Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 ARALIK 1998 CUMARTf
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
T\lo Comment1
Süleyman Demirel, ABD'nin Irak'ı vuıması kar-
şısında tepkisini "No comment'' sözleriyle dile
getirmiş.
Sayın Demirel'in sözleri beni Körfez'den uzak-
laştırıp, kırk yıllık bir Istanbul zaman dilimine taşı-
dı.
Onu, ellili yıllann sonuna doğru, o zaman ger-
çekten içinde çiçekçi dükkânları olan, mermertez-
gâhlı, yüksek taburelere oturulan, meyhanelerin
önünde bira fıçılarının üstüne beyaz mermerier
konulduğu, müdavimlerin bunlann yanına tünedik-
leri, büyük biranın elli kuruş olduğu bir dönemde
tanıdım; akrabası Celal ile birlikte Sev-lç'te çalı-
şırdı.
Kemahlı ıri yan, an gibi çalışkan, cin gibi bir de-
likanlıydı. Yıllar önce kaybettiğimiz Celal'in tersi-
ne, o ömrü boyu ağzına içki koymadı. Mutekit bir
adamdı.
Yirminci yüzyılın ikinci yarısı Istanbulu'nun En-
telektüel Cavit'i tanımamış, yazarı, çizeri, ressa-
mı, yontucusu, oyuncusu, müzisyeni kalmamıştır
sanınm.
Cavit, zaman içinde, Sev-lç'ten ayrılıp kendi
dükkânını açtı.
Çiçek Pasajı'nın Bahkpazarı'na yakın olan bö-
lümündeki dükkânında, bir zamanlar haftanın en
az bir akşamını, eşimle dostumla geçirirdim. Kimi
zaman da, Balıkpazarı'na dalar, camekânın başın-
da, 150 mumluk ampulün altında, bız gibi incecik
bıçağını bir operatör hüneriyle kullanan ve hiçbir
zaman eksilmeyen bir hayranlıkla izlediğim balık-
çıdan aldığım, beyaz yağlı kâğıda sarılı torik laker-
dasiyla dalardım Cavit'ten içeri.
llk algıladığım Istanbul'un, Anadolu istilasıyla
yok olmaya başladığı yıllarda, iki yerim vardı dük-
kânda. Tercihen, Balıkpazarı'na bakan camın
önündeki masaya oturur, geleni geçeni ve henüz
restore edilmemiş olan kemerci, düğmeci ve ıvır
zıvır satanların bulunduğu Aynalı Pasaj'ı seyreder-
dim derinliğine.
Kuralsızlığın egemen olmaya başladığı dönem-
deydik. Dükkanın önündeki manav, tezgâhını yük-
seltince, o keyiften olduk.
Sonra kapıdan girişteki tezgâhlardan birinden
seyrettim dışanyı. Cavit ya da Cengiz gelip ne iç-
mek istediğimi sorduklarında,
- Fark etmez derdim, ne olursa olsun, sen yine
de en iyisi bira getir de şu lakerdayla içelim.
Cavit'e entelektüel denmesinin nedeni, kendi-
sinin bu söcüğü sık sık kullanmasıydı. Onun için
bütün delikanlılar "yakışıklı", bütün hanımlar "fîrsf
class lady" idi.
Müşteri orada kendini VIP hisseder, kapıdan gi-
ren herkes Cavit tarafından verilmiş bir entelektü-
el payesine nail olurdu.
Mütebasbıs bir hali yoktu. Bütün bunlan sıralar-
ken, biraz ezbere formalite icabı konuşuyor, biraz
da içinden hafiften gırgırını geçiyor gibi gelirdi ba-
na.
Kuşkusuz çok zeki adamdı Cavit, bir gün sev-
Eili Mustafa Ekmekçi'yi götürmüştük. O zaman-
ır köşe yazarlannın resimleri yayımlanmazdı sü-
tun başında.. Cavit, tanımadığı Ekmekçi'ye bir
baktı. Sonra da hemen yapıştırdı:
- Beyefendi Ankaralı değil mi?
Şaşırmıştım , nereden anladığını sorduğumda,
Ekmekçi'nin dörde katlayıp, ceket cebine koydu-
ğu gazeteyi gösterdi.
- Bunu yalnız Ankaralılar yapar, demesiyle bir-
likte dükkân Ekmekçi'nin gevrek kahkahastyla çın-
ladı. Çiçek Pasajı yıkılıp yeniden yapılınca, Cavit
biranın markasını degiştirdi, ben de oraya eskisi
kadar sık gidemez oldum.
Cin gibi Cavit başı sıkışınca, güç ya da politik
bir soruyla karşılaşınca ya da bilmediği ve anla-
madığı bir şey sorulduğunda hemen yapıştınrdı:
- No comment! Demirel'in "No comment"\ ba-
na, günde bu sözcüğü en az yüz kez kullanan Ca-
vit'i hatıriattı.
Şimdi sorarsanız bana "bu iki 'no comment'
arasında ne ilişki var" diye.. yanıtım hazır:
- No comment!
Şemsek MHP 'departi içi
muhalefeti başlatıyor
'Yönetimgeçmişi
inkârayöneliyor'
SERTAÇ EŞ
ANKARA-EskiMHP
Çorum Mıllefvekılı Mu-
harrem Şemsek. partiie-
rinde yaşanan bölünmeler
nedeniyle yönetimin ta-
ban desteğinin kalmadığı-
nı belirterek, parti içi mu-
halefet görevlerinı sürdü-
receklerini bildırdı. Şem-
sek. "Kısa vadede
MHP'nin ve yeni kunılan
partilerin durumunu iyi
görmüyonım. MHP bu-
'. gün bunatımdadır, bunu
yok sayarak bir >ere var-
mak mömkiin değiJdir.
Şinıdiki v önetim geçmişi-
ni inkâr ediyor. Tavan ta-
bandan kopuk" dedı.
'MHP'yi
tanımıyoriar'
Muharrem Şemsek, 23
Kasım 1997tarihındegö-
reve gelenlerin çoğunlu-
ğunun MHP'yi. görüşü-
nü. kadrolannı ve tabanı-
nı tanımayan kişilerden
oluştuğunu savunarak,
"MHP tabanının da bun-
lan tanınıadığı bir\apıar-
zediyor. Bundan dolayı
MHP'nin bugünkü ihti-
yaçlan olan çalışmalann
yapıldığını söylemek
mümkün değil" dıye ko
nuştu. Partıde tavanın ta-
bandan kopuk olduğunu
anlatan Şemsek, "Taban-
daki tarüşma bu. MHP
kendine yabancılaşıyor.
Kimlik sapması yaşıyor.
Geçmişini, tarüıini inkâra
yöneByor" dedi.
Şemsek. delegelerin
kendilerine muhalefet gö-
revini verdiğini, partiden
aynlmadan bu görevlerini
yerine getireceklerini kay-
dederek, parti yönetimle-
rinin görevinin kongrede
devralınan birliği koru-
mak olduğunu, yönetimin
bunu yapamaması sonucu
bölünmeler yaşandığını
söyledi. Partide bölünme-
lerin önceden görüldügü-
nü ve bunun taban tarafin-
dan endişeyle karşılandı-
ğını dile getiren Şemsek,
"Tabandan 'parti bölünü-
yor. partiyi böldürmeyin,
küçülttürmeyin, parti iyi-
ye gitmiyor' gibi tazyikler
geldi. Bu bölünme emare-
leri su yüzüne çıktıktan
sonra, arkadaşlanmızia
yapbğımız grup istişare-
sinde, bu mcktubu yazma-
ya karar verdim. Mektu-
bun amacı yönetimin için-
de bulunduğu yanuşlar-
dan dönmesidir. Şu ana
kadar olumlu bir emare
görmedim" değerlendir-
mesini kaydetti.
Şemsek, bugünkü yö-
netimin 500 delegenin
oyuyla seçilmesine karşın
800 delgenin bu yönetime
oy vermediğini ve isteme-
diğini ileri sürdü.
Türkiye-AB Derneği Başkanı Günuğur: Beni masanın ucuna it, sonra gel sana ayn strateji, bu olmas
'AB karanfakta göz kırpıyor'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Av-
rupa Komisyonu Türkıye Temsilcisi So-
ren Sondergaard. ilk kez komisyonun 12
aday ülke için hazırladığı rapora Türki-
ye'yi de aldığını, bu raporda ülkelere ay-
ru ölçülerin kullanıldığını belirtti.
Sondergaard, AB'nin ülkelerin görüş
birliğine dayanan karar mekanizmasının
sıkıntılı olduğunu anlatırken, "AB impa-
ratorhıkkuran biryapı değü.AB'nin ama-
a ekonomik devlet olmak değil. Ekono-
mik gücü sivasal olarak nasıl kullanacağı-
m büemiyor" dedi.
Türkiye-AB Derneği Başkanı Prof. Ha-
luk Günuğur ise AB'nin Türkiye'ye yö-
nelik çifte standart uyguladığını, Kıbns
Rıırn kesiminin tam üye yapılması duru-
munda adanın bölüneceğini ve bunun ta-
rihi sorumluluğunun da birliğin üzerinde
kalacağını söyledi.
Avrupa Topluluğu Araştırma ve Uygu-
lama Merkezi Başkanı Prof. Dr. NahitTö-
re, Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilci-
lifi'nce düzenlenen "Avrupa Bütünleş-
mesi,AB-Türkiye İli$kileri. Avrupa-Akde-
nizOrtakhğr seminennin açılışında, Tür-
kiye'de AB'ye yönelik ilginin giderek
azaldığına dikkat çekti.
Seminer dışında söz alarak konuşan
Türkıye-AB Dernek Başkanı Günufur,
Avrupa ortak para binrni Euro'yu Türkı-
ye'nin yüriirlüge koyamayacağuıı, ancak
aday ülke olarak kabul edilen Estonya,
Bulgaristan gibi ülkelerin de bunu yapa-
mayacağına dikkat çekerek, "Çok ciddi
çifte standart var" dedi. Günuğur, Türki-
ye'nüı MEDA fonlanndan aktanlacak 3
kuruşla tatmin edilemeyeceğini, tam üye-
lik beklendiğini belirterek şöyle konuştu:
Size elbise veremedik, bari kravat \ere-
lim demeyin. Avrupa Konferansj içi boş
bir şey. Vaalı metinler. ölü kelimeler o\-
dukça perspektifim yok benim. Beni ma-
sanın ucuna it, ondan sonra gel sana ayn
strateji. ABTürkiye'ye karanhktagöz tar-
pıyor. ŞefTaf olalırn. aydmlıkta göz de kır-
pâlım, el sıkaJım."
A.Ü. Hukuk Fakültesi'nden Prof. Dr.
Tuğrul ,\rat, Türkiye ile AB ilişkilerinin
en kötü dönemi yaşadığını, yakın gele-
cekte sıkıntılı gelişmeler beklendiğini be-
lirtırken, "ViyanasonuçlarıTürkije'vi tat-
min etmemiştir. AB'ye üve bazı devlede-
rin tavn Türkiye'yi rencide etmiştir'' de-
di. "Biz Avrupahyız. Bu gerçeği karariar
değiştirmez'' diyen Arat, askeri güçle bir-
leştirilmeye çalışılan Avrupa'nın daha
sonra uzlaşmayla ulus-devletın yetkileri-
ni birliğe transfer ederek bütünleşme yo-
luna gittiğini anlattı.
Sosyalist blokun çöküşünü "ABiçİDgö-
rünmez kaza" olarak nitelendiren Arat,
genişleme sürecinin sıkıntılı olduğuna
dikkat çekti. AB'nin ınsan haklanyla il-
gili görüşlerini başka ülkelere aktanyor
olmasını "yanıigı'' olarak değerlendiren
Arat, "Cye devletier gerçekten bu deger-
lere fazlasıyla sahip çıkmı^lardır. Ama bu
değerierin Avrupa'nın geçnüşinde bunla-
nn herzaman var olduğu iddiası doğnı de-
ğü. Siz buna uiaşamazsuuz anJayışına AB
sahip olmamalı" dedi.
Arat, topluluğun genişledikçe ülkeler
için çıtayı yükselttiğine dikkat çekti.
Arat, bir soru üzerine, Yunanistan'ın
AB ile çok iyi pazarlık eden bir ülke ol-
duğunu söyledi. Avrupa Komisyonu Tii
kiye Temsilcisi Sondergaard ise ulus-de
iet ve komşu ülke Yunanistan'la ilgili ka;
gılann, kendi ülkesi Danimarka'yla A
manya arasında da yaşandığını aaıms.
m.
AB'den kredi karan
AB, Diyarbakır ve çevresini korumay
yönelik Dicle Nehri üzerinde kurulaca
tesisler için Türkiye'ye 32 milyon ECU tı
tannda kredi verme karan aldı. Avrupa
Akdeniz ortaklığı çerçevesinde Avrup
Yatınm Bankası'ndan sağlanan kredinir
Diyarbakır Belediyesi Su ve Kanalizas
yon tdaresi'ne aktanlacağı kaydedıldi
2003'te tamamlanması planlanan proje
nin, içme su kaynaklannı korurken Dicle'
nin kirlenmesini önieyeceği kaydedildi.
Gazi davasmda sanık polis Adem Albayrak, mahkemeyi suçladı
6
Apo dışarda ben içerdeyim'
TRABZON (CumhuriyeO -
Istanbul Gazi Mahallesi'nde
1995 yılında meydana gelen ve
18 kişinin ölümüyle sonuçlanan
olaylarla ilgili 1 'i tutuklu 21
polisin yargılanmasma Trabzon
Ağır Ceza Mahkemesi'nde
devam edildi. Duruşmada tutuklu
sanık polisle mağdur yakınlan
tartıştı. Trabzon Ağır Ceza
Mahkemesi 'nde görülen davanın
15. otunımuna tutuklu sanık polis
Adem Albayrak, sanıklann
avukatı tlhami Yelekçi ile 6
müdahil avukat katıldı.
Istanbul'dan 2 otobüsle gelen
mağdur yakınlan ile Belçika'dan
gelen 3 avukatın da izlediği
oturumda müdahil avukat
Remzi Kazmaz. can
güvenliklerinin olmadığı
gerekçesiyle bazı kişilerin
tanıklık yapmak istemediğini
belirtti. Başkanılğını
Dursun Kaya GüJeç'in yaptığı
mahkeme heyeti, olay günü
çekilen ve Cumhuriyet
gazetesinden istenen
fotograflann geldiğini açıkladı.
Fotoğraflar sanık Adem
Albayrak'a ve avukatlara
gösterildi.
Sanık avukatı flhami Yelekçi
fotograflann. Adem Albayrak ile
ilgisinin olmadığını belirterek,
olay günü yasadışı örgütlenn de
Gazi davasına gelenler sıkı bir aramadan sonra duruşma salonuna alındılar. (Fotoğraf:A A)
silah kullandığını, resmi
polislerin de kanunlar
çerçevesinde silah kullandıklannı
ifade etti. Müdahil avukatlar,
fotoğraflar konusunda sessiz
kalırken, sanık Mehmet Metin
Gündoğan'ın tahliye edilmesini
eleştirdiler ve Adem Albayrak'ın
tutukluluk halinin devam
etmesini, tutuksuz yargılanan
sanıklann da tutuklanmalannı
istediler.
Sanık avukatı tlhami Yelekçi,
gıyabi tutuklu Orfaan Durmuş'un
ifadesinin asker olduğu Kars'ta
Ağır Ceza Mahkemesi'nce
alındığını, bu nedenle Orhan
Durmuş'un gıyabi
tutukluluğunurı kaldınlmasını,
Adem Albayrak'ın da tahliyesini
talep etti.
Mahkeme heyeti, olay yerinde
keşif yapılması için Eyüp Ağır
Ceza Mahkemesi'ne gönderilen
yazının beklenmesine,
Albayrak'ın tahliye isteminin
reddedilmesine karar verdi.
Duruşma ileri bir tanhe ertelendi.
Ara karar açıklandıktan sonra
tutuklu sanık Adem Albayrak.
"Apo dışanda ben içerideyim.
CMdüreceklerse öldûrsönler. Kâç
zamandır içerideyim'" dıye
bağınnca müdahil taraftan "sen
de katilsin" diye bağnldı.
Jandarmanın müdahale etmesi ve
sanığı dışan çıkarmasıyla
tartışma büyümeden önlendi.
Mahkeme çıkışında basm
toplantısı düzenleyen mağdur
avukatı Remzi Kazmaz,
duruşmalardaki taleplerinın
büyük çoğunluğunun
reddedildiğini belirterek
mahkemeyi eleştirdi.
Bu arada Gazi mağdurlannı ve
yakınJannı taşıyan otobüsün 34
AH 304 numaralı plakasının
sahte olduğu saptandı. Polis,
aracı tutanak tuttuktan sonra
geçici plaka ile istanbuJ'a
gönderdi.
Akşener'in kaseti gazetecilik ahlakı ve haberleşme özgürlüğünü gündeme getirdi
'Gizli kulak9
hukuka aykırıANfc\RA/tSTANBUL (Cumburiyet) - DYP
Genel Başkan Yardımcısı Meral Akşener'in bası-
na açıkladığı kasetler. "gazeteciokabjakı vehaber-
leşme özgûrlüğüne sayguun" aynı anda tartışılma-
sına neden oldu. Kasetler Hürriyet Gazetesi Ge-
nel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Ozkök'ün holdin-
gi adına ihale ve teşvik takipçıliği yaptığını orta-
ya koyarken Türk Telekom'un izin vermediği te-
lefon dinleme olayında hukukun çignenmesi tar-
tışmanın diğer ayağını oluşturdu. Türk Telekom
yetkilileri, Ozköİc ya da eski Devlet Bakanı Gfineş
Taner'in telefonunu dinkmek üzere yasal izin bu-
lunmadığını bildirdi.
Başbakan Yardımcısı Bü-
lentEcevit, "Açıktoplum,de-
nirken açık saçık bir devlet
anlayışH la karşı karşıyla ka-
undı.Haberleşmeözgürlüğû-
nün ihlaJi kabul edilebilir bir
durunı değü" dedi. Ecevit,
görüşmelerin içeriğine ilışkin
bir soru üzerine "İçerigi hak-
kında bir şey düşünmüyo-
rum. Önemli olan, haberleş-
me özgürlüğünün ihlal ediİ-
mesidir" dedi.
Eski tçişleri Bakanı Akşe-
ner'üı, geçmiş dönemde ya-
pılan ve Doğan grubunun
girdiği enerji ihaleleri ile il-
gili telefon görüşmelerini
içeren kasetleri açıklaması-
nın ardından Özkök, konuy-
la ilgili savunma içeren bir
yazıyazdı. Özkök yazısında,
"Evet, konuşmalar bana ait
Orada söylediklerimde uta-
nacağun hiçbir şey yok. Ben
Hürriyetgazetesinin genel ya-
yın yönetnıenliginin yanı sıra
icra kurulu başkanı>ımve
Doğan Holding'in en üst pro-
fesyonel ildyöneticisinden bi-
risjyim" diyerek "gazetecilik
ve işadamı" kimliklenni ay-
nı anda taşıdığına işaret etti.
Özkök, söz konusu telefon
konuşmasında Güneş Taner'den. bağlı bulunduğu
holdingin Kocaeli'nde kuracağı karton fabrikası
için 130 milyon dolarhk teş\ ik verilmesini ve bir
devlet ihalesinin şirketine bırakılmasını istiyor.
Başbakan Mesut Vılmaz'ı ikna etmek için bazı
sözlerini manşetten yayımladığmı aç ıklayan Er-
tuğrul Özkök. "Şimdi kötü adam olduk. Oan >1ne
deben koruyorum adamı. Başbakan'a gideceksiıı,
anaavrat küfredeceksin, sonratekrariyiadam ola-
caksın" dedi.
Aynca dığer bir kasetle de Yargıtay üyesi Ah-
metKöksal'm, Danıştay denetimindeki enerji iha-
DYP Cenel Baskan Yardımcısı Hasan Ekinci
'Rıfat Serdaroğlu rüşvet aldı'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan
Ekinci, gümrüklerden sorumlu Devlet
Bakanı RrfatSerdaroğlu'nun. admı ver-
mediği birgümriikler başmüdürünün £a-
yininin Istanbul'a yapılması karşıhğın-
da "5 müyon dolar rüşvet aJdığmı" id-
dia efli. Ekinci, bu basmüdürün çay ih-
racamıda kaçakçılık ve Bayındır Hoî-
ding'in hayali ihracatını gerçekleştirdi-
güıi söyledi.
Ekinci, dün yaptığı basm topianhsrn-
da, Başbakan Mesut Yılmaz'a giden
veSerdaroglu'nun rüşvet aldığını içer-
dıgını iddia ettığı "Rüşvet Çeteteri"baş-
lıklı raporkonusunda bir işlem yaplma-
dığını söyledi. Ekinci, Dış Ticaret ve
Gümrük Müsteşarhğı'nda Necati Can
tarafıdan hazırlanan raporun Cumhur-
başkanı SüieymaB Demirel, Başbakan
Yardımcısı Bülent Ecevit ve Teftiş Ku-
rulu başkanlanna da göndenldiğıni an-
latarak. şunlan söyledi: "Buradaldiddi-
abrşu. Çayihracat kaçakçılıgı>apıJmjş.
Bu kyyakyıltgı yapan zat Ba\ ındır Hoİ-
dmg'in hayali ihracatını gerçekkştiren
zatve Mrçokhayalithracatian gerçekleş-
nren, yardıma olan bir gümrükler baş-
müdürü.Bakan Serdaroğhı'na5mÜyon
dolar para vererek, 1 milyonu peşin 4
mflyonu daha sonra olmak üzere kendi-
sİBin İstanbui GümrüklerBaşmüdürlü-
gu'ne atandığı yazuV
"Rüşvet ve Çetdta-" adlı raporda da-
ha birçok yolsuziuk ve çete ilişkilerinin
de konu edildiğini kaydeden Ekinci,
"Böyie çok ciddi bir rapor konusunda
Yılmaz acaba ne yapb? Yapdan bir şeyi
bffiyoruz,odagüxnrükten sorumlu Dev-
let Bakanı Serdaroğlu DTP'den istifa
ederekAINAP'ageçmiştir.Bu raporhak-
kında ne muameie .vapüğını kamuoyu
önündesonıyorum. Bu rapor Serdaroğ-
lu'nadaghmiştir. Ama bugüne kadarbu
rapordan bir şey çıkmamışOr" dedi.
Ekinci, kendilerinin rahatsızlıgınını bu
gibi olaylardan kaynaklandığını iddia
ederek, "Mületin rahatsoiığı bu. Devlet
içerisindeki rüşvet çeteteri iüşldsi devam
edi\or. Bu rapor hakında hiçbir şey ya-
pılmadıgı biliniyor" değerlendirmesini
yaptı.
leleri içm Doğan Holding lehine devreye girdiğı-
ni, Danıştay 1. Dairesi Başkanı ile Doğan Holding
yöneticileri arasında görüşme ayarladığını ortaya
İcoyuyor.
Özkök, dünkü yazısında, "Esld bakan, geçmiş
dönemde devlet içinde özeİ bir istihbarat birimi
kurduklaruu kanniadL Bukasetler telefon dinleme-
nin hangi boyutlara ulaştığını açıkça gösterdi. Ar-
nk bu ülkenin hiçbir vatandaşı haberieşme özgûr-
lüğünesahipdegildir. Akşener çetesiçökertilmedik-
çe, bu anayasa suçunun cezasi verilmedikçe, Tür-
kiye'de telefon güvenliği bulunmayacaktır"
görüşünü savundu.
Türkiye Gazeteciler Ce-
miyeti'nin olayla ifgili yaptı-
ğı yazılı açıklamasın-
da,"Otayuı birinci yönü, ha-
berieşme özgürlüğünün ana-
yasaya aykın biçimde ihlal
edilmiş oimasıdır. Yargı ka-
ran olmaksızm iletişim araç-
lanmn, bu arada telefonlann
dinlenilmesi anayasaya vein-
san haklanna aykındır. tldn-
ci yönü ise meslek ilkeieri ve
kurallanyla UgiUdir. Öteden
beri bilinen, gazeteci sijaset-
çilerte çıkarilişkileriiçinegir-
memelidir. Gazetecilerin bu
tür iKşkilerinin, basuun ba-
ğımsızlığı ve özgüriuğü ile
bağdaşmadığı kabul ediür"
ifadeleri yer aldı.
FP Genel Başkanı Recai
Kutan da, "Önemsediğiıniz
şey, kasetin içindeküer değil,
kasetin nasıl tespit ediknğidir.
Haberieşmede gtzlilik esasür
ve Türkiye bir polis devleti
değfldir'' dedi.
Hürriyet gazetesi başyaza-
n Oktay Ekşi ise Türkiye'de
telefon dinleme eylerrüerinin
demokratik bir hukuk devle-
tinde geçerli sayılacak hiçbir
hukuk kuralıjıa hâlâ bağlan-
mamış olduğunu anımsattı.
Yılmaz'dan Baykal'a elestiri
'Hükümeti
yıkanlar
çözümsüzlük
yarattı'
MERtHAK
tZMİR - Başbakan Mesut Yılmaz, azınlik hükü-
metini yıkan partilerin, ortaya alternatif bir çözûm
koyamadıklannı, çözüm olarak ortaya konana da
destek veremediklermi belirterek Türkiye'ntn btrka-
osa sürüklenmek istediğıni dilegetirdi. Yıbnaz, CHP
lideri Deniz Baykal'ın
a
30 yıDık siyasi yaşamında
olumlu hiçbir şey yapmamış kişi'* olduğunu öne sü-
rerken 18 Nisan seçimlerinin Türkiye için yaşamsal
öneme sahip olduğunu bildirdi. Yılmaz, Italya'mn
serbest bıraktığı Abduflah Öcalan'ın birkaçgün için-
de başka bir ülkeye gideceğıni de öne sürdû-
Birdizi açılış ve temel atmatöreni için dün Izmir'e
gelen Yılmaz, Çiğli Belediyesi'nin hizmetbinasının
açılışı ile ANAP'a katılım törenindemuhalefete yük-
lendi. CHP'nin azınlık hükümetinedışandan destek
vermesine karşm, yapılan hizmetlerde engeller çı-
kardığını dile getiren Yılmaz, buna karşın çoğunluk ^
hükümetlerinden beklenmeyen yatınmlar,hizmetler *|
gerçekleştindiklerini belirtti. "Hükümeti yıküiar a- £
ma yenisini deortaya kııyamadılar. Vatandaş,yıkan- *'
Ia yapanrSHümüzdeki seçimde değerk>ndirecektir" ^
' 'Üfvöff "Vrlrhiıir, Mfdara geldikieri dönemde yurttas.- _
lantı "darbe-molla'* ikilemini ydşadıgını beîirterek *
sözierinı şöyîe sürdürdü: ' ' '^
"Siyasal u/Jaşmanın nasılolacagınıgösterdik Top-
lumda huzur yeniden kuruldu. Bötücû teröriin öze-
rine gittik. Memlekeun her wrinde dCTİetin sağladj-
ğı hâkimh,etekarşın >anıbaşımızdaki ülkede >mala-
nan v« Türki>e'de eylemleri yönetenin üzerine sava-
şı göze alarak gittik. Girtiği baska bir ulke>e baskı
yapok. Oradan ttaha'ya geçti. ıtah/a. bölücü başuu
siyasi baskı mabemesi olarak kullanmak istedi An-
cak başanb olamadı. Birkaç gün içinde başka ülke-
ye gidecek. Bugün siyaset sahnesindeki bütün parti-
ler iktidar çemberinden geçti. Bizden önceki hükü-
met, ya askeri yönetim, ya da lran yönetinü-moUa
yönetimi arasında Türkiye'yi sdaşnrmışar. CHP'nin
lideri, siyasetyapmav) nutuk atma zanneden. hizmet
edenleri güçhikle aniajan, memlekete 30 sene bir tek
hizmet bfle vermemiş olan, siyasette sadece >ikmayı
düşünen ama yıkmamn >ertne ne yapacagmı büme-
yen birisidir.''
Yılmaz, özel ucak "Ate" ile saat 19.50'de îstan-
bul'agitti.
Hukuk müşavirliği itiraz etti
Koruma Yüksek
Kurulu kararlan
tartışma yarattı
ASUMAN ABAQOĞLU
İZMİR - Kültür Bakanhğı üst düzey bürokratla-
rmın "hukukaa)km' aldığı karariar, bakanlığın ken-
di hukuk müşavirliğjnüı de itirazına neden oluyor.
Kültür Bakanlıgı Hukuk Müşavirliği, 3. Derece
Arkeolojik SfT alanlanndaki yapılaşma koşullaraıı
değiştiren koruma yüksek kuruluna. yaptığmın, *ha-
kuka aykınhk taşıdığı''nı bildirdi. Bu durıan, *B»-
kanhğın üstdüzey bürokradannın hukukaajkın ka-
rariar ürettigL bakanhğın hukuk muşa>irfigiDce de
tesdl edüdi" diye yorumlandı.
Kültür BakanJıgVna bagiı Kültür ve Tabiat Varlık-
lannı Koruma Yüksek Kurulu. 14.7.1998 tarihhıde
aldığı 594 sayüı iike karanyla, 30.11.1993 tarihin-
de alınmış olan ve 3. Derece ArkeoJojik SlT'îerde
yapılaşma koşullannı düzenleyen 338 sayılı iike ka-
rannı degiştirdi. Korumacılık açısından çok önemli
olan 338 sayılı iöce karan, 3. Derece Arkeoîojik
SlT'îerde gerçekleştirilecek bir yapılaşmaya inşaat
izni verilmeden önce lcurul denetimindeve müzeuz-
manlan tarafından sondaj kazJİan yapılmasını, ge-
rekirse sondajlann bilimsel kazılara dönüşfürûlme-
sini,yapılan hertürlü bilimsel çabşmasonucunda or-
taya çıkacakbelgelerin korumakurulunca değerlen-
dirilmesindensonra SlT tanımımn değişebileceğtnj,
ancak bu değişikügin "tümüyfe korumayı amaçia-
ması gerektiğini'' öngörüyor.
338 sayılı iike karan, daha önce de yüksek kurul-
ca iptal edilmişti. Ancak Danıştay'm bu karanna
karşm Yüksek Kurul'un bu konuda yeni bir iike ka-
ran alması üzerine, bakanhğın hukuk müşavirliğin-
den, "338 mi, yoksa 594 sayılı iike kararmm mi ge-
çerli olacağı'" yolunda görüş soruidu. Hukuk müşa-
virliği, öncelikle Danıştay karannm bakanlıkça tem-
yiz edildiğini "yani yargılamanın devam ettigjni"
vurgulayarak, yargı süreci sona ermeden bir iike ka-
rannda değişiklik yapılamayacağma ilışkin 21 sayı-
lı iike karanna dikkat çekti.