Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 1998 PAZAR
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
Prof. Besim Tanyel'in Yıldızının Parladığı An
ERDALİNÖNÜ
B
asında çıkan bir ölüm du-
yurusu, Ege Üniversite-
si'nden emekli fizikpro-
fesörü, Atom Enerjisı Ko-
misyonu üyesı Besim
TanyePi kaybettigimizi
haber verdi. Prof. Tanyel, Ege Üniyer-
sitesi'ne gitmeden önce Ankara Cni-
versitesi Fen Fakültesi'nde fakültenm
kuruluşundan başlayarak yıllarca öğre-
tim üyeliği yapmıştı. Orada önce öğ-
rencisi, sonra meslektaşı olmaştum. Bu
yazıyla arkadaşımı saygı ile anarken, o
dönemde Türk bilimine yaptığı sıradı-
şı bir katkının öyküsünü anlatmak isti-
yorum.
Olayın bence şöyle ilginç bir yanı da
var. Yıldızın parladıgı anlar diye bir de-
yim vardır. Bununla genellikle bir de-
hanın fikir ya da eylem olarak insanlı-
ğı etkileyen buluşlar, devrimler yaptığı
dönemlerbelirtilir. Ama sanıyorum ki,
sıradan insanlara da yaşamlan boyunca
en az bir kez yıldızlannın pariayabile-
ceği bir an geür. O anı iyi değerlendire-
bilirlerse, o güne kadaryaptıklannı çok
aşan ölçüde bir başanya imza atabilir-
ler. tşte anlatacağım ûlayda Besim Tan-
yel. karşısına çıkan böyle birfirsattan en
iyi biçimde yararlanma becerisini gös-
termiş ve birçok bilim adamımızın ya-
şamını olumlu yönde etkilemiştir.
Yanm yüzyıl önce, İkinci Dünya Sa-
vaşı sonunda. atom enerjisı ve onun et-
rafindaki nükleerteknoloji, dünyaya ye-
ni ufuklaraçan bir çağın müjdecisi ola-
rak ortaya çıkmıştı. O günlerde bu alan-
daki bilgiler büyük ölçüde ABD 'nin te-
kelindeydı ve tüm ülkelerbu bilgileri pay-
laşmak öztemi içinde idiler. Böyle bir
ortamda, ABD Cumhurbaşkanı Eisen-
bower, 8Aralık 1953 günü yaptığı bir
konuşmada, savaşı bitirmek için kulla-
Bj)an atom enerjisinden tüm dünyanın
banşçj amaçlar için yararlanması za-
-manının geldiğini söyledi ve bu hedefe
yönelikkapsamlı birplanaçıkladı. 'Ba-
nş için atom' adını verdiği bu projede,
önce bütun ülkelere hizmet edecek, akıl
v e teknik yardım verecek bir uluslara-
rası atom enerjisi ajansının kurulması-
nı öneriyor, sonra, isteyen ülkelerde bir
nükfeer araştırma reaktörü kurulması
için gerekli bilgiyi ve zenginleştirilmiş
uranyum yakıtmı sağlamayı ABD adı-
na üstleniyordu.
Eisenhovver'ın önerisi büyük ilgi uyan-
dırdı, bütün dünyada çok olumlu karşı-
landı. Birleşmiş Milletler derhal hare-
kete geçti. Viyana'da bir uluslararası
atom enerjisi ajansının kuruJmasına baş-
landı. ABD Kongresi'nde gerekli görüş-
meler tamamlandıktan sonra Amerikan
hükümerinin projeyi başka devletlere
daha iyi anlatmak ve katılmalannı sağ-
lamak için girişime geçtiğini gördük.
Bu sırada Türk hükümeti de projeye ka-
tılmaya karar verdi ve Dışişleri Bakan-
lığı NATO Dairesi, ABD ile bu konuda
yapılacak görüşmeleri yürütmek, gere-
ğini yapmakla görevlendirildi. NATO
Dairesi'nin başkanı Büyükelçi Hüvey-
da Mayatepek, böylece, bilmedıği bir
konuda anlaşma hazırlamak göreviyle
karşı karşıya kalmıştı. Kendisine biryar-
dımcı aradı ve en yakınında Ankara Fen
Fakültesi'nde nükleer fîzik dersi ver-
mekte olan Prof. Besim Tanyel'i, ba-
kanlığa danışman atadı.
Amerikalılarla yapılan ilk görüşme-
de, Eisenhower'm öneriJerini içeren bir
anlaşma taslağinın hazır olduğunu gör-
düler. Amerikan tarafı, propaganda ya-
rannı arttırmak için, anlaşmanın gecik-
meden imzalanmasını istiyordu. Bu aşa-
mada Tanyel, getirilen taslakta önemli
bir eksikJik gördü ve bunun bilim yaşa-
mımız için önemli bir firsat yarattığını
sezdi. ABD, başka ülkeler gibi Türki-
ye'ye de, bu yeni alanda ilerlemek için
bir yardım yapmak istiyor ve konuyu bi-
len bir Amerikan firmasının, ücreti kar-
şılığında Türkiye'de bir araştırma reak-
törü kurmasını sağlıyordu. Yalnız bu
araştırma reaktöründe kim, nasıl araş-
tırma yapacaktı? Henüz Türkiye'deki
bilim insanlan, fizikçiler, kimyacılar,
biyologlar, doktorlar nükleer teknikJeri
kullanarak araştırma yapmasını bilmi-
yorlardı. Bu teknikleri ve yeni bilimsel
yaklaşımlan öğrenmenin kolay bir şey
olmadığını, çok zaman ve çaba istedi-
ğini, Besim Tanyel, kendi geçirdiği de-
neyimden biiiyordu. Doçentliği sırasın-
da nükleer alanda çalışmak için Fen Fa-
kültesi'nden izin alarak ABD'nin ileri
bir üniversitesinde bir yıldan fazla kal-
mış, yeni birbuluş getirebilecek bir araş-
tırmaya girişmiş. fakat izin süresi bitip
geri çağnldığı için, sonuca varacak vak-
ti olmamıştı.
Tanyel, bir kez araştırma reaktörü ku-
rulduktan sonra hükümetlenn konu ile
ilgilerinin azalacağını tahmin etti. Bu ne-
denle, gerekli araştıncılann yetişmesi-
ni sağlayacak ayn bir programın anlaş-
maya konulmasını ve ancak bu prog-
ram tamamlandıktan sonra reaktörün
yapımına başlanmasını önerdi. Doğru-
dan doğruya kendi inisiyatifi ile ortaya
attığı bu öneriyi Amerikan tarafi önce
kabul etmedi. Böyle bir ek programın,
anlaşmanın uygulanmasını geciktirece-
ğini öne sürerek reddettiler. Fakat Ma-
yatepek, Tanyel'in önerisinin sağlam
bir gerekçesi olduğunu gördü ve onu
destekledi. Bu durumda iki ülkenin dı-
şişleri görevlileri anlaşamadılar.
Birkaçgöruşmeyapıldı. Sonunda Tan-
yel, toplantıdaki Amerikalı bilimcileri
ikna etmeyi başardı. Onlann desteğiy-
le, 40 kadar Türk üniversite öğretim
üyesinin iki yıllık sürelerle ABD'nin
ileri araştırma merkezlerinde çalışma-
sını sağlayacak parasal bir desteğin an-
laşmaya konulmasını Amerikan temsil-
cileri İcabul ettiler. Bu ek projeyi de Dı-
şişleri Bakanlığı yürütecekti. Tanyel'in
Amerikalılar karşısında tek başına diren-
mesi hem istediği programın anlaşma-
ya girmesini sağlamış hem de ona Ma-
yatepek'in büyük güvenini kazandır-
mıştı. Anlaşmanın imzasıyla birlikte
araştırma programı yürürlüğe girdi. He-
nüz bir atom enerjisi komisyonu kunıl-
muş olmadığı için anlaşmayı uygulama
görevi NATO Dairesi'ne verildi ve Be-
sim Tanyel programa katılacak bilimci-
leri belirleyecek tek seçici oldu.
Tanyel, bu olağandışı yetkisini, krşi-
sel beklentilerini ve duygulannı bir ya-
na bırakarak tam biryansızlıkla (taraf-
sızlıkla)kullandı. Herdaldan, araştırma
yetenekleri bilinen öğretim üyelerini
seçti ve izlence (program) büyük birba-
şan ile uygulandı. Seçilen kişiler prog-
rama canla başla katıldılar. ABD'de kal-
dıJdan sürede Türk bilimciierinin adla-
nnı dünyaya duyuran önemli araşrırma-
lar yaptılar. Ömeğin Feza Gürsey, Bro-
okhaven Ulusal Araştırma Merkezi 'nde-
ki çahşmalanyla dünyanın önde gelen
fizikçileri arasına girdi. Nükleer reak-
tör kuramı (teonsi) sağlık fizigi, bölü-
nebilir elementlerin kimyası, nükleer
tıp, izotoplann bilimde ve sanayideki
uygulamalan gibi, atom enerjisiyle doğ-
rudan doğruya ilgili birçok konunun uz-
manJan bu programla oluştu. Yalnız Be-
sim Tanyel'in kendisi yararlanamadı.
Programın takvimi içinde. onun araştır-
ma yapmak için ABD'ye gıtme zama-
nı gelince fakültesi gerekli ızni verme-
di. İki yıllık araştırma programına katı-
lıp dönenierin yardımıyla fstanbul'da
Çekmece Nükleer Araştırma Merke-
zi'nin kunılmasına girişildi ve orada
yıllarca yararlı araştırmalar yapıldı. Ya-
zık ki sonradan bu alana gereİcen ilgı gös-
terilmedi ve çalışmalar, dünyadaki ge-
lişmeleri izleyecek hızla ilerleyemedi. Bu,
ayn bir öyküdür.
Eisenhovver'ın banş için atom proje-
si, Türkiye'ye bir nükleer araştırma re-
aktörünü şöyle ya da böyle gerirecekti.
Ama Besim Tanyel'in eline geçen fir-
satı iyi değerlendirerek başlattığı araş-
tırma programı, ABD'nin önerisini aşan
boyutİarda Türk bilim yaşamım canlan-
duîlı. Duraklamayagirilmişbirdönemin
aşılmasını sağlayan atılımlara yol açtı.
Geçen ağustosta yaşama gözlerinı yu-
man Tanyel'in bugün unutulmuş olan bu
hizmetini bilim tarihimizin yetennce
değerlendıreceğini umuyorum. kendisi-
ni minnetle anıyorum.
İlhan Koman ve 'Akdeniz' Yontusu...
ALİH.NEYZİ
* Ihan Koman. ülkemizde ender yetişen usta bir
I vontucu(heykelci)idi. Yazgısı öyleymiş: Yon-
I tuculukta ustalığını, yerieştiğı tsveç'te kanıtla-
I dı. Yapıtlan İsveç, Danımarka ve Belçika'da bir-
-M~ çok meydanı süslemektedir. Vatanına öylesine
bağlı idi ki, uzun yıllar yaşadığı Isveç'in uyrukluğu-
nu almak için başvurmamış ve yıllarca ders verdiği
Yerli Üretimde
üniversitede kendisini profesörlüğe atayabilmek için
İsveç Parlamentosu özel biryasayla I. Koman'ı onur-
sal uyruk üan etmiş ve o yıllarda bizim hükümetimiz
de çifte pasaportlu olmayı kabul, hatta teşvik ettiği
için, son yıllarda iki pasaportlu olmuştu. Ölümünden
sonra, İsveç hükümeti, ardında kalan bitmiş yada pro-
je halindeki tüm yapıtlannın korunması için birkay-
yım atadı. Genç sayılacak yaşta ölümü, insanlığın
kaybı olmuştur.
'Evfiya'nm (kendisi budeyimi pek severve çok kul-
lanırdı) Anıtkabir'de çalıştıgı ve bazı duvar kabart-
malannı yapöğı biliniyor. Taksim, Di\an Oteli'nin bah-
çesinde biryontusu varve birde Halk Sıgorta'nın Zin-
cirlikuyu'daki binastnın önünde duran 'Akdeniz'. Ül-
kemizde, anıtsal boyutlu başka biryapıtı olduğunu san-
mıyorum.
îyi otomobil... İyi avantajlar...
İYİ ŞANSLAR!
Basarı Yılı
c <
GLS
6 aya kadar %Ofaiz
ACCEMT
LS
ÖNBtklN AMAHTM
TUÜMFtYATI
3.193.70O.00OTL
PtŞİNAT
Z 193.700.000 TL
nıari
1.000.000.000 TL
VMC|AT|
6
9
12
18
24
AYUK NTT FAİI (%|
%0,00
% 1,96
%3,04
%4,53
%5,49
AYUK ÖDENK TUTAM
166.666.667 TL
124.O05.237TL
103.459.590 TL
86.952.047 TL
82.001.978 TL
300
Ericsson Cep Telefonu
Gösterdiği güven ve
desteği için Türk
halkına sonsuz
teşekkürler!
12 Kasım-30 Kasım tarihlerinde
uygun şartlarla Hyundai alın,
büyük çekilişe katılın, kazanın!
Şans Hyundai Yetkili
Satıcılarında sizleri bekliyor.
- Bu kdmpdfiydı MîBi Pfyango İdarrsi rtm 10.1II 99fi lanh v*^
B02 I MPLai i 00.02/2513-105W «-»yıh ı/r*i ıh- dû/fMileniTU'ktedır
Yukandaki oranlar 1 mılyar TLye kadar olan kredılı alımUrda geçeriıdır (Dıger kredı ımkânlannı Hyundaı Yetkılı Sabcılanndan ögrenebılırsinız.)
1
Pe^ın alımlarda tum sabıt vergıler (KDV ve Ek Ta^ıt Vergjsı harıç) tutan kadar ındırim uygulanır (Banka kredılı alımlarda, pe^ın ındınmı geçerU değıldır )
Bu odeme ko^uiian Accent (Sedan, Hatchback, Spoıty), Atos, H100 (Panel Van. CJimlı Van, MinlbOs.
Kamyonet) ve Starex MİnİbÜS modetterı ıçın geçerlıdır
' Bu odeme ko^ullan sınırlı $ayıda araç ıçın geçeriıdır
Bu odeme koşuHar. {^ EMLAK BANKASI ve H Y U n D R I R B S f l n •şbırlıgı ıl« duzenlenmıştir.
HYunonınsE
Irt «12 2JL> 68 9J-9»
Falu U12 21L1O5 9J
Pıyan^uda 20 *det 1999 model Hyundai Aecent GLS ve 500 ddel SIM kart!(
Encs>on GH688 tep teletonu (Hd( hjrr<> ikuimiye niarak ddğtttei. jktır
Accent. Atos, Elantrd, Sorvıta, HlOO (Pane! Var, Camfı Van, Minibus,
Kdnı>onetl Staren Mmibıev HîSO Kân^nn CaBoper (4x4) modoHenndcn btnm
saiin dlan gercek wya tine\ki$i fdfura kdrsılrğtnda hu adet nuınaralt cet"'
Bu kampdnya. ^tyundaı Yetktlt Sdtıcridnndan yapılan ^ımfardâ geteriıdif
Kazanan taUbhtet. H Arahk }998saa1 J 5 OO'Ie Svvisi OteMe not^r VP Mıft:
Pıvango yetkılıleri huzurundd yap\\â<dk cekilıs sonucundj be'irlenecHttır
Kazanan taiihh!ef, 12.1Z1<«8 tarrfvnde Hürriyet Sabah ve Turfeye Rdietelefind^
tlan edtkvHctir
tkr^miyetefin verasrt ıntıkal, yâsdi yukünılüiük oJan af'rrt safım ve dıger Tüm
vergiVrı (KDV hüriç) ;,ıiih!f>-e arttir.
Kampdnyadd satın jlınan didçtara ait TAV rrwkbu/u fototoprsmı ıbraı etmeyvn
tdliMıierp kjznnmıs oktukidtı ıkrami^etet ventmez.
CeİuItstekt «krarrıy«?)enn son teslim tarihi asiîtef tçtn 28 12.1998, yrdekl*
ıçaı se 12.01 -1999'dur. Bu tanhlere u>ina>dn fdlıhlıkf haktinnı kayb^dfcekferdif
Cekffı&e 18 yaşındin kücükler, Hyunddi Assan ç^sanhn. bu teşkiiate b<*#ı
<&> HYunonı
Geçenlerde, ünü büyük yazanmız Çetin AJlan bir
köşe yazısında. "Bu .•Vkdeniz \onrusunu. lâyık oldu-
ğu üzere, bir Akdeniz kumsalına (yanılmıyorsam Iz-
tuzu) taşımalı" anlamma gelen bir yazı yazmış. Iti-
raf etmem gerek, ustanın bu yazısmı okumamıştım.
Ardından, politika yaşamı dışında şairliği de kanıt-
lanmış Başbakan Yardımcımız Sayın Bfllent Ecevit
de, "Sa>in Altan'ın göriişüne kabliyorum, gereğiııin
yapılması için önlem alınmasını öneri.vorum" diye
görüşünü açıklamış. Bizim
medya mıllen, boşdurur mu?
Bir gazeteci, sevgili flhan
Koman'ın kızkardeşi ile, baş-
ka biri de eski eşi ile görüş-
müş ve onlann düşünceleri
de yayımlanmış.
Ingilizlerin birdeyimi var-
dır. Karşılıgı.
u
ça> fincanın-
da firtma" anlamma gelir.
Bu yayınlan, Jstanbul'da bu-
lunduğum bırkaç gün ıçmde
izledım ya da bana aktanldı.
Hep bekledım kı, Tann'nm
bir akıllı kulu çıkıp da "Ki-
min malını nereye götürfi-
yorsunuz?" diye sorsun. Za-
manında, konu ile ilgilenmiş
biri olarak 'Akdeniz' yontu-
sunun Zincirlıkuyu'ya geli-
şının öykûsûnü çeşitli yayın-
larda yazdım. Yinelememe
gerek yok. Ancak ola> ı şöy-
le özetlemek gerektiğine ina-
nıyorum:
Özel bir sigorta kuruluşu,
Koman'dan bir yontu iste-
miş, .Ancak, en azından sa-
nat dalında tutucu bir kurum
söz konusu olduğundan, ön-
ce 'maket' göndermesi is-
tenmış. Bu örneğı yönetim
kurullan onaylarsa sipariş
kesmleştirilecekmiş. 'EvB-
ya' anlattıydı. O yıllarda üze-
rinde çalıştıgı 'rüzgârrünel-
leri' türünden soyut bir şeyin
Istanbul'da kabul görmeye-
ceğıni düşünmûş. "BeDdyir-
mi yıl önce bir İsveç sigorta
şirketine sunduğum. ama uy-
gulanmavan bir projeyi size
sunnıayı yeğiediın. Bundan
öte fıgürarjf biryontu} a eiim
varmazdı" dedigini anımsı-
yorum. Yontu yerleştikten
kısa bir süre sonra Hürriyet
ya da Simavi Vakfi onu yı-
lın olayı üan etti. Koman'ı Is-
tanbul'a davet ettiler ve onur-
landırdılar.
Sonuçta. bir özel şirketın
satın alıp bahçesıne diktiğı bir
yontu. Hürriyet'in arka çık-
ması ile büsbütün Istanbul 'a
mal olmuş. Üstelik Istanbul
artık büyük bir megapol ve
bu tür anıtsal yontulardan
yoksun (son günlerde ün ka-
zanan Alibeyköy'ün 'anrt-
rrusın' sözümüzden hariç!) U-
han Koman'ın yontusunu Is-
tanbul dışınagötürmeyekım-
senın hakkı olamaz. Son yıl-
larda kaçınılmaz şekilde alış-
maya başladığımız yöntem-
lere başvurarak 'işiÇakıa'va
ha\-altedeceklerse' ona bir di-
veceğım yok.
Son bir sözüm daha var:
•Akdeniz' yontusu üç santim
sactan kesılmiştir. Önce 'ze-
hirü' denilen sülüğen, sonra
özel boya altında korunmuş-
tur. Sahibı olan şirket, ona ge-
reken ılgıyı göstermekte ve
sırası geldiğınde bo>asını ta-
zelemektedır. Onu hoyratça
yerinden söküp, yılın uzun
süresi 'Caretta'lardan baş-
ka kimsenin dolaşmadığı bir
kumsala dikerseniz, bir yıla
kalmaz paslarur. Boğaz kı-
yısına dikilen sac yontulann
hepsi paslanıp çürümedi mi?
El, insaf!
CUMHURİYET'TE
OKURLARA
ORHAN ERİNÇ
Duygusallığın Sırası Dejji
Devlet yönetiminde duygusallığın yeri olm6
ğını kimi devlet adamlarımızla, ülkenin karşıla
ğı uluslararası sorunların çözümüne katkı saÇ
mak gerekçesiyle girişilen gösterileri ırkçılık koî
saldırılara dönüştüren kimi yurttaşlarımıza uy<
da bulunmak bir zorunluluk haline geliyor.
Bu uyarılan yapmakla yükümlü olanların baş
da da iletişim organlan var.
Ancak izlediklerimiz ve okuduklanmız, med>
mızın bu görevi yerine getirmek bir yana "yanı
na körükle gitmek" deyimini hatırlatan, bir yöni
mi yeğlediğini gösteriyor. Çoşkuları ya da1<ızgı
lıkları kullanırken, hatta körüklerken sorunun ç
zümüne katkıda bulundukları gibi bir yanlış VJ
sayımla hareket etmekten kendilerini alamıyorl,
Geçen hafta Sayın Demirel'in, Cumhurbaşk
nı'nın çağrılısı olarak gittiği Avusturya'daydık.
Gezi, insanlık suçu işleyen terör örgütü PKK'n
lideri Öcalan'ın Italya'daki ilk günlerine rastlıyc
du. İlk izlenimler, Avusturya'nın da ItaJya'nınki c
bi düşündüğünü gösteriyordu. Ancak görüşmı
lersonunda yapılan açıklamalar, Türktarafının ve
diği bilgilerin yanlış kanılan değiştirdiğinin işare
lerini taşıyordu.
Yine aynı günlerde, ölüm cezasının kaldınlmj
sına ilişkin tasan çalışmaları yoğun biçimde tart
şılıyordu. Sayın Demirel, olasıdır ki zamanlam
açısından hazırlıkları yanlış yorumlanabilir bult.
yordu. Konuya ilişkin sözleri, tasarının yasalaş
ması halinde yeniden TBMM'ye gönderilebilece
ğinin işaretini taşıyordu.
Zamanlama belki yanlıştı, ama en azından Be
kanlar Kurulu'nun ölüm cezasının kaldınlmasına iliş
kin tutumu aylar önce kesinleşmiş, Türk Ceza Ya
sası Degişiklik Tasarısı TBMM'ye sunulmuştu.
Tasannın 57'nci maddesi ile ölüm cezası yerin
ağırlaştınlmış müebbet hapis cezası öngörülmü
ve cezanın, hükümlünün hayatı boyunca sıkı gt
venlik rejimine göre çektirileceği hükme bağlar
mıştı.
Şartlı salıvermeden yararlanma konusu da 66'nı
maddede sınırlanmış, bu uygulamadan yarariar
mak için en az otuz yıl hapis yatma koşulu getiri
mişti. Aynı suçu birkaç kez işleVniş olanlar için is
süre 35 yıl olarak belirlenmişti. Bu süreler sonre
sında şartlı salıverilme doğrudan işlemeyecek, be
lirli koşulların varlığmın mahkeme tarafından ka
bulü ile gerçekjeşecekti.
Avrupa Insan Hakları Sözleşmesi'nin ölüm ce
zasını kaldıran 6 numaralı protokolünü zamanır
da imzalasaydık konu tartışılmıyor olacaktı. Ya d
degişiklik tasansını alt komisyonda uykuya yatıı
mamış olsaydık, bir insanlık ayıbından kurtulmu
olacaktık.
Adalet Bakanlığı şimdi hem bu ayıptan kurtu
mak hem de insanlık suçu sanığı terör örgütü I
deri Öcalan'ın iadesıni sağlamak için yasa değ
şikliğini gerçekleştirmek istiyor.
Sorunu öcalan'ın dolaylı affına endekslemekte
vazgeçsek doğrusunu yapmış olacağız. Ama a
o duygusal tarafımız yok mu...
•
Geçen hafta içinde Cuma Kitaplan'mızla ilgı
bir haber yayımladık. Haber, içerdiği bilgi sınırla
içinde doğru, ama eksikleri nedeniyle yanlış anle
malara yol açacak nitelikteydi.
Kocaeli 31. Bölge Eczacı Odası'nın çok iyi n
yetli ve çağdaş bir yaklaşımla Kocaeli Milli Eğitir
Müdürlüğü'ne başvurarak "Atatürk ve cumhur,
yet konulu kitaplann ortaöğretim öğrencilerin
dağıtılmasını" önermesi ile başlayan gelişmele
yasa ve yönetmelikler gereği sonuçsuz kalmıştı
Çünkü yürürlükteki yönetmelik, başvurunun y£
yıncı tarafından yapılmasını öngörmekte, başvL
ru yazısına söz konusu kitabın eklenmesini ve ir
celeme ücretinin de özel hesaba yatınlmasını zc
runlu kılmaktadır. Her kitap için de aynı yolun İ2
lenmesi gerekmektedir.
Sorun, başvuruyu yönetmeliğe göre değerler
dirmesi gerekirken, Milli Eğitim Bakanlığı Talim v
Terbiye Kurulu Başkanlığı'na gönderenîl Milli Eğ
tim Müdürlüğü'nün tutumundan kaynaklanmıştı
•
Evin Göktaş, Italya'da yakalanan Abdulla
Öcalan'ın iadesini isteyen Türkiye'nin elindel
kozlan haberfeştirdi.
•
Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Göh
çek'in son 4.5 yılda 100-150 trilyon liralık beled
ye kaynaklannı gerici vakıf ve kışilere aktardığır
anlatan Belediye Meclis Üyesi Muzaffer Saraç'l
röportaj yapan Işık Kansu, Gökçek'in gözaltın
alınmasına yol açan süreci ortaya koydu.
•
FR DYP ve CHP'nin Türk Ticaret Bankası ihe
lesine fesat kanştınldığı gerekçesiyle Başbakan M«
sut Yılmaz ve Devlet Bakanı Güneş Taner hak
kında verdiği gensoru önergesinin 213 ret oyun
karşılık 311 oyla kabul edilmesinin ardından, ye
ni kurulacak hükümette "Yüce Divan pazarlığ,
nin" etkin olacağını Ayşe Sayın haberleştirdi.
•
TBMM'de bu yasama döneminde 230 milletve
kilinin parti değiştirdiğini Dürdane Kırçuval okuı
\anm\za duyurdu.
•
Orman Yasası'nın orman kıyımına yol açtğını Ası
man Abacıoğlu yazdı.
•
'Sanık Yasalar' kitabının yazan Avukat Kemi
Kıriangıç hakkında soruşturma açılması ve 1
Eylül Anayasası'nı eleştirdiği için sendikacıya ve
rilen 10 ay hapis cezasıyla ilgili haberleri Neca
Aygın duyurdu.
•
Tank Yılmaz, Hazine Müsteşarlığrnın yasal baş
luk içinde bulunan bankacılık sektörüne acil çc
züm sağlama gayesiyle TBMM gündemine getiı
diği 20 maddelik yasa tasansına yönelik eleştir
leri gündeme getirdi.
•
Fatma Koşar, serbest bölgelerin devlete bir ge
tirisi olmadığını, yalnızca girişimciye yaradığıı
yazdı.
•
Hazal Ateş Çakır, Rusya'daki krizin Türk mC
teahhitlerıne ağır darbe vurduğunu, şantiyelerin b
rer birer kapanmaya başladığını haberleştirdi.
•
Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce b
hafta geçirmeniz dileği ve saygılarımızla.
oerinctecumhuriyetcom.tr.