Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15ARALIK1998SA
HABERLER
'Yüzde 10 barajı
tümüyte
kalkrnalı'
• İstanbul Haber Servisi -
Prof. 3r. Ibrahim Kaboğlu,
"Seçım sistemleri ve
sıyasal partiler" konulu
konferansta yaptığı
önenlerle ilgili. 13 Aralık
Pazargünkü gazetemizin 5.
sayfada yer alan.
"Seçimlerayn olmah"
başlık haber hakkında bir
düzeltme gönderdi.
Kaboğlu, "yüzde 10 baraj
tümü>le kalkmalıdır"
görüşûnü savunmasına
karşm haberde, "yüzde 10
baraj aynen kalmalıdır"
biçimınde tamamen karşıt
bir görüş çıktığmı
belirterek "Yüzde onluk
ülke barajının tümüyle
kaldınlarak demokratik
temsil ilkesinın
uygulamaya geçirilmesini
savunmuştum" dedi.
'Türkiye zorla
krize sokuldu'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)CHPGeneI
Başkan Yardımcısı Onur
Kumbaracıbaşı, dün
yaptığı basın toplantısında,
ekonomik bunalım
nedeniyle hükümetın bir an
önce kurulması gerektiğini
belirterek "Bu işin fazla
uzatılmadan, siyasi çalım
ve manevralarla
geciktirilmemesi
gerektiğini düşünüyorum.
Kriz, hükümetin
yalanlannın,
becenksizliklerinin
sonucudur. Türkiye adeta
zorla krize sokulmuştur"
dedı. Devletin gereksiz
yere borçlanması ve
yaratıian rantiye smıfının
enflasyonun ana nedeni
oldugunu, hükümetin 10
katnlyon liraya varan iç
borcu düşürmek için ciddi
bir çalışmasının
bulunmadığını söyleyen
Kumbaracıbaşı, "Yeterii
önlem alınmadığı takdirde
kriz daha ciddi boyutlara
ulaşacaktır" diye konuştu.
Sınır ötesi kadın
dayanışması
• İstanbul Haber Servisi -
Devlet Bakanı Işılay
Saygın, seramik sanatçısı
Ümran Baradan'ın çini-
seramik duvar panosunun
Bosna-Hersek Devlet Sanat
Tarihi Müzesi'ne
konulması törenine
katılmak üzere
Saraybosna'ya gitti.
Saygın, Saraybosna'ya
hareketınden önce,
"Kadınlanmızın
sorunlanyla ilgilenmeye ve
onlan desteklemeye devam
edeceğim" dedi. Sanatçı
Baradan da. müzeye
konulacak "Fırtınayı Haber
Veren Kuşlar" adlı 2
metrekarelik panonun söz
konusu müzeye konulması
isteminin Bosna-Hersek
hükümetinden geldiğini
belirtti.
Talat Turhan'm
düzeltmesi
• İstanbul Haber Servisi-
KESK tarafından
düzenlenen "İnsan Haklan,
Banş ve Demokrasi"
konferansına konuşmacı
olarak katılan araştırmacı-
yazar Talat Turhan'la ilgili
dün gazetemizde
yayımlanan haberde;
"Schooi of America
Okulu" admın yanlış
yazıldığını açıklayan
Turhan, doğrusunun
Schooi of America (SAO)
oldugunu belirtti. Turhan
açıkJamasında aynca söz
konusu haberde yer alan
Nejat Eczacıbaşı'nm admı
söylemediğinı kaydetti.
Düzeltinz.
Türkiye'nin kabuklu su ürünlerinin dışsatımmı engelleyen AB yasağı sürüyor
Avrapa'nın Wdan oyıınuCEMULUTAŞ
Avrupa Bırliği Komisyonu, 16 Haziran'da
aldığı Türkiye'den su ürünleri ithalatının
sağlıksız üretim koşullan gerekçesiyle
Ekim I998'e dek yasaklanmasına ilişkin
407 sayılı karannı kısmen de olsa
sürdürüyor. Yasağın. AB Komisyonu'nun
17 Kasım tarihJi toplantısında Türkiye'nin
10 milyon dolarhk ihracatı bulunan çift
kabuklu deniz ürünleri için sürmesi karan
alındı. Balık ve balık ürünleri için
kaldınlan yasağın, AB resmi gazetesınde
yayımlanmadığı için yürürlüğe girmediği
bdirtildi. Bu nedenle Türk firmalannın 6
bin tonJuk baJık ve balık ürünii stokunun
depolarda ve kısmen de TIR'lara
yüklenmiş halde, karann resmi gazetede
yayımlanmasını beklediği
belirtildi.İstanbul Su Ürünleri Fakültesi
öğretim üyesi ve Türk Deniz
• AB Komisyonu'nun 17 Kasım'da yaptığı toplantıda, çift kabuklu
deniz ürünleri için AB ülkelerine Türkiye'den yapılan ihracata
uygulanan yasağın devam etmesine karar verildi. Yasağın kaldmldığı
ürünlerin ihracatı ise karar AB resmi gazetesinde yayımlanmadığı için
yapılamıyor. 6 bin tonluk stok, depolarda bekletiliyor.
Araştırmalan Vakfı Başkanı Doç. Bayram
Oztürk, çift kabuklu deniz ürünlerinde
ihracat yasağmın sürmesi nedeniyle Tarım
BakanJığı'nı eleştirdi. Tanm Bakanlığı
bünyesinde su ürünleri için yeterii analiz
yapacak düzeyde laboratuvar olmadığınj
ifade eden Doç. Öztürk, AB
Komisyonu'nun ithalat yasağını
sürdürmesinde sağlıkla ilgili teknik
gerekçelerin bulunduğunu. ancak bu
karann "potitik yanı ağır basan bir karar
okhığunu" savundu, Yasağın kısmen de
olsa sürdürülmesinde, bu alanda
Türkiye'nin rakibi olan tspanya, Italya ve
Yunanistan'ın baskılannın etkili oldugunu
ileri süren Doç. Oztürk şunlan söyledi:
"Sağiıkla ilgili koşullar ortadan
kaküntmadı. Tanm Bakanlığı
vetküileriniıı deniz suyu kalitesi
komısunda ciddi raporiar hazırlayıp
Brüksel'deki yetkilileri ikna etmeleri
gerekiyordu. Ama yapmadılar veya
yapamadılar. Çünkü Tanm Bakanlığı
Ankara'da uyuyor. fkincisi de İtalya,
İspanya ve Yunanistan bu ürünlerin
saücılandır. Türkiye satamayınca pazar
İHinlann eiine geçiyor. Bu da gümriik
büüğinde yediğinıiz kazüdann bir
parçasKhr." Deniz kabuklulan üzerinde
Avrupa'da 30 milyon dolarhk bir pazar
olduğuna, bunun yüzde 30'unun
yasaklama karanndan önce Türkiye'nin
elinde bulunduğuna dıkkat çeken Doç.
Öztürk, "Şimdi sıfiriamtus. durumda. Bu
alanda çok mağdur olan Tûrk firmaian
var" dedi.
Tanm Bakanlığı yetkilileri de çift kabukJu
yumusakçalarda AB'ye ihracat yasağmın
sürdürülmesi karannı doğrulayarak,
Türkiye'nin verdiği garantiler
çerçevesinde balık ürünlerinde yasağın
kaldınldığtnı söyledi. AB
Komisyonu'nun 17 Kasım tarihli
toplantısında, ürünlerin girdiği ülkelerde
analize tabi tutulması uygulamasının da
kaldınldığını bildiren yetkililer, şimdi
yasağın kaldınldığı ürünlerle ilgili karann
resmi gazetede yayımlanmasını
hızlandırmaya çahştıklannı bildirdıler.
îstanburda son 10 yılda çalınan 58 bin araçtan 42 bini bulundu
'Otoforeleri'niönkmekzorALPERTURGUT
1 milyon 837 bin 354
aracrn kayıtlı olduğu Istan-
bul'da, son 10.5 yıl içeri-
sinde 58 bin 743 otomo-
bil çalınd). Bu otomobiJ-
lerden sadece42 bin 525'i
bulunurken, olaylarla ilgi-
li 9 bin 681 kişi gözaltı-
na alındı. istanbul Asayiş
Şube MüdürlüğuOto Hır-
sızlık Büro Amirliği'nin
kurulduğu 1988 yılında
1.801,1989'da2bin 225,
199O'da3bin22,1991'de
2 bin 979, 1992'de3bin
500, 1993'te6 bin 580,
1994'te6bin559,1995'te
8 bin 94, 1996'da 9 bin
195,1997'de9bin356ve
bu yılın ilk 6 ayında da 5
bin 432 adet otomobil çalındı. Yürütülen ça-
hşmalar sonucu, çalman toplam 58 bin 743
otomobilden 42 bin 525'i bulunarak sahipie-
rine teslim edilirken, hırsızlık olaylannı gerçek-
leştirdikleri anlaşılan 9 bin 681 kişi de yaka-
landı.
Otomobil çalma yöntemleri arasında ilk sı-
rayı, "düz kontak vapnu" alırken "anahtar
uydurmak" olarak bilinen yöntem de oto hır-
sızlan tarafından sıklıkla kuUanılıyor. Otopark-
larda aracı kendisininmiş göstermek, kendisi-
ni otoparkçı veya kâhya olarak tanıtmak, oto-
ya alıcı oldugunu söylemek ve oto kiralama şir-
ketinden sahte kimliklerle araç kiralamak su-
retiyle uygulanan "emniyeti sunstimal" yönte-
mine de çokça rastlanıyor. Özenti duyma, sat-
ma, parçalama ve kapkaç yapma amacryla ça-
hnan araçlar daha sonra tanınmaması için bir-
takım değişikliğe uğruyor. EvTak üzerinde ya-
pılan değişiklikler; çahntı otonun özellikleri-
ne göre sahte ruhsat tanzim edilmesi, çalıntı oto-
ya ait ruhsatın üzerinde tahrifat yapılması, sah-
te fatura tanzim edip çalıntı otonun tescilinin
yapılması ve çalmtı otoya ait ruhsatın sahibi-
ne göre sahte kimlik düzenlenip satışmın sağ-
lanması olarak sıralanıyor.
"Düz kontak" yaparak aracı çalmak otomobil hırstdannın en çok kullandığı yöntem.
Hırsızlığa önlemler
İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğu Oto
Hırsıznk Büro Amirüği >etkilileri, araç
sahipterinln almalan gereken önlemleri
şoylesraljyür: Arabalann mümküa
oiduğıujca kapab ve bekçıli otoparklara
bırakıhnaaı. otomobilkre gtzB kontak
ssteminin yaptınlması. araçiara baston
veya alarm sisteminin taktmlmaa,
otonun çalışmasını önJeyecek distribütör
kablosunun ahnraası ve
otomobiflerin aydınitk verlere park
edilmesi. Oto sahtplerine aynca, çahntı
kasko sigortasının vapnnlması halinde
mağduriyetlerinin gjderüecegi de
anımsatılıyor.
Arabalar üzerinde de sahte plaka ve ruhsat
hazırlanması, motor ve şase numarasının de-
ğiştirilip 'cbange' yapılması, yurtdışından ka-
çak olarak getırilen otolann yasallaştınlması
amacıyla change veya sahtecilik işlemleri ger-
çekleştiriliyor.
Otomobil veya ruhsat
sahibinın, otosunun ça-
lınmasından sonra önce-
Iikle ilgili karakola yazı-
lı başvuruda bulunması
gerekiyor. Karakol, baş-
vurunun alınmasından
sonra bilgileri "ceraim
numarası" (kayıt numa-
rası) ile Emniyet Haber
Merkezi ve Oto Hırsızlık
Büro Amirliği'ne tele-
fonlabildiriyor. Bubilgi-
ler, Oto Hırsızlık Büro
Amirliği'nde, Emniyet
Genel Müdürlüğu Bilgi-
Işlem Daire Başkanh-
ğı'na bağlı bulunan çalın-
tı oto terminaline yükle-
niyor. Söz konusu bilgi-
lerin Emniyet Genel Mü-
dürlüğu Bilgi-tşlem Da-
ire Başkanlığı 'na baglı bilgisayar sistemine ge-
çilmesiyle, otolann çalınıp çalınmadığı yurt
genelinde anmda kontrol edilebiliyor.
Trafık tescil şube müdürlükleri ve büro amir-
liklerinin, araç tescili esnasında çalıntı kontro-
lü yaptıktan sonra işleme geçmesi, sahte fatu-
ra ve belgelerle mükerrer tescil olaymı da ön-
lüyor. Oto hırsızlığının yoğun olduğu ilçeier-
degeceleyin "pusuva yatan" polis ekıpleri, ay-
nca oto hurdacılığı yapan kişiler ile işyerleri-
ni de sürekli olarak kontrol altında tutuyor.
Oto hırsızlığı suçunu işleyen kişiler hakkın-
da, asliye ceza mahkemelerinde dava açıhyor
ve TCK'nin 491 ve 492. maddelerine göre iş-
lemyapılıyor. TCK'nin491.maddesigereğin-
ce, kişiler hakkında oto hırsızhğını kolaylaştı-
racak ve cezbedecek nedenler varsa, 1 ila 5 yıl
arasında cezai yaptınm uygulanıyor ve lnfaz
Yasası'na göre bu kişiler sadece 1 ila 1.5 ay ha-
pis yatıyor.
TCK'nin 492. maddesi gereğince de hertür-
lü tedbiri alınmış otomobillerin menfaat temin
etmek amacıyla çalınması halinde, sanıklar
hakkında 3 ila 8 yıl arasında cezai yaptınm uy-
gulanıyor ve lnfaz Yasası'na göre bu kişiler 1
ila 3 ay arasında hapis yatıyor.
Kadıköylülere
diyabet bilgisi
Kadıköy Betedhesi ile 118-Y Anadolu
Yakası Lions Kliipleri -Drvabet Biiinci
Komitesi"nin düzenlediği, "EHyabet"
paneline katılan hastalara \e ev
kadınlanna. hastalık hakkında bilgiler
verildL Beledivenin Flkirtepe'deki Aik
Damşma Merkezi'nde gerçekleştirüen
panelin açılışında konuşan Beledhe
Başkanı Selami Öztürk. halka hizmet için
var olduklannı belirterek bu amaçla
çahşan herkese teşekkür etti. Merkez
doktoriaruıdan Fatoş Sevin, Ayşe Berkol
ve Ceyla Saltoğlu da kanJımcılan hastalık
konusunda bilgilendirdL Normal bir
insanda kan şekerinin yüzde 80-120
arasında oldugunu belirten doktorlar,
"Yapılan taiılillerde dört kez üst üste bu
değerlerin üzerine çıkmış bir kişi,
kesinlikle şeker hastasıdır" dediler.
Metro
ilk katar
ocakta
îstanbul'a
geliyor
MtŞEL PERLMAN
PARİS - İstanbul Metro-
su'nun birinci bölümünü oluş-
turan Taksim - 4. Levent hat-
tında sefer yapacak 8 katar-
dan 4 vagonluk ilk katann,
Fransa'dan Türkiye'ye gön-
derilmesi için onay verildi.
Fransız Alstom firmasının
Valenciennes tesısinde üre-
tilen metro vagonu, bu ülke-
ye giden İstanbul Büyükşe-
hir Belediyesi Genel Sekre-
teri Mustafa Açıkalın baş-
kanlığmdaki birheyet tarafin-
dan incelemeden geçirilerek
test sürüsüne tabi tutuldu.
Türkiye'nin Paris Büyü-
kelçisi SönmezKöksal ile İs-
tanbul Ulaşım AŞ Genel Mü-
dürü Abdurrahman Gündoğ-
du ve Türk basın mensupla-
nnm da hazırbulunduğu tö-
1
rende konuşan Alstom Şir- •,
keti Yönetim Kurulu Başka-
nı DkierGenty. İstanbul Ula-
şım AŞ'nin 1997 Ağustos ayı
başında ilk metro hattımn
araçlannın siparişini verdi-
ğini belirterek "Bu ak treni
etüt etmek, imal etmek ve bi-
tirmekiçin 15a> kâfıgektO>-
sa. bu tip materyallerii) üre-
tilmesi 18 ila 24 avda gerçek-
leştirilebiliv'or. Bu neredeyse
hiçegaJeedilmemtş bir rekor-
dur" dedı.
Törende konuşan İstanbul
Büyükşehir Belediyesi Ge-
nel Sekreteri Mustafa Açıka-
lın da toplam yatınm tutan
1 milyardolan geçecek istan-
bul Metrosu'nun ilk aşama-
sımn Taksim - 4. Levent hat-
tı oldugunu ifade etti. Açı-
kalın, bu hatta çahşacak top-
lam 32 metro vagonunun ilk
4'ünü teslim almak için ya-
pılan bu törenin, haklı ola-
rakkendilerini İstanbul ve Is-
tanbullular adına heyecan-
Iandırdığmı bildirdi.
istanbul UlaşımAŞ Genel
Müdürü Abdurrahman Gün-
doğdu'nun verdiği bilgiye
göre, Îstanbul'a getirilmesi
için onay verilen 4 vagonluk
ilk katar Ocak 1999'un son
günlerinde Türkiye'ye ula-
şacak. Saatte 80 kilometre
hız yapan ve 1200 yolcu ka-
pasiteli 4 vagon, 12 istasyon-
dan 2 dakikada bir geçecek
ve günde toplam 60 bin yol-
cu taşıyacak. Araçlardan, her
ay birinin İstanbul 'a getiril-
mesi planlanıyor.
A . 1
- •) -:*
SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Devlet sanatçılığının çok sayıda
sanatçıya tebliğ edilmesiyle
başlayan tartışma sürüyor.
Devletin "Baba" haline dönüştüğü
bir iilkede, çok sayıda devlet
sanatçısının belirlenmesi
yadırganabilir miydi?
Daha önceki yazımda da
belirtmiştim.^Türkiye'deki değerli
sanatçılanmızın unvana değil,
daha fazla özgürlük ortamına
ihtiyaçları var. Çünkü yasaklar ve
baskılar; yaratıcılığı köreltiyor,
gelişmiş ve ince bir sanat
anlayışının yer etmesine engel
oluyor. Sanatın, devletin
baskılarından özgürleşmesi, her
alanda olduğu gibi bu alanda da
olmazsa olmaz koşullardan birisi.
Devlet sanatçılan bu yıl nasıl bir
prosedürden geçerek seçilmişti?
Araştırdım. Komik sayılacak
heyecanlı öykünün perde arkası
şöyle gelişmişti:
Kültür Bakanlığı'nın 22 Ağustos
1991 tarihinde yayımladığı
Devlet Sanatçılığının Seçim Öyküsü...
yönetmeliğe göre; devlet
sanatçılan için bir seçiçi kurul
belirlenmişti. Bu kurul, Kültür
Bakanı'nın onayı ile şu kişilerden
oluşuyordu: Müsteşar (Başkan),
Müsteşar Yardımcısı, Güzel
Sanatlar Müdürü, Devlet Opera ve
Balesi Müdürü, Devlet Tîyatroları
Genel Müdürü, Telif Haklan ve
Sinema Genel Müdürü, Yayımlar
Dairesi Müdürü, Kültür Bakanı
tarafından seçilecek tanınmış 4
sanatçı.Yönetmeliğe göre; seçici
kurulu oluşturan 11 üyeden üçte
ikisinin oyunu alan sanatçılar,
bakanın onayı ve
cumhurbaşkanının tensibiyle
"devlet sanatçısı" olarak
belirlenirdi. Bu yıl, yine aynı süreç
izlendi.Yönetmelik gereği seçici
kurul, ekim ayı sonunda toplandı.
Bakan ve cumhurbaşkanının aday
gösterdiği 70 kişilik bir liste onların
önüne geldi. Bakan, kurula
bunlann hepsinin seçilmesi
gerektiği mesajını gönderdi. Ancak
kurul, bunlardan yalnızca 18'ini
seçmeyi kararlaştırdı.
Kurul, bu 18 kişiyi oldukça
hoşgörülü kıstaslarla belirlediğini
düşünüyordu. Önerilen diğer 58
ismin çoğunluğu ise ancak tek oy
alabilmişti. Bu tek oyları da 28
yıldır Devlet Güzel Sanatlar Genel
Müdürlüğu yapan Mehmet
Özel'in verdiği anlaşıldı. Bakanın
talimatlarına harfiyen uymakla ve
kendi yakınlannı seçtirmek için
özel çabalar göstermekle tanınan
Özel'in, gözdesi olarak kabul
edilen türkücü Armağan Elçi de
tek oy almıştı. Kuruldaki bazı
üyeler bu tek oyu kimin verdiğini
sorduklarında Ozel "Ben verdim"
demiş ve gülüşmelere neden
olmuştu.Kültür Bakanı, listeyi
görünce siniriendi ve "Bunu
cumhurbaşkanımıza nasıl
açıkfanz" diyerek tepki gösterdi.
Kurulun yeniden toplanmasını
istedi. Kurulun bir formalite
oldugunu, cumhurbaşkanının
istediğinin yapılması gerektiğini
vurguladı. Kurul, Müsteşar Vekili
Nurcan Tokar başkanlığında
toplandı. Kurul üyeleri,
yönetmeliğin açık oldugunu, bu
şartlan taşımayan kişilere, bu
ödülün verilemeyeceğini belirttiler
ve karartannı değiştirmediler.
Kurulun bu ısran üzerine Kültür
Bakanı, yönetmeliği çok ilginç bir
şekilde değiştirdi. 7 Kasım
1998'de Resmi Gazete'de
yayımlanan yönetmeliğe göre;
bakanının bütün önerilerine "evet"
oyu veren Devlet Güzel Sanatlar
Müdürü Mehmet Özel dışındaki
bütün kurul üyeleri üyelikten
çıkanldı ve yönetmeliğin 5.
maddesi şu hale getirildi: "Devlet
sanatçılan, Güzel Sanatlar
Müdürlüğu'nün değeriendirmesi,
kültür bakanının teklifi ve
cumhurbaşkanının onayı ile
seçilir."
Böylece devletin önündeki
engeller kaldınldı ve
cumhurbaşkanın istediği devlet
sanatçılanmız belirlenmiş oldu.
Işte, "Devlet sanatçılanmız"\n nasıl
seçildiğinin kısa öyküsü.
•••
Seçici Kurul'un belirlediği 18 kişilik
liste ise şu sanatçılardan
oluşuyordu: Melih Cevdet Anday,
Jale Yılmabaşar, Muammer
Sun, Orhan Taylan, Orhan
Asena, Müşfik Kenter, Orhan
Pamuk, Avni Arbaş, Kayıhan
Keskinok, Şener Şen, Gülşen
Tatu, Semiha Berksoy, Münir
Özkul, Atıf Yılmaz, Ara Güler,
Recep Bilginer, Nedret Güvenç
ve Cemil Karababa.
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
Cindoruk'tan Sürpriz
Politik barometre de meteorolojik koşullara aya
uydurmuş olmalı.
Hükümeti oluşturma çalışmalannda geçen haft,
Ecevit'in karşısına çıkan olumsuz hava koşullannıı
yerini dün sabah Cindoruk'layaptığı konuşmanın so
nunda güneş bulutlararasından da olsa kendisini gös
teriyor.
Demokratik Türkiye Partisi, Bülent Ecevit'in bi
'DSP azınlık hükümeti' için götürdüğü öneriye, elle-
rinden gelen katkıyı yapacaklan yanrtını veriyor.
Bu yanıtla birlikte günlerden beri, görevi Cumhur-
başkanına geri vermesi için yoğun bir psikoloji bas-
kısı altında bırakılan DSP Genel Başkanı'nın arkasın-
daki desteğin sadece Anavatan Partisi ile sınıriı ol-
madığı ortaya çıkıyor. Oysa bir azınlık hükümetinin
olmazlığını ileri süren DYP ve FP'liler ve CHP nin res-
mi görüşûnü dile getirenler gibi, Cindoruk da demeç-
lerinde 'bu kumaştan elbıse çıkmayacağı'nöa ısrar-
lıydı.
Politik söylemlerini çarpıcı ömekterlesüsteyerek dik-
katleri toplamaya özen gösteren DTP Genel Başka-
nı, 'azınlıkmode//'için 'rn/h/hüMmef'benzetmesin-
den yola çıkarak 'mini etek' çağnşımı ile kendisine
öneri götürmek için görüşme isteğinde bulunan baş-
bakan adayına kapılannı kapatıyordu.
Ama Ecevit, dün saat 10.00'da başlayan ve yanm
saat süren görüşme sırasında Cindoruk'u ve evin öte-
ki önde gelen sahiplerini 'ikna etti.'
Bu ikna edişin bir görüş değişikliği mi olduğu dün
başbakan adayının basın toplantısı sırasında kendi-
sine soruluyor ve Ecevit, soruyu yönelten gazeteci-
ye şöyle yanıt venyor:
"Ben de, talip olduğum hükümet modelinin zor-
luğunun biiinci içindeyim. Çok zor bir göreve talip
olduğumun bilincindeyim. Bunu Cindoruk ve arka-
daşları da takdir ediyorlar. Ama olanaklann çok sı-
nırlı olduğu bir ortamda bunun da denenmesi ge-
rektiğini düşünüyoriar."
Eski hükümet ortaklannın dünkü konuşmasında,
olası bir Ecevit azınlık hükümeti için dört buçuk ay-
lık icraat programının satır başlan da konuşuluyor
• 18 Nisan'da hem milletvekili genel seçimlerinin
hem de yerel seçimlerin yapılmasında Ecevit, Cin-
doruk'la anlaştıklarını açıklıyor.
Denilebilir kj, 18 Nisan günü iki seçimin birlikte ya-
pılacağı zaten bir TBMM karandır ve bunun böyle bir
görüşmede anlaşma konusu olmasının çarpıcı bir ya-
nı var mıdır?
Daha dün sabaha kadar, DTP Genel Başkanı'nın
iki seçimin birlikte yapılmasından doğacak sakınca-
lar üzerinde ısrariı oldugunu gösteren söylemleri
anımsandığında, Cindoruk'un destek koşulunda de-
tay sayılabilecek konulann da gündemde olduğu an-
laşılmaktadır.
Nrtekim, 18 Nisan'da iki seçimin birlikte yapılma-
sını sağlayacak hazırlıkları yürütecek olan olası Ece-
vit azınlık hükümeti, özellikle dış ülkelerde oturan
seçmen yurttaşlann 18 Nisan günü bu ülkelerde oy-
lannı kullanmalannı sağlayacak yasa değişiklikleri
için de anlaştıklannı söylüyorlar.
• Ecevit'in sürekli olarak altını çizdiği ve 'çokzor
1
olarak tanımladığı görevinin asıl ağırlık konulan olan
-^fielenerneziç v£ dış gOncatkonufann çözûmü'nün
. de, kunjlacak az*nlık hükün^e.tjnirı sorumluluk alanı,
içinde oldugunu tarâflar öne çıkartmışlardır.
• "Niçin geniş tabanlı değil de, bir azınlık hükü-
meti?'' biçimindeki göaışler karşısında, 'kendi için-
de uyum sağlayabileceği için hükümet hızlı bir ça-
lışmayapabilecektir. Zaman çok önemli faktör, olay-
lar çok hızlı gelişiyor' argümanının sahibi başbakan
adayının bu görüşüne DTP'nin itiraz etmediği anla-
şılıyor.
• Parlamentodaki soruşturma sisteminin yozlaş-
tığının altını çizen Ecevit, miHetvekilliği dokunulmaz-
lığı ile başbakan ve bakanlann sorumluluklan halin-
de yargının doğrudan doğruya devreye girmesine ola-
nak sağlayacak anayasa hükümlerinin, yani 83 ve 100.
maddelerin değiştirilmesi için de azınlık hükümeti-
nin istediği desteği öne çıkartıyor.
• • •
• Bir önemli noktanın dikkatlerden kaçmaması için
attının çizilmesi gerekiyor:
Dün saat 10.30'a, yani Ecevıt-Cindoruk görüşme-
sine kadar Fazilet Parti'siz bir hükümet için el ele ve-
ren iki parti vardı: ANAP ve DSR Yeni hükümet ara-
yışında 'geniş tabanlı hükümet modelini önerenle-
re karşı' ikili bir eksen olarak da nitelendiriliyorlardı.
Nrtekm dün sabah yayımlanan birdemecinde Bay-
kal, "Ecevit, şimdi bize ANAP'la blok kurmuş halde
geliyor" diyordu.
Dün sabahki Cindoruk-Ecevit görüşmesi, geniş
tabanlı hükümet önerisine karşı olan pariamento içi
partilerin sayısını üçe çıkarttı. Bu üç parti, bazı ba-
ğımsız milletvekilleri ile birlikte 224 oyu temsil edi-
yor.
Şimdi önemli olan, bu 224 güvenoyunun 276'yı da
nasıl bulacağı? özellikle dış ülkelerdeki krizin ülke-
nin kapısını çalarak işsizlik sinyalleri verdiği, dış so-
runlann her sabah yeni bir versiyon ile karşımıza di-
kildiği bir dönemde CHP Genel Başkanı'nın söyle-
mi ile 'saygıdeğer bir milletvekilinin başbakanlığın-
da' düşük profilli bir hükümeti oluşturmakla mı avun-
mak?
Yoksa, 'sol blok' altında DSP ve CHP'yi birleşti-
ren bir güç birliğinin azınlık hükümeti ile mi masaya
oturmak?
Böyle bir bloklaşmaya öncelikle, pariamentoda
Ecevit'li birformüle arka çıkan 136 sandafyeli ANAPın
hayır dediği biliniyor. Öyle bir bloklaşma ortaya çık-
tığı zaman, DYP'nin hangi tepkileri göstereceği de
elbette bilinmiyor değildir.
Şimdi önemli olan, DSP Genel Başkanı'nın da dün
söylediği gibi, "Şimdi sol blok, sağ blokzamanı de-
ğH"ö\r. Başbakan adayı, böyle bir bloklaşmayı ayn-
ca 'cepheleşme' formülü olarak gördüğünü söylü-
yor ve sağlıksız olarak niteliyor.
Onun için de azınlık hükümeti formülü ile destek
istemek için Cumhuriyet Halk Partisi'nin, daha doğ-
rusu Baykal'ın kapısını çalmak istiyor.
Ecevrt bu ziyareti dün yapacaktı.
Tann'nın mı, talihin mi garip bir isteği ile Baykal
CHP'si, genel başkanın ertelenemez randevulan ol-
dugunu ileri sürerek görüşmeyi bugün saat 14.00 ola-
rak beliıiedi.
DSP Genel Başkanı'nın Meclisieki bürosundan Bay-
kal ile olabilirse dün öğleden sonra bir görüşme ola-
nağı sağlanabilmesi için CHP Genel Merkezi'ne baş-
vuruya yanıt verildiği saatlerde, Onur Kumbaracı-
başı da düzenlediği basın toplantısında "Ecevit oya-
lamayı bırakarak elini çabuk tutmalı" diyordu.
Bakarsınız Baykal CHP'si bu sabah Çiller ve Ku-
tan ile birlikte takozcu olmaktan vazgeçer ve Ece-
vit'in azınlık hükümeti için DYP ile FP'yi engelleme
eylemlerinde baş başa bırakır
Düzyazının başlığı da böylece "Takozcular Ittifa-
kı" yerine "Baykal'ın Sağduyusu" olur.
Faks: 0212-677 02 63 E-mail: obirgit6cumhuriyetcom.tr