Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 0 KASIM 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI /cumek(aturk.net 13
İşçiterden döviz
girifi
• ANKARA (AA) - Başta
AJrnanya'<ia olmak üzere
yurtdışındi çalışan Türk
işçilerinden sağlanan
döviz girişi, bu yılın
dokuz aylık döneminde 3
milyar 884 miJyon doJara
yükseldi. Merkez Bankası
verilerine göre bu yıl
ocak-eyİül döneminde
ödemeler cengesi
bilançosundaki işçi
gelirlerinde yüzde 26.8
oranında artış kaydedildi.
Başta Alınanya olmak
üzere işçi olarak giden
Türklerin nitelikleri de
günümüze kadar büyük bir
değişim gösterdi. 196O'Iı
yıllarda işçi olarak
yurtdışına giden
gurbetçilerın bir bölümü
artık kendi işine sahip
bulunuyor.
Uçak papçaları
üpetimi
• ESKtŞEHİR(AA)-
Eskişehir'de bir süre önce
hizmete giren Türkiye'nin
ilk özel sektör uçak
parçalan üretim tesisi,
ihracata yönelik üretim
yapacak. Tesisin kurucusu
Alp Havacılık Sanayi ve
Ticaret'in, fizibilite
çalışmalan Ekim 1995'te,
yatınm çalışmalan ise
Temmuz 1997'debaşladı.
Ekim 1998'de 1. aşaması
bitirilen tesisin, 2.
aşamasının da 1999
yılında bitirileceği
bildirildi.
Hciı tren
ppojesi
• ANKARA(AA)-
lstanbul ile Ankara
arasında yapımı öngörülen
"hızlı tren" projesinin bir
benzerinin Ankara ile
Konya arasında inşa
edilmesi için yapılan
çalışmalarda son aşamaya
gelindi. Demiryollan
Limanlar ve Hava
MeydanJan lnşaatı Genel
Müdürlüğü'nce
gerçekleştirilmesi
pianlanan demiryolu hattı
yapımı. 1999 yılı yatınm
programına alındı. Ankara
ile Konya afasında yaptrm
pianlanan ve "hızlı tren"
projesi olarak tanımlanan
demiryolu yapımına. en
geç 2000 yıhnda
başlanması öngörülüyor.
Üreticinin alım
gücü aptıyop
• ANKARA (AA)- Son
18 yılda üreticinin alım
gûcünün kayda değer
ölçüde arttığı belirlendi.
Tanm ve Köyişleri
Bakanlığı verilerine göre
1980-1998 döneminde
ürûn fiyatlan karşısında,
çiftçinin en önemli
girdilerinden olan traktör
ve gübrenin ucuzladığı,
dolayısıyla üreticinin alım
gücünün arttığı görülüyor.
1999 yılında toplam 5 milyar dolarlık özelleştirme yapılması planlandı
Devler elden çıkanlıyorEkonomi Servisi - Bu yıl he-
deflenen geliri sağlamayan ve
büyük bir kısmı yargı kararla-
nyla durdurulan özelleştirme
çalışmalarına gelecek yıl de-
vann edilecek.
Özelleştirme çalışmalan hü-
kümet değişikliginin gündeme
gelmesiyle yavaşlarken Özel-
leştirme Idaresi Başkarilığı'nı
(ÖIB) 1999 yıhnda oldukça
ağır ve yoğun bir özelleştirme
programı bekliyor.
Edinilen bilgiye göre ÖİB
1999 yıhnda 24 kuruluşta blok
satış, varlık satışı, işletme hak-
kı devri, hisse satışı ve halka
arz yöntemleri ile özelleştirme
uygulamalanna devam edecek.
• Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın 1999 yılı
programında Petrol Ofisi, Petkim, Türk Hava
Yollan, Tüpraş rafinerisi, Erdemir, Tügsaş ve
İsdemir yer alıyor.
ÖIB, 1999 yıhnda, Petrol
Ofisi, Petkim, THY. Tüpraş ra-
finerisi, KBİ. Erdemir, Tügsaş.
isdemir gibi devlerin özelleş-
tirmesini gerçekleştirmek için
çahşacak.
Program yüklü
Özelleştirme İdaresi gelecek
yıl, Petrol Ofisi AŞ'deki yüzde
20 kamu hissesinin halka arzı-
nı, Tüpraş"ın bir rafinerisinin
halka arzını, Petkim Aliağa'da-
ki yüzde 20 kamu hissesinin
halka arzını, THY'nin yüzde
30 kamu hissesinin halka arzı
veya blok satışını, Erdemir'in
halka arzı. İsdemir, Asil Çelik.
Karadeniz Bakır lşletmeleri,
Ataköy Turizm, Ataköy Otelci-
Iik, Ataköy Marina'nın blok
satışı gibi özelleştirme çalış-
malannın yapılmasını prog-
ram lıyor.
Önümüzdeki yıl özelleştiril-
mesi pianlanan diğer kunıluş-
lardan, Gemi Sanayii ile Türki-
ye Denizcilik lşletmeleri'ndeki
İimanlann işletme hakkı devir-
leri. EBAŞ Et ve Balık Ürünle-
ri AŞ. ORÜS ve SEKA'da var-
lık satışları, İGSAŞ, Tügsaş,
Taksan, Sümer Holding'in var-
lık veya blok satışlan, Tümosan
ve Etimesgut Ağaç Sanayi ve
Tic. AŞ'nin blok, Türkiye Zirai
Donatım AŞ ile TURBAN'ın
da varlık satışlan gerçekleştiri-
lecek.
Bu arada ÖlB, 1999 yılı özel-
leştirme uygulamalanndan top-
lam 5 milyar dolar bekliyor.
Gelecek yıl yapılacak olan
özelleştirme uygulamalan so-
nucunda elde edilecek 5 milyar
dolardan toplam tahsilatın 4
milyar dolar olacağı planlanı-
yor. 4 milyar dolarhk toplam
tahsilatın 3 milyar 250 milyon
dolannın nakit tahsil edileceği.
taksitlerin 500 milyon dolar
olacağı ve temettülerin de 250
milyon dolar civannda gerçek-
leşmesi hedefleniyor.
İHALEYl İPTAL ETMEMİŞTİ
Petrol Ofisi'nde
teminat kavgası
• îş Bankası. Bayındır ve Park Holding'in
peşinatı yatırma süresi bugün doluyor.
ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Petrol Ofisi Anonim
Şirketi 'nin (POAŞ) yüzde 51 'lik hissesinin blok satış iha-
lesinde 3. gelmesine karşın, tercih edilen Türkiye 1$ Ban-
kası, Bayındır lnşaat ve ParkHolding'in oluşturduğu kon-
sorsiyumun peşinatı yatırma süresi bugün sona eriyor.
Rekabet Kurulu karan nedeniyle Petrol UrünJeri Işveren-
leri Sendikası ortaklıktan çekilirken, bu karara itiraz et-
meyen konsorsiyumla. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
arasında 50 milyon dolarlık teminat kavgası başladı.
Türkiye Îş Bankası, siyasilerle ilişkileri gün yüzüne çı-
kan ve Türkbank ihalesinde komisyon aldığı iddia edilen
Kâmuran Çörtük'e ait
Bayındır lnşaat ile iki kez
gözaltına alınan Turgay
Ciner'e ait Park Hol-
ding'den oluşan konsorsi-
yum, POAŞ ihalesi için
yatırdığı 50 milyon dolar-
lık teminat mektubuna 11.
Asliye Hukuk Mahkeme-
si karanyla "ihtiyati ted-
k ÖI
~m ^ • ı
merjı
ihaleleri
onaylandı
ANKARA(AA)-Ener-
ji ve Tabii KaynakJar Ba-
kanlığı yetkililerinden
alınan bilgiye göre, Da-
nıştay, lOelektrikdağıtım
bölgesinde işletme hakkj
devrine ilişkin karan
onaylarken, bu kararlar-
dan 6'sı Enerji ve Tabii
Kaynaİdar Bakanlığı'na
ulaşb.
Urfa, Zonguldak, An-
kara ve Sıvas bölgelerine
ait imtiyaz anlaşmalan
imzalanarak Bakan'ın
onayma sunulurken, Kah-
ramanmaraş ve Sakarya
bölgeierinde işletme hak-
kı devri için şirketlerin
imtiyaz sözleşmelerini
ımzalamalan bekleniyor.
bir" koydurmuştu. ÖtB'-
nin, konsorsiyumun ihale-
nin iptali istemini kabul et-
meyerek, sürenin işlediği-
ni bildirmesi üzerine, ko-
nulan ihtiyati tedbir kara-
nna bugün itiraz edilmesi
bekleniyor.
POAŞ ihalesiyle ilgili
Petrol-lş Sendikası'nin aç-
tığı davada Ankara 6. lda-
re Mahkemesi'nin yürüt-
meyi durdurma karan ver-
mesi nedeniyle 3 Kasım
1998 tarihinde devir söz-
leşmesi imzalanamamışh.
Yargı süreci devam eder-
ken, yürütmeyi durdurma
tarihinden sözleşmenin
imzalanması gereken tari-
he kadar olan süre kaldığı
yerden işletildi. Buna göre. sözleşmenin bugün imzalan-
ması ve peşinatın yatınlması gerekıyor. Ancak, yargıya da
iletilen hukuksal aykınlık iddialannın yanı sıra satışın
gerçekleştirileceği konsorsiyumla ilgili kuşkular ve fi-
nansman sorunlan POAŞ'ın satışının yapılamayacağı yo-
rumlanna neden oldu. Konsorsiyumun teminat mektubu
hakkında ihtiyati tedbirkaran koydurmasının ardından sü-
recin daha da uzayacağı gibi, ÖtB'nin ikinci gelen Garan-
ti Bankası-Doğuş Holding ortaklığıyla görüşme yapama-
yacağı. revize tekJif alamayacağı ya da yeni bir ihale aça-
mayacağına difckat çekildı.
KİGEM toplantısmda özelleştirme yanlışlan tartışıldı
6
KTPler içten çökertildF
• Bilsay Kuruç, kamu girişimciliğinin 1955'ten sonra
"sulandınldığını" belirtirken siyasilerin, "altın yumurtlayan
tavuk" olarak gördükleri KlT'leri, içten çökertme pahasına
"yüksek maliyet, düşük fıyat" politikasıyla çıkar sağlamak
için kullandıklanna dikkat çekti.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Kamu tşletmeciliğini Geliştirme Mer-
kezi Vakfı (KİGEM) tarafından dü-
zenlenen "Cumhuriyet'in 75. Yılında
Kamu Hizmeti ve Kamu Mülkiyeti"
konulu sempozyumda, kamu girişim-
ciligine karşı başlatılan süreç irdelen-
di. Sempozyumda Doç. Dr. Birgül Ay-
man GüJer'in başkanlığını yaptığı otu-
rumda konuşan Prof. Dr. lşaya Üşür,
toplumun ilerlemek için kamu-devlet-
toplumsal sahipliği seçmesi gerekti-
ğini belirterek. "Sermaye birikim sü-
recinde söz sahibi olıınmak istenivor-
sa demokrasivte bağlanrj kurmak ge-
rekH-"dedi. '
Prof. TevfikÇavdar ise özelleştirme
tartışmalannın ilk kez Osmanlı devle-
tinde 1850 yılında başladığım, donan-
madan vergi toplamaya kadar özelleş-
tirme tartışmalan yapıldığını anlattı.
Çavdar, 188O'de serbesti ticaret (libe-
ralızmt. karşısında da "usulü himaye"
akımmın geliştiğini anlattı. Çavdar,
serbest ticaret savunucusu CavitBey'in
1910 yılı bütçesi konuşmasındaki
M
Serma>e oluşsun da nasıl oluşursa
oluşsun" mantığını ortaya koyarken.
ıtytonlu kampanya
Trakya esnafı, piyasadaki durgunluğu birbtrinden ilginç kampanvaJaria aşma-
ya çaîışıyor. Tekirdağ'ın Çerkezköy ilçesinde beşaz eşya satan bir mağaza ta-
rafından başlaölan kampamada, işyerinden alişveriş eden e\ lenecek çifdere
gelin arabası yerinc kullanılmak üzere favton tahsis ediliyor. Kampanyanın ta-
nıtımı ise gelin ve damat givsili mankenler tarafından \apdiyor. (Fotoğraf: AA)
"Bugünkü kara para, banka sattşlann-
da düsünüien ola> lanntemelinde\~atan
görüş bu" dıye konuşru.
Prof. Dr. Bilsay Kuruç ise Sümer-
bank'a ait Konya Krom Manyezit Sa-
nayi'nin, Avnıpa ülkelerinin ileri tek-
nolojilerine yüksek fiyat istemeleri ne-
deniyle Japonya'nın ilkel teknolojisiy-
le yapıldığını, ancak bu durumda bile
Türkiye'nin dışa bağımlılığını önledi-
ğini vurguladı. Işletmenin 1990 yılın-
da kalite açısından Avrupa ürünlerini
yakaladığını, 1991 'de kâr patlaması
yaptığını. 1994 yılındaki ödenek yasa-
ğına karşın kendisinin finansman ya-
raîarak otomasyon ger çekJeştirdiğini
anlatan Kuruç, bu entegre tesisin 1996
yılında özelleştirilerek bir otobüs şir-
ketine devredildiğini belirtti. Işletme-
nin 40 milyon doîara 4 yıl taksitle sa-
tılmasının ardından maden-
le tesisin aynldığını, üreti-
min 48 bin tondan 15 bin
tonlara düştüğünü, işçilerin
işten ahldığını belirten Ku-
ruç, "İşJetme. bu işi bilme-
yen, ke>fekeder, şu anda tesi-
si otel yapma amacında olan
bir şahsın etindedir" dedı.
Kuruç, 1955 yıhndan ön-
ce 13 tane KİT kurulmasına
karşın 1955-1978 ydlannda
6 tane KİT, 194 tane iştirak
kurulduğuna dikkat çekti.
Kuruç, "Bu. büyümejı zo-
runlu bak getirdL Ama so-
runlan çoğaltü. Siyasal ikti-
darlann bepsi İHinlann nasıl
altın yumurtlayan ta\uk ol-
duğunu gördükr. Vüksek
maliyetiedüşük fiyat belirie-
diler. Bunlann içten çöker-
tilmesi pahasına siyasi çıkar
sağladılar" diye konuştu.
Kuruç, 500 büyük firma
içinde ilk 3' ü kamu kuruluş-
lan olan TÜPRAŞ, TEKEL
ve TEAŞ'ın oluşturduğunu,
özel sektör içinde ilk sırada
yer alan Philsa'nın TÜP-
RAŞ'ın 8 kat gerisinde kal-
dığına dikkat çekerek,
"TÜPRAŞ't, TEKEL'i, TE-
AŞ'L afir fiyatia devretsek.
aym ölçüyü de\ am etnrebiKr
mi" diye sordu.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Hırscdık ile Akıl Yarışıyor
Yanlış çelişkiler içinde yuvarlanıp gitmek toplumsal
yazgı özelliği taşıyor. Ekonomik azgelişmişlik sonucu
oluşamayan ana emek-sermaye çelişkisi ve ona bağ-
lı yan süreçler, geçmişte sürekli olarak yanlış çatışma
vebunalım odaklan oluşturdu. Siyasal ve ekonomik bu-
nalımlar, sağlıklı düşünme ve yonımlama ortamını gi-
derek ortadan kaldtrdı; kamuoyu oluşturan kesimlerde
bulunması gereken en azından genel doğrular üzerin-
de uzlaşrna olanakfarı giderek zayıfladı; toplumsal or-
takakıldan uzaklaşıldı.
• • •
Son günlerde yeni bir çelişki öûzlemi doğuyor; top-
lum yaşamında artılar \\eeksilerya da olumsuz veolum-
lu gelişmeler birlikte yaşanıyor.
Eksiler, özetle şöyle:
Hükümetin düşürülmesinin gerçekleştiği iç ve dış si-
yasal ilişkilerortamı, tam anlamıyla bir bunalım ortamı-
dır. Gerçekte, yaşananlan anlatmaya bunalım sözcü-
ğü yeterli olamaz. Türkiye, öncelikle bir ahlak çökün-
tüsü yaşıyor. Siyasal, ekonomik ve toplumsal bunalım-
lan yıllardır besleyen ahlak yıkımı, kazandığı son ıvme
ya da tırmanışla yeni yıkımlann yollannı açıyor; aşağı
doğru gidişi hızlandırıyor.
Ekonomi, bel veriyor. Tanm ve sanayınin özellikte aft
ana sektörlerinde üretim durma noktasına gelmıştır;
işten çıkaımalar birbirini izliyor. Gelecek yılın ekonomi-
sini biçimlendirecek olan Bütçe'nin ne olacağı belli de-
ğildir; enflasyon başta olmak üzere ekonomıye çeki-
düzen verecek politikalar unutulmuştur. Seçimlere gi-
diliyor ve bu konularda siyasetçılerden hiçbir, evet hiç-
bir çözüm önerisi gelmiyor.
Siyasal yapının tıkanıklığı toplumu bunaltmaktadır.
Tıkanıklık, siyasetin çözüm üretecek yerde, kendisinin
çözümü gerekli sorun durumuna gelmesıdir. TBMM'de
temsil edilen merkezsağ siyasal partiler DSP'yi de yan-
lanna alarak. hırsızlıkları aklamada kolayca kol kola gir-
mekte. ancak ülke sorunlan söz konusu olduğunda
ayn parti olduklannı öne sürmektedırier. Gene kamu-
oyu çarprtılmakta, akıl almaz bir terslikle hırsızlık veyol-
suzluklar değil, CHP tarafından bunlann soruşturul-
masının istenmesi suçlama konusu olabilmektedir.
• • •
Çok sınır\ı sayıda da kalsa artılarda yaşanıyor. Kimı-
lerine kısaca değınilmelidir.
Hükümet, bir kamu bankasının özelleştirilmesı iş-
lemlerindeki yanlışlan nedeniyle düşürüldü. Son yıllar-
da banka sayısında çok hızlı bir artış oldu; banka sa-
yısı ikiye katlanarak 80'in üzerine çıkanldı; neredeyse
büyük ve orta boy tüm girişimciler kendi bankalarını
kurdular. Bu konunun ekonomik ve toplumsal yönleri
aynca tartışılmalıdır. Ancak bankalaşma süreci, genel-
likle yatınm bankacılığı yönünde olmadı. Türkiye eko-
nomisinde, konut sektönj. gerek yoğun istemin yarat-
tığı devingenlıği, gerekse de öbür sektörlerin üretımıy-
le bağlantısı yönleriyle çok önemlidir. Özellikle düşük
ve orta gelirlıler için konutkredisi sağlanması. başlı ba-
şına büyük bir sorundur. Son yıllarda banka sayısının
arttınlmasına karşın, konut kredısı sağlayacak bir ban-
ka kurulmast yoluna gidilmedi. Geçen günlerde. Tür-
kiye Kent Kooperatifleri Merkez Bırliğı, bir kooperatıf-
ler bankası ya da konutbank kurulması konusunu ye-
niden tartışmaya açtı; konut üretıci ve tüketicilerinin
haklı isteklerini gündeme getırdi.
Dünyada, bilgı toplumuna geçiş ve toplumlann tek-
nolojikyeterliliğigibi yaşamsal konular tartışılmaktadır.
Türkiye'nin bu gelişmeierin uzağına duşmemesi çok
büyük bir önem taşıyor. Yine geçen günlerde Ulaştır-
ma Bakanlığı ve TUBİTAK Bilgi Toplumu 2010: Ulusal
Katkı Payı ve Araçlar konulu bir toplantı düzenlediler.
Konu ile ilgili üç kesime. yanı üretici, bürokrat ve ünl-
versite kesimlenne, ulusal bilışım ağı ya da Ulusal En-
formasyon Altyapısı Anaplanı üzerine iki gün süre ile
yoğun bir çalışma yaptırdılar. Uzun dönemli bir bakış-
la 2010 yılında küresel gelişme beklentileri karşısında
yerii üretimin nası\ geliştirilebileceği tartışıldı, sınırfama
veolanaklarsergilendi. Çalışmalar sırasında ulusal ya-
zılım üreticilerinin ülke ıçi satın alımlarda. yalnızca ya-
bancılatia eşit tutulmalannı istemeleri ilgınçtı.
Yineaynı günlerde TMMOB ve KİGEMkamugirişım-
ciliği, kamu alanı ve kamu mülkıyeti konularını Cum-
huriyetin kazanımlan bağlamında gündeme getiriyor-
lardı.
•••
Türkiye yine kendine özgü bir çelişkiler yumağı ya-
şıyon bu kez hırsızlık ile akıl yanşıyor. Yanşta, şimdilik
hırsızlık çok önde görünüyor; ezici, karartıcı ve yok edi-
ci özellikleriyle akla üstün oldugunu sanıyor. Bu süre-
cin tersine çevrilmesi gerekiyon toplumun çıkarı aklın
hırsızlığı yenmesinden geçiyor.
D U N Y A EKOIVOMİSİNE B A K I Ş / ERGÎN YILDIZOĞLU LOSDRA (ergin(5ergrndemon.co.uk.)
ABD yönetimi, 'Soğuk Savaş'döne-
mi boyunca, Avrupa Birliği projesinin,
ABD çıkarlanna, diğer bir deyişle küre-
sel hegemonya tasarımına uygun oldu-
ğunu savundu. ABD bu çizgisini, gide-
rek artan bir rahatsızlıkla da olsa 'So-
ğuk Savaş' sonrasında da korudu. An-
cak önümüzdeki yıl başlayacak olan
Avrupa-Parasal Birliği, ABD hegemon-
yasına salt ekonomik değil, aynı zaman-
da askeri ve siyasi bir alternatif oluştur-
ma potansiyali taşıyor. Fransız Sa-
vunma Bakanı Alain Richard'ın
vurguladığı gibi "ekonomik ve
mali alanda gerçekleşmekte
olanın askeri alanda gerçekle-
şemeyeceğini düşünmek çok
zor" (TIME 27/07)
ABD hegemonyasının
iki ayağı
ABD begemonyası açısından gi-
jerek yaşamsal önem kazanmaya
Daşlayan soru şu: Avrupa Birliği,
MATO içinde ABD liderliğini sorgu-
ayacak bir biçimde kendi bölgesel
jıkarlarını dayatmaya başlar mı?
Soğuk Savaş sonrasında
^BD'nin uluslararası hegemonyasının
<i ayağı oldugunu söylemek yanlış ql-
naz sanırım. Bunlardan biri, ABD'nin
lünya ekonomisine ilişkin önerdiği dü-
enlemesisteminin genel kabul görme-
iydi (VVashington Consensus No: 1).
iu konsensüs dünya ekonomisinin,
ıBD mali sermayesinin sınırsız ve en-
elsiz kullanımına açılmasını, bu arada
ünya ekonomisinin ait parçalarının da
u mali sermayeye bağımlı kılınmasını
etiren küreselleşme ekseninde ger-
ekleşti; mali sermayenin serbestçe do-
ışımı sağlanacak ve buna Çok Taraf-
Yatınm Anlaşması'yla (MAI) bir ulus-
rarası hukuksal çerçeve sağlanacak-
Asya krizinden ve MAI'nin belirsiz bir
îleceğe ertelenmesinden sonra,
Vashington Consensus No: 1' za-
fladı. Birçok ülke kendi çıkarlarıyla
'ashington Consensus arasında bir
lum, 'modis operandi' kurmakta
ırlanmaya başladılar. Önce Asya'da,
Avrupa Birliği ve 'VVashington Consensus No: 2'
sonra da Avrupa Birliği'nin sosyal de-
mokrat hükümetlerı arasında, yeni eko-
nomik politika arayışları öne çıktı. Bu
arayışlar işsizliğin azaltılmasına ve eko-
nomik büyümeye önem veren, serma-
yenin uluslararası dolaşımının denetlen-
mesini de dışlamayan yeni bir düzenle-
me paradigmasına yönelmeye başladı.
ABD hegemonyasının ikinci ayağı
da ABD'nin Asken'/siyasi liderliğinin
Avrupa ve Ja-
ponya tarafından
> kabul edilmesiydi
(VVashington
Consensus No: 2).
Şimdi, Asya krızinin ge-
tirdiği siyasi gerginliklere
ek ve daha da önemli olarak Avrupa
Birliği sürecinin taşıdığı dinamikler
bu VVashington Consensus No:
2'yi de zoriayacak ve istikrarsızlığa
itecek gibi görünüyor.
ABD ve ABD ~
Avrupa ekonomik ve parasal birli-
ği önümüzdeki yıl işlemeye başlayacak.
Eğer her şey planlandığı gibi gider ve
Avrupa halkı da fazla sorun çıkartmaz-
sa, bu sürecin mantıki sonucu bir Av-
rupa Merkez Bankası'ndan sonra, bir
ortak dış politika ve askeri şekillenme ve
nihayet giderek bir siyasi birlik, Avrupa
Birleşik Devletteri (ABD) olacak gibi
görünüyor. Amerika Birleşik Devletleri
(ABD), işte sürecin bu mantıki sonuçla-
rının zaman içinde gerçekleşmeye baş-
lamasından endişe duyuyor.
Ortak parabiriminegeçmeyi kabul e-
den 11 ülkenin (dört ülke de sırada bek-
liyor) toplam nüfusu ABD'den büyük ve
dünya GSMH'sinden aldıkları pay ise
ABD'ye eşit. Bu 11 ülkenin dünya tica-
reti içindeki payı ise ABD'den fazla.
Böyle bir ekonomik gücün bir de ortak
para birimi EURO ile desteklenmesi,
ABD'nin, doların uluslararası konumun-
da somutlanan mali ekonomik hege-
monyası açısından önemli bir tehdit
oluşturuyor. Gerard Baker'ın Financi-
al Times'da vurguladığı gibi dolann he-
gemonyası, ABD'nin dış açığını hiçbir
zoriukla karşılaşmadanfinanseetmesi-
ne olanak veriyordu. Eğer ABD borcu-
nun bir kısmını EURO ile ödeyecek olur-
sa, borçlanma açısından hareket alanı
büyük ölçüde daraJır. Nitekim Deutsh-
ce Bank baş ekonomistinin dediği gibi
"Airbus, Boeing'e nasıl rakipse EURO
da dolara öyle rakip olacaktır." (The
NewRepublic 01/01/98)
ABD'nin endişelerini bundan 20 yıl
önce Kissinger, "Parasal ve ticari po-
litikalarda farklılaşmalar giderek da-
ha belirgin hale geliyor"... "Siyasi
olarak birleşmiş bir Avrupa kendi
kavramlarını diğer alanlarda da da-
yatma eğiliminde olacaktır" (age) di-
yerek ifade etmişti. Avrupa'nın kendi
eğilimini ortaya koymaya başladığı
alanlardan biri, şimdilik siyasi birlik he-
nüz gündemde olmadığı için, NA-
TO'nun genişlemesi ve Avrupa'nın Or-
tak Savunma Kavramı olacak gibi gö-
rülüyor. Buendişeterdendolayı. 'Soğuk
Savaş' döneminde ABD, bir taraftan
Avrupa Birliği'ni desteklediğini söyler-
ken.diğer taraftan, Avrupa'nın özellikle
Ortadoğu'da ve Çin-Asya'da ABD'den
bağımsız bir politika izlemesini engelle-
mek için özel çaba gösterdi. Örneğin
1972-73 Helsinki, Avrupa Güvenlik ve
Işbirliği Konferan-
sı'nda, Kissinger Avru-
pa ülkelerinin tüm kon-
sültasyon toplantılarına
ABD temsilcilerinin katılmasını
önermişti. 1991 Hükümetlerarası
Masstricht Konferansı'nda Batı Avru-
pa Birliği Güçleri'nin IMATO içinde oto-
nom bir grup oluşturması önerisi gün-
deme geldiğinde, bu ABD'nin büyük
tepkisiyle karşılaştı. Bu bağlamda,
Zbignievv Brzezinski'ye göre "Avru-
pa'nın genişlemesi, ABD'nin ulusla-
rarası politikasını özellikle Ortadoğu
gibi bölgelerde tehdit etmemesi için,
güçtü bir siyasi birliğe yol açmama-
lıydı. (Foreign Affaires Kasım, Aralık
1998)
Ve NATO ~
Asya krizinden sonra, Son APEC top-
lantısmda su yüzüne çıkan gerginlikle-
n'n de gösterdiği gibi ABD'nin küresel
anlamda en güvenilir ve yakın bağlaşı-
ğı artık yalnızca Avrupa'dır. Şimdi Avru-
pa'nın ABD liderliğini kabul etmeye de-
vam etmesi, NATO'nun da Avrupa'nın
onayıyla ABD gereksinimlerine göre ye-
niden şekillenmesi büyük önem taşıyor.
NATO'nun 1999'da gerçekleşecek 50.
kuruluşyıldönümü toplantısmda buye-
niden şekillenme gündeme gelecek.
ABD bu toplantıda NATO'nun belli bir
toprağı savunan bir ittifaktan, 'ortak çı-
karlan savunan' bir ittifaka dönüştürül-
mesini öneriyor. Buna uygun olarak da
NATO'nun 'sabit mevzi' savunmasının
yerine 'esnek ve hareketli müdahale'
becerisinin geçirilmesi gerekiyor. Bu
öneri NATO'da bir konsept değişikliği-
ni de gerekli kılıyor. ABD, NATO'nun gö-
revinın 'kitle imha silahlannın engel-
lenmesi ve bunlara karşı-tepki' ola-
rak yeniden belirienmesini istiyor. Niha-
yet ABD, NATO'nun yeni bir misyon ya
da vizyon belgesini de benimsemesini
istiyor. Bu yeni belge NATO'nun çok
özel durumlarda birleşmiş Milletler Gü-
venlik Konseyi'nin onayını almadan tek
taraflı olarak hareket edebileceğine iliş-
kin bir ifadeyi de içerecek. (Internati-
onal Herald Tribune 28-29/11).
Herald Tribune'un aktardı-
ğına göre Avrupalı gözlem-
ciler ve siyasetçiler
ABD'nin bu önerilerine,
NATO'yu küresel düzleme
çıkararak, ABD'nin ulusla-
rarası hegemonyasının bir
aracı haline getirmeyi
amaçladığı düşüncesiyle
karşı çıkıyorlar.
ABD'nin bu önerilerine di-
renenler arasında sosyal
demokrat hükümetler ve
bunlara ortak olan Yeşiller
özellikle dikkati çekiyor.
ABD'nin oklanna en çok hedef olan si-
yasetçi ise şu sıralarda Alman Yeşiller
Partisi'nin lideri ve Alman Dışişleri Ba-
kanı Joschka Fischer. Fiscrıer'in NA-
TO'ya, 'ilk nükleer vuruş doktrinin-
den' vaz geçmesini önemnesi, özellikle
ABD tarafında tepkiyle karşılandı; öne-
ri çok radikal ve tehlikeli bulundu.
Alman Savunma Bakanı'nın "Alman-
ya nükleer silahlardan arınmış bir dün-
ya amaçlıyor" demesi de hoş karşılan-
madı (The Wall Street Journal 27-
28/11). Fischer'in, NATO'nun BM Gü-
venlik Konseyi'nden bağımsız hareket
etmesinin ise hukuksuzluk olarak yo-
rumlanacağını düşündüğü de bildirili-
yor(IHT).
Önümüzdeki yıl ortak para birimine
geçişin yanı sıra NATO'nun ve AB'nin
genişlemesi de gündemde. Şüreç, NA-
TO'nun ABD tarafından eskisi gibi bir
hegemonya aracı olarak kullanılmasını
zorlaştıracak yönde işliyor. ABD'nin ak-
si yönde yapacağı basınçlar ise Avru-
pa'nın kararlılığını güçlendirmek gibi bir
sonuç yaratabilir. VVashington Con-
sensus No: 2 de giderek zayıflıyor.
Elektronik ticaret
için pilot proje
• ETKK, 20 şirket, 2 banka ve 3
elektronik noter oluşturarak mini
elektronik ticaret ortamı yaratacak.
ANKARA (AA)-Tür-
kiye. alışverişlerin de di-
jital ortamda yapılabildi-
ği dünyada her geçen gün
ilginin arttığı elektronik
ticaret konusunda geri
kalmamak için çalışma-
lannı hızlandırıyor.
Elektronik Ticaret Koor-
dinasyon Kurulu
(ETKK), 20 şirket, 2 ban-
ka ve 3 elektronik noter
ile pilot elektronik ticaret
ortamında dijital ticare-
tin sorunlannı gözlemle-
yecek.
İnternet üzerinden
yapılan ticaretin ge-
liştirilmesi ve
sorun]arının
giderilmesi 3
amacıyla ku-
rulan ETKK,
sorunlann ger-
çek ortamda gözlemlene-
bilmesi için pilot bir pro-
je hazırladı.
ETKK'nin teknik işle-
rini yürüten TÜBİTAK
Bilgi Teknolojileri ve
Elektronik Araştırma
Enstitüsü(BÎLTEN)Mü-
dür Yardımcısı Prof. Dr.
Yıldız Ankan. dijital ti-
carette Türkiye'nin diğer
ülkelerden geri kalma-
ması için çalışmalar yap-
tıkJannı belirtti.
Pilot projenin Bilim ve
Teknoloji Yüksek Kunı-
lu'nun onay vermesi son-
rasında başlatılacagını
belirten Prof. Ankan. bu
kapsamda 20 şirket. 2
banka ile BİLTEN. tzmir
Yüksek Teknoloji Ensti-
tüsü ve Boğaziçi Cniver-
sitesi'nde kurulacak 3
elektronik noter oluştura-
caklannı kayderti. Ger-
çek ortamda şirketlerin
birbirleri ile İnternet üze-
rinden alişveriş yapacak-
lannı, ödemelerin de tn-
ternet ortamında kurula-
cak bankalar tarafından
gerçekJeştirileceğini
ifade eden
Prof. Ankan,
aradaki gizlili-
ğin sağlanma-
sı için şirketlere
ve bankalara sa-
yısal imza verilece-
ğini söyledi. Prof. An-
kan. sayısal imzalann
elektronik noter tarafın-
dan verileceğini ve şir-
ketlerle bankalar arasın-
daki yazışmalann güven-
lik içinde yapılabilmesi
için elektronik noterin de
onay işlemlerini yürüte-
ceğini bildirdi.
Prof. Ankan, pilot pro-
je ile elektronik ticaretin
sorunlanmn gözlenece-
ğini ve buna göre sorun-
lara çözüm aranacağını
sözlerine ekledi.