Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
•A
SAYFA CUMHURİYET 24 ARALIK 1998 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
Aydmlanmaya Ulaştıran Uzun Yol
Prof. Dr. ABİDİN KUMBASAR
D
uvuorganlanmızlaalgıla-
vıp. özgür akılla eleştıre-
rek denevle kanıtlavabil-
dığimiz bılgilerın üriinii
olan bilım, düşünen ılk
ınsanla havata gırmiş ol-
malıdır. \rkeolo|ik venlere göre ılk türle-
rınin ıkı mılyon v ıl kadar önce yaşadığı dü-
şıinülen atalanmız. gereksınımlerinı do-
ğadan dolaysız olarak sağlayan. topla> ıcı
ve a\cı bıreylerden oluşmaktaydı. Doğa-
da y ararlandığı bıtkı ve başka canlılan de-
netim altma alan ılk atalanmız üreten dü-
şüncenın öncülendır. Bütün çağlar boyun-
ca düşünce düzeyinde her yükseliş insan
vaşantısında da bir aşamaya yol açmıştır.
Yaklaşık. IÖ on bın ytllannda. ikincı bu-
zul çağından sonra gelışen (mutasyonla),
ortaya çıkan bitkı türü olan buğday, Orta-
doğu'da Erıha yöresınde ilk yerleşık insan
topluluklannın oluşmasını sağladı. Su ge-
reksınımınm sağlanmasının ve ulaşımın
kolav olduğutanmaelvenşlıFıratveDic-
le ile \ 11 gıbi akarsular çevrelerinde ve uy-
gun kıy ı kesimlerinde yerleşim birimleri
gıderek çoğaldılar. Yerleşık düzene geçış
aynı yörede yaşayanlar arasında uzlaşma
kuralları oluşmasını gerektırdığınden top-
iumsal yaşantıda yenı düzenlemeler yap-
mak kaçınılmazdı. Tanm toplumuna geçış
sonucu atalanmız doğa koşulları. iklim.
mevsımler. kuraklık veselgıbıolayiaraıl-
gi duv muş. gökbılım temelleri ilk kez Me-
zopotamya'da atılmıştır. Sel. kuraklık. dep-
rem. gök gürültüsü ve vıldınm gıbı doğa
olav ları karşısında güçsüzlük duyan atala-
nmız. doğaüstü güçlenn varhğı yanılgısı-
nayöneldıler Buınançlaılkeağdüşünür-
lennden DemokritosveEpikürgibibırka-
çının dışında hemen tümü. doğaüstü güç-
lerın varlığı tuîkıiNundan kurtulamadılar.
Doğa güçlermden korku. önce çok tannlı
sonra tek tannlı, dınlenn gelişmesiyle çağ-
larboyu insan düşüncesım baskı alnnda tut-
tu\e doğa özgür akılla eleştınlemedı. Tüm
Ortaçağ boyunca. benzer olarak Augusti-
nus Aurelius'un (Doğumu İS 354) "İnan
kianlayasın" kuralı geçerlı oldu.
Batıda Roger Bacon (1214-1294) mate-
matik vedenejın önemını ılk olarak belır-
terek Rönesans ışığının öncüsü oldu. Bas-
kı makınesının ıcadı ıle ilk bilımsel eser ola-
rak. Pljny'nın ~Doğa) Tarih* ad!ı yapıtı-
nın 1469'da Venedik'te basılması önemlı
bir aşama sağladı \e bu olayla karanlığa
karşı savaş yenı bir güç. yenı bir boyut ka-
zandı. Bu güçle ınsanlık. gözlenni cennet
ve cehennem hayalınden, gerçek dünya ve
doğal yaşantıya çevirdi. Evrensel deha ve
yetenekleriyle çağma ve geleceğe ışık sa-
çan Leonardo da \1nci 1452-1519 yılları
arasında yaşadı Pısa'da varlıkh bir noter-
le bir köylü kadmın evlilık dışı çocuğu
olarak dünyava gelen Leonardo da Vincı,
sanat yapıtlan dışında anatomı. fizyolojı,
astronomı, fızık ve matematıkle uğraştı; dü-
şünce ıle deneyın birlikte gıtmesının ge-
rektığını v urguladı. Ona göre deneyle ka-
nıtlanamayan düşünce anlamsız. düşünce
olmadan uygulama ise kısır ve sonuçsuz-
dur O, dogaya alışıldığı gıbi değıl. özgür
ve her şeyi venıden görüp eleştıren bir ço-
cuk gözüyle bakmayı veğledi. Doğayla.
düşüncelen arasına ne eskı kitaplann ne de
yoz inançlann gırmesıne izm verdı. Yoz dü-
şüncelı insanlann yerküremızde ve yerkü-
renın evTendekı saltanatının yıkılmasında
en önemli olaylardan bınsı de Nicolaus
Copernicus'un (1473-1543) buluşu oldu.
Güneş merkezlı kuram. kutsal kitabın üs-
tünlüğünü sarstı. Ardılları Tycho Brahe
(1546-160 i) v e Jhonnes Ke'pler (1571-
1630) Copemıcus'un eksiklenni giderdı-
ler. Aynı dönemlerdeözgürdüşünceyi sa-
vunan bir önemlı \etenek de Francis Ba-
con'dır (1561-1626). Yerenekiı hukukçu-
luğu yanmda doğayı ve doğa güçlennı de-
netim altına almay ı araştırma. yaşantısının
amacı oldu. Bunu gerçekleştırmek ıçın de
deneylerle sonuç almanın şart olduğunu be-
lırtti. F. Bacon. ınsanın doğa karşısındakı
güçsüzlüğünün alın yazısı olamayacağını
v urguladı
Francis Baconia yakın \ ıllarda >aşa-
> an Galilco GaJilei (1564-! 642) bilımsel ev -
nmde Aristotaks fiziğinden bilımsel fizi-
| e geçişın öncüsü oldu Dünvadönüyorder-
ken, çoğunluğun inanışına aykırı şeyler
söylüyordu ama gerçekleri sö\ Iüv, ordu. Bu
belkı de tarihte bılinçsiz çoğunluğun de-
ğıl. azıniıkta da olsalar bılinçlı olanlann dü-
şüncelerının yönünde gerçeğe enşılebıle-
ceğınin ilkkanıtıvdı. LaHaye'de 1546>ı-
lında doğan Descartes dünyava çok zayıf
yapılı gelıp yaşayabildiği ıçın kendisıne
Ren (Fransızca yenıden doğan anlamına)
adı verıldi. F. Bacon'dakı kuram (teon) ve
matematik anlayışı eksiklıklennı tamam-
layan Descartes analitik geometri'nm ku-
rucusu ve modern felsefenin babası unva-
nını aldı. Düşünce düzeyinde gelışmenın
öbür ıkı önderınden birisı, barış ıçınde bır-
leşikbirAvrupafikrınıilkkezortayaatan,
DesiderusFrasmusl 1466-1536). öbürüde
1548'de doğup ev renın sonsuzluğunu ıçe-
ren düşünceleri nedeniy le 17 Şubat 1600 de
bağnaz düşüncelilerce yakılarak öldürülen
Giardano Bruno'dur. Galıleo'nun öldüğu
yıl dünvaya gelen Isaac Netvton (1642-
1727) tüm tarıh bosunca gelen en bü>ük
bilimadamlanndan birısıdır. Fızık. meka-
nık ve optikte buluşlan bilım ve evren gö-
rüşünde yeni boyutlar kazandırdı. On se-
kizınci yüzyıla kadar olan bu bınkım in-
sanlığa karanlıktan kurtulmanın yollannı
açtı.
Aydınlanma. 1700'lü yıllann başında
yaşayan Alman sanatçı Daniel Chodoui-
ecki'nın bakır üzenne yapılmış gravürünün
adıdır. Bu gravürde sisler arasından yük-
selen güneşe doğru ılerleyen bir atlı. bir ya-
ya ve bir at arabası resmedılmiştır. Cho-
dovvıeckı. aydınlanma konusundakı dü-
^üncesini t
•^fantığlIl >üce giicünün ufuk-
ta vükselen güneşten başka genel ve anla-
şılır hiçbir simgesi olmamıştır" dıye sun-
mu^tur. Izleyen vıllarda XVIII. vüzyıl bi-
lim ve felsefede yıldıziar çağı olmuş. yetı-
şen aydmlar. akıl ve bılımın. özgür koşul-
lar altmda, dine gerek bırakmayacak yeni
bir dünya görüşü ıçın. yeterli olacağı ınan-
cın> savunmuşlardır. lngiltere"de Locke,
Hume. Paine, Fransa'da ansiklopedıstler
olarak anılan DiterotCondoncet,d'.4lem-
bert \oltaire ıle Rouseau v e Montesquieu
gıbı düşünürve matematıkçıleryeni dün-
yada 4 Temmuz 1776'da bağımsızlık bil-
dirisinın Thomas Jefferson tarafından ıla-
nında ve sonrakı y ıllarda 1789 Fransız
Devrımi'nde "laikdevlefın yaratılmasın-
da öncü olmuşlardır. Av dınlanma çağını taç-
landıran Immanuel Kant 1724 yılında yok-
sul bir saracm on bir çocuğunun dördün-
cüsü olarak Königsberg'dedünyay a geldı.
Bütün yaşantiM boyunca yaptığı en uzak
sev ahat Königsberge 60 mıl mesafedekı Ju-
dısch'e gırmek olmasına karşın dehasıyla
bugün de değer taşıyan uzav kuramını ge-
lıştirdi. Yetmışbıryab,ındayken( 1795)yaz-
dığı "SürekBBanş"adlı esennde. "Düzen-
li ordular kaldınlmalıdır. hiçbirde\ let zor-
la başka bir devktin vönttinıinc kanşma-
malıdır. Sivasal vapı cumhuri>etçi olnıalı-
dır. Bir >örede sa\ aşla ortaya çıkan >anlış-
iık bütün gezgende kcndisini hissernrir.*'
dıye yazarak dehasıy la bugünlenn dünya-
sına bıle ışık tutmuştur. XVIII. yüzyılın ay-
dınlık düşünce düzevı ve bilimde ulaşılan
aşama tüm yaşantıv ı etkıleyerek Batı dün-
yasının yolunu aydınlatmış ve bugünlere
ulaşmasını sağlamıştır.
Batı 'da doğaya ve bılime yönelen özgür
düşünce bu aşamaya erişırken Osmanlılar-
da. Batı'nın voikselişinin düşünce boyutu
gözetılmeksızın. yaşantı ve teknolojik güç-
lenmeye özenilip. biçimsel uyum sağlan-
maya çalışıldı. Özgür düşünce olmadan
v e ummetlikten kurrulmadan aydın ve çağ-
daş oiunamavacağını kımse v urgulamadı.
Toplumumuzu aydınlanmanın ışığına ka-
v uştaran yüce Atatürk oldu.
Batı'nın 4-5 yüzyıl süre içinde ve yüz-
len aşan sayıda düşünce ve bılim adamıy-
la gerçekleştirebildigıni üstün deha ve ye-
teneğiyle 19)9'la 1938arasındakıkısacık
zaman dılıminde gerçekleştirdi. Bızlerin,
beyınieri donmuş ümmet düzeyinden, öz-
gür düşünen çağdaş msanlartopluluğudü-
zeyıne gelmemızi sağladı. Tanhin hıçbırdö-
neminde, hiçbir yerde göriilmeyen bu atı-
lımı yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktar-
mak. yalnız ulusal değil aynı zamanda in-
sanlık görev ımizdir. Ülkemiz insanlannın
yeniden karanlığa itilmeye çalışıldığı son
yıllarda YüceAtatürk'ün dehasını veese-
rinin büyüklüğünü daha iyı değerlendırme-
li ve ülke aydınlan olarak çevremizi uyar-
malıyız. Toplumumuzu yozlaştıran dar gö-
rüşlü, çıkarcı polıtikacı özentılerinın alda-
tıcı sözlerinin değil. "Hayartaen gerçek yol
gösterki bilimdir" diyen Yüce Atatürk'ün
aydınlık yolunda yürumelıyız.
Kaynakça:
Alekseyev, V.P., İnsan Türünün Kökeni
ve Gehfimi, Sosyal Yayınlar, 1995.
Broncnvski, J., Insanın Yükselişi, V Ya-
unlan. 1987.
lbanez, F.M., Felse/e Ğyküleri, imgeKi-
tabevi, 1996.
Yıldırım, C, Bilim Tarihi, Remzi Kita-
bevi. 1997
Parkinson. C.N.. Siyasal Düşüncenin
Evrımi, Remzi Kitabevi, 1984.
Hof, L.l. Avrupa'da Aydınlanma, AFA
tnermedıa, 1995.
"Sen benden tılsımlı bir anahtar istiyorsun, zorluklarta kar-
şılaştığında hemen kapılan açıverecek... Cemiyetterin hayatn-
da tılsımlı anahtartar yoktur. Demokrasinin yerleşmesi sabır
ister, sebat ister. Fransız ihtilalinden sonra iki defa krallık gel-
di. Şimdiki cumhuriyet, beşinci cumhuriyettir. Bizde de yıllar
geçtikçe şikâyetler azalacak, demokrasiye müdahaleler sey-
rekleşecek, hafifleyecektir. Hür vatandaş ve hür cemiyet ola-
rak yaşamak hersuretle Türk milletinin hakkı ve fiyakatıdır. Bir
şeyi unutmayın, milletçe yükselmemiz ancak demokratik re-
jim içinde, insan haklan rejimi içinde kabil olacaktır."
Ismet Inönü bu sözleri 1971 Askerı Müdahalesının Genelkurmay
Başkanı Memduh Tağmaç'a soyluyordu. Aynı sözler, aynı ınanç-
lar, ozlemler gunümüzde de geçeriiktedir. Aradan yirmi yıl geçme-
sıne karşın 'milletçe yükselmemiz demokratik rejımı yerteştirmeye
ve ınsan haklannın saygıyla uygulanmasına bağhdır.'
Yırmı beş yıl önce ismet inönü'yü sonsuzluğa uğurladık. Sekse-
nını aşmış. ama gençlığinı yitirmemiş birasker, birpolitıkacı, herşe-
yın ustunde de devlet adamı... Eksıkliğıni derinden duyduğumuz bü-
yük bir insan, bir yol gösterici, bir öncü, içtenlikle demokrasiye inan-
mış bir aydın...
1957 yılındaki bir Kars gezisi dönüşünde uçakta sorduğum bir
soruya verdıği yanıtı bırçok kez yazdım. Iktidardaki DP'nın önde ge-
len kişilerinin ülkeyi çıkmazlara soktuğu günlerdeydik. "Sizbu kişi-
len tanıyordunuz, nasıl oldu da onlann demokrasiye bağlı ve say-
gılı olduğunu düşündünüz, iktidan kolaylıkla teslım ettinız" soru-
suna büyük bir olgunlukla "Demokrasi, yabancısı olduğumuz bir
EVET HAYIR
OKTAY AKBAL
İnönü Aşılamadı!
araç. Kullanmasını yenı yenı öğrenıyoruz. Arada bir bozuluyor.
Onanp yeniden aynı yönde ilerlemeliyiz" yanıtjnı vermişti.
Ama ne yazık ki kırk yıl içinde kaç kez bozuldu demokrasi denen
araç, kaç kez yeniden onanldı! Ama her defasında bir şeyler eksil-
di, bir şeyler yitirildi, bir şeyler değıştı. Çoğulcu rejime 1946'da geç-
miştik. Demek elli yıl olmuş! Bir bakıma başladığımız yerdeyiz, bel-
ki de bir adım gerisındeyiz!..
Ismet inönü, dünya tarihinde kımseye benzemez bir durumda-
dır. Bir çeşit dikta yönetiminı. tek partı yaşamını kendı ısteğıyle de-
ğiştiren insan... Bu olayın bir benzerinı kimse gösteremez. On yH
muhalefet liderliği yaptıktan sonra yeniden başbakan oluşu, Ata-
türk devrimlerini olabildiğince korumak, savunnaak, yerleştirmek is-
teyen birpolitıkacı... Devtetin yarannı her şeyin üstündegören, ucuz
yollara sapmadan, nitelikli, kişılikli, erdemli bıryoldan kopmayan bir
lider. Askerlikten geldiği halde sivil yönetimin gereklerine, üzüntü-
lerine, hatta acılanna dayanmış bir insan...
"Bir büyük imparatortuğun çökmekte bulunduğu kaygusu ve
memleketi kurtarmak ödevinde olduğumuz düşüncesi bizim
gençfik yıllanmızın en unutulmaz hatırasıdır. Altmtş sene bu his-
lerin heyecanlan, ümitsizlikleri ve zafer günleri içinde geçmiş-
tir."
Uzun yıllar yakınında bulunmuş bir politika adamı Necdet Uğur,
"Ismet İnönü" (YKY Yayını) kıtabında onun en önemlı bir özellığini
şu sozlerle belirtiyor:
"Yaşam boyu kendisini yeniden yapmaya çalıştı. Yaman bir
en iyici idi. Önem verdiği sorunlar karşısında eski bildiklerine
ve yeteneğine güvenip kolay ve acele bir yargıya varmazdı. Bil-
diklerini eksik, yargtlannı kusurlu sayıp sorunu incelemeye ko-
yulurdu. O konuda yazılı planlan dikkatle okur, konuyu bilen-
lerte konuşur tartışırdı. Öğreneceklerini öğrendiği kanısına
vardıktan sonra da Descartes gibi düşünürdü: Tüm olgulan göz
önünde tutarak olasılıklan hesaba alarak vardığı sonuçlan
gözden geçirerek."
Evet, Necdet Uğur çok haklı. "Siyasal yaşamın güncelliğinden
sıynlıp tarihe mal olduğundan beri İnönü grttikçe büyüyor." O
gün bugun Inonu'rnjn dşvlet adamlığı çızgisine ulaşan oimadt. Ne
yaztk*i'olmadı, ofijmadt! Ne«îÖet Uğur'un sözteriyle bttire
"İnönü keşke aşıiabilmiş oisaydı." -
Anısı önunde saygıyla eğilask.
PENCERE
Kötü Sesli
Müezzinler
Not: Salı günkü yazımda yer alan "Meclıs komısyonlannda DYP,
DSP, FP oylanyla sözde temıze çıkınca.." cümlesınde yanlışlıkla 'DSP'
yerine 'CHP' adı yer almıştır. Düzeltirim. O. A.
Herifin biri Sincar Mescıdı'nde Allah için ezan
okur, para almazmış.
Sesı öylesıne kötüymüş ki işitenler mübarek
ezandan soğurlarmış, çünkü herif-ı naşerif eza-
nı ezanlıktan çıkarır, fakır ölüsünden arta kalan
mirası satışa çıkaran tellal gibi bağırırmış, mec-
cani müezzın minarenin şerefesinde görünüp de
elini kulağına attığı zaman aşağıdakıler elleriyle
kulaklarını tıkarlarmış...
Üstelik herif şişinirmiş:
- Sen bu işi Tann adına yapıyorum, üç kuruş
on para da almıyorum.
Mescıde bakan Hoca Efendi halkın yakınma-
sından usanmış, herifi çağırıp demiş ki:
- Bizim mescitte ezan okuyan öteki müezzin-
lerin her biri beş lira alır, gel sana on lira vere-
yim, git başka yerde müezzinlik et!..
Herif 'peki' demiş. almış başını gitmiş, bir baş-
ka camiye postu sermiş...
Ama bir vakit sonra dönüp gelmiş:
- Hoca Efendi, demiş, sen bana haksızlık et-
mişsin; bu mescitten beni on lira vererek ayır-
dın, ama şimdiezan okuduğum camide birbaş-
ka yere gideyim diye bana yirmi lira öneriyorlar.
Hoca:
- Amanın, diye yanıt vermiş sakın öneriye 'evet'
deme, sen ezan okumaya devam et!.. Yakında
başka yere gitmen için elli liraya da razı olurlar.
•
Bizim politikacılar şişiniyorlar:
- Su memleket hükümetsiz kalmaz...
- Her türlü özvehye raz/yız..
Kimisi de diyor kı:
- Hükümeti kurmak için elimizden geleni ya-
panz, göreve talibiz...
- Hizmete hazınm...
Allah yolunda hizmet ettiğini söyleyen bet ses-
li müezzin gibi kendisini vatan ve millet yoluna
adadığını söyleyen şaibeli politikacıyı ne yap-
malı?.. Atsan atamıyorsun, satsan satamıyor-
sun, üste para verip bir başka ülkeye postala-
yamıyorsun, başa be\a olmuş, çekmek zorunda-
sın.
Işin kötüsü şu ki politikacılar arasında gerçek-
ten degerli olan, öne çıkmak olanağını bulamı-
yor; çünkü siyasal partilerde demokrasi yok, her
şey liderlik koltuğunda oturanın iki dudağı ara-
sında...
Siyasal partilennde demokrasi olmayan ülke-
de demokrasi olur mu?..
•
Şeyh Sadi demiş ki:
"Onlar mart bulutudurlar..
Ama kimsenin tariasına yağmazlar.
Güneştiher.
Ama kimseyi aydınlatmazlar.
Iktidar atına binmişlerdir...
Ama sürmezler."
Heyaparter'?.. *
Bırbirleriyle uğraşmaktan gözleri körleşmiştir,
dünyayı görmezler. -y..
Tarihin kendisinden ayrılamayan kağıt paralar,
yaşanmış olan ekonomik,
siyasi ve estetik
değişimleri neredeyse
dönemlerinin olayları,
görüntüleri, sesleri,
kokuları, tatları kadar
çağrıştıran birer hatıradır.
Osmanlı'dan Günümüze
Kağıt Para Sergisi
18 Aratık 1998 - 28 Şubat 1999
Pazar hariç hergün •
11.00-20.00 arası
Osmanlı Bankası
Tarihi Araştırma Merkezi
SergiSalonu
İstiklal Caddesi 276 Beyoğlu
Tel 0212 245 5095
TÜRKİYE CUMHURİYET
MERKEZ BANKASI
OSMANLI
BANKASI
O n K I v
TARİH VAKFI
Sergileme Sponsoru
BURKHARD LEITNER
Aydınlatma Sponsoru
LUMİNA