Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç
# Genel Yayın Koordinatörü. Hikmet
Çetinkaya • Yazıışlen Müdürü: Ibrahim
Yıldız '• Sorumfu Müdür. Fikret İlkiz
# Haber Merkezı Müdürü. Hakan
kara 0 Görsel Yönetmen. Fikret Eser
Istıhbarat Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı Özlem
V üzak 0 Kulriir Handan Şenkökea • Spor
Abdülkadir Yücelman # Makaleler: Sami
Karaören # Düzeitme Abdullah Yazıcı 0
Fotoğraf. Krdoğan köseoğlu 0 Bılgı-Belge
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Ya\ın Kurulu llhan Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç, Oktav
Kurtböke. Hikmet Çetinkava,
Şükran Soner, Erguo Balcı.
Ibrahim V ıldız, Orhan Bunalı,
Mustafa Balba\, Hakan Kara.
Ankara Temsjlcisi. Mustafa Balba> Atatürk Bulvan
No 125. Kat.4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel. 4195020 (7
hatt. Faks-4]95027#lzmırTemsı]cisı SerdarKıak,
H.ZıyaBlv. 1352 S.23 Tel:4411220. Faks. 4419117
0 Adana Temsılcısr Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd ! 19
S No.l Kat.l.Tel 363 12 ll.Faks. 363 12 15
Müessese Müdunj Lstûn Akmcn 9
Koocdınator Ahme< Korulsan 0 Muha-
sebe Bûlenl > e ı w • Idare Hüseyin
Gürer • ljlrtmc Öndtf Çdik • Bıİgı-
î$lem .Nail Inml # Bılgısay ar Sıstem
Mürüvet Çikr«Sat.s FaaletKuza
MEDYA C: • YöDetım Kur
Ba$kanı - Genel Müdur Gfill
Erduran O Koordınator Rc
tytman • Genej MudurYaıdunc
SevdaÇoban fel 514 0"? 5
5139580-5138460*1,Faks 5!3S<
Yı>unU>an ve B«an: Yeıu Gûn Haber Ajansı, Basm ve Yayıncılık A Ş
Tu&oczpCad 39 41 CagaJoglu 34334 lst PK 246 Istanbul Tel <0 2121 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212(513 85 95 21ARALIK1998 fmsak. 5.44 Güneş:7.18 Ögie: 12.09 fkindt: 14.25 Akşam: 16.46 Yatsı: 18.14 www.cumhuriyet.com.
koleksiyon
• Haber Merkezi - Karaca
yılbaşı koJeksiyonunu
satışa sundu. Koleksiyonda
yer alan trikolarda ışıltıh
ipliklerden yapılmış, düz
kuplarda askılı-kolsuz
bluzlar, hırka ve tunik
bluzlarda iddialı ve yalın
bir anlatım benimsenmiş.
Erzurum yine
saNandı
• ERZURUM(AA)-
Erzurum'da, önceki gece
ve sabaha karşı iki deprem
meydana geldiği bildirildi.
Atatürk Üniversitesi
Deprem Araştırma
Merkezi'nden alınan
bilgiye göre. saat 01.01 'de,
merkez üssü Pasinler iiçesi
olan 3 şiddetinde deprem
meydana geldı. Sabaha
karşı yine Pasinler
ilçesınde, saat 05.22'de,
3.2 şiddetindeki ikinci
depremin kaydedıldiğı
bildirildi. Depremde, can
ve mal kaybının olmadiğı
belirtildi.
Bilim
olimpiyatiarı
• AiNKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- (Jluslararası
Bilim Olimpiyat Komitesi,
gelecek yıl Uluslararası
BilgisayarOlimpiyatı ile
2000 yıhndaki Biyoloji ve
2001 yıhndaki Fizik
Olımpiyatlannın
Türkiye'de yapılmasını
kararlaştırdı. Karara göre,
Türkiye'de ilk olarak
1999'da Bilgisayar
Olımpiyatı
gerçekleştırilecek.
Antalya'da 9-16 Ekim
tarihlerinde yapılacak
olimpiyatlara ortalama 53-
85 ülkeden öğrenci
katılacak.
Yüzyılın son
• NEWYDRK(AA)-
Yüzyılın son büyük güneş
turulmasmın en iyi
izlenebileceği ülkelerden
birınin Türkiye olduğunun
açıklanması, tur
operatörleri ve seyahat
acentelerini harekete
geçirdi. Kandilli
Rasathanesi 'nin verdiği
bilgiye göre. Ay'ın, Güneş
üzerine düşecek olan
gölgesi en iyi şekilde
Karadeniz kıyılanndan
Orta Anadolu'ya kadar
uzanan kesimde
görülebilecek. Güneş
tutulmasını izlemek için en
uygun iki kentin Sıvas ve
Elazığ olduğu belirtilirken
hem bu kentler hem de
Kapadokya bölgesindeki
otellerde şimdiden
rezervasyonlann
kapatıldığı bildirildi.
AIDS ilacı
onaylandı
• CHICAGO(AA)-
ABD'de ilaç ve gıda
maddelerinin güvenliğini
denetleyen FDA, yeni
AIDS ilacı Ziagen'i
onayladı. ABD'de
önümüzdeki ay sartşa
çıkanlacak ilacın, hastalar
tarafından günde iki kez,
birer tablet olarak
ahnacağı bildiriliyor. Daha
önce herhangi bir AIDS
ilacı kullanmamış
hastalarda etkıli olacağı
belirtilen ilacın yan
etkileriyle ilgili geniş
bilgilendirme yapılacağı
da belirtiliyor. Bu arada
ilacın. çocuklarda eskiden
kullanılan ilaçlara göre
yüzde 1Q daha fazla etki
gösterdiği ifade ediliyor.
4. Ulusal Yaym Kongresi'nde idari ve siyasi baskıdan kurtulmanm önemine dikkat çekildi
Yayıncı, destek ve yasa istiyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 4
Ulusal Yayın Kongresi 'nde, yazar ve oku-
yucu arasındaki ilerişime aracılık erme ış-
levinin. süreli ve görsel yayınlar ile göl-
gelenen kitabın çağdaş yayıncılıkta üzü-
cü bir yeri bulundugu belirtildi. Yayıncı-
lığın idari ve siyasi baskıdan kurtarılma-
smın önemine dikkat çekilirken, sektöre
temel oluşturacak bir yasanın çıkanlma-
sı istendi.
4. Ulusal Yayın Kongresi'nin yayıncı-
lık yasa tasansına ilişkin ofurumu tartış-
malara sahne oldu. Yayıncılık Yasa Tasa-
nsı Komisyon Raporu'nda, Türkiye'de
yayıncılık sektörünü düzenleyen bir ya-
sanın bulunmamasının büyük bir eksık-
lik olduğu belirtildi. Süresiz yayınlar ko-
nusunda bir düzenleme olmamasınm sek-
törün gelişmesini engellediğine işaret edi-
lirken, Türkiye Yayıncılar Birliği'nce ha-
zırlanan yasa taslağının bütçe olanakla-
n ve mevzuat sınırlannı zorladığı belir-
tildi. Yayıncılık sektörüne ilişkin bir ya-
sa çıkanlması gerektiği vurgulanan rapor-
daki bazı saptamalar ve tasanya yönelik
hedefler şöyle:
• Yayıncılık Yasa Tasansı Komisyon Raporu'nda,
"kitabın destekJenmesi için kamu kurum ve
kuruluşlannın kitap yayımlaması asgari düzeye
indirilmelidir" denildi.
• Ülkemizde kitaba ve kültüre gereken
önem ve deger verilmemektedir. Çünkü
kültürel yönden milli kütüphanemizege-
len derleme sa> ısı. dünya ile yakın ve uzak
çevremizlemukaveseedildiğindesonuçiç
açıcı değildir.
• Kitabın çagdaş yayıncılıktaki yeri
gerçekten hazindir. Yazar ve okuyucu
arasında iletişime aracılık eden kitabın bu
işlevi. süreli ve görsel yayın ve yayımlar
ile gölgelenmıştir.
• Kitapgeiecekte btcimini,işievinive ye-
rini belki koruyamaz hale gelebilir.
• Yayıncılık sektörünün endüstrisi ve
mesleği ile geliştirilmesi için yapılacak
yatırımlann teşvikinin sağlanmasında ko-
İaylıklargetirilmeli, faizsiz kredi sağlan-
malı ve vergi indirimi, muafiyeti ve ia-
desi sağlanmalıdır.
• Ülkemiz uluslararası pazarda reka-
bet edebilecek büyük bir yayıncılık ve fu-
arcılık merkezi haline getirilmelidir. Bu-
nun için vayınlar kalite ve fîyat ihraç edi-
lebilir niteliğe kavuştunılmalıdır.
• Kitabın desteklenmesi için kamu ku-
rum ve kuruluşlannın kitap yayımlama-
sı asgari düzeye indirilmeli ve kütüpha-
nelere yayın alınması ve seçilmesinde
demokratik usuller konulmalı ve akade-
mık kurullar bulunmahdır.
• Yayıncüık mesleginin gelişmesi ve ya-
yıncılık sektörünün guçlenmesinin önün-
deki engel ve sımrlamalar kaldınlacak,
yayıncdık idari ve siyasi vesayet ve dene-
timden kurtanlacakür.
• Her ne kadar Fikir ve Sanat Eserleri
Kanunu kapsamında korsan yayın suç
teşkil ediyor ve yayıncılar haksız rekabet
gerekçesiyle idari ve hukuki girişimde
bulunabileceklerse de yayının denetimin-
de yazarlann ya da meslek kuruluşlan-
nın güçlükleri ve uygulamanın aksaklık-
lan nazara ahnarak söz konusu kanunda
yeni düzenlemeler yapılmalıdır.
'Tasan yetersiz'
Kültür Bakanlığı Müsteşan Tekin Ay-
baş, Yayıncılar Birliği'nin yasa tasansı-
nın yetersiz olduğunu, yalnızca yapmış
olmak için bir görevi üzerinden atmak için
yapıldığını savundu.
u
En azmdan bu tartışmayı baslattüar"
diyen Tekin Aybaş, üretici ve tüketici-
nin gereksinımlerine cevap verecek bir
yasanın hazırlanması gerektiğini vurgu-
ladı.
Orurumda tartışmalara geçilmesinin
ardından Kitap Toptancılan Dernegi Baş-
kanı Nihat Eluneksiz, yasa tasansında ki-
tap toptancısı. yayıncı ve kitapçının da yer
almasını istediklerini söyledi. Edebiyat-
çılar Dernegi Başkanı Ali Cengizkan da,
Yayıncılar Birlıği'nin yasa tasansında ve-
sayetanlayışı bulunduğunu, devlet vesayeti
arayan bir tasarı ohnaması gerektiğini
belirtti.
Yüboşı için armağon seçenekleri
YaJdaşan yübaşuıda sevdiklerini armaganlanyla mut-
lu etmek isteyenler için pek çok seçeneğin bir arada
olduğu hediye fuarları açıldı. Bitpazarı olarak anılan
Horhor Anrikacılar Çarşısı'ndaki ".Nostaljik Hedi-
yeler Sergisi" ve Tepebaşı'ndaki 17. TÜYAP Hediye
Fuan*nda birbirinden ilginc armağanlar sergiknivor.
Her iki fuar da 31 Aralık tarihine kadar her gün
11.00-20.00 saatleri arasında ziyarete açık olacak.
Horhor Antikacılar Çarşısı Yönetim Kurulu Baska-
nı Metin Özkaya tarafından düzenlenen sergide bir-
birinden üginç bibloiar, he> keiler, gramofonlar, mü-
cevher kutulan. tablolar. vazolar, Iambalar arasında
her bütçeve uygun hediye bulunabiliyor. Klasik mü-
zik eşliğinde dükkânlardan hediye seçmeye çahşan-
lar için bir de sürpriz hazıriandı. Hafta sonlan Bit-
pazan'nı gezenlere kapıda verilen numaralaria her
yanm saatte bir çekiliş yapılarak hediye veriliyor. Te-
pebaşı İstanbul Sergi Sarav Tnda düzenlenen ve bu yıl
264 kuruluşun katıldığı fuarda da cam, kristal, por-
selen, serarnik, ahşap. deri ve gümüş gibi malzeme-
lerden yapılan çeşitli aksesuvariar sergikniyor.
(Fotoğfaflar: HATİCE TUNCERUĞUR DEMİR)
Milli parklara
yeni düzenleme
e-posta : tan (a prizma. net. tr
ÖZCAN ÖZGÜR
MUĞLA - Orman Ba-
kanlığı milli parklara yeni
düzenleme getiriyor. Tür-
kiye'deki 32 milli parkın
yüzde 80'inin uzun vadeli
gelişim planı olarak adlan-
dınlan master planına sa-
hip olmadığı belirtilirken
Orman Bakanlığı 26 milli
parkın masterplanı hazırlan-
ması için üniversitelerle iş-
birlifine gitti.
Orman Bakanlığı Milli
Parklar Av ve Yaban Haya-
tı Genel Müdürlüğü yetki-
lilerinden alınan bilgiye gö-
re, Türkiye'deki 32 milli
parkın yüzde 80'i master
planına sahip değil. Orman
Bakanlığı'nın bugüne ka-
dar 26 milli parkın master
planının hazırlanması ama-
cıyla üniversitelerle işbir-
liğinegittiği bildirildi. Mas-
ter planı hazırlanacak veya
revize edılecek milli park-
lar şöyle sıralandı: Yozgat
(Yozgat Çamlığı), Adana
(Aslantaş, Karatepe), An-
kara (Soğuksu). Balıkesir
(Kazdağı, Manyas Kuş
Cenneti), Bursa (Uludağ),
Aydın (Büyük Menderes
Deltası, Dilek Varımada-
sı), Manısa (Spil Dağı). Is-
parta (Kızıldağ ve Kova-
daX Antalya (Köprülü Kan-
yon. Beydağlar Sahil. Tel-
mesos), Tunceli (Munzur
Vadisi), Çanakkale (Troya,
Gelibolu), Afyon (Başko-
mutanJık), Kastamonu (II-
gazDağı). Kütahya, l'şak,
fVevşehir (Göreme), Trab-
zon (Altındere). Çorum
(Alacahöy ük, Boğazköy),
Adıyaman (Nemrut Dağı),
Konya (Beyşehir), Rize
(Kaçkar Dağlan). Artvin
(Altınbcşik, Sahara, Ma-
tila Vadisi), Denizli (Ho-
noz), Niğde (Aladağlar),
Kayseri, Adana, Muğla
(Marmaris. Saklıkent).
Balonla dünya turuna
çıkanlar Türkiye'deydi
Bakmladünyaturu de-
nemesmebaşlayanChi-
cagolu milyoner Steve
Fosse ve tngilb işada-
mı Richard Branson
(sağda), Akdeniz üze-
rinden Kıbns'ı geçe-
rek Türkiye sınınna
girdi. Pazar gününün
büyükbirkısnunj Tür-
kije üzerinde gecire-
cekolan oaloDculann,
daha sonra Azerbay-
can ve Kazakistan üze-
rinden Hinıalavalar'ı
izteyerek Çin'e doğru
>ol alacaklan bildirili-
yor. 97 ülkeden izin al-
dıkiannı acıklayan ba-
loncular, Iran, Irak,
Kuzey Kore ve Rus-
ya'dan hava sahasını
kullanmalan için izin
çıkmadığını Ueri sür-
düler.(REUTERS)
S o r u n l a r ve ö n e r i l e r
'Ders kitaplan
özelleştirilsin'
ANKARA (Cumhuri-
yetBürosu) -4. Ulusal Ya-
yın Kongresi'nde. Milli
Eğıtim Bakanlığı (MEB)
Talim ve Terbiye Kuru-
lu'nun ilkelerinden uzak-
laştığı, siyasi nitelikJi ka-
rarlan doğru ya da yanlış
olduğuna bakmadan onay-
layan birkurum halinegel-
diği vurgulandı.
Kültür Bakanlığı'nca
düzenlenen Ulusal Yaym
Kongresi 'ne sunulan Ders
Kitaplan ve Yayıncıhğı
Sorunlan Komisyonu'nun
raporunda, MEB'in 1991-
1992 öğretim yılında 447
olan kitap sayısmın 1997-
1998 döneminde 456 oldu-
ğu; aynı süreç içınde özel
sektöre ait kitap sayısının
ise86'danl217'yeçıktığı
kaydedildi. Özel sektörün
ders kitabı üretimine gir-
mesiylerekabetortamınm
oluştuğu ve daha kaliteli
kitaba ulaşıldığı belirtilen
raporda, sorun ve öneriler
şöyle sıralandı:
• Talim ve Terbiye Ku-
rulu bugün Atatürk'ün
1926 yılında kurduğu ve
biryönetmelikle görevle-
rini tanımladığı ılkelerden
uzaklaşmış görünmekte-
dir. Siyasi otorite tarafın-
dan alınan siyasi nitelikli
kararlan doğnı veya yan-
lış olduğuna bakmadan
onaylayan bir kurum ha-
line gelmiştir.
• Bakanlığın ders ki-
taplannın fiyatlannı be-
lirlemesi objektif ölçüler-
le olmamaktadır. Kitap fi-
yatlan, üreticiler tarafin-
dan rekabet koşullan için-
de belirlenmelidir.
• Ders Kitaplan Yönet-
meliği mevcut sıkıntılan
giderecek şekilde yeniden
düzenlenmelidir.
• Ders kitaplannın oku-
tulma süreleri, dersin prog-
ram değişikliğine göre ol-
malıdır.
• Kitap inceleme ko-
misyonlannda görev alan
uzmanlar, mesleklerinde
belli düzeye gelmiş öğret-
menlerden ve akademis-
yenlerden seçilmelidir.
• Kitaplann komisyon-
larda incelenme sürelerin-
de farklıhk, yayınevlerini
güç durumda bırakmak-
ta, iş akışında aksaklıkla*
ra neden olmaktadır.
• MEB'in yayımladığı
ders kitaplan özelleştiril-
melidir. Bakanlığın endi-
şelerini giderici tedbirler,
biryasal düzenlemeyle çö-
zümlenmelidir.
• Ders kitaplannın ba-
sım kalitesi arttınlmalıdır.
• Ders kitaplan ile te-
mel meslek kitaplannın
hazırlanması, MEB, üni-
versiteler ve yayıncılann
yönetimde temsil edildiği
özerk bir ulusal kuruluş
tarafından yapılmalıdır.
• Yükseköğretim ve
meslek kitaplan alanında
bir çeviri atıhmı başlatıl-
malıdır.
• Mesleki terim karga-
şasına son verecek bir ya-
pılanmaya gidilmelidir.
Türkçenin yetkin bir bi-
lim dili olarak gelişmesi-
ni ve kullanılmasını sağ-
layacak düzenlemeler ger-
çekleştirilmelidir.
SÖYLEŞİ ATTILA İLHAN
'...ve bende bu aslın sûreti çıktı sâdece...'
»iire meraklı olanlar bilecektin Nâzım Hikmet, in-
»giliz filozofu Berkeley'ın (1685-1753) 'sübjektif
ilist' dünya ıdrâkine, daha 1926'da uzun bir şıirle
karşı çıkmıştı; ona hitaben dıyordu ki: "...sen, o san
kırmızı rengini gördüğün / cilâlı derisine parmak-
lannı sürdüğün / partak / yuvartak / elmaya / 'fikir-
lerin bir terkibidir' diyorsun / dışımızda bize bağ-
lanmadan / var olan / varlığı / inkâr ediyorsun / şu
mavi deniz / şu mavi denizde yüzen beyaz yelken-
li gemi / kendi kendinden aldığın / fıkirlerdir, öyie
mi?" (Bütun Eserlen, Cılt 1, s. 134, Narodna Proste-
va, Sofya, 1967.)
Şair, 'metafiziğin' tamamiyle 'öznel' (sübjektif) dün-
ya idrâkine; 'materyalizm'm, tamamiyle 'nesnel' (ob-
jektif) dünya ıdrâkıyle; çok yıllarsonra (1945), Doğu P -
van) Edebiyatı'nın devâsâ şairleriyle tartıştığı', ünlü
rubailenyle, aynı cevabı vermıştir "...'bu bahçe, bu nem-
li toprak, bû yaöemin kokusu, bu gece' / pınlda-
makta devam edecek, ben basıp gidince de / çün-
kü o, ben gelmeden, ben geldikten sonra da, ba-
na bağlı olmadan vardı / ve bende bu aslın sûreti
çıkt sâdece..." (Aynı eser, s. 324)
Bu, bir manada, 'Sosyalist Gerçekçi' Edebiyat'ın,
neden dolayı ge^çe/fç/'olması gerektiğinin izahı: eğer
dünyayı, diyalektik ve materyalist olarak algılıyorsan,
onu gerçek {materyalist) boyutlanyla, gelişme/degiş-
me süreci içinde (diyalektik olarak) eserine almalısın!
'Gerçefc', en genel tarifiyle, 'biz gelmeden, biz gel-
dikten sonra da, bize bağlı olmadan var olan', yâ-
nı ne, tabiat (evren), toplum (ınsanlar), birey; tek tek,
her birisi, aynca, bu üç temel unsurun, birbiriyle olan
ilişkısi! Zaten metodu da, o ilişki tâyin ediyor; o ki, in-
san/tabiat/toplum ilişkisi, tez/anti-tez/sentez düzeni
içınde, yani diyalektik olarak geiişiyon o halde, 'ger-
çeğin' çeşitli tezahürleriyte ışlenişi, aynı ünlü mantık çer-
çevesi içinde, işlenecektir a, a ise / b, a'nın karşrb
ise / a, b'yi içerir!..
Bu kadar basit!
İşln içine çıplak siyâset" sokulunca...
Prensipte basit de, uygulamada iş çetrefilleşıyor.
Nedeni, sanınm işin içine, -en bayağı ve çirkin ma-
nasıyla,- 'siyaset'ın kanşmasından! Once Plekha-
nofüa, daha sonralan Rusya'da Lunaçarskry, Şki-
ovskiy, Vorovskty de Halya'da Gramsci de. Alman-
ya'da Franz Mehring'de, Macaristan da Georg Lu-
kacs'da, bu temel ve genel hatlarıyla gorülen, mater-
yalist Estetik; Stalin'in, sanatçılan 'ruhların mühendi-
si' ilân etmesnden sonra, o raydan çıkmıştır; merak-
lısı elbet, işin sonunda 'Sosyalist Gerçekçilik'ın, 'to-
taliteriiğin' gereğine uygun olarak, bir 'Parti Edebiya-
fr'nadönüştügünü bilir: öyle kı, Mayakovskiy'in, Yes-
senin'in 'intihanna' neden olabilecek, bir baskı oluş-
tuaılmuş, oto/sansür, gittikçe Sovyet sanatını yozlaş-
tırarak, Andrey Jdanofun 'reçetelenne' göre eser
yapmaya götürmüştür ne 'sahici' gerçekler umursa-
nıyordu, ne de onlann diyalektik gelışme süreci; 'Par-
ti' neyi yaz dıyorsa, onu yazacaktın; aksi takdirde, ya
'Gulag Takımadalan' seni beklfyordu, ya da mutlak bir
'unutvluş'\
'Soğuk Savaş' yıllannda, edebiyat tartışmalarında,
ısrarla şunu soylediğimi hiç unutmarn." 'Sosyalist Ger-
çekçi' bir yazar, eğeröylesi ona daha iyi gelıyorsa, 'stak-
hanovist' sovyet işçısinın -çoğu hayali- başanlannı ya-
zacak yerde; diyalektik yasalarına göre, birbirini
(çeren, ölümle hayatin, ya da geceyle gündüzün çe-
lişkisini; bu çelişkinin, gelişme safrıalarını ve ulaş-
tıgı sentezi yazarak da, 'toplumsal sorumluluğu-
nu' yerine getirmiş oiabilir. Hormonlan kanşık, do-
layısıyla, cinsiyeti çelişik bireyin, gövdesinde ye ru-
hunda iki cinsryetin çatışması da; materyalist ve
diyalektik bir konudun kayalık ve sığ bir koyu, ha-
yatlannı ekonomik açıdan, güzelleştirebilmek; de-
rin ve örgütiü bir limana dönüştürebilmek için, yö-
re halkının tabiarJa giriştiği, tez/anti-tez ilişkisi de,
öylediri
Hatta, bakın nediyeceğim: Parti'nin siyaseti öyle ge-
rektinyor diye, muhtemelen yanlış politikalan destek-
lemek yerine; o gibi durumlarda birey/toplum, top-
lum/tabiatçelişkilenni; bu arada, bireyin, kendi içinde-
ki karşıtlıklan, -tabiı gerçekçi ve diyalektik olarak- iş-
lemek, çok daha yararlı ve başanlı, estetik sentezler
yapmaya imkân sağlar.
'Sosyal Realizm' tartışmalan sırasında, oldum ola-
sı 'Toplumcu Gerçekçi' sayılmış bazı hikâye ve ro-
man yazarlarımızı, 'soldan' eteştirmiştim: gerçekleri
'yalın' ve 'anlaşılabilir' bir dille anlatayım derken, do-
zu iyice kaçırmışlardı; öyle ki, ne bir üslûp çabalan
mevcuttu, ne de, -Biyelinskiy'in deyimiyle; 'gerçeği
yeniden yaratıp tabiata eklerken', edebi kişilikleri-
ne mahsus, bir 'eşyaya bakış tarzı' geliştiriyorlardı; bu
da, netice olarak, bir vak'ayı tesbrt eden herhangi bir
'zabıt'\a (tutanak), bu 'gerçekçi' hikâyecilenri yazdık-
lan arasında, yürekler acısı bir benzerlik yaratıyordu.
Kuşkusuz, 'Sosyalist Gerçekçi' bir hikâye yazmak,
bir olayın tutanağını' yazmak degildı.
O kadar ki, 'muhtevayı' lüzumundan fazla öne çıkar-
dığı için, daha sonralan Uıkacs gibi bir dev, eleştiril-
miştir; o halde, 'Sosyalist Gerçekçi' yazar, 'muhte-
vasını' (içeriğinı) diyalektik olarak tesbit ettıkten son-
ra, 'sanatçılığını', 'gerçeğiyenidenyaratıf, yânio 'muh-
teva'y), şekte dökerken gösterecekti.
iyi de, nasıl?
0 yüzden mi, unutturmak' istlyorlar?..
Memet Fuat, yazısında ne demişti, hatırlar mısınız?
"...1940 sonrası toplumsalcı şajrlerinin biriik-
te anılmalan herhalde özgün, kişilikli sanatçılar ol-
malanndan. Benzer, birbirini çağnşnran şiirier de-
ğil yazdıklan. Herkes başına buyruk, herkesin ken-
di biçemi, kendi söyleyişi var..." (Adam/Sanat, Ara-
lık 1998, s. 8)
işte sanatçının 'eşyaya bakış tarzı' ye oradan üret-
tiği 'bireysel imgelen' yazıya döküş biçımidir ki, onu
öteki yazarfardan ve şairlerden ayınr; eserini, 'özgün'
kılar. 'Sosyalist Gerçekçi' Türk Edebiyatı, yalnız 'muh-
feva'da o büyuk gerçeğe -biz gelmeden, biz geldik-
ten sonra da, bize bağlı olmadan var olan'a- bağlı
kalmakla yetinmemiş; o büyük gerçeğin (birey, toplum,
tabiat) çeşitli tezahürlerinden, her birisi, farklı imge
dünyalan; o imgeleri, farklı ifade ediş bıçimleri, yarat-
mayı bilmiştir.
Yoksaonun için mi, herkes unutturmayaçabaJıyor?..
Meraklısı için not: Aziz hatıralarını saygıyla andı-
ğım, Kemal Bilbaşar, Samim Kocagöz, yazdıklanm-
dan alınmış, bana cevap vermişlerdi; amacım, onlan
yermek, ya da küçük düşürmek değildi elbet, zama-
nında ne kadarönemli ve büyük işler yaptıklan, bugün,
geriye doğru bakınca, çok daha iyi anlaşılıyor; benim
üstüne basmak ıstediğim, sade suya 'eleştirel' ger-
çekçiliğin.yadaNaturaliste'liğin'fuza^/na'düşülme-
mesi için, bir uyanydı sâdece; çünkü Marksıst esteti-
ğin, muhtevayı anlatmaktan ibaret olmadığını öğren-
miştim.
MtpM www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://wiwv.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm