22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYTA CUMHURİYET 18ARALIK1998CUI HABERLER Alman Yeşiller, Avrupa Birliği'nin Orta ve Doğu Avrupa'da da uygulanmasını istiyor Amaç, Avrupa'nın bütünleşmesiProf. ONUR BİLGE KULA Ittifak '90-Yeşillerde Avrupa Birliği'ne açık bir "evet" demekte, hatta Avrupa Pa- ra Birliği'ne üye ülkelerin dışında Orta ve Doğu Avrupa'da da uygulama alanı sağlan- masını istemektedir. Yeşiller, Avrupa'daki polıtık çerçeveyi de gözeten. evrensel de- ğeriere dayalı, sınırlılıklan aşan geniş bir yaklaşırru öngörmektedir. Bu görüşlerin programa yansısı özetle şöyle: "Milliyetçilikten arınmış, banşçıl bir dış politika şu ilkeleregöre biçimlendiri- lecehir. Insan haklarımn evrenselgeçer- liliği. erk (iktidar) ve belirleme politika- lanna yönelik tutumlann sınırlandınlma- sı ve uluslararası bağlanhlar, uluslarara- sı politikamn uygarlaştınlması ve askeri öğelerden anndırılması. Barış ve Daya- ntşmamn Avrupası içinatılım. tttifak '90- Yeşiller, Avrupa 'nın bütünleşmesindenya- nadır. Bütünleşme sürecı, demokratikge- Subeler platformu Sendikaya baskıya kınamatstanbul Haber Servisi - Türk-lş'e bağ- h Türkiye Motorlu Taşıt Işçileri Sendika- sı (TÜMTİS) Genel Başkanı Sabri Topçu, Istanbul şubesinin polisleT tarafindan ba- sılması ve 9 yöneticinin gözaltına alınma- sının bir işverenin şikâyeti üzerine gerçek- leştirildiğini söyledi. DİSK'e bağlı Teks- til Sendikası Genel Başkanı SüJeymanÇe- lebi, toplusözleşme görüşmelerinin tıkan- ması üzerine tekstil alanında örgütlü üç sendikantn grev karan aldığını belirtti. TÜMTİS Başkanı Topçu yaptığı yazılı açıklamada, gözaltındakı sendikacılarla görüşme izni verilmediğini vurguladı. Top- çu, savcının, diğer yöneticileringerekgö- rülürse gözaltına alınacağını söylediğini belirtti. Topçu, sendika yöneticilerinin gö- zaltı süresinin 4 gün daha uzatıldığına dik- kat çekerek "Bu uyguiamalar, ülkemizde işçiler veemekçileriçüı demokrasi olmadn ğını doğrularken DGM'lerin özel yargıla- ma starüsüyle antidemokratik olduğunu bir kezdaha kanıtlamıştır. Konfederasyon- lar bu baskılara karşı genel bir evlem ger- çekleştinnelidir'' şeklınde konuştu. KESK'e bağlı Birleşık Taşımacılık Ça- lışanJan Sendikası Genel Başkanı Orhan Ahuğ, Tüm Beledıye Memurlan Sendika- sı ve Kamu Emekçileri Sendikalan Istan- bul Şubeler Platformu tarafindan yapılan yazılı açıklamalarda da, sendika üzerin- deki baskılar kınanarak TÜMTİS yöneti- cilerinin serbest bırakılması istendi. Türk- Iş'ten yapılan açıklamada ise bugün TÜM- TİS Merkezi 'nin önünde saat 11,00'de ko- nuyla ilgili açıklama yapılacağı bildirildi. DlSK'e bağlı Birleşik Metal-Iş Sendi- kası Genel Başkanı KanulKinkır ise Kom- sa Elektronik işvereninin, sendika üyesi olduğu için 34 kişiyi işten atmasını kınadı. KORDSA'nın îzmit'teki fabrikasından 24 işçinin çıkanlması üzerine, destek ama- cıyla işyerlerini terk etmeyen 145 işçi, taz- minatsız olarak işten atıldı. rekçelere dayanmahdır. Ulusal erk poli- tikası ve ulusçuluk, Avrupa için büyülc teh- likedir. Avrupa Bırliği, ulusçuluğu yok et- tiğiölçüdeilerleyecektir. Avrupa bütünleş- mesi, sivil toplum örgütlerinin katılımıy- la vedemokratikyöntemle biçimlenen ana- yasa oluşturma süreciyle ileıiemelidir. Bü- tünleşmenin önkoşulu, temelhaklarbildir- gesi ve ortak hukuk devleti ilkelerinin be- lirlenmesidir. tttifak '90-Yeşilter, bütün- lüklü bir Avrupa istemektedir." Görüldüğü gibi CDU CSU, Avrupa ör- gütlenmesinde beldesel. yöresel ve ulusal duyarlıkların gözetilmesini öngörürken Yeşiller çok iddıalı bir adım atıyorlar. Erk ve egemenlik polıtikalanndan vazgeçil- mesini, dışlayıcı ulusçuluktan annmayı öneriyorlar; Avrupa bütünleşmesini, çıkar politikalan yerine tümüyle değerler ve il- kelere dayandırmak istiyorlar. Nitekım It- tifak '90-Yeşiller'in önermelerine göre "Temel Haklar Bildirgesi 'yle güvencele- nen değerlere dayalı Avrupa Birliği 'nde: Ekolojik, sosyal reformlar, ulusal ve Av- rupa düzeyinde birbirini ısmamlamalı ve desteklemelidir. Içpazarlcr da birlikte bi- çimlendirilmelidir. Demokrasi, yönlendi- rici siyasal ilkedir. Anlaşmazlıklar önce- likle önlenmeli, askeri mûdahaleler ke- sinlikle onaylanmamalıdır Avrupa, Avru- pa Birligi nden dahafazladır. Orta veDo- ğu Avrupa da demokratikgelışimlerözen- dirilmeli, ekonomik vesosyalreformlardes- teklenmelidir. Orta ve Doğu Avrupa ülke- leri en hsa sürede AB 've girmelidir." Bu bağlamda Türkiye açısından çok önemli bir saptama yapılıyor ve koşullan yerine getırmelen halinde Avrupa Birli- ği'ne katılmak isteyen Orta ve Doğu Av- rupa ile Türkiye'nin 'eşft hıtulması' ge- rektiği özellikle vurgulanıyor. Bu saptama, Türkiye'nın AB'ye giriş çabasmı olumlu etkilemesi bakımından büyük önem taşı- makta. lttifak'90-Yeşiller. AB bağlamın- da Türkiye'yi ismen anan tek siyasal par- tidir. Ancak gözden kaçmaması gerekir ki bu partinin Türkiye'dedemokrasi ve insan haklan uygulamasına ilişkin eleştirel tutu- mu da çok açıktır. Eleştiriyi düşmanlık olarak değerlendirmek artık aşılmalı; uya- n ve eleştirileri anlamaya çalışılmalı, akıl- cı, kabul edilebilir yollar bulunmalıdır. Türkiye'nin AB politikasını biçirnlendi- renlerin gözetmeleri ve ilişkileri uygaryak- laşımla sürdürmeleri. ülkemizin uzun enm- li çıkarlan bakımından vazgeçilmezdir. Ittifak 90-Yeşiller'in seçim programla- nndaki tercihlere göre Avrupa genişleme- sinde çevre standartlanndan ödün veril- memelidir. Doğu veGüney'inzaranna Av- rupa'da refahın kümelenmesı önlenmeli- dir. Cenevre Sığınmacılar Sözleşmesi'nin Avrupa düzeyinde ödünsüz uygulanması, AB'nın öncelikli görevleri arasındadır. Ekolojik, dayanışmacı birdünya toplumu- nun oluşturulması için gerekli kaynaklar Tuzla işçileriyle Sümer Holding çalışanlan yürüyüş düzenlediler Protesto eylemleriyayihyoristanbul Haber Servisi- Tuzla Or- ganize Deri Sanayii BÖlgesi'nde çalı- şan Deri-fş •Sendikası üyesi yaklaşık 3 bin işçi ile Bakırfcöydeki Sümer Hol- dingAŞ işçileri, yapüklan yürüyüşier- le, ekonomik kriz gerekçesiyle işçi çı- kardmasını protesto ettiler. Öeri-lş Sen- dikası Geoel Başkan Yardımcısi Musa Servi, sermayenin saldınsma direne- ceklerini söyledi. Çeşitli işİcollannda "kriz var" ge- rekçesiyleyaşanan işçi çıkarmalara kar- şj işçilerin protestogösteriieri yayılıyor. işten atmalara "kriz var" gibi çok ge- nel bir gerekçenin gösterilmesi. işçüer arasrndaki dayanışmayı arttırryor. Sen- dikacılar, işçi çıkarmaya krizin gerek- çegösterilniesinin sendıkaiı olmayan iş- çileri de kaygılandırdığıni ve gösteri- lere ilgi duyduklannı söyledi. Kriz bahanesiyle işçi pkarmalann yaşandıgı TuzlaOrganizeOeriSanayıı- Bölgesi'nde dün işçiler bir protesto gösterisi düzenlediler. Jancarmanın gü- venlik öniemi aldiğı Türkiye Deri Sa- nayii Işverenleri Seodikas) önüııdetop- lanan işçilere bir konuşnıa yapan De- ri-lş Sendikası Başkan Yardımcısı Ser- vi, işçi çıkarmaya krizin bahane edil- digini, ancak işverenlerin kredi alma- ya devam ettiğini söyledi.Türk-fş Baş- kaniar Kurulu toplanüsmdan bir karar çıkmasını beklediklerini belirten Ser- vi, bölgedeki 17 fabrikada 500 işçinin işten çıkanldığinı belirtti işçiler ko- nuşmalardan sonra ışlenne döndüler. Bakırköy'deki Sümer Holding AŞ işçileri de ekonomik kriz gerekçesiyie işçi çıkanlmasını bir yürüyüşle protes- to etti. Bakırköy Sümer Holdingönün- de öfie saatJerinderoplananişçikr, slo- ganlarla Veliefendı Fabnkalar Cadde- si'ndeki Narin Mensucat fabrikası önü- ne kadar yürüdüler. Teksif Sendikası Sümer Holding İş- çi Temsilcisi Çetin VeJken burada yap- üğj açıklamada. ülkede gerçekten kriz varsa bunun sorumlusunun devletten para almak için rasgele yatınm yapan işveren ve bunlara göz yuman siyasi- ler olduğunu ıddıa etti. Birlesik Meta!-fş Sendikası Genel Başkam Kaınii Kinkır ~İş>vrfcrinde iş- çi çıkarmak survtivle krize çri/iim üre- tüeceğİBİ sanmak. ciddi bir yanıigı ol- duğu kadar endüstri ilişktterini de bo- zan bir tutumdur" dedi. öncelikle Avrupa tarafindan sağlanmalıdır, çünkü Avrupa, sömürgeciliğin ve emper- yalizmin mirasmı taşımaktadır. PDS, özellikle eski Demokratik AJman- ya Cumhuriyeti'ni oluşturan yeni eyalet- lerdeörgütlü bir siyasal parti. Eskı SED'in (Sosyalist Birlik Partisi) devamı olmakla suçlanıyor, yoğun eleştiriİiyor. Almanya Fe- deral Parlamentosu'nda temsıl edilen bü- yük partiler SPD ve CDU/CSU seçim ön- cesinde, PDS ile hiçbir koşul altmda ko- alisyon yapmayacaklannı özenle vıırgula- mışlardı. Fakat bütün bu gerekçeler ve çe- kincelere karşın PDS, Federal Parlamen- to'ya girmeyi ve böylece Almanya'nın si- yasal kararalma süreçlerine katılmayı ba- şardı. PDS'nin seçim programında orta- ya koyduğu görüşler. öneri ve öngörüle- rindeki yalınlık, demokratik bir sürecin yaşama yansıması olarak da değerlendiri- lip, algılanacaktır. Bu yönü ile de Türkiye açısından öğretici iletiler taşımaktadır. PDS Insan hakları eteeninde PDS'nin Avrupa politikası temel insan haklan eksenine oturtulmuştur. PDS'nin Türkiye açısından önemtaşıyabilecek 'Av- rupa polftikası'na ilışkin görüş ve önerile- ri ana hatlanyla şöyle: "PDS, Avrupa Birligi 'ndenyanadır. Av- rupa, barışçıl, sosyal adaletçi, demokra- tik ve çevrekoruyucu olmalı; Avrupa diin- yaya açık, milliyetçilik ve yabancı düş- manlıgından arınmış kendisini dünyanın birparçasısayan vedünyaya karşı sorum- lu olan ve öbür htalardaki uluslarla bir- likte dünyayı biçimlendirmelidir. Demok- ratik Avrupa da, Sosyal ve Çevre Birli- ği 'nin sundugu şanslardanyararlanûma- lıdır. Maastricht ve Amsterdam Anlaşma- st, söz konusu amaçlara ulaşmak için ge- rekli koşullan kötüleştirmiştir." EURO konusundaki görüşlerini PDS, şöyle açıklıyon "AvrupaPam Birliği 'nesos- yal birlik ve etken bir Avrupa iş pazarı politikası esliketmelidir. Avrupa Para Bir- liği, istihdam olanaklanm çoğaltıcı, çev- re sosyal ölçütlerinin güvencelenmesigi- biyükümlülüklerin tersine, AB 've üye ül- kelerde sosyal kazammlann yok edilme- si tehlikesini içerdiğinden, yurttaşları dü- şük ücret yarışma zorlayacaktır. Siyasal vedemokratik denetime tabi olmayan çok güçlü bir Avrupa MerkezBankası 'ntnya- ratılması, AB dışında kalan ülkelere kar- şı kapanma nedenlerinden dolayı, EL'RO reddedilmelidir. Maastricht marifetivle, AB içerisindeAlman egemenhgimyerleş- tirmeniyeti, Almanya da istihdamayöne- likekonomi veparasalbirliğin, sosyal gü- venliği amaçlayan siyasaldoğrultu degi- şi/cliğigereklidir^ PDŞ 'nm Avrupappliti-^ kası, çaltşanlann hakianftm çoğaltılma- sı. Alman egemenhğinden vazgeçme ve Avrupa 'nın daha da adaletçi, demokrat biçimlenmesi ve açılmasıgereğınedayan- maktadır PDS, açık pazar ekonomisini, AB 'nin sosyal topluluk görevi 'ne dönuş- tûrmek kararmdadır". PDS, açık bir Avrupa istemektedir. Av- rupa'nın doguya ve güneye kapanmasına ve siyasal ve egemenlik amaçlayan "çekir- dek Avrupa'ya" karşıdır. Avrupa'nın de- mokratikleştirilmesi. üye olmak isteyen ülkelerin daha baştan karar süreçlerine ka- tılmalanylaolanaklıdır. Bu çercevede "Do- ğu veGüneygeniştemesT Türkiye için bü- yük önem taşıyor. Bu konunun açımlan- ması, PDS'nin bu yaklaşımı, Türkiye'nin AB'yegirme istemini olumlu etkileyebilir. BIRBAKIMA SERVER TANtLLİ 50 Yıllık Bildipge Tarirı, anlamsız akıp gitmiyor; gidetHİİr mi ki? Insanlar, onun akışına bakıp "o/taA-cters/er"çıkanyc 1 'ortak özlemler"e varıyorlar. Tarihte çoğu ınsanı mutsı eden olaylar yanında, onlara mutluluk getiren olaylar c oluyor. Insanın insana hükmetmesini -olabildiğincf azaftmak, dolayısıyla onlan düşünce ve eylemlerinde elden geldiğince- özgür kılmak, Fransız Devrimı'nde bu yana filozoflann en çok önem verdikleri hedeflerar£ sında. Işte, ellinci yılını kutladığımız "Insan Haklan Evrenst Bildirgesi", bu "ortak"üers ve özlemlerin ürünüdür. Es kiden ben insanların mutsuzluğuna yo\ açmış olan bü tiin fikir ve davranışların sona erdirilmesi arzusuna yüz yılımızda venlmış en anlamlı yanıtlardan da biridir. Arka sında, kaç yüzyıllık devnmcı "Aydınlanma" mirasmı gö, ardı etmeden okumalı onu. Ama asıl bir şeyi hiç göz ar dı etmemelı: Faşizmın yenılgisinin arkasından doğdu o! 1948 yılına dikkat etmelisınız! 1945te, demokrasi güçten faşizm barbarltgına son ver- diğınde, en başta banşa göz kulak olmak için kurulmuş Birleşmiş Milletler Örgütü, 1948'de söz konusu Bıldır- ge'yi yayımlarken, insanın insan olarak sahip olduğu haklann da bir envantenni çıkanp ortaya koymuş bulu- nuyordu. Bu haklan ihlal etmeyen ülke yok, deniyor. Doğaıdur; çünkü özgürlük düşmanı güçler, bu arada faşizm ve gericilik bütünüyle tarihe karışmış değil. On- lann kaynağını kurutmadıkça acılar son bulmayacak. O kaynağı kurutma yolunda atılacak adımlardan bıri de, "Banş bir insan bakkıdır" deyıp savaşa karşı banşı sa- vunmaktır. Bu arada, ınsanlığın büyük menzillennden bi- ri olan "Insan Haklan Evrensel Bildirgeşi'ni eğitim yo- luyla da yaygınlaştırmaya önem vermeli. Bunu, gerektıği bıçımiyle yaptığımız söylenebilir mi? • Insan Haklanndan Sorumlu Bâkan, Sayın Hikmet Sami Türk'ün yaptığı en hayırlı ışlerden biri, hiç kuşku- suz okullara Insan Haklan dersini koydurdurmuş olma- sıdır. Ancak, bu dersın nasıl verildiği, kitabı yazılmışsa Talim ve Teroiye Daıresi'nin ilkel duvariannı ne kadany- la aşabıldiği konusunda hiçbir fikrim yok. Konunun ay- nı zamanda felsefeyle olan yakın ilişkisi göz önünde tu- tulursa, lıselerde yenıden zorunlu dersler arasına sokul- duğunu öğrendiğimiz "Felsefeye Ginş" dersleri içinde onu ele almak belkı en salım yokjur. Ama felsefe ders- lerinin "müfredafı nasıl saptanmıştır, onu da bılmıyo- rum. Bir yetkili ağızdan ses çıksa, pek sevineceğim. Bununla bıtiyor mu her şey? Nasıl bitebilir? Bir ülke düşününüz ki, en başta anayasası, doğrudan doğruya faşıst bir yönetımm ürünüdür; anayasa da de- ğil, rahmetlı Lütfi Duran Hoca'nın deyimiyle, bir "kar- şı- anayasa "dır. Bireyi değil, devletın haklannı öne almış ve öyle olduğu için de. insan haklannı korumada işe ya- rayabilecek bütün güvencelere sırtını çevirmiştir. Onun doğrulîusunda çıkarılan kanunlarla, tüzük ve yönetme- liklerle de hukuk adına bir zorbalık ortaya salınmıştır. Bu zorbalık kol geziyor uygulamada yıllardır. Coplanyla, işkencelenyle, hapısaneleriyle... Söz konusu zorbalığa son verecek, başta yeni bir anayasadır. Insanlarımıza ve çağımıza yakışır bir siya- sal reform, kendini nicedir dayatıp durmaktadır. Bitmedi: Bir sosyal reformun da temelterini atmalıdır o! Sınıflar ve bölgeler arası zıtlıklara -olabildığince- son verecek; kalkınmayı ciddi bir plana bağlayacak; ulusal geliri arttırırken onu bölüşmenin de adil kurallannı sap- tayacak bir sosyal reform! . • r DerrioRrastartcaklJöylerayınaoturtulabBk;'' { Arna kim yapacak bunlan? . ; f c Siyasal partiler, diyeceksiniz. Güzel de, nerede onlar? Sağ'ı sağ, sol'u sol olmaktan çıkmış; feodal beylikie- re, hatta kabilelere dönuşmüş; yurt gerçeklerinden ko- pari^en çağ dışına da düşmüş; demokrasiyi, sıradan bir seçim olayı olarak algılayan ve siyaseti de "şov'a ve ayak oyunlanna dönüştüren şu parlarnento kalabalığına ba- kınız! «^ Bunlar mı yapacak siyasal ve sosyal reformu? Cumhuriyet'in temel ılke ve geleneklerine yeniden sahip çıkarak, köklü bir "inşa" hareketine bunlar mı gi- rişecek? DerrKjkrasinin, demokratlığın asıl ve soylu anlamlan-' nı yenıden düşünüp saptamamız gereken günlerdeyiz. Ben, bir yurttaş olarak, böylesi kirli bir oyuna demok- rasi diyemem ve işlerin sorumluluğuna da katılamam. Ya siz sevgıli okurlar? Her yıl geleneksel olarak düzenlenen yanşmanın amacı öğrenciye destek olmak 6 Kavram Olimpiyatları' başhyor • Kavram Dershaneleri'nin düzenlediği, yalnızca lise 1. ve 2. sınıf öğrencilerinin alınacağı olimpiyata her öğrenci yalnızca bir alanda katılabilecek. Yanşma; matematik, fen ve sözel dallannda yapılacak. Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş. tstanbul Haber Servisi - Özel Kavram Dershanesi'nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği "Kavram Otinıpiyaüan"nın 4.'sü için başvurular yann başhyor. Başvurular 8 Ocak'ta sona erecek. Kavram Dershaneleri Yönetim Kurulu Başkanı Bahattin Dur- muş, yanşmanm amacının, ça- lışkan öğrencilen desteklemek, onlann ilgi duyduklan ve yetenek- !i oldukları alanlarda yükseköğ- renim görmelerine katkıda bu- lunmak olduğunu belirtti. Yalnızca lise 1. ve 2. sınıf öğ- rencilerinin alınacağı yanşmaya, her öğrenci yalnızca biralanda ka- tılabilecek. Matematik, fen ve sö- zel dallannda yapılacak yanşma- ya katılma koşullan şöyle: • Yanşmaya matematik ve fen dallannda kalılacak meslek lise- sa 2. sınıf öğrencilerinin birinci sı- rıftaki not ortalamalanmn en az 3.50; fen, Anadolu ve süper lise öğrencilerininkinın ise en az 3.00 olması gerekiyor. Sözel dalda ya- nşacak öğrencilerin I. sınıf not ortalamalanmn da en az 3.00 ol- ması isteniyor. • Yanşmaya katılacak lise bi- nnci sınıf öğrencilerinin ortaokul diploma notunun en az 3.00 ol- ması gerekiyor. Kavram Dersha- neleri'ne kayıtlı öğrenciler sına- va koşulsuz olarak katılabilecek- ler. Yanşma için ilk sınav 9 Ocak günü, başvurulann kabul edildi- ği şubelerde yapılacak. Birinci sınavı kazananlar 7 Şubat günü, yine başvurduklan şubede iküı- ci sınava alınacaklar. Dereceye girenlere üniversiteye hazırlık burslan, başan belgeleri ve pla- ketler verilecek. ÇAGDAŞLIK, DOĞRU BİLGİ v e DERİN ANALİZ İÇİN: NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR Istanbul Narkotik Şube Mü- dürü, görevden alındığından bu yana çarpıcı açıklamalar ya- pıyor. Emniyet Müdürü ve Is- tanbul Valisi ise öfkeli. Ferruh Tankuş'u bir an önce sustur- manın yollarınt anyor gibi bir görüntü sergiliyorlar. Olayı izle- yen gazeteci arkadaşJara soru- yorum, Tankuş'un anlattıklan- nın çogunun doğru olduğu ka- nısındalar. Tankuş'un anlattık- lannı, hepimiz heyecanla izli- yoruz ve bu tiir ilişkilerin dev- leti sardığına defalarca tanık ol- duğumuz için şaşırmıyoruz. Işin ilginç yanı, Tankuş'un bu açtklamalan neden yaptığı? Bel- li ki onu çok etkili bir görev olan ve trilyonlann döndüğü Narko- tik'in başından bir anlaşmazlık nedeniyle almışlar. Acaba ora- da paylaşılamayan neydi? Tan- kuş'un ifadesine göre, bazı uyuşturucu tacirleri kendisini görevden aldırmışlardı. Emniyet içindeki çatışmala- rı anlamak öyle kolay değildir. Susuriuktan bu yana, polis için- de etkinlik kavgasının hız kazan- Polis'te Bu Kaçmcı Deprem?.. dığını duyuyoruz. Poliste, Em- niyet Genel Müdüriüğü'ne ka- dar yükselmiş, eski (çişleri ve Adalet Bakanı Mehmet Ağar'ın etkisinin ve izlerinin hâfâ sürdü- ğü söyleniyor. ANAP'ın ise bu etkiyi kırabilmeyi amaçlayan operasyonlar yaptığından söz ediliyor. Acaba bu kavganın ar- kasında böyle bir hesaplaşma- dan söz edilebilir mi? Tankuş'un cesaretle ortaya çıkmasından sonra, herkes gi- bi bizler de "Acaba, bu bir ik- tidar kavgası mı?"diye düşün- dük. "İktidar kavgası olsa ne çıkar, otmasa ne çıkar?' diye so- rabilirsiniz. Sonuçta trilyonlan bulan bir uyuşturucu trafiğinin ortasında yaşıyoruz. Tankuş di- yor ki "Beni görevden aldır- mak için 4 milyon dolar verdi- ler." Çete dosyalan açıldığından beri, paraya dayalı matematik kavrayışımızda bir sıçrama ol- du. Artık milyon doların çok önemli bir para olmadığını ög- rendik(l) Adamlar milyon dolar- lardan, bizim milyon liralardan söz ettiğimiz gibi söz ediyoriar. Geçenlerde bir TV programın- da Erol Evcil, bir "işadamını" aşağılamak için şöyle diyordu: "O, o kadar çingene ki 5 mil- yon dolar gibiaz biravanta kar- şılığında ihaleden çekildi." Biz de bunun üzerine, baş- ladık 5 milyon dolann ne kadar bir para olduğunu hesaplama- ya. Bizim gazetede iyi bir ma- aş ortalama bin dolar civann- da. Böyle bir parayı kazanmak için 5 bin ay çalışmak gerekir. Yani 417 yıl sonunda hiç para harcamazsanız bir gazeteci ma- aşıyla böyle bir gelire sahip ola- bilirsiniz. ••• Tankuş'un açıklamalan, dev- let içindeki kirlenmenin boyut- larını gösteriyor desem, yeni bir şey söylememiş olurum, siz de bunu önemsemezsiniz. An- cak aynı saatlerde Başbakan Mesut Yılmaz bir açıklama ya- pryordu, asıl o korkutucuydu: "Ortaya çıkanlar bir buz dağı- nın îepesi, daha derinlerde ne- lervar, neler..." Tankuş'un açıklamalanndan scnra, bu da biraz gürijltü çı- kanr geçer diye düşünebilirsi- niz. Böyle düşünmekte haksız dasayılmazsmız. Susurluk'tan bu yana, ortaya çıkan kiriiliğin henüz doğru dürüst bir sorum- lusu bile çıkmadı. Tutuklu kim- se yok. Ama yüzlerce cinayet işlendiği, trilyonlarca kara pa- ranın ortalıkta cirrt attığı da bir ge'çek. Tankuş'un açıklamalannı yap- tığı sırada, 20 yıl önce öldürü- len, gazeteciliöimizin öncü isim- lerinden Abdilpekçi'nin tutuk- lusu bile olmayan cinayet da- vası görüluyordu. Susurluk'tan sonra Ipekçi cinayetiyle ilgili önemli ipuçuları da ortaya çık- tı. Ipekçi cinayetinin killt isim- lerinden Çatlı'nın yeşil pasa- portu ve Emniyetle olan yakın ilişkisi, bu cinayetin arkasında- ki anlayışı sorgulayabilmek için önemli ipuçlanna işaret ediyor- du. Bu konuda polisin ciddi bir gayret gösterdiğini söyleyebi- lir miyiz? Tankuş'un söyledikleri, bil- mediğimiz bazı yeni şeyleri da- ha ortaya çıkaracak. Bunlann hiçbiri de bizler için sürpriz ol- mayacak. Peki, Susurluk'tan bu yana ortaya çıkan bunca kirliliği, bu ülke nasıl yıkaya- cak? Bu işe bulaşanlann birço- ğunun hâlâ devletin çok önem- li yerlerinde olduklan ve terfi ettikleri de bir gerçek. Hatta bir kısmı DGM savcılannın isteme- sine rağmen yargı önüne bile çı- kanlamadılar. Susurluk, uzun ince bir yol. Her ortaya çıkan gerçek, siste- me olan güveni biraz daha sar- sıyor. Demokratik, eşitlikçi adil bir sisteme ulaşmanın yolu bu kiriilikten kurtulmaktan geçiyor. Umanz, bu yolda daha çabuk ilerleriz. Erol Özkorory'm yönetiminde 1. SAYISI ÇIKTI! OLlTlHfl Jospin/Schröder/Bloir Fransa, Almanya ve İngütere'nin başbakanlan Avrupa sosyalizmini yorumluyor. • Siyasi islam tehdidinden sosyal demokrasiye Türkiye için yol ayrımı • Politikada yalan ya da yalan politika • İletişim özürlü Türkiye siyasi dış tanıtımın neresinde? • Demokrasinin yeni yorumlan • Cumhuriyet-Demokrasi-Laiklik paneli ve dünden bugüne Türkiye "21. yüzyıl sözlüğü • Robespierre'in İddianamesi • Geciken Adalet başlığında Allende ve Pinochet görselleri nş • BAHAB -YAZ-SÛZ saytian üe, Aıabk, Uat, Hcntom, Eyiül afianatia, jakta 4 kez çıkar • Fiyah 1.500.000.-TL Bûfün gazete bayileıi, ibüyüt kHapçıke ve Dünya Aktûel Kitapevlerınde. orum ıdeacc@superonline com Çan çalıyorsa bu, düşünme ve harekete geçme zamanı gelmiş demektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle