Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 KASIM 1998 PAZARTESİ
HABERLER
•I
TYS'den sağduyu
çağnısı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye Yazarlar
Sendikası Genel Başkanı
Ataol Behramoğlu,
ttalya'nın son olaylardaki
tutumunun kabul
edilemeyeceğini belirterek
"Busonucunasıl
sorumlusu, Türkiye'de
gerçek bir demokrasinin
gelişmesine olanak
tanımayan ve böylece haklı
davalarda da ülkeyi haksız
duruma düşüren devletin
kendisidır" dedı.
Behramoğlu, protestolann
soğukkanlı, ağırbaşlı ve tüm
ülkeyi kucaklaması
gerekirken aşın bir grubun
tekeline bırakıldığına dikkat
çekti.
Perinçek'in
yargılanması
• Haber Merkezi - Ankara
DGM Savcısı Nuh Mete
Yüksel tarafından tP Genel
Başkanı Doğu Perinçek ve
Genel Sekreter Mehmet
Bedri Gültekin hakkmda
"PKK'ye silah yardımı
yapmak ve PKK"nin gizli
ilcrnci liden olmak"
suçlamasıyla açılan davarun
ilk duruşması yann
yapılacak. Yazılı bir
açıkJama yapan tP Genel
Başkan Basm Danışmanı
Hüseyin Karanlık,
duruşmada 400 avukat
tarafindan savunulacak olan
Perinçek'in önemli
açıklamalarda bulunacağını
belirtti.
DYP'nin hesabına
• ANKARA (AA)-
Anayasa Mahkemesı,
DYP'nın 1995 yılı hesabını,
şerhli onayladı. Resmi
Gazete'de yayımlanan
Anayasa Mahkemesi
Karan'nda, DYP'nin 1995
yılı kesın hesabında
gösterilen 1 trilyon 544
milyar 663 milyon 662 bin
760 lira gelir ile 1 trilyon
478 milyar 398 milyon 815
bin 122 lira gıderin eldeki
bilgi ve belgelere göre
doğru ve Siyasi Partiler
Kanunu'na (SPK) uygun
olduğu belirtildi. Yasaya
uygun olarak
düzenleraneyen belgelere
dayanan yada belgeleri
bulunmayan 342 bin 599 lira
gider karşılığı mal varlığının
Hazine'ye gelir
kaydedilmesine hükmedilen
kararda. gelirlerin SPK'ye
uygun olarak alındı belgesi
karşılığında tahsili. alındı
belgelerinin düzenlenmesi,
defter kayıtlanna geçirilmesi
ve saklanmasında gerekli
özenin gösterilmesinirt
DYP'ye bildirilmesi
öngörüldü.
Veterinerler
BiPliği seçimlepi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Vetennerler
Birliği'nın dün yapılan 38.
olağan genel kurulunda,
birlik başkanlığma veteriner
hekim Nesrin Alpaslan
seçildi. Yönetim kurulu
üyeliklerine ise Gürbüz
Ertürk. Muzaffer Çelebi.
Ömer Beşaltı ve Naci Önal
seçildi.
İstanbul'da
operasyon
• İstanbul Haber Servisi -
Fatih Belediye Başkanı
Saadettin Tantan'ın da
aralannda bulunduğu ve
kamuoyunda tanınan kişilere
suikast düzenlemeyi
planladıklan savlanan sekiz
kişi, tstanbul'da düzenlenen
bir operasyonda yakalandı.
Ayvaz Korkmaz'm
adamına tadbikat
• İstanbul Haber Servisi -
Gıyabi tutuklu olarak aranan
organize suç örgütü lideri
Ayvaz Korkmaz'ın adamı
olduğu gerekçesiyle
gözaltına alman Burhan
Kocaoğlu'na da yaklaşık 3
ay önce Gazıosmanpaşa'da
bir infaz koruma memurunu
silahla yaraladığı yerde
tatbikat yaptınldı.
Trenetaşlı
saldıpı: 5 yaralı
I İstanbul Haber Servisi -
Halkalı-Sirkeci seferini
yapan banliyö treni,
Kumkapı istasyonu
civannda tinerci çocuklann
taşh saldınsına uğradı.
Olayda beş yolcu hafif
yaralandı.
Felsefe okumalam
• İstanbul Haber Servisi -
istanbul Liseleri Felsefe
Kulüplen Platformu, çeşitli
üniversitelerden
akademısyenlerin katılacağı
felsefe okumalarına. bugün
Galatasaray'daki Yapı Kredi
Kültür Merkezi'nde
başlıyor.
Harp Akademileri raporu: Siyasal îslamm devletten tek eksiği ordu
'MGV deriet içindeSERTAÇ EŞ
ANKARA - Ankara Devlet Güvenlik
Mahkemesi Başsavcılığı'nrn kapatma iste-
miyle dava açmaya hazırlandığı Milli Genç-
lik Vakfı (MGV) hakkında Harp Akademi-
leri Komutanlığı da çalışma yaptı. Harp Aka-
demileri, geniş kapsamlı raporunda, yurtdı-
şında 250 milyon marklık taşınmaza sahip
olan Avnıpa Milli Görüş Teşkilatı (AMGT)
ile MGV'nin "devlet içindedevletgörünûmü
verdiğini" vurguladı. Komutanlık. "Bu olu-
şumda eksik olan tek husus askeri kanafür
ki, bu nedenk gerid İslanıi kesim, imam-ha-
tip lisesi mezunlannuı harp okullanna alın-
ması mücadelesi vermektedir" uyansında
bulundu. Harp Akademileri Komutanlı-
ğı'nın 1 50. kuruluş yıldönümü nedeniyle ha-
zırladığı araştırmanın MNP-MSP-RP hare-
keti ve MGV ile ilgili bölümlerinde özetle şu
saptamalarda bulunuldu:
- MNP-MSP-RP çizgisinin ülke içindeki
en önemliyan kuruluşu isc Milli Genclik Vak-
fi'dır (MGV). \aknn yurrJannda \e evlerin-
de kalan öğrencilerin İslamcı çizgide yetiş-
melerine önem verilerek, İslamcılann alt
gençlik kadrolannı oluştunnası sağlanmak-
tadır.MSP-RPyi7gixinin örgüt >apısıbunlar-
lasınırlı kalmamaktadır. Kendisinidestekle-
yen yan kuruluşlaıia adeta bir devlet görü-
nümündedir. Ban meslek kuruluşlan da İs-
lamcı kesime destek vermektedirler. Bu ku-
ruluşlar Türk-İslam sentezini savunmakta-
dırlar. Birçok basm kuruluşu, İslami ktsimin
görüşleri doğrulhısunda yayın vapmaktadır.
MSP-RP çizgisinin yayın organlan dunı-
mundaki bu kuruluşlardan baalan İslam
dünyasının CNN'i olmak hevesindedir.
- Yurtdışmdaki işçilerın örgütlenmesi ve
MSP saflannda yer alması için de özel bir
program yapılmış, buradaki işçilere dinin,
kültürün ve milletin önemini anlatarak işe
başlayan MSP, RP'li dönemde İslam Devle-
ti olmak için çalışma başlatmıştır. Bugün Av-
rupa'da gayri resmi üyesi 1 milyonu bulan
"Avrupa Milli Görüş Teşküan", İslamcılann
para kâynaklanndan bırisidir. Teşkilatın ta-
şınmaz mallannm değerinin 250 milyon
markı geçtiği bilinmektedir. Yurtdışmdaki
ekonomik boyutu bu ölçülere ulaşan hareke-
tin, yurtiçinde Faisal Finans Kurumu. Al Ba-
raka Özel Finans Kurumu, İslam Kalkınma
Bankası ve sayılan bvnin üzerinde ticari şir-
ketler dikkate alındığında siyasal tslamın,
kadrolaşmanın yanı sıra ekonomik güç ola-
rak geldiği seviyenin yadsmamayacak bo-
yutlara ulaştığı açık olarak görülmektedir.
-Özetlesiyasal fslamın 1970'H yülardayap-
bğı çok yönlü yatmmlaıia bugün geldiği çiz-
gi, tabanıyla. gelir kaynaklanyla, şirkeüeriy-
le, \akiflamla, basın-yayın kuruluşlanyla
devlet içinde devlet olma durumundadır. Bu
oluşumda eksik olan tek husus askeri kanat-
ür ki, bu nedenle gerici İslami kesim, imam-
harip lisesi mezunlannın harp okullanna
ahnması mücadelesi vermektedir. İmam-ha-
tip lisesi mezunlannı mülki idare. >argı. ma-
Bye ve emniyet güçlerine yerieştiren hareke-
tin, kurumlaşma ve kadrolaşmasını tamam-
lamak için tek eksiği olan askeri kanada çen-
gel atmak ve böylece devlet içinde oluşnırdu-
ğu devletin tüm yönlerini tamamlamak iste-
mektedir.
- 1983'te kurulan RP, liderlerin siyasi ya-
saklannın kaldmldığı referandumun ardın-
dan eski MSP'nin bir uzantısı olarak yoluna
devam etmiştir. RP'nin kuruluşundan sonra
İslamcılann bazı yeni taktikler uyguladığı
görülmektedir. Zaman içerisinde oylannı, az
gelişmış ve kırsal kesimlerden gelişmiş böl-
gelere ve büyük kentlere doğru kaydırma ça-
bası içinde olmuşlar ve kadınlara, kadınlar-
la ulaşma yöntemini uygulamışlardır. Bir di-
ğer önemli degişim ise seçim propaganda
yöntemlerinde yaşanmıştır. Önceleri cami
cemaatine geleneksel vaazlarla ulaşan RP,
artık sosyal demokrat politikalan da dillen-
dirmektedir. Adaletsizükten ve sistemin ken-
dilerini ezdiğinden yakınan insanlan kendi-
sine hedefkitie olarak tayin etmiş, köylerden
göç eden ve varoşlarda oturanlara yönelik
politikalar üretmeye başlamıştır.
- RP'nin degişim projesi farklı bir strateji
üzerine oturtulmuş, partililer sanki her an
seçim varmış gibi çahşmıslardır. Bire bir pro-
paganda yöntemiyle partinin tabanı geıüşle-
tilmiştir. RP lideri hedefe giden her yol mü-
bahür.düşüncesi ik Atatürk'ü Refahcı ilanet-
toiş ve diğer partüerin mensuplan için "Bu
taklitçiler Atatürk'ün gençliğe beyanname-
sini okuyamazlar" sözieri ik rejimle tartış-
maya girmeden, takıyy% yapma yoluna gh-
miştir. RP, iilkede İslamivet için cihat çağn-
lan yaparkcn. her toplumda olabilecek fa-
kiriik. rüşvet hırsızhk, kumar, fuhuş, uyuş-
turucu kullanımı gibi olumsuzluklann so-
rumlusunu laiklik ve tek çaresini de tslami-
yet olarak gösterme çabası içerisine girmiş-
tir. Merkezdeki sağ ve sol paıiikrin ciddi po-
litikalar üretememesi de \atandaşı etkilemiş
ve bu husus RP'ye oy kazandıran en büyük
etkenkrden biri olmuştur.
Yeni kurulan sivil toplum örgütü ICG, sorunlu bölgelerde başanlı görev yapıyor
Dünyada kriz çözme grubu
LEYLA TAVŞANOĞLU
Uluslararası Kriz Grubu
(International Crisis Group-
1CG) yeni yeni yerleşmeye
başlayan knz yönetimi
kavramına uygun olarak
kurulmuş, yeni sayılabilecek bir
sivil toplum kuruluşu. Dünyanın
çeşitli kriz bölgelerinde alan
çalışmalannı etkili biçimde
yapıyor. raporlar hazırlayarak
yetkili mercilere ulaştınyor.
ICG. Kuzey lrlanda sorununun
çözümünde, Bosna için vanlan
Dayton Anlaşması'mn
uygulanış aşamasında da çok
etkili olan bir kuruluş. Bütün
dünyadan tanmmış siyasetçiler,
devlet adamlan, düşünürler,
işadamlan bu kuruluşun
yönetim kurulu üyeleri.
Türkiye'den ise sadece bir kişi
yönetim kurulu üyesi. Adı Ersin
Anoğlu. Anoğlu, İstanbul
Teknik Üniversitesf nden yapı
statiği uzmanı olarak mezun
olmuş bir mühendis. Yapı
Merkezi. Bilim Merkezi Vakfı
başkanlıklannın yanı sıra
Slovenya'nın fahri
konsolosluğunu yürütüyor.
Anoğlu'yla 30 Kasım'da
Ankara'da, 1 Aralık'ta da
lstanbul'da yapılacak olan ICG
toplantısı öncesinde kuruluşun
etkinlikleri, etki alanlan,
hedefleri ve amaçlannı
konuştuk. Anoğlu'yla
konuşmamız şöyle gelişti:
- ICG'ye neden ilgi duydunuz ve
bu işe girdiniz?
ARIOGLU-1997'deABD
Konsolosluğu'ndan, bir
Amerikalı parlamenterin
benimle konuşmak istediği
haberi geldi. Bu kişi Stephen
Solar2'dı. Benim kunıluşa
girmemı istediklerini söyledi.
Çok etkilendim. Bu konuda
Sayın Cumhurbaşkanımıza
danıştım. Çok olumlu karşıladı.
Hatta bana yardımcı olacak
belgeler de verdi. Bundan sonra
ICG üyeliğini kabul ettim ve
çahşmalanmız başladı.
- Uluslararası alanda bu
çahşmava neden gerek duyuldu.
ARIOGLU -Zaman değiştikçe
dünyada bilgi ön palana çıktı.
Ulus devletler bugün hem alttan,
hem üstten sıkıştınlır oldular.
Bu arada bölgesel antantlar
kuruldu.
Bu bölgesel kümeleşmeler,
uluslar arasındaki bilginin
artması. dünyanm küçülmesi,
haberleşmenin çok ciddi
biçimde ileriemesi nedeniyle her
yer birbiriyle iletişim içinde
olma gereğini duyuyor. Bir
yerdeki bir değişiklikten her
taraf etkileniyor. Ve önce bilgi
transnasyonal oluyor. Yani
uluslann üstüne çıkıyor. Sınır,
bayrak tammıyor.
Küreselleşiyor. Ulusal devlet
kendi para birimini kurup bunu
korumak üzere kurulmuş bir
kavramken para bu
küreselleşmenin etkisiyle
bayrak, smır tanımaz bir duruma
geliyor. Iş bununla da kalrmyor.
Dünyada terör odaklan
birleşmeye, transnasyonal
olmaya başlıyor.
Böylece ulus devlet yukandan
gelen baskılar altında
zayıflamaya başlıyor. Bir de ulus
devleti alttan baskı altında tutan
konular çıktı.
- Nedir bu konular?
ARIOĞLü - Bunlar kendi
içinde bölgeselcilik ve etnik
yapılaşma. Insanlar bilgiyi çok
fazla kullanmaya başladıkça
bilgi sınır tanımaz bir duruma
• Uluslararası Kriz Grubu'nun tek Türk üyesi Ersin Anoğlu, ICG'nin
çalışma alanlannı şöyle açıkladı: Birincisi Balkanlar, yani Bosna-Hersek,
Makedonya, Yugoslavya ve Kosova. Sonra Orta Afrika'da Burundi, Kongo
Cumhuriyeti ve Ruanda. Asya'da ise Kamboçya gündemimizde.
bir öneriler paketi hazırhyor.
Ama bu öneriler paketini
hızarlamak da yetmiyor.
Önerilerin anlatılması,
savunuhnası ve gerekli
mercilere iletilmesi gerekiyor.
Elde edilen raporlar bütün
toplumlara, bütün insanlığa açık
olarak Internet sayfalannda
yayımlanıyor.
Ikinci olarak. uluslararası karar
mercilerine, taraflara anında
iletiliyor. Böylece ortaya
öneriler paketi çıkmış oluyor.
Bakın, karar vericiler olay
geliyor. Bu olunca da
topluluklar kendi emik
kimliklerini korumak ve ben de
vanm diyebilmek için ulus
devlete eleştiriler yöneltiyor.
Bu durum dünyanın her yerinde
böyle. Oysaki bugün insanlığın
elinde o devlet yapısından başka
demokrasi, demokrasiye
yönlendirilmiş, kuvvetler
aynlığını benimsemiş olmak
var. Bundan başka da bir araç
yok. Ulus devletin sürekliliğinin
ve bu ilkelerin korunabilmesi
için bazı uluslararası kuruluslara
sırasmda taraflar arasında bir
konsensüsü sağlamayı BM
başardı. Yoksa ikinci bir Irak
harekâtı olacaktı.
Bakın, Atatürk, Osmanlı
Imparatorluğu'nun külleri
arasından bir ulus devlet yarattı.
Aynı tarihlerde Avrupa'da
Birinci Dünya Savaşf ndan
sonra birçok ulus oluşru. Benzer
gelişmeler Asya'da da
gerçekleşti. Biz, Misak-ı Milli
sınırlan içinde daha önce
ekonomik kalkınmaya yöneldik.
Ama Avrupa bir MussoUni, bir
Arkadaşunız Le>1a Tavşanoğlu, Uluslararası Kriz Grubu'nun tek Türk üyesi Ersin Anoğlu ile dün-
yanın bu yeni örgütü üzerine söyfcsti. (Fotograf: KAAN SAĞANAK)
ihtiyaç duyuluyor. Bölgesel bazı
anlaşmazlıklan ortadan
kaldırmak, demokrasiler zayıfsa
oralarda daha güçlü
demokrasiler kurmak. zayıf olan
ekonomileri güçlendirmek ve
böylece insanlığa insan eliyle
verilmiş.olan zararlar
engellenmek, ya da ortadan
kaldınlmak amaçlanıyor. Bir
etnik aynşma hareketi başladığı
zaman ilk ortaya çıkan sonuç
insamn insanı öldürmesi, ya da
bazı haklanm elinden alması.
Ancak insan o şekilde öbür
insamn üzerine üstünlük
kurduğunu düşünüyor.
- Bir örnek verebiKr misiniz?
ARIOĞLU - Ömeğin Afrika'da.
Ruanda'da iki aşiret kavga etti
ve bunun sonucunda bir milyon
kişi öldü. Bugünkü insanlık
anlayışında, "O bölgede bu tür
oJayİar olduysa da biz bir şey
yapamayiz'' diyemeyiz. İnsanlık
bu olaylara çare bulabilmek için
Birinci Dünya Savaşı'ndan
sonra Cemiyet-i Akvam, İkinci
Dünya Savaşı'ndan sonra da
Birleşmiş Milletler (BM) gibi
uluslarüstü birlikler oluşturdu.
Ama zaman içinde bu
kuruluşlann çalışmalan hantal
kaldı. Fazla bürokrasi nedeniyle
hızla hareket edemediler. Bir de
bu kuruluşlar iki süper gücün
savaş alanı gibi davrandılar.
- Peki, BM'nin hiç faydah olduğu
alanlar vok mu?
ARIOGLU - Olmaz olur mu?
Örneğin son Körfez krizi
Hitier, bir Franco, bir Salazar
çıkardı: ne aşamalar ve
gelişmelerden geçti. Bu
liderlerin her biri ülkelerine
büyük zararlar verdi. Atatürk'ün
büyüklüğü buradaki kurmuş
olduğu devlet, devletin ilkeleri,
devletin yapısı bizi bugüne
kadar hem dış çatışmalardan
korudu, hem de bizim hiç
olmayan bir endüstrimizin
yaratılması için büyük bir
olanak sağladı.
Ulus devietler kurulur kurulmaz
sınırlannı genişletme eğilimi
teorisini de Atatürk bozmuştur.
Ben bu konuda bütün
Türkiye'nin konsensüs içinde
olduğuna inamyorum. Bu
sağlam prensiplerle de kendi
banşımızı çok uzun bir süre
koruyabileceğimizden kuşku
duymuyorum. Bütün bunlardan
dolayı da hızlı hareket edebilen
uluslararası bir kuruluşa ihtiyaç
duyuldu.
- ICG'nin alanında çanşan
başka uluslararası kuruluşlar
yokmu?
ARIOĞLU - Var tabii. Ama
ICG'yi tek kılan uygulamakta
olduğu yöntem. Bir yerde bir
anlaşmazlık çıktığı zaman o
anlaşmazlığın gerek tarihsel,
gerek siyasal, gerek ekonomik
kökenine inip yerinde araştırma
yapan bir kuruluş. ICG yerinden
bilgi topluyor, bütün taraflan
dinliyor, bütün olasılıklan göz
önünde bulunduruyor ve bütün
bu çalışmalan yaptıktan sonra
yerindeki şartlan anlamakta
güçlük çekebilirler. Yeri, yerel
koşullann neler ifade ettiğini,
orada yaşayan insanlann
düşüncelerini hiç bilmiyorlardır.
Şimdiye kadar yaptıklan maddi
yardımlardu-. Ama artık o devir
geçti.
Işte, Uluslararası Kriz
Grubu'nun metodolojisi bilgi
çağının ihtiyaçlanna uygun
olarak bilgi açığını kapayacak
bilgiler üretmek, bunlan da
karar mercilerine hızla
ulaştırmaktır. Karar mercileri
bazen karar oluşturmakta da
gecikebiliyorlar. lşte. o sırada
ICG o karan hızlandırabilmek
için bu sefer karar mercileri
nezdinde harekete geçiyor. Yani
eylemin zamanlamasma da
yardımcı olmaya gayret ediyor.
- Bildiğimiz kadamia ICG hem
Kuzey İrlanda sorununun
çözümünde, hem de Dayton
Anlaşması'nda önemli görevter
vapo_
ARIOĞLU - Kuzey lrlanda
olayında Ingiltere hükümeti de,
trlanda'daki hükümetler de
ICG'nin Başkanı olan George
Mitchefl'in toplantılarda başkan
olmasını istediler.
Süreç gerçekten başanlı oldu ve
çok uzun süren bir anlaşmazlık
ortadan kaldınldı. Burada
başkan, ICG şapkasını kullandı.
- Yani Geogre MitcheD orada
ABD Senatörü kimliğini
kullannıadı mı?
ARIOĞLU - Evet, tamamıyla
ICG Başkanı olarak
toplantılarda bulundu. Dayton
Anlaşması konusunda da,
anlaşma oluşmuştu ve yakın
sürede imzalanacaktı. Tam o
sırada ICG kuruldu. ilk
direktörü Nichobon'dı.
Nicholson görev başında,
Saraybosna'da kalp krizi geçirip
öldü. Ona bir tür banş şehidi
diyebiliriz. Daha sonra geçici
olarak görevi Morton
Abramovvitz üstlendi. Prosedür
tamamlanmca da direktör olarak
Belçikah senatör Alain Desteshe
getirildi. Yönetim Kurulu
Başkanmız da Amerikalı
senatör George Mitchell'dir.
ICG, Dayton Anlaşması'nm
uygulanmasının izlenmesinde
çok büyük başan sağladı.
Uygulanamayan yönleri için
taraflara derhal çözüm kriterleri
getirdi.
- Bir örnek verir misiniz?
ARIOĞLU - Bosna'da seçimler
daha erken yapılacaktı; tarihi
bile ilan edilmişti. Ama henüz
seçim şartlan oluşmamıştı. ICG
adil ve açık bir seçimin
gerçekleşemeyeceğini anlayınca
bazı kanunlann, yardımlann,
göç hareketlerinin
tamamlanmasından sonra
seçimlerin yapılmasını önerdi.
Seçimler ertelenip daha sonra
yapıldığında da elde edilen
politik sonuçlar ülkenin istikrara
doğru gitmekte olduğunu
gösterdi.
Aynca Dayton Anlaşması'nın
uygulanmasından çıkan her
türlü sorunda ICG'nin alan
çalışması yapması nedeniyle
bütün dünyaya bilgilerin
zamanında ulaşması sağlandı.
- ICG bUdigimiz kadanyia bir
sKü toplum kuruluşu. Ama bu
kadar yayguı olan çalışmalan
> apabflmesi için hangi fonlardan
vararlamvor?
ARIOĞLU - ICG'ye yardım
eden hükümetler var. ICG'nin
doğru ve iyi çalıştığına
güvendikleri için destek
veriyorlar. Bunlar başta ABD,
Avusturya, Danimarka,
Finlandiya, Fransa, Hollanda,
lrlanda, Isveç, Isviçre, Kanada,
Norveç ve Tayvan. tkinci olarak
sivil toplum kuruluşu
niteliğindeki bazı vakıflar
destekliyor. Üçüncü olarak da
bazı büyük şirketler ve şahıslar
da bağışta bulunuyorlar. Bazı
hükümetler de proje bazında
destek veriyor.
- Bu toplantryı neden İstanbul'da
yapıyorsunuz?
ARIOĞLU - Bundan bir
beklentimiz Türk hükümeti bu
çalışmalanmıza ilgi duyarsa
bize destek vereceği. İlk toplantı
30 Kasım'da Ankara'da, 1
Aralık'ta İstanbul'da olacak.
Böylece ICG'nin bu
etkınliklerini Türk kamuoyuna
tanıtacağız.
- ICG'nin 12 aytkgündemini
açıklar mısuuz?
ARIOĞLU-Birincisi
Balkanlar, yani Bosna-Hersek,
Arnavutluk, Makedonya,
Yugoslavya
Federal Cumhuriyeti.
Şu anda bölgede banşı tehdit
eden ve hızla genişlemesi
mümkün gözüken Kosova da
gündemde. Sonra Orta Afrika'da
Burundi, Demokratik Kongo
Cumhuriyeti ve Ruanda var.
Güneydoğu Asya'da ise
Kamboçya gündemimizde.
Kuzey Afrika'da ise Cezayir'de
basına büyük bir sansür var.
ICG o konuda bir rapor
hazırladı.
BIZBtZE.
ERDAL ATABEK
Tepki Biçlmleri...
Tepki, uyancı etkiye karşı gösterdiğimiz davranış-
lann bütünüdür.
Tepkinin biçimini de kişinin kültür birikimi, içinde
yer aldığı grubun nftelikleri, beklentileri, o andaki
ruhsal durumu belirler.
Italya'ya gösterilen tepkiyi anlayabilmek için de
bütün bu etkenleri dikkate almak gerekir. Italya, Ab-
dullah Öcalan'ı geri vermeyeceğini açıkladığı za-
man bu tavır, Türkiye'ye karşı düşmanca bir tutum
olarak kabul edildi, bu kabul de toplumsal bir onay
gördü.
Şimdi, bu olaya gösterilecek tepki beş biçimde
olabilirdi:
1. Italya'yı çağnştıran her şeye saldırmak, aşağı-
lamak, ezmek, yok etmek.
2. Saldırgan özellik taşımayan protestoda bulun-
mak, mallanna boykot uygulamak.
3. Bu tavnn yanlışlığını kitle haberieşme araçlany-
la Türk ve Italyan yetkililerine iletmek. (Mektup, tel,
Internet vb. yollanyla).
4. Türk yetkililerin gereğini yaptığını bilmek, onla-
nn çalışmalannı desteklemek ve beklemek.
5. Durumun neden buralara vardığını, Italya'nın
böyle davranışmın nedenlerini anlamaya çalışmak.
Bu tepki biçimlerini sadece bu olayda degil, ken-
di takımının yendiği ve yenildiği maçlarda taraftar-
lann tutumlannda da görebiliriz.
Kimin ya da kimlerin hangi tepki biçimini seçece-
ğine ilişkin bir öngörümüz olabilir mi? Böyle durum-
larda 'ilkel tepki" ya da 'uygar tepki' deyimleri ne an-
latır? Tepki biçimlerini anlamanın bir yolu, sosyal
psikolog Abraham Maslovv'un 'GereksinmelerPi-
ramidi'nl anımsamak olabilir.
Mas!ow, davranışlanmızın özünü gereksinmeleri-
mizin karşılanması olarak tanımlar. Bu gereksinme-
lerin de basamaklarla açıklanan bir piramit biçimin-
de olduğunu belirtir.
Bu piramitle, yukanda belirttiğimiz tepki biçimle-
rini karşılaştırdıgımız zaman ilginç bir yaklaşım go-
rürüz:
1. Piramidin tabana en yakın bölümünde 'fızyolo-
jikgereksinmelerimiz' yeralır. Bu gereksinmeler; aç-
lık, susuzluk, cinsellik gereksinmeleridir.
Maslovvteorisinde, bu gereksinmeler doyurulma-
dıkça ikinci basamağa çıkmak zortaşır. lşte, bu bi-
rinci basamakta gereksinmeleri doyuma ulaşmamış
kişilenn tepkilen genel olarak saldırganlık biçiminde
görülür. Çünkü doyumu engellenen kişinin tepkisi
saldırganlık biçiminde gelişir.
2. Piramidin ikinci basamağında 'güven gerek-
sinmesi' yer alır. Birinci basamaktaki gereksinme-
leri doyurulmuş, ancak güven gereksinmesi doyu-
rulmamış ya da ortadan kaldınlmış kişiler, gruplar
saldırganlık göstermez, ancak güven yitimini toplu
protestolarla açıklarlar.
3. Piramidin üçüncü basamağında 'sevgiveait ol-
ma gereksinmesi' yer alır. Bu basamakta yer alan
kişiler ve gruplar, tepkilerini ileterek durumu paylaş-
madıklannı belirtirler.
4. Piramidin dördüncü basamağında 'sosyal ka-
bul gereksinmesi' vardır. Bu basamakta yer alanlar,
sosyal kabul gereksinmelerinin arttığını görerekyet-
ki verdikleri kişilenn çalışmalannı izlerier. Onlann,va-
racağı sonuçlan bekleıier.
5. Beşinci basamakta 'kendini gerçekleştirme'y-
er alır. Bu duruma gelmiş kişi, gereksinmelerinin
doygunluk düzeyine ulaşmıştır. Onun tepkileri gerek-
sinmelerinin doyumu için olmayacaktır. O nedenle
de bu basamağa ulaşmış kişi ve gruplar 'bu davra-
nışlann nedenlerini anlamaya' yönelik tepkilerde bu-
lunuriar. Okurlar, dinlerler, düşünürler, tartışırlar ve
'neden böyle olduğunu' anlamaya çalışırlar.
• * •
Davranışlanmızın temelinde gereksinmelerimizin
doyumunu amaçlayan yönelişler vardır.
Onun için de insanlann davranışlannı anlamanın
yolu, onlann gereksinmelerini anlamaktan geçer.
Saldırganlığın temelinde de gereksinmelerini sağ-
layamamış, kendine değer vermeyen, kimliğini ne-
rede bulacağını bilemeyen, hedef seçememiş insan
dürtüleri vardır. Bu olguda tek başına saldırganlığa
cesaret edemeyen insanlar, bir araya gelerek grup
oluşturduğu zaman, hayatlannı bütün yetersizlikle-
rini kaba güce dönüştürerek saldırganlaşırlar.
Saldırgan insanın gelişerek neden-sonuç ilişkisi-
ni düşünen insan aşamasına gelebilmesi için de te-
mel doyumlannın sağlanması gerekmektedir.
Bu gerçekler, olayın eğitimden bağırnsız yönünü
de açıklamaktadır. Kimi zaman eğitimli kişilenn de
neden saldırgan olduğunun anlaşılması bu yolla ko-
laylaşmaktadır.
Demek ki işimiz daha çok güç, yolumuz daha çok
uzun.
'Berber Yaşar'ın
dosyası kabarık
EVtNGÖKTAŞ
ANKARA - Yeralü dün-
yasını hedef alan operas-
yonlar sonucu İstanbul'da
yakalanan "BerberYaşar"
lakaplıYaşarAktürk'ünde
Altrnoluk'ta yakalanan
"San Avni" gibi polisteki
dosyasının oldukça kaba-
nk olduğu öğrenildi.
"San Avni" adıyla tanı-
nan Avni Musullulu'nun,
12 Eylül öncesi sağ ve sol
eylemcilere çok sayıda si-
lah satarak ülkenin kan gö-
lüne çevrilmesinde önemli
rol aldığı ileri sürülüyor.
Hakkında çok sayıda uyuş-
turucu ve silah kaçakçıhğı
davası açılmışbulunan Sa-
n Avni'nin, sattığı silahlar
nedeniyle Nihat Erim ve
Kemal Türkler'in öldürül-
meleri gibi iki siyasal cina-
yetin işlenmesine neden ol-
duğu kaydediliyor.
Emniyet Genel Müdür-
lügü Kaçakçılık ve Orga-
nize Suçlarla Mücadele
Daire Başkanlığı yetkilile-
ri, bu tür silah ve uyuşturu-
cu kaçakçıhğı işi ile uğra-
şanlann kendilerini çok iyi
kamufle ettiklerini beürte-
rek "San Avni" ve "Ber-
ber Yaşar" gibi daha bir-
çok kişinin önümüzdeki
günlerde birerbirer yakala-
nacağını söylediler.
Yetkililer, bu kişilenn
kimler olduğunu açıkla-
maktan kaçınırken, "geç-
mişte snah ve uyuşturucu
kaçakçıhğı yaparak yükü-
nü tutan bu kişikrin şimdi-
lerde kara para aklama
işi>1e uğraşuklannı" belirt-
tiler.
Berber Yaşar, 26 Kasım
Perşembe günü tstan-
bul'un ülkücü babalann-
dan Ayvaz Korkmaz'ın
adamlannın ifadesi üzerine
yakalandı.
Cemal ve Kemal Santaş
isimli kişilerin öldürülme-
sini azmettirdiği gerekçe-
siyle yakalanan Berber Ya-
şar, daha sonra sevk edildi-
ği DGM'de tutuklandı.
Emniyet Genel Müdürlü-
ğü'ndeki dosyasına göre,
uluslararası uyuşturucu
madde kaçakçıhğı suçun-
dan 12 Eylül döneminde
yakalanan Halim Civelek,
polisteki ifadesinde Berber
Yaşar'm yaptığı uyuşturu-
cu, altın ve döviz kaçakçı-
hğı hakkmda önemli açık-
lamalarda bulunmuştu.
Öte yandan İstanbul
Emniyet Müdürlüğü, Ya-
şar Aktürk'ün de aralann-
da bulunduğu 34 kişi için
Nöbetçi DGM'den 3 gün
ek gözaltı izni alındı.