Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 ŞUBAT 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
TBMM'de
yolsuzluk
tartışması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-TBMMGenel
Kurul Salonu Yolsuzluğunu
Araştırma Komisyonu'nun,
"mal bildirimlerim"
istedıği Meclis Başkanlık
Di\anı üyeleri.
"protestoya"
hazırlanıyorlar. TBMM
Başkanı Hikmet Çetin'in,
genel kurul yolsuzluğunu
yargıya götürme karannı
açıklamasına karşın
başkanlık divanında sular
durulmadı. TBMM Genel
Kurul Salonu inşaatı için
Emlak Konut"a ihale
yapma yetkisınin verildiğı
kararda ımzası bulunduğu
gerekçesıyle TBMM
Araştırma Komisyonu'nun
mal bildiriminde
bulunmalarıru istediği
ANAP ve DTP dışındaki
başkanlık di\anı üyeleri,
ortak hareket ederek bir
protesto mektubu eşliğinde
bıldinmde bulunmayı
kararlaştırdılar.
Öğretmen
açıkları
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - tl mılli eğitim
müdürleri. bölgelerindeki
branş öğretmeni açığımn
sürmesi nedeniyle
bakanlığın mart ayında
yapacağı atamalan
beklemeye başiadı.
Taşımalı eğitimın. öğretim
çıtasını yükseltirken
öğYetmenlerin gelişmesini
de sağladığını belirten
müdürler, öğretmen
açığının da giderilmesiyle
sorunlarının hemen hemen
noktalanacağını
belırtıyorlar. Atanan birçok
öğretmenin göreve
başlamadığını bildiren
müdürler, açığın
engellenmesı ıçin daha
kalıcı çözümlenn
üretilmesini istiyorlar.
Çetîn onunsal
başkan
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu)-TBMM Başkanı
Hikmet Çetin, Halk
Ozanlan Kültür Vakfi'nm
onursal başkanı oldu. Halk
Ozanlan Kültür Vakfı
Başkanı Murtaza Yalçın ve
vakıf üyesi ozanlar, Çetin'i
ziyaret ederek
cumhuriyetin 75. kuruluş
yıldönümü nedeniyle
düzenlenen kutlama
törenlerinde yer almak
istediklerini belirttiler.
Ozanlann ısteğini kabul
eden Çetin. TBMM'nin
aynca vakfa finansman
destek sağlayacağı sözü de
verdi.
Tuğgeneral
Kavuncu öldü
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Genelkurmay
Silahsızlanma ve
Uluslararası Güvenlik İşleri
Daıre Başkanı Tuğgeneral
Mehmet Tuncay Kavuncu
yaşamını yıtirdi.
Tuğgeneral Kavuncu, bir
süredir tedavi görüyordu.
Kavuncu'nun cenazesı,
bugün Kocatepe Camiı'nde
kılınacak öğle namazının
ardından Karşıyaka
Mezarlığı'nda toprağa
\erilecek.
Huzur
operasyonlan
• İstanbul Haber Servisi -
Istanbul Emniyet
Müdürlüğü'nün. il
genelınde 15 gün süreyle
gerçekleştırtirdıği
operasyonlarda, haklannda
gıyabi tevkıf ve yakalama
müzekkeresi bulunan,
yoklama kaçağı. cezaevi ve
asker firarisi 2 bin 547 kişi
gözalrtna alındı.
Mezarcı'ya
beraat
• İstanbul Haber Servisi -
Sıyah Bayrak adlı dergide
yayımlanan bir röportajda.
"Devletin askeri
ku\-
\etlerinin manevi
şahsivetini tahkir ve tezyif
ertiği" gerekçesiyle 12 yıla
kadar hapis cezası
istemıyle yargılanan eski
mılletvekılı Hasan Mezarcı,
\argılandığı istanbul 2.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde
delil yetersizliginden beraat
etti.
Tîme anketi
• İstanbul Haber Servisi -
Posta tşlettnesi Genel
Müdürlüğü. Türk Hava
Kurumu. helikopterleriyle
kente ha\ adan pusulalar
atarak Tıme dergısınin
başlattığı \e 20. yüzyıla
damgasını vuran en önemli
100 kişının belirlendiği
anketin bitimine 2 gün
kalması nedeniyle
vatandaşlan oy \ ermeye
çağırdı.
MGK'nin asker kanadı, Başbakan Yılmaz'a İslami sermayeyle mücadele karannı anımsattı
Kombassan tarbşmasıANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Milli
Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında
asker üyeler. Başbakan Mesut Yılmaz'a
daha önceki toplantılarda alınan "İslami
sermayeyle mücadele~ karannı
anımsatarak, hükümetin Kombassan'a
teşvik vermesini eleştirdiler. Yılmaz'ın
ise Hazine teşvikleriyle ilgili yasal
kurallan anımsatarak w
Bizden istenen
her şeyi yapamayız" yanıtını verdiği
öğrenildi.
MGK'nin önceki gün yapılan
toplantısmın son bölümünde.
değerlendirme sırasında bir asker üye.
daha önceki kurul toplantılannda îslami
sermayenin denetime ahnması için
gerekli çalışmalar yapılması konusunda
görüş birliğine vanldığını anımsattı.
Asker üye, "Kombassan'a biiyük bir
teşvik verikli. Bu, İslami sermayeyi
teşvik olmuyor mu" diye sordu.
Bunun üzerine söz alan
Başbakan Yılmaz. "Türkiye hukuk
devtetidir. Biz, bizden istenen her şeyi
yapamayız. Kombassan
bir şirket Hazine'ye müracaat etmiş,
teşvik istiyor. Bu şirketin durumu
yasalara uygunsa, biz bunu sen
(slami sermayesin diyerek geri
çeviremeyiz. Yoksa Kombassan gider
yargıya başvurur. Böyle ola\larda bir
günde karar abp karşımıza
gelebilirler"dedi.
Kurulun asker kanadının bu
açıklamalara yanıt vermediği
bildirilirken. MGK'nin martta
yapacağı olağan toplantıda "irtica ve
terör" konulannın özel gündem
maddesi olarak ele ahnması
kararlaştınldı. MGK. gelecek ay
yapacağı toplantıda 28 Şubat
kararlannın uygulanmasını. daha önce
belirlenen takvim çerçevesinde
değerlendirecek.
Toplantıda. iç güvenlik harekâtında
gelinen son durum değerlendirilirken,
Diyarbakır, Hakkâri. Siirt. Şırnak,
Tunceli ve Van'da süren OHAL
uygulaması gözden geçirildi. Kurulda,
Irak'taki durum da dikkate alınarak
Diyarbakır. Hakkâri, Siirt. Şırnak,
Tunceli \e \r
an illerindeki olağanüstü
hal uygulamasının 31 Mart 1998'den
itibaren 4 ay daha uzatılması uygun
bulundu.
Raporlar değerlendirilirken, bazı üyeler,
PKK'nin tam olarak bitirildiğini
söylemenin mümkün olmadığını
vurguladılar. Istihbarat birimlerinin
harekâta ilişkin raporu sunulurken,
ülke içinde ve dışında, Irak, Jran ve
Suriye"de 5 bine yakın teröristin
dağlarda bulunduğu bilgisi kurula
aktanldı.
H ü k ü m e t M G K k a r a r l a r ı n ı u y g u l a m a d ı
Tek somut adım 8 yıllık eğitimANKARA (Cumhuri-
yet Biirosu)- Sivası kadro-
İann. Milli Güvenlik Ku-
rulu'nun (MGK) 28 Şubat
toplantısında aldığı karar-
lan uygulamaması. 1 yıl
sonra "irtica'' maddeli ye-
ni bir gündem oluşmasına
neden oldu. Altmda döne-
min başbakanı ve bakanla-
nnm da imzasının bulun-
duğu "yaptmm" uyanlı
pakette öngörülen düzen-
lemelerden 8 >ıllık kesin-
risiz eğitim dışında hıçbi-
ri gerçekleştirilmedi. Eği-
tim kurumlan ve kamuda-
ki kılık-kjyafet konusun-
da yasalarla yönetmelikle-
n uygulayan Milli Eğitim
Bakanı Hikmet l luğba>
da. Başbakan Mesut Yıİ-
maz'ın baskısıyla karşılaş-
tı.
Mesut Yılmaz'ın Baş-
bakan olmasınm ardından
kurulan Başbakanlık Ta-
kip Kurulu'nun çalışmala-
nnın MGK'nın asker ka-
nadını tatmin etmediği bil-
dırihyor.
MĞK. 28 Şubat 1997
tanhli yaptınm uyanlı ön-
lemler paketınde ana hat-
lanyla ırticai faaliyetler
konusundaki tespitlennı
ve bunlarla mücadeleyı
şöyle belirlemişti:
Laiklik meşruiyet kay-
nağı: Dinci akımlar ve dın
sömürücüleri. devlet yö-
netimini demokratik ve la-
ik cumhunyetımızi. halkı-
mızı. maddı \e manevı
baskı altına alma cabasın-
da görülmektedır. Atatürk
iike ve ınkılaplan unuttu-
rularak. milli devletımızın
temellen. sıyasal Islam an-
layışı ile yenıden şekillen-
dirilmek ıstenmektedir.
Laiklik. bütün anayasal
kurumlann da meşruiyet
kaynağı olarak vurgulan-
malıdır.
Şeriatçı propagandaya
karşı>
r
asa: Laıklığın yasa-
larla u\ gulama alanına so-
kulmasını sağlamak ıçın,
Türk Ceza Kanunu'nun
312. maddesi ıle Terörle
Mücadele Yasası'nın (T-
MY) 8. maddesi yeniden
düzenlenmeli. TMY'deki
"devletin, ülkesi ve mille-
tiyle bölünmez bürünlü-
ğû" ifadeleri sadece etnik
bölücülük olarak değil.
u
dini böKicülfik" olarak da
yorumlanmalıdır.
Tarikat okulları devre-
dilmelL
8 yıllıkeğitim: Genç ne-
sillerin dımağlanrun önce-
likle cumhuriyet, Atatürk.
vatan \e millet sevgisi,
Türk milletinı çağdaş uy-
garlık düzeyine çıkarma
ülkü ve amacı doğrultu-
sunda biiınçlendinlmesi
ve çeşitli mihraklann etlci-
sinden korunması bakı-
mmdan 8 yıllık kesintisız
eğitim bütün yurtta uygu-
lanmaya konulmalı.
Kuran kurslan yönet-
meliği çıkanlmaİL
İmam-hatip okullan:
Cumhuriyet rejımine \e
Atatürk ilke ve inkılaplan-
na sadık, aydın din adam-
lan yetiştirmekle >üküm-
lü mılii eğitim kuruluşlan-
mız Tevhid-ı Tedrisat Ka-
nunu'nun özüne uygun ih-
tiyaç düzeyinde tutulmalı-
dır.
Şeriatçı tesisler kapatıl-
mak
Diyanet yeniden yapı-
lanmak
Tarikatiar söndürüle-
cek: Varlıklan 677 sayılı
yasa ile men edilen tarikat-
İann \e bu yasada belirti-
len tüm unsurlann faali-
yetlenne son venlmeh.
TSK'den atüan şeriatçı
subaylar: Irticai faaliyet-
len nedeniyle Yüksek As-
keri Şûra kararlanyla Türk
Silahlı Kuvvetlen ile ilış-
kileri kesilen personel ko-
nusu ıstismsr edıkrek. T-ı
SK'yj dıne karşıymış gıbf
göstermeye çalışmalan.
medya mensuplanmn T-
SK ve mensuplan aleyhin-
deki yayınlan kontroî altı-
na alınmalıdır. TSK'den
ilişkileri kesilen persone-
lin diğer kamu kurum \e
kuruluşlannda ıstihdamı
ile teşvik unsuruna imkân
verilmemelidir.
Şeriatçı kadrolaşma ön-
lenmeli.
İran'ın ülkemizdeki re-
jim aley htan faaliyet ru-
tum ve davranjş,lanna ma-
ni olunmalı.
Kurban derileri: Kur-
ban denlerirun. mali kay-
nak sağlamayı amaçlayan
\e denetımden uzak rejım
aleyhtan örgüt \ e kuruluş-
lar tarafindan toplanması-
na mani olunmalı.
Millet-ümmet: Ülke so-
nınlannın çözümünü mil-
let kavramı bazında ele
alarak sonuçlandırmayı
amaçlayan ve bölücü terör
örgütüne de aynı bazda
yaklaşarak. onlan cesaret-
İendirici gınşımler yasal
ve idari yollardan önlen-
melıdır.
Atatiirk'e saldın: Bü-
yük kurtancı Atatürk"e
karşı yapılan saygısızlık-
lar ve Atatürk aleyhıne ış-
lenen suçlar hakkındaki
5816 sayılı kanunun istis-
mar edılmesıne fırsat ve-
rilmemelidir.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
Abdullah Gü), "Refah'ın kapatılmasıvla İslam ülkeleri hiç ilgilennıedi.
Batılılar ise biiyük yakınlık gösterdi. Tam bir İslami hüzün yaşıyoruz" dedi.
DUKI BÜöUN
İ
•a/'î
SPY'nin 95. maddesinin ihmal edilemeyeceği vurgulandı
'Fazilet'ekapatma davası açılmah'
ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) -
Işık Hukuk Bürosu avukatları;
ana\asa, Sıyasi Partiler Yasası (SPY)
ve RP'nın kapatılmasına ilişkin
Anayasa Mahkemesi karan uyannca
Fazilet Partisi (FP) hakkında
kapatma davası açılmasının
kaçınılmaz olduğunu bildirdiler.
Avukatlar. kapatma davası açmaması
durumunda Yargıtay Cumhunyet
Başsavcısı'nın görevıni ihmal
edeceği uyansında bulundular. Işık
Hukuk Bürosu avukatlan Şenal
Sanhan. Mehmet Cengiz. Nusret
Senem \e Ayban Sanhan tarafindan
dün yapılan açıklamada, bütün RP
milletvekillerinin kapatılana kadar
partilennde kalmalan ve partınin
kapatılmasının ardından da FP'ye
geçmelerine dikkat çekıldı. Bu ıkı
olgunun anayasa. SPY ve RP
gerekçeli karan açısından
değerlendirildiğinde FP hakkında
"kapatma amaayla dava açılmasının
kaçınılmaz olduğu" vurgulandı.
Açıklamada, SPY'nin yürürlükte
olan 95. maddesinin 1. fıkrasında
temelli kapatılan siyasi partilerin
kapatılma tarihinde üyeliği süren
kurucular. genel başkan, merkez
karar ve yönetim kurulu ile her
kademedeki yönetim ve disiplin
kurulu üyeleri ve TBMM grubu
üyelerinin "başka bir siyasi partinin
kurucusu, vöneticisi ve denetçisi
olamayacağı^nın öngörüldüğune
ışaret edilerek. şöyle devam edildi:
"Erbakan dahil, Anayasa
Mahkemesi'nin RP'yi kapatma
karannı açıkladığı 16 Ocak I998'de,
bir göriişe göre ise gerekçeli karann
\aynnlandığı 22 Şubat 1998'de
RP'nin genel merkez, U, ilçe ve belde
teşkilatlannda >önctici ve denetçi
olanlar \e RP nıillervekili olan
binlerce kişinin bundan böyle 'hıçbir
zaman sınırlaması olmaksızm" başka
bir siyasi paıü kurmalan >a da
kunılmuş veya kurulacak bir siyasi
partide yönetici ve denetçi ohnalan
yasal olarak mümkün değildir."
Anayasanın 69. maddesiyle SPY'nin
95. maddesi arasında bir çelişki
bulunmadığı kaydedilen açıklamada,
her ıki yasa hükmünün de yargı
organlan tarafindan uygulanmasınm
zorunluluğuna dikkat çekilerek.
"Özellikle SPY'nin 95. maddesinin
özel yasa olması nedeni ile >argı
organlannca ihmal edilmesi
(görmezlikten gelinerek
uygulanmaması) olanakstzdır"
denıldı.
IRMIKI AYDIN ENGİN
Biliyoaım, iddialı bir başlık.
Öndeyi, Osmanlıca "keha-
net"in karşılığı. Yani bu Tırmık,
bir "kehanet denemesi".
"Islamda reforrp girişimleri
üstüne bir öndeyi denemesi"
de diyebilirsiniz.
Refah kapatılıp, Fazilet kılı-
ğında yeniden karşımıza çık-
maya çabalarken bütün dikkat-
leri de üstünde topladı. Re-
fah'ın "muhaliflikleri" ya kendi-
lerinden ya da medyadan
"men/tu/" gençleri, Fazilet'e gi-
recekler mi, girmeyecekler mi?
Siyasal yasaklı Erbakan, Fazi-
let'in başına naylon bir yöne-
tim getirip dizginleri elinde tut-
mayı becerebilecek mı becere-
meyecek mi? Fazilet, Refah'ın
verdiği açıklardan sakınabile-
cek, Başsavcı'nın hışmından
yakayı sıyırabilecek mi, sıyıra-
mayacak mı?
Gündem bu sorularla yoğru-
luyor.
Oysa Islamcı cephede daha
derinden işleyen, daha sistem-
li bir çaba var: Siyasal Islam ile
laik devlet arasındakı gerginli-
ğiaşmaçabası.
Bir yandan "Fethullah Gü-
Bir Öndeyi Denemesi
len Cemaati" diye anılan çev-
re, hem kendine "meşruiyet"
düzlemı anyor, hem laık devlet
ile didişmeye girmiş Islamcı
akımların arkasından dolana-
rak "laik devletle barışık dınsel
temsilci" bayrağını kapmaya
çabalıyor.
Keza geçmişte ne İsa'ya, ne
Musa'ya yaranabilmiş Diyanet,
hem Isa'nın, hem Musa'nın be-
nimseyebileceği bir "islam yo-
rumu"arayışında.
Buna "28 Şubat Şeyhülisla-
mı" diye anılan Yaşar Nuri Öz-
türk'ün medyatik çabalannı da
ekleyin.
Eskiden söylenmesinden bi-
le sakınılırken, şımdi açıkça
"Müslüman demokrat" bir si-
yasal hareketin olanakları tartı-
ş/lıyor. Batı'nın "Hıristiyan de-
mokrat" partileri ile parallellik-
ler kurulmaya çabalanıyor.
Bu çabalar, laik yaşam biçi-
minı benimsemiş kimi aydın
çevrelerce olumlanıyor. Özellik-
le Fethullah Gülen cemaatinin
medya kanallarında bulduğu
desteği, salt "ruhunu satmış
sahte aydınların avanta kapma
rezilliği" ile açıklamak mümkün
değil. Doğru da değil. Islamcı
kesimler kendi vartık alanlarını
güvenceye almak için arayışla-
nnı sürdürürlerken, bir kesim
aydının da gergınliğı aşmayı bu
çabalara destek vermekte bul-
malannı anlamak, benimseme-
sek bıle anlamak gerek.
Yazının başlığına koyduğu-
muz "öndeyi" de bu noktada
başlıyor. Görunen o ki bugünün
gündemınde, aslında hak etti-
ğindençok daha ağırtıklı yer tu-
tan "Refah-Fazilet" tartışması,
gelecekte yenni. demokratik ve
laik birsistemde "dini", ideolo-
jisinin merkezine yerleştırmiş
bir siyasal örgütlenmenın
mümkün olup olmadığı tartış-
masına terk edecek. Fazilet
gündemde kalsa bıle, tartışma
gündeminin ağırlığını bu arayış-
lar oluşturacak.
Bunun bugünden ciddi belir-
tileri var ve grtgide yoğunlaşı-
yor.
Madem "öndeyi denemesi"
dedik, frene basmayıp sürdüre-
lim. Teorik düzlemdeki tartış-
ma, yerinı bir süre sonra ister is-
temez somut oluşumlar ve ol-
gulan tartışmaya terk edecek.
O aşamaya gelindiğınde, bu-
günkü "kamplar"da şaşırtıcı
değişimler, dönüşümler yasa-
nacak gibi. Bugün bir araya
gelmez gibi görünen, can düş-
manıymışcasına davranan ke-
simlerin barışması, ülkede tu-
haf vebereketli biraltustlükya-
şanması hiç de şaşırtıcı olma-
yacak.
Erbakan elebaşılığında sürüp
giden MNP - MSP- RP - FP (Alı-
şalım: Fazilet Partisi'nin kısaltıl-
mışı da FP) çizgisini yasaklarla,
süngü zoruyla bastırmanın
mümkün olmadığını hayat bu
güne dek gösterdi, bundan
sonra da gösterecek. Ama "la-
ik devlet - Müslüman demok-
rat" uzlaşmasını, MNP'den
FP'ye uzanan çizgiyi etkisizleş-
tirecek. siyasal ağırlığını silik-
leştirecek bir kaldıraç olarak
benimseyenler çıkacak gibi.
Bugün, dinci akımlara karşı
alınan tavır ekseninde belirle-
nen aynşmanın, gelecek dö-
nemlerde çok ilginç uzlaşımla-
ra gebe olduğunu yineleyerek
bugünkü kehaneti noktalaya-
lım.
"Böylesi bir uzlaşmadan ne
çıkar? Çıkan, ülkedeki bugün
yaşanan gerginliği aşmaya hiz-
met edermi? Demokrasinin (ve
onun bileşeni laikliğin) üstünde
dolaşan kara bulutlan dağıtma-
ya elverir mi" sorusunun yanrtı
bir başka yazıya kalsın...
' •••
Okuyucuya not: Başka yazı-
ya kalsın derken "yannki yazı-
ya kalsın" demek istemedim.
Siz bu satırlan okurken, bu ga-
zeteci epey uzaklara tüymüş
olacak.
Bir hafta boyunca Batı Avru-
pa kentlerinden Türkiye'nin na-
sıl göründüğünü anlamaya
çalışacak. Gördüklerini, yazılan
aksatmamayâ çalışarak sizlere
deanlatacak...
POLİTtKA GÜ1NLÜĞÜ
HtKMET ÇETİNKAYA
Fazilet'in FaziletL.
Yüzünde peçe, üzerinde ise kara çarşaf...
Öğrenciler yürüyor Beyazıt Meydanı'ndan Vezne
ciler'e doğru...
Tekbir sesleri yükseliyor...
Başı açık, blucin giymiş sırt çantalı kız öğrenciler
de vararalannda...
Bu fotoğraflar Iran'da Islam Devrimi öncesini
anımsatıyor...
Dünkü yazımda belirttiğim gibi, oyun kuralına gö-
re oynanıyor...
Fazilet Partisi'ne eski Refah Partili milletvekilleri-
nin geçişi sürerken başlayan, 28 Şubat Milli Güven-
lik Kurulu kararlannın yıldönümüne rastlayan 'tür-
ban ey/em/"nin arkasındaki güçleri ne yazık ki ga-
zeteler, televizyonlaria, kimi yazarlar bilerek ya da
bilmeyerek görmüyor...
Daha birkaç ay önce İstanbul Üniversitesi'ni ba-
san, ellerinde bıçak, pala, balta bulunan gerici-fa-
şist gruplar; demokrat, yurtseveröğrencileri koma-
ya sokmamışlar mıydı?
Üniversiteler yolgeçen hanı değildir, oraya kim-
likle girilir...
Şimdi İstanbul Üniversitesi'ne kimlikli, kimliksiz
herkes giriyor...
Inanç bezirgânları, din sömürücüleri iş başında-
dır. Amaçlan 18-20 yaşlanndaki gençleri sokağa
döküp Türkiye'yi kan gölüne çevirmektir...
Bu ülkede kimse inançlarından ötürü horlanmı-
yor, kötü muamele görmüyor...
Tıpkı dün Cezayir'de olduğu gibi, bugün de Tür-
kiye'de laik-demokratik düzen karşıtlan eyleme ge-
çiyor...
Bu aradaTürkiye Büyük Millet Meclisi'nde de ki-
mi partiler atağa kalkıyor, Milli Eğitim Bakanı Hik-
met Uluğbay için gensoru önergesi hazırlıyor...
Gazetelerdeki fotoğraflara bakıyorum... Peçeli
kız öğrenciler çoğunlukta... Laik-demokratik bir ül-
kede bir üniversite öğrencisi böyle derse giremez...
ANAP Genel Başkan Yardımcısı Agâh Oktay Gü-
ner diyor ki:
"Biz bunun siyasi sonucuna katlanamayız..."
• • *
Refah Partisi'nin yerini Fazilet Partisi aldı. Aydın
Menderes de Fazilet'e geçti...
Peçeli kız öğrenciler yürüyor...
Tekbir sesleri gittikçe yükseliyor...
Fazilet ne demektir?
Erdem, deger üstünlüğü... :
Yalnız bununla da kalmıyor fazilet kavramı...
Klasik Islam felsefesinde 'fazilet' şu anlama ge-
liyor:
"Kuran hükümlehne aynen uyma ve uygulama..."
Sözlüklere baktığımızda ise şu değerlendirme
karşımıza çıkıyor:
Müslümanlıkta Kuran 'dan sapmama; Hıristiyan-
lıkta dinin ödevlehni yerine getirme, ayınleri yap-
mayayönelen davranışlar..."
Bugün şenatçılar ne yapmak istiyor?
Laik-demokratik düzeni yıkıp yerine Kuran'a da-
yalı bir devlet biçimi oluştuımak...
Acaba Fazilet Partisi bu amaçla mı kuruldu?
Tüzüğünü, programını bilmeyenler Fazilet'i niçin
seçiyorfar?
Kuran hükümlerine uydukları için...
1998 Türkiyesi'nde işte bunlar oluyor...
Özgüriükçülük adı altında peçeli, sanklı öğrenci-
leri savunanlar ne yaptıklannm farkında değiller...
• • •
Türkiye'de olup bitenlere bakarak gerici-faşist
güçlerin eylemlerinden sakın korkup bir kenara çe-
kilmeyin...
Türkiye'de güzel şeyler de oluyor...
Mersin (Içel) Ulusal Güçler Meclisi'nin bildirisi al-
kışlanmayadeğer...
ADD'den DİSK Genel-lş'e; CHP'den İP'ye; Pir
Sultan Abdal Derneği'nden Çağdaş Yaşamı Des-
tekleme Demeği'ne; Elektrik Mühendıslerı Oda-
sı'ndan lleri Kooperatifler Bırlıği'ne dek çok sayıda
demokratik kitle örgütünün açıklamasını gelin bir-
likte okuyalım:
"• Üniter, laik, demokratik, bağımsız sosyal hu-
kuk devletini savunur, ekonomik ve siyasal bağım-
sızlığı öngörür. Antiemperyalisttir.
• Demokrasiyi cumhuriyetzeminınde ulusal ege-
menlik şeklinde algılar.
• Ulusumuz ırk, soy, inanç üzerine değil; tarih bo-
yunca içtenlikli biçimde süregelen ortak kültür, or-
tak tarih, ortakyazgı biriikteliği üzerine Anadolu'da
bir araya gelmiştir. Bu bağlamda üst kimlik olarak
Türkiye Cumhuriyetiyurttaşlığını kabul eder. Üstün
ırk anlayışına karşı mücadeleyı benimser. Antişo-
venisttir.
• Laik devletyapısı gerçekleştirilmedikçe özgür-
lüğün, bağımsızlığın ve demokrasinin gelişemeye-
ceğine inanır; laikliği demokrasinin önkoşulu ola-
rak algılar. Şeriata ve gerici yapılanmalara karşı du-
rur ve var olan altyapısının yok edilmesıne yönelik
çalışmalar yapar.
• Barışı, savaş karşıtı olarak insanlaşma süreci-
nin zorunluluğu olarakalgılar. Mustafa Kemal Ata-
türk'ün 'Yurtta barış, dünyada barış' anlayışıyla
dünyadaki kolektifbanş sistemine katkıyı hedefler.
• Ekonomideki özelleştirme, özerkleştirme tar-
tışma sürecinde ulusal çıkarlar yönünde tavır alır.
Planlı, ulusal karma ekonomiyi savunur. Ulusalkay-
naklann özelleştirme adı altındaki talanma karşı du-
rur. Başta eğitim ve sağlık hızmetleri olmak üzere
stratejik tüm sektörierin özelleştirilmemesini
yaşamsal önemde görür."
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (h raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
İHD'nin 1997 raporu
216 kişiye işkence yapıldı
İstanbul Haber Servisi -
ÎHD istanbul Şubesi işken-
ce tzleme Komisyonu'nca
hazırlanan "1997Yıh İşken-
ce Raporu" dün basına
açıklandı. Raporda, 1997
yılında 35'i kadın, 11 'i ço-
cuk. toplam 216 kişinin iş-
kence başvurusu yaptığı ve
bu başvurulann 80"inin ad-
li, 136'sının siyasi olduğu
belirtildi. Başta İstanbul
Emniyet Müdürlüfü Terör-
le Mücadele Şubesi olmak
üzere istanbul'daki tüm il-
çe karakollannda işkence-
nin yapıldığı savunularak,
işkence mağdurlannın fi-
ziksel ve psikolojik yön-
temlerle baskı altına alın-
dıklan kaydedildi. Rapor-
da "Asku elektrik, falaka,
kaba dayak. cinscl organla-
ra baskı >apmak \esıkmak,
sigara söndurme, copla te-
cavüz. karanlık ve pis yerde
tutma gibi yöntemJerin ya-
nında psikolojik olarak da
kişinin yakudanna ve ken-
disine teca\üz tehdkli. iğdiş
ctme ve kavbetmc tehdidu
gözalünda iken abtasuun te-
cavüz seslerinin dinktihne-
sL çmlçıplaksmına,ajanhk
teklifi ve zorla mehter mar-
şı ve Kral TV dinJedlmesi
gibi yöntemier uyguitn-
maktadu-" denildi.