Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 ŞUBAT 1998 CUMARTESİ
HABERLER
Gazetecilere
özgüPlük çağrısı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Gazetecilen
Koruma Komitesi (CPJ)
Genel Müdürü VVilliam
Orme ik Basm Konseyi
Başkanı Oktay Ekşi
öncülügünde oluşturulan
ortak platform, Başbakan
Mesut Yılmaz'dan,
göre\ lennı yerine getirirken
değişik nedenlerle
tutuklanan gazetecilerin
serbest bırakılmasını istedi.
Orme ve Ekşi. dün
düzenledikleri basın
toplantısında. tutuklu
gazetecilerin salıverilmesi
için Başbakan Yılmaz ile
yapılan görüşmeyi
değerlendirdiler.
Yurtdışındaki
TÜPkler
• BRIKSEL(AA)-Eski
Kültür Bakanı. TBMM
Dışişleri Komisyonu üyesi.
CHPlstanbul
Milletvekıli Ercan Karakaş,
Belçıka"da Sosyalist Parti
yetkililen, çeşitli Türk işçi
dernek ve kuruluşlanyla
yaptığı temaslan
değerlendinrken,
yurtdışındaki Türklerin
meselelennın yakından
ızlenemedığını söyledı.
Belçika'daki Türklerin sıyasi
katılımlannı güçlendirmek
ve ikı ülke arasındaki siyasi
konularda görüş
alışverişınde bulunnıak
amacıyla gerçekleştirdiği
temaslan anlatan
Karakaş. Avrupa'da 3.5
milyon Türk yaşadığını. bu
insanlann meselelerinin
gereği gibı yakından
ızlenemedığıni söyledi.
Gazeteci döven
polisler• ANKARA (AA) -
Danıştay 2. Daıresi. geçen
yıl Ankara Kızılay'da 8 yılhk
temel eğıtımı protesto
gösterisınde gazetecileri
döven 6 polisın
vargılanmasına karar verdi.
Sanıklar. 3 ajdan 3 yıla
kadar hapıs cezası ıstemiyle
yargılanacak. Yüksek
mahkeme. bir şube müdürü
ıle bır polis memurunun
>argılanmamalan yönündeki
karan onarken. il idare
kurulunun 2 polıs hakkında
\erdıği yargıîanmama
karannı bozdu.
Meclise büyük
görev düşüyop'
• ANKARA (AA) - TBMM
Başkanı Hikmet Çetin,
Meclis'in bu yasama
dönemınde, yasama
dokunulmazlığınm
sınırlandınlması, insan
haklan ve demokrasiye
ılişkin paket ile Siyasi
Ahlak Komisyonu'nun
oluşturulmasını başarması
durumunda görev ini yerine
getireceğini belirterek,
" Benim elımde sihirli
değnek yok. Bunlar,
millervekıllerinin
uzlaşmasıyla sağlanır" dedi.
Çetin. Toplumsal Saydamlık
Hareketi Derneği"nin
düzenledıgi "insan Haklan,
Siyasal Ahlak ve
Saydamlık" konulu
konferansln açılışında
yaptıgı konuşmada.
Meclıs'e bu yasama
döneminde büyük görevler
düştüğünü söyledi.
Özer Çiller davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Eşi DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller
hakkında TBMM'de kurulan
Soruşturma Komısyonu'na
verdiği resmi belgede
sahtecılik yaptığı ve haksız
servet edmdiği gerekçesiyle
Özer L'çuran Çıller'in, 8.5
yıla kadar hapis cezası
istemiyle yargılanmasına
devam edıldi. Aynı davada,
Ankara 25 Noter Başkâtibi
Yusuf Uğurtaş ile Çiller'in
avukatı Atılla Özer ise 2"şer
yıldan 8'er yıla kadar hapis
istemiyle yargılanıyorlar.
Toçoğlu'na beraat
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - .Ankara 5. Ağır
Ceza Mahkemesi. SSK
Mensupları Dernegı
vöneticıliğı sırasındaki
faalivetlennden dolayı
"zimmet. resmı e\Takta
sahtekârlık. görevı kötüye
kullanma" suçlanndan
mahkûm olan Enver Toçoğlu
hakkındaki hükmün iptaline
ve bu eylemlerden dolayı
beraatine karar verdi.
Hakkındaki mahkûmiyet
karan nedeniyle Türk-Iş
Yönetim Kurulu üyeliğinden
uzaldaştınlan Toçoğlu'nun
yeniden bu görevine dönme
olasılığı, Türk-Iş içindeki
mücadeleye yeni bir boyut
kazandıracak.
Akevler'in lideri Karagülle, Adil Düzen Partisi'ni kuracağmı açıkladı
Tazilet RP'nin devamı'CEM ULUTAŞ
Kapatılan Refah Parti-
si'nden (RP) desteğinı çeke-
rek Adıl Düzen Partisi (ADP)
adıyla yenı bir parti kuracağı-
nı açıklayan Izmır Akevler
Grubu'nun lıderi Süleyman
Karagülle. Fethullah Gülen
ile görüşlerinde paralellik ol-
duğunu söyledi.
Fazilet Panısi'nin (FP)
RP"nın devamı olduğunu söy-
leyen Karagülle. RP'nin.
u
adil düzeıT teorisyenleriyle
çalışmak yerine tarikat lider-
lerine yemek vermeyı tercih
ederek "müspetilim'" (pozitif
bilim) hedefine ihanet ettiği
ıçin kapatıldığını savundu. îk-
tıdar olmanın önemli olmadı-
ğını belirten Karagülle. "Bir
yıl içinde enflasyonu yüzde 10'un alûna in-
direcek formüUeri olduğunu'" iddia ettı.
Yeni parti kurma hazırlıklan içinde olan
Süleyman Karagülle. Cumhuriyefin soru-
lannı yanıtladı. Risale-ı Nurlar (Nurtalebe-
leri, Nurculuk tankatı) ile aynı yolu ızledi-
ğini. Fethullah Gülen ıle 1960Tı yıllarda
ortak çahşmalan olduğunu belirten Kara-
gülle, daha sonra Necmettin Erbakan'ı des-
teklediğı için Gülen ile yollannın aynldığı-
Muhalefetindetaşınmasıyla milletvekîlisayısı 133eyükseldi
Bülent Annç da FP'ye katıldı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kapatılan RP
içinde *yenilikci' kanadın başını çeken Manisa Mil-
letvekili Bülent Annç ve ona yakın bazı milletvekil-
leri de FP'ye katıldı. Başlangıçta FP'yi 'dayatma'
olarak nitelendırerek tepkı gösteren Annç ve arka-
daşlannın katıltmı ile RP içindeki muhalefet FP'ye
taşındı. Annç, FP'nin yeniliğe açık bir parti olaca-
ğına ınandığım söyledi.
FP grup yönetiminin toplantıda olduğu saatlerde,
Grup Başkanı Recai Kutan'Ia görüşen Annç, parti-
ye resmen katıldığını açıkladı. Annç'la birlikte ts-
tanbul Milletvekili Azmi Ateş, Kayseri Milletvekıli
nı anlattı. Nurcularla görüşlerinde hâlâ pa-
rallelik olduğunu belirten Karagülle. "ate-
ist" de olsalar bilimsel yöntemlerle çalışan
başka topluluklarla birlikte çalışabileceği-
ni söyledi. I973"ten beri dışandan Erba-
kan'ı desteklediğini, ancak Erbakan'ın ya-
nındakı parti yöneticilerinin 'adil düzen'i
uygulatmadıklanru iddia eden Karagülle,
şöyle devam etti:
"Kuran'ın resmi yonımlayıcısı yoktur.
Nurettin KaMınma, Konya Milletvekili Mustafa
ÜnaMı ve Yozgat Miîletvekili Üyas Aslan da FP saf-
lanna katıhm dilekçesini parti yönetimine verdiler.
Yozgat Milletvekili Kazım Arslan, Gaziantep Mil-
letvekili Kahraman Emmioğhı, Trabzon Milletve-
kili İsmail tlhan Sungur ile Eskişehir Milletvekili
Hanefi Demirkol FP'ye katıldı. Son katılımlarla
FP'nin milletvekili sayısı 133'e yükseldi.
Gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Annç, FP
programını baştan sona okuduğunu ve kendisini ifa-
de edecek en iyi parti olduğuna karar verdiğini söy-
ledi.
Kuran'ın yorumlayıcıs] ilimdir. tşte bu ne-
denle İslamiyet dahiL Marksizm dahil her
tüıiü kaynaklardan yararianarak yalnız
Türkive'nin değiL, dünyanın problemkrini
çözmek zorundayız. Bunu yapmayı hedef-
leyen bir parti yoktur. Refah Partisi de bu
hedefe ihanet ettiği için kapanlmıştır."
Fazilet Partisi'nin Refah'ın devamı ol-
duğunu belirten Karagülle, yüzde 30'luk
bir potansiyele sahip Refah seçmeninin bir
bölümünün ADP'ye oy vere-
bileceğini söyledi. RP'nin
ıkiden fazla partiye bölünme-
sine karşı olduğunu belirten
Karagülle. ADP'nin kurulu-
şu tamamlanmadan eski RP
milletvekillerini almayacak-
lannı söyledi. Karagülle,
ADP'ye katılmak isteyen es-
ki RP'lileri. program üzerin-
den yapacaklan "sınavdan
sonra" alabileceklenni kay-
detti.
Önümüzdeki dönemde bir
seçime gitmeden önce parti-
lerin anayasa değişikliğı üze-
rinde uzlaşmalan gerektiğini
ifade eden Karagülle. şunla-
n söyledi:
"Türidyeçıkmazdadır. So-
---.,-1 • runlannı çözemhor ve gittik-
çe Meclis, hükümet yargı ve
ordu yıpranryor. Devlet Başkanı kunımlar
arasındaki dengeyi sağlayamıvor. Seçimler
de çözüm getirmiyor. Tek çözüm partilerin
anayasa değişiklikleri üzerinde uzlaşarak
seçime gitmeleridir. Biz iktidar olmak için
değD, ilmiçözümlerimizi bürün partilere an-
latmak için vanz. Birim Meclis'e gjrmemiz
bile gerekmez. Parti kurmadan önce de
mevcut hükümete yarduncı olmaya hazı-
nz."
HizbuDah^ı çökerten itirafçı kayıpDtYARBAKIR - Itiraflanyla
Hızbullah'ın Nusaybin ilim gru-
bunun çökertilmesi ve faili meç-
hul kalmış 118 olaym aydınlatıl-
masını sağlayan_"Hüse\in
T>
kod
adh Abdülbaki Öz, Diyarbakır 4
No'lu Devlet Güvenlik Mahke-
mesi'nde yapılan ilk duruşmasın-
da salıverilmesinin ardından ka-
yıplarakanştı. Yaklaşık bir yıldır
devam eden Hizbullah davasınm
hiçbir duruşmasına katılmayan
Öz hakkında gıyabi tutuklama
karan çıkartıldı.
Hizbullah'ın Nusaybin llimci-
ler Grubu'yla ılgih Mardm Em-
niyet Müdürlüğü'nce yürütülen
sonıştunnada. Abdülbaki Öz da-
hil toplam 25 kişi terörle müca-
dele timlerince gözaltına alınır-
ken 33 kişinin yakalanması için
de operasyonlar. yapıldı. Oz,
Mardin TEM'deki sorgulaması
sırasında, Nusaybin tlim Grubu
militanlannın adlannı açıkladı.
Öz'ün itiraflanyla Mardin ve Nu-
saybin yöresinde deşifre edilen
şeriatçı militanlann adlan şöyle:
M. SaKh Köle (Hizbullah Mar-
din eyalet sorumlusu, firarda),
Kaan Aktaş (Nusaybin sorgu in-
faz birimi sorumlusu, tutuklu),
Abdurrahim Hasimi Güneş (Nu-
saybin camiler sorumlusu, tutuk-
lu), Sah Ozbey (Nusaybin cami-
ler sorumlusu yardımcısı. tutuk-
lu), KadriCan, Adnan Aktaş (ca-
mi sorumlulan. tutuklular). Ab-
dülbaki Öz, (sorgu ınfaz binmı
sorumlusu. gıyabi tukuklu), Ha-
cı Hayrettin Şa>ik (siyasi kanat
ve istıhbarat birimi sorumlusu,
firarda). İbrahim Güler,M. Şerif
Ba>ındır. Hamdullah Yaşar. Scy-
fettin Ağınnan. Zi>a Gümüş (ca-
mı sorumlulan, fırardalar). Ab-
durrahman Orhan, Şeyhmuz
Uğur, Hayrettin Demir, M. Salih
Aslan, Mehmet Zeld Ergin (aske-
ri kanat mensupları. tutuklular).
Ömer Saruhan (Nusaybin askeri
kanat sorumlusu. firarda), Orhan
Kölge, Hüsevin Demirel. Musta-
fa Yaşar, Beşir Demir, Mahmut
Avcı, Asım Şinagu, Zeld Şinagu,
Selami Sevim. Necmettin Dağ,
Latif Dağ, Azat Duman, Mansur
Demir, Murat Demir, Mehmet
Ata>, İsmail Arslan, Selami Ars-
• itirafçı Abdülbaki Öz
serbest bırakıldıktan sonra
Hizbullah'm Nusaybin ilim
grubuyla ilgili davanın
duruşmalanna katılmadı.
Yaklaşık bir yıl boyunca
mahkemelere gelmeyen Öz
hakkında 4 No'lu Devlet
Güvenlik Mahkemesi
. tarafından gıyabi
tutuklama karan çıkartıldı.
Hizbullah örgiitii. öldürülen militanlannı Silvan'ın Yoiaç Köyü'nde
lan. Şehzade Demir(askeri kanat
mensuplan, firardalar). Abdül-
karem Tan, Selman Görgin, İdris
Şa>ık,BüalŞayık(Hizbullah için-
de özel görev aldılar, fırardalar).
Eyüp Acat, Tahir Kızmaz, Şerif
Ozsoy, Kesran Acat, (cami so-
rumlulan, fırardalar). HatipDağ,
tsa Aydın, Abdurrahman Ak,
Adnan Beyaz, Medeni Kaya, Hı-
dır Pmraz, Sabri Keskin, Mah-
mut Ozsoy, İzzertin Ozsoy, Ali
Can, Mehmet Kardeş, Emin Ka-
ya, Abdülhakim Aktaş (tümü ce-
maat-cemiyet- istihbarat ve mali
işlerde faaliyetlerde bulundular).
Gözaltındaki 25 militan soruş-
turmadan hemen sonra Diyarba-
kır Devlet Güvenlik Mahkemesi
Başsavcılığı'na gönderıldiler.
Başsavcılıkta, Abdülbaki Öz dı-
şında tüm sanıklar suçlamaları
özd mezarbğa gömüyor.
reddetriler. Öz ise tüm suçlama-
lan kabul etti ve 3419 sayılı lti-
rafçılık Yasası'ndan yararlanmak
istediğini belirtti. Sanıklann tü-
mü tutuklanarak cezaevine gön-
derildi. Hizbullah örgütünün üst
düzey sorumlulan arasında gös-
terilen 33 firari sanığın yakalana-
bilmesi amacıyla da emniyete ta-
limat yazıldı.
Hizbullah'ın Nusaybin ilim
grubu militanlanndan Kenan Ak-
taş, Mehmet Salih Aslan, Şeyh-
muz Uğur, Adnan Aktaş, Abdur-
rahman Orhan, Mehmet Kadri
Can, Sait Özbey, HayTettin De-
mir, Haşim Güneş, Mehmet Ze-
ki Ergin ve Aziz Keskin. "yasa-
dışı Hizbullah örgütünün silahlı
militanı olmakvesilahlı eylemler-
de bulunmak" suçlanndan idam
istemiyle, diğer sanıklardan Ab-
dülbaki Öz. Abdurrahman Ak,
İzzertin Özsoy, Isa Aydın, Sabri
Keskin, Hatip Dağ, Mehmet
Emin Kaya, Mahmut Özsoy.
Mehmet Kardeş, Adnan Beyaz,
Medeni Kaya, Hıdır Poyraz, Ali
Can ve Abdülhakim Aktaş hak-
kında ise "yasadışı Hizbullah ör-
gütünün sair üyesi olmak". "ya-
sadışı Hizbullah örgütü mensup^
lannın hal ve sıfatlannı bflerek
yardım etmek" suçlanndan 3 ile
16 yıl arasında değişen hapis is-
temiyle Diyarbakır 4 No'lu Dev-
let Güvenlik Mahkemesi'nde da-
va açıldı.
Duruşmalara katılmadı
Nusaybin ilim grubu davasınm
ilk duruşmasında, Abdülbaki Öz,
beyanlannı kabul ettiğini belirte-
rek yaptıklan ve yaşadıklannı bir
kez daha tekrarladı ve Itirafçılık
Yasası'ndan faydalanmak istedi-
ğini belirtti. Diğer tutuklu sanık-
lar ise suçlamalan kabul etme-
diklerini yinelediler. Mahkeme.
Abdülbaki Öz'ün salıverilmesi-
ne karar verirken diğer sanıkla-
nn tümünün tutukluluk halinin
devamını kararlaştırdı.
îtirafçı Öz serbest bırakıldık-
tan sonra Hızbullah'ın Nusaybin
ilim grubuyla ilgili davanın du-
ruşmalanna katılmadı.
Yaklaşıkbiryıl boyjunca mah-
kemelere gelmeyen Öz hakkın-
da 4 No'lu Devlet Güvenlik
Mahkemesi tarafından gıyabi tu-
tuklama karan çıkartıldı. Mah-
keme, itirafçının yakalanabilme-
si amacıyla Mardin Emniyet Mü-
dürlüğü ve ilgili birimlere talimat
göndermesine karşın kanlı ör-
gütün ilk itirafçısının izine rast-
lanılmadı.
BİTTİ
:
$1FI& NOKTASI / ORAL ÇALIŞLAR oral.calislar@raksnet.com
Bayrampaşa Cezaevi'nde
yatan tutuklu ve mahkûm ya-
kınları, geçen günlerde gaze-
temizi ziyaret etmişler, her gö-
rüşmeden sonra cezaevi kapı-
sında rasgele gözaltına alın-
dıklarını ve baskı gördüklerini
anlatmışlardı. Cezaevi kapı-
sından gelen analar. çaresizlik
ve öfke içindeydiler. Ne yapa-
caklannı, dertlerini kime anla-
tacaklannı bilemiyorlardı. Ga-
zetecileri bir çare olarak gör-
dükleri için bize gelmişlerdi.
Aslında normal olanı, bu şikâ-
yetlerini yargı kurumlanna ve
idareye bildirmelerıydi.
Ne yazık ki, Türkiye'de böy-
le bir hak arama kapısı büyük
ölçüdetıkalı. Insanlar dertleri-
ni anlatacak ve bunları çöze-
bilecek bir yer bulamıyorlar.
Çaresizlik içindeki insanların
bir kesimi, eğer maddi olanak-
lan varsa, matyaya başvuru-
yordu. Birzamantar bir mafya
babasının nasıl "racon kesti-
ği"ri\ görmüş ve hayretler için-
de, sorunu nasıl çabucak hal-
lertiğine tanık olmuştum.
"Adalet" hızlı ve kesindi.
Yargıdan Umut Kesilirse...
Bir kesimi ise cezayı kendi-
si vermeye kalkıyordu. Geriye
bu yöntemleri tercih etmeyen-
ler kalıyordu. Onlar devletten
eziyet görüyor, bu eziyeti an-
latacak kurum bulamayınca
gazetelere gidiyordu.
Gazeteci ne yapabilirdi?
Eğer devlet yöneticileriyle çok
içli dışlı değilse ve anlatılanlar,
kurulu düzeni temelden rahat-
sız edecek kadar sert değilse
bunları yazıp çizebiliyordu. İl-
gili kurumlara çağnda bulunu-
yordu.
Anaları, o ziyaret sırasında
büyük bir hüzün, iç burukluğu
ve öfkeyle izlemiş ve onlarla
görüşmenin ardından duygu-
larımı ve tepkilerimi dile getir-
miştim. Haksızlık ve zulüm o
kadar artmıştı ki. giderek san-
ki bunları kanıksıyor ve yüre-
ğimiznasırlaşıyordu. Birçoğu-
muz, zaten bu gerçekleri gör-
mezden gelerek, vicdanımızı
temiz(!) tutuyorduk. Biz gör-
mesek de bunlar ülkenin ger-
çekleri olarak yerinde duru-
yordu.
Analann anlattıklannı yaz-
dıktan sonra, kimsenin tepki
göstermeyeceği inancınday-
dım. Hatta, Istanbul Cumhu-
riyet Savcılığı'nın önlem al-
mak yerine benim hakkımda
soruşturma açabileceğini bi-
le düşünüyordum. Bu kez ya-
nılmıştım. Istanbul Cumhuri-
yet Başsavcısı Ferzan Çitici,
cezaevi kapılarında yapılan
bu uygulamayı önlemek ama-
cıyla Emniyet Müdürlüğü'nü
biryazı ile uyarmıştı. Bu uygu-
lamanın, o kadar keyfi ve ras-
gele olduğunu kanıtlamak
amacıyla da ilginç bir örneğe
dikkat çekmişti. Cezaevi 2.
Müdürü'nün eşi de bu rasge-
le gözaltından nasibini almış-
tı.
Ferzan Çitici, gözaltıların
son bulmasını istiyordu. Nor-
mal bir hukuk adamının, yar-
gıcın yapması gerekeni yapı-
yordu. Biz ise böyle bir açık-
lamayı, normal karşılamak ye-
rine heyecanlanıyorduk. Çün-
kü, devlet görevlilerinin bu tür-
den müdahalelerine alışık de-
ğildik.
Çitici'nin, bu uyansından
sonra Bayrampaşa Ceza-
evi'nin çıkışındaki eziyetin so-
na ermesi gerekir. Bir hukuk
devletinde bir hukuk insanının
uyansı ve açıklaması güvenlik
güçlerine bir emir özelliği taşır.
Bizde ne olacak? Büyük bir
ihtimalle, polis yine bildiğini
okuyacak ve idareden, yani
bakanlıktan bir emir gelip uya-
•rılmadıkça baskılarını sürdü-
recek.
Istanbul Cumhuriyet Savcı-
lığı'nın duyarlı tutumunun, bir
örnek oluşturmasını dilemek
gerekiyor. Umanz, bu türden
örneklerartar, yargıçlar, savcı-
lar hukuk devleti için hareke-
te geçerler. Yargı bir ülkede
çok önemli. Eğer bir ülkenin
yargıçlan, savcıları, avukatlan
adaleti, siyasi tercihlerin önü-
ne çıkanrsa bir ilerieme sağla-
nabilir. Istanbul Cumhuriyet
Savcılığı'nın Istanbul Emniye-
ti'neyolladığı uyannın birbaş-
langıç olmasını diliyoruz.
•••
Istanbul polisine not: Istan-
bul Üniversitesi kapısındatür-
ban gösterisi yapan öğrenci-
lere gösterdiğiniz özeni, ne-
den Istanbul Teknik Üniversi-
tesi'ndeki solcu öğrencilere
göstermiyorsunuz? Televiz-
yonlarda kendinizi seyredin ve
solculara bu kadar acımasız
şekilde davranmanın nedeni-
ni bir kez daha düşünün. Is-
tanbul Emniyet Müdürü Ha-
san Özdemir, gazetelere
yaptıgı açıklamada, "Bir bü-
yük holdingin başkanı gibi-
yim" diyordu. Sayın Başkan,
sizin holdingin elemanlan aca-
ba neden elinde copla sürek-
li solculara saldırıyor? Kârlı
buldukları için mi? Çünkü on-
larca yıldır, solcuya zulüm ya-
pan zengin oluyor ve terfi
ediyor. Sizin holding de bu ör-
neklere bakarak mı böyle dav-
ranıyor?
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
TarıkZiyaBânci'ımKitaplan
Doktor Tarık Ziya Ekinci benim gibi 196O'lı yılla-
nn başlannda Türkiye İşçi Partilı olan gençlerin et-
kilendiği, örnek aldığı. bizlerden bir iki kuşak daha
öndeki ağabeylerdendir. Ciddi, içten, seçkin kişiliği
hepimizde saygı uyandırmış bir insandır. 1965'te
Diyarbakır Milletvekili olarak Türkiye İşçi Partisi'nin
on beş milletvekilınden biriydi. 12 Mart sonrasında
Diyarbakır'da iki yıl tutuklu kaldı, 12 Eylül sonrasın-
da birkaç kez tutuklandı, 1982'de kısa bir süre öz-
gür kalınca yurtdışına çıktı. Tarık Ağabey'le yıllar
sonra, 1980'li yıllarda, iki politik göçmen, iki sürgün
olarak Paris'te karşılaştık. Evlerinde yemek yediği-
miz, dertleştiğimiz bir akşamı anımsıyorum. Fran-
sa'dan Türkiye'ye dönüşümüz de aynı tarihte,
1989'dadır. Tarık Ziya Ekinci, burada olduğu gibi
orada da mesleği ve aydın kişiliğiyle kendine rahat
bir yaşam kurabilecekken, koşullar oluştuğunda,
yine ülkesine, Türkiye'ye dönmüştü...
• • •
1966'da parlamento konuşmalarından oluşan
"Doğu Dramı" adh kıtabı, 1995'te 12 Mart ve 12 Ey-
lül yaşantılarından kaynaklanan "Devlet ve Ben"
adlı yapıtı yayımlandı. Aynı yıl bir broşür-kitap ya-
yımladı: "Faili MeçhulBirCinayetILiceliAvukat Yu-
suf Ekinci Cinayetinin Içyüzü". Bunu, "Vatandaşlık
Açtsından Kürt Sorunu ve Bir Çözüm Önerisi" baş-
lıklı yapıtı izledi. ("Küyerel Yayınları", Istanbul, Ekim
1997.) Bu yazıda Tank Ziya Ekinci'nin bu son iki ki-
tabından söz edeceğim.
• • •
"Liceli Avukat Yusuf Ziya Ekinci Cinayetinin Iç-
yüzü" başlıklı broşür-kitabın "ağıt" diye adlandınl-
ması beiki daha doğru olur. Fakat bu, bildiğimiz
ağıtlara benzemiyor. Burada gözyaşlan içe akrtıl-
mış, hatta hiç belli edilmemiş, buna karşılık akıl,
olanca yalınlığı, nesnelliği ve keskinliğiyle "cina-
yet "in aydınlatılmasına yöneltilmiştir... Alçakça kat-
ledilen bir kardeşin katillerinin saptanması için ya-
pılan bu çalışma Susuriuk sonrasında ortaya dökü-
len pisliğe çok onceden tutulan, fakat ne yazık ki
önemi o sırada gorulememiş, anlaşılamamış bir ışıl-
daktır... Broşür-kitapta Tank Ziya Ekinci "faili meç-
hul cinayet" olgusunu ve kavramını (ağabey duyar-
lığını gerilere iterek) bir bilim adamı, bir doktor titiz-
liğiyle irdeliyor ve 1994 yılında "Ankara 'da mesai bi-
timinde özelarabasıyla evine giderken kaybolan, bir
gün sonra Gölbaşı yakmiannda kurşunlanmış ce-
sedi bulunan" avukat kardeşı Yusuf Ekinci'nin ka-
tilleriyle birlikte başkaca "faili meçhul" cinayetlerin
de "fa//"lerini tartışılmaz biçimde gözler önüne se-
riyor... Bunlann kimler olduğu ve nerelerde bulun-
duklan bugün herkesçe bilinmektedir.
• • •
Katledilen kardeşi, avukat Yusuf Ekinci'ye adanan
"Vatandaşlık Açısından Kürt Sorunu" başlıklı kıtap
her şeyden önce bilimsel bir çalışmadır ve sanıyo-
rum ki kendi alanında en kapsamlı, en nesnel ve bil-
gilendirici bır yapıttır. On bölümden oluşan kitabı-
nın ilk bölümündeyazar, "vatandaşlık", "ulus", "et-
niktopluluk", "soydaşlık", "ulus-devlet" kavramla-
nnı irdeliyor. Ikinci bölümde "çok kültürlülük" kav-
ramırn irdefeyerek bu alandaki ("üniter devlet için-
de dil ve kültür özerkliğı", "toprağa bağlı özerklikya
da eyalet sistemi", "federasyon sistemi", "asimilas-
yon" vb.) çeşitli uygulamaları, ülkemizde bu konu-
da hemen her çevrede egemen olan demagojilere
yer bırakmayacak ölçüde örnekliyor... "Çok Kültür-
lülük Sorununun Çözümünde Uluslararası Temel
Belgeler" başlığı altındaki üçüncü bölümde, konuy-
la ilgili tüm uluslararası belgeler sıralanıyor ve Tür-
kiye'de siyasal yönetimlerin bu konulardaki ikiyüz-
lü, kaypak tutumu sergileniyor... Kitabın sonraki bö-
lümleri bütün bu sorunların, Türkiye özelinde (ve
yakın tarihimizin tümünü kapsar bir yaklaşımla) ir-
delenip aydınlatılmasına aynlmış...
• • •
Tank Ziya Ekinci'nin böylesine geniş kapsamlı bir
konuyu hayranlık verici bir araştımna çabası, bilim
adamı soğukkanlılığı, kuramsal yönleri ve uygula-
madaki örnekleriyle irdeledığı, çözümler önerdiği
krtabının herkesçe okunması, tartışılması gerekir-
ken, yayımlanışının üzerinden bir süre sonra açılan
bir davayla Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargı-
lanmasına başlandı... Bu değerli, önemli yapıttan,
ilettiği bilgiler ve önerdiği çözümlerden her fırsatta
söz etmeyi sürdüreceğim. Yazımı ise Tank Ziya Ekin-
ci'nin, bütün aydınlarca üzerinde düşünülmesi ge-
reken özlü saptamasıyla bitiriyorum: "Türkiye ikili bir
siyaseti sonsuza dek sürdüremez. Ya Iran, Irak, Su-
riye vb. ülkeler gibi içine kapanık, otokratik bir yö-
netim tarzını seçecek ya da insan ve vatandaş hak-
lanna saygılı, çağdaş, demokratik bir hukuk devle-
tini eksiksiz biçimde ışleterek Batı ile bütünleşecek-
tir."
Yasalardan ödün verilmesin
1
Kadınlardan türban
yasağına destek
tstanbul Haber Senisi -
tstanbul Kadın Kuruluşla-
rı Bırliğı (İKKB) Yürüt-
me Kurulu Başkanı Tüten
Anğ ve Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derneği Ge-
nel Başkanı Prof. Dr. Tür-
kân Sa>lan. türbanla ilgi-
li tutumlarından dolayı
Milli Egitım Bakanı ve Is-
tanbul Üniversitesi Rek-
törü'ne destek verdiler.
Tüten Anğ. 'türbanla
eğitim' konusunda 48 ka-
dın kuruluşu adına dün
yazılı bir açıklama yaptı.
Anğ. bir hukuk de\ letinin
olmazsa olmaz koşulu-
nun. yöneticılerin mevcut
yasa ve yönetmelikleri ek-
siksiz bır şekilde uygula-
mak olduğunu kaydetti.
Kamusal alanda yasama
organınca düzenlenen ya-
sa ve kurallara uymanın,
bu yasa ve kurallar hukuk
dev letinm gerektirdiği şe-
kilde değişmedikçe, her
türlü tartısma dışında tu-
tulmasınm zorunlu oldu-
ğunu vurgulayan Anğ
şöyle devam etti:
"Bu bağlamda Anaya-
sa Mahkemesi'nin, Danış-
tay'ın ve Avrupa İnsan
Haklan Komisyonu'nun
başörtüsü ve türbanla ilgi-
li kararlan karşısında öz-
güriük ve demokrasi kav-
ramlarıru yozlaştırarak ve
yozlaş.tırdıklan bu kav-
ramlann arkasına sığuıa-
rak cumhurivetc ve onun
evrensel değerlerine japı-
lan sakknlan şiddetlekuu-
yor, hukuk devleti anla\>
şının gereklerini \erinege-
tiren tutumlanndan dola-
yı MUIi Eğitim Bakanı ve
Istanbul L niversitesi Rek-
törii'nü içtenlikle destekli-
yoruz."
Prof. Dr Türkân Saylan
da yaptıgı açıklamada, ba-
şörtüsünün ülkemizde si-
yasal bir partinin ve din
temeline dayalı bir yöne-
tim özleminin simgesi ha-
line geldiğini vurguladı.
Saylan, 55. hükümetin. la-
ik Türkiye'nin bir hukuk
devleti olduğunu bilerek.
halkın çoğunluğunun bek-
lentisi doğrultsunda ana-
yasamızın ve yasalar doğ-
rutusundaki uygulamadan
ödün venlmemesini iste-
di.