16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 0 KASIM 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI /cumek(aturk.net 13 İşçiterden döviz girifi • ANKARA (AA) - Başta AJrnanya'<ia olmak üzere yurtdışındi çalışan Türk işçilerinden sağlanan döviz girişi, bu yılın dokuz aylık döneminde 3 milyar 884 miJyon doJara yükseldi. Merkez Bankası verilerine göre bu yıl ocak-eyİül döneminde ödemeler cengesi bilançosundaki işçi gelirlerinde yüzde 26.8 oranında artış kaydedildi. Başta Alınanya olmak üzere işçi olarak giden Türklerin nitelikleri de günümüze kadar büyük bir değişim gösterdi. 196O'Iı yıllarda işçi olarak yurtdışına giden gurbetçilerın bir bölümü artık kendi işine sahip bulunuyor. Uçak papçaları üpetimi • ESKtŞEHİR(AA)- Eskişehir'de bir süre önce hizmete giren Türkiye'nin ilk özel sektör uçak parçalan üretim tesisi, ihracata yönelik üretim yapacak. Tesisin kurucusu Alp Havacılık Sanayi ve Ticaret'in, fizibilite çalışmalan Ekim 1995'te, yatınm çalışmalan ise Temmuz 1997'debaşladı. Ekim 1998'de 1. aşaması bitirilen tesisin, 2. aşamasının da 1999 yılında bitirileceği bildirildi. Hciı tren ppojesi • ANKARA(AA)- lstanbul ile Ankara arasında yapımı öngörülen "hızlı tren" projesinin bir benzerinin Ankara ile Konya arasında inşa edilmesi için yapılan çalışmalarda son aşamaya gelindi. Demiryollan Limanlar ve Hava MeydanJan lnşaatı Genel Müdürlüğü'nce gerçekleştirilmesi pianlanan demiryolu hattı yapımı. 1999 yılı yatınm programına alındı. Ankara ile Konya afasında yaptrm pianlanan ve "hızlı tren" projesi olarak tanımlanan demiryolu yapımına. en geç 2000 yıhnda başlanması öngörülüyor. Üreticinin alım gücü aptıyop • ANKARA (AA)- Son 18 yılda üreticinin alım gûcünün kayda değer ölçüde arttığı belirlendi. Tanm ve Köyişleri Bakanlığı verilerine göre 1980-1998 döneminde ürûn fiyatlan karşısında, çiftçinin en önemli girdilerinden olan traktör ve gübrenin ucuzladığı, dolayısıyla üreticinin alım gücünün arttığı görülüyor. 1999 yılında toplam 5 milyar dolarlık özelleştirme yapılması planlandı Devler elden çıkanlıyorEkonomi Servisi - Bu yıl he- deflenen geliri sağlamayan ve büyük bir kısmı yargı kararla- nyla durdurulan özelleştirme çalışmalarına gelecek yıl de- vann edilecek. Özelleştirme çalışmalan hü- kümet değişikliginin gündeme gelmesiyle yavaşlarken Özel- leştirme Idaresi Başkarilığı'nı (ÖIB) 1999 yıhnda oldukça ağır ve yoğun bir özelleştirme programı bekliyor. Edinilen bilgiye göre ÖİB 1999 yıhnda 24 kuruluşta blok satış, varlık satışı, işletme hak- kı devri, hisse satışı ve halka arz yöntemleri ile özelleştirme uygulamalanna devam edecek. • Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın 1999 yılı programında Petrol Ofisi, Petkim, Türk Hava Yollan, Tüpraş rafinerisi, Erdemir, Tügsaş ve İsdemir yer alıyor. ÖIB, 1999 yıhnda, Petrol Ofisi, Petkim, THY. Tüpraş ra- finerisi, KBİ. Erdemir, Tügsaş. isdemir gibi devlerin özelleş- tirmesini gerçekleştirmek için çahşacak. Program yüklü Özelleştirme İdaresi gelecek yıl, Petrol Ofisi AŞ'deki yüzde 20 kamu hissesinin halka arzı- nı, Tüpraş"ın bir rafinerisinin halka arzını, Petkim Aliağa'da- ki yüzde 20 kamu hissesinin halka arzını, THY'nin yüzde 30 kamu hissesinin halka arzı veya blok satışını, Erdemir'in halka arzı. İsdemir, Asil Çelik. Karadeniz Bakır lşletmeleri, Ataköy Turizm, Ataköy Otelci- Iik, Ataköy Marina'nın blok satışı gibi özelleştirme çalış- malannın yapılmasını prog- ram lıyor. Önümüzdeki yıl özelleştiril- mesi pianlanan diğer kunıluş- lardan, Gemi Sanayii ile Türki- ye Denizcilik lşletmeleri'ndeki İimanlann işletme hakkı devir- leri. EBAŞ Et ve Balık Ürünle- ri AŞ. ORÜS ve SEKA'da var- lık satışları, İGSAŞ, Tügsaş, Taksan, Sümer Holding'in var- lık veya blok satışlan, Tümosan ve Etimesgut Ağaç Sanayi ve Tic. AŞ'nin blok, Türkiye Zirai Donatım AŞ ile TURBAN'ın da varlık satışlan gerçekleştiri- lecek. Bu arada ÖlB, 1999 yılı özel- leştirme uygulamalanndan top- lam 5 milyar dolar bekliyor. Gelecek yıl yapılacak olan özelleştirme uygulamalan so- nucunda elde edilecek 5 milyar dolardan toplam tahsilatın 4 milyar dolar olacağı planlanı- yor. 4 milyar dolarhk toplam tahsilatın 3 milyar 250 milyon dolannın nakit tahsil edileceği. taksitlerin 500 milyon dolar olacağı ve temettülerin de 250 milyon dolar civannda gerçek- leşmesi hedefleniyor. İHALEYl İPTAL ETMEMİŞTİ Petrol Ofisi'nde teminat kavgası • îş Bankası. Bayındır ve Park Holding'in peşinatı yatırma süresi bugün doluyor. ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Petrol Ofisi Anonim Şirketi 'nin (POAŞ) yüzde 51 'lik hissesinin blok satış iha- lesinde 3. gelmesine karşın, tercih edilen Türkiye 1$ Ban- kası, Bayındır lnşaat ve ParkHolding'in oluşturduğu kon- sorsiyumun peşinatı yatırma süresi bugün sona eriyor. Rekabet Kurulu karan nedeniyle Petrol UrünJeri Işveren- leri Sendikası ortaklıktan çekilirken, bu karara itiraz et- meyen konsorsiyumla. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı arasında 50 milyon dolarlık teminat kavgası başladı. Türkiye Îş Bankası, siyasilerle ilişkileri gün yüzüne çı- kan ve Türkbank ihalesinde komisyon aldığı iddia edilen Kâmuran Çörtük'e ait Bayındır lnşaat ile iki kez gözaltına alınan Turgay Ciner'e ait Park Hol- ding'den oluşan konsorsi- yum, POAŞ ihalesi için yatırdığı 50 milyon dolar- lık teminat mektubuna 11. Asliye Hukuk Mahkeme- si karanyla "ihtiyati ted- k ÖI ~m ^ • ı merjı ihaleleri onaylandı ANKARA(AA)-Ener- ji ve Tabii KaynakJar Ba- kanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, Da- nıştay, lOelektrikdağıtım bölgesinde işletme hakkj devrine ilişkin karan onaylarken, bu kararlar- dan 6'sı Enerji ve Tabii Kaynaİdar Bakanlığı'na ulaşb. Urfa, Zonguldak, An- kara ve Sıvas bölgelerine ait imtiyaz anlaşmalan imzalanarak Bakan'ın onayma sunulurken, Kah- ramanmaraş ve Sakarya bölgeierinde işletme hak- kı devri için şirketlerin imtiyaz sözleşmelerini ımzalamalan bekleniyor. bir" koydurmuştu. ÖtB'- nin, konsorsiyumun ihale- nin iptali istemini kabul et- meyerek, sürenin işlediği- ni bildirmesi üzerine, ko- nulan ihtiyati tedbir kara- nna bugün itiraz edilmesi bekleniyor. POAŞ ihalesiyle ilgili Petrol-lş Sendikası'nin aç- tığı davada Ankara 6. lda- re Mahkemesi'nin yürüt- meyi durdurma karan ver- mesi nedeniyle 3 Kasım 1998 tarihinde devir söz- leşmesi imzalanamamışh. Yargı süreci devam eder- ken, yürütmeyi durdurma tarihinden sözleşmenin imzalanması gereken tari- he kadar olan süre kaldığı yerden işletildi. Buna göre. sözleşmenin bugün imzalan- ması ve peşinatın yatınlması gerekıyor. Ancak, yargıya da iletilen hukuksal aykınlık iddialannın yanı sıra satışın gerçekleştirileceği konsorsiyumla ilgili kuşkular ve fi- nansman sorunlan POAŞ'ın satışının yapılamayacağı yo- rumlanna neden oldu. Konsorsiyumun teminat mektubu hakkında ihtiyati tedbirkaran koydurmasının ardından sü- recin daha da uzayacağı gibi, ÖtB'nin ikinci gelen Garan- ti Bankası-Doğuş Holding ortaklığıyla görüşme yapama- yacağı. revize tekJif alamayacağı ya da yeni bir ihale aça- mayacağına difckat çekildı. KİGEM toplantısmda özelleştirme yanlışlan tartışıldı 6 KTPler içten çökertildF • Bilsay Kuruç, kamu girişimciliğinin 1955'ten sonra "sulandınldığını" belirtirken siyasilerin, "altın yumurtlayan tavuk" olarak gördükleri KlT'leri, içten çökertme pahasına "yüksek maliyet, düşük fıyat" politikasıyla çıkar sağlamak için kullandıklanna dikkat çekti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu tşletmeciliğini Geliştirme Mer- kezi Vakfı (KİGEM) tarafından dü- zenlenen "Cumhuriyet'in 75. Yılında Kamu Hizmeti ve Kamu Mülkiyeti" konulu sempozyumda, kamu girişim- ciligine karşı başlatılan süreç irdelen- di. Sempozyumda Doç. Dr. Birgül Ay- man GüJer'in başkanlığını yaptığı otu- rumda konuşan Prof. Dr. lşaya Üşür, toplumun ilerlemek için kamu-devlet- toplumsal sahipliği seçmesi gerekti- ğini belirterek. "Sermaye birikim sü- recinde söz sahibi olıınmak istenivor- sa demokrasivte bağlanrj kurmak ge- rekH-"dedi. ' Prof. TevfikÇavdar ise özelleştirme tartışmalannın ilk kez Osmanlı devle- tinde 1850 yılında başladığım, donan- madan vergi toplamaya kadar özelleş- tirme tartışmalan yapıldığını anlattı. Çavdar, 188O'de serbesti ticaret (libe- ralızmt. karşısında da "usulü himaye" akımmın geliştiğini anlattı. Çavdar, serbest ticaret savunucusu CavitBey'in 1910 yılı bütçesi konuşmasındaki M Serma>e oluşsun da nasıl oluşursa oluşsun" mantığını ortaya koyarken. ıtytonlu kampanya Trakya esnafı, piyasadaki durgunluğu birbtrinden ilginç kampanvaJaria aşma- ya çaîışıyor. Tekirdağ'ın Çerkezköy ilçesinde beşaz eşya satan bir mağaza ta- rafından başlaölan kampamada, işyerinden alişveriş eden e\ lenecek çifdere gelin arabası yerinc kullanılmak üzere favton tahsis ediliyor. Kampanyanın ta- nıtımı ise gelin ve damat givsili mankenler tarafından \apdiyor. (Fotoğraf: AA) "Bugünkü kara para, banka sattşlann- da düsünüien ola> lanntemelinde\~atan görüş bu" dıye konuşru. Prof. Dr. Bilsay Kuruç ise Sümer- bank'a ait Konya Krom Manyezit Sa- nayi'nin, Avnıpa ülkelerinin ileri tek- nolojilerine yüksek fiyat istemeleri ne- deniyle Japonya'nın ilkel teknolojisiy- le yapıldığını, ancak bu durumda bile Türkiye'nin dışa bağımlılığını önledi- ğini vurguladı. Işletmenin 1990 yılın- da kalite açısından Avrupa ürünlerini yakaladığını, 1991 'de kâr patlaması yaptığını. 1994 yılındaki ödenek yasa- ğına karşın kendisinin finansman ya- raîarak otomasyon ger çekJeştirdiğini anlatan Kuruç, bu entegre tesisin 1996 yılında özelleştirilerek bir otobüs şir- ketine devredildiğini belirtti. Işletme- nin 40 milyon doîara 4 yıl taksitle sa- tılmasının ardından maden- le tesisin aynldığını, üreti- min 48 bin tondan 15 bin tonlara düştüğünü, işçilerin işten ahldığını belirten Ku- ruç, "İşJetme. bu işi bilme- yen, ke>fekeder, şu anda tesi- si otel yapma amacında olan bir şahsın etindedir" dedı. Kuruç, 1955 yıhndan ön- ce 13 tane KİT kurulmasına karşın 1955-1978 ydlannda 6 tane KİT, 194 tane iştirak kurulduğuna dikkat çekti. Kuruç, "Bu. büyümejı zo- runlu bak getirdL Ama so- runlan çoğaltü. Siyasal ikti- darlann bepsi İHinlann nasıl altın yumurtlayan ta\uk ol- duğunu gördükr. Vüksek maliyetiedüşük fiyat belirie- diler. Bunlann içten çöker- tilmesi pahasına siyasi çıkar sağladılar" diye konuştu. Kuruç, 500 büyük firma içinde ilk 3' ü kamu kuruluş- lan olan TÜPRAŞ, TEKEL ve TEAŞ'ın oluşturduğunu, özel sektör içinde ilk sırada yer alan Philsa'nın TÜP- RAŞ'ın 8 kat gerisinde kal- dığına dikkat çekerek, "TÜPRAŞ't, TEKEL'i, TE- AŞ'L afir fiyatia devretsek. aym ölçüyü de\ am etnrebiKr mi" diye sordu. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Hırscdık ile Akıl Yarışıyor Yanlış çelişkiler içinde yuvarlanıp gitmek toplumsal yazgı özelliği taşıyor. Ekonomik azgelişmişlik sonucu oluşamayan ana emek-sermaye çelişkisi ve ona bağ- lı yan süreçler, geçmişte sürekli olarak yanlış çatışma vebunalım odaklan oluşturdu. Siyasal ve ekonomik bu- nalımlar, sağlıklı düşünme ve yonımlama ortamını gi- derek ortadan kaldtrdı; kamuoyu oluşturan kesimlerde bulunması gereken en azından genel doğrular üzerin- de uzlaşrna olanakfarı giderek zayıfladı; toplumsal or- takakıldan uzaklaşıldı. • • • Son günlerde yeni bir çelişki öûzlemi doğuyor; top- lum yaşamında artılar \\eeksilerya da olumsuz veolum- lu gelişmeler birlikte yaşanıyor. Eksiler, özetle şöyle: Hükümetin düşürülmesinin gerçekleştiği iç ve dış si- yasal ilişkilerortamı, tam anlamıyla bir bunalım ortamı- dır. Gerçekte, yaşananlan anlatmaya bunalım sözcü- ğü yeterli olamaz. Türkiye, öncelikle bir ahlak çökün- tüsü yaşıyor. Siyasal, ekonomik ve toplumsal bunalım- lan yıllardır besleyen ahlak yıkımı, kazandığı son ıvme ya da tırmanışla yeni yıkımlann yollannı açıyor; aşağı doğru gidişi hızlandırıyor. Ekonomi, bel veriyor. Tanm ve sanayınin özellikte aft ana sektörlerinde üretim durma noktasına gelmıştır; işten çıkaımalar birbirini izliyor. Gelecek yılın ekonomi- sini biçimlendirecek olan Bütçe'nin ne olacağı belli de- ğildir; enflasyon başta olmak üzere ekonomıye çeki- düzen verecek politikalar unutulmuştur. Seçimlere gi- diliyor ve bu konularda siyasetçılerden hiçbir, evet hiç- bir çözüm önerisi gelmiyor. Siyasal yapının tıkanıklığı toplumu bunaltmaktadır. Tıkanıklık, siyasetin çözüm üretecek yerde, kendisinin çözümü gerekli sorun durumuna gelmesıdir. TBMM'de temsil edilen merkezsağ siyasal partiler DSP'yi de yan- lanna alarak. hırsızlıkları aklamada kolayca kol kola gir- mekte. ancak ülke sorunlan söz konusu olduğunda ayn parti olduklannı öne sürmektedırier. Gene kamu- oyu çarprtılmakta, akıl almaz bir terslikle hırsızlık veyol- suzluklar değil, CHP tarafından bunlann soruşturul- masının istenmesi suçlama konusu olabilmektedir. • • • Çok sınır\ı sayıda da kalsa artılarda yaşanıyor. Kimı- lerine kısaca değınilmelidir. Hükümet, bir kamu bankasının özelleştirilmesı iş- lemlerindeki yanlışlan nedeniyle düşürüldü. Son yıllar- da banka sayısında çok hızlı bir artış oldu; banka sa- yısı ikiye katlanarak 80'in üzerine çıkanldı; neredeyse büyük ve orta boy tüm girişimciler kendi bankalarını kurdular. Bu konunun ekonomik ve toplumsal yönleri aynca tartışılmalıdır. Ancak bankalaşma süreci, genel- likle yatınm bankacılığı yönünde olmadı. Türkiye eko- nomisinde, konut sektönj. gerek yoğun istemin yarat- tığı devingenlıği, gerekse de öbür sektörlerin üretımıy- le bağlantısı yönleriyle çok önemlidir. Özellikle düşük ve orta gelirlıler için konutkredisi sağlanması. başlı ba- şına büyük bir sorundur. Son yıllarda banka sayısının arttınlmasına karşın, konut kredısı sağlayacak bir ban- ka kurulmast yoluna gidilmedi. Geçen günlerde. Tür- kiye Kent Kooperatifleri Merkez Bırliğı, bir kooperatıf- ler bankası ya da konutbank kurulması konusunu ye- niden tartışmaya açtı; konut üretıci ve tüketicilerinin haklı isteklerini gündeme getırdi. Dünyada, bilgı toplumuna geçiş ve toplumlann tek- nolojikyeterliliğigibi yaşamsal konular tartışılmaktadır. Türkiye'nin bu gelişmeierin uzağına duşmemesi çok büyük bir önem taşıyor. Yine geçen günlerde Ulaştır- ma Bakanlığı ve TUBİTAK Bilgi Toplumu 2010: Ulusal Katkı Payı ve Araçlar konulu bir toplantı düzenlediler. Konu ile ilgili üç kesime. yanı üretici, bürokrat ve ünl- versite kesimlenne, ulusal bilışım ağı ya da Ulusal En- formasyon Altyapısı Anaplanı üzerine iki gün süre ile yoğun bir çalışma yaptırdılar. Uzun dönemli bir bakış- la 2010 yılında küresel gelişme beklentileri karşısında yerii üretimin nası\ geliştirilebileceği tartışıldı, sınırfama veolanaklarsergilendi. Çalışmalar sırasında ulusal ya- zılım üreticilerinin ülke ıçi satın alımlarda. yalnızca ya- bancılatia eşit tutulmalannı istemeleri ilgınçtı. Yineaynı günlerde TMMOB ve KİGEMkamugirişım- ciliği, kamu alanı ve kamu mülkıyeti konularını Cum- huriyetin kazanımlan bağlamında gündeme getiriyor- lardı. ••• Türkiye yine kendine özgü bir çelişkiler yumağı ya- şıyon bu kez hırsızlık ile akıl yanşıyor. Yanşta, şimdilik hırsızlık çok önde görünüyor; ezici, karartıcı ve yok edi- ci özellikleriyle akla üstün oldugunu sanıyor. Bu süre- cin tersine çevrilmesi gerekiyon toplumun çıkarı aklın hırsızlığı yenmesinden geçiyor. D U N Y A EKOIVOMİSİNE B A K I Ş / ERGÎN YILDIZOĞLU LOSDRA (ergin(5ergrndemon.co.uk.) ABD yönetimi, 'Soğuk Savaş'döne- mi boyunca, Avrupa Birliği projesinin, ABD çıkarlanna, diğer bir deyişle küre- sel hegemonya tasarımına uygun oldu- ğunu savundu. ABD bu çizgisini, gide- rek artan bir rahatsızlıkla da olsa 'So- ğuk Savaş' sonrasında da korudu. An- cak önümüzdeki yıl başlayacak olan Avrupa-Parasal Birliği, ABD hegemon- yasına salt ekonomik değil, aynı zaman- da askeri ve siyasi bir alternatif oluştur- ma potansiyali taşıyor. Fransız Sa- vunma Bakanı Alain Richard'ın vurguladığı gibi "ekonomik ve mali alanda gerçekleşmekte olanın askeri alanda gerçekle- şemeyeceğini düşünmek çok zor" (TIME 27/07) ABD hegemonyasının iki ayağı ABD begemonyası açısından gi- jerek yaşamsal önem kazanmaya Daşlayan soru şu: Avrupa Birliği, MATO içinde ABD liderliğini sorgu- ayacak bir biçimde kendi bölgesel jıkarlarını dayatmaya başlar mı? Soğuk Savaş sonrasında ^BD'nin uluslararası hegemonyasının <i ayağı oldugunu söylemek yanlış ql- naz sanırım. Bunlardan biri, ABD'nin lünya ekonomisine ilişkin önerdiği dü- enlemesisteminin genel kabul görme- iydi (VVashington Consensus No: 1). iu konsensüs dünya ekonomisinin, ıBD mali sermayesinin sınırsız ve en- elsiz kullanımına açılmasını, bu arada ünya ekonomisinin ait parçalarının da u mali sermayeye bağımlı kılınmasını etiren küreselleşme ekseninde ger- ekleşti; mali sermayenin serbestçe do- ışımı sağlanacak ve buna Çok Taraf- Yatınm Anlaşması'yla (MAI) bir ulus- rarası hukuksal çerçeve sağlanacak- Asya krizinden ve MAI'nin belirsiz bir îleceğe ertelenmesinden sonra, Vashington Consensus No: 1' za- fladı. Birçok ülke kendi çıkarlarıyla 'ashington Consensus arasında bir lum, 'modis operandi' kurmakta ırlanmaya başladılar. Önce Asya'da, Avrupa Birliği ve 'VVashington Consensus No: 2' sonra da Avrupa Birliği'nin sosyal de- mokrat hükümetlerı arasında, yeni eko- nomik politika arayışları öne çıktı. Bu arayışlar işsizliğin azaltılmasına ve eko- nomik büyümeye önem veren, serma- yenin uluslararası dolaşımının denetlen- mesini de dışlamayan yeni bir düzenle- me paradigmasına yönelmeye başladı. ABD hegemonyasının ikinci ayağı da ABD'nin Asken'/siyasi liderliğinin Avrupa ve Ja- ponya tarafından > kabul edilmesiydi (VVashington Consensus No: 2). Şimdi, Asya krızinin ge- tirdiği siyasi gerginliklere ek ve daha da önemli olarak Avrupa Birliği sürecinin taşıdığı dinamikler bu VVashington Consensus No: 2'yi de zoriayacak ve istikrarsızlığa itecek gibi görünüyor. ABD ve ABD ~ Avrupa ekonomik ve parasal birli- ği önümüzdeki yıl işlemeye başlayacak. Eğer her şey planlandığı gibi gider ve Avrupa halkı da fazla sorun çıkartmaz- sa, bu sürecin mantıki sonucu bir Av- rupa Merkez Bankası'ndan sonra, bir ortak dış politika ve askeri şekillenme ve nihayet giderek bir siyasi birlik, Avrupa Birleşik Devletteri (ABD) olacak gibi görünüyor. Amerika Birleşik Devletleri (ABD), işte sürecin bu mantıki sonuçla- rının zaman içinde gerçekleşmeye baş- lamasından endişe duyuyor. Ortak parabiriminegeçmeyi kabul e- den 11 ülkenin (dört ülke de sırada bek- liyor) toplam nüfusu ABD'den büyük ve dünya GSMH'sinden aldıkları pay ise ABD'ye eşit. Bu 11 ülkenin dünya tica- reti içindeki payı ise ABD'den fazla. Böyle bir ekonomik gücün bir de ortak para birimi EURO ile desteklenmesi, ABD'nin, doların uluslararası konumun- da somutlanan mali ekonomik hege- monyası açısından önemli bir tehdit oluşturuyor. Gerard Baker'ın Financi- al Times'da vurguladığı gibi dolann he- gemonyası, ABD'nin dış açığını hiçbir zoriukla karşılaşmadanfinanseetmesi- ne olanak veriyordu. Eğer ABD borcu- nun bir kısmını EURO ile ödeyecek olur- sa, borçlanma açısından hareket alanı büyük ölçüde daraJır. Nitekim Deutsh- ce Bank baş ekonomistinin dediği gibi "Airbus, Boeing'e nasıl rakipse EURO da dolara öyle rakip olacaktır." (The NewRepublic 01/01/98) ABD'nin endişelerini bundan 20 yıl önce Kissinger, "Parasal ve ticari po- litikalarda farklılaşmalar giderek da- ha belirgin hale geliyor"... "Siyasi olarak birleşmiş bir Avrupa kendi kavramlarını diğer alanlarda da da- yatma eğiliminde olacaktır" (age) di- yerek ifade etmişti. Avrupa'nın kendi eğilimini ortaya koymaya başladığı alanlardan biri, şimdilik siyasi birlik he- nüz gündemde olmadığı için, NA- TO'nun genişlemesi ve Avrupa'nın Or- tak Savunma Kavramı olacak gibi gö- rülüyor. Buendişeterdendolayı. 'Soğuk Savaş' döneminde ABD, bir taraftan Avrupa Birliği'ni desteklediğini söyler- ken.diğer taraftan, Avrupa'nın özellikle Ortadoğu'da ve Çin-Asya'da ABD'den bağımsız bir politika izlemesini engelle- mek için özel çaba gösterdi. Örneğin 1972-73 Helsinki, Avrupa Güvenlik ve Işbirliği Konferan- sı'nda, Kissinger Avru- pa ülkelerinin tüm kon- sültasyon toplantılarına ABD temsilcilerinin katılmasını önermişti. 1991 Hükümetlerarası Masstricht Konferansı'nda Batı Avru- pa Birliği Güçleri'nin IMATO içinde oto- nom bir grup oluşturması önerisi gün- deme geldiğinde, bu ABD'nin büyük tepkisiyle karşılaştı. Bu bağlamda, Zbignievv Brzezinski'ye göre "Avru- pa'nın genişlemesi, ABD'nin ulusla- rarası politikasını özellikle Ortadoğu gibi bölgelerde tehdit etmemesi için, güçtü bir siyasi birliğe yol açmama- lıydı. (Foreign Affaires Kasım, Aralık 1998) Ve NATO ~ Asya krizinden sonra, Son APEC top- lantısmda su yüzüne çıkan gerginlikle- n'n de gösterdiği gibi ABD'nin küresel anlamda en güvenilir ve yakın bağlaşı- ğı artık yalnızca Avrupa'dır. Şimdi Avru- pa'nın ABD liderliğini kabul etmeye de- vam etmesi, NATO'nun da Avrupa'nın onayıyla ABD gereksinimlerine göre ye- niden şekillenmesi büyük önem taşıyor. NATO'nun 1999'da gerçekleşecek 50. kuruluşyıldönümü toplantısmda buye- niden şekillenme gündeme gelecek. ABD bu toplantıda NATO'nun belli bir toprağı savunan bir ittifaktan, 'ortak çı- karlan savunan' bir ittifaka dönüştürül- mesini öneriyor. Buna uygun olarak da NATO'nun 'sabit mevzi' savunmasının yerine 'esnek ve hareketli müdahale' becerisinin geçirilmesi gerekiyor. Bu öneri NATO'da bir konsept değişikliği- ni de gerekli kılıyor. ABD, NATO'nun gö- revinın 'kitle imha silahlannın engel- lenmesi ve bunlara karşı-tepki' ola- rak yeniden belirienmesini istiyor. Niha- yet ABD, NATO'nun yeni bir misyon ya da vizyon belgesini de benimsemesini istiyor. Bu yeni belge NATO'nun çok özel durumlarda birleşmiş Milletler Gü- venlik Konseyi'nin onayını almadan tek taraflı olarak hareket edebileceğine iliş- kin bir ifadeyi de içerecek. (Internati- onal Herald Tribune 28-29/11). Herald Tribune'un aktardı- ğına göre Avrupalı gözlem- ciler ve siyasetçiler ABD'nin bu önerilerine, NATO'yu küresel düzleme çıkararak, ABD'nin ulusla- rarası hegemonyasının bir aracı haline getirmeyi amaçladığı düşüncesiyle karşı çıkıyorlar. ABD'nin bu önerilerine di- renenler arasında sosyal demokrat hükümetler ve bunlara ortak olan Yeşiller özellikle dikkati çekiyor. ABD'nin oklanna en çok hedef olan si- yasetçi ise şu sıralarda Alman Yeşiller Partisi'nin lideri ve Alman Dışişleri Ba- kanı Joschka Fischer. Fiscrıer'in NA- TO'ya, 'ilk nükleer vuruş doktrinin- den' vaz geçmesini önemnesi, özellikle ABD tarafında tepkiyle karşılandı; öne- ri çok radikal ve tehlikeli bulundu. Alman Savunma Bakanı'nın "Alman- ya nükleer silahlardan arınmış bir dün- ya amaçlıyor" demesi de hoş karşılan- madı (The Wall Street Journal 27- 28/11). Fischer'in, NATO'nun BM Gü- venlik Konseyi'nden bağımsız hareket etmesinin ise hukuksuzluk olarak yo- rumlanacağını düşündüğü de bildirili- yor(IHT). Önümüzdeki yıl ortak para birimine geçişin yanı sıra NATO'nun ve AB'nin genişlemesi de gündemde. Şüreç, NA- TO'nun ABD tarafından eskisi gibi bir hegemonya aracı olarak kullanılmasını zorlaştıracak yönde işliyor. ABD'nin ak- si yönde yapacağı basınçlar ise Avru- pa'nın kararlılığını güçlendirmek gibi bir sonuç yaratabilir. VVashington Con- sensus No: 2 de giderek zayıflıyor. Elektronik ticaret için pilot proje • ETKK, 20 şirket, 2 banka ve 3 elektronik noter oluşturarak mini elektronik ticaret ortamı yaratacak. ANKARA (AA)-Tür- kiye. alışverişlerin de di- jital ortamda yapılabildi- ği dünyada her geçen gün ilginin arttığı elektronik ticaret konusunda geri kalmamak için çalışma- lannı hızlandırıyor. Elektronik Ticaret Koor- dinasyon Kurulu (ETKK), 20 şirket, 2 ban- ka ve 3 elektronik noter ile pilot elektronik ticaret ortamında dijital ticare- tin sorunlannı gözlemle- yecek. İnternet üzerinden yapılan ticaretin ge- liştirilmesi ve sorun]arının giderilmesi 3 amacıyla ku- rulan ETKK, sorunlann ger- çek ortamda gözlemlene- bilmesi için pilot bir pro- je hazırladı. ETKK'nin teknik işle- rini yürüten TÜBİTAK Bilgi Teknolojileri ve Elektronik Araştırma Enstitüsü(BÎLTEN)Mü- dür Yardımcısı Prof. Dr. Yıldız Ankan. dijital ti- carette Türkiye'nin diğer ülkelerden geri kalma- ması için çalışmalar yap- tıkJannı belirtti. Pilot projenin Bilim ve Teknoloji Yüksek Kunı- lu'nun onay vermesi son- rasında başlatılacagını belirten Prof. Ankan. bu kapsamda 20 şirket. 2 banka ile BİLTEN. tzmir Yüksek Teknoloji Ensti- tüsü ve Boğaziçi Cniver- sitesi'nde kurulacak 3 elektronik noter oluştura- caklannı kayderti. Ger- çek ortamda şirketlerin birbirleri ile İnternet üze- rinden alişveriş yapacak- lannı, ödemelerin de tn- ternet ortamında kurula- cak bankalar tarafından gerçekJeştirileceğini ifade eden Prof. Ankan, aradaki gizlili- ğin sağlanma- sı için şirketlere ve bankalara sa- yısal imza verilece- ğini söyledi. Prof. An- kan. sayısal imzalann elektronik noter tarafın- dan verileceğini ve şir- ketlerle bankalar arasın- daki yazışmalann güven- lik içinde yapılabilmesi için elektronik noterin de onay işlemlerini yürüte- ceğini bildirdi. Prof. Ankan, pilot pro- je ile elektronik ticaretin sorunlanmn gözlenece- ğini ve buna göre sorun- lara çözüm aranacağını sözlerine ekledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle