Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 ARALIK 1998 ÇARŞAMBA
14 KULTUR
Oğuz Atay'ın 'Oyunlarla Yaşayanlar' adlı oyunu Şehir Tiyatrolan'nda sahneleniyor
'Herkesin doğuştan maskesi var'• Oyunungenel
olarak Cumhuriyet
aydınınm sorunlannı
masaya yatırdığını
belirten yönetmen
Macit Koper,
"Hepimiz birtakım
oyunlarla karşıhk
veriyoruz yaşama.
Oynamadan
yaşayamayacak
durumdayız" diyör.
ESRA ALİÇAVUŞOĞLÜ
Coşkun Ermiş, emekli tarih
ögretmeni (45-50 yaşlannda).
Cemile, kansı (aynı yaşta).
Ümit, oğlu (16 yaşında).
Saffet Söylemezoğlu, tiyatro
oyuncusu (30 yaşlannda).
Servet Duygulu, tiyatro sahi-
bi ve oyuncusu (50 yaşlannda).
Emeİ Sevinir, tiyatro oyuncu-
su (25 yaşında).
Saadet Nine, Cemile'nin anne-
sı.
Olay büyük şehirde geçer...
Genç yaşta kaybem'ğimiz, Tûrk
edebiyatına yeni bir soluk geti-
ren ve güncellığini hâlâ koruy an
Oğuz Atay'ın tek tiyatro yapıtı
'Oyunlarla Yaşayanlar', İstan-
bul Şehir Tiyarrolan'nda ızleyi-
cileriyle buluşuyor. 'Oyunlarla
Yaşayanlar' büyük şehrin küçük
bırmahallesinde emekli tarih öğ-
retmeni Coşkun Ermiş'in evin-
de geçer. Coşkun Ermiş'in evi
Türk toplumunun bir aynası gi-
bidir adeta. Bütün yaşanu oyun
oynayarak, gerçekle yüzleşeme-
den geçmiştirCoşkun Ermiş'in.
Üç kuşak bir arada, üç farklı kül-
türü oyunlar oynayarak yaşarlar.
Oğuz Atay hemen her yapıtında
İstanbul Şehir Tiyatrolan'nın sahnelediği oyunda varoluş sorunlanyla boğuşan ve 'tutuıunaya' çabalayan insaniar anlaülıyor.
oyunlarla geçen yaşamımıza gön-
dermeler yapar. 'Tutunamayan-
lar'da şöyle konuşturur roman
kahramanını: "Kitaplar yüzün-
den çok acı çekiyorum Esat Ağa-
bey.
r
"Sanki bepsi benim için va-
zümış. Bu kadar insanı birden
canlandıramryorum. Hepsini bir-
birine kanştınyorum. Güliinç
oluyorum."
'Oyunlarla Yaşayanlar'ın bü-
tün kahramanlan birer oyuncu-
dur. Yaşama karşı birden fazla
rolleri vardır. Oyun oynadıklan-
nın farkındadırlar, ancak korkar-
lar gerçek yaşama dönmekten.
Cumhuriyet meydanı
Oyun, Tanzimat'tan günûmü-
ze sürekli değişen politik ve top-
lumsal değerler, hedefler ve öl-
çütlerin Türk ayduunı nasıl birbu-
nahma sürükJediğini gözlerönü-
ne seriyor. Oğuz Atay'ın 'Oyun-
larla Yaşayanlar' adlı oyunu, va-
roluş sorunlanyla boğuşan ve
tutunmaya' çabalayan ve bunu
pek başaramayan 'aydın' kesi-
minin yaşadıklannı anlatıyor.
'Oyunlarla Yaşayanlar'ın yö-
netmenlığini Macit Koper, sah-
ne tasanmını Özhan Ozdil, ışık
tasanmını Murat Işçi, müzikle-
rini Selim Atakan, giysi tasanrru-
nı Nflgün Gürkan yapıyor. Oyun-
da Erol Keskin, tomris tncer,
Bahtiyar Engin, Mehmet Çerez-
cioglu. Ersan Barkın, CefileTo-
km. Rozet Hubeş, Neslihan Öz-
türkrol alıyor. 'Oyunlarla Yaşa-
yanlar' Macit Koper'in uzun yıl-
lardır sahneye koymayı düşündü-
ğü bir oyun olmuş hep. Devlet Ti-
yatrolan tarafından daha önce
sahneye koyulan oyun, bu kez
Şehir Tiyatrolan'nın sahnelerin-
de buluşuyor izleyiciyle. "Top-
lumun,devletin ve ideolojinin bi-
zeyükiediği roüeri yaşıyonız" di-
yen Macit Koper, herbireyin do-
ğuştan maskesi olduğu görüşün-
de.
i i
Koper, oyunda bir cumhuriyet
aydmının betimlendiğini, ancak
bugün de hiçbir şeyin değişme-
diğinin açıkça görüldüğünü vur-
guluyor. Oyunun zaman zaman
karmaşıklaşarak izleyicisine ak-
tif bir rol yüklediğine değinen
Koper, günümüz insanını ve cum-
huriyet aydınını sorgulayarak
kendimize bakmamızı sağladı-
ğina dikkat çekiyor. "Oyun ge-
nel olarak cumhuriyet aydınının
sorunJannı masaya yaörryor. He-
pimiz birtakım oyunlarla karşı-
hkveriyoruz yaşama. İnsanın ya-
şama karşı oynadığı oyunların
tümü bu oyunda sunuluyor izle-
yicilere. Oyunda ortaya konan
çokönemli bir nokta var. O da in-
sanlann oyun oynamadan yaşa-
yamayacak duruına gelmelerl
Bu insaniar süregelen oyunlan
sürdürmezlerse bütün sayguüık-
lannın ve aydın kimliklerinin so-
na ereceği hissine kapılryorlar."
Oyunun metninde hiçbir deği-
şiklık yapmamış Macit Koper.
Sadece oyunun geçtiği yer de-
ğiştirilmiş. Oğuz Atay'ın; "Sah-
ne iki parçaya aynlmıştır. Sah-
nenin sol tarafında Coşkun Er-
miş'in e\i yer aJır. Sahnenin sağ
tarafi boştur*' bıçimınde betim-
lediği mekân. Macit Koper'in re-
jisınde bir cumhuriyet meydanı
olarak tasarlanmış. Bunun nede-
nini ise oyunun, Cumhuriyetin
75. yıl kutlamalanna bir arrriağan
olarak düşünülmesinden kaynak-
landığını belirtiyor yönetmen.
'Oyunlarla Yaşayanlar' sade-
ce cuinhuriyet aydınının değil; ev
kadınmdan çalışan kadına. yaş-
lısından gencine, toplumun her
kesimden insanının yaşama bi-
çimıni tiyatro sahnesine taşıyor.
Bu günlerde üstlendiğiniz rol-
lerden sıkıldıysanız 'Oyunlarla
Yaşayanlar'ı izleyin. Yalnız olma-
dığınızı göreceksiniz!
Strasbourg Türk Sinema
Günleri on yaşında
KAYHAN KARACA
Strasbourg-Fransa'da artık gelenekselleşmeye
başlayan Strasbourg TürkSinemaGünleri"nınonun-
cusu bugün başlıyor. Her yıl olduğu gıbı Strasbo-
urg'un merkezinde bulunan Odyssee Sineması'nda
düzenlenen festival 15 Aralık tarihine kadar süre-
cek ve Fransa'da vizyona girmemiş 14 fllm göste-
rilecek. Festival yöneticilerinin bu yıl açılış için
seçtikleri film Reis Çeük'in yönettiği Hoşçakal Ya-
nn. Daha önce Işıklar Sönmesin adlı yapıtıyla dik-
kat çeken Reis Çelik ve Hoşçakal Yann'da DenizGez-
miş'i canlandıran Berhan Şünşek, bu geceki açılış
töreninde yer alacaklar.
Aynca Türkiye'de geçen sezon büyük ilgı görmüş
Ağır Roman'ın yönetmeni Mustafa Alüoklar ile
yapımcısı ve başrol oyuncusu Müjde Ar da 6 Ara-
lık'ta Strasbourg "da filmin gösterimine katılacaklar.
Aynca filmlerinin tanıtımına katkıda bulunmak
amacıyla Şerif Gören, Hülya KoçyiğH. Erden KıraL,
Ömer Kavur. Tunç Başaran, Ayda Aksel, Sabahat-
tin Çetin. Can Dündar,Zeld Demirkubuz, Haluk Bfl-
giner, Güven Kıraç. Ersin Pertan. Anf V limaz. l mur
Turagay, Meftenı CumbuL, Faruk Aksoy, Fatih Akın,
Aü Ozgentürk, Yılmaz Arslan v<e Yekla Kaymakçı-
Reynaukl da Strasbourg'a gelecekler.
Fransız Kültür Bakanlığı'nın destek verdiği, Tür-
kiye dışında Türk sinemasının en büyük organizas-
yonu olan festivale şu filmler katılıyor Ava (Erden
Kıral-1998), Kınk Bir Aşk Hikayesi (Ömer Kavur-
1982), Kaçıkhk Diploması (Tunç Başaran- 1998),
Kurbagalar(ŞenfGören-1985),ManisaAcısı (Can
Dündar- 1998,belgesel), Masumiyet(Zeki Demirku-
buz- 1997), Kanşık Ptaza (Umur Turagay-1998), Ça-
buk veACKH (Fatih Akın-1998), Yara (Yıl-maz Ars-
lan- 1997), Bir Şoförün Gizli Defteri (Atıf Yılmaz-
1958). KurtKanunu (Ersin Pertan-1992) veAt (Ali
Ozgentürk-1982).
Festival çevresinde aynca Zunal Olcav (18 Ara-
lık), LeylaÇolakoğlu(5 Aralık) ve Yıkttzlbrahimo-
va (15 Aralık) Odyssee salonlannda konser vere-
cekler.
12 Aralık'ta Atatürk Kültür Merkezinde bir gece düzenlendi
Zehra Yıldız anılıyorKültür Servisi - Ani ölümüy-
le Türkiye'de olduğu kadar Av-
rupa'daki operaseverleri de ya-
sa boğan Istanbul De\let Ope-
rası sanatçısı Zehra Y'ıldız için,
ölümünün birinci yılı nedeniy-
le 12 Aralık'ta AKM Büyük Sa-
lon'da anma gecesi düzenlene-
cek.
Gecenin açılışında, tstanbul
DevletOperası Orkestra ve Ko-
rosu'nun katıhmı ile verilecek
konserde. dünyaca ünlü iki sa-
natçı; Zehra Yıldız'ı son kez
Fidelk» temsilinde yöneten He-
idelberg Operası Genel Müzik
Direktörü Thomas Kalb ve
onunla aynı sahneyi payiaşan
soprano Elena Filipova yer ala-
cak. Sanatçılann sponsorluğu-
nu Cumhuriyet üstleniyor.
Zehra Yıldız'ın yaşamından
ve temsillennden kesitlerin yer
aldığı barkovizyon gösterisi de
r
lümünün birinci yılı nedeniyle
düzenlenen gecede Thomas Kalb ve
Elena Filipova, îstanbul Devlet Operası
Orkestrası ve Korosu ile birîikte konser
verecek. Yıldız için opera temsillerinden
ve konserlerinden derlenen aryalardan
oluşan CD ve yaşamöyküsünü anlatan
fotoğraflı bir anı-kitap da hazırlandı.
sanatçıyı bir kez daha sevenle-
ri ile buluşturacak.
Adına vakıf kurulacak
Gecede aynca Zehra Yıldız
için hazırlanan bir CD ve kitap
ilk kez sanatseverlere sunula-
cak. Kültür Bakanlığı'nın des-
telderiyie Raks firması tarafın-
dan hazırlanan CD, Zehra Yıl-
dız'ın opera temsillerinden ve
konserlerinden derlenen arya-
lardan oluşuyor. CD'yle birlik-
te sunulan kitap ise Boyut Ya-
yıncılık tarafından hazırlandı.
Zehra Yıldız'ın bebekliğinden
ölümüne dek yaşamöyküsünü
anlatan, sanatçı kişiliğini değer-
lendiren, ölümünden önce ve
sonra basında yer alan yazılan,
eleştirileri kapsayan ve zengin
fotograflar içeren bu anı- kitap,
müzik yazan Evin byasoğhı ta-
rafından kaleme alındı.
Sanatımn doruğundayken ge-
çirdiği beyin kanaması sonucu
yitirdiğimiz Zehra Yıldız adına
bir vakıf kurulacak. Yıldız'ın
opera sanatçısı eşi Tenor Süha
Yıldız, vakfın amacını, "Zehra
Yıldız'ın adını, sanatuu, yeni
Zehra'lann nefesinde, sesüıde,
parmaklannda ve bedenlerin-
deyaşatabiimek, genç Zehra 'la-
n sadece sanatlarına yoğunlaş-
nracak destekleri sağlayıp onla-
ra yol gösterebilmek, yurtiçi,
yurtdışı burs olanaklan sağlayıp
ödüllerle motrve ederek doğnı
yönlendirme konusunda destek
olabUmek" şeklinde tanımlıyor.
Vakfın kuruluş çalışmalannda
Erdal tnönü. Faruk Eczacıbaşı.
Feyyaz Berker, Şükrü Ergun,
Hasan Çolakoğlu, Evin Ilyasoğ-
lu, Kaya Turgut ve Ali Mansur
maddi manevi destek sağladılar.
CnJû yönetmenin son filmi de, 'Çalınmış Güzellik' gibi kötüeleştiruerehedefoldu.
Bemanlo Bertohtcd'mn
ateşiartıksöndii mü?
GÖNÜL DÖ.MV1EZ- COLİ>
A\Tupa sinemasının en önde gelen yönetmenle-
nndenBenıantoBertohıcci'ninherfümımeraklabek-
lenir.Oysa''LaLuna",a
Paıis'te Son Tango", "1900"
gibi unutulmaz filmlere imza atmış usta son yıllar-
da izleyiciye ulaşmakta' gittıkçe zorlanıyor. "Son
tmparator", "Çöide Çay" ve "Küçük Buda" film-
lerinin verdiği yerine oturmamış izlenimini uzak
mekânlann yabancı konumlanna yiikleyenler, yönet-
men "Çahnmış GüzeUik" fılmi ile on beş yıl sonra
Italya'ya döndüğunde, umutlanmışlar-
dı ama Bertolucci yine bekleneni \ere-
medi. Selanik Uluslararası Film Festi-
vali'nin kapanış gecesi izlediğımiz son
filmi "Kuşanhnış''. kahramanın belle-
ğinde adsız bir Afrika ülkesine uzansa
da ana öykü Italya'nın göbeği Roma'da
geçiyor. Jonathan Rosier'in "Pazar"
fılminin senaryosundan da sorumlu Ja-
mesLasdun'un kaleme aldığı bu öykü,
yalnız yaşayan bir piyanist ile Afrikalı
hizmetçisi arasında geçen garip ilişkiyi
garibin üstüne vura vura anlatmaya ça-
lışmış.
Fürnin başlangıcında genç kadın Shan-
durai, baskıcı bir rejimin egemen oldu-
ğu apaçık bir Afrika ülkesinin sokakla-
nndasağıredicibirsessizlikledolaşmak- ^ ^ ^ ^ ^
tadır. (Gerçek ilk diyalog 25 dakika sonra başlıyor
bu fılmde.) Mekân Roma'ya taşındığında Shandu-
rai'i bitmez tükenmez merdivenleri çelişkili bir aşk
öyküsüne konu olacak yüksek tavanlı, antika eşya-
lı eski bir evi temizlerken görüyoruz.
Yerleri silip süpürmediği zamanlarodasında tıp ra-
kültesinin sınavlanna hazırlanan Shandurai biryan-
dan da piyanistin boş bir nota kâğıdında bir soru işa-
retiyle başlayıp ardı arkası gelmeyen armağanlan-
na katîanmayaçalışıyor. Ama birgün piyanist biryü-
zük vermek isteyince iş çığınndan çıkıyor. Öl dese
ölmeye hazır deli âşıktan kocasının hapisten çıkma-
ertolucci 'nin,
yalnız yaşayan
piyanist ile
Afrikalı
hizmetçisi
arasındaki ilişkiyi
anlatan son filmi
'Kuşatılmış' da
bekleneni
veremedi.
sma yardım etmesinı istiyor genç Afrikalı kadın. Bu
olayın ardından umutsuz sevgili bencilliği bir yana
koyup genç kadına yardım etmeye çalışıyor, ama bu
yeni tutumu ile gönlünü çalmada daha başanlı olu-
yor.
Bir aşk öyküsü olarak baksak başlangıçta ilginç
gibi gözüken konu gittikçe safsataya boğuluyor bu
fılmde. Sonunda ilişkı bir yerlere varsa bile bunun
nereden geldiğinı izleyicı peİc anlayamıyor ve son sah-
ne duygulann bir boşalmasından çok bir senaryo
düzeni olarak sıntıyor.
—mmmmm_^ Toplumsal-siyasal açıdan da Berto-
lucci'nin şanına yaraşacak öğelerden
yoksun bir film. Birinci dünya- üçün-
cü dünya, efendi-uşak, özgürlük-bas-
kı, Batı müziği-Afrika müziği gibi kav-
ramlar derine inilmeden süs gibi kulla-
nılmış. Düşlerinden bırinde Shandurai,
köyünde diktatörün duvara asıh afışte-
ki yüzünün yerine piyanistin yüzünü
koyuyor örneğin, ama bu da öyle geçi-
yor, nedeni belli değil.
Daha önce başka rollerde iyi oyun
çıkarmış. Thandi NeMon, bu rolde en
basit bir cümleyi bile bağınp çağırarak,
sinir krizine bulamadan konuşmuyor.
Bunun da nedeni pek açık deği]. Ingi-
lizcesi de Afrikalı hizmetçi ile kusursuz
Londra ağzı arasında gelıp gidıyor, ay-
nı giysileri gibi. Bir yandan boynu bükük üçüncü dün-
yalı hizmetçinin etnik giysileri, öbüryandan Itaryan-
ca sınavlan tam numarayla kazanan, yaşanu kendi
denetimi altında genç modern kadın. Kısacası bu
devamlı ping pong oyunlan bir süre sonra izleyici-
yi bezdiriyor.
Bir saatlik televizyon fılmi olarak başlanan "Ku-
şanlnuş" yan yolda sinema fılmine dönüştürülmüş-
tü. Bertolucci'nin çahşmalannı yakından izleyenle-
rin dikkatini çekse bile şimdiye kadaraldığı kötüeleş-
tirilere bakılırsa filmin, ustanın başanlı yapıtlan
arasında yer alabileceği oldukça kuşkulu.
DEFNE GÖLGESt
TUBGAY FtŞEKÇİ
ŞliPde Röportaj
Röportaj, gazetecilik mesleğine ilişkin biryazı türti.
Karşılıklı yapılan görüşmenin, izlenimlerin gazeteci
tarafından yazıya dökülerek yayımlanması. Yazın
adamlannın gazetelerde çalışmaya başJamalanyla rö-
portaj türü yazınsal bir boyut da kazandı. 1950'li yıl-
iarda Yaşar Kemal, gazetemizde yayımlanan röpor-
tajlanyla bu türün unutulmaz örneklerini verdi.
Şiirde de röportaj türü, şairlerin zaman zaman ya-
rariandıklan bir anlatım biçimi oldu.
Nâzım Hikmet, birçok yazın türünü harmanladığı
başyapıtı Memleketimden Insan Manzaralan 'nda rö-
portaj rüründen de çokça yararlandı.
Refik Durbaş'ın son şiir krtabı îstanbul Hatırası'n
okurken şairin gazeteciliğinden gelen bir etkiyle olsa
gerek söyleyişinde bir röportaj biçeminin egemen ol-
duğunu aynmsadım.
Sonra bu biçemin yeni olmadığını, şairin ilk kez
1978'de yayımlanan ve en beğenilen kitaplanndan bi-
ri olan Çırak Aranıyor'da başladığını, bu kitapta yer
alan ünlü "Kampana" ve "Beyaz Kehribar" adlı şiir-
lerinin de aynı özelliği taşıdığını düşündüm.
"Kampana", bir çan dökümcüsünün yanında çalı-
şan Bingöllü bir çırağı; "Seyaz Kehribar" ise Mercan
Yokuşu'nda, ahşap bir han odasında tespih taşı yon-
tan Oltulu bir çırağın dünyasını anlatır.
Sonraki krtabı ÇaylarŞirketten'de (1980) ise bu kez
kentler arası otobüslerde çalışan bir "mâvin"\n dün-
yası sergilenir.
îstanbul Hatırası, büyük ölçüde îstanbul üzerine
yazılmış şiirlerden oluşuyor. îstanbul başlı başına bir
tema olmasının yanında, asıl şairin tanıklığı ile birte-
şen bir anılar yumağı. Kentin bugünüyle geçmişi sık
sık karşı karşrya geliyorlar şairin dünyasında.
Eminönü bir ince uzun yol
sol avucunda Galata Köprüsü
sağında hercümerciyle Sirkeci.
Daha o zaman Sultanbeyli kurulmamış
Ikitelli, Bağcılar, Altınşehir
henüz düşmemiş Istanbul'un rahmine.
Bir de yakın uzak, ünlü ünsüz tanışlar elbet, kent
mekânlan ile şairin dünyasında buluşuyoriar
Agop Arad Tarabya'dan inerdi
Oktay Akbal Fatih'ten
Fener'de biryazlık sinemada
buluşurdu düşleri.
îstanbul Hatırası'ndaki şiirlere topluca bakıldığın-
da şairin yaşamıyla koşut bir sürecin bir kenti ve in-
saniannı nasıl değiştirdiğini ızleyebiliyoruz.
Bu şiirierde röportaj tekniği kullanılsa da, sonunda
yansıtlan, maddi gerçegin çevresinde örijlen şairin ger-
çeği. Kentiyle sarmaş dolaş olmuş bir şairin iç dün-
yası.
Bugünlerde yayımlanan şairin bir başka kitabı ise
sanki îstanbul Hatırası'm tamamlar gibi: Gölgem îs-
tanbul Sokaklannda (Sabah Kitaplan). Bu kitap, Re-
fik Durbaş'ın îstanbul sokaklanndan derlediği duyar-
lıklaria örülmüş bir yazılar toplamı. Insanlara, sokak-
lara, mekânlara ilişkin izlenimler, fotograflar ve şiirier-
le zenginleştirilmiş.
Bu kitaplardan biriyle yola çıkanın ötekini de ara-
yacagjnı sanjyorum. . ^ m
Ortaköy Kültür Merkezi'nde
eğitjm programlam
• Kültür Servisi - Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür
Merkezi, resim, seramik, tiyatro, doğru ve etkili
konuşma, uygulamalı el sanatlan (ahşap boyama,
kumaş boyama. ebnı. batik), moda tasanmı gibi eğitim
programlannın yanı sıra Ingilizce ve ttalyanca
seminerlere de yer veriyor. Amacı, sanatı gündelik
hayatın bir parçası haline getirmek olarak açıklanan
etkinliklere katılmak isteyenler 236 558 01-02 No'lu
telefonu arayabilirler.
Erol BuhıTun resim sergisi
• Kümır Servisi - Doç. Dr. Erol Bulut'un resim sergisi
Ankara Başak Sigorta Sanat Galerisi'nde
sanatseverlerle buluşuyor. 1981 'de Îstanbul Devlet
Güzel Sanatlar Akademisi'ni bitiren Bulut, 1982
yılında Marmara Üniversıtesi Atatürk Eğitim Fakültesi
Resim Bölümü'nde öğretim görevhsi olarak çalışmaya
başladı. Halen aynı kurumda çalışan sanatçı, 1982-
1997 yıllan arasında yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda
sergiye katıldı. Ispanya'da 'Çağdaş 45 Türk Ressamı'
sergisine seçilen Bulut, Türk resmi ve genel resim
tarihi, sürrealizm ve resim eğitimi gibi konularda
konferanslar verdi, yazılar yazdı. Resimlerinde fıgüratif
çaüşmalara ağırlık veren sanatçı, fîgür ve mekân
ilişkilerindeki düşselliğin yorumunu kişisel
fantezileriyle gerçekleştiriyor. Erol Bulut'un sergisi 11
Aralık'a dek görülebilir/05/2-4/723 19)
K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C I