Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 ARALIK 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Savaş sonrası Avrupası'ndan seçmeler Milli Reasürans Sanat Galerisi'nde sergileniyor
w
Si\ alıla hesapLaşma zamanı'• Çağdaş sanatın önemli
koleksiyonlanndan birine
sahip olan Maeght
Vakfı'nın Miro, Chagall,
Matisse, Giacometti,
Braque, Calder ve Tapies'in
yapıtlannı içeren 'Siyah Bir
Renktir' sergisi, bugün
Milli Reasürans Sanat
Galerisi'nde,
belgesel/fotoğraf sergisi de
Fransız Kültür Merkezi'nde
açılıyor.
Kühür Servisi - 1930'lann ortalan...
Avrupa'nın üzerinde toplanan savaş bu-
lutlannın tüm toplumsal katmanlarda ve
siyasi alanda etkısini iyiden iyiye his-
settirmeye başladığı yıllar... Savaşm so-
ğuk nefesınden, her şeyin oldugu gibi
sanatın da etkilenmesinin kaçınılmaz
oldugu bir dönem... Bir yandan ltalya,
Almanya ve Sovyetler Biriiği'nde mo-
dem ve öncü sanat, saçmalılc yozlaş-
ma ve sapıklık olarak ilan ediliyor ve
hatta Hitler, topladıgı 'sapık" eserleri Al-
manya'da dolaştınp teşhir ettikten son-
ra yok ediyor diğer yandan sanatçılar,
can güvenlikleri tehlikede oldugu için
ülkelennı terk etmek zorunda kalıyor-
lar.
II. Dünya Savaşı'nın kara bulutlan-
nın Avrupa'nın üzerinden çekilmeye
başlamasıyla birlikte kjtaya hâkim olan
heyecan ve iyimserük, sanat ve kültür
alanlannda da yeni bir canlanışa yol
açıyor. Paris. tüm dünya sanatçılannı çe-
ken bircazibe merkezi olmaya başlıyor
ve yeni sanat, yeni sanat ortamıyla bir-
likte Paris'te doğuyor. 1945 yılında Can-
nes'dan Paris'e gelen Marguerite ve Ai-
me Maeght çifti ilk galerisini açıyor.
Matisse - "Katia'ıun portresT
Galeri, 1946 yılında savaş sonrasının ılk
büyük sergısıne tanıklık ediyor. Savaş
öncesının çağdaş sanatının önde gelen
ısimlen Miro. Chagall, Matisse. Giaco-
metti. Braque. Calder, Ubac, Tapies.
Bazaine, Chillida. RiopeHe. Tal Coat Dd
Re, Hartung. Bury ve Bram van Velde;
desenleri, tuvalleri, heykelleri ve gra-
vürleriyle yer alıyorlar sergide. Bu ser-
gi, neredeyse on yıldır sanatlannı öz-
gürce yapmak olanağı bulamayan çağ-
daş sanatçıların yeniden ayaga kalkış-
lannın habercisi oluyor.
Ancak serginın çok ilginç birözelli-
ği \ar: Tüm yapıtlardaki tek renk si-
yah. Bunun nedeni, dünyada yalnızca
siyahın hâkim oldugu yıllara bir gön-
derme yapmak mı? Serginin sunuş ya-
zısında JacquesKoberşöylediyor: "Si-
yah bizde bir geri çekilme uyandınr, bir
tiir yoksulluk verir. Bir denge yitimidir.
Renklerin birbirinden büyük aralıklar-
la aynlmasının rengi siyahbr. Öv levse ışık
ötesinde bir ışık. bir venilenme, bir kay-
nak olanağı sunar. Çünkü sivah göste-
rişli birsayfa düzenlemesinden öteyege-
çebtlir, bağlaşmaydnın ve ba\ rankk uyan-
dıranın yaşanu, kendi variiğını daha da
yükseksestehaykırsın diye. Tabionun yır-
tıcı anlamı önce siyahı yenmesi, sonra
Giacometti - 'Otoportre', 1965
onunla yeniden bağlaşmasıdır." Ve ar-
tıkbusergıylebirlikte çağdaş sanat si-
yaha yaklaşıyor, siyahı tanıyor ve siyah-
İa hesaplaşıyor. Serginin adı da bunu vur-
guluyor zaten: 'Siyah Bir Renktir'. Si-
yah artık bir renkti ressamlar için. Sa-
dece bir renk: onlan yeni ışıklara, yeni
renklere çağıran bir renk.
Elli iki yıl sonra tekrarianıyor
Yıl 1998... Çağdaş sanat tarihinin
önemli bir dönemecinde yer almtş bu
sergi. tam elli iki yıl sonra, Istanbul'da
tekrarianıyor. Milli Reasürans Galeri-
si'nin yöneticisi Amelie Edgü'nün ser-
giden seçtiği Bazaine, Chillida, Kuro-
da, Miro, Tal Coat, Tapies ve Ubac'ın
on üç deseni; Del Re, Riopelle, Tal Co-
at ve Tapies'in altı tuvali; Bram van
Velde. Giacometti, Braque, Calder, Ma-
tisse. Chagall ve Tapies'in on bir gra-
vürü bugün Milli Reasürans Sanat Ga-
lerisi'nde sanatseverlerle buluşmaya
hazırlanıyor. Fransa'daki Maeght Vak-
fi, Fransız Kültür Merkezi ve MflB Re-
asürans Galerisi'nin işbırlığiyle düzen-
lenen sergı, 10 Şubat'a dek tstanbuilu-
lar için sanat tarihinin bir kesitine ışık
tutacak.
Aynı tarihlerarasında, Fransız Kültür
Merkezi'nin yeni düzenlenen galerisin-
de Maeght Vakfi'nın belgesel fotoğraf-
lannı içeren bir sergi de '20. Yüzyü Sa-
natı ve Üç Kuşak Maeght Koleksiyonu'
başlığı altında gerçekleştınliyor. Üç ku-
şak boyunca çağdaş sanatın en önemli
koleksıyonunu oluşturan, Saint-Paul-
de-Vence'dekı ünlü Maeght Müzesi'ni
kuran Maeght ailesinin öyküsü fotoğraf-
lar ve belgelerle gözler önüne seriliyor.
II. Dünya Savaşı döneminin tüm önde
gelen sanatçılannın yapıtlannı galeri-
lerinde sergileyen Marguerite ve Aime
Maeght çiftinin, her şeyden önce birlik-
te çaîıştıklan sanatçılarla karşılıklı gü-
ven oluşturmalan, onlann en çılgın pro-
jelerini bile gerçekleştirmeleri için tüm
olanaklannı seferber etmeleri, seçici-
likleri ve yaratıcılığa olan tutkulan, ken-
di çağlannın sanatının şekillenmesine ve
ortaya çıkmasına katkıda bulundu. 5
Eylül 1960'ta Saint-Paul-de Vence'de
kurduklan. tümüyle çağdaş sanatlara
yer veren vakıf, çağdaş sanatın özgün ya-
pıtlanyla donatıldı ve zaman içerisinde
ünlü Maeght Koleksiyonu oluştu. Ser-
gi, bu koleksiyonu ve müzenın gelişimi-
ni belgelerken. geride bırakmaya hazır-
landığımız 20. yüzyılın sanatıyla ve bu
çağı yapıtlanylaanlamlandıran sanatçı-
larla ilgıli bir şeyler anlatacak.
Her yıl verilecek
Can
Yayınlan'ndan
'İlk Roman
Ödülü' • " < - - • » v - -
Kültür Servisi - Can Yayınlan,
İlk Roman Ödülü adıyla bir
edebiyat ödülü koyuyor. Ödül
her yıl bir telif romana
verilecek. Ödülün amacı,
edebiyatımıza ve
romancılığımıza yeni adlar
kazandırmak. roman
yazarlannın çalışmalanna
katkıda bulunmak. Her yıl özel
bir plaketle birlikte verilecek
olan ödülün parasal değeri ilk
yıl için 1 milyarTL. olarak
belirlendi. Seçici kurul Fethi
Naci KalpakçrağJu, Füsun
Akath, Hilmi Yayuz, Tahsin
Yücel ve Erdal Öz'den oluşuyor.
Ilki 1999 yılında verilecek ödül
için, başvuracak adaylann daha
önce yayımlanmış romanı
olmaması gerekiyor. Roman
türü dışında yayımlanmış kitabı
olması, aday olmak için bir
engel oluşturmuyor. Yanşmaya
katılan dosyanın daha önce
gerek kitap olarak, gerek tefrika
ya da özet olarak hiçbir yerde
yayımlanmamış olması
gerekiyor. Katılan dosyalann
daha önce başka bir yanşmada
ödül almamış olması da gerekli.
Ödül için başvuracak roman
metinleri A4 boyutunda kâğıda
çift aralıkJa. daktiloyla ya da
bilgisayarda yazılacak. El
yazısıyla gönderilen metinler
yanşma dışı bırakılacak.
Dosyalann en geç 15 Ağustos
1999 tarihine kadar Can
Yaymlan. Hayriye Caddesi. No:
2 - Galatasaray 80060 Istanbul
adresine altı kopya olarak teslim
edilmesi gerekiyor.
Dosyanın başmda adayın kısa
bir özgeçmişi ve bağlantı
kurulacak adresi yer almalı.
Adaylann aynca gerçek
adlanyla aday olmalan
gerekiyor. Ödül, en çok oyu
toplayan adaya verilirken başka
bir değerlendirme
yapılmayacak. Yanşma sonunda
kazanamayan dosyalar geri
gönderilmeyecek. Ödül
almayan, ancak yayımlanabilir
düzeyde görülen dosyalar, yazar
da dilerse, Can Yayınlan'nca
kitaplaştınlacak. Ödülü kazanan
aday Ekim 1999 sonunda .
açıklanacak ve ödül, kasım
ayının ilk haftası içinde
düzenlenecek bir törenle
kazanan adaylara verilecek.
Ödüle değer bulunan dosya,
ödülün açıklanmasını izleyen 4
ay içinde Can Yaymlan arasında
yayımlanacak. Yazara, romanın
birinci basımı için aynca telif
ücreti ödenmeyecek. Seçiciler
Kurulu'nca ödüle değer dosya
bulunmaması halinde.
verilmeyen ödül tutan. bir
sonraki yılın ödül tutanna
eklenecek.
Aile komedisi olarak tanıtılan 'Stepmom 'fılmi bir annenin trajik ölümünü anlatıyor
13yaşından küçüidereyasakKültür Servisi - Amenka'dakı tanıtımlannda bir aı-
le komedisi olarak nitelendinliyor. ancak 'Stepmom'ın
(Üvey Anne) yönetmenı Chris Cohımbus, anne ve ba-
balara 13 yaşın altındakı çocuklannı filme getirmeme-
lerinı öğütlüyor. "Evde Tek Başına" ve 'Mrs. Doubffı-
re' gibı filmlerin yönetmenı, yaşlan 2 ve 9 arasında de-
ğışen 4 çocuğun babası Columbus, filmın 13 yaşından
küçük çocuklara yasaklanmasını onaylıyor: "Filmiiz-
leyen çok küçük çocuklar duygusal bir yıkıma uğraya-
bilirier. Ölen bir anne onlar için trajedidir."
'Stepmom*. hiçbir ortak yanlan olmayan, Jackie ve
Isabel adındaki iki kadının öyküsünü anlatıyor. Susan
Sarandon'ın canlandırdıgı Jackie, kendinı tamamıyla
çocuklanna adayabilmek için
büyük bir yayınevinde-
ki işinden ve kariye-
rınden vazgeçen
ideal bir anne. Jac-
kie'nin 8 yaşında-
ki oğlu Ben'ı Li-
amAiken, 14 ya-
şındaki
kızı
• Gerçek yaşamda iyi dost olan Susan Sarandon ve
Jnlia Roberts, bü dostluğu filmde de yansıtıyorlar.
Sarandon eşinden aynlmış ölümcül hastalığa
yakalanan bir anneyi, Roberts ise eski kocasının
sevgilisini oynuyor. Roberts sonunda çocuklar için
kariyerinden vazgeçip, Sarandon'ın yerini alıyor.
Anna'yı ise şimdiden yeni Jodie Foster olarak gösteri-
len JenaMalone oynuyor. Filmdeki ikinci kadın, çocuk-
lara karşı alerjisi olan. akıllı ve bencil moda fotoğraf-
çısı Isabel ise Julia Roberts tarafından canlandırılıyor.
Filmdeki gerginlık, Jackie'nin kocası Luke'tan (Ed
Harris) boşanmasıyla başlıyor. Isabel, Luke'un yeni
sevgilisi olarak devreye giriyor ve hiç hoşlanmadı-
ğı 'üvey annelik' rolüne soyunuyor. Ancak Isa-
bel'in, çocuklara ve çocuklann annesine duy-
duğu büyük nefretle üçüne karşı verdiği savaş,
Jackie'nin ölümcül hastalığının ortaya çıkı-
şıyla sona eriyor. Olaylar sırasında hem ken-
di annelik içgüdüsünü keşfeden hem de Lu-
ke'la evlenmeye karar veren Isabel, kariye-
rini bir kenara bırakıp eski rakibinin yerini
doldurabilmek için hazırlanmaya başlıyor.
" Yetişkiıüerin çoğu kendi çıkarlan için sa-
vaşmayı yeğlev ip sc% givi bir kenara bıraksa-
lar da, modern aileler gerçek hayatta da
manbklı davranmayı başarabiliyorlar.
Çocuklann yeni annelerine karşı tu-
•^ tumlanm beürleyecek olan, yine yetis-
kinlerin tutumu" dıyor Sarandon,
"Ben de özel hayatımda benzeri de-
neyimler yaşadım. Eski eşim Franco
Amurri yeni eşiyle İtah/a'da oturuyor.
Hem ben hem de çocuklanm onunla çok
iyi anlaşıyoruz".
Sarandon filmde. rol gereği taşıdıği
hastalığın getirdiği değişimlen yansı-
tan birmakyajla çıkıyor izleyicinin kar-
şısına: "Bu görünüşüm tabii ki ho-
şuma gitmedL Hatta çocuklanm,
özellikle öldüğümü görmemek için
bu fîlmi izlemeyi reddettiler. Ancak
ben güzeüiğin her zaman için ruh-
tan gekliğine inamyonım. Cinsel çekimi uyandıran da
vücut değil. aküdır bence."
Sarandon'ın rol arkadaşı Roberts'ın da fılmle ilgi-
li görüşleri şöyle: u
Filmde önemli olan ölüm değü,
P iki kadın arasındaki dostluk. Susan sadece set
üzerinde değiL gerçek hayatta da benim en iyi
dostlanmdan biri. Daha önce hiç yakın bir ar-
kadaşunla birlikte kamera karşısuıa geç-
memiştim. Şimdi aynı şev i nişanlım. mun-
cu Benjamın Bratt'le de yapmava hazı-
nm."
Roberts. 'Stepmom'ın, annelikle ilgı-
li düşüncelerini de etkilediğini belirtiyor: "Film,bugü-
ne dek görmezlikten geldiğim annelik du\ gusunun kar-
maşık ve derin mekanizmalannı anlamamı sağladı. İn-
san bir çocuk için kariyerinden vazgeçebiiir mi? Tabii
ki. Ama bir şeyİeri kanıtlamak için değil, kişisel olarak
kendini zengüikştirmek için..."
'Stepmom' filminin ilginç bir yanı daha var. Film,
yönetmeni Columbus için de babası üç yıl önce kan-
serden ölen küçük oyuncu Aiken için de bir terapi iş-
levini görmüş. Columbus, filmı çekerken annesinin
ölümünden duyduğu acıyi yeniden yaşadığını ve fılmi
annesine ıthaf ettiğini dile getiriyor.
Cııınhııriyet'iıı tophımsal ve bîreysel serüveni
KültürServisi - Türkiye Iş Ban-
kası, Cumhunyetin 75. yıl etkin-
lıkleri kapsamında 'Bilanço 98'
başlığmda 12 kitaptan oluşan bir
yayın dizısine ımza atıyor. Bilan-
ço 98'ın hazırlıklan Türkiye Eko-
nomik ve Toplumsal Tanh Vakfı
tarafından yapılıyor. Cumhunyet
döneminı yaşamış. bu dönemin
değerlen \ e olaylan ile bıçimlen-
miş üç kuşağın ınsanlannm top-
lumsal ve bîreysel serüvenlerinin
bilançosunu gözler önüne serme-
yi amaçlayan kıtap dizısi aynı za-
manda Türkiye Cumhuriyeti'nin
75 yıllık tarihindeki sosyal, kül-
türel. ekonomik değişim süreci-
ni gelecek kuşaklara aktarmayı
hedefliyor. Dizinin koordinatör-
lügünü Oya Baydar üstleniyor.
Ya> ımlanan ıIk kitaplar arasın-
da •Cumhurivetin Aüe Albümle-
ri', '75 Yüda Kadınlar ve Erkek-
ler'. '75 Yüda Degişen Kent ve
Mimarhk', '75 Yüda Paranın Se-
rüveni' yer alıyor. Dızınin '75 Yü-
da Köyİerden Kentlere', '75 yüda
DeğJşen \aşam ve İnsan/Cumhu-
rivetModalan', 'CumhuriyetDö-
neminde Kültür, Dil ve Edebi-
yat', '75 Yüda Çarklar ve Çark-
lan Döndürenler', '75 Y üda Eği-
tim', '75 Yüda Tebaadan \urtta-
şa Dogru'. '75 Yüda Düşünceter
Tarnşmalar' ve 'Cumhuriyet'in
Sesleri ve Renkieri' başlıklı diğer
kitaplan ise önümüzdeki aylarda
yayımlanmaya devam edecek.
Osmanlı coğrafyasından Cum-
huriyet Türkiyesi'ne, farklı yöre,
sınıf, meslek ve inançlardan 17 ai-
lenın fotoğraflı öyküsünü yansı-
tan Cumhunyet'in Aıle Albüm-
leri'nin editörii Feride Çiçekoğlu
ve Oya Baydar. *75 Vılda Kadın-
larveErkekler' ise Cumhunyet'in
kazanımlanna sıkı sıkıya sahip
çıkan 'cesur kadınlarunıza' adan-
mış. Kitap, günümüz koşullann-
da kadmm özel ve kamusal alan-
daki konumunu, bugünün Türki-
yesi'nde kadın kimliği ve rolüy-
le ilgıli yaşanan tartışmalan gün-
deme getinyor. Kitabın editörii
AyscBerktav Haamirzioğiu. Edı-
törlüğünü YüdızSey'ın üstlendi-
ği '75 Yüda Degişen Kent ve Mi-
martık'. Cumhunyet dönemınde
kent ve mimarlıkla ilgili değişim-
len yansıtıyor.
'75 Yılda Paranın Serüveni'
Mustafa Sönmez'ın editörlüğün-
de, 'Kuruş'tan Beş Milyonluğa'
Türk parasının 75 yıllık serüve-
nini gözler önüne seriyor. Enflas-
yonun gündelik hayattaki etkile-
rinden "plastikpara' kredı kartla-
nna dek para tarihinin önemli dö-
nüm noktalan uzmanlar tarafın-
dan incelenıyor.
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Devlet ve Sanat...
Geçen pazar akşamı, TRT1 kanalında, Kurtul Al-
tuğ'un hazırlayıp sunduğu "Politikanın Nabzı" prog-
ramında, "KültürPolitikalan"başUğı altındairdelenen
konular, son günlerin "devlet sanafç///ğ/"tartışmala-
nnı doğru zeminlere oturtmaya sanırım epey yardım-
cı oldu.
Zeliha Berksoy, Talat Sart Halman, Doğan Hız-
lan, Prof. Dr. Metin Sözen ve Hikmet Şimşek'in ka-
ttlımlanyla gerçekleştirilen programda, Türkiye Cum-
huriyeti'nin Mustafa Kemal Atatürk'ten günümüze
uzanan kültürel çizgisi de iyice belirginleşti.
Bu bağlamda, son günlerin ''devlet sanatçılığı"\ax-
tışmalanna ilişkin doğru ve yanlış yaklaşımlar da or-
taya çıktı.
Bu tartışmalann odak noktası olarak "Kimler dev-
let sanatçısı oldu?", "olmalıydı?" ya da "olmamalıy-
dû" gibı sorulan görmek, belli bir gelişmenin kendi-
sini bir yana bırakıp, salt sonuçlannı tartışmaya kal-
kışmaktan başka bir şey degıldir. Çünkü bu yılki dev-
let sanatçılan listesinin asıl önemi, doğrudan devle-
tin sanata ve sanatçıya bakışında nasıl bir kargaşa-
nın ve bilgisizliğin egemen olduğunu açıkça göster-
mesinden kaynaklanmaktadır.
Bir başka deyişle bu liste, resmi politikalann aslın-
da sanata ve sanatçıya ne denlı göstermelik yaklaş-
tığının göstergesidir.
Bu yaklaşım, Mustafa Kemal'ın sanatı kültürün te-
mel taşı sayma görüşünden zaman içersinde uzak-
laşarak, yine sanatı "eh, o da olsun!" konumuna iten
bir anlayışın varabilecegi tek noktadır.
Böyle bir manzara karşısında, örneğin Zeliha Berk-
soy'un anlattıklanndan yola çıkarak sormak gereki-
yor: İlk Türk operası "özsoy"un neredeyse dramatur-
jisini bile yapmaya kalkışacak kadar sanatla yakından
ilgilenen Mustafa Kemal tavnndan, baleyi müsteh-
cen bulan ya da "sanatın Içıne tüküren" anlayışlann
söz sahibi olabildiği evrelere uzanan bir yol, farklı bir
liste çıkarabilir miydi?
Yine böyle bir manzara karşısında, Talat Sart Hal-
man'ın ve Doğan Hızlan'ın anlattıklanndan yola çıka-
rak şunu sormak gerekiyor: Tam yirmi yedi yıldır ça-
lışmakta olan Kültür Bakanlığı, Türk sanatını yaban-
cı ülkelerdetanıtmak, Türk edebıyatının ürünlerini ya-
bancı dillere çevirtmek için ne gibi örgütlü çalışma-
larda bulunmuştur? Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllannın
yoksul bütçelerinden en büyük payı alan kültüre, son-
raki yıllann giderekzengınleşen bütçelerinden butür-
den örgütlü çalışmalar için ne kadar pay ayrılmıştır?
Ve nihayet, programın sonunda olağanüstü yetkin-
likte ve açıklıkta bir özet sunan Prof. Dr. Metin Sözen'in
verdiği bilgilerin ışığında da şunlan sormak gerekiyor
Tarih boyunca çok değişik kültürterin ve uygariıklann
sentezini doğal olarak içeren Anadolu topraklannda
kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin geride kalan yetmiş
beş yılında, böyle bir sentezı bilim yoluyla kurgulamak
için Türk Dil Kurumu'nu ve Türk Tanh Kurumu'nu ku-
ran Mustafa Kemal vizyonunun ardından, aynı amaç-
la ne olçude çalışmıştır? Doğrudan devlet, 1923'ten
sonra yetiştirilmesi şart olan Türk insanı'nın ve onun
yetiştirilmesinin zorunluluğunun bilincine ne ölçüde va-
rabilmiştir?
Ve elbette yukandakiler kadar önemli iki soru da-
ha:
- •Milletvekillenntn işlerinden başka bir şey döşün-
mek zorunda kalmamalan için yüksek aylık almak
zorunda olduklannı soyleyen resmi ağızlar, kadrolu sa-
natçılann sanatianndan başka bir şey düşünme-
meleri için bugüne kadar ne gibi önlemler düşünmuş-
lerdir?
Sanatçıyı, onun bu sıfatının başına devleti ekleye-
cek kadar "önemseyen" devlet, uygulamalanyla sa-
nat eğra'mine yatınm konusunu ne ölçüde önemse-
mektedir?
Bütün bu sorulara verilecek doğru yanrtlar. son gün-
lenn "devlet sanatçısı" tartışmalannı da doğru zemi-
ne oturtacaktır.
Ve bir öneri: Kafası sanat ve sanatçı kavramlan
bağlamında böylesine kanşık, uygulamalan da böy-
lesine yetersiz ve tutarsız olan bir devlet, şu sanatçı-
lan takdir etme ya da onurlandırma merakını -bu
kavramlan iyi öğrenene kadar- kesinlikle bir yana bı-
rakmalıdır. Çünkü aksi takdirde. başkalan bir yana, doğ-
rudan takdir edilenlerin ya da onuriandınlanlann bü-
yük bir bölümünün gözünde bile -tıpkı bugün oldugu
gibi!- inandıncılık nrteliğini kazanamayacaktır...
Uluslararası Plastik Sanatlar
Derneği'ne yeni yönetim
• Kültür Servisi - UNESCO A1AP Türkiye Ulusal
Komıtesı Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği,
düzenlediği 6. Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda
1998-2000 dönemınde görev alacak yönetim kurulu
üyelerini belirledı. Buna göre Nilüfer Ergin yönetim
kurulu başkanı; Fatoş Beykal 2. başkan; Gaye
Kınldökme Belen genel sekreter; Mustafa Karyağdı
sayman; T. Melih Görgün. Gülsün Orhon ve Vahit
Tuna yönetim kurulu üyeleri olarak göreve başladılar.
Derneğin yedek Yönetim Kurulu'na ise Zümriit Y.
Radau, Müşerref Zeytinoğlu. Hüseyin Bahri Alptekin,
Şevma R. Nalça, Bala Anduru. Melik Iskender ve Z.
Rüçhan Şahınoğlu getinldi. Canan Beykal, M. Müfit
Işler, Nur Koçak denetleme kurulu asil üyeliğine;
Hüsamettin Koçan. E. Berika, K. İpekbayrak ve Metin
Karayağız denetleme kurulu yedek üyeliklerine
seçildiler. Özdemır Altan. Orhan Taylan ve Meriç
Hızal ıse onur üyeleri olarak belirlendi.
Karikatürte Aziz Nesin Portreleri1
I Kültür Servisi - Karikatürcüler Dernegi, Aziz Nestn
anısına 'Azız Nesin Portre Karikatürlen' başlıklı bir
sergi düzenliyor. Sergi, bugün saat 17.00'den itibaren
Kankatür ve Mizah Müzesi'nde görülebilir.
(513 60 61-521 12 64)
BUGUN
• CRR'de saat 19.30'da gerçekleşecek 'Şeb-i Arus
725. Vuslat Yüını Anma Konseri'nde Mevlana
Kültür ve Sanat Vakfi'nın ses va saz sanatçılan ile
semazenler sahne alacak. (232 98 30)
• AKSANAT'ta saat 12.30'da lazer-disk'ten
gösterilecek olan 'Amn Bir Dönemin Efsane
Orkestra Şefleri' adlı belgesel ve saat 19.00'da
'Gnıp Dost Yürek'in canlı konseri yer alıyor.
(252 35 00)
• BORUSAN KÜLTÜR MERKEZt'nde Ühan
Usmanbaş'ın katılacağı 'Çağdaş Müzik Eğitimi'
başlıklı söyleşi 18.30-20.30 saatlen arasında
gerçekleşecek. (292 06 55)
• BELGESEL SİNEMACILAR BİRLtĞİ nde
AyUn Erendiz'ın yönettiği '111. Hafta' adlı film saat
13.00'ten 19.00'a dek her saat başı gösterilecek.
(292 39 841
• BİLGİ ÜMVERSİTESİ nde saat 18 OO'de James
Cameron'ın yönettiği •Terminator' ve saat 20.00'de
Wim VVenders'ın yönettiği 'Paris, Texas' adlı filmler
izlenebihr. (216 00 00)