19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç # Genel Yayın Koordinatörü. Hikmet Çetinkaya • Yazıışlen Müdürü: Ibrahim Yıldız '• Sorumfu Müdür. Fikret İlkiz # Haber Merkezı Müdürü. Hakan kara 0 Görsel Yönetmen. Fikret Eser Istıhbarat Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı Özlem V üzak 0 Kulriir Handan Şenkökea • Spor Abdülkadir Yücelman # Makaleler: Sami Karaören # Düzeitme Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf. Krdoğan köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç Ya\ın Kurulu llhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktav Kurtböke. Hikmet Çetinkava, Şükran Soner, Erguo Balcı. Ibrahim V ıldız, Orhan Bunalı, Mustafa Balba\, Hakan Kara. Ankara Temsjlcisi. Mustafa Balba> Atatürk Bulvan No 125. Kat.4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel. 4195020 (7 hatt. Faks-4]95027#lzmırTemsı]cisı SerdarKıak, H.ZıyaBlv. 1352 S.23 Tel:4411220. Faks. 4419117 0 Adana Temsılcısr Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd ! 19 S No.l Kat.l.Tel 363 12 ll.Faks. 363 12 15 Müessese Müdunj Lstûn Akmcn 9 Koocdınator Ahme< Korulsan 0 Muha- sebe Bûlenl > e ı w • Idare Hüseyin Gürer • ljlrtmc Öndtf Çdik • Bıİgı- î$lem .Nail Inml # Bılgısay ar Sıstem Mürüvet Çikr«Sat.s FaaletKuza MEDYA C: • YöDetım Kur Ba$kanı - Genel Müdur Gfill Erduran O Koordınator Rc tytman • Genej MudurYaıdunc SevdaÇoban fel 514 0"? 5 5139580-5138460*1,Faks 5!3S< Yı>unU>an ve B«an: Yeıu Gûn Haber Ajansı, Basm ve Yayıncılık A Ş Tu&oczpCad 39 41 CagaJoglu 34334 lst PK 246 Istanbul Tel <0 2121 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212(513 85 95 21ARALIK1998 fmsak. 5.44 Güneş:7.18 Ögie: 12.09 fkindt: 14.25 Akşam: 16.46 Yatsı: 18.14 www.cumhuriyet.com. koleksiyon • Haber Merkezi - Karaca yılbaşı koJeksiyonunu satışa sundu. Koleksiyonda yer alan trikolarda ışıltıh ipliklerden yapılmış, düz kuplarda askılı-kolsuz bluzlar, hırka ve tunik bluzlarda iddialı ve yalın bir anlatım benimsenmiş. Erzurum yine saNandı • ERZURUM(AA)- Erzurum'da, önceki gece ve sabaha karşı iki deprem meydana geldiği bildirildi. Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi'nden alınan bilgiye göre. saat 01.01 'de, merkez üssü Pasinler iiçesi olan 3 şiddetinde deprem meydana geldı. Sabaha karşı yine Pasinler ilçesınde, saat 05.22'de, 3.2 şiddetindeki ikinci depremin kaydedıldiğı bildirildi. Depremde, can ve mal kaybının olmadiğı belirtildi. Bilim olimpiyatiarı • AiNKARA (Cumhuriyet Bürosu)- (Jluslararası Bilim Olimpiyat Komitesi, gelecek yıl Uluslararası BilgisayarOlimpiyatı ile 2000 yıhndaki Biyoloji ve 2001 yıhndaki Fizik Olımpiyatlannın Türkiye'de yapılmasını kararlaştırdı. Karara göre, Türkiye'de ilk olarak 1999'da Bilgisayar Olımpiyatı gerçekleştırilecek. Antalya'da 9-16 Ekim tarihlerinde yapılacak olimpiyatlara ortalama 53- 85 ülkeden öğrenci katılacak. Yüzyılın son • NEWYDRK(AA)- Yüzyılın son büyük güneş turulmasmın en iyi izlenebileceği ülkelerden birınin Türkiye olduğunun açıklanması, tur operatörleri ve seyahat acentelerini harekete geçirdi. Kandilli Rasathanesi 'nin verdiği bilgiye göre. Ay'ın, Güneş üzerine düşecek olan gölgesi en iyi şekilde Karadeniz kıyılanndan Orta Anadolu'ya kadar uzanan kesimde görülebilecek. Güneş tutulmasını izlemek için en uygun iki kentin Sıvas ve Elazığ olduğu belirtilirken hem bu kentler hem de Kapadokya bölgesindeki otellerde şimdiden rezervasyonlann kapatıldığı bildirildi. AIDS ilacı onaylandı • CHICAGO(AA)- ABD'de ilaç ve gıda maddelerinin güvenliğini denetleyen FDA, yeni AIDS ilacı Ziagen'i onayladı. ABD'de önümüzdeki ay sartşa çıkanlacak ilacın, hastalar tarafından günde iki kez, birer tablet olarak ahnacağı bildiriliyor. Daha önce herhangi bir AIDS ilacı kullanmamış hastalarda etkıli olacağı belirtilen ilacın yan etkileriyle ilgili geniş bilgilendirme yapılacağı da belirtiliyor. Bu arada ilacın. çocuklarda eskiden kullanılan ilaçlara göre yüzde 1Q daha fazla etki gösterdiği ifade ediliyor. 4. Ulusal Yaym Kongresi'nde idari ve siyasi baskıdan kurtulmanm önemine dikkat çekildi Yayıncı, destek ve yasa istiyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 4 Ulusal Yayın Kongresi 'nde, yazar ve oku- yucu arasındaki ilerişime aracılık erme ış- levinin. süreli ve görsel yayınlar ile göl- gelenen kitabın çağdaş yayıncılıkta üzü- cü bir yeri bulundugu belirtildi. Yayıncı- lığın idari ve siyasi baskıdan kurtarılma- smın önemine dikkat çekilirken, sektöre temel oluşturacak bir yasanın çıkanlma- sı istendi. 4. Ulusal Yayın Kongresi'nin yayıncı- lık yasa tasansına ilişkin ofurumu tartış- malara sahne oldu. Yayıncılık Yasa Tasa- nsı Komisyon Raporu'nda, Türkiye'de yayıncılık sektörünü düzenleyen bir ya- sanın bulunmamasının büyük bir eksık- lik olduğu belirtildi. Süresiz yayınlar ko- nusunda bir düzenleme olmamasınm sek- törün gelişmesini engellediğine işaret edi- lirken, Türkiye Yayıncılar Birliği'nce ha- zırlanan yasa taslağının bütçe olanakla- n ve mevzuat sınırlannı zorladığı belir- tildi. Yayıncılık sektörüne ilişkin bir ya- sa çıkanlması gerektiği vurgulanan rapor- daki bazı saptamalar ve tasanya yönelik hedefler şöyle: • Yayıncılık Yasa Tasansı Komisyon Raporu'nda, "kitabın destekJenmesi için kamu kurum ve kuruluşlannın kitap yayımlaması asgari düzeye indirilmelidir" denildi. • Ülkemizde kitaba ve kültüre gereken önem ve deger verilmemektedir. Çünkü kültürel yönden milli kütüphanemizege- len derleme sa> ısı. dünya ile yakın ve uzak çevremizlemukaveseedildiğindesonuçiç açıcı değildir. • Kitabın çagdaş yayıncılıktaki yeri gerçekten hazindir. Yazar ve okuyucu arasında iletişime aracılık eden kitabın bu işlevi. süreli ve görsel yayın ve yayımlar ile gölgelenmıştir. • Kitapgeiecekte btcimini,işievinive ye- rini belki koruyamaz hale gelebilir. • Yayıncılık sektörünün endüstrisi ve mesleği ile geliştirilmesi için yapılacak yatırımlann teşvikinin sağlanmasında ko- İaylıklargetirilmeli, faizsiz kredi sağlan- malı ve vergi indirimi, muafiyeti ve ia- desi sağlanmalıdır. • Ülkemiz uluslararası pazarda reka- bet edebilecek büyük bir yayıncılık ve fu- arcılık merkezi haline getirilmelidir. Bu- nun için vayınlar kalite ve fîyat ihraç edi- lebilir niteliğe kavuştunılmalıdır. • Kitabın desteklenmesi için kamu ku- rum ve kuruluşlannın kitap yayımlama- sı asgari düzeye indirilmeli ve kütüpha- nelere yayın alınması ve seçilmesinde demokratik usuller konulmalı ve akade- mık kurullar bulunmahdır. • Yayıncüık mesleginin gelişmesi ve ya- yıncılık sektörünün guçlenmesinin önün- deki engel ve sımrlamalar kaldınlacak, yayıncdık idari ve siyasi vesayet ve dene- timden kurtanlacakür. • Her ne kadar Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korsan yayın suç teşkil ediyor ve yayıncılar haksız rekabet gerekçesiyle idari ve hukuki girişimde bulunabileceklerse de yayının denetimin- de yazarlann ya da meslek kuruluşlan- nın güçlükleri ve uygulamanın aksaklık- lan nazara ahnarak söz konusu kanunda yeni düzenlemeler yapılmalıdır. 'Tasan yetersiz' Kültür Bakanlığı Müsteşan Tekin Ay- baş, Yayıncılar Birliği'nin yasa tasansı- nın yetersiz olduğunu, yalnızca yapmış olmak için bir görevi üzerinden atmak için yapıldığını savundu. u En azmdan bu tartışmayı baslattüar" diyen Tekin Aybaş, üretici ve tüketici- nin gereksinımlerine cevap verecek bir yasanın hazırlanması gerektiğini vurgu- ladı. Orurumda tartışmalara geçilmesinin ardından Kitap Toptancılan Dernegi Baş- kanı Nihat Eluneksiz, yasa tasansında ki- tap toptancısı. yayıncı ve kitapçının da yer almasını istediklerini söyledi. Edebiyat- çılar Dernegi Başkanı Ali Cengizkan da, Yayıncılar Birlıği'nin yasa tasansında ve- sayetanlayışı bulunduğunu, devlet vesayeti arayan bir tasarı ohnaması gerektiğini belirtti. Yüboşı için armağon seçenekleri YaJdaşan yübaşuıda sevdiklerini armaganlanyla mut- lu etmek isteyenler için pek çok seçeneğin bir arada olduğu hediye fuarları açıldı. Bitpazarı olarak anılan Horhor Anrikacılar Çarşısı'ndaki ".Nostaljik Hedi- yeler Sergisi" ve Tepebaşı'ndaki 17. TÜYAP Hediye Fuan*nda birbirinden ilginc armağanlar sergiknivor. Her iki fuar da 31 Aralık tarihine kadar her gün 11.00-20.00 saatleri arasında ziyarete açık olacak. Horhor Antikacılar Çarşısı Yönetim Kurulu Baska- nı Metin Özkaya tarafından düzenlenen sergide bir- birinden üginç bibloiar, he> keiler, gramofonlar, mü- cevher kutulan. tablolar. vazolar, Iambalar arasında her bütçeve uygun hediye bulunabiliyor. Klasik mü- zik eşliğinde dükkânlardan hediye seçmeye çahşan- lar için bir de sürpriz hazıriandı. Hafta sonlan Bit- pazan'nı gezenlere kapıda verilen numaralaria her yanm saatte bir çekiliş yapılarak hediye veriliyor. Te- pebaşı İstanbul Sergi Sarav Tnda düzenlenen ve bu yıl 264 kuruluşun katıldığı fuarda da cam, kristal, por- selen, serarnik, ahşap. deri ve gümüş gibi malzeme- lerden yapılan çeşitli aksesuvariar sergikniyor. (Fotoğfaflar: HATİCE TUNCERUĞUR DEMİR) Milli parklara yeni düzenleme e-posta : tan (a prizma. net. tr ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA - Orman Ba- kanlığı milli parklara yeni düzenleme getiriyor. Tür- kiye'deki 32 milli parkın yüzde 80'inin uzun vadeli gelişim planı olarak adlan- dınlan master planına sa- hip olmadığı belirtilirken Orman Bakanlığı 26 milli parkın masterplanı hazırlan- ması için üniversitelerle iş- birlifine gitti. Orman Bakanlığı Milli Parklar Av ve Yaban Haya- tı Genel Müdürlüğü yetki- lilerinden alınan bilgiye gö- re, Türkiye'deki 32 milli parkın yüzde 80'i master planına sahip değil. Orman Bakanlığı'nın bugüne ka- dar 26 milli parkın master planının hazırlanması ama- cıyla üniversitelerle işbir- liğinegittiği bildirildi. Mas- ter planı hazırlanacak veya revize edılecek milli park- lar şöyle sıralandı: Yozgat (Yozgat Çamlığı), Adana (Aslantaş, Karatepe), An- kara (Soğuksu). Balıkesir (Kazdağı, Manyas Kuş Cenneti), Bursa (Uludağ), Aydın (Büyük Menderes Deltası, Dilek Varımada- sı), Manısa (Spil Dağı). Is- parta (Kızıldağ ve Kova- daX Antalya (Köprülü Kan- yon. Beydağlar Sahil. Tel- mesos), Tunceli (Munzur Vadisi), Çanakkale (Troya, Gelibolu), Afyon (Başko- mutanJık), Kastamonu (II- gazDağı). Kütahya, l'şak, fVevşehir (Göreme), Trab- zon (Altındere). Çorum (Alacahöy ük, Boğazköy), Adıyaman (Nemrut Dağı), Konya (Beyşehir), Rize (Kaçkar Dağlan). Artvin (Altınbcşik, Sahara, Ma- tila Vadisi), Denizli (Ho- noz), Niğde (Aladağlar), Kayseri, Adana, Muğla (Marmaris. Saklıkent). Balonla dünya turuna çıkanlar Türkiye'deydi Bakmladünyaturu de- nemesmebaşlayanChi- cagolu milyoner Steve Fosse ve tngilb işada- mı Richard Branson (sağda), Akdeniz üze- rinden Kıbns'ı geçe- rek Türkiye sınınna girdi. Pazar gününün büyükbirkısnunj Tür- kije üzerinde gecire- cekolan oaloDculann, daha sonra Azerbay- can ve Kazakistan üze- rinden Hinıalavalar'ı izteyerek Çin'e doğru >ol alacaklan bildirili- yor. 97 ülkeden izin al- dıkiannı acıklayan ba- loncular, Iran, Irak, Kuzey Kore ve Rus- ya'dan hava sahasını kullanmalan için izin çıkmadığını Ueri sür- düler.(REUTERS) S o r u n l a r ve ö n e r i l e r 'Ders kitaplan özelleştirilsin' ANKARA (Cumhuri- yetBürosu) -4. Ulusal Ya- yın Kongresi'nde. Milli Eğıtim Bakanlığı (MEB) Talim ve Terbiye Kuru- lu'nun ilkelerinden uzak- laştığı, siyasi nitelikJi ka- rarlan doğru ya da yanlış olduğuna bakmadan onay- layan birkurum halinegel- diği vurgulandı. Kültür Bakanlığı'nca düzenlenen Ulusal Yaym Kongresi 'ne sunulan Ders Kitaplan ve Yayıncıhğı Sorunlan Komisyonu'nun raporunda, MEB'in 1991- 1992 öğretim yılında 447 olan kitap sayısmın 1997- 1998 döneminde 456 oldu- ğu; aynı süreç içınde özel sektöre ait kitap sayısının ise86'danl217'yeçıktığı kaydedildi. Özel sektörün ders kitabı üretimine gir- mesiylerekabetortamınm oluştuğu ve daha kaliteli kitaba ulaşıldığı belirtilen raporda, sorun ve öneriler şöyle sıralandı: • Talim ve Terbiye Ku- rulu bugün Atatürk'ün 1926 yılında kurduğu ve biryönetmelikle görevle- rini tanımladığı ılkelerden uzaklaşmış görünmekte- dir. Siyasi otorite tarafın- dan alınan siyasi nitelikli kararlan doğnı veya yan- lış olduğuna bakmadan onaylayan bir kurum ha- line gelmiştir. • Bakanlığın ders ki- taplannın fiyatlannı be- lirlemesi objektif ölçüler- le olmamaktadır. Kitap fi- yatlan, üreticiler tarafin- dan rekabet koşullan için- de belirlenmelidir. • Ders Kitaplan Yönet- meliği mevcut sıkıntılan giderecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. • Ders kitaplannın oku- tulma süreleri, dersin prog- ram değişikliğine göre ol- malıdır. • Kitap inceleme ko- misyonlannda görev alan uzmanlar, mesleklerinde belli düzeye gelmiş öğret- menlerden ve akademis- yenlerden seçilmelidir. • Kitaplann komisyon- larda incelenme sürelerin- de farklıhk, yayınevlerini güç durumda bırakmak- ta, iş akışında aksaklıkla* ra neden olmaktadır. • MEB'in yayımladığı ders kitaplan özelleştiril- melidir. Bakanlığın endi- şelerini giderici tedbirler, biryasal düzenlemeyle çö- zümlenmelidir. • Ders kitaplannın ba- sım kalitesi arttınlmalıdır. • Ders kitaplan ile te- mel meslek kitaplannın hazırlanması, MEB, üni- versiteler ve yayıncılann yönetimde temsil edildiği özerk bir ulusal kuruluş tarafından yapılmalıdır. • Yükseköğretim ve meslek kitaplan alanında bir çeviri atıhmı başlatıl- malıdır. • Mesleki terim karga- şasına son verecek bir ya- pılanmaya gidilmelidir. Türkçenin yetkin bir bi- lim dili olarak gelişmesi- ni ve kullanılmasını sağ- layacak düzenlemeler ger- çekleştirilmelidir. SÖYLEŞİ ATTILA İLHAN '...ve bende bu aslın sûreti çıktı sâdece...' »iire meraklı olanlar bilecektin Nâzım Hikmet, in- »giliz filozofu Berkeley'ın (1685-1753) 'sübjektif ilist' dünya ıdrâkine, daha 1926'da uzun bir şıirle karşı çıkmıştı; ona hitaben dıyordu ki: "...sen, o san kırmızı rengini gördüğün / cilâlı derisine parmak- lannı sürdüğün / partak / yuvartak / elmaya / 'fikir- lerin bir terkibidir' diyorsun / dışımızda bize bağ- lanmadan / var olan / varlığı / inkâr ediyorsun / şu mavi deniz / şu mavi denizde yüzen beyaz yelken- li gemi / kendi kendinden aldığın / fıkirlerdir, öyie mi?" (Bütun Eserlen, Cılt 1, s. 134, Narodna Proste- va, Sofya, 1967.) Şair, 'metafiziğin' tamamiyle 'öznel' (sübjektif) dün- ya idrâkine; 'materyalizm'm, tamamiyle 'nesnel' (ob- jektif) dünya ıdrâkıyle; çok yıllarsonra (1945), Doğu P - van) Edebiyatı'nın devâsâ şairleriyle tartıştığı', ünlü rubailenyle, aynı cevabı vermıştir "...'bu bahçe, bu nem- li toprak, bû yaöemin kokusu, bu gece' / pınlda- makta devam edecek, ben basıp gidince de / çün- kü o, ben gelmeden, ben geldikten sonra da, ba- na bağlı olmadan vardı / ve bende bu aslın sûreti çıkt sâdece..." (Aynı eser, s. 324) Bu, bir manada, 'Sosyalist Gerçekçi' Edebiyat'ın, neden dolayı ge^çe/fç/'olması gerektiğinin izahı: eğer dünyayı, diyalektik ve materyalist olarak algılıyorsan, onu gerçek {materyalist) boyutlanyla, gelişme/degiş- me süreci içinde (diyalektik olarak) eserine almalısın! 'Gerçefc', en genel tarifiyle, 'biz gelmeden, biz gel- dikten sonra da, bize bağlı olmadan var olan', yâ- nı ne, tabiat (evren), toplum (ınsanlar), birey; tek tek, her birisi, aynca, bu üç temel unsurun, birbiriyle olan ilişkısi! Zaten metodu da, o ilişki tâyin ediyor; o ki, in- san/tabiat/toplum ilişkisi, tez/anti-tez/sentez düzeni içınde, yani diyalektik olarak geiişiyon o halde, 'ger- çeğin' çeşitli tezahürleriyte ışlenişi, aynı ünlü mantık çer- çevesi içinde, işlenecektir a, a ise / b, a'nın karşrb ise / a, b'yi içerir!.. Bu kadar basit! İşln içine çıplak siyâset" sokulunca... Prensipte basit de, uygulamada iş çetrefilleşıyor. Nedeni, sanınm işin içine, -en bayağı ve çirkin ma- nasıyla,- 'siyaset'ın kanşmasından! Once Plekha- nofüa, daha sonralan Rusya'da Lunaçarskry, Şki- ovskiy, Vorovskty de Halya'da Gramsci de. Alman- ya'da Franz Mehring'de, Macaristan da Georg Lu- kacs'da, bu temel ve genel hatlarıyla gorülen, mater- yalist Estetik; Stalin'in, sanatçılan 'ruhların mühendi- si' ilân etmesnden sonra, o raydan çıkmıştır; merak- lısı elbet, işin sonunda 'Sosyalist Gerçekçilik'ın, 'to- taliteriiğin' gereğine uygun olarak, bir 'Parti Edebiya- fr'nadönüştügünü bilir: öyle kı, Mayakovskiy'in, Yes- senin'in 'intihanna' neden olabilecek, bir baskı oluş- tuaılmuş, oto/sansür, gittikçe Sovyet sanatını yozlaş- tırarak, Andrey Jdanofun 'reçetelenne' göre eser yapmaya götürmüştür ne 'sahici' gerçekler umursa- nıyordu, ne de onlann diyalektik gelışme süreci; 'Par- ti' neyi yaz dıyorsa, onu yazacaktın; aksi takdirde, ya 'Gulag Takımadalan' seni beklfyordu, ya da mutlak bir 'unutvluş'\ 'Soğuk Savaş' yıllannda, edebiyat tartışmalarında, ısrarla şunu soylediğimi hiç unutmarn." 'Sosyalist Ger- çekçi' bir yazar, eğeröylesi ona daha iyi gelıyorsa, 'stak- hanovist' sovyet işçısinın -çoğu hayali- başanlannı ya- zacak yerde; diyalektik yasalarına göre, birbirini (çeren, ölümle hayatin, ya da geceyle gündüzün çe- lişkisini; bu çelişkinin, gelişme safrıalarını ve ulaş- tıgı sentezi yazarak da, 'toplumsal sorumluluğu- nu' yerine getirmiş oiabilir. Hormonlan kanşık, do- layısıyla, cinsiyeti çelişik bireyin, gövdesinde ye ru- hunda iki cinsryetin çatışması da; materyalist ve diyalektik bir konudun kayalık ve sığ bir koyu, ha- yatlannı ekonomik açıdan, güzelleştirebilmek; de- rin ve örgütiü bir limana dönüştürebilmek için, yö- re halkının tabiarJa giriştiği, tez/anti-tez ilişkisi de, öylediri Hatta, bakın nediyeceğim: Parti'nin siyaseti öyle ge- rektinyor diye, muhtemelen yanlış politikalan destek- lemek yerine; o gibi durumlarda birey/toplum, top- lum/tabiatçelişkilenni; bu arada, bireyin, kendi içinde- ki karşıtlıklan, -tabiı gerçekçi ve diyalektik olarak- iş- lemek, çok daha yararlı ve başanlı, estetik sentezler yapmaya imkân sağlar. 'Sosyal Realizm' tartışmalan sırasında, oldum ola- sı 'Toplumcu Gerçekçi' sayılmış bazı hikâye ve ro- man yazarlarımızı, 'soldan' eteştirmiştim: gerçekleri 'yalın' ve 'anlaşılabilir' bir dille anlatayım derken, do- zu iyice kaçırmışlardı; öyle ki, ne bir üslûp çabalan mevcuttu, ne de, -Biyelinskiy'in deyimiyle; 'gerçeği yeniden yaratıp tabiata eklerken', edebi kişilikleri- ne mahsus, bir 'eşyaya bakış tarzı' geliştiriyorlardı; bu da, netice olarak, bir vak'ayı tesbrt eden herhangi bir 'zabıt'\a (tutanak), bu 'gerçekçi' hikâyecilenri yazdık- lan arasında, yürekler acısı bir benzerlik yaratıyordu. Kuşkusuz, 'Sosyalist Gerçekçi' bir hikâye yazmak, bir olayın tutanağını' yazmak degildı. O kadar ki, 'muhtevayı' lüzumundan fazla öne çıkar- dığı için, daha sonralan Uıkacs gibi bir dev, eleştiril- miştir; o halde, 'Sosyalist Gerçekçi' yazar, 'muhte- vasını' (içeriğinı) diyalektik olarak tesbit ettıkten son- ra, 'sanatçılığını', 'gerçeğiyenidenyaratıf, yânio 'muh- teva'y), şekte dökerken gösterecekti. iyi de, nasıl? 0 yüzden mi, unutturmak' istlyorlar?.. Memet Fuat, yazısında ne demişti, hatırlar mısınız? "...1940 sonrası toplumsalcı şajrlerinin biriik- te anılmalan herhalde özgün, kişilikli sanatçılar ol- malanndan. Benzer, birbirini çağnşnran şiirier de- ğil yazdıklan. Herkes başına buyruk, herkesin ken- di biçemi, kendi söyleyişi var..." (Adam/Sanat, Ara- lık 1998, s. 8) işte sanatçının 'eşyaya bakış tarzı' ye oradan üret- tiği 'bireysel imgelen' yazıya döküş biçımidir ki, onu öteki yazarfardan ve şairlerden ayınr; eserini, 'özgün' kılar. 'Sosyalist Gerçekçi' Türk Edebiyatı, yalnız 'muh- feva'da o büyuk gerçeğe -biz gelmeden, biz geldik- ten sonra da, bize bağlı olmadan var olan'a- bağlı kalmakla yetinmemiş; o büyük gerçeğin (birey, toplum, tabiat) çeşitli tezahürlerinden, her birisi, farklı imge dünyalan; o imgeleri, farklı ifade ediş bıçimleri, yarat- mayı bilmiştir. Yoksaonun için mi, herkes unutturmayaçabaJıyor?.. Meraklısı için not: Aziz hatıralarını saygıyla andı- ğım, Kemal Bilbaşar, Samim Kocagöz, yazdıklanm- dan alınmış, bana cevap vermişlerdi; amacım, onlan yermek, ya da küçük düşürmek değildi elbet, zama- nında ne kadarönemli ve büyük işler yaptıklan, bugün, geriye doğru bakınca, çok daha iyi anlaşılıyor; benim üstüne basmak ıstediğim, sade suya 'eleştirel' ger- çekçiliğin.yadaNaturaliste'liğin'fuza^/na'düşülme- mesi için, bir uyanydı sâdece; çünkü Marksıst esteti- ğin, muhtevayı anlatmaktan ibaret olmadığını öğren- miştim. MtpM www. prizma.net tr/ A İLHAN http://wiwv.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle