25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KASIM 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3ECD ülkelerinde kişi başına düşen sağlık harcaması 1828 'dolar, Türkiye'de bu rakam 108 dolar Sagbktansmıfiakaldıkİstanbul Haber Servisi - Türkıye'nin ;ağlık harcamalannda OECD ülkeleri- ıin çok gensinde kaldığı ve ekonomik jlarak Türkıye'nin gensinde kalan ül- celerin bıle sağlığa daha fazla pay ayır- iıklan belırlendı. OECD ülkeleri ara- jında kişı başına düşen sağlık harcama- ii ortalama olarak 1828 dolar iken Tür- dye'de bu rakam 108 dolar. ABD'de >ağlıga aynlan pay 3 bin 708 dolar. Fransa'da2 bin 550dolar, Avusfurya'da ıse 2 bin 225 dolar iken Türkiye'de 1995 yılında kişi başına düşen milli gelir bi- le 2 bin 780 dolarda kalıyor. Yani bu ül- kelerin sağlık harcaması bir Türk'ün bütün harcamalanna eşit ya da fazla. Sağlık Bakanlığfnın sektörün fi- nansman ihtiyacının saptanması için ha- zırladığı "Türkive Sağlık Harcamalan ve Finansmanı 1992- 1996" adlı rapor Sigara dumanı iki kat arttırıyor Solunum hastalıklan 5 yaş altmda sık görülüyor İstanbul Haber Servisi - Dünyada 5 yaşın altındaki çocuklann en önemli sorunlanndan bırinin solunum yolla- rı hastalıklan oldugu belirtildi. Ha- cettepe Ünıversitesi Çocuk Göğüs Hastalıklan Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Avhan Göçmen. kronik so- lunum yolu hastalıklarının başında gelen Kistik Fibrozıs'in kalıtsal ol- duğunu belırterek "Anne veya baba- da Kistik Fibrozıs'in varsa çocukta görülme riski yüzde 25'tir" dedi. Göçmen, kesin tedavisi bulunma- yan hastalığa yakalanmış kişilerin ge- lişmiş ülkelerde bile 30 yaşına kadar yaşayabildıklennı söyledi. Solunum yolu hastalıklannın 5 yaş altındaki çocuklarda en çok görülen hastalık olduğunu belirten Göçmen, "Genel mikrop erişkinlerden alındh- gı için büyükler dikkatli olmalı. Ök- siiriirken ağıdannı kapafmaiı ve eüe- ri yıkamalılar. Sigara dumanı da za- türre görülme sıklığını iki kat arttmr'" dedi. En büyük sorunun hekımlenn ve halkın hastalığı tanımaması olduğu- nu vurgulayan Göçmen, erken yaşta tedavi başlarsa gen ya da ilaç tedav i- si olabildiğinı söyledi. yayımlandı. Çalışmada, kamu \e özel sektördeki harcamalar ve OECD ülke- lerindeki harcamalar ıncelendi. Geliş- miş ülkelerdeki vatınmlann sağlık alt- yapısını düzelttiği belırtilen raporda, "ABD dışındaki diğer ülkelerin hemen hepsinde genel sağlık sigortası uvgula- ma>a konulmuş. neticede herkese eşit, adil ve etkili sağlık hizmeti sunma ola- nağı büyük ölçüde gerçekleştirilmiştir" denildı. Raporda 1990-95 yılı temel sağlık göstergeleri şöyle belirtilivor: -1000 kişiye düşen hekim sayısı; Bel- çika 3.5, Danimarka 2.9, Fransa 2.7, AJ- manva 3.3. Yunanistan 4. ABD 2.5, Tiir- kiye 1.1. - 1000 kışiye düşen yataksayısı; Bel- çıka 7.6, Danimarka 5. Fransa 10. Ja- ponya 15.5, tzlanda 15.9, ABD 4.4, Türkiye2.5. - Yaşam beklentisi; Belçika 77, Ka- nada 78. Japonya 80. Macaristan 70. Meksika71.Türkıye68. Türkıye'nin sağlık konusunda kötü durumda olduğu vurgulanan raporda şöyle devam edildı: "Kısaca Türkhe'de ne eşit ne adil ne de etkili hiznıet sunma ortamı yaraülabilmiştir. Eğer Türkive gelişmiş toplumlar arasında ver ainıak istiyorsa. kalkmmanın hem gereği hcm de sonu- cu olan sağlığa daha çok kaynak ayır- mak ve bunlan etkili kullanmak zorun- dadır. Ekunomisi Türkiye'nin gensinde olan ülkeler bile sağlığa daha çok kay- nak avirmaktadır." OECD Ülkelerinde Kişi Başına ğlık Harcaması ($) Öikeler Avustralya Avusturya Belçıka Kanada Çek Cum. Danımarka Fınlandıya Fransa Almanya Yunanistan Macanstan Izlanda irlanda Italya Japonya Kore LLiksemburg Meksıka Hollanda Yeni Zelanda Norveç Polonya Portekız Ispanya Isveç Isviçre ingıltere ABD Ortalama Türkiye 1992 1 468 1.774 1.783 2.035 - 1.820 1.964 2.164 2.496 425 - 2.170 1.041 1.827 1.894 273 2.121 187 1 861 890 2.429 117 691 1.069 2.221 3.272 1.252 3.147 1.630 103 1993 1.406 1.801 1.725 1.933 243 1.763 1.398 2.133 2.399 442 254 1.906 980 1.484 2.259 322 2.176 205 1.825 915. 2.172 110 636 893 1.674 3.186 1.112 3.329 1.453 112 1994 1.574 1.922 1.845 1.829 292 1.845 1.521 2.235 2.581 514 295 1.891 1.147 1.486 2.576 394 2.350 219 1.923 1.021 2.270 105 669 900 1.721 3.496 , 1.213 3.462 1.546 77 1995 1.741 2.281 2.126 1.857 366 2.108 1.888 2.616 3.089 632 306 2.131 1.160 1.470 2.952 535 2.978 154 2.232 1.195 2.691 - 843 1.079 1.902 4.210 1.325 3.644 1.834 91 1996 1.873 2.225 2.049 1.796 - 2.130 1.806 2.550 3.036 693 - 2.053 953 1.597 - - - 163 2.150 1.302 2b848 - 873 1.134 2.082 - 1.365 3.708 1.828 108 Kaynak: OECD Health Data 97 Mediıs'e özel saghk sigortası 9 formülü AYŞESAY1N ANKARA - Milletvekillerinin kabank sağlık fa- turalanndan bunalan TBMM yönetimi soruna *özel sağlık sigortası" aracılığıyla çözüm bulmayı planlı- yor. TBMM Başkanhk Divanf nda hazırlanıp kabul gören yasa değişiklığı önensi ile mılletvekilleri ve TBMM personelinin "özdsağhksigortasr kapsamı- na alınması planlanıyor. Sıgorta şirketlerinin iştahı- • nıkabartacakproje, Başkanhk Divam'ndaonay gör- mesmekarşın-'Bazısigortaşirketterizenginedaecek'' Bakanlığa basvuruldu Kamu kesiminde södeşmedönemi • Önümüzdeki yıl toplu iş sözleşmesi yenilenecek Türk-İş üyesi kamu işçilerinden 173 bin 699'u grev yasağı kapsamında bulunurken 409 bin 274 işçi ise uzlaşma sağlanamaması durumunda grev hakkını kullanabilecek. eleştirisıne maruz kalıyor. TBMM Başkanhk Diva- nı, trilyonlan bulan sağlık harcamalannı asganye in- dtrmek için geçen yaz başından bu yana yaptığı ça- hşmalannı tamamlama noktasına geldi. Bu konuda çeşitli olasılıklan değerlendiren Başkan HikmetÇe- tin sağlık işlerinden sorumlu DYP'li ldare Amiri Mahmut Duyan'a rapor hazırlatmıştı. Duyan, Di- van'da da tartışılan raporunda, Meclis çalışanlanna sağlık sigortası yapılmasmı. TBMM Kampusu için- deki Sağlık Merkezi'nin de kapanlmasım önermiş- ti. Bu amaçla Meclis Baskanlıgi. maliyet karşılaştır- KONGRE ması yapmak üzere tanınmış sigorta şırketlerinden ömekteklifleraldı. Yapılan ınceleme sonunda,pnm- ler TBMM Başkanlığı tarafından karşılanmak üze- re özel sağlık sigortası uygulaması ile sağlık harca- malannın yan yanya düştüğü hesaplandı. Milletve- killerinin. Meclis'in sunduğu sağlık hizmeti yerine en ufak rahatsızlık için özel hastaneleri tercih ettiği- ni saptayan başkanhk, getirilen bireysel faturalann yüksekliğinin yanında, yıllık ödenecek sağlık sigor- ta priminin çok daha duşük kaldığı sonucuna vardı. Özel sağlık sigortası formülünü olgunlaştıran Baş- kanhk Di\anı, TBMM Üyelik, Ödenek. Yolluk ve Emeklilenne Dair Yasa'nın 4. maddesinin değiştiri- lerek "tedavi hizmeöerinin" özel sağlık sigortası ta- rafından da karşılanabılecegini hükme bağlayan ya- sa önerisini hazırladı. Önerinin yasalaşması duru- munda uygulamadan, 5 bin 500'ü aktif milletvekili ve çalışan olmak üzere emeklileriyle birlikte topiam 20 bin dolayında kişi yararianacak. Buna göre mil- letvekilleri ve Meclis personeli. devlet ve üniversite hastanelerinin yanı sıra özel sağlık sigortah olacak- lan için özel hastaneierden de yararlanabilecekler. ANKARA (AA) - Ka- mu kesiminde çalışan Türk-İş üyesı topiam 582 bin 973 işçinin toplu iş sözleşmesi süreci başla- dı. AA muhabınnin edin- diğibilgıyegöre. 1999 yı- lında bağıtlanacak toplu ış sözleşmeleri için Türk- Iş'e üye sendıkalar yetki talebi ile Calışma ve Sos- val Güvenlik Bakanlı- ğı "na başvuruda bulunur- ken Bakanlık da başvoıran sendikalara yetki belgesi- ni yermeyebaşladı. Önümüzdeki yıl toplu ış sözleşmesi yenilenecek Türk-tş üyesi kamu işçi- lerinden 173. bin 699'u grev yasağı kapsamında bulunurken 409 bin 274 işçi ise uzlaşma sağlana- maması durumunda gre\ hakkını kullanabilecek. 583 bin kamu işçisinin yanı sıra çeşitli belediye- lerde çalışan \e önümüz- deki \ ıl toplu iş sözleşme- len bağıtlanacak 40 bin belediye işçisi için de. Beledıye-Iş Sendikası ta- rafından çaltşmalara baş- landı. Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Salih Küıç. 583 bin kamu işçisinin yeni- lenecek toplu iş sözleş- mesi için, üye sendikala- nn, bu ayın başında yetki belgesinin verilmesi tale- bi ile Cal'Şma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na başvuruda bulunduklan- nı belirterek bu ayın so- nunda işlemlerin tamam- lanacağını kaydetti. Sendikalann, sözleşme görüşmeleri için aralık ayı sonunda ilgili kamu ışveren sendikalan ile pa- zarlığa oturabileceklerini bildiren Kılıç. sendikalar- dan. birlikte hareket et- melerini istediklerini ifa- de etti. Toplu iş sözleşmesi gö- rüşmelerinde hükümetin, önümüzdeki yıl gerçek- leşmesi öngörülen enflas- yon oranını önermemesi- ni isteyen Salih Kılıç, 1998 yılında gerçekleşen enflasyon oranlannın dik- kate alınmasını talep et- tiklerinı söyledi. Kılıç. bu yıl ekonomı- de göreceli olarak bir iyi- leşmenin de söz konusu olduğunu kaydederek, bu iyileşmenin işçi ücretleri- ne de yansıtılması gerek- tiğini sözlerine ekledi. h a f t a l ı k s i y a s e t , b i l i m , k ü l t û r vs sanat d e r g i s l • Rusya devrimini arıyor, Bir kez daha miimkün mü? Milliyetçiler ve komünistler' • Seçimler ve sol • Bir yıldönümii daha! YÖK gt • ANAP'ın dengeci faşistleri Her Cumartesi tüm gazete bayilerinde 'Bilim belli bir azmlığın hizmetinde' İstanbul Haber Servisi - Araştırma Görevlileri Demeği'nin "bilim ve üniversitenin Türkiye gündeminde hak cttiği ye- ri alması ve toplum yara- ruıa bilim politikası oluş- rurulabilmesi" amacıyla gerçekleştirdiği üç günlük "Bilim, bilim potitikası ve üniversiteler kongresi" bugün sona eriyor. YıldızTeknik Üniversi- tesi Oditoryumu'nda dü- zenlenen kongrede dün "Bilim politikalan", "Bi- lim insanlannın örgütlen- mesi r ve "Bilimsel çalış- malann izlenmesi. değer- lendirilnıesi" konulan ele alındı. YÖK'ün kuruluş yıldönümüne denk gel- mesi nedenıyle özellikle dün katılımın çok az ol- duğu kongrede bugün ise "Bilim, toplum, iktidar ve ideoloji ilişkisi", "Bilim etiği'' ve "Bilim ve diT konulan üzerinde tartışı- lacak. Yaptıklan açıklamayla "Küreselleşme ve yeni düma düzeni söylemleri- nin dümavı ve Türkive'yi etkilediği bir ortamda, bi- limsel etkiniiklerin bir bü- tün olarak toplumla bağ- lannın kopartüıp azınlık- ta bulunan çıkar çevTeleri yaranna sürdürülmek is- tendiği ve var olan olum- suzluklann kendini yeni- den üretmesinin meşru kı- lındığı bir dönemden" geçtiğımize dikkat çeken Araştırma Görevlileri Derneği yetkilileri, bun- dan önce 20-21 Nisan 1995 tarihlerinde yapılan birincı kongrede tartışılan birçok sorunun hâlâ gün- celliğini koruduğunu söy- lediler. Yetkililer. "Ülkemizde bilim uğraşının çoğunluk- la üniversitelerde yapıl- nıava çalışıldığı dikkate aluıırsa,geleceğin bilim in- sanları olması gereken genç araştırmacılar ve öğ- rencUerin de bu konularda duyariı kılınması gerek- mektedir" dıye kaydet- ti ler. Maden kazalannda lSyüda 694 işçiöldü Halen yaklaşık 17 bin işçinin çalıştığı Türkiye Taşkö- mürii kurumu'na (TTK) ait KozJu, Karadon. Üzü(- mez, Armutçuk ve Amasra maden ocaklannda son 15 yılda mev dana gelen iş kazalannda 694 işçi öldü. 86 bin 462 işçi yaralandı. İş kazalanndan en fazla ölüm ola\- lan 1992 yılında yaşandı. Cri/u faciasının da yaşandı- ğı bu yılda 277 işçi can verdi, 5 bin 214 işçi varalandı. İşçi sayısındaki a/almanın iş kazalanndaki düşüşte et- ken olduğunu. 1983 yılında 38 bin 652 olan işçi savısı- nın bu yıl 17 bin 758'e kadar gerilediğini kavdeden TTK yetkilileri şunian söv ledi: İşçi sayısındaki düşü- şün yanı sıra iş güvenliği yatınmlan, teknik eleman sa- yısının arttınlması. ölümlü ve yaralamah iş kazası sa- yısında düşüşe yol açtı. İş güvenliği konusunda başla- tılan iki önemli y atınm projcsine dış kredi sağladık. Bu kredi ile eğitim projesini de tamamladık. Japonya'dan temin edilen krediv le yürütülen iş güvenliği iyileştirme projesi devam etmekte." (Fotoğraf: AA) ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Kamksamak••• Turgut Özal birzamanlar, olmadık münasebet- sizliklerortayaçıktığında. "Alışırsınız, alışırsınız..." diye fikir "beyan ederdi". Bızler de. "Alışmayaca- ğız..." diye; yeri göğü birbirine katardık. Gerçek- ten, o devlet anlayışı ve "üslubuna" alışmadık, alı- şamadık ama, bakıyorum bazı şeyleri "kanıksamı- şız;;. Orneğin; neredeyse 15 yıldır, yüzde 70'lerde sey- reden bir enflasyona alışmak mümkün mü? Ama fiyatların her gün, neredeyse kendi kendıne yük- selmesini kanıksadık. Alışmak başka bir şey, ka- nıksamak bambaşka bir şey. Bir şeye "alışan" insan, bunun sürmesinden ra- hatsız olmaz. Hatta sırasında sürmesıni ıster. Çün- kü alışmıştır. Birşeyi "kanıksayan" insan, bunun sürmesinden rahatsız olur. Hatta kimi zaman çok rahatsız olur. Ama değiştirmek elınde olmadığı için, katlanmak zorunda kalır. Işte "kamksamak" budur. ömeğin adalet mekanızmasının işleyişinden fev- kalade rahatsızız. Davaların uzun sürmesi, çek-se- net mafyasını beslıyor. Yasalardakı adaletsızlık ya- şama yans/yor. Baklava çalan çocuklar yıllarca hapse mahkûm olurken; milyarları, yüz mılyariarı, trilyonlan çalanlar, ellerıni kollannı sallayarak dola- şıyor. Ceplerinde devletin özel pasaportu, hava- alanlannda VIP salonlannda ağırlanıyorlar. Proto- kolde yerleri var. Ve biz, tüm bu inanılmaz görün- tüleri "kanıksadık". Israil'den alınan suıkast silahlarının kim tarafın- dan, kime verildiği belli. Fakat "ne için?" verildığı sorulduğu zaman, "devletsımdır, söylenmez" de- niliyor. Biz de bunu sineye çekiyoruz. Zira böyle şeyleri de "kanıksadık"... Devlette, çeteler "fink atıyor". Kara paraların na- sıl aklandığını, 5 yaşındaki çocuklar bıle anladılar. Ülkücü mafya bozuntusu katil. siyasetçı. emniyet görevlisi, "sacayağı"; medya dahil, her yere el at- mış durumda. Bizler, mezbahada kesılme sırasının kendisine gelmesinı bekleyen koyunlargibi bekle- şiyoruz. Bir kanun kaçağıyla, cumhuriyet huküme- tinin önde gelen bir bakanı, kırk yıllık arkadaş üs- lubuyla sohbet edıyorlar. Sayın bakan ıstıfa ettı a- ma, etmese de olurdu. Zaten ıstıfa etse ne olur, ıs- tifa etmese ne olur? Bunu da kanıksadık. YÖK ve Sayın Başkanı Kemal Gürüz, yıllardır unıversıte- lerdeki şeriatçı örgütlenmeyı kırmaya çalışıyor. Bi- zim üniversitede Sayın Alemdaroğlu, kafasını bu işe takmış. Yasalar ve yüksek mahkeme kararları ortada. Ama bu örgütlenme, gene de kırılamıyor. Bu yıl yapılan yeni kayıtlarda. ünıversıtemızı ye- ni kazanan ögrencıler, okula başörtüsüyle gelme- yeceklenne söz verdiler, yazı imzaladılar. Ama is- tanbul Üniversitesi kampuslarında, başörtülü öğ- rencilerfink atıyor. Tüm kapıları emniyet güçleri ta- rafından tutulan ve defalarca kontrol yapılan bu bahçe ve binalara, bu öğrenciler acaba nasıl gıri- yor? Insanın aklı ermıyor. ama bunu da bir ölçüde "kanıksadık". TÇrkiye'da üaşbakanhk d ü z e ^ n j ^ t ^ ^ l e ^ ve çok saygın bir politikacı, durup dururken, "Curn- huriyetin 75. yıldönümü " şerefine btr "genel af'tan söz ediyor ve hükümet ortakları dahil herkes kâr- şı çıkınca, işi sulandırmanın yollarını arıyor. Aılele- riyle birlikte, yüz binlerce insanı bırıncı dereceden ilgilendiren ve boşuna umutlar yeşerten, böyle bir "çıkış" olabilir mi? Bu ailelerin hayal kırıklıklarının bedelini kim ödeyebilir? Bunu da "kanıksadık". Şu son birkaç ayda, genel seçimler konusunda, en az dört kez farklı tarihler ortaya atıldı. Piyasalar da şaşkına döndü, insanlar da. Ama bızler bunu da "kanıksadık". Devlet bakanlığı koltuğunda oturan bir hanıme- fendi, "bakire" olduğunu ılan ediyor. Ne ıştır bu?.. Bir gazete muhabiri. böyle bir soruyu nasıl so- rar, hangi cesaretle sorar? Ve böyle bir soruyla kar- şılaşan bir bakan, bu gazetecinın ağzının payını ve- rerek, nasıl kapı dışarı etmez? Sayın bakan, böyle bir soru sorulmasını doğal buluyor ve bir marifetmiş gibi, bakire olduğunu ı- lan ediyor. Ve bu "garabeti" mizah konusu yapan bir usta, program yaptığı televizyon kanalının ka- patılmasına neden oluyor. (Sevgılı Levent Kırca bana bu yaştan sonra makarena yaptırır mı, sonu böyle olur. Allah'ın tokadı yok...) Zaten bu RTÜK'ün yetkisınin sınırı ya da sınır- sızlığı konusuna da aklım ermıyor. Birtakım bürok- ratlar, garip biryasadan aldıkları yetkılerle, televiz- yon kanallannı karartıp duruyorlar. Savcı ve hâ- kimlerin bile böyle bir yetkisi yok. "Aaa, bu kanalı kapatmışlar..." diyen insanlanmız. başka kanallan "zaplıyoriar". Kimsenin aklına, "Yahu, bu ne biçim biriştir" sorusunu sormak gelmıyor. Bunu da "ka- nıksadık. " Hatta, özellikle görüntülü medyadaki, yanı tele- vizyonlardaki sorumsuzluklar karşısında, "Bu adamlara durdiyecek kımse yok mu" diyen ınsan- larımız, şimdi fazla şikâyetçi de görünmüyorlar. En azından Levent Kırca olayında olduğu gıbi. bıçak kemiğe dayanmadıkça... Yoksa bizler bu işlere "alıştık" da, ben içime sın- diremediğim için mi "kanıksadık" diyorum?.. Saldırganlardan biri öldü Samsun'da kahveye molotoflu saldırı CEMİLCİĞERİM SAMSUN - Carşamba ılçesine bağlı Dikbıyık Beldesı'nde önceki ak- şam saat 19.30 sulannda bir kahvehaneye molotof- kokteyli atan 4 kişıden bi- ri jandarma ile girdiği ça- tışmada öldürüldü. Kar başlığı taktıkları bıldiri- len sakallı üç kişi iseolay yennden kaçtı. Kumar oynatıldığı öne sürülen Merkez Mahalle- si'nde Hamit Karaca'ya ait kahvehane>e önceki akşam 4 kişi tarafından molotofkoktevli atıldı. Molotofkoktevlınin du- v ara çarpıp dışanda patla- ması üzerine saldırganlar- dan biri çevreye rasgele ateş ederek kaçmaya ça- lıştı. Siyah kar başlığı tak- tıkları bildirilen saldır- ganlardan üçü olay yerin- den kaçtı. Sakallı olduğu belirtılen saldırganlardan biri de Dikbıyık Jandar- ma Karakolu Komutanı Astsubay Üstçavuş Nejat Karadağ ile silahlı çatış- maya gırdi. Saldırgan aldığı 4 kur- şun yarasıyla olay yerinde öldü. Üzerinde 9 mili- metre çapında bir tabanca ve Arapça yazılar bulu- nan saldırganın adının Mürsel Salbaş (29 »oldu- ğu saptandı. Saidınnın neden > apıldığı \ e saldır- ganlann sıyasi biramacı- nın olup olmadığı araştı- rılırken kaçan üç kişinin de kimliklerinin saptan- masınaçalışılıyor. TUYAP KITAP FUARI ETKİNLİKLERİ 6Kasım-15Kasım 1998 İM2A GÜNLERİ 7.11.1998 CUMARTESİ: 14.00-16.00 Oktay Akbal 8.11.1998 PAZAR 13.00-14.30 Naziı Eray - Attilâ Şenkon 14.30-16.00 Ahmet Ümit 16.0C-18.00 Hilmi Yavuz 9.11.1998 PAZARTESİ 17.00-19.00 Hakan Akdoğan 10.11.1998 SALI 16.CC-18.00PauloCoelho B Salonu 11.11.1998 CARŞAMBA 15.00-17.00 FaikBaysal 17.00-19.00 Deniz Kavukçuoğlu 12.11.1998 PERŞEMBE 14.00-16.00 Nihal Yeğinobalı 16.00-18.00 Mehsa Gürpınar YAYINLARI 1. Kat 15. Sokak 13.11.1998 CUMA 15.00-17.00 TahsinYücel 17.00-19.00 İnciAral 14.1 V1998 CUMARTESİ 14.00-16.00 Cemil Kavukçu 18.00-20.00 Ahmet Altan B Salonu 15.11.1998 PAZAR: 15.00-17.00 Özcan Karabulut SÖYLESİ ve PANELLER 8.11.1998 PAZAR 14.00-16.00 Hilmi Yavuz ile soyleşi: Felsefe, şiır, deneme 9.11.1998 PAZARTESİ 15.00-17.00 Panel: Edebiyat Ödülleri ve Etkileri 10.11.1998 SALI 14.00-16.00 Pierre Assouline ile söyleşi: Camondoların Sonuncusu , (Fransız Kültür Merkezi ile birlikte) 10.11.1998 SALI 18.00-20.00 Paulo Coelho ile söyleşi: Edebiyatın Yonlendırıcı Etkısı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle