25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 ŞUBAT 1998 CUMARTESİ HABERLER Gazetecilere özgüPlük çağrısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetecilen Koruma Komitesi (CPJ) Genel Müdürü VVilliam Orme ik Basm Konseyi Başkanı Oktay Ekşi öncülügünde oluşturulan ortak platform, Başbakan Mesut Yılmaz'dan, göre\ lennı yerine getirirken değişik nedenlerle tutuklanan gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi. Orme ve Ekşi. dün düzenledikleri basın toplantısında. tutuklu gazetecilerin salıverilmesi için Başbakan Yılmaz ile yapılan görüşmeyi değerlendirdiler. Yurtdışındaki TÜPkler • BRIKSEL(AA)-Eski Kültür Bakanı. TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi. CHPlstanbul Milletvekıli Ercan Karakaş, Belçıka"da Sosyalist Parti yetkililen, çeşitli Türk işçi dernek ve kuruluşlanyla yaptığı temaslan değerlendinrken, yurtdışındaki Türklerin meselelennın yakından ızlenemedığını söyledı. Belçika'daki Türklerin sıyasi katılımlannı güçlendirmek ve ikı ülke arasındaki siyasi konularda görüş alışverişınde bulunnıak amacıyla gerçekleştirdiği temaslan anlatan Karakaş. Avrupa'da 3.5 milyon Türk yaşadığını. bu insanlann meselelerinin gereği gibı yakından ızlenemedığıni söyledi. Gazeteci döven polisler• ANKARA (AA) - Danıştay 2. Daıresi. geçen yıl Ankara Kızılay'da 8 yılhk temel eğıtımı protesto gösterisınde gazetecileri döven 6 polisın vargılanmasına karar verdi. Sanıklar. 3 ajdan 3 yıla kadar hapıs cezası ıstemiyle yargılanacak. Yüksek mahkeme. bir şube müdürü ıle bır polis memurunun >argılanmamalan yönündeki karan onarken. il idare kurulunun 2 polıs hakkında \erdıği yargıîanmama karannı bozdu. Meclise büyük görev düşüyop' • ANKARA (AA) - TBMM Başkanı Hikmet Çetin, Meclis'in bu yasama dönemınde, yasama dokunulmazlığınm sınırlandınlması, insan haklan ve demokrasiye ılişkin paket ile Siyasi Ahlak Komisyonu'nun oluşturulmasını başarması durumunda görev ini yerine getireceğini belirterek, " Benim elımde sihirli değnek yok. Bunlar, millervekıllerinin uzlaşmasıyla sağlanır" dedi. Çetin. Toplumsal Saydamlık Hareketi Derneği"nin düzenledıgi "insan Haklan, Siyasal Ahlak ve Saydamlık" konulu konferansln açılışında yaptıgı konuşmada. Meclıs'e bu yasama döneminde büyük görevler düştüğünü söyledi. Özer Çiller davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eşi DYP Genel Başkanı Tansu Çiller hakkında TBMM'de kurulan Soruşturma Komısyonu'na verdiği resmi belgede sahtecılik yaptığı ve haksız servet edmdiği gerekçesiyle Özer L'çuran Çıller'in, 8.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edıldi. Aynı davada, Ankara 25 Noter Başkâtibi Yusuf Uğurtaş ile Çiller'in avukatı Atılla Özer ise 2"şer yıldan 8'er yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyorlar. Toçoğlu'na beraat • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - .Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi. SSK Mensupları Dernegı vöneticıliğı sırasındaki faalivetlennden dolayı "zimmet. resmı e\Takta sahtekârlık. görevı kötüye kullanma" suçlanndan mahkûm olan Enver Toçoğlu hakkındaki hükmün iptaline ve bu eylemlerden dolayı beraatine karar verdi. Hakkındaki mahkûmiyet karan nedeniyle Türk-Iş Yönetim Kurulu üyeliğinden uzaldaştınlan Toçoğlu'nun yeniden bu görevine dönme olasılığı, Türk-Iş içindeki mücadeleye yeni bir boyut kazandıracak. Akevler'in lideri Karagülle, Adil Düzen Partisi'ni kuracağmı açıkladı Tazilet RP'nin devamı'CEM ULUTAŞ Kapatılan Refah Parti- si'nden (RP) desteğinı çeke- rek Adıl Düzen Partisi (ADP) adıyla yenı bir parti kuracağı- nı açıklayan Izmır Akevler Grubu'nun lıderi Süleyman Karagülle. Fethullah Gülen ile görüşlerinde paralellik ol- duğunu söyledi. Fazilet Panısi'nin (FP) RP"nın devamı olduğunu söy- leyen Karagülle. RP'nin. u adil düzeıT teorisyenleriyle çalışmak yerine tarikat lider- lerine yemek vermeyı tercih ederek "müspetilim'" (pozitif bilim) hedefine ihanet ettiği ıçin kapatıldığını savundu. îk- tıdar olmanın önemli olmadı- ğını belirten Karagülle. "Bir yıl içinde enflasyonu yüzde 10'un alûna in- direcek formüUeri olduğunu'" iddia ettı. Yeni parti kurma hazırlıklan içinde olan Süleyman Karagülle. Cumhuriyefin soru- lannı yanıtladı. Risale-ı Nurlar (Nurtalebe- leri, Nurculuk tankatı) ile aynı yolu ızledi- ğini. Fethullah Gülen ıle 1960Tı yıllarda ortak çahşmalan olduğunu belirten Kara- gülle, daha sonra Necmettin Erbakan'ı des- teklediğı için Gülen ile yollannın aynldığı- Muhalefetindetaşınmasıyla milletvekîlisayısı 133eyükseldi Bülent Annç da FP'ye katıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kapatılan RP içinde *yenilikci' kanadın başını çeken Manisa Mil- letvekili Bülent Annç ve ona yakın bazı milletvekil- leri de FP'ye katıldı. Başlangıçta FP'yi 'dayatma' olarak nitelendırerek tepkı gösteren Annç ve arka- daşlannın katıltmı ile RP içindeki muhalefet FP'ye taşındı. Annç, FP'nin yeniliğe açık bir parti olaca- ğına ınandığım söyledi. FP grup yönetiminin toplantıda olduğu saatlerde, Grup Başkanı Recai Kutan'Ia görüşen Annç, parti- ye resmen katıldığını açıkladı. Annç'la birlikte ts- tanbul Milletvekili Azmi Ateş, Kayseri Milletvekıli nı anlattı. Nurcularla görüşlerinde hâlâ pa- rallelik olduğunu belirten Karagülle. "ate- ist" de olsalar bilimsel yöntemlerle çalışan başka topluluklarla birlikte çalışabileceği- ni söyledi. I973"ten beri dışandan Erba- kan'ı desteklediğini, ancak Erbakan'ın ya- nındakı parti yöneticilerinin 'adil düzen'i uygulatmadıklanru iddia eden Karagülle, şöyle devam etti: "Kuran'ın resmi yonımlayıcısı yoktur. Nurettin KaMınma, Konya Milletvekili Mustafa ÜnaMı ve Yozgat Miîletvekili Üyas Aslan da FP saf- lanna katıhm dilekçesini parti yönetimine verdiler. Yozgat Milletvekili Kazım Arslan, Gaziantep Mil- letvekili Kahraman Emmioğhı, Trabzon Milletve- kili İsmail tlhan Sungur ile Eskişehir Milletvekili Hanefi Demirkol FP'ye katıldı. Son katılımlarla FP'nin milletvekili sayısı 133'e yükseldi. Gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Annç, FP programını baştan sona okuduğunu ve kendisini ifa- de edecek en iyi parti olduğuna karar verdiğini söy- ledi. Kuran'ın yorumlayıcıs] ilimdir. tşte bu ne- denle İslamiyet dahiL Marksizm dahil her tüıiü kaynaklardan yararianarak yalnız Türkive'nin değiL, dünyanın problemkrini çözmek zorundayız. Bunu yapmayı hedef- leyen bir parti yoktur. Refah Partisi de bu hedefe ihanet ettiği için kapanlmıştır." Fazilet Partisi'nin Refah'ın devamı ol- duğunu belirten Karagülle, yüzde 30'luk bir potansiyele sahip Refah seçmeninin bir bölümünün ADP'ye oy vere- bileceğini söyledi. RP'nin ıkiden fazla partiye bölünme- sine karşı olduğunu belirten Karagülle. ADP'nin kurulu- şu tamamlanmadan eski RP milletvekillerini almayacak- lannı söyledi. Karagülle, ADP'ye katılmak isteyen es- ki RP'lileri. program üzerin- den yapacaklan "sınavdan sonra" alabileceklenni kay- detti. Önümüzdeki dönemde bir seçime gitmeden önce parti- lerin anayasa değişikliğı üze- rinde uzlaşmalan gerektiğini ifade eden Karagülle. şunla- n söyledi: "Türidyeçıkmazdadır. So- ---.,-1 • runlannı çözemhor ve gittik- çe Meclis, hükümet yargı ve ordu yıpranryor. Devlet Başkanı kunımlar arasındaki dengeyi sağlayamıvor. Seçimler de çözüm getirmiyor. Tek çözüm partilerin anayasa değişiklikleri üzerinde uzlaşarak seçime gitmeleridir. Biz iktidar olmak için değD, ilmiçözümlerimizi bürün partilere an- latmak için vanz. Birim Meclis'e gjrmemiz bile gerekmez. Parti kurmadan önce de mevcut hükümete yarduncı olmaya hazı- nz." HizbuDah^ı çökerten itirafçı kayıpDtYARBAKIR - Itiraflanyla Hızbullah'ın Nusaybin ilim gru- bunun çökertilmesi ve faili meç- hul kalmış 118 olaym aydınlatıl- masını sağlayan_"Hüse\in T> kod adh Abdülbaki Öz, Diyarbakır 4 No'lu Devlet Güvenlik Mahke- mesi'nde yapılan ilk duruşmasın- da salıverilmesinin ardından ka- yıplarakanştı. Yaklaşık bir yıldır devam eden Hizbullah davasınm hiçbir duruşmasına katılmayan Öz hakkında gıyabi tutuklama karan çıkartıldı. Hizbullah'ın Nusaybin llimci- ler Grubu'yla ılgih Mardm Em- niyet Müdürlüğü'nce yürütülen sonıştunnada. Abdülbaki Öz da- hil toplam 25 kişi terörle müca- dele timlerince gözaltına alınır- ken 33 kişinin yakalanması için de operasyonlar. yapıldı. Oz, Mardin TEM'deki sorgulaması sırasında, Nusaybin tlim Grubu militanlannın adlannı açıkladı. Öz'ün itiraflanyla Mardin ve Nu- saybin yöresinde deşifre edilen şeriatçı militanlann adlan şöyle: M. SaKh Köle (Hizbullah Mar- din eyalet sorumlusu, firarda), Kaan Aktaş (Nusaybin sorgu in- faz birimi sorumlusu, tutuklu), Abdurrahim Hasimi Güneş (Nu- saybin camiler sorumlusu, tutuk- lu), Sah Ozbey (Nusaybin cami- ler sorumlusu yardımcısı. tutuk- lu), KadriCan, Adnan Aktaş (ca- mi sorumlulan. tutuklular). Ab- dülbaki Öz, (sorgu ınfaz binmı sorumlusu. gıyabi tukuklu), Ha- cı Hayrettin Şa>ik (siyasi kanat ve istıhbarat birimi sorumlusu, firarda). İbrahim Güler,M. Şerif Ba>ındır. Hamdullah Yaşar. Scy- fettin Ağınnan. Zi>a Gümüş (ca- mı sorumlulan, fırardalar). Ab- durrahman Orhan, Şeyhmuz Uğur, Hayrettin Demir, M. Salih Aslan, Mehmet Zeld Ergin (aske- ri kanat mensupları. tutuklular). Ömer Saruhan (Nusaybin askeri kanat sorumlusu. firarda), Orhan Kölge, Hüsevin Demirel. Musta- fa Yaşar, Beşir Demir, Mahmut Avcı, Asım Şinagu, Zeld Şinagu, Selami Sevim. Necmettin Dağ, Latif Dağ, Azat Duman, Mansur Demir, Murat Demir, Mehmet Ata>, İsmail Arslan, Selami Ars- • itirafçı Abdülbaki Öz serbest bırakıldıktan sonra Hizbullah'm Nusaybin ilim grubuyla ilgili davanın duruşmalanna katılmadı. Yaklaşık bir yıl boyunca mahkemelere gelmeyen Öz hakkında 4 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi . tarafından gıyabi tutuklama karan çıkartıldı. Hizbullah örgiitii. öldürülen militanlannı Silvan'ın Yoiaç Köyü'nde lan. Şehzade Demir(askeri kanat mensuplan, firardalar). Abdül- karem Tan, Selman Görgin, İdris Şa>ık,BüalŞayık(Hizbullah için- de özel görev aldılar, fırardalar). Eyüp Acat, Tahir Kızmaz, Şerif Ozsoy, Kesran Acat, (cami so- rumlulan, fırardalar). HatipDağ, tsa Aydın, Abdurrahman Ak, Adnan Beyaz, Medeni Kaya, Hı- dır Pmraz, Sabri Keskin, Mah- mut Ozsoy, İzzertin Ozsoy, Ali Can, Mehmet Kardeş, Emin Ka- ya, Abdülhakim Aktaş (tümü ce- maat-cemiyet- istihbarat ve mali işlerde faaliyetlerde bulundular). Gözaltındaki 25 militan soruş- turmadan hemen sonra Diyarba- kır Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı'na gönderıldiler. Başsavcılıkta, Abdülbaki Öz dı- şında tüm sanıklar suçlamaları özd mezarbğa gömüyor. reddetriler. Öz ise tüm suçlama- lan kabul etti ve 3419 sayılı lti- rafçılık Yasası'ndan yararlanmak istediğini belirtti. Sanıklann tü- mü tutuklanarak cezaevine gön- derildi. Hizbullah örgütünün üst düzey sorumlulan arasında gös- terilen 33 firari sanığın yakalana- bilmesi amacıyla da emniyete ta- limat yazıldı. Hizbullah'ın Nusaybin ilim grubu militanlanndan Kenan Ak- taş, Mehmet Salih Aslan, Şeyh- muz Uğur, Adnan Aktaş, Abdur- rahman Orhan, Mehmet Kadri Can, Sait Özbey, HayTettin De- mir, Haşim Güneş, Mehmet Ze- ki Ergin ve Aziz Keskin. "yasa- dışı Hizbullah örgütünün silahlı militanı olmakvesilahlı eylemler- de bulunmak" suçlanndan idam istemiyle, diğer sanıklardan Ab- dülbaki Öz. Abdurrahman Ak, İzzertin Özsoy, Isa Aydın, Sabri Keskin, Hatip Dağ, Mehmet Emin Kaya, Mahmut Özsoy. Mehmet Kardeş, Adnan Beyaz, Medeni Kaya, Hıdır Poyraz, Ali Can ve Abdülhakim Aktaş hak- kında ise "yasadışı Hizbullah ör- gütünün sair üyesi olmak". "ya- sadışı Hizbullah örgütü mensup^ lannın hal ve sıfatlannı bflerek yardım etmek" suçlanndan 3 ile 16 yıl arasında değişen hapis is- temiyle Diyarbakır 4 No'lu Dev- let Güvenlik Mahkemesi'nde da- va açıldı. Duruşmalara katılmadı Nusaybin ilim grubu davasınm ilk duruşmasında, Abdülbaki Öz, beyanlannı kabul ettiğini belirte- rek yaptıklan ve yaşadıklannı bir kez daha tekrarladı ve Itirafçılık Yasası'ndan faydalanmak istedi- ğini belirtti. Diğer tutuklu sanık- lar ise suçlamalan kabul etme- diklerini yinelediler. Mahkeme. Abdülbaki Öz'ün salıverilmesi- ne karar verirken diğer sanıkla- nn tümünün tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı. îtirafçı Öz serbest bırakıldık- tan sonra Hızbullah'ın Nusaybin ilim grubuyla ilgili davanın du- ruşmalanna katılmadı. Yaklaşıkbiryıl boyjunca mah- kemelere gelmeyen Öz hakkın- da 4 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından gıyabi tu- tuklama karan çıkartıldı. Mah- keme, itirafçının yakalanabilme- si amacıyla Mardin Emniyet Mü- dürlüğü ve ilgili birimlere talimat göndermesine karşın kanlı ör- gütün ilk itirafçısının izine rast- lanılmadı. BİTTİ : $1FI& NOKTASI / ORAL ÇALIŞLAR oral.calislar@raksnet.com Bayrampaşa Cezaevi'nde yatan tutuklu ve mahkûm ya- kınları, geçen günlerde gaze- temizi ziyaret etmişler, her gö- rüşmeden sonra cezaevi kapı- sında rasgele gözaltına alın- dıklarını ve baskı gördüklerini anlatmışlardı. Cezaevi kapı- sından gelen analar. çaresizlik ve öfke içindeydiler. Ne yapa- caklannı, dertlerini kime anla- tacaklannı bilemiyorlardı. Ga- zetecileri bir çare olarak gör- dükleri için bize gelmişlerdi. Aslında normal olanı, bu şikâ- yetlerini yargı kurumlanna ve idareye bildirmelerıydi. Ne yazık ki, Türkiye'de böy- le bir hak arama kapısı büyük ölçüdetıkalı. Insanlar dertleri- ni anlatacak ve bunları çöze- bilecek bir yer bulamıyorlar. Çaresizlik içindeki insanların bir kesimi, eğer maddi olanak- lan varsa, matyaya başvuru- yordu. Birzamantar bir mafya babasının nasıl "racon kesti- ği"ri\ görmüş ve hayretler için- de, sorunu nasıl çabucak hal- lertiğine tanık olmuştum. "Adalet" hızlı ve kesindi. Yargıdan Umut Kesilirse... Bir kesimi ise cezayı kendi- si vermeye kalkıyordu. Geriye bu yöntemleri tercih etmeyen- ler kalıyordu. Onlar devletten eziyet görüyor, bu eziyeti an- latacak kurum bulamayınca gazetelere gidiyordu. Gazeteci ne yapabilirdi? Eğer devlet yöneticileriyle çok içli dışlı değilse ve anlatılanlar, kurulu düzeni temelden rahat- sız edecek kadar sert değilse bunları yazıp çizebiliyordu. İl- gili kurumlara çağnda bulunu- yordu. Anaları, o ziyaret sırasında büyük bir hüzün, iç burukluğu ve öfkeyle izlemiş ve onlarla görüşmenin ardından duygu- larımı ve tepkilerimi dile getir- miştim. Haksızlık ve zulüm o kadar artmıştı ki. giderek san- ki bunları kanıksıyor ve yüre- ğimiznasırlaşıyordu. Birçoğu- muz, zaten bu gerçekleri gör- mezden gelerek, vicdanımızı temiz(!) tutuyorduk. Biz gör- mesek de bunlar ülkenin ger- çekleri olarak yerinde duru- yordu. Analann anlattıklannı yaz- dıktan sonra, kimsenin tepki göstermeyeceği inancınday- dım. Hatta, Istanbul Cumhu- riyet Savcılığı'nın önlem al- mak yerine benim hakkımda soruşturma açabileceğini bi- le düşünüyordum. Bu kez ya- nılmıştım. Istanbul Cumhuri- yet Başsavcısı Ferzan Çitici, cezaevi kapılarında yapılan bu uygulamayı önlemek ama- cıyla Emniyet Müdürlüğü'nü biryazı ile uyarmıştı. Bu uygu- lamanın, o kadar keyfi ve ras- gele olduğunu kanıtlamak amacıyla da ilginç bir örneğe dikkat çekmişti. Cezaevi 2. Müdürü'nün eşi de bu rasge- le gözaltından nasibini almış- tı. Ferzan Çitici, gözaltıların son bulmasını istiyordu. Nor- mal bir hukuk adamının, yar- gıcın yapması gerekeni yapı- yordu. Biz ise böyle bir açık- lamayı, normal karşılamak ye- rine heyecanlanıyorduk. Çün- kü, devlet görevlilerinin bu tür- den müdahalelerine alışık de- ğildik. Çitici'nin, bu uyansından sonra Bayrampaşa Ceza- evi'nin çıkışındaki eziyetin so- na ermesi gerekir. Bir hukuk devletinde bir hukuk insanının uyansı ve açıklaması güvenlik güçlerine bir emir özelliği taşır. Bizde ne olacak? Büyük bir ihtimalle, polis yine bildiğini okuyacak ve idareden, yani bakanlıktan bir emir gelip uya- •rılmadıkça baskılarını sürdü- recek. Istanbul Cumhuriyet Savcı- lığı'nın duyarlı tutumunun, bir örnek oluşturmasını dilemek gerekiyor. Umanz, bu türden örneklerartar, yargıçlar, savcı- lar hukuk devleti için hareke- te geçerler. Yargı bir ülkede çok önemli. Eğer bir ülkenin yargıçlan, savcıları, avukatlan adaleti, siyasi tercihlerin önü- ne çıkanrsa bir ilerieme sağla- nabilir. Istanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın Istanbul Emniye- ti'neyolladığı uyannın birbaş- langıç olmasını diliyoruz. ••• Istanbul polisine not: Istan- bul Üniversitesi kapısındatür- ban gösterisi yapan öğrenci- lere gösterdiğiniz özeni, ne- den Istanbul Teknik Üniversi- tesi'ndeki solcu öğrencilere göstermiyorsunuz? Televiz- yonlarda kendinizi seyredin ve solculara bu kadar acımasız şekilde davranmanın nedeni- ni bir kez daha düşünün. Is- tanbul Emniyet Müdürü Ha- san Özdemir, gazetelere yaptıgı açıklamada, "Bir bü- yük holdingin başkanı gibi- yim" diyordu. Sayın Başkan, sizin holdingin elemanlan aca- ba neden elinde copla sürek- li solculara saldırıyor? Kârlı buldukları için mi? Çünkü on- larca yıldır, solcuya zulüm ya- pan zengin oluyor ve terfi ediyor. Sizin holding de bu ör- neklere bakarak mı böyle dav- ranıyor? CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU TarıkZiyaBânci'ımKitaplan Doktor Tarık Ziya Ekinci benim gibi 196O'lı yılla- nn başlannda Türkiye İşçi Partilı olan gençlerin et- kilendiği, örnek aldığı. bizlerden bir iki kuşak daha öndeki ağabeylerdendir. Ciddi, içten, seçkin kişiliği hepimizde saygı uyandırmış bir insandır. 1965'te Diyarbakır Milletvekili olarak Türkiye İşçi Partisi'nin on beş milletvekilınden biriydi. 12 Mart sonrasında Diyarbakır'da iki yıl tutuklu kaldı, 12 Eylül sonrasın- da birkaç kez tutuklandı, 1982'de kısa bir süre öz- gür kalınca yurtdışına çıktı. Tarık Ağabey'le yıllar sonra, 1980'li yıllarda, iki politik göçmen, iki sürgün olarak Paris'te karşılaştık. Evlerinde yemek yediği- miz, dertleştiğimiz bir akşamı anımsıyorum. Fran- sa'dan Türkiye'ye dönüşümüz de aynı tarihte, 1989'dadır. Tarık Ziya Ekinci, burada olduğu gibi orada da mesleği ve aydın kişiliğiyle kendine rahat bir yaşam kurabilecekken, koşullar oluştuğunda, yine ülkesine, Türkiye'ye dönmüştü... • • • 1966'da parlamento konuşmalarından oluşan "Doğu Dramı" adh kıtabı, 1995'te 12 Mart ve 12 Ey- lül yaşantılarından kaynaklanan "Devlet ve Ben" adlı yapıtı yayımlandı. Aynı yıl bir broşür-kitap ya- yımladı: "Faili MeçhulBirCinayetILiceliAvukat Yu- suf Ekinci Cinayetinin Içyüzü". Bunu, "Vatandaşlık Açtsından Kürt Sorunu ve Bir Çözüm Önerisi" baş- lıklı yapıtı izledi. ("Küyerel Yayınları", Istanbul, Ekim 1997.) Bu yazıda Tank Ziya Ekinci'nin bu son iki ki- tabından söz edeceğim. • • • "Liceli Avukat Yusuf Ziya Ekinci Cinayetinin Iç- yüzü" başlıklı broşür-kitabın "ağıt" diye adlandınl- ması beiki daha doğru olur. Fakat bu, bildiğimiz ağıtlara benzemiyor. Burada gözyaşlan içe akrtıl- mış, hatta hiç belli edilmemiş, buna karşılık akıl, olanca yalınlığı, nesnelliği ve keskinliğiyle "cina- yet "in aydınlatılmasına yöneltilmiştir... Alçakça kat- ledilen bir kardeşin katillerinin saptanması için ya- pılan bu çalışma Susuriuk sonrasında ortaya dökü- len pisliğe çok onceden tutulan, fakat ne yazık ki önemi o sırada gorulememiş, anlaşılamamış bir ışıl- daktır... Broşür-kitapta Tank Ziya Ekinci "faili meç- hul cinayet" olgusunu ve kavramını (ağabey duyar- lığını gerilere iterek) bir bilim adamı, bir doktor titiz- liğiyle irdeliyor ve 1994 yılında "Ankara 'da mesai bi- timinde özelarabasıyla evine giderken kaybolan, bir gün sonra Gölbaşı yakmiannda kurşunlanmış ce- sedi bulunan" avukat kardeşı Yusuf Ekinci'nin ka- tilleriyle birlikte başkaca "faili meçhul" cinayetlerin de "fa//"lerini tartışılmaz biçimde gözler önüne se- riyor... Bunlann kimler olduğu ve nerelerde bulun- duklan bugün herkesçe bilinmektedir. • • • Katledilen kardeşi, avukat Yusuf Ekinci'ye adanan "Vatandaşlık Açısından Kürt Sorunu" başlıklı kıtap her şeyden önce bilimsel bir çalışmadır ve sanıyo- rum ki kendi alanında en kapsamlı, en nesnel ve bil- gilendirici bır yapıttır. On bölümden oluşan kitabı- nın ilk bölümündeyazar, "vatandaşlık", "ulus", "et- niktopluluk", "soydaşlık", "ulus-devlet" kavramla- nnı irdeliyor. Ikinci bölümde "çok kültürlülük" kav- ramırn irdefeyerek bu alandaki ("üniter devlet için- de dil ve kültür özerkliğı", "toprağa bağlı özerklikya da eyalet sistemi", "federasyon sistemi", "asimilas- yon" vb.) çeşitli uygulamaları, ülkemizde bu konu- da hemen her çevrede egemen olan demagojilere yer bırakmayacak ölçüde örnekliyor... "Çok Kültür- lülük Sorununun Çözümünde Uluslararası Temel Belgeler" başlığı altındaki üçüncü bölümde, konuy- la ilgili tüm uluslararası belgeler sıralanıyor ve Tür- kiye'de siyasal yönetimlerin bu konulardaki ikiyüz- lü, kaypak tutumu sergileniyor... Kitabın sonraki bö- lümleri bütün bu sorunların, Türkiye özelinde (ve yakın tarihimizin tümünü kapsar bir yaklaşımla) ir- delenip aydınlatılmasına aynlmış... • • • Tank Ziya Ekinci'nin böylesine geniş kapsamlı bir konuyu hayranlık verici bir araştımna çabası, bilim adamı soğukkanlılığı, kuramsal yönleri ve uygula- madaki örnekleriyle irdeledığı, çözümler önerdiği krtabının herkesçe okunması, tartışılması gerekir- ken, yayımlanışının üzerinden bir süre sonra açılan bir davayla Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargı- lanmasına başlandı... Bu değerli, önemli yapıttan, ilettiği bilgiler ve önerdiği çözümlerden her fırsatta söz etmeyi sürdüreceğim. Yazımı ise Tank Ziya Ekin- ci'nin, bütün aydınlarca üzerinde düşünülmesi ge- reken özlü saptamasıyla bitiriyorum: "Türkiye ikili bir siyaseti sonsuza dek sürdüremez. Ya Iran, Irak, Su- riye vb. ülkeler gibi içine kapanık, otokratik bir yö- netim tarzını seçecek ya da insan ve vatandaş hak- lanna saygılı, çağdaş, demokratik bir hukuk devle- tini eksiksiz biçimde ışleterek Batı ile bütünleşecek- tir." Yasalardan ödün verilmesin 1 Kadınlardan türban yasağına destek tstanbul Haber Senisi - tstanbul Kadın Kuruluşla- rı Bırliğı (İKKB) Yürüt- me Kurulu Başkanı Tüten Anğ ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ge- nel Başkanı Prof. Dr. Tür- kân Sa>lan. türbanla ilgi- li tutumlarından dolayı Milli Egitım Bakanı ve Is- tanbul Üniversitesi Rek- törü'ne destek verdiler. Tüten Anğ. 'türbanla eğitim' konusunda 48 ka- dın kuruluşu adına dün yazılı bir açıklama yaptı. Anğ. bir hukuk de\ letinin olmazsa olmaz koşulu- nun. yöneticılerin mevcut yasa ve yönetmelikleri ek- siksiz bır şekilde uygula- mak olduğunu kaydetti. Kamusal alanda yasama organınca düzenlenen ya- sa ve kurallara uymanın, bu yasa ve kurallar hukuk dev letinm gerektirdiği şe- kilde değişmedikçe, her türlü tartısma dışında tu- tulmasınm zorunlu oldu- ğunu vurgulayan Anğ şöyle devam etti: "Bu bağlamda Anaya- sa Mahkemesi'nin, Danış- tay'ın ve Avrupa İnsan Haklan Komisyonu'nun başörtüsü ve türbanla ilgi- li kararlan karşısında öz- güriük ve demokrasi kav- ramlarıru yozlaştırarak ve yozlaş.tırdıklan bu kav- ramlann arkasına sığuıa- rak cumhurivetc ve onun evrensel değerlerine japı- lan sakknlan şiddetlekuu- yor, hukuk devleti anla\> şının gereklerini \erinege- tiren tutumlanndan dola- yı MUIi Eğitim Bakanı ve Istanbul L niversitesi Rek- törii'nü içtenlikle destekli- yoruz." Prof. Dr Türkân Saylan da yaptıgı açıklamada, ba- şörtüsünün ülkemizde si- yasal bir partinin ve din temeline dayalı bir yöne- tim özleminin simgesi ha- line geldiğini vurguladı. Saylan, 55. hükümetin. la- ik Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu bilerek. halkın çoğunluğunun bek- lentisi doğrultsunda ana- yasamızın ve yasalar doğ- rutusundaki uygulamadan ödün venlmemesini iste- di.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle