16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 KASIM 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Gülçin ve Armağan îlci, yıllardır 'demiryolumuzu isteriz' diyerek sanki bu karayolu felaketine koştular Burchır'akanat gerdilerOKTAY EKİNCt Dahabiray kadarönce, 15 Ekim 1998 günü bırlikteydik sevgili Gülçin'le ve ağabeyi Armağan tki'yle... Cumhuri- yet'in 75. yıh nedeniyle Burdur Betedi- yesi ıle Mimariar Odası Temsüciliği'nin düzenledığı panelde konuşmacıydım. Antalya'dan Burdur'a varıp, önce ku- caklaşıp. sonra da yemeğe oturduğu- muzda. daha önceki gelışlenm gibi söz yine "demiryolu özJeminden" açılmış- tı. Burdur-Antalya arasında yıllardır "ta- sarlanan" şu demıryoluna bır an önce başlanabilseydi, hem onca insanımızı trafik kazalannda yitirmeyecektik hem de bölge, Akdeniz kıyı kusağına "uy- garca" bağlanacaktı... Oysa şu "Cum- huriyet" hükûmetleri, sanki her alanda- ki politikalannı "Cumhuriyetilkelerine aykm" bir tutum içinde sürdürmede ya- nşıyor gibiydiler. Sadece demiryollan- nı dışlama konusunda değil, ulusal de- ğerlerimizi yok eden yatınm kararlann- da da... Eğer Cumhuriyet'in o ilk dö- nemlerindekı "yurt sevgisi" bugün de her şeyin önünde olsaydı, dünyaya bile konımak için söz verdığimiz Burdur Gölü kıyısına o çevre katilı Isparta Or- ganizeSanayiBölgesrnı ve doğaya mey- dan okuyan Isparta Havaalanı'nı yap- mak miimkün olabılir mıydı? Üstelik, açıkça "hukuka ve filke çıkarlanna ay- km" olduklan yönündeki onca bilimsel raporlara ve yargı kararlanna râğmen... Gülçin'le ve Armağan Bey'le aslmda sadece Burdur'u ziyaretlerimızde değil. "herzaman" beraberdik. Gülçin, yaşa- dığı kente, bölgeye ve hatta ülkenin tüm yörelerine sahip çıkan, güzellikleri ve dogrulan korumak için gece-gündüz de- meden çaba gösteren, Çumhuriyetgaze- tesi muhabirliği ile "Cumhuriyet'e ka- nat geren gençliğuıi" inanılmazbırözve- ri ve çahşkanlık içinde bütünleştiren. her yönüyle bir "bilinç ve sorumluluk" sim- gesiydi... Armağan llci de bütün bu erdemlerin tümünü "yerelyönenıne'' taşımanın Tür- kiye'de eşine az rastlanır bir örneğini sergiliyordu. Konıma Kurulu'nun Gülçin tlci Cumhurbaşkanı Sûleyman Dcmirel'in 'Gölü kiıietmeyecek' dediği Organize Sanayi Bölgesi anklannın Burdur Gölü'ne nasıl akıöldığını gösterirkeiL "SİT" kararlanna değil tepki göstermek, tam tersine "alkışiayarak" ve destek ve- rerek diğer yüzlerce belediye başkanın- dan u farkh"birduyarlılıkçizgisindeol- duğunu kanıthyordu. Hele Burdur Gö- iü'ne göz diken Ispartalı yatınmcılara ve onlann birdediğini iki etmeyen Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel'e karşı sürdürdüğü "Burdur savunmasındaki" kararlı ve uygarca tutumu, herhalde sa- dece çevre tarihine değil, "yurttaşhk" bilinci tarihine de geçecekti... İşte böylesine güzel iki insanı, kendi- ien gibi pınl pınl ve tertemiz bir beledi- ye çalışanı olan şofbr Atamet Oğuz'la birlikte trafik kazasında yitiımiş olmak. artık dayanılır gibi degil... Yıllardır "de- miryohımuzu isteriz" diye diye sanki bu kazaya koştular. Yıllardır "çevre, top- Iumsal haklar, ülke değerleri" diye diye uğraştılar, didındiler. Yıllardıru Burdurumuz"dıye diye de. hepimizi hem kendilerine hem de Bur- dur'a bağladılar... Masamın üzerinde, biray önceki ziyaretimizde verdikleri ve Isparta Organize Sanayi Bölgesi'nin "devamı" olarak yine Burdur Gölü kı- yısında kurulması planlanan yeni orga- nize sanayi bölgesüıin "sakıncalannı" belgeleyen dosya var. Burdurlularbu ye- nı felakete karşı "direnişlerini" ise bun- dan böyle Gülçin ve Armağan iki yan- lannda ve önlerinde olmadan sürdüre- cekler. Biz de söz veriyoruz ki, yine Bur- durlularla birlikte olacağız. Üstelik sa- dece artık bu ülkenin güzelliklerine olan bağlılığırruzdan ötürü değil, Gülçin ve Armağan llci'ye verdiğimiz sözler ve "anılarT için... Düşünüyorum da, eğer Burdur Gölü ağlamayı becerebilseydi, herhalde şim- di bütün sulannı gözyaşı yapıp, o şıma- nk ve gözlerini rant bürümüş çevre düş- manlannın üzerine çoktan püskürtmeye başlamıştı... Yine de acaba anlarlar mıydı?.. Gözyaşlanyla uğurlandılarMEHMETFARAÇ/ BÜLENTECEVtT BURDUR - Afyon'un Dinar ilçesi yakınlannda geçir- dikleri trafik kazasında yaşamlannı yitiren Burdur Bele- diye Başkanı Armağan Dd ile gazetemızın temsilcisi de olan yeğeni Gülçin fici, dün binlerce Burdurlu'nun göz- yaşlan arasmda toprağa verildi. Törene katılan CHP Ge- nel Başkanı Denk Baykal ^erölümdaimaacıdn-.Aııcak Burdur yeri dolduruJamayacak değerini kaybetti" dedi. Armağan ve Gülçin llci'nin cenaze törenleri için Bur- durlulardün sabahın erken saatlennde CHP il binası, Bur- dur Belediyesi ve Armağan flci'nin konutu önünde bü- yük kalabalıklar oluşturdular. Kentteki bazı işyerlerinin kapılanna siyah bayraklar astıklan görüldü. işyerlerinin büyük çoğunluğunun camlannda da Armağan ve Gülçin tlci'nin fotoğraflan yer aldı. Armağan ve Gülçin tlci'nin cenazeleri dün sabah saat 09.00'da Burdur Devlet Hasta- nesi morgundan alınarak önce BurdurBelediye Binası'na getirildi. Cenazelerburada hazırlanankatafalka konuldu. Binlerce Burdurlu saat I0.30'a kadar katafalkın önünde saygı duruşunda bulundu. Cenazelerdaha sonra büyük bir kortej eşliğinde CHP Burdur tl Binası'nin önüne getirii- di. Buradaki törene CHP Lideri Deniz Baykal, Genel Sek- reter Adnan Keskin ile aralannda YılmazAteş, VısufÖzr top, Tuncay Karaytuğ \ e Bekir Kumbul'un da bulundu- ğu çok sayıda milletvekiliyle bırlikte Burdur Valisi Sü- leyman Oguz, tzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Bur- han Özfatura, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Ha- san Subaşı, çevre il ve ilçelerin belediye başkanlan, kay- makamlar. siyasi partı ıl başkanlan, BurdurTugay Komu- tanı Ali Rıza Sebnanpakoğlu. askeri yetkililer, Şevket De- mirel ile binlerce yurttaş katıldı. Deniz Baykal. parti binası önünde yapılan törendeyap- tıgı konuşmada şunlan söyledı: "Her öiüm daima acıdîr. Bazı ölümier ötenin yakınİan, bazıian ise hcrkes için aa »tricklir.Anmağanllciyaşanıınınenvîerimfidönemineget- mişken ekfc ettiği deneyimierie yalnız Burdur için değfl Türidye için çaba harcayacakken aramızdan aynkü. O berkes için bir şeyler ifade ediyordu. Akılla. mantıkla hal- kmahizroetetmenin en verimii çağuıda kaybettifc_ O Bur- dur şehjdidir." Türk bayrağına sanh cenazeler buradan ahnarak kor- tej esliğinde Burdur Ulu Camii'ne getirildi. Cenazelerin hep omuzlarda tasmdığı Burdur"da, Armağan tlci'nin Be- lediye Meclisi'nde aldırdığı bir karar gereğince ilk kez kendi cenazesi arabayla camiyegetiriidi. Güçlükie teskin edilebilen llci ailesinin büyüklerinin kollannda serumlar- la ve yakınlanmn desteğiyle cenaze törenine katıldıklan gözlendi. Adeta bir ölüm sessizliğinin sardığı kentte ce- naze törenine katılan binlerce insan Ilci'ler için ağladı. Gülçin llci'nin tabutunda bir Cumhuriyet gazetesi ol- ması dikkat çekti. Cenazeler burada kjlınan namazdan sonra iki kilometrelik bir yürüyüşten sonra şehir mezar- lığında toprağa verildi. Oğrencının sınavı 2 Mayıs'taANKARA (UBA) - Bu yıl ÖSYM tara- Tıtfîfihfftk deft uyğulanâcâk olan *tek st- nav"a başvurular 18 Kasım 1998 Çarşam- ba günû sona eriyor. Sınava girmek isteyen adaylar, 18 Ka- sım'a kadar kayıtlı bulunduklan okul mü- dürlüklerinden ya da ÖSYM Sınav Merke- zi Yöneticilikleri'nden 1999-ÖSS Kılavu- zuve Başvurma Belgesi'ni 1 milyon 250 bin lira karşılığında alabilecekler. Adaylar. kurallara uygun olarak doldurduklan baş- vuru belgesini ve banka dekontunu yine okul müdürlüklerine ya da Sınav Merkezi Yöneticilikleri'ne 18 Kasım Çarşamba gü- nü mesai saati bitimine kadar teslim ede- cekler. TC ya da KKTC uyruklu olanlardan, 1998-99 öğretım yılında ortaöğretim ku- rumlanndan mezun olabilecek durumda bulunan öğrenciler, ortaöğretim kunurüa- nnın son sınıflannda beklemeli durumda bulunanlar, ortaöğretim kurumlannın dışa- ndan bitirme sınavlanna girenler, ortaöğ- Milli Eğitim Bakanı Güneydoğu'daM öğretmenlere ektazminat KARAMAN (AA)- Milli Eğitim Ba- kanı Hikmet l luğba>'. hükümet sorunun kendileri dışında gelıştifini belirterek "Türkrye'vi bir hûkümet bunahmı ile karşı karşrya bırakan CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal'dır* dedi. Karaman'da gezi ve incelemelerini sürdüren Uluğbay. basm mensuplanyla sohbet toplantısmda, "Hükümet soru- nu biderin dışında getişti. Zira. Tûrki- ye\vi bir hükümet bunahmı ile karşı kar- şrya bırakan Saym Bay kal'dır. Gensoru görüşTnelerinden sonra ortaya çıkacak duruma göreTB.VLM veTürkdemokra- sisinin sağüklı bir sonuca ulaşacagmı umuyorum r Birsiyasiparti liderininnj- tumunu değeriendirmek istemiyorum. Ancak,şunuda söylemeden «eçenıiy ece- ğim: SayınBaykaL ülkeyi hükümet sıkm- tısıiçinedüşürmüştür.\atandaşJanınız- dan \e siyasilerden. 17 »dır yapılan ça- hşmalan daha önceki aylaria karşılas- tmnalannıvçsiyasilereonagörenotver- melerini bekBy'onını.'' dedi. Milli Eği- tim Bakanı UJuğbay, Güneydoğu'da gö- rev yapan öğretmenlerin tazminatlarmı arttıracaklannı bildirdi. Geçen yıî öğ- retmenlerin maaşlannda yüzde 18 ora- nında ek artış yapıldığını anımsatan U- hığbay. "Krhafta, 10günicerisinde Gü- neydoğu'da çalışan öğretmenJerin taz- müıatlan arttınlacaktır. Bu konnda ge- rekü çabşmalar yapıbyor. \ ılbaşında ise diğer memurlarla birlikte öğretmenle- rin maaşlanndayüzde20 artış olacaknr. Böykce diğer mesiek grupları ile öğret- menlerin maaşlan arasındaki fark arta- cak, özlük haklannda iyfleşmeler ola- cakbr" diye konuştu. Uluğbay, 8 yıllık kesintisiz zorunlu temel eğitime 1998 yıh eylül ayı itibanyla sağlanan 208 tril- yon 664 milyar iira kaynağın 258 mil- yar lirasmın engelli öğrenciler için har- canacağını bildirdi. retım kuruml^ından rnezun gla oğrenimlerini yâl?ancı üİ4a(d sınava girebilecekler. Sınavlar mayısta ÖSS Sınavı 2 Mayıs 1999 tarihinde sa- at 09.30'da tek oturumda tüm sınav mer- kezlerinde yapılacak. Yabancı Dil Sınavı (YDS) ise 16 Mayıs 1999 saat 09.30'da üniversite rektörlüklerinin bulunduğu şe- hirlerde gerçekleştirilecek. Adaylar, ÖSS'ye katılmak için 6 milyon lira, YDS'ye katılmak için ise 10 milyon lira ödeyecekler. Sınavdan sonra tercihlerin ya- pılacağı 1999-ÖSYS Yükseköğretim Programlan ve Kontenjanlan Kılavuzu ile Tercih Formu'nu ise 3 milyon lira karşılı- ğında temin edebilecekler. Her iki sınavın sonuçlan da 12 Temmuz 1999 tarihinde ÖSYM Başkanı tarafından düzenlenecek bir basm toplantısıyla açık- lanacak. Yerleştirme sonuçlan ise 24 Ağustos 1999'daki bir basm toplantısıyla adaylara duyurulacak. OSS sonunda adaylar için Sözel Ağırlık- h ÖSS (ÖSS-SÖZ), Sayısal Ağırlıklı ÖSS (ÖSS-SAY) ve Eşit Ağırlıklı OSS (ÖSS- EA), yabancı dil sınavına girenler için de ÖSS-DİL puanı olmak üzere 4 türÖSS pu- anı hesaplanacak. Bu puanlar, Ortaöğretim Başan Puanlan ile ağırlıklandınlarak her aday için bir ÖSS puanı oluşturulacak. Bu puan adaylann yükseköğretim programla- nna yerleştirilmelerinde kullanılacak. Adaylar, kendi alanlannda bir yükse- köğretim programına yerleşirken ağırlıklı ortaöğretim başan puanı 0.5 ile, diğer programlara yerleşirken ise 0.2 ile çarpı- lacak. Böylece kendi alanında bir yükse- köğretim programı tercih etmiş adaylara ek puan avantajı sağlanmış oiacak. iyabeüüerin bîsiklettııru Türidye Diyabet Tedavi ve Eğitim Vakfi, Dünya Di- yabet Günü nedeniyle Boğaziçi Köprüsü'nde bi- siklet ruru düzenkdL Yaklaşık 50 kişinin katıldığı etkinlikte, Alrunizade'den yola çıkan diyabetliler Boğaziçi Köprüsü'nden geçerekYıldız'a kadar pe- dal çe>irdiler. Türkiye Diyabet Teda>i ve Eğitim Vakfi Başkanı Prof. Dr. Temel Yümaz, ülkemizde yaklaşık 5 milyon diyabetii bulunduğunu belirterek, "Amacımızbu insanlara iyi yaşam standardı kazan- dırmakör. Türkiye'de20 bin insülin kullanan şeker hastası küçükçocuk var. Bu çocuklann günde 2 kez insülin iğnesi olmalanna karşuı sağnklı olarak sos- yal faaliyetlerc katılabileceklerini göstermek iste- dik~ dedl Yılmaz. Türkiye'nin altina imza arüğı St Vlncent anlaşnıasına uymadığuıı da ammsata- rak. diy abetiilerin temel ihti)açlannın bir an önce sağlanmasuu istedL Bu arada köprü üzerindeki bir sikletlileri izlemek istey en bazı araçlar kaza yapü. İki ay n kazada 8 araç birbirine girdL (Fotöğraf: KAAN SAĞANAK) Ata'nın anısına semah gösterisi Cem Vakfi ve Galata Mevlevihanesini Vasatma Derneği'nce, Atatürk'ün ölümünün 60. yıhnda, "Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atarürk ve Milli Mücadele Arkadaşlan İçin Atarürk tlahileri Konseri ve Atarürk Ayini ile Sema Gösterisi ve Cem Ayini" düzenlendL Lürfi Kırdar Lluslarası Kongre ve Sergi Sarayı'nda önceki gece gerçekleştirilen gecede konuşan Cem Vakfi Genel Başkanı Prof. Dr. tzzetin Doğan, Atatürk'ün laiküği temel aiarak kurduğu devleti, ondan sonra gelen politikacılann aynı eksende devam ettirdiğini söylemenin zor olduğunu betirterek, ".\ncak buna rağmen özeüikJe 1960'h yıllardan sonra Diyanet İşleri Başkanlıgı 70 bine yaklâşan cami sayısıy la, Kuran kurslany la değişik bir mecraya bürünmüştür. Dini ihtiyaçlar için herkesten toplanan paralan yalnızca Sünni kardeşierimiz için harcamaya bağladılar. Bundan da hiç utanç duymadılar" dedi. Semah topluiuğu tarafindan cem ayini gerçekleştirilen gecede, sema gösterisi de yapüdı. (Fotöğraf: AYKUT KÜÇÜKKAYA) AYDINLANMA EMRE KONGAR 12 Eylül Demokrasisi Çökerken Türkiye'dekı klasik kavram kargaşası sorunu, son Türkbank olayında da kendisini gösterdi. Herkes. mafyayı, yağmanın nedeni sanmaya başJadı. Hayır, sevgili okuriar, bin defa hayır! Mafya, yağmayı doğurmadı Türkiye'de. Tam tersine. Türkiye'de yağma düzeni, mafyayı doğurdu. • • • Daha açık bir biçimde anlatmaya çalışayım. Önce çeteler oluşup, bunlar haraç almaya başla- madı Türkiye'de. Önce politikacılann, işadamlanyla birlikte yağma- sı başladı. Sonra bu yağma o boyutlara vardı ki, ortada do- nen "kolaykazanılmışpara" herkesin dikkatini çek- meye başladı. Arna bu da, "mafyalaşma" için yeterli değildi. Çünkü yeterli örgütlenme yoktu. Derken, devlet, yine politikacılar eliyle, soğuk sa- vaş mantığı içinde milliyetçi-mukaddesatçı çeteleri örgütlemeye başladı. Devlet desteği ile kanlı cinayetler işleyen bu "mil- liyetçi" ve "Cılkücü" katiller, Sovyetler Birtiği'nin çök- mesinden scxira işsiz kaldı. Ortada dönen kara para o boyutlara varmıstı ki, yağmacılar arasındaki hesaplaşmalar artık mahke- melerde çözülemiyordu. Zaten ilişkilerin çoğu rüşvetlerin, komisyonlann paylaşılması gibi yasadışı ışler olduğu için, bu sorun- lar mahkemelere gitmıyordu bile. Bu durumda bu eskı katiller artık "çek senet maf- yası" olarak tahsilat yapmaya başladı. Tam bu noktada, Mancistlikleri kendilerinden menkul bazı yazarianmızın deyimiyle "Atatürk'ten sonra en devrimci! Türk büyüğü olan Özal" ve aile- si devreye girdi ve bu çetelerden yardım isteyerek "mafyayı resmiyağma düzeninin, yapısal bir parça- s/"halinegetirdi. ••• Aslında kimse paniğe kapılmasın. Bugün çöken düzen "demo/cras/"filan değildir.' Hatta demokrasinin özel bir biçimi olan "paria- menter demokrasi" bile değildir. Çöken düzen, "12 Eylül demokrasisi'dir. _ "12 Eylül demokrasisi", Evren, Doğramacı ve Özal tarafından kurulmuş ve işletilmiş olan özel bir rejimdir. Ne yazık ki, onlardan sonra gelen sivil politikacı- lar da bu sistemi, işlerine geldiği için, yağmadan en başta kendileri yarartandıklan, yani en büyük payı kendileri aldıklan için değiştirmemişlerdir. ••• Mesut Yılmaz, aslında "çetelerin üzerine gitmek- te" başanlıdır. Akın Birdal suikastının, hem milliyetçiliğe sığınan, hem de asker uzantıları olan kadrosu, onun zama- nında yakalanarak adalete verilmiştir. Ama aynı başarıyı "yağma düzeni" konusunda göstermesini beklemek çok safdillik olur. Iktidara gelir gelmez, "yağmayâ dönük' "turizm yatınmlan" karamamesini kim çıkaımıştır? SİT alanlan kimin zamanında yapılaşmaya açıl- mıştır? Özelleştirmenin, Ege Cansen'i bile isyan ettiren akıldışılığı kimin zamanında sürdürülmüştür? Mesut Yılmaz ne yapsın ki? Kendisi bu sistem içinde Başbakan olmuş bir po- litikacıdır. Öyle anlasılıyor ki, bir yandan "çetelerle" müca- dele ederken, öte yandan "yağmacı sistemin", "medya egemenliği" alanındaki kaymağından da, bir "özelleştirme operasyonu sırasında" yararlanmaya yeltenmiş ve bir sürü gözü dönmüş yamyamın bir- birini yemeye kalkmasından dolayı, bu defalık heve- si kursağında kalmıştır. Kavramlan birbirine kanştırmayın. Çöken "pariamenter demokrasi" değil, "12 Eylül demokrasisi"d\r. Bu nedenle çözüm, başkanlık veya yan baş- kanlık sistemi ya da askeri darbe değildir. Çözüm, gerçek bir "temsili demokrasi'nin işle- tilmesinde, yani gerçek bir "demokratik hukuk devletrrim kurulmasındadır. Bunun için de hemen bir adalet reformu, derhal yeni bir styasal partiler yasası yapmak ve bunlar- dan sonra seçimlere gitmek ilk ve acil adımlar oia- rak yeteriidir. Yoksa unutmayın, Cumhuriyet tarihimizdeki bütün askeri darbeler, "sivillerin rejim üzerindekianlaşmaz- lıklan sonunda" ortaya çıkmıştır. Aynca Öcalan'ın yakalanmış olması ile yukanda anlattığım oluşumun uzak yakın bir ilişkisi de yoktur. Sakın fırsatçılann aklınızı kanştırmasına izin verme- yin. Ve unutmayın: Yamyamlara oy yok! Bu konudaTOBB önemli bir adım attı ve "DYP'ye oy yok" dedi. Dansı öteki sivil toplum örgütlerinin başına. web sayfası: http^/remzi.com.tr/yazar.html Resim, ilk kez Fatin Rüştü Zorlu Lisesi'nde 'kol etkinliği' oldu Beğeni düzeyi sıuıatla artar FİGENATALAY Çocuğunuz belki bir piyanist, res- sam, balerin ya da tiyatro sanatçısı ol- mayacak. Ama onun sanattan zevk al- ması, iyi bir dinleyici, iyi bir izleyicı olması sizin ve resim öğretmeninin elinde. Üstelik, küçük yaşlarda sanat- la iç içe olmanın getireceği tek yarar da bu değil. Sanat, onun beğeni düze- yini, giyimini, konuşmasını, davra- nışlannı, yasama bakış açısını etkile- yecek, güzelleştirecek. Küçük yaşlarda verilecek sanat eği- timi çok önemli ama ne yazıkki 'Re- sim-Iş', 'seçmeli ders' kapsamında ve bu nedenle de pek çok öğrenci tara- findan ciddiye alıranıyor. Okullarda- ki eğitsel kol çalışmalan içinde de bu- güne kadar yer almayan 'Resim', ilk kez Fatin Rüştü Zorlu Lisesi'nde kol etkinliği olarak kuruldu. Bu okulun öğrencileri, sanatın güzeli yaratma- da, kişinin görsel dünyasını geliştir- mede, estetik ve beğeni düzeyinı ar- tırmada en etkin yol olduğunu keşfe- decek, sergiler açacak, belki de yete- neklerinin farkedilmesiyle kendileri- ni sanat dünyasınuı içinde bulacaklar. Okulun resim öğretmeni Ali Ekber Ataş'ın çabalanyla kurulan Resim Kolu'nun tüm okullarda yaygınlaş- ması yönünde çahşmalar da başlatıl- dı. Resim'in öncelikle 'zorunlu ders' kapsamına alınması ve atelye orta- mında, görsel kaynaklar kullanılarak verilmesi gerektiğini belirten Ataş. çocuğun sanatla çok küçük yaşlarda tanıştınlmasının önemine dikkat çek- ti . "Çocuğu. eline kalem alabikcek ya- şa geldiginde önüne boyalar, kâğıtiar. örnekler vererek. müdahak etmeden, özgür düny asından uzaklaştırmadan yönlendirinek gerekü-" diyen Ataş, sanat eğitiminin çocuğa sağlayacağı yararlan şöyle sıraladı: • Sanat, dünyaya, insana, doğaya, olaylara bakışta farkh bir perspektiı sağlar. • Sanat, kişiyi şiddet eğilimlerin- den uzak tutar. • Sanat toplumlararasıen etkin ile- tişim araodır. Evrensel bir dil geUşti- rir. • Sanat, kişinin görsel dünyasını geliştirir, estetik ve beğeni düzeyini arttınr. • Sanat eğhimi, güzel bir tablodaa iyi bir müzikten. bale gösterisinden. operadan zevk almayi öğrvtir." Fatin Rüştü Zorlu Lisesi'ndeki "Resim Kolu"nun kuruluş tüzüğün- deki amaçlanndan bazıian ise şöyle: • Sanatın bir yararma etkinliği ol- duğu bilincini öğrenciye kavTatmak, okuyan, düşünen. soru soran, araşo- np sorgulayan. inceleyen. gözkmle- yen. sürekli yeniliğin ve değişimin iz- leyictsi olan, yarancı bireyleri bulup ortaya çıkarmak, onlara koşullar ha- zuiamak. • Sanatın yararma etkinliğinin ya- nında, toplumlann hem kendi içlerin- debirbirleriyle etkileşimlerini hem de insanın doğayla, dünyayla buluşması- nı, denkleşmesini, toplumlararası sa- nat koridorlannı kuran, kendi beğeni- lerini diğer dünyatoplumlannın beğe- nilerini kendisine taşıyan bir anlayışı hedeflemek. • Sanat etkinliği kişiye, kendi yara- Omlartnı ortaya koymasuun. içindeya- şadıgı toplumun değeıierini dedüşün- sel ve yaratı evreminde biçitnlendire- rek, dünya sanatına kazandırma uğ- raşısını ve ay rıcaJığını tanır. •Özgür, yaratıcı, eleştirel düşünme yeteneğinin gelişmesine katkı sağla- yan etkinlikler gerçekleştirmek, öğ- rencileri bunlara katmak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle