16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 1998 CUW 14 KULTUR Şiir ile felsefenin buluşması: İlhan Berk'in yeni kitabı 'Çok Yaşasm Sayılar' Sayılar resim gibi asılabilir Konser 11 Aralıkta Jose Carreras îstanbul'da Kfiltür Servisi - Dünyaca ünlü tspan- yol tenor Jose Car- reras, 11 Aralık ak- şamı Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sa- rayı'nda bir konser verecek. Organizas- yonunu ve sponsor- luğunu mücevher ve saat firması Cho- pard'ın üstlendiği konserden sağlana- cak gelırin tamamı Bizim Lösemili Çocuk- Jar Vakfi 'nın yaptıracağı 205 yatak kapasite- li hastane için kullanılacak. Carreras'ın lösemili çocuklaryarannaTür- kiye'de konservermesinin iki nedeni var. Ön- celikle kendisi de lösemiye yakalanarak bu has- talığı yenmiş olan ünlü tenor, dünyanm dört bir yanmda lösemi hastasi çocuklar yaranna konserler veriyor. Ikinci neden ise Carre- ras'ın. Bızim Lösemili Çocuklar Vakfi'nın onursal başkanı Berna Yılmaz'ın talebi üze- rine Türkiye"de geliri vakfa kalacak bir etkin- lik düzenlemek isteyen Chopard aılesinın ya- kın dostu olması. Chopard'ın Türkiye mağazası sorumlusu SheOy Ovadia ve Bizim Lösemili Çocuklar Vakfi Başkanı GündüzGediklioğlu da geçen gün bir basın toplantısı düzenleyecek konser ve elde edılen gelirle kurulacak hastane hak- kında bılgı verdiler. Konserin biletleri 100,50 ve 25 milyon TLden satılacak. Konser sonra- sında davetliler için birde gala yemeği düzen- lenecek. Jose Carreras konser sırasında Ser- tab Erener'le de bir düet seslendirecek. Ün- lü tenor Türkıye'den kendisine gönderilen Muazzez Abacu Nilüfer ve Sertab Erener CD'leri arasından yaptığı seçim sonucunda Ni- lüfer ve Sertab Erener'i seçmişti. Nilüfer'in aynı tarihte yurtdışındaolması nedeniyle Ere- ner eşlik edecek Carreras'a. Kurulacak olan hastanede de acil hizmetler, çocukluk çağı hastalıklan, kan hastalıklan, kemik iliği nak- li, bürün laboratuvarlar ve komple ambulans servisi 24 saat sürekli hizmet verecek. Sanatçı I992'de,doğduğukent Barceiona'da yapılan olimpiyat oyunlannın açılış ve kapa- nış törenınin müzik yönetmenliğini de üstlen- di. 150'dent'aziaeserbestelemışoiaBCarr»- ras. 50'den fazla opera, anatorio, popüler ve klasik müzik resitalleri ile dünya çapmda al- tın ve platin plaklar kazandı.Konserin bilet- leri Bizim Lösemiü Çocuklar Vakfi'ndan ve Chopard'dan temin edilebilir. A nlatmak Türk şiirinin baştan beri vazgeçemediği biryoldur, neredeyse sayrılığıdır, başbelasıdır. H er dilin içinde binlerce dil vardır: Şairin yarattığı, yalnız o şiirde kullanılan. Bu dil kendisi ile birlikte tekniğini de getirir. TURGAYFİŞEKÇİ Ühan Berk, yeni yayımlanan kitabı Çok Yaşasın Sa- yılar üstüne sorulanmm yanıtlarken, şiirinin ulaştığı yeni kavşaklan da açıkladı. - Jki yıl önce yayunlanan son Idtabımz Avluya Düşen Göige için "Diİin doğasında sözün sıfira indiği bir dil vardır. / DUi o sınırda tutmak, / Ordan yazmak-." de- miştiniz. Yeni kitabuıız Çok Yaşasın Sayılar'da şiir di- liniz nereye gekli? - Her dılin içinde binlerce dil vardır: Şairin yaratü- ğı. Her şiir neredeyse bir dil yaratır, yalnız o şiirde kul- lanılan. Bu dil kendisi ile birlikte tekniğini de getirir. Teknik dil gibi kapanamaz. kendıni giz- leyemez. dışa vurur. Bu yüzden de bas- ka bir şiirde yinelenemez; yinelenirse 'çoğaltma'ya, kendini silmeye gider. Paz. 'Şairin biçemi yoktur' derken bu- nu söylemek ister. Avluya Düşen Göl- ge, dilın sıfır halinden yaratıldı. Şiirler böyle bir yeri işaret ediyordu. Söz'ün üstünü çiziyordu. Anlatmayı neredey- se bir kıyıya süriiyordu. Benım işim değil anlatmak, diyordu. Ben duyur- mayla görevliyim, diyordu. Sezinlet- mek. anıştırmak istiyordu yalnız. Mal- larme buna 'tefldn' (aşılama) der. Av- luya Düşen Gölge'nin serüveni böyle bir yol ızler. Ahmet Haşiın'i bir yana bırakırsak. Türk şiirinin bildığı, kurca- ladığı bir şey değildir bu. Çok Yaşasın Sayılar bunun tersi bir dil, teknik gerektiriyordu. Aniatmayı başa alarak yola çıktı Yani düzyazıyı istiyordu. O dille yazıldı. Elbet düzya- zının da kullanılageleni, yaratılanı var- dır. Bunun örneklerinden geçilmez biz- de. Anlatmak Türk şiirinin baştan be- ri vazgeçemediği bir yoldur, neredey- se saynlığıdır. başbelasıdır. Şunu hemen söyleyeyim: Çok Yaşasm Sayılar şiir de- ğildır, sız MemetFuafın 'şiir' dedığine bakmaym. El- bet yarattığım birdüzyazıyla yazıldı, sonra da gene ya- ratıyı gerektiren bir teknik de kullanıldı. Bır beste gi- bi prozodi elinden tuttu. Dizem büyük ölçüde vurgu- landı. Sayfa da, sayfanın olanaklan göz ardı edilmedi- ği için yeni bir boyut kazandı. Kısaca, Avluya Düşen Gölge'ye ters düşer. Çok Yaşasm Sa\ ılar. - Kitabınızda sayılann siri nasl esûılendirdiği üzeri- ne kimiipuçlan var; Magritte'in deseni, Franz Klroe'ın resmi gibi. Sayılann şiir gereci olabileceğine hangj yoJ- lardan gecerek ulasfağınm aniatabilir misiniz? Harfler gibi sayılar da benı ilkın biçimleriyle ilgi- lendirdi. Sayılar her zaman resim gibi aşıUbilir. bakı- labilir. Ilk etki bu, ama işin arka penceresi çok başka. Dünya halklan sayılara türlü anlamlar vermişler, ne- redeyse sayılann görevi unutulmuştur. Gizemcilerin el- lerinde de sayı olmaktan çıkmış, ancak simgesel biran- lamı vardır. Kabalacılar (bu öbür dünya yorumculan) sayılann kendileri için büyük bir tehlike oluşturduğu- nu görerek, yeryüzünden silmeye kalkmışlardır sayı- lan. Ben sayılara şimdiye kadar verilen bürün aniam- lan bir yana bırakarak, kendim bir anlam verdim. Şa- irlerin bu dünyadaki en güzel işleri de bu değil mi? Bel- ki de en başta gelen işi. Sayılann arka penceresi bu ol- du benim için. - Birde Aristoteles, Pkıtinus gibi felsefecilerden el aJ- dıgınız anlaşılnor. L'zunca bir süreden beri de özeüik- le metafizik felsefecileri okuduğunuzu bilhorum. Şiir ve felsefe Uişkisi üsrünt neier söj itmek istersiniz? Şıirle felsefe iki zıt, dahası düşman kardeş. Birbi- riyle hiçbir ilgisi yok. Şiirde felsefe yumurtlamayı da Kaf dağ» adamlandır şairler, daha çok da bilinmeyenin peşindedirter. Şairler arka pencere adamlandır, oradan bakariar. hiç mi hiç anlamam. Şiirin doğası buna karşıdır. Şiir kendinden başka hiçbir seyi kabule yanaşmaz. Şiirse elbet. Yalnız felsefecilerle şairlerin kimi yerde ortak ko- nulan var. En başta da yaşamaktan ne anladıklan. Asıl da ölüm. Yaşamak gibi ölüm de şiirin lokomotifıdir. Bir şey daha var, her ikisi de uç düşünce habercileri- dir. Her sanat yapın bilınmeyenin yanındadır. Bu da yet- mez, bilinmek ister her yapıt. Böyle biryakmlıktan söz edilebilir felsefeyle şiirakrabalığı söz konusu olduğun- da. Asıl yakınlık da dünyaya bir anlam vermekte ya- tar. Metafizıge gelınce: Her şairin sonunda geleceğı yer, dıyedüsünüyorum bunu. Şairler su buluculandır. Tep- rağa da bir kuyucu gibi bakariar; yeryüzünde gidip gelmelerin başka bir anlamı yoktur. Toprağı eşeleme- lerinin anlamı bir kuyu kazıcısmınkinden ayırt edile- mez. Daha da ileri gideceğim: Kafdağı adamlandır şa- irler, daha çok da bilınmeyenin peşindedirler. Bir tek yol göstericileri vardır bunda da: Dil. Bu dili kullan- mak. Dil çünkü hem vann hem de yokun öncüsüdür. Daha çok da yokun. Şairler arka pencere adamlandır, oradan bakariar. - Yakın zamanlardaki birsöyleşinizde 'şîirin bir yaş- lılık işi' nlduğunu söylediniz. Kimi şairler, bfldiğiniz gi- bi yalıuzca gençlikdönemlerinde yazdıklan şiûieıie ge- leceğe kalmışlardır. Şairin şiiıie ilişkisini vasamının dö- nemkrine göre niteleyebilir misiniz? Şiirin bir yaşlılık işi oldugunu söylerken şunu de- mek istiyorum: Şiir gençlikte daha çok yazıhyor. Ama çok azı kalıyor. Şair bunu ancak yaşlılığında göriiyor. Yaşlılıkta ise zor yazıhyor, ama az fire veriliyor. Ka- vafis. "Ben yaşhbğmşairiyinı'' derken bu- nu demek istıyor herhalde. Şu da bir gerçek elbet: Bir koşul diye sürülemez bu. Şair doğası geTeği çekülün düştüğü yere düşmez. Havada da çakılıp kalabi- iir. Bunu şunun için de söyledim: Baş- langıçlan parlak şairler görüyorum, bu parlaklıklan kısa sürede sönüyor. Bunun için, yaşlanmaiı şair. diyorum. - Şiire bunca adanmış bir hayatta. ge- riye dönüp bakmak. sözgeümi şürinizin değişik dönemJeri üstüne bugün bulun- duğunuz noktadan bakarak kimideğer- lendirmeter yapmak ister misiniz? Zor bır soru. Zorluğu şairin böyle bir soruya ne ölçüde gerçeğe yakın yanıt ile- n sürebileceğidir. Bunu bilmek zor. Ama deneyeceğim: Uzun birsürediren iyi ki- tabımın Dün Dağlarda Dolaştım Evde Yoktum olduguna inanıyorum. Bu dü- şüncem ne zamana dek sürer bilmiyo- rum. Şiirler çünkü durduklan yerde bü- yürler ya da silinir gibi olurlar. Yalnız kendilerine özgü biryasamlan vardır At- las'taki kimi şiirler öyle. Kül, Deniz Es- kisi kitaplanm da öyle. Kitaplar yerle- rini, zamanlannı, dahası saatlerini ken- dileri seçerler. Mısırkalyoniğne bile kırk yıllık yerini zaman zaman şaşınyor, Kül'ün önüne geç- meye kalkıyor. Galile Denizi'ne gelince, ona yer be- ğendirmek zor. Hâlâ dile başkaldınyor, uçlan seçiyor, anlamı da hor görmeyi sürdürüyor. Hakkı yok değil; değil mi ki o zamana değin yazılan şıiri o yırttı, yerin- den oynattı; kırk yıllık beni yeni alanlara çıkardı; ni- çin kafa tutmasın? Ama asıl sorun şurada: Şiiri tepe taklak etmek, şim- diye değin uğramadığı yerlere sürmek, oralarda gezin- dirmek, çıkmaz denilen sokaklan tepmek, temizle- mek, süpürmek; öyle gelmek. Yoksa düzgün şiir hep yazıhr. Seviiirde. Alanı açıktır. Şair, şiirde devrim yap- madıkça, bic^ol açmadıkiga var sayılmaz. Her şair her şiir böyle bir yol buluculuğunu yüklenmemişse varla yok arasıdır. Böyle diyorum, şiirler hep yazılır çünkü. Ama yetmez bu iyi bır şair için. Binlerce şiirbunun için yazılıyor her gün dünyada, ama üçü beşi ancak iz bı- rakıyor. Bürün iş burda. Asıl şairi de öyle tanıyoruz. 1-6 Aralıkta TÜYAP'ta A R A L I K Yapı Kredi Sanat Festivali, yapılanmasında ve organizasyon anlayışında yaptığı köklü değişikliği yeni mevsimde de sürdürüyor. 1998'de başlayan bu yeni yaklaşım çerçevesinde etkinliklerini tüm yıla yayan Yapı Kredi Sanat Festivali Aralık ayında da sanatseverlere yine zengin bir programla sesleniyor. Türkiye'nin kültür yaşamına farklı boyutlar getirmeyi amaç edinen Yapı Kredi Sanat Festivali, 1999 yılında da nitelikii ve zengin programlarıyla sanatseverleri buluşturmaya devam edecek. . Yapı Kredi Sanat Festivali '99'da buluşmak üzere... YAPI WKREDİ Ünlü Müzikallerden ve Film Müziklerinden Seçmeler Piyano: Faris Akarsu. Çellk Kasapoğlu 5 Aralık 1998 Cumartesı Saat: 19.00 Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu Matan Givol (Keman Resitali) Piyano: Blvgenla Lakemlk 12 Aralık 1998 Cumartesi Saat: 19.00 Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu Gürol Ağırbaş (Caz Konseri) 19 Aralık 1998 Cumartesi Saat: 19.00 Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu Rahibe Marie Keyrouz ve Banş TopJuluğu'ndan Bizans Şarkılan 19 Aralık 1998 Cumartesi Saat: 19.30 Aya İrini Müzesi Lidia Baich (Keman Resitali) Piyano: Natalie Balch 26 Aralık 1998 Cumartesi Saat: 19.00 Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu T. C. Küttür Bakaıüığı İşbirtiği ile Bttet Satif Noktaian: 26 Kasım 1998 tarıhınden ıtıbaren aşağıdakı satış noktalanndan bıletlerinıa alabılırsınız. • Vapı Kredi Yayınlan Galatasaray Krtabevı (0212) 252 67 45 • Atatürk Kültür Merfcezı Gışelen Hergûn 10.CKH9.00 saatlen arasında açfktır. (0212) 292 08 48 - 292 08 49 • Yapı Kredi Akmerkez Şubesı (0212) 282 08 65 • Suadı>eVaktoramaMaiazası(0216)350 87 42 (Gösten günlennde. gösterı mekânlanndakı gışeler saat 17.00'der gösterinın başlama saatıne dek açık olacaKtır.) TaMbnla Rezerva*yon: • Telefonla rezervasyon yaptırmak için aşafıdakı numaralan aravabılırsinız: (0212) 249 18 29 • Rezervasyonunu yaptırdığınız biletleri, 48 saat içinde, Istıklal Caddesı No: 285 adresındekı Yapı Kredı Yayınlan Galatasaray Krtabevi'rtden almalısınız. • Rezervasyofllannızda kredi kartı kullanabilırsınız. • Aynlan biletlenn tümünün alınması zorunludur. Satılan bilet gen alınmaz. İntanMt Ancth&yla B i M SadfK • Intemet aracılığıyla bılet alabılmek >çm aşağıdakı adresı arayabılırsınız. http://www.superonlıne.com/yl<ykultur 8. Istanbul Sanat Fuarı başlıyor Kültür Servisi - TÜYAP Tüm Fuarcılık AŞ ve Istan- bul'da kurulan Sanat Gale- ricileri Derneği işbirliğiyle düzenlenen Artist 98-8. Is- tanbul Sanat Fuan 1-6 Ara- lık larihleri arasında TÜYAP Tepebaşı Sergi Salonu'nda gerçekleştirilecek. Çeşitli et- kinlikJerin de yer alacağı fu- ar, bu yıl aralık ayında dü- zenlenecek. Avrupa ülkelerinden ka- tılan galeriler ile uluslarara- sı bir boyut kazanan lstan- bul Sanat Fuan'na katılacak galeriler ve yapıtlar Fuar Da- nışma Kurulu'nun sanatsal denetiminden geçerek fuara kabul edildi. 8. Istanbul Sanat Fuan'nda Ferruh Başaga'ya 'Sanatçı OnurÖdülü". Aksanat'a 'Sa- natsever Kurum Ödülü', Turg^y Gönenç'e 'Eleştir- menOnurÖdülü', Mustafa Taviloğlu'na ise 'Koieksi- yoncu Onur Ödülü' verile- cek. Galericilikte 20 yılını dolduran Aydın Cumah (Cu- malı Sanat Galerisi), Ertan Mestçi (Artisan), Yahşi Ba- raz(GaIeri Baraz), lndBen- giserp (Hobi Sanat Galerisi) ve RJabia Çapa'ya (Maçka Sanat Galerisi) birer 'Şükran Plaketi' verilecek. Bu yıl aynca 4. TÜYAP Genç Sanatçılar Resim Ya- nşması ve 2. TÜYAP Sanat Eleştirmeni Yanşması dü- zenlendi. 2. TÜYAP Sanat Eleştir- meni Yanşması jürisi Ab- dülkadir Günyaz, Kıymet Giray; Haşim Nur Gürel ve Kaya Ozsezgin'den oluşu- yor. Ödüle. 1972 Kayseri do- ğumlu, Mimar Sinan Üni- versitesi Güzel SanatlarFa- kültesi Resim Bölümü Me- zunu VluratMuhçıoğtu' Hü- seyin Avni Lifij'in Sanatına Bir Bakış' başhklı eleştiri- siyle layık bulundu. 1971 Is- tanbul doğumlu, Mimar Si- nan Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü me- zunu Mehmet Cstinipek'in 'Ali Hadi Bara' başlıkJı eleş- tiri yazısı ise yayımlanmaya değer görüldü. TÜYAP Genç Sanatçılar Resim Yanşması fuar kapsa- mında 35 yaşı aşmamış genç sanatçılan teşvik etmek ama- cıyla düzenlendi. Ahmet Ka- mü Gören, Ali Akay, Aydın Cumalı, Doğan Paksoy, Er- tan Mestçi, Hasan Bülent Kahraman. İrfan Okan, Prof. Kemal tskender, Meh- met Gûkryüz ve Yahşi Ba- raz'dan oluşan seçici kurul Murat Aksojr 'u ödüle değer buldu. PaneUer 8. Istanbul Sanat Fuan kapsamında gerçek]eştirile- cek olan etkinlikler ise şöy- le: 2 Aralık Çarşamba günü saat 16.00'da İbrahim Çitçi- oğiu'nun yöneteceği Inci Ogan, Cem Mumcu. Lale Ünaldı. Tank Akan ve Ka- an Arslanoğlu'nun katılaca- ğı' Yaraücılık veEğitinı' ko- nulu panel gerçekleştirile- cek. 3 Aralık Perşembe gü- nü ise 14.00-16.00 arası Ah- met Kamil Gören'in 'Türk Resim Sanatuun Öyküsü' başhklı dialı anJatısı, 16.00- 18.00 arası Kıymet Giray'ın yöneteceği Mehmet Güler- yüz. Haşim Nur Gürel To- ran Eroİ ve Kemal Isken- der'in katılacağı "75 Yüda Türk Resminin Başyapıtla- n' konulu panel düzenlene- cek. 4 Aralık Cuma günü 16.00-18.00 arası TamerBa- şoğlu'nun yöneteceği Kıy- met Giray, Kaya Ozsezgin ve Yalçın Sadak'ın katılaca- ğı 'Türk Sanatında Soyut' başhklı panel izlenebilecek. 5 Aralık Cumartesi günü 16. 00-18.00 arası Mehmet Gü- leryüz'ün yöneteceği AMÖz- gentürk. Halil Ergün, Savaş Dinçel NevzatSayın ve Ha- kan Giirsoytrak'm katılaca- ğı 'Güzel Sanatlarda Kesiş- me Noktalan' konulu panel, 6 Aralık Pazar günü ise Ja- leErzen'in yöneteceği trfen Okan, Mehmet Güleryüz ve Bedri Ba\ kam'ın katılacağı 'Sanatçı ve Gelecek' başhk- lı panel düzenlenecek. YAZI ODASI SELİM İLERİ Bir İntîharm Ardında Geçenlerde, akşamüzeri, kitaplığımı düzeltmeyekj sinkes karar vermişken, ışte arka sırada, birdenbirf yine: Yanardağın Altında, Malcolm Lowry, Sinan Fişe çevirisi, Can Yayınlan, 1989. Altı çizili satırlar. Mürekkep soluyor. On yıl önce sc luk soluğa okunmuş bir kitap. Arka kapağındaki ilk cümle: "1957yılında daha 48yaşındayken intihar edere, ölen ünlü romancı Malcolm Lowry, kısa sürenyaşa mının tümünü intihara koşan biryanş gibiyaşadı." İntihar etmiş başka yazariar: Wootf ve Pavese. öy külerı, karanlık serüvenleriyle. ötekiler, bizden ya zariar. Yazmak kimileyin bir intihar eytemi olup çıka bilir. Bunlardan kurtulmak için bir kez daha 'roman'a Yanardağın Altında'ya sığınıyorum. Gerçi 'roman' de intihar kadar acı. "Hayır, benim gizlerim mezann gizleri ve öyle kal- malan gerek. Kendimi de böyle görüyorum bazan. olağanüstü bir ülkeyi keşfetmiş büyük bir gezgin, ama hiçbir zaman o ülkeden dönüp öğrendiklerinı iletemeyecek bu dünyaya: ve bu ülkenin adı Cehen- nem." Bir sayfa sonra: "Açık mavi, aysız biryaz akşamı..." Açık mavi yaz akşamlan. Uzun sürer öyle akşam- lar. Uzakta, tatilde, bir günün sonunda yapayalnız kal- dığınızı aniarsınız. Çevredeki gürültü patırtı, eğlenti, neşe bayağı gelir, çiğ gelir. Mavi akşam sürer. Mavi kış akşamlan da vardır. Buz mavisi. Ayaz ma- visi. Pavese yaz akşamlannın romancısıdır. Woolf son- baharda okunur. Katherine Mansfield ille kışın. Gün- ler geçer. Kitaplardan başka bır şey kalmayacaktır. Bak bu cümle Dalgalar'dan: "Gözlerime Susan'ın yaşlan doluyor." Bir başkasının gözyaşlan mıydı akan? Mavi kış akşamlan erken söner. Ev küçüktür. Rad- yo çalar. Babanın eve dönüşü beklenir. Bilmem ne- den hep TezerÖzlü... Gece mi soğuk, çocukluk mu? Kuş uçar gider. Kameriyede kar. Mavi kanatlı bir kuş uçup gitmişti. Kar yağıyordu. Şu cümleyi de çizmişim Yanardağın Altında'dan: "Kahkahalarhavayı dağıttı biraz." Nerede kullanacak mışım? Bir romanda mı? Ben de mi aynısını yaza- cakmışım? Insanlar kahkahalarla gülecekler, her şey iyileşir gibi olacakmış. O yanm kalan romanda, müsveddeyi yırttım, yıl- larca peşimi bırakmadı. Alev alıp sönen kibritler gi- biydi. Zaman zaman yakar, tutuşturur; derken yaz- maya koyulur koyulmaz diner, erir, yok olur, buz kes- tirir insanı. Her sayfasında acının kol gezdiği bir roman yazı- labilir mi? Yanardağın Altında! Al işte 1 .. Fakat Sart Faik: "Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazma- yacaktım. Yazı yazmak da, birhırstan başka ne idi?" Bir kez yakanıza yapıştı mı gerisi geliyor, hepsi sö- kün ediyor, yine Hakkı Celis'le Seniha paravananın iki yanmda durmuş konuşuyorlar, Seniha ruhu soy- manın hiçbir yaşta benimsenmediğini söyfüyor. Ya- zariar rulilannı soyanlar mıdır? Her ylEann, en kötüsünün -en kötüsünün, unutul- maz birkaç satın vardır. Yazarlar o birkaç satın yaz- mak için dünyaya gelir. Mavi kuş, yaşadı ve öldü, ben onu bir kış akşamı gördüm. Hangi yoldu onlan alıp intihara götüren... Hangisandefter... Hangi soğuk gece... Hangi çocukluk... Takvimdeİz Bırakan: "Ve güzelliğin bir kez daha akıp gittiğine inanabi- lirim. Fısıltısı, bu ara sokaklardan, bu dantellerden, renk renk kurdele sepetleri arasında soluyarak geli- yor. " Virginia VVooff, DaJgaJar(Oya Dalgıç çevirisi), Ara Yayıncılık, 1988. Yridc İbrahimovanın konseri bu akşam • Kültür Servisi- Ekinciler Holding'in bir kuruluşu olan Ekinciler Dış Ticaret AŞ, 15. kuruluş yıldönümünü bu akşam Yıldız ıbrahimova'nm vereceği birkonserle kutluyor. Hangar2019 (Maslak) gibi ilginç bir mekânda gerçekleşecek olan konser için özel bir koreografi hazırlandı. Dört oktavhk sesi ve serbest doğaçlama yeeneğiyle ün kazanan tbrahimova, konserinde Lizst, Brahms, Monti gibi bestecilerin motiflerinden esinlenerek yaptığı doğaçlamalannı topladığı son albümünden örnekler sunacak. Müzik kariyerinin ilk adımım Bulgaristan Müzik Akademisi'nde atan sanatçı, Türk ve Bulgar halk müziği motiflerini cazla ustaca kaynaştırmasıyla tanmıyor. K Ü L T Ü R t Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle