1993'ten beri her yıl oldu-
ğu gibi. bu yıl da "Şiir Yıllığı"n\ yayımladı. Dergi-
nin mart sayısıyla birlikte veriliyor "1998 Yıllığı."
Adam Sanat dergisi, başka "yay/n" organlan gibi,
çatal, bıçak. tencere, tava, vb. veremiyor.
Kendi niteliğine uygun. kendine yaraşır bir ek
veriyor... Ciddi bir edebiyat dergisi de böyle ekler
vermeli.
Bu sayının fiyatı, doğal olarak farklı. Ancak, ha-
ni "değiyor" sözcüğü az kalır. Çünkü büyük bir
emekle hazırlanmış yıllık...
Her yıl olduğu gibi, bu yıl da yıllığı Mehmet H.
Doğan yayına hazırlamış.
Doğan, altmışın üzerinde dergiyi tarayarak, yüz
yirmi beş şairden, yüz otuz altı şiir seçmiş. Bu şa-
irlerin on altısı yıllığa ilk kez giriyor.
1997'de yitirdiğimiz Cahit Külebi ve Suphi Ay-
timur'un birer şiiri; ve Turgut Uyar'ın bu yıl ilk kez
yayımlanan bir şiiri ile Edip Cansever'in kitapla-
nna girmemiş iki şiirini de almış.
"" 1998 Şiir Yıllığı edebiyatçılar için bulunmaz bir
kaynak. Şiir kitaplarının listesi, ödüller, olaylar, şi-
ir üzerine dergilerde çıkmış yazılar, söyleşiler ve
Doğan'ın yıl değerlendirmesi de yapıtın kapsa-
mında.
• • •
Bu tür yıllıklan hazırlamak çok geniş bir araştır-
ma ister. Öte yandan "seçme"ye ilişkin de sorun-
laryaşanır. Kimi alacaksınız, kimi almayacaksınız;
hangi şiiri alıp hangisini almayacaksınız.
Mehmet H. Doğan, Önsöz'de, daha önceki yıl-
larda yapılan eleştirilerden yararlandığını söylü-
yor:
"Bugün elinizde ilkinden daha yararlı, daha do-
yurucu bir yıllık bulunuyorsa, yapılan eleştirilehn
büyük payı var bunda."
Hiç kuşkusuz. bir de madalyonun öteki yüzü
var. Yani, "kıskançlıkların", "her şeyi kötüleme"
eğiliminin yol açtığı eleştiriler...
Haklı olarak, bu tür eleştirileri önemsemediğini
belirten Doğan, değerlendirme yazısını şöyle biti-
riyor.
"7997 yılını da geride bırakarak yirminci yüzyı-
lın son iki yılına girdik. Bütün bir yılın ürünlerinden
seçmelerle, tanıklıklarla karşınızdayız. Eksikleri-
miz, yanlışlarımız görülür, gösterilir, bağışlanır
umudu ye yeni yıllıklarda buluşmak dileklerimiz-
İei" • "',
• • •
özcesi, oldukça yararlı ve keyifli biryapıt "Adam
Şiir Yıllığı". Bütün bir yılın şiir "görünümünü" su-
nuyor. Bizde eskısi gibi edebiyat yıllıklan yayımlan-
mıyor, artık. "Yaşayan" bir edebiyat yıllığı yok. Böy-
le olunca, Şiir Yıllığı daha da önem kazanıyor.
Melih Cevdet Anday'ın yıllıkta yer alan "Home-
ros Böyle Derdi" başlıklı şiirinin son bölümünü
alıntılayarak yıllığa uzun ömürler diliyoruz:
"Doğadan kopmanın acısı
Şiiri koydum onun yerine
Şafaklar bulutlar yıldızlar gibi
Dizeler kaldı belleğimde
Işıyan dolaşan kırpışan."
'Bir İPlanda Esintisi'
• Kültür Ser\isi - Türkiye'nin ilk Irlanda festivali,
Firbreaga tarafından "Bir lrlanda Esintisi' adıyla
gerçekleştınliyor. 22 Mart'a dek sürecek olan
festivalde tiyatro, müzik ve dans etkinlikleri yer
alacak. Tünel'deki Asmalımescid Sanat
Galerisi'nde. İstanbul'da yaşayan lrlandalı
sanatçılann resimlen sergilenecek. Sanat galerisinin
üst katında Dublin tstanbul-Y'aşayan Şehırler
başlıklı ses. fotoğraf düzenlemesı. danışma ve
araştırma köşesı yer alacak. 22 Mart'ta
gerçekleştirilecek olan İrlanda edebiyatından A
îngilizce. trlandaca ve Türkçe şiir. metin okumalan
akşamlanna Nevzat Erkmen de kendi çevirisi olan
James Joyce'un Ulysses'inden metinler okuyarak
katılacak. Geçen yıl Irlanda'da sahnelenen Beauty
Queen of Leenane, 22 Mart'a dek Beyoğlu Dostlar
Tiyatrosu'nda izlenebilecek. Bunun yanı sıra
Galata'daki eski lngiliz Karakolu'nda, Türk ve
lrlandalı çocuklann yaptığı ve lrlanda Türkiye
hakkındaki izlenimlerini dile getiren resimleri
sergilenecek.
BUGUN
• EYTl'L MÜZtK KULÜBÜ'nde Levent Yüksel
ızlenebilir.CJ57 7/ 09)
M CEMAL REŞİT REY KONSER SALOMJ'nda
saat saat 20.00'de Idil Biret'in resitalı yer
alryor.(23: 98 30)
• ARKA SOKAK Müzik grubu saat 16.00da
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Oditoryum'da bir conser
verecek.
• MİLLt REASÜRANS AUDİTORİUM'ca saat
19.00'da Cihat Aşkın ve»Mehru Ensari'nin leman
ve piyano ikilisi konseri izlenebilır/232 54 S4)
• AKSANAT'ta saat 12.30'da Frank Sinatn'nm
"The Reprise Collection Volume 111' konser, saat
18.00'de de Sakine Çil'in katıldığı 'Eksantrk
Seramik Çaydanlıklar' başlıklı söyleşi
izlenebilirY252 55 00)
• FRANKONİGÜNLERİ kapsamında Tacsim
Andromeda Disko'da Rai tarzının 'küçük p^nsi'
Faudel'in konseri ver alıyor.
• BORUSAN KİJLTÜRMERKEZİ nde aat
19.00-21.00 arası Fuat Erman-Ilke Boran'ıı
katıldığı "Çağdaş Batı Müziğini Sevmeli myiz'
konulu söyleşi düzenlenecek. (292 06 55)
• İFSAK'ta saat 19.30'da Ömer Bakan'ıncanldığj
söyleşi, dialar eşliğinde izlenebilir/292 42 U)
• İSTANBUL DEVT.ET OPERA VT BA1ESİ saat
20.00'de Satılmış Nişanlı operasını sahnelior.
(245 16 36)
• BAKIRKÖY BELEDtYE TÎYATROLvttl saat
20.30'da Bozuk Düzen'i sahneliyor.f2.52 5'35)