Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 ARALIK 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Belediye ve Hazine arazilerinde faaliyet gösteren otopark çetelerinin yıllık iş hacmi 200 trilyona ulaştı
lstanbul Haber Servisi - Her yıl aldığı
yogun göç nedeniyle. inanılmaz bir hızla
t»ûyüyen tstanbul'un sorunlan, günden gü-
r>e içınden çıkılmaz hale geliyor. Trafiğe
k-anlan araç sayısmın artışıyla her geçen
g i h büyüyen otopark sorunu, "otoparkçe-
tefcrfni ve "rant kavgalarTnı da berabe-
rimde getıriyor. Bu kavgalardan "yenik"
aynlanlar ise yurttaşlar oluyor.
Otopark çeteleri, genelliİde belediye ve
Uazine arazileri üzerindeki boş alanlarda
faLaliyet gösteriyor. Böylece, örneğin 25
araylık bir otopark yerine, döviz bazmda
düzenlenen ve 600 milyon liraya varan
yüksek kiralar ödemekten kurtulan çeteler,
parıyı "masrafsız" yoldan kazaruyor.
Otoparkçılığı, "çolugunun çocuğunun
nafakas için'1
yapan otopark sahipleri ve
ııl\uı taşı toprağı mafyaçalışanlan ise mesleklerinin mafyayla öz-
deşleştirilmesinden rahatsız. Gündemdeki
çeteleşme için, "Bunlar toplumun pisHk-
leri. Polis sadece mevcut yasalan uygulasa
hiçbiri a>akta kalamaz" diyen otopark ış-
letmecileri, polisin göstermelik operas-
yonlarla yetindiğinı öne sürüyorlar. Olum-
lu uygulamalann kışilerle baglantılı olma-
smdan yakınan ışletmecıler. -kurumsal-
laşma sağlanmadan, idşisel çabalarla bir
yere varamayız" diye konuşuyorlar.
Ortaköy'de bulunan bir otoparkta gö-
rüşfüğümüz ve güvenlik gerekçesiyle ad-
lannın saklı tutulmasını ısteyen ışletmeci-
ler, şu anda Trafik Vakfi'nın denetiminde
bulunan Ortaköy'deki bir otopark ıçin çı-
kan çatışmafarda 12 kişinin öidüğünü öne
sürerek şunlan söylediler:
"Çanşmalar. birükte çahşan "Marlon"
lakapiı Erdal Kara ve Yakup Süt'ün adam-
lanile "Kestane" lakapiı Kenan Yılmaz'ın
adamlan arasında çıkn. İki taraftan da in-
sanlar öldü. Şimdi çoğu içerde."
Emnıyet kayıtlanna yansıyan rakam-
larda ise son ikı yılda otopark mafyası ara-
sında çıkan çatışmalarda 5 kişinin öldüğü,
10 kışinın de yaralandığı görülüyor.
Istanbul Büyükşehır Belediyesi. oto-
parklara ruhsat verme, denetleme ve cezaı
yaptınm uygulama yetkisinın ılçe beledı-
yelerinın elınde olduğunu belirtiyor. Yet-
kılıler. açık alanlarda faaliyet gösteren oto-
parklara ruhsat venlmedığinı belırterek.
"Ancak maliveye kav ıtiı olarak çahşmala-
nnın da önüne geçilemiyor" diyorlar. Oto-
park işletmecilen bu durumu. "Buralann
otopark olarak kullamlmasına. park alan-
Lannın yetersizliği nedeni>le göz yumulu-
yor" sözlenyle yorumluyorlar. işletmeci-
ler. otopark ücretlerinı Trafik Vakfi'nın
ücretlerini baz alarak belirlediklerini kay-
dediyorlar.
"Polisler avantacr
Bölgelerindeki polislerden de şikâyetçi
olduklannı belırten ışletmecıler. "flDİisler
avantao. Geiip yenıek yiyorlar. Her hafta
sonu karakola para \ermek zorundayız.
Getirip büet sanyoriar. İtiraz ettiğiınizde
dolayb olarak tehdit edilhoruz" iddiasın-
da bulunuyorlar.
İstanbul'da "doğru ve düriist" çahşan
otopark sa> ısının lOO'ügeçmeveceğinı sa-
vunan işletmecıler. "otopark mafyasr de-
i yılda Patent
\<ısası tartışmasıSAADETUSLU
tlaçta Patent Yasası, ] O-
cak 1999 tarihinden itiba-
ren yürürlüğe giriyor. Baş-
ta eczacı birlikleri olmak
üzere pek çok kişi uygula-
manın bu kadar erken yü-
rürlüğe girmesinin yerli i-
laç sanayini çökerteceğini
vurgulamasına karşın geri
adım atılmadı. Yaklaşık 10
gün sonra yürürlüğe gire-
cek olan yasanın, dışa ba-
ğımlılık ve tekelleşmeyi de
beraberinde getireceği vur-
gulanıyor.
Eczacı birliklerinin eleş-
tirilerinekanşın 1 Ocak'tan
itıbaren yyürürlüğe girecek
olan yasayla ilgili çok çalış-
tıklannı anımsatan Türk
Eczacılar Birliği Başkanı
Mehmet Domaç, "Ancak
bizün dışımızda kimse ça-
balamadı" dedi. Yasanın
yürürlüğe girmesiyle en
çok halkın zarar göreceği-
ne dikkat çeken Domaç,
şunlan söyledi:
" tnsanlar zarar görecek.
Ama bir şey yapmıvortar.
Niye sadeceeczacılar uğra-
şıyor. Niye parlamentodaki
milletvekilleri uğraşmıyor.
Onlar halkın oylanyla se-
çilmediler mi? Bizün uğra-
şımız yurttaş için. Yürttaş
tepki göstermediğine göre
demekki razuar."
Istanbul Eczacı Odası
Başkanı Erkan Önsel de
yasanın 1999 yılında kabul
edılmesinin yerli ilaç sana-
yinin sonu olacağını vurgu-
ludı. Istanbul Tabip Odası,
ilaçta dışa bağımlılığın ve
tekelleşmenin fiyatlan art-
tıracagını vurguladı. Ulu-
sal ilaç politikası için mü-
cadele edilmesini isteyen
oda, kullanılan ilaçlann bü-
yük kismının yerli ilaç sa-
nayince üretildiğıne dikkat
çekti.
Istanbul Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Avrupa
Hukuku Araştırma ve Uy-
gulama Merkezi Müdürü
Prof. Dr. Ünal TekinaJp ise
yasanın 2005 yılında değil
de 1999'da yürürlüğe gir-
mesinin Turkiye'nin geçiş
süresi haklanndan bilınçli
olarak vazgeçmesi oiduğu-
nu vurguladı.
İlhanSelçuk okınianyiubuluştu
Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün (CKK) bu
haftaki konuğu gazetemiz Yayın Kurulu Baş-
kanı İlhan Selçuk oldu. CKK'nin Taksim'de-
ld sergi salonunda önceki gün okurlanvla bir
araya gelen Selçuk, kitaplannı imzaiadı. Ya-
zannuz Selçuk, katılımcılarla söyleşerek,
okuriannın çeşitli sorulannı yanıtladı. Dünya
ve Turkiye'nin aydınlanma tarihi üzerine gö-
rüşterini anlatan Selçuk'u kalabaiık bir din-
le>Tcigrubuizledi(Fotoğraf: UĞUR DEMlR)
Eroğlu'nun ölümünün üzerinden bir yıl geçti
Soruşturma sürüyor...
AYŞE YILDIRIM
.Ali Serkan Eroğhı. 24 Aralık 1997'de Ege
Üniversitesi lletişim Fakültesi tuvaletinde ası-
lıbulundu... 19 yaşındaki Serkan Eroğlu'nun
önce inrihar ettiği öne sürüldü, ailenin ısrar-
lan sonucu lstanbul Adlı Tıp Kurumu'nca
yapılan otopside kloroformla bayıltılarak asıl-
dığı ortaya çıktı...
Ölümünden kısa bir süre önce polis tara-
fından 8 saat gözaltında tutularak ajanlık tek-
lif edilen Eroğlu'nun ölümünün üzerinden bir
yıl geçtı. Sonuç; soruşturma sürüyor.
"Yazar. eteştirmen, tiyatrocu, müzisyçrı. de-
mokrasi ha> ranudenizkadar enginfikirada-
mıjdı_"
Serkan Eroğlu, kuşkulu ölümünün anlatıl-
dığı kitapta böyle tarif ediliyor.
Serkan Eroğlu, 23 Aralık Çarşamba günü
saat 11.00'de kmir'in yanı sıra lstanbul 'da da
Taksün'deki Eczacılar Odası'nda siyasi par-
tılenn, siv il toplum örgütlerinin ve sendika-
lann da katılacağı bir toplanhda anılacak. Bel-
ki de etrafinı aydırüatacak bir gazeteci olacak.
Serkan'ın ölümündeki kuşkulan anlatan ab-
lası Nihal Eroğlu, "Her yere Serkan'ın resmi-
ni asmak istiyorum" diyor.
Serkan. üniversitenin tuvaletinde asılı bu-
lunduğu gün kapı içeriden siirgülü oiduğu
için emniyet yetkilileri "intihar" teşhisi koy-
dular. Ama arkadaşlan ve ailesi daha o gün
"Serkan'ınintiharedecekbir yaprya sahip ol-
madığuıı ve böyle bir nedeni de bulunmadıgj-
nı" söylüyordu.
Rektörlüğe yürüyen arkadaşlan Serkan'ın
ölümünden kısa bir süre önce yani 27 Kasım
1998'de yolda gözaltına alındığını, 8 saat bo-
yunca kaba dayak yediğini ve tehditle kendi-
sine ajanltk teklifedildiğini anımsatarak olay-
da emniyet yetkililerinin parmağı oldugunu
söylüyordu.
tzmir'de Serkan'ın cesedine yapılan otop-
si sonucunda "temiz" raporu verildi. Ancak
doktor olan ablası Nıhal Eroğlu'nun ısrarlan
sonucu bu kez otopsı lstanbul Adli Tıp Ku-
nımu'nda tekrarlandı. Bu kez Serkan'ın öl-
dürülmeden önce kloroformla ba> ıltıldığı or-
tayaçıktı. "Ben doktorolmasavdımne olacak-
ü? Sonucu benim savemde öğrendik ama keş-
ke benim sa>emde olnıasavdL Keşke bu olayı
polislera>djnlatsa>dj"dıyen Nihal Eroğlu, o-
lay yenndekı tüm delillerin de yok edildiğini
anlatıyor: "Serkan. intihar süsü ><erilerek öl-
dürüldu.Tmaletin kapısı arkadan sürgülü di-
vorlar. Oysa kapının üstü de, alt tarafi da açık.
Zaten. Serkan'ın cesedini bulduklannda da
kapının üstünden atlavarak içerive girip ka-
pıvı açmışlar. Demek ki içeride bulunan biri-
si de buradan çok rahat dışanva çıkabiiir.
Tutanakta Mozet kapağı kınk di\e yazıl-
mış. ama ertesi gün bu okula gittiğimizde ka-
pağın hemen venitendiğini gördük.Tuvakt de
kullanıma açılmıştı. O>sa burada parmak iz-
leriahnabflirdi.
Okula giriş çıkışlann güvenlik görevüfcrin-
ce kontrol edildigi sövlcnivor. Oysa tuvaletin
yanında bir oda var. Ve bu odanın otoparka
açılan bir de kapısı bulunuyor. Serkan'ın ka-
tiHeri çokrahatbu odadan kaçmış olabüirier."
"Toplum olarak hafizamız çokzavıP diyen
Nihal Eroğlu, kardeşinın katıllennin bir an
önce bulunabılmesi ve gençlerin üniversite-
lerde rahatça okuyabilmeleri için kamuoyu-
nun olaya ilgi göstermesini istiyor.
Serkan'ın babası Ahmet Eroğlu da Mayıs
1998'de yeterince araştırma yapılmayan ve
aydınJatılamayan cınayet için Başbakan lWe-
sut Yümaz'a başvurdu. Oğlunun katillerinin
bulunması için çaba gösterilmesini isteyen
Ahmet Eroğlu'na Haziran 1998'de Başbakan-
lık'tan gönderilen yazıda "dilekçenin değer-
lendirilebihnesi için lçişJeri BakanJığı'na fle-
tfldiği'' bildirildi.
Serkanı'ın öldürülmesinin üzerinden bir
yıl geçti.
Sonuç; soruşturma sürüyor.
RADYO-TELEVİZYON AYLIK HABER YAYIN DERGİSİ
\ Ciddiyeti
kalitesiyle
Eroğlu'nun katillerinin bulunması için arkadaşlannın tüm uğraşlan sonuçsnz kaJdL
ABONE OLMAK İÇİN YAZIŞMA ADRESI
TRT Basın-Halkla İlişkiler ve Protokol Müdürlüğü,
TRT Sitesi. A Blok, 4.Kat OR-AN / ANKARA
Tel: (0.312) 490 11 19 • Fax: (0.312) 490 93 03
nilen kışilerin yüzde 90'mın ülkücülerden
oluşruğunu iddia ediyorlar. Işletmeciler,
"VlafŞ-anın otoparkiardaçahfbrdıgı insan-
lann çoğu uyusturucu kuüanıyor. Işsiz in-
sanlan kandınp kuUanıyorlar" diye konu-
şuyorlar.
Yurttaşlar ise Trafik Vakfi'nı eleştire-
rek. polisin vakıf yoluyla da olsa, otopark
ışletmeciliği yapmasının anlamsız oldu-
gunu savunuyor.
tstanbul'da trafiğe kayıtlı yaklaşık 2 mil-
yon araç bulunurken, park alanlannın ye-
tersiz olması mafyanın "iştahım" açıyor.
Iyi gelirgetiren birotoparktan bir yılda or-
talama lOO milyar lira kazanılıyor. Oto-
parklann yıllık rantmın ise 200 trilyon li-
ra) ı aştrğı belirriliyor. .
Otopark mafyasıyla ilgili olarak polis
kayıtlanna geçen ünlüler
şunlar:
Ülkücü babalar "Drej"
(uzun) lakapiı AB Yasak ve
Sedat Peker, Necdet L lucan,
Bolu-Düzce-Hendek "öJüm
üçgeninde" Abduilah ÇaÜJ
ve ekıbi tarafindan öldürül-
düğü belirtılen ışadamı Beh-
çet Canrürkün akrabalan,
Ortaköy 'de "Kestane" lakap-
iı Kenan Yılmaz, Etiler'de
"Marlon" lakapiı Erdal Ka-
ra, Ali Genç ve Kumkapı'da
Ismail Ünlü.
Otopark mafyasmın çalış-
ma yöntemleri ihale, arazi ve
çek-senet mafyalanna göre
farklılıklar gösteriyor. Diğer
mafya gruplannda elde edi-
len rant doğrudan çete lide-
rinin cebine gırerken, oto-
park mafyasında adı sık du-
yulan isimier, parayı dolaylı
yollardan ele geçıriyor. Ken-
dileri büyük otoparklardışın-
da kalan park alanlannı
adamlanna pay ederek çete
üyelennın gelir elde etmesi-
ni sağlıyor. Bırbaşka yöntem
ise şöyle: Otoparkın işletme-
cısi tehdit ediliyor ve otopar-
ka ortak olunuyor. Anlaşma-
ya göre, mesela hafta sonla-
n elde edilen hasılatı mafya
alıyor.
Kimi bölgelerde ise maf-
yalararası"Daylaşım" sorun-
lan çıkıyor. Mafyanın bu du-
rumdaki çözümü oldukça
"adfl". Bu yönteme göre;
günlük cirosu çok yüksek
olan otopark alanlan, çeşitli
gruplar tarafindan 15'erya
da 30'ar günlük devTeler ha-
lınde dönüşümlü olarak kul-
lanılıyor.
Otopark mafyası
öldüriiyor
Yeşılköy Spor Kulübü'ne
ait otoparkın ışletmeciliğini
yapan Hakan Koçkan. ken-
dısıne ortak olmak isteyen
tbrahim Karaaslan'ı tabanca
ile vurarak öldürdüğü iddi-
asıyla, Bakırköy 1. Ağır Ce-
za Mahkemesi'nde yargıla-
nıyor.
• Süleymaniye'dekı tarihi
ahşap konakların otopark
mafyası tarafindan yakıldığı
iddialan var.
• lstanbul Vali Yardımcısı
Fahirlşıksız, 1995-98 yıllan-
nı kapsayan yangın raporla-
nnın incelendiğini ve bu ta-
nhJer arasında20 ahşap bina-
nın yandığının tespit edildi-
ğini söyledi.
• Eminönü'nde gözaltına
alınan 19 korsan otoparkçı,
"Otoparklan EminönüBele-
divesi'nden bağış karşıuğın-
da Idraladık" dıyerek mak-
buzlannı ibraz ederken Emi-
nönü Belediye Başkan Yar-
dımcısı Meöh Zoba, isteyen
herkesin belediyeye bağışta
bulunabiliceğinı söyledi.
• Otopark değnekçileri,
Ankara Yüksel Caddesi'nde,
tnfaz Savcısı Salih Zeld ts-
kender ile Ankara 4. Idare
Mahkemesi Başkanı Çetin
Zöngür'ü park parası yüzün-
den dövdüler. İki hukukçu,
yurttaşlann yardımıyla kur-
tuldu. Daha sonra yakalanan
Durmuş ve Turan Şaşmaz
adlı saldırgan kardeşlerin du-
ruşmada kendileri olmaksı-
zın verilen tutuklanma kara-
n, dövdüklen savcı Iskender
tarafindan alınan gerçekleş-
tirme karanyla cezaevkıe
gönderildiler. Polis ekipleri-
nın Çankaya, Kızılay ve Al-
tındağ bölgelerinde yoğunla-
şan operasyonlannda da 60'a
yakın değnekçi gözaltına
alındı.
• Ankara'da korsan oto-
parkçılara yönelik daha önce
yapılan operasyonlarda ise
300 kadar değnekçi gözaltı-
na almıp haklannda yasal iş-
lem yapılmıştı.
• lstanbul polısi, Kadıköy,
Beyoğlu, Beşıktaş ve Eminö-
nü ilçelennde yaptıklan bas-
kınlarda çok sayıda değnek-
çiyi gözaltına aldı. Ancak po-
lis yetkilileri, cezaı yaptınm
olmadığı ıçin gözaltına alı-
nan değnekçilerin mahkeme-
de serbest bırakıldığını öne
sürdü.
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Devlet Tutmasma
Karşı Bir Reçete
PKK bunalımı Yılmaz Hükümeti'ni kurtaramadı-
ğı gibi Irak savaşı da Clinton'ın yargılanma sürecıni
durduramadı.
Demek ki Türkiye'de de Amerıka'da da politika-
cılann "devlet bunalımlannın arkasına sığınma-
sı" onlan herzaman kurtaramıyor.
Devlet doğada yoktur. Devleti insan yaratmışttr.
Niye?
Kendisine hizmet etsin diye!
İnsan bireysel aklını ve gücünü birıktirmek, toplu-
mun aklı ve gücüyle bütünleştirmek için ortak yaşam
kura/lan koymuştur.
Yüzyıllar boyunca "devleti denetleyenler" yani ka-
ba kuvvetle toplumu yönetenler, bu güçlennı Tan-
n'dan ve toprak mülkiyetinden aldıklarını öne sür-
müşler ve tanm toplumundaki insanlan köle gibı kul-
lanmışlardır.
Teknolojinin gelişmesi, aydınlanmayı ve sanayı
devrimini ortaya çıkarmış, bu iki devrim ise fabrıka-
yı yaratmıştır.
Fabrika, insanı toprağa bağımlılıktan, yani köylü-
lükten ve kölelikten kurtarmış, özgür emeğin, yanı
sermaye ve işçi sınıflannın ortaya çıkmasıyla bırlik-
te "özgür insanı" üretmiştir.
Özgür insan gerçeğinin altında "temel insan
hak ve özgüriükleri" yatar.
Temel insan hak ve özgürtüklerine dayanan
devlet ise "demokratik devlettir."
Insanoglu "demokratik devlet" aşamasına çok
zor, pek çok kan ve gozyaşı dökerek ulaşmıştır.
Türkiye, "demokratik devlet" aşamasını ger-
çekleştirme şansına sahip tek ve biricik Islam ül-
kesi olma özelliği ile tüm dünyanın dikkatle izle-
diği özgün bir deneyim yaşamaktadır.
• • •
Bilirsiniz, bazı insanlan vapur. otomobil, uçak gi-
bi araçlar tırtar ve bu insanlann mıdelen bulanır.
Sanıyoaım son zamanlarda ulkenın gündemine
egemen olan mafya-siyaset-devlet-ticaret-tarikat
beşgeni ile artık sanat-edebiyat alanını, güvenlik
güçlerini ve medyayı da etkileyen yozlaşma, "çağ-
daş bilince sahip vatandaşlarda" cıddı bır "devlet
tutmasma" ve bunun sonucu olarak da mide bulan-
tısına yol açmaktadır.
Işte ben bu yazımda, "devlet tutması" ile midesı
bulanan vatandaşlar içm birbirinden bağımsız ikı
ilaçtan olusan bir reçete sunmak ıstiyorum.
Birinci ilaç, mide bulantısını geçirmek için ruh ve
beden sağlığını yeniden oluşturmaya yönelik bir "sa-
natyapıtı".
Heykettıraş Mehmet Aksoy uç yıl boyunca 250
ton mermeryontup, 20 metre bronz döşeyerek, Sel-
çuk ilçemizde Kurtuluş Yolu adım verdığı muhteşem
bir anıt- heykel oluşturmuş.
Anrtın bronz üzerindeki ayak ızlen ile döşeli dört
metre yüksekliğinde ve dokuz metre boyunda olan
zaman tünelinde, tarihi, negatif olarak oyulmuş figur-
lerte, güncel görünümleri ise pozıtif röliyefler biçimın-
de izliyorsunuz.
Anıtın bir duvannın golgesı, mayıs-kasım aylan
süresince saat 12.00 ile 14.00 arasında güney-batı
yönünde Mustafa Kemal Atatürk'un profilını veri-
yor. Öteki duvann dış yüzünde ise Nâzım Hikmet'in
Kurtuluş Savaşı Destanı, tarihsel bir tablet olarak
kazmarak yazılmış.
Bu gerçek sanat yapıtının zıyaret edilmesi, sanat
ve edebiyat konusunda "devlet tutmasma" uğraya-
rak midesı bulananlara bir ilaç olarak şıddetle tavsi-
ye edilir.
Ikinci ilaç, sorun çözmek için seçildiklerı halde.
kendileri sorun olan politikacılar yüzünden "devlet
tutmasma" uğrayanlara:
Adana Güç Birliği Vakfı, kentin toplumsal, eko-
nomik ve kültürel sorunlannı çözmek ve özellikle Gü-
neydoğu göçünün kentle sağlıklı bütünleşmesi-
ni sağlamak üzere kuruimuş bir sivil toplum kuru-
luşu.
Esnaf ve Sanatkâriar Odası, Ticaret Borsası, Sa-
nayi Odası, Ticaret Odası, Çukurova Üniversitesi
Vakfı, Atatürkçü Düşünce Demeği, Makine Mühen-
disleri Odası, Çukurova GazetecilerCemiyeti. Elekt-
rik Mühendisleri Odası, Çiftçiler Birliği, Genç Müte-
şebbisler Derneği, Müteahhitler Birliği gıbi örgütler
tarafindan destekleniyor.
Vakıf, birey ve örgüt katılımına dayalı bir biçimde,
bir yandan kuramsal çalışmalar ve planlama etkın-
likleri yaparken, öte yandan somut projeler bazında
önemli adımlar atmış, ömeğın dört trilyonluk bir
eğrrjm sitesini gerçekleştirmek üzere tüm altya-
pryı tamamlamış.
Bu vakıf gibi vakıflar kurmak, ya da onu zıyaret et-
mek, bilgi almak ve kendi kentinde harekete geç-
mek, mafya-siyaset-devlet-tıcaret-tarıkat beşgenın-
den mideleri bulanan bilinçli vatandaşlarımıza çok
yararlı bir ilaç olacaktır.
Gerçek sanat ve taban örgütlenmesi, kimi za-
man birbirine zıt, ama birlikte kullanılabildikle-
rinde her derde deva olan iki ilaçtır.
Unutmayın, önümüzdeki seçimlerde "Yamyam-
lara oy yok".
web sayfası: http^/remzi.com.tr/yazar.html
KESK Adana'da
eylem yaptı
ADANA (Cumhuriyet
Günev İlleri Bürosu) - Ka-
mu Emekçilen Sendika-
lan Konfederasyonu
(KESK) Adana Şubeler
Platformu Dönem Sözcü-
sü Ali Dinigüzel. sık sık
yapılan zamlar karşısında
kamu emekçilerinin artık
özveride bulunacak du-
rumda olmadığını behrt-
ti. Dinigüzel. "Fedakâru-
ğı biz vapük. onlar daha
da zenguileşti,bizdaha da
TOksullaştık" dedi.
Inönü Parkı'nda geniş
güvenlik önlemleri altın-
da eylem yapan KESK
üyeleri "Kahrolsun IMF,
bağımsız Türfciye'', "Çe-
teteredegil,emekçiye büt-
çe", "Baskılar bizi jıldı-
rajnaz" ve "Yaşasın
onuriu mücadelemiz"
sloganlan attılar. Üyeler
adına açıklama yapan Ali
Dinigüzel, işçilerin aley-
hine yaşanan gelişmeler
karşısında mücadele ve-
ren sendikalann baskı al-
tında rurulduğunu beline-
rek. "Daha geçen hafta
konfederasvonumuza
bağlı Şanlıurfa şubeleri
kapatılmış. hiçbir yargı
süreci yaşamadan üvtle-
rimizin verieri değiştiril-
miş, meşru taleplerini di-
le getiren Hatav "daki ka-
mu emekçilerine fiili sai-
dınlar yapümışrır'" dedi.
Dinigüzel şöyle devam
etti:
"Ekonomik kriz baha-
ne edilerek trilyonlan ser-
ma>e>e aktaran shasal ik-
tidarlar, sıra ücretli çalı-
şanlara gelince IMF cmir-
lerine bo>un eğmektedir.
Zam vağmum altında in-
leyen emekçilerin aruk fe-
dakâıiık vapacak durum-
da olmadığı açıktır, Feda-
kârlığı bu \aptık. onlar
daha da zenginleşti, biz
daha da >oksullaştık. Mü-
cadelemiz tüm olumsuz-
luklara karşın sü recektir.'