19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27ŞUBAT1998CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Ö :"*'-••*** Ölüm Cezası M E T E G O K T Ü R K lstanbul DGM Cumhuriyet Savcısı 1 926'de kabul edilerek yürür- lüğe giren ve o tarihten bu ya- na pek çok değişikliğe uğra- yarak uygulanan TCK'nın tü- münü değiştiren ve TBMM'ye sunulmak üzereolanyeni TCK tasansı çok önemlı değışiklikleri içeriyor. Çoğu zaman olduğu gibi uzmanlann ko- nuyla ilgıli olanlann görüşleri yeterince alınmadan. kamuov-unda tartışmaya açıl- - madan parlamentoya sunulanbutemel ve . önemli yasa tasansmm getirdiği en büyük değişiklik. ölüm cezasının kaldınlmış ol- ması kuşkusuz. Ne \ar kı bugüne kadar - ne ölüm cezasına karşı olduklannı tekrar- layan çe\Telerden ne dekarşı görüşte olan- . lardan bu önemlı değişiklikle ilgili olum- lu ya da olumsuz hemen hemen hiçbir ses çıkmadı, hiçbir görüş açıklanmadı. yo- . rumyapılmadı. Oysa, bu denlı önemli bir konuda düşünürierin. hukukçulann "Aman : demokrat ve hürrtanist imajımız zedelen- mesüı" gibi endişelen de bır yana bıraka- rak, bu değişikliğin topluma ne kazandı- np, kaybettireceğini. bu değişiklik için zamanın uygun olup olmadığını tartışma- lan. görüşlerini açık açık ortaya koyarak _ parlamenterlere ışık tutmalan gerekırdi. lşin kuramsal (teonk) yanına fazla gir- . meden konuyu ıncelemeye çalışacağım. Ceza nedir? Ceza. toplumun. kendisine karşı suç iş- leyerek saldında bulunan kışilere göster- diği tepki ve savunma hakkından doğan bir refleks v e uygulamadır. Tarih kadar es- ,. kıdır ve bir zorunluluktur. Insanlığın ev- • rimine bağlı olarak ceza kavramı ve hu- kuku büviik değişikhkJere uğramakla bir- likte cezanın asıî ağırlıklı amacınm ve ya- rannın caydıncılık olduğu gerçeği pek de- - ğişmemıştır. Günümûzde uygar toplum- lann ceza vasalannda başlıca iki temel ceza vardır: Para cezalan ve hapıs ceza- landır. Istisnai bır ceza olarakbaa toplum- lann yasalannda ölüm cezası dabulunmak- tadır. Ölüm cezası. ne şekilde yerine getiri- lirse (infaz edilirse edilsin) her şekliyle in- sana dehşet verici ve ürkütücüdür. Işte bu yüzden ölüm cezası öteden beri düşünür- ler ve hukukçular arasmda tartışılagel- miştir. Ölüm cezasının ideolojik nedenlerle ya da siyasal karşıtlannı ortadan kaldırmak. sindirmek gibi amaçlarla kullanılmış ve kullanılageliyor olması demokratlann. in- sanhaklan savunuculannınbu cezaya hep soğuk bakmalanna yol açmıştır. Giderek demokratık ülkelerde bu ceza, o ülkenin koşullanna bağh olarak ya tamamen ce- za yasalanndan çıkartılmış ya da çok sı- nırlı suçlar için (özellik gösteren adam öldürme suçlannın bir bölümü gibi) uy- gulanır birceza olarak, uygulama alanıçok daralülmış bir şekilde ceza \ asalannda korunmuştur. Bu durumakoşut (paralel) olarak zaman içinde TCK'de de ölüm cezasının uygu- lama alanı daraltılmıştır. Yakın geçmişı- mizde Isriklal Mahkemelerinden. Yassı- ada MahkemeleTİnden. Sıkıyönetim Mah- kemelennden verilen ölüm cezalan hatır- landığında. bu hazın ve acı olaylardan dersler çıkartılması ve ölüm cezasırun Ba- tı demokrasilerindeki sınıra çekilmesi. yanı yalnızca adam öldürme suçlannın özellik gösteren bır bölümü için uygula- nır duruma getirilmesinin gecıkmiş \e çoktan yapılması gereken bir ış olduğuor- tadadır. Kaldınlması ve sonuçlan Toplum için bır zorunluluk olan ceza ile ilgıli yasalann düzenlenmesinde yasa koyucuya düşen görev, çağdaş hukukun belirlediğı sımrlar içinde kalarak, o top- lumun koşullanna ve o toplumu oluştu- ran kişilerin adalet duygulanna en uygun ya da yakın cezalan saptamaktır. Ceza uygulamalannda çağdaş hukukun ölçüle- ri dikkate alrnmaz ve yalnızca o toplumun cezalandırma ölçü ve eğilimleri esas alı- nırsa, uygulamalar ilkel ve zalimce ola- bilir. Aksi takdirde yani toplumun adalet duygulan hiç dikkate alınmaz ise toplu- mun adalete ve yargıya güveni sarsılır, kışıler kendı haklannı kendileri alma. suç- lulan kendileri cezalandırma eğihmi içi- ne girerler. Şımdı bu ölçüler esas ahnarak, ölüm ce- zasının ceza yasalanmızdan tümüyle kal- dınlmasınm bır gereklilık olup olmadığı- nı ınceleyelim. 1 - Ölüm cezası uygar ve demokratik top- lumlann tümünün ceza yasalanndan çı- kartılmış da, bir tek bizim yasalanmızda mı kahnıştır? Bilındiği gibi ölüm cezası demokratik ülkelenn bır kısmının ceza yasalannda toplum yapısına. gereksinım- lerine bağh olarak hâlâ \arhgını sürdür- mektedir(ABD'nin bazı eyaleüerinde ol- duğu gibi). Budurumda ölüm cezasının ceza yasalannda var olmasının çağdaş hu- kukun kabul ettiğı sınırlar ve ölçülerin dı- şma taştığından, bunlara ters düştüğün- den söz edilemez. 2- Toplumdan bu yönde bir istem (ta- lep) ve baskı mı gelmişür? Yoksa artık top- lumdaki yapısal değişiklikler ve suç gra- fiğmdeki düşüş bu cezayı gereksiz mi kıl- mıştır? Artık bu ürkütücü uygulamaya hiç mi gereksinim kalmamıştır? Elbette ki hayır. Tam tersınetoplumun çok büyük bir kesimıazgın bir şekilde yükselen suç gra- fığı karşısında belirli suçlar için, ölüm ce- zası da dahil. daha etkin ve caydıncı ce- zalar verilmesini istemektedirler. Suçlann giderek organize hale geldiği, terör örgütlenyle iç içe girmiş. etkinlik- leri yurtdışına taşmış silah ve uyuşturu- cu çetelerinın zaman zaman devletin içi- ne kadar sızarak eylemlerini sürdürdüğü, önüne çıkan engelleri yok ermek için per- vasızca sayısız insanı katlettigi bir toplum- da, sokak ortasında taranarak, bomba ile parçalanarak. toplu olarak yakılarak, acı- masızca katledilmiş bunca aydınımızın katillerinin ortalıkta dolaştıklan bir or- tamda: Yalnızca emnıyetin resmi kayıtlanna göre 25 bin cıvannda teukçinin (kîralık ka- tilin) uzmanlıklanyla ilgili işlerde istihdam edılebildikleri bir ülkede; Devletin cezaevlerine egemen olama- dığını ıtıraf ettiği, aşiret kavgalannın. kan davalannın, terörün süregeldiği bir coğ- rafya parçasında: Sanki bir Iskandinav ülkesindekıne ben- zerdingin(sakin)vebanşçılbirortamı sağ- layabilmışız gıbı bızde de ölüm cezasının ceza yasalanmızdan tümüyle çıkartılma- sının koşullannın oluştuğundan nasıl söz edebiliriz?!. Ölüm cezasının ceza yasalanmızda yer alışı, toplumun gündeminde ivediükle çö- zümlenmesi gereken bir insan haklan so- runu mudur? Bu da değil elbette. Son 15 yıl içinde ülkede hiçbir ölüm cezası uy- gulanmamış iken, bu süre içinde on bin- lerce insanın yargısız infaz sonucu öldü- rüldüğünden söz edilebiliyorsa; gözaltın- da kaybolan. ölen, işkence gören insan- lann varlığı her gün gündeme gelebili- yorsa; can güvenliği kalmadığı veya köy- İeri yakıldığı için göçe zorlanan yüz bin- lerce insanın şehırlerin varoşlannda sürün- dükleri iddia ediliyorsa; ceza yasalanmız- da ölüm cezasının var oluşunu hiç kimse ıvedi (acil) bir insan haklan sorunu ola- rak öne süremez. Bu işe sevinecek olanlar Bütün bu koşullar dikkate alınmadan, ölüm cezasının ceza yasalanmızda tüm- den kaldınlmasına en çok sevınenler uyuş- turucu ve silah kaçakçılan, çete mensup- lan. mafya babalan, tetikçileri olacaktır. Çünkü artık bir kişiyı de öldürseler, bin kişiye de kıysalar haklannda uygulana- cak ceza değişmeyecektir. En çok sevınenler, MuammerAksoy'la- nn, Bahriye L'çok'lann, Çetin Emeç'le- rin, Lğur.Viumcu'lann. Özdemir Saban- a'lann ve daha nicelerinin katilleri ola- caktır. Çünkü artık bileceklerdir ki, yaka- lansalar bile onlarlagunır duyan (!) y an- daşlan cezaevlerinde kendilerini ömür boyu krallar gibi yaşatacaklardır. En çok sevinenler ömür boyu hapse mahkûm hapıshane ağalan olacaktır. Kur- banlanna "leş" diyebilen, leş sayısı ile öviinen bu kişiler, artık içeride de kendi- lerine kendi deyimleriyle yamuk yapanı anında şişleyebilecekler. leş sayılannı ve şöhretlerini arttırabıleceklerdir. Sonuç olarak: Caydmcılık etkisı tartış- masız olan ölüm cezası tümüyle kaldml- dığında bir yandan belirli suçlarda çok bü- yük bir artış görülecek, öbür yandan hak- lannın konınmadığına. adaletın sağlana- madığına inanan msanlar, kendileri. suç- lulan cezalandırma yoluna başvuracaL ya- ni bu yönde de suç grafiğinde yükselme- ler görülecektir. Ne yapdmah? Ölüm cezasının tarihin derinlıklerinde kaldığı. hatta hiçbir ceza- evine gereksinim bulunmayan bir top- lumda yaşamak isteği son derece insan- ca ve güzel bır duygu kuşkusuz. Böyle bır toplumu oluşturma çabası içinde olmak ise. o toplumu oluşturan tüm bireylere düşen bir görev. Ancak insan haklannı savunurken, ayaklanmızı yere basmak ve gerçekçi ol- mak zorundayız. Yaşama hakkına hiç say- gısı olmayanlann bile yaşama hakkına saygı göstereceğiz, derken, masum insan- lann katledilmelerine gözyumar, yenı ci- nayetlere çanak tutar duruma düşmeme- liyiz. Bu nedenle ölüm cezasıyla ilgili yeni bir düzenleme yapılacaksa (ki buna ger- çekten de ivedilıkle gereksinim vardır) cezayasalanmızdaki ölüm cezasını tümüy- le kaldırmak yerine, bu cezanın uygula- ma alanını, yukanda da değindiğim gibi daha da sınırlandırmak ve yasalanndan henüz ölüm cezasını çıkaıtmamış demok- ratik ülkelerde olduğu gibi yalnızca adam öldürme suçlannın özellik gösteren bir bö- lümüyle sınırlı tutmak (ömeğın TCK'nin 450. maddesindeki suçlar gibi) buna kar- şılık TCK'nin 125 ve 146. maddelerinde tanımını bulan ülkenin toprak bütünlüğü- nü bölmeye, mevcut anayasal düzeni de- ğiştirmeye yönelik suçlar için ise (yakın geçmişimizde yaşadığımız acı ömekler de dikkate alınırak) ölüm cezasını kaldır- mak çok daha doğru ve gerçekçi bir yak- laşım olacaktır. Burnumuzun Direği... G üncel tehlike burun kınlma- sıdır. Kaf Da- ğı'ndan düşüp burnunu kıran- laraestetıkçilerdebirşev ya- pamaz. Öyle anlaşılıyor ki birileri burnununyeliyle har- man savururken çıkan toz- dan. dumandan çoğumuz burnumuzun ucunu göremez duruma gelmiş bulunuyoruz. Halk olarak burun buruna geldiğimiz tehlikeler nede- niyle burnumuzun direği sız- lıyor. ama birilen bumunun dikine gitmekte inat ediyor- lar. Bu birileri burnundan so- luduklan için burunlan yere düşse. eğilıp almayacak ka- dar kendınden geçmiş görü- nüyorlar. Burunlan ne zaman sürtü- lür bilinmez, ama korkanz, kurunun yanında yaş da ya- nacak. BunnıKafDağı'nda bu insanlann burnuna gir- mek mümkün olmuyor. Bu- run kırmaya meraklı değiliz, ama Kaf Dağı'nda fazla do- laşmamak kendi yararlanna- dır. Aksi halde o kadar yük- sekten düşünce burnundan fitil fitil gelmek neymış so- rusuna canlı yanıt olroaktan kurt^lamazlar. ..... Onlar ki çok yumuşak ve yapıcı uyanlara "Her şeye buraunuzusokmav ın" diye- rek burunlanndan kıl aldır- mıyorlar. Bugünden tezi yok. bu anlayış burnundan yaka- lanmalıdır. - Burnumuzun direği sız- lıyor, diyorhalk. - Bumumuzu sıksanız ca- nımızçıkacak, diyor halk. -feJyJtrıraTimızaburun kı- virmayın, diyor halk. - Doğnılan söylüyoruz, bizden bucak bucak kaçma- yın. diyor halk. Onlar ne yapıyorlar? Hal- ka bozuk çalıyorlar, pişkin- liğe vurup bozuntuya vermi- yorlar. Böylece halkı boy öl- çüsü almaya zorluyorlar. Peki, halk bu birilerinin boy ölçüsünü aldığında sonu- ca boyun eğecekler mi aca- ba? Işte bütün sorun burada yatıyor: Halk ölçü almayı bi- liyor mu? Halkı yönetenler- deki ölçüsüzlük bu son soru- ya yanıt oluştunnuyor mu? Halk sadece ölçü almayı değıl; kesip biçmeyi, dikip giymeyi de üstlendiğinde; bohçasını koltuğunda bula- cak olan yöneticilerin solu- ğu kesilmez mi? Kurunun yanındayaşın da yanmaktan kurtulması bu sürecin doğru işlemesine sımsıkı bağlıdır. Sabırlı halkı sürekli karan- lıkta tutmak ısteyenler onun öfkesinden sakınmak gerek- tiğini öğrendiklerinde iş iş- ten geçmiş olabilir ve burun- suz kalabilirler. Kıssadan his- se: Soluksuz kalmamak için halkla bırlikte soluyun. BahattinAslan PENCERE Vergi Cenneti!.. Hergele kolayını bulmuş: - Ben bu devlete vergi vermem!.. - Neden?.. - Bu devlet "derin devlef... - Nedemeko?.. - Ben vergimi vereceğim, para 'Susurluk Çefes/'nin eline geçecek.. - Yapma!.. - Yok arkadaşL Ben paramla cinayet işletmem, suça katılmam... • Herifin canı sıkkın: - Faizden vergi alacaklarmış... - Almasınlar mı?.. - Oğlum senin haberin yok!.. Istanbul'daki beş yıldızlı otelleryabancı bankalann ajanlanyladolup taşıyor. Hele faize vergi koysunlar, paramı bankadan çeker, elimi öpene yatırıp dışarda işletirim... - Yapma!.. - Yok arkadaş!.. Piyasa ferman dinlemez, ekonomi buyruklayönetilmez.. • Açıkgöz gerekçesini bulmuş: •*; • - Ben vergi vermem arkadaşL - Neden?.. - Enayi miyim?.. Ben vergi vereceğim, bunlar da Hazine'yi soyacaklar... - Nasıl?.. - Yok öyle şey!.. Benim paramia bu uğursuzlara lüks hayat mı yaşatacağım?.. • Büyük işadamı: - Enflasyon yüzde 100 iken faiz gelirine vergi konur mu canım?.. -Neolur?.. - Bu ortamda üretimden kim para kazanabilir?.. Faizgelirim olmasa ben batarım. Fabrikalarımın kârı, satışlardan değil, "faaliyet dışı ge//r/er"dendir... - Ne demek o?.. - Ne yapalım, işin Türkçesi biz de ancaktefecilik yaparak ayakta durabiliyoruz. • Kimisi aldırmıyor: - Oğlum, bu devlet bir kez batmış!.. Vergi alamaz; piyasadan enflasyon oranı üstünde faizle borç para toplamadan ayakta duramaz. Günde 15 trilyon faiz borcu ödeyen bir devlet, nasıl vergi reformu yapacak?.. Devlet paradan para kazananlann elinedüşmüş bir kez, kurtulmak kolay mı!.. • Kayıt dışı yurttaş meydan okudu: - Vızgelir... Dedim ki: - Bu kez iş ciddi!.. Her yurttaşa bir vergi numarası verilecek... Omuz silkti: - O numarayı yemezler!.. Turkcell'le iletişim kurduğunuz 60'tan fazla ülke arasında Çin de var. Turkcell'le Çin'in 31 bölge ve 200'den fazla ili kapsama alanında! Turkcell kartlı cep telefonunuzu yanınıza alın, kesintisiz iletişimin olanaklarmdan Çin'de de sonuna kadar yararlanın. Biliyorsunuz Turkcell 24 saat çalışıyor, iletişiminizi yurtdışında da kesintisiz ve kaliteli sürdürüyor. TURKCELL 0 532 Kesintisiz iletişim kaynağı | Chına Telecom'un sunduğu hızmetler arasında çağrı yönlendirme ve çagrı engelleme yer almamaktadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle