Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18ARALIK1998CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 13
Geçici bütçe karanndan vazgeçilirken Petrol-İş Sendikası, 1977'den bu yana bütçeleri inceledi
Kayııak sermayeye, yokhık işçiye
BANUSALMAN
ANKARA - Petrol-lş Sendikası,
1977"den 1999 yılına uzanan bütçe ince-
lemesi sonucunda, bütçelenn "özel ser-
maye birildın aracına" dönüştürüldüğü-
nü saptadı. Sendıkanın araştırmasına göre
500 büyük firmaya verilen özendirme ve
devlet para yardımlannın, 1997 yılında
SSK'ye yapılan katkıdan yüzde 11 daha
fazla olduğu belirlendi. "Şart tasarruf
olması nedeniyle bütçeyı yeni hüküme-
tin yapması gereğiyle "geçici bütçe" çı-
• Rapora göre, 1977'de yüzde 2.5'lik payla sınırlı olan faiz ödemeleri, 1999'da bütçenin yüzde
38'ini kapladı. 500 büyük firmaya verilen özendirme ve devlet para yardımlannın, 1997 yılında
SSK'ye yapılan katkıdan yüzde 11 daha fazla olduğu saptandı.
kanlması karanndan. DSP Genel Baş-
kanı Bülent Ecevit'in koalisyon turlannı
sürdürmesi üzerine vazgeçildi. 55. hü-
kümetın. hazırladıği bütçenin tamamlan-
ması ısteği üzerine TBMM Plan ve Büt-
çe Komısyonu bugün toplanacak. Ko-
misyon Başkanı BiltekinOzdemirin ver-
dığı bilgiye göre, 1 günlük çalışma ve 2
günlük rapor yazımmın ardından bütçe
genel kurula gidecek.
Petrol-tş Sendikası'nın "1977'den
1999'a Bütçe: Kaynakkr Sermayeye, Yok-
sunluk İşçilere" başlıklı araştırmasında.
1999 bütçesinde sosyal harcamalara ola-
bıldiğınce az pay ayrılırken, faiz ödeme-
lerine yaklaşık yüzde 38'Iık pay bırakıl-
dığına dıkkat çekildi. 1999 bütçesinde
başlangıç ödeneğine göre sapmanın. 1997
ve 1998'e göre daha büyük olacağı sav-
lanan ıncelemede, "1999yılıborçyükü-
nün çokağır olduğu biryıL. kısa vadeli ye-
niborçlanmalaryapılabilirve faizödeme-
leriyüzde40'lan aşabib'r. Bu durumun ger-
çekleşme ihtimali kriz koşullan nedeniy-
le artmıştır'' uyansında bulunuldu.
Incelemede, 1999'da yüzde 44.4'lük
fiyat artışı öngörüsüyle yapılan yüzde
tŞ DUNYASINA AVANTAJ
KKDF'de kriz
düzenlemesi
ANKARA(AA)- Kredılerdenyapılan Kay-
nak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) ke-
sintisinde yeni düzenlemelere gidildi. Üretim
sektöründe yaşanan krize karşın alınan önlem-
lerpaketinde duyurulan "Türkiye'de yerleşik
Idşilercc yurtdışından sağlanan ortalama va-
desi asgari 1 yıl olan dö\iz kredflerinden KKDF
kesintisi alınmayacag)'' açıklanırken, banka-
larca kullandınlan krediler ve finansman şir-
ketleri tarafından kullandınlan kredilerde
KKDF kesintisi yüzde 10'dan yüzde 8'e, ban-
kalarca kullandınlan diğer kredilerde ise yüz-
de 6'dan yüzde 3'e çekildi.
Merkez Bankası 'nca yapılan ve dünkü Res-
mi Gazete'de yayımlanan düzenlemeler 1
Ocak 1999'dan itibaren uygulanacak.
CJNLEMLERÎNMALIYETI
HaüneJ
ye8
trüyonlukfatura
ANKARA(AA)-Tekstildeki kriz nedeniyle
pamuğun sanayıcilere 6 ay vadeli ve sıfır fa-
izle satılmasının Hazine'ye malıyetinın "şim-
dflik" 8 trilyon lira olduğu belirtiliyor.
Birliklerin ellerindeki stoklann sadece
300 bin tonunu bu uygulama için tahsis et-
meleri öngörülürken birliklerin sanayicilere
6 ay vade ve sıfır faiz ile verecekleri pamu-
fun birlik alım fiyatı ile dünya satış fiyatı ara-
sındaki fark Hazine tarafından karşılanacak.
Bu farkın yaklaşık 8 trilyon lira düzeyinde
olacağı tahmin ediliyor.
Hem Asya
krizutden hem
de yanlış
politikalardan
dolayı tekstfl
sektörii bugün
işten
çıkarmalann
enyoğun
görüldüğü iş
kotu.
Işsizliğin devleteyükii 78.7trilyon
ANKARA(CumhuriyetBürosu)-
Yüzbinlerce işçinin atılması nede-
niyle yeniden gündeme gelen "işstz-
lik sigortası"nın yasalaşması duru-
munda devlete maliyeti 78.7 trilyon
lira düzeyinde olacak. Alt sırurdan
prim ödeyenlere ayda 24 miryon 329
bin 943 lira işsizlik ödeneği verile-
cek.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanlıği'nca hazırlanarak Başbakan-
lık'a gönderilen ve bakanlann im-
zasına açüan İşsizlik Sigortası Ya-
sa Taslağı'nda, fonun yıllık geliri-
nin 275.4 trilyon lira, giderinin ise
197.5 trilyon lira düzeyinde olması
öngörülüyor. İşsizlik Sigortası
Fonu'na devlet ve işçinin yüzde 2,
işverenin yüzde 3 oranında prim
ödemesi gerekiyor. 980 bin kişi ka-
mu sektöründen, 3 milyon 920 bin
kişi özel sektörden ve 71 bin 465 ki-
şi 506 Sayılı SSK Yasası geçici 20.
maddesi kapsamındakilerden olmak
üzere sigortanm 4 milyon 971 bin
465 kişiyi kapsaması bekleniyor.
Yılhk geliri 275 trilyon
İşsizlik Sigortası Fonu'nun işçi-
lerden almacak 78.7 trilyon lira. iş-
verenlerden alınacak 118 trilyon li-
ra düzeyindeki prim geliri ve 78.7
trilyon lira düzeyindeki devlet kat-
kısıylabirlikte toplam 275.4 trilyon
liralık yıllık gelirine karşılık, 142.6
trilyon lira tutanndaki işsizlik öde-
neği ve 54.9 trilyon lira düzeyinde-
ki hastalık sıgortasından oiuşan 197.5
trilyon lira yıllık giderinin olması
öngörülüyor.
Taslağın yasalaşması durumun-
da, alt sınırdan prim ödeyenlere ay-
da 24 miryon 329 bin 943, ortalama
ücret üzerinden prim ödeyenlere ay-
da 30 milyon 476 bin 940 ve üst sı-
nırdan prim ödeyenlere ayda 39 mil-
yon 66 bin 723 lira işsizlik ödeneği
verilecek.
52'lik harcama artışı ve gelir hedefleri-
nin gerçekçi olmadığı belirtildi. Son ver-
gi yasasının getirdiği bağışıklıklar ve bu-
nalım nedeniyle beklenen vergi gelirinin
gerçekleşmesinin zor olduğu savunuldu.
"Bu durumda öngörülenyüzde 233 ora-
nındaki bütçe açığının daha 99'un Uk dö-
nemierinde arrması kaçıntinıaz gözük-
mektedir. Harcamalar artarken, vergi
tahsilaa hacminin düşmesi, bütçe açığını
kontrol edflemez btçimde arttn-abUir" de-
nilen incelemede, genel seçimlerin 1999
yılında yapılmasıyla, yatınm harcamala-
n ve personel ödemelennin artabileceği
belirtildi. Incelemeye göre:
• 1977 yılında yüzde 34.7. 1992'de
yüzde 42.4 olan personel ödemelennin
bütçe ıçindeki payı 1999'da yüzde 25.7'ye
düşüyor. Faiz odemelerine 1977'de yüz-
de 2.5 olan bütçe aktanmı. 1999'da yüz-
de 37.6'ya kadarçıkıyor. Yine 1977'de ya-
tınmlara yüzde 22.9'luk pay aynlırken,
1999'da bu oran yüzde 6'ya kadar indi-
riliyor.
• Yüksek faizli. risksiz Hazine iç borç-
lanma kâğıtian. özel kesimin sermaye bi-
rikimindeönemüyer tutuyor. 198Tden son-
ra iç borçlanmanın payı artarken; 1983
yılında yüzde 37.9 olan bütçe içindeld iç
borç faizlcrinin toplam faiz rutanna ora-
nı 19%'da yüzde 88.8'e kadar yüksekii.
• Sosyal harcamaların kısılması
1980'den itibaren hızlandınldı. Eğitım,
sağlık ve sosyal hizmetlerin bütçedeki
toplam payı 1986 yılında yüzde 15.2'yle
en düşük düzeyden 1992'de yüzde 25.7'ye
çıktı. ancak bu oran 1998'de yüzde 10.7'ye
kadar ındırilirken; 1999 yılında da yüz-
de 11.9'lukpay öngörüldü. 1989 yılında
eğitim, sağlık, kültürve sosyal yardım har-
camalan toplamı 100 kabul edildiğinde
bu oran 1998'de yüzde 50'ye düşüyor.
• Sosyal güvenliğin bütçeyi kemirdiği
iddialanylaözdleştirmeyezemin hazırla-
maya çahşılıyor. SSK'nin bütçeden aldı-
ğı pay 1994'teyüzde 1.6,1995'teyüzde 3.4,
I996'da yüzde 1A 1997'de de yüzde 0.8
düzeyindedir. Tüm sosyal güvenlik siste-
nıinc 1999'da bütçeden aynlan pay ise
yüzde 8.7 oklu. Yalnızca 500 büyük için-
deki özel firmalara aktanlan teşvik ve
sübvansrvonJann tutan 1997de SSK'ye ya-
pdan bütçe katkısını yüzde 11.4 oranın-
da aşmışür. Oysa söz konusu destelderi atan
finna sayısı 456'yken, SSK'den yararla-
nan nüfus 29 milyonu aşmıştır.
• KtT'lenn 1983 yılında yüzde 11.7
olan bütçedeki payı, yüzde 1.3 'e kadar dü-
şürülmüştür. Bu oran 1997 yılında yüz-
de 1.5 oldu.
Reklamda Özdenetıme
ÇAĞR
Aşağıdakiler, Reklam Özdenetım Kurulu'nun reklamlann
denetıminde uyguladığı
"Uluslararası Reklam Uygulama Esasları"nın
belli başlı kural özetleridir.
Bu kurallara aykırı bulduğunuz reklamları
(0212) 257 88 70 numaralı faksa bildirin.
Mutlaka değerlendirilecek, gerekirse düzelttırilecektir.
Reklamlar yasalara ve genel ahlâk kurallanna uygun, dürüst ve doğru olmalıdır.
Reklamlar tüketıcının tecrube ve bılgı eksıklıklennı ıstısmar edemez
Reklamlarda kullanılan tanıklann gerçek ve tanıklık yaptıklan konuda tecrübelı
ya da uzman kışıler olması gerekır
Reklamlarda hıçbır rakıp ürun, firma, tıcan faalıyet aşağılanarak ya da alay konusu
yapılarak kötülenemez
Reklamlar korku duygusundan, batıl mançlardan yararlanamaz, ırk. dın ve cınsıyet
aynmcılıgına dayanamaz, şıddetı destekleyemez.
Reklamlarda araştırma sonuçlan, ıstatıstıkler ve bılımsel tenmler yanıltıcı bıçımde
kullamlamaz.
Reklamlar çocukların doğal saflıklannı ıstısmar edemez, onlara zıhınsel. ahlâkî
ya da fizıksel zarar verecek ıfade ve göruntüler ıçeremez.
Reklamlarda kullanılan doğrulanabılır nıtelıktekı ıddıalann mutlaka kanıtı olmalı
ve bunlar ıstendığınde Özdenetım Kurulu'na göstenlmelıdır.
Bır urünun yapısı, bıleşımı, amaca uygunluğu. kullanım alan ve olanaklan, mıktan,
fiyatı, satış koşullan ve benzen özellıklen konusunda eksık bılgı venlerek. anlam
kanşıklığına yol açılarak, abartılı ıddıalar lîe'-r sürülerek tüketıciyı yanıltcı jek/lde
reklamı yapılamaz.
R E K L A M
ÖZDENETİM
K Ü R U L U S
İŞ TICARETMUSTEŞARLIGI NIN TEKSTIL RAPORU OLUMSUZ
Yaürım çok^ teknoloji yetersîz
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu)-Dı$
Tıcaret
Müsteşarlığı
(DTM) raporunda. tekstıl
sektörünün dış pazann ve iç
tüketımin çok üzennde yatınma
gittığıne dikkat çekilirken, "Üredm
kapasitesinde görülen bu büyük
artışlann, önümüzdeki döncmlerde
gerekli tedbirterin
aluunaması halinde,
ihracatımızda olumsuz
gelişmclerv neden olması
beklenmektedir" uyansı
yapıldı. Sektörün üretim
teknolojisı \e yan sanayi
gelişimınin yetersiz olduğu,
yıllık 2-2.5 milyar dolarlık
makine gereksınıminı
dışandan karşıladığı
saptanan raporda, en büyük
pazar konumundaki Avrupa
Bırliği'nin (AB) 1996'daki yüzde
65'likpayının 1997'de yüzde
60'lara düştüğü belirtildi. Tekstil
dışsatımında tek pazara bağımlılığın
sakıncah olduğu anlatıldı.
DTM'nin raporunda, tekstil
sektöründekı yatınmlardan. üretime
\e pazar sıkıntısına kadar uzanan
çarpıklıklar ortaya konuldu.
Raporda. tekstil sektörünün yüzde
80'inin küçük ve orta boy
işletmelerden oluştuğu belirtilirken,
bu alanda çalışan 30 binin üzerinde
firmanın yaklaşık 10 bininın
dışsatımla uğraştığı kaydedildi.
Dışsatımın en büyük kısmının
"fason üretimle" yapıldığına dikkat
çekilen raporda, Türkiye'nin en
büyük 500 firmasının 130'unun
tekstille uğraştığı belirtildi
Raporda. "Sektöre verilen yatınm
teşvik belgesi tutannın üretim
scktörii içindeki payı, 1996 yıhnda
yüzde 42,1997 yılında yüzde 36,
zmanlar tarafından "geç
kalındı"şeklinde değerlendirilen raporda
tekstiî sektörünün dış pazann ve iç
tüketimin çok üzerinde yatınma gittiğine
dikkat çekildi. Raporda, Gümrük Birliği ile
birlikte dışsatımda tek pazara bağımlı
olmanın sakmcalan vurgulandı.
geliştirmede yetersizdır.
• Gerek GB'ye uyum sürecinde
yaşanan sorunlar, AB'de görülen
durgunluk ve gerekse firmalanmız
arasında AB pazannda yaşanan
fiyat rekabeti, tersine bir durum
yaratmıştır.
• Sektörün dışsatımda başta
Almanya olmak üzere tek bir pazara
yönelmesi, makro ekonomik
dalgalanmalardan son derece hızlı
ve büyük bir şekılde
etkilenen sektörün önemü
bir sorunu olarak
eözükmektedir.
Çözüm önerileri
1998'in Uk 5 ayında ise yüzde 37
olarak gerçekİeşmiştir" denildi.
Raporda yer alan diğer saptamalar
da şöyle:
• Tekstil ve konfeksiyon yatınmlan
sürekli artma eğilimindedir.
• Yan sanayi ile işbirlığinın
güçlendinlmesine gerekli önem
\erilmemektedir.
• Tekstil \e konfeksiyon makinesi
üretimi ülkemızde gelişmemiş olup.
yıllık 2-2.5 milyar dolar civanndaki
talep dışalımla karşılanmaktadır.
Sektör. üretim teknolojisi
Raporun çözüm
önenlerinde ise. sektörün
sigorta kapsamı dışındaki
yüzde 60'lık bölümünün
kayıtdışı olduğuna dikkat
çekildi. Tekstil ve
otomotivdekı uzman gümrüklere,
demir- çelik ve elektronik
alanlannın da ekleneceği belirtildi.
Dampingli mallar konusunda ise,
GB sonrasında "'/thalatta Haksız
Rekabetin Önlenmesi Hakkında
Kanunda Dcgişiklik Vapılmasma
tlişkin Yasa"nın çıkanlması
gerekiyor. Ancak, 1995 yılı sonunda
sevk edilen tasannm hâlâ
yasalaşmaması nedeniyle Dünya
Ticaret Örgütü'nün anti-damping ve
sübvansiyonlar anlaşmalan esas
alınarak düzenlemeler yapılıyor.
Kapanan firma sayısı. ekim ayında geçen yıla göre yüzde 139 arttı
2 bin 65 firma kilit vurdu.4NKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Devlet Istatistık Enstitüsü'nün (DİE)
verilenne göre, kapanan firma sayı-
sında artış oldu. Kapanan firma sayı-
sı ekim ayında geçen yılın aynı ayına
göre yüzde I39.28'lik ar-
tış gösterdi.
Kapanan 2 bin 65 fir-
manın 1065'ini toptan ve
perakende ticaret, moto-
siklet ve motorlu araçlar
ile kişisel eşyalar ve ev eş-
yalannın onanmıyla uğ-
raşan firmalar oluşturdu.
DtE'nin kapanan şirket
ve firma istatistikleri bül-
tenıne göre, bu yıl ekim
ayında geçen yılın aynı ayı-
na göre kapanan firma sa-
yısı yüzde I39'luk artışla
863'ten 2 bın 65'e çıktı.
Yıne geçen yıl ekim ayında yeni açı-
lan firma sayısı l I49'ken.buyıl busa-
yı 638'e düştü. Kapanan firmalann
sektörlere göre dağılımı şöyle:
"1065'i toptan ve perakende ticaret.
Krize karsı bir de olumlu önlem
İGS işçi çıkarmayacak
Ekonomi Servisi -Tekstil fırmalannın çogu işten çıkarma-
lar için sektörel krizi gerekçe gösterirken IstanbulGiyim Sa-
nayi (IGS) krizden kurtulmak için işçi çıkarmaya gerek duy-
madıklannj söyiedi. İGS Genel Mödür Yardımctsı Engın
Çinko, "Krizden en az zaraıia nasıl çıkabiliri/, onu düşünü-
yoruz. 1999 yıfanda ne büyüyeceğiz, ne de küçüleceğiz. Sade-
ce mevcut durumu muhafaza etmeyi pjanlıyoraz. tşci çıkar-
mayı da düşünmüyoruz" dedi.
motosiklet ve motorlu araçlar ile kişi-
sd eşyalar veev eşyalannmonanmı,361'i
imaJat 200'ü inşaat, 173'ü gayrimen-
kuLkiralama \eiş faaliyetleri. 78'i ulaş-
ürma, depolama ve habeıieşme, 59'u
mali-aracı kuruluş faali-
yetleri, 45'i otel ve lokan-
talar,28'i eğitim,2 l'i diğer
toplumsal ve kişisel hiz-
met faaliyetleri, 16'sı sağ-
lık işleri ve sosyal bizmet-
ler, 10'u taran, avcılık ve
ormancıhk, 7'si madenci-
lik, 2'si bahkçüık."
DtE verilenne göre ka-
panan 98 şirketin de 40'ı
toptan ve perakende tica-
ret, motosiklet ve motor-
lu araçlar ile kişisel eşya-
lar ve ev eşyalannın ona-
nrru sektöründe yer alıyor.
ÇtFTÇİ DOSTU
SADLTJAH USUMİ
Şekere Zam mı?..
Insanlanmız iyiye de kötüye de çok çabuk alışıyor-
lar. 1980 yılından önce tanm ve hayvancılıkta yaşa-
nan güzel günler, çabuk unutuldu.
Örneğin, 1982 ve 1983 yıllanna kadar ürün bedel-
lerinin çiftçiye taksitle ödendiği hiç görülmemişti.
Kenan Evren ve Turgut Özal dönemlerinde taksit-
li ve uzun vadeli ödemelere alıştınldık.
1980 yılından önceçiftçi, ürününün bedelini biray
içinde alamazsa kıyameti kopanrdı. KlT'ler ve Tanm
Sattş Kooperatifleri, hükümetin ilan ettiği fiyatlan ko-
ruyamazsa ortalık ayağa kalkardı. Başbakanlar, ba-
kanlar ortalıkta dolaşamazlardı.
SEK, Et-Balık Kurumu, Yem Sanayii ve Tanm Sa-
tış Kooperatifleri Birlikleri, sürekli gelişme içindeydi.
Yalnız sol partiler değil, sağ partiler bile kamuoyun-
dan çekindikleri için üreticıleri ve kuruluşlannı des-
teklemek zorunda kalırlardı.
Bu desteklemeler Hazine'ye yük olmaz, aksine
kaynak aktanrdı. Şimdi bu güzel günleri çoktan unut-
tuk.
Daha da kötüsü, hükümetlerin tüccar ve sanayi-
ciden yana izledikleri politikalara alıştık. 35 yaş ci-
vanndaki insanlarımız Türkiye'nin öteden beri böy-
le yönetildiğini sanıyor... Ürün bedelleri aylarca ge-
ciktirildiği zaman bile hiç kimse bağırıp çağırmıyor.
Kızmakla yetinip geçiyor...
Tüccar ve sanayici de çalışma sistemlerini geç
ödemelere göre ayarladı. Hatta, aylarca ödeme yap-
mamayı hak olarak görmeye başladı.
1980 darbesi, Türkiye'de çok güzel uygulamalan
ve alışkanlıkları aldı götürdü. Bunun yerine insan
haklanna ve hatta insanlığa aykın bir ortam yaratıl-
dı.
Türk insanının yaşamına baktığımız zaman bu
acıklı tabloyu görememek mümkün değil.
• • •
Devlet 1998 yılında üreticiden 300 trilyon liralık
pancar aldı. Fabrikalannda işledi. Bir kısmını depo-
lanna koydu, bir kısmını da piyasaya sürdü... Para-
lannın hepsini olmasa bile bir kısmını topladı...
Ama, bugüne kadar pancar üreticilerine ayni ve nak-
di olarak ödediği para sadece 45 ile 50 trilyon lira.
Devletin pancar üreticisine daha 250 trilyon lira bor-
cu var...
Pancar ekimi 10 ay önce başladı. Üreticiler, eylül
ayına kadar ürününe hizmet verdi. Ekimin ardından
çapası, sulaması ve sökümü için avuç dolusu para
harcadı. Buna rağmen devlet, eylül ayı başında ver-
mesi gereken söküm avansını bile üreticiye çok gör-
dü...
Gerek 250 trilyon liranın, gerekse 15 trilyon liraya
yakın avansın ne zaman ödeneceği de belli değil. Ama
geçmişteki uygulamalara bakılırsa 1999 yılının nı-
san ayında ödeneceği söylenebilir.
Halbuki pancar üreticisi, şu sıralarda parasızlıktan
kıvranıyor. Değil mazot parası, cebinde çay kahve pa-
rası bile yok... Bu yüzden kasabaya gidemeyen köy-
lü sayısı bir hayli fazla.
Birçok bölgede buğday, arpa, yulaf gibi kışlık ürün-
lerin ekimine başlandı. Devletten alacağını tahsil
edemediği için yüksek faizli kredilerle işlerini görme-
ye çalıştı. Böylece, tohumluğa, gübreye, mazota ve
diğer ihtiyaçlanna iki kat fazla para ödemek zorun-
da kaldı.
Buna karşılık, pancara 16 bin 500 lira fiyat ilan
edildiği zaman, dolar 220 bin lira civanndaydı. Do-
lar şu anda 300 bin liranın üstüne çıktı... Nisan ayı-
na kadar belki de 350 bin lirayı geçecek...
Böylece, 250 trilyon lira alım gücü de yan yanya
düşecek ve çiftçinin ihtiyaçlannı karşılamaya yet-
meyecek.
Şeker Şirketi geçmiş yıllarda mart veya nisan ay-
lanna kadar satışlardan sağladığı paralarla üreticiye
olan borçlannı öderdi. Bu yıl ise hem şeker şirketi-
nin hem de Pankobirlik'in satışlan düştü. Geçmiş yıl-
larda şeker satışlan günlük 6 bin ile 6 bin 500 kiloy-
du. Bu yıl ise gerek Şeker Şirketi'nin gerekse Pan-
kobirlik'in günlük satışlan 3 bin 500 kiloyu geçmiyor.
Aradaki 3 bin tonun nereden ve nasıl geldiği ise
merak konusu... Bazılanna göre bu şekerier çeşitli
yollardan yurda kaçak olarak veya bilemediğimiz
gizli depolardan piyasaya sürülüyor.
18 Nisan'da genel seçim var. Hangi hükümet olur-
sa olsun 250 trilyon lirayı seçimlerden önce ödemek
isteyecektir. Bu kadar yüklü birparayı bulabilmek için
de ilk akla gelen, şekere yüklüce zam yapmaktır.
Önümüzdeki günlerde böyle bir sürpriz olursa kim-
se şaşmasın...
Avrupa yardımı reddetti
• STRASBOURGKAA)-Avrupa Parlamentosu,
Avrupa Birliği'nin 1999 yılına ilışkin hazıriadıği
bütçeden Türkiye'ye yapmak istediği mali yardımı
reddetti. AB Konseyi'nin "Türkiye ile mali işbirliği"
yardımı kaleminden Ankara'ya vermek istediği 50
milyon ECU tutanndaki yardım, Avrupa
Parlamentosu'nun dün yapılan bütçe oylamasında
kabul edılmedi. Söz konusu yardımın yasal bir temeü
olmadığı gerekçesiyle bu karan aldığını açıklayan
Avrupa Parlamentosu, yardımın verilmesi için önce
AB Bakanlar Konseyi'nin "mali işbirliği
yönetmeliğinı" hazırlaması gerektiğini ileri sürdü.
zt< Gursıu
TAKSİM SERGİ SALOIMU HJDA
III (i mnı
Saaf.17.00-19.00
Konuklarımızla söyleşip, kitaplannı
imzalayacak
İstiklal Cad. (Fransız Konsolos/uğu yanı) Taksim Tel: 252 38 81/82