19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18ARALIK1998CUMJ 14 KULTUR Şef Cem Mansur yönetimindeki Akbank Oda Orkestrası'nın solisti çellist Selma Gökçen'di 4 EHnleyiciyi kışkırtınak gerekir' NURDAN CİHANŞÜMUL Akbank Oda Orkestrası, 16- 17 Aralık tarihlerinde şef Cem Mansuryönetimınde konser ver- dı. Konserlere çellist SetanaGök- çen solist olarak katıldı. Schnitt- ke'nin 'Moz-art a la Haydn'. Haydn'm 'Do Majör Viyolonsel Konçertosu" \e Mozart'ın '33 No.lu Senfonisi yorumlandı. 1997 yılı başmda Akbank Oda Orkestrası'na konuk şef olarak gelen Cem Mansur. orkestranın daimi şefliğini üstlendi. Akbank Oda Orkestrasrna ilk geldiğinde orkestranın çalışma ortamını çok keyifli bulan Man- sur, orkestra üyelerinin Avnıpa- lı anlamda gelişmiş olduğuna dik- katçekıyor: "Türkhe'dekimüzik hayatı olumlu anlamda değişti. Avrupalı anlamda ve standartta gefişmiş iyi vegenç müzisyenler var ve onlann çoğu AkbankOda Or- kestrası'nda. Bu da çok sevindi- ricL Dev let orkestralannın sahip oktuğundan daha fa/Ja imkân \ar ve program açısından da daha hi. Herkes >aptığını iyi yapmava ve bunu sürdürmeye çanşıyor. Is- tanbul'daki iddianuz bu." Sanatçının hedefi ise tstan- bul'da dünya standartlannı yaka- layabilecek bir orkestra yarat- mak. Universitelerde konserier Mansur, konser programlan belirlenirken popülizme düşül- memesi gerektiğini vurgulaya- rak zaman zaman bütün dünya orkestralannın bilet satışı ve se- yirciyi kaybetme endişesinden bu tür yöntemler uyguladığını söylüyor. "Seyircininbildiğişey- leri çalalım, bol bilet satılsın, se- yirci tedirgin olmasuı diye düşü- nüyorlar. Bunlar da önemli. an- cak biletsanşıseyircinin nildiği şe>- leri çalarak değiL. bildiklerini ka- lite ve repertuvar aniamında ge- Kştirerek artar." Sanat kurumlarının seyircinin beklentisini gelıştirmek gibi önemli bir görev üstlendiğine ina- nıyorsanatçı: "Her zaman aynı şeyleri çalalım, çünkü halk bunu tstiyor demek yanlış. Halk ne>i tanıtırsanız onu bilir. Konserler- den herkesin zevk alması gerek- li. Aynca dinle\ici\e daha önce dinlemediği şe\ leri dinletmek, bi- raz kulaklanru açmak, müzik yel- pa/esinde neler olduğunu tanıt- (Fotoğraflar: L'ĞUR DEMİR) ürk bestecilerinin yapıtlanna yer vermek istiyoruz. Yeni eserleri elimizden geldiği kadar ve yeteneğimiz elverdiğince hayata geçirmeliyiz. Tarih zaten yeni, çagdaş müziği acımasız bir şekilde yargılıyor. Bu yüzden konuya çok açığım." mak, eğlendirip, dinlendirirken biraz da eğitmek, düşündürmek, kışkırtmakönemli. Akbank Oda Orkestrası olarak ulusal ve ulus- lararası temalan da göz önünde tutuyoruz." Türkiye'nin yaratıcılannı küs- türmüş olduğunu bir kez daha anımsatan Mansur. iyisiyle kötü- süyle bırçok bestecinın yapıtının seslendınlmesinden yana: "Türk bestecilerinin yapıtlanna yer ver- mek istiyoruz. Önümüze gelen yeni eserleri elimizden geldigi ka- dar veyeteneğimizehvrdigiiKe ha- yata geçirmeüyiz. Tarih zaten >e- nûçağdaş müziği acımasız bir şe- kilde yargılryor, bu yüzden ben bu konuya çok açığım.' 1 Türkiye'de gençlerin klasık mü- ziğe olan ilgisini ise olumlu bu- luyor. AvTupa'da bazı ülkelerde bi- let fıyatlannın çok yüksek olma- sından dolayı gençlerin klasik müziğe karşı ilgisız olduğunu be- lirten Cem Mansur. Türkiyeide. bu ilginin olumlu olduğuna ina- nıyor: "Türkiye'de büet fiyatları uygun. Türkiye'de insanlar 'ben klasik müzik eğıtımi görmedim. ailemden de kimse ilgilenmiyor, bu yüzden konsere gittiğimde yanlış yerde alkışlanm. rezil olu- rurn'dîyor.lnsanlar konserlere gei- sinler veter ki. Yanltş yerde alkış- lasınlar. iki konser sonra doğru yerde alkışlamayı öğrerürler. Bu konu çok büyütülüyor. Önemli olan bireyin müzUdeduygusal bir bağ kurmasL Ondan sonra ister- lerse işin tekniğiyle de ilgilenebi- ürter." Mansur, Akbank Kültür ve Sa- nat Müdürlüğü'nün desteğiyle aylık programlannın yanı sıra de- ğişik projelere de imza atacakla- nnı belirtiyor. Bu yıl ilk kez dü- zenlenen Akbank Aya Irini Bach Günleri'nin gördügü ilgiden ol- dukça memnun olan Mansur, ben- zeri projelerın önümüzdeki yıl da gerçekleştirileceğini ve Tür- kiye çapında çeşitli universite- lerde konserier vereceklerini ıfa- de edıyor. Akbank Oda Orkestrası aynı zamanda yurtdışındayaşayan an- cak Türkiye'de tanınmayan sa- natçılan da Türk izleyicisiyle bu- luşturmayı hedefliyor. Selma Cökçen. gençleri eğitmeyi heyecan verici buluyor 'Müzik paylaşmaktır' Akbank Oda Orkestrası'nın Cem Mansur yönetiminde verdiği konserlerin solisti çellist Selma Gökçen'di. Önceki yıllarda İstanbul Devlet Senfoni Or- kestrası veCumhurbaşkanlığı Senfoni Orkest- rası ile konserler veren Selma Gökçen uzun bir aradan sonra yine Istanbullu dinleyicilerle bu- luştu. Gökçen, 'genç, dinamik ve heyecanb' olarak değerlendirdiği Akbank Oda Orkestra- sı'yla ilk konserini verdi. Izleyicilerin çok dik- katli olduğunu be- lirten Gökçen, "tn- sanlar tanımak, öğ- rennıek istiyor. Ay- nca konserlere bü- yük ilgi gösteriyor- lar' diyor. UzunyıllarAme- rika'da yaşayan çel- list Selma Gökçen, Amerika'da düzen- lenen 'Kuzey Ca- roline Senfoni BryanÖdülüVHo- uston SenfoniGenç Sanatçıiar' ve 'Flagler Mathews Auditions' gibi ya- nşmalarda ödüller kazandı. Suisse Romande, Houston Senfoni, Kuzey Caroline Senfoni orkestrala- n eşliğinde dünya- nın çeşitli ülkele- rinde izleyiciyle bu- luşan Gökçen Jullı- ard Okulu'nda mas- ter eğitimi aldı ve bu okulda Leonard Rose, Channing Robbins. VVilliam Lincer ve Robert Mann gibi hocalar- la çalıştı. Sanatçı aynca Pierre Four- nier'den de dersler aldı. Konser programlannı belirlerken konserin hangi ülkede gerçekleşe- ceği ve dinleyiciler gibi etmenleri göz önünde tutan Selma Gökçen için dınleyicilerin daha ön- H lm< *^'6 i fiQ jfl az bilinen yapıtlan yo- k îi" Cökçen için bilinmeyen yapıtlan yorumlamak önemlL çedahafazla ilgi gösteriyor. Örneğin. radyonun olmadığı dönemde insanlar konserlere »iderdi ya da en azından bir müzik aieti çalıyordu. Bu gelenek tngütere'de hâlâ devam ediyor." Türkiye'de müzik okulu kuracak Guildhall Müzik ve Drama Okulu'nda ders- ler veren sanatçı için genj insanlan egitmek ol- dukça heyecan verici: "Oğrermenlik ve müzik her ildside birbirinden besleniyor. Sizi anlayan gençierlebunupay- laşmak çok güzel. Müzik vapmak ay- nı zamanda paylaş- maktır. Yalnızca kendiniz için değil, aynı zamanda di- ğer insanlar için de müzik yapnorsu- nuz." Piyanist John Lenehan ıle 'Songs andDances'adİJİlk CD çalışmasını gerçekleştiren Gökçen, lspan- ya'nın yaşayan en önemli bestecile- rinden Xavier Montsalvatge'nin yapıtlannı 4 CD'de yorumladı. tspan- ya îda bir konser ve- recek olan Selma Gökçen, CDçalış- malan dinleyiciye ulaşmadaetkılıbır yol olsa da bu tür kayıtların, canlı konserlerin yerini alacağı endişesi ta- şıyor: "Butürçalış- malar insanların kafasındaki konser fikrini çalacak. İn- sanlar konserlere sadece müzik din- lemeye değil aynı zamanda müzik yapan in- sanlan görmek için de gidiyor. Oysa CD'de böyle bir sey mümkün değiL" Amerika'da yaşadığı dönemde Türkıye'ye çok .HjgıjH 6iQ rufrilamak önemîi. Gençlerin eğıtım aldıkça müziğe ve diğer sa- nat dallanna daha fazla ılgi gösterdiğine ina- nan Gökçen şöyle diyor: "İnsanlar öğrendik- ^ ^ ş g g ^ « | | başladıktan sonra Türk izleyicisiyle daha ko- lay buluşacağını söylüyor. Gökçen aynı za- manda önümüzdeki yıllarda Türkiye'de bir müzik okulu kurmak istiyor. Fay Weldon, Jane Austen 'ın evde kalmış kızlarını erkekler için uyarladı Cinsiyetkavramı artık tersine dönüyor 9 Aşk ve Gunır, Bayan Bennet'in Oğullan olarak çıkıyor karşımıza. Kültür Servisi - Çagımızın kadın- erkek ilişkılerındekı rol değisiklikleri Jane Austen'ın 'Aşk ve Gunır' adlı yapıtından televizyona uyarlanan bir dizide de yansımasını buluyor. Austen'ın romanı yazdığı 1800'lerde hali \akti yerinde her bekâr erkeğin tek ihtiyacı bir eş bulmaktı. Ancak yirminci yüzyılın sonuna geldiğimiz şu günlerde roller tamamen değişti. Jane Austen'ın yarattığı Bayan Bennet karakterinin en büyük derdi kızlannı evlendirmekri. 1990'larda ise tek derdi, evde kalan oğullanna zengin ve güçlü kadınlar bulmak. 1980 yıhnda Jane Austen'ın 'Aşk ve Gurur' adlı yapıtım BBC için televizyona uyarlamış olan Fay Weklon. bu kez Channel 4 için aynı yapıtı çağdaş bir bakış açısıyla yorumluyor. 'Aşk ve Gurur' bu kez Bayan Bennet'in Oğullan olarak çıkıyor karşımıza. Kahramanlanmız ise annelerinin evinde yaşamayı yeğleyen dört erkek. Hepsi yirmili yaşlannda erkeklerin hepsi işsiz, bekâr ya da boşanmış. Bayan Bennet bir sağlık kulübü işletiyor. Aklı ise işlerinden çok, gelen zengin, bekâr müşterileri oğullanna ayarlayabilmekle meşgul. Emekli olan baba ise kitabı best- seller olmadığı için yayıncılara söylenip duruyor. Eşinden boşanan en büyük kardeş, annesini eski eşme yeğliyor. Kardeşlerden ikisi ellerinde gitarlanyla bir grup kurma hevesi peşinde koşuyorlar. Annesinin bir kız arkadas bulma çabalanndan çok bunalan dördüncü kardeş ise eşcinsel taklidi yapmaya başlıyor. Dizide Bayan Bennet'ı Diana Riggya da Vanessa Redgravc canlandıracak. Dünyanın gittikçe feminen bir karakter kazandığına dikkat çeken VVeldon'ın kendi dört oğlu da bir süre evden aynldıktan sonra anneleriyle yaşamaya başlamışlar. VVeldon durumu şöyle değerlendiriyor: "Erkekler çoraplannm anneleri taranndan yıkanmasını daha kolay bulu\orlar. Kadınlarla erkeklerin gerçekleri de değişti. Artık kadınlar erkeklerden daha çok para kazanıvortar, daha i>i eğitün alryorlar. Kadınlann c\ i terk edip tek başlanna vaşamalan daha kolayiaştL Cinsiyet ka\ ramları artık tamamen tersine dönüyor." 66 yaşındaki VVeldon, altı bölümlük Bayan Bennet'in Oğullan adlı yapıtta zamanın ruhunu yakaladığını iddia ediyor. YAZI ODASI SELtM İLERİ Unutulacak Yazılar mı? Daha önce de söz açtım: Asaf Hâlet Çelebi yol' edilmiş bir şair ve düzyazı ustası. Çocukluğumda bir adam vapurda şiir kitabı sat- maya çalışır, bağıra çağıra şiırler okurdu: "bir gün buradan gidersm/ mariyya "aynalarda seni aranm "bu şehirde seni aranm "bu dünyada seni aranm/ mariyyaaa" O ıkiz 'y'lere, o üçüz 'a'lara bastırır, gülüşmeler uyandınrdı. Gezgin satıcının çantasındaki kitaplar bir şiir seçkisiydi besbelli ve adam Asaf Hâlef'in çığlıkla örülü şiirini okuyordu. Ama biz anlamıyor, hissetmiyorduk. Öylece yıllar geçti. Içe kapanışlar arttıkça, Asaf Hâlet'ın şiiri de gizlerini söylemeye koyuldu. Birgün de Mevlâna (1940) kitabını buldum. Giz- lerini bana hâlâ büsbütün söylememiş bir kitaptır. Şimdi Bütün Yazılan 'y\ okuyonjm (Hazırlayan: Ha- kan Sazyek, Yapı Kredi Yayınları). Asaf Hâlet Çe- lebi "bu dünyada" yıne sessiz çığlıklarla 'birşey- ler'i arayıp duruyor. Ancak 'çocuk' gönlünün bileceğı bazı şeyler: "Çocukluğumda tanıdığım bazı kediler benim- le.oturup sokağı ve caddeyi seyretmesini biliher- di." Çocukluğumuzda 'tanıdığımız' kedileri çözme- ye uğraşıyorum. Benim de çocukken tanıdığım kediler olmalı ki, alıntıdaki söz belleğime çakılıp kal- dı. Yazılara masal, şiir, öfke, kırgınlık, umutsuzluk, bildiğini açıkça söylemek karışıyor ve Asaf Hâlet yıllar ortasında git git yalnız kaldıkça, sözünü da- ha bir 'sağ'a çeker görünüyor. Peki ama bir 'sağ' dünya görüşü mü ona bu görkemli yazılan yazdırtan? Üzerinde büyük dik- katle durulacak huzursuzluk'. "Hindû Edebiyatında Islâm Tesiri" içinde yer alan "Mistik Şair Kâbir"den (1440-1518) söz açıl- mışken, Bütün Yazılan'nda denıyor ki: "0nun tanıdığı Allah ne camıde, ne Hindu ma- bedinde değil, ancak kendisıni arayanlann yakı- nındaydı." Asaf Hâlet Çelebi, Şair Kâbir'i de konuşturuyor "Hindûlaria Muhammediler için bir tek yol var- dır; hakiki sahibimiz bıze onu bildiriyor. Dinleyiniz kardeslerim, dinleyiniz, onaRama dediğinizkadar Allah da dıyebilirsiniz!" Sözü buraya getirdıniz mi, ne şuna ne buna ya- ranabilirsiniz. Asaf Hâlet Çelebi bir köşede adeta kendi kendıneyazıpdurmuş, yazılar o köşede toz- lanmaya bırakılmış. Çağdaş romanımızın iki güçlü veriminde -söylen- tiye göre- Asaf Hâlet Çelebi kimliği roman kişisine dönüştürülmüş. Söylentiyi göz ardı etmezsek, bu romanlardan birinde roman kişisi inanç endişele- rini hep 'iyi, güzel, doğru' yolunda dile getirir. Oy- sa en inançlı geçinen kişide bile bunlan, doğruyu, güzeli, iyiyi bulamamaktadır artık. öteki romanda roman kişisi bir uçan kimlik, hatta biraz gülünç bir çapkındır. Çapkın da değil, başansız bir uçan gö- nüilü, sözleri, davranışları süslü bir şıpsevrji. Ama romancı bırdenbire o kışıyi anlayıp anlamadığını 1 ^ağaaş edebıySîlmızSa^nVaşy/niarp^' tek $şi değil elbette Asaf Hâlet Çelebi. Nicelfcrı yanında biryazı adamı. Ünlü "Cüneyd" şiirinde "ben başka yerdeyim" diyor. 'Ünlü' dedim ama, "Cüneyd" bugün hangi şiir- severin ılgi odağında? Her kırgın yazar, bir başkasını savunurken, bir başkasını yaşatmaya, benimsetmeye, önemsetme- ye çabalarken kendi kırgınlığını da söylüyor. Ga- lib Dede'den konuşurken Asaf Hâlet şöyle demiş: "Onun edebıyatımızdakı hakiki yerini tayin ede- bilmek için büyük münekkitlerimizin geleceği za- man beklemek mecburiyetindeyiz." Bu Galib Dede yazısında (s. 124-126) sık sık söylemek zorunda kaldığım bir söze, Asaf Hâlet'in kaleminden tıpatıp rastlayınca irkilmedim desem yalan olur: "Etiketleh hazırtanır, sonra da yapıştınlıp rafa konur." Edebiyatımızın, düşünce hayatımızın raflannda böyle etıketlenip kaldırılmış, yaşarlıkları söndürül- müş kışiler Alâaddin'in cinini bekliyorlar... Takvimde h Bırakan: "Sıcak bir ıslaklık bulaştı ellerine, Şevket ağlı- yordu. Alnını kocasının başına dayadı. Louise'in gözyaşlan Şevket'in saçlannı nemlendirdi. Yalnız- lıkzan ılık suda dağılıverdı." Erendiz Atasü, Uçu, Bilgi Yayınevi, 1998. Enel Hakk'm Hokkı İlhan Selçuk Hacı Bektaş: Efsaneden Gerçeğe Irene Melikoff Cumhuriyet k i t a p 1 a r ı Bir Günlük Dost Üstüıt Akmen Sosyal Demokraside Temel Eğilimler Deniz Kavukçuoğlu 'nin Bıçak Sırtındaki Dünya ve Türkiye Erol Manisalı Paylaşılan Tutku Sinema Gönül Dönmez Colin ucıı gııllıı Ucu Güllü Kundura Muzoffer Buyrukçu Aydınianmanın Kadınları Yay. Haz. Nedo Arat Osmanlı İmparatorluğu'nun Yükseliş ve Çöküş Tarihi ' Dimitri Kantemir Şeytan Ucgeni Hikmet Çetinkaya * CumhuriYet Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 kitap kulübü (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96 Cumhuriyeîin Bireyi Olmak Türkân Saylan Söz Uçları Yazı Burcları Feridun Andaf
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle