Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 KASIM 1998 PERŞEMB
HABERLER
1932'de kurulan Türk Dili Tetkik Cemiyeti dilimizi sadeleştirme çalışmalannın öncülerindendir
Âta'nın ilk 'Öz Türkçe' söyleviNURERUĞURLU
Atatürk, Türk Dili Tetkik
Cemiyeti'ni Ankara'da
kurduktan sonra (1932).
cemiyet ilk iş olarak 'halk
ağzından söz derieme'
konusunu ele almıştır.
Maarif Vekilliği'nin (Milli
Egitim Bakanlığı'nın)
önerisi üzerine, tcra Heyeti
Vekılleri'nce (Bakanlar
Kurulu'nca) onaylanan
'talimatname' (tüzük)
gereği, illerde valilerin,
ilçelerde kaymakamlann
başkanlığında, belediye
başkanlanyla
komutanlardan, eğitim,
saglık ve okul
müdürleriyle
ögretmenlerinden oluşan
birer 'derieme heyeti'
kurulmuş ve her okul bir
'derieme ocağT sayılmış,
Türk Dili Tetkik
Cemiyeti'nce hazırlanan
•kılavuz" öncülüğünde
derieme işine girişilmiştir.
Tüzüğe göre derlenen,
toplanan sözler fişlere
geçirilecek, bunlar ilçe
merkezlerinde toplanacak,
orada sıralandıktan sonra il
merkezlerine
göndenlecek. burada
yenıden gözden geçirilen
fışler ayıklandıktan sonra
Ankara'ya yollanacak.
merkezde 'derieme kolu'
tarafından yenıden
ıncelenecek, düzene
konulacaktır. Derieme işi
1933 yılının ocak ayında
başlamış. on dokuz ay
içinde Ankara'da toplanan
fişlerin sayısı 130.000'e
ulaşmıştır. Dil
çalışmalannın
hızlandmlmasını isteyen
Atatürk. 8 Mart 1933
akşamı Türk DiH Tetkik
Cemiyeti üyelerini
Çankayaya çağırrruş,
yapılan toplantıda dil işleri
gözden geçirilmiş, bir
'OsmanLcadan Türkçeye
Karşıhk Arama' programı
hazırlanmıştır. Bu
programa göre, en kısa
süre içinde, "Türk Dili
Tetkik Cemiyeti tarafından
bir 'Karşüık Arama
Kılavuzu' düzenlenecektir.
Her gün, en az on-on beş
yabancı sözcük bu
İcılavuzda yayımlanacak.
herkes burada yayımlanan
sözcüklere 'öz Türkçe'
karşıhk ya da karşılıklar
arayacak, bulduklannı
Türk Dili Tetkik
Cemiyeti'ne gönderecektir.
Başbakanlık, Cumhuriyet
Halk Partisi ve
Halkevlerine bu iş için
görev verilmiş; ajans,
radyo ve bütün gazeteler
işbirliğine çağnlmışör.
Yabancı sözcüklere
Türkçe karşılık bulmak
için, aynca Türk Dili
Tetkik Cemiyeti tarafindan
tarama' işlerine de
başlanmıştır. Tarama
çalışmalan için şu
kaynaklardan
yararlanılması
önerilmiştir: lllerden gelen
derieme fişleri ile özel
derlemeter ve derieme
nıteliğındeki eserler.
RadkıfTSözlüğü
(IVcilt)baştaolmak
üzere. her çeşıt
yerlı ve yabancı sözlükler.
Yazma ve basma, yerli ve
yabancı tanınmış eski
eserler.
Taranan 150 kadar
kitaptan 125.000'dencok
fış hazırlanmıştır. Bu fışler
düzenlenerek
'Osmanlıcadan Türkçeye
Söz Karşüıklan Tarama
Dergisi' yayımlanmıştır
(Agâh Sırn Levend, Türk
Dilinde Gelişme ve
Sadeleşme Evreleri, Türk
Dil Kurumu Yayınlan.
Ankara 1972). Bu Tarama
Dergisi'ndeki yeni Öz
Türkçe sözcüklerle
yazmak büyük ilgi
göımüş, yankı
uyandırmıştır. 4 <*
M*lî kanıtnUr üzerind
y«pılan tetkikat
4
Türkiye'yc uğur getirdîniz
9
Atatiirk,bulunan bu yeni 'ÖzTürk-
çe' sözcüklerle ilk söylevini Isveç
Veliahtı Prens Gustav Adolf un, eşi
ve kızıyla Ankara'ya gelmesi üzeri-
ne Çankaya Köşkü'nde onuruna ve-
rilen akşam yemeğinde söylemiştir
(3 Ekım 1934).
Atatürk'ün çok ilgi çekici. tarih-
sel bir belge olan bu söylevini, ori-
jinal metin olarak, olduğu gibi veri-
yoruz:
"Ahes Ruvayâl:
Bu gece, ulıı konuklanmıza, Tür-
Idye'ye uğurgetirdiklerini söylerken,
duyduğum, tükel özgü bir kivançür.
Burada kaldığınız u/ca sizi ara-
maktan hiç durmıyacak ılık sevgi
içinde, bu yurtta, yurdunuz için bes-
lenmişduygulann bir yankusunu bu-
Iacaksınız.
İsveç-Türk uluslannın kazanmış ol-
duklan utkulann silinme/ damgala-
nnı tarih taşımaktadır. SüerdemiiğL,
onu. bu iki ulus. ünlü, sanlı ö/lt rinin
derinliğinde sonsuz rurmaktadır.
Ancak, daha başka bir alanda da
onlar erdemlerini o, denlü yayünkh
yöndemle göstermişlerdir. Bu yolda
kazandıklan utkular, gerçekten da-
ha az özence değer değildir.
Avrupa'nın Ud bitim ucunda yer-
ieriniberkitenıılusianmız,ataçözlük-
lerinin tüm ıssüan olarak baysak,
öniirme, uygunluk kddacuan olmuş
bulunuyorlar; onlar, bugün.en güzel
utkuyu kazanmtya anıklamyoıiar:
baysal utkusu.
Altes Ruvayâl:
Yetmis beşinci doğum >ıhnda oğuz
babanız bütün acundasay gıh bir sev-
ginin söyüncü ile çevrelendL Genclik,
baysal içinde erk sürmenin gücü iste
bundadır.
Ünlü babanız,yüksek larahmz Be-
şinci Gustav'ın gönenci için en tsı dt-
leklerimi sunarken, Altes RuvayîL
sizin Altes Ruvayâl, Prenses Loui-
se'nin, sevimli kızmız .Altes Ruvayâl
Prenses Ingnd'in esenliğine; tüzün
İsveç ulusunun gönencine, gentiğjne
içiyorum." (Atatürk'ün Söylev ve
Demeçleri II., Türk Inkılâp Tarihi
Enstitüsü Yayınlan, Ankara 1959).
Biz bu yazımızda da, 'tsmet Inö-
nü'nün Ük 'Öz Türkçe' Söylevi'nde
olduğu gibi (bk. Cumhuriyet gaze-
tesi, 26 Eylül 1998), metin üzerinde
bir çalışma yaparak, Atatürk'ün bu
konuşmasında geçen kimi sözcükler-
le, bunlann Osmanhca karşılıklan-
nı ve bugün bunlann yerine kullanı-
lan ya da eklerle değışime uğrayan
ve 'Atatürk Kühür, Dil veTarih Yük-
sek Kurulu, Türk Dil Kurumu' tara-
fından yayımlanan TürkçeSözlük'te
(Ankara, 1988) yer alankarşılıklan-
nı vermeye çalışacağız:
Atatürk'ün bu söylevinde acun
sözcüğü, Osmanlıca dünya karşılığı
olarak kullanılmış, bugünkü dilde
de acunolarak kullanılmaktadır, aian
sözcüğü, Osmanlıca saha karşılığı
olarak kullanılmış, bugünkü dilde
de abn olarakkullanılmaktadır, amk-
bunaksözcüğü, Osmanlıca hazırian-
mak karşılığı olarak kullanılmış, bu-
günkü dilde de anıklamak olarak
kullanılmaktadır; ataç sözcüğü, Os-
manlıca ceddanîkarşılıgı olarak (ata-
ya özgü, atayla ilgili anlammda) kul-
lanılmış, bugünkü dilde daha çok so-
yadı olarak kullanılmaktadır; baysal
sözcüğü, Osmanlıca sulh karşılığı
olarak kullanılmış, bugünkü dilde
sulh sözcüğü karşılığı olarak banşyer
almakta, baysal sözcüğü daha çok
soyadı olarak kullanılmaktadır; bay-
sak sözcüğü, Osmanlıca huzur kar-
şılığı olarak kullanılmış. bugünkü
dilde huzursözcüğü karşılığı olarak
dirlik-dinçtik kullanılmaktadır; ber-
khen sözcüğü, Osmanlıca tesbiteden
karşılığı olarak kullanılmış, bugün-
4
Toplaııtuıız kutluAtatürk, 'Öz Türkçe' sözcüklerle ikin-
ci konuşmasını 1 Kasım 1934'te Türld-
ye Büyük ıMfflet Mecösl'nin açılışında
yapmıştır.
Atatürk'ün bu ilgi çekici konuşması-
nı da, tarihsel belge olarak, olduğu gibi
(orijinal metin) veriyoruz:
"Bü>ük MiOet MecHsinin Sayın Üye-
leri!
Büyük Millet Medisi'niıı dördüncü
de\resinin dördüncü toplanmayıhmaçar-
ken, ulusun değeıti veİdlkrine saygdan-
nusunanm.
Geçen ytl içinde, yurtta çok gerekli is-
lergörüimüştür. Dışişlerindeki arasız ça-
bşmalarumız da, genel siyasamıza: uhısal
ülkümüze uygun olarak başarılmıştır.
Bundan ötürü, bü>ük Meclis'in ulus işle-
rindeki özeni, ulusumuzun canlılığı, ger-
çekten öğünçle anılmağa değer.
Arkadashır!
Ülkenin ekonomikkunımunu berkke-
rek gcnişlermek. en önde tuttuğumuz iş-
lerdendir.Onu n için,sanayi prognunımı-
n. durmadan yürütmekteyiz.
Tasarlanan fabrikalardan çoğunun te-
meüeri aûlnuşnr; hepsinin kurulup işle-
tilmesiiçin,fence,nıaMyecegereken)erde
bulunmuştur.
Ülkenin, en beffi eksikliğini giderecek
olan bu fabrikalaru çok gecmeden. kurup
işletnıek, hükümetin en önde göreceği iş-
lerden olacakür.
ücaretbağhhklanmız,karşıhkh,denk
anlaşmalar çerçevesi içindedir.
EtonomiksıkBrtBimortayaçıkardığ ye-
ni gkhşler içinde, yeni tkaret yöndemle-
rinin h«ilikleri görühnüştür. Ancak, bir
\andan da, dışticaretfanizi,>ardmıa ku-
ranılarla.dogrubflgiterlekola>laştırmak
)oDan araşnnlmabdır.
Arkadaşlar!
Bilirsiniz ki, dışanya satoklarunızın
başhcası, ekim ürünlerimizdlr. Bu yıl,
ûrönleriınizden bir nicesinin değerigeçen
yülara göre daha elverişli olmuştur.
Yapılan silolann da, yurdumuzun üs-
tün güzellikte olan ürünlerüu, piyasalara
tsmtnıakta çok yardunı olacakür.
Bunuıda btatikte, ektm işine; ürünfcri-
mizin armrdmasuıa, bütünözenintziver-
menizçokyerindeohır.
Arkadaşlar!
Yurdun bayındırtagı programı da bü-
\ikemekledurmadan >ürütülmektedir.
Bugün,\«pılmaktabuhuıanyenidemir-
voOan beş yüz Idlometrevi geçmektedir.
Sınn atmanlarla birtikte de\ let eündeki
demir>oUannuzbeşbinkiloiDetre>igeçer.
Arkadaşlar!
Geçenyü,bütcedeahnan tutumlardan,
üçülerden aynhmyarakyüriuneğe özen-
t çahşdmaktadır. Devkt gearinin, oran-
buidığı gibi gerçekkstirfleceği çok umu-
lar.Türkparası sağlamdeğerini tutmak-
adm Hükümettjusiyasayaçokdeğerver-
mektedir; bundan böylede bu siyasadan
ı\Tilmı\^caktır.
Ergani ödüncünün. üçüncü bölümü
de, bu yiL beklenildigi gibi kapannuştır.
Ulusuniuzun. bö\1eiik)c. hemde\1etin ma-
Hyece olan gücüne güvenini, hem de ba-
ymdırük siyasamıza verdiği değeri, bir
daha göstermiş olması. övünülecek bir
erginlfflctir.
Devkt işjerini maliyece sağlam bir te-
mdüzamekurmakiçia,IvnietMecİ9'nm
gösterdiği uyanıkuğı övgflkıie ananm.
Ulusun, ulus gençlerinin, çocuMann
sağuklan, sağbunhklan, gurbüzlülderi;
üzerine düştügümüz çok gerekli bir dir-
lik iştir. Sağhk Sosyal Yardım Bakanlı-
ğı'nın bu yönden btze kıvanç \erecek yol-
da çabşmalan olduğunu görmekteyiz.
Küttür işlerimizüzerine, uluscagönül-
riiitt^ibOiibBlib^ ş
şındadaTürktarihini, doğrutemeOeri iis-
tüne kurmak; Öz Türkdillne, değeriolan
genişliği vermek için candan çahşılmak-
ta olduğunu söylcmelhim. Bu çahşmala-
nn göz kamaşüna \erimlere erecegine
şimdiden inanabilirsiniz.
Arkadaşlar!
Güzel sanatiann hepsinde, ulus genç-
Uğbıin ne rürlü Oerietflmesini istediğinizi
büirim. Bu, \apılmaktadır. Ancak bunda
en çabuk en önde götürülmesi gerekliolan
Türk musikisidir. Bir ulusun yeni değisik-
fiğirKteö^musiladedeğişikBğialabüıne-
si, kavnyabumesidir.
Bugün dinletmeğe yeltenilen musUd
yüz ağartacak değerdeolmaktan uzakbr.
Bunu açıkça biunebyiz. Llusai; ince duy-
gubn, düşünceferi anlatan; yüksekdeyiş-
leri. söy1e>işleri toplamak, onlan bir gün
önce, genel son musiki kuraianna göre
iştemekgerektr.Ancak: bugüzeyde,Türk
ulusal musikisi yükselebuır, e\renseimu-
sikidc yerine alabflir.
KiiltürtşleriBakanlığı'mnbonadeğe-
rince özen vermesini, kamunun da bun-
da ona yardıma otanasuu dflerim.
Arkadaşlar!
LTuslar araa siyasa acunu; geçen yû
içindekorunma kaygmna düştü; bu yüz-
den bütün üikeferde sflahlanma>n hız ve-
rfldi
CumhuriyetHükümetide,bundan do-
layu bir yandan, ulusal koruma gücünü
pekjştinniye çaüşırken,biryandandaba-
nşınsarsılınamasıicin,ulusl«nnbirBkte
çauşmasına umut veren yoldfln ayntaıa-
mak uğrunda elinden geleni esirgeme-
miştir.
Cumhuriyet Türkiyesi'nm, dosttukte-
nnaçözulmezbağttğı,geçDii}ydbnia,tür-
lüişferdedenenmiştir. Uhısumuzunacun-
ca tanmmışuzlüğanün gereğidekarsıhk-
h verflmiş sözu tuönaktr. Buna ne türtü
özenikiiği, bundan böyle de özenfleceği
beffidir.
Balkan Andlaşması, Balkan Dev letle-
rinin, birbirinin varuklanna özel saygı
beslemesinigöannündetntanmuflttbirbd-
gedir.
Bunun, smıriarm konnunasmda, ger-
çek bir değeri oktuğ* besbeffidir.
Ankara'da topbmiHîolan 'Balkan And-
laşma Divanı'nm verbni, yerinde çahs-
masını ulusumuz sevgjyle karşıladL
Arkadaşlar!
Ulusumuz,genelekonomik,genelafya-
sal karşAkbğı büyük olgunlukia karşda-
ğunu anlanusür,yenıden cıkabilecekgüç-
hîkleri yenmeğedeanıkolduğunu göster-
Son belediye seçimlerinde, rey kid-
lanabBecekolanların,y-üzdeyetnıişbeşin-
den çoğu, reykrini kuOanmışlanlır.
Ulusun, içeride buüğinin, hem beffi,'
hem denenmiş olması, gelecek için, ea
büyük güvençtir.
Arkadaşlar!
Dördüncö Bflyfik MfBet MedM, uhıs
hg y y ç ş
madegerWgostermistir.ButoplantıyıfcD-
H b l r f İ İ k
ulus isleri için de, en doğru yoOan buhıp
gösterecegMzegüvenimizvardu-.Topiaıı-
tmız kuthı obun." (Atatürk'ün Söylev ve
Demeçleri, ü.)
AtatBrk'ün bunlara benzersöylevleriy-
le dilimize yeni 'öz Türkçe' sözcükler
kazandırma çabası sürmüştür. Çünkü
Atatürk'e göre Dil Devrimi, 'Genel Türk
Devrimi' olarak adlandırdığı 'devrimter
demetiniohısturanbütününanakoflarm-
d^biridir'Bueylem,Türkçeyi ulusal dil
durumuna getirmeye yönelik çabanın
Atatürk tarafindan devrfan olarak düşünül-
mesi, hazırlanması ve uygulanmasıdır.
Çünkü Atatürk, Türkçenin ulusal bir
nitelik kazanmasıru. ulusal bağımsızhğın
bir gereği olarak görmüş ve şunlan söy-
lemiştir: "Ülkesini yüksek istiklâlini
korumasuu büen Türk ulusu, dffini de
yabana dSerin boyunduruğundan kur-
tarmabdır.n
kü dilde beUrleme-saptama olarak
kullanılmaktadır: bitim ucu sözcüğü,
Osmanlıca nihayet karşılığı olarak
kullanılmış, bugünkü dilde son-so-
nunda olarak kullarulmaktadır: den-
lü sözcüğü. Osmanlıca kadar karşı-
lığı olarak kullanılmış, bugünkü dil-
de denli olarak kullanılmaktadır; er-
dem sözcüğü, Osmanlıca fazitetkar-
şılığı olarak kullanılmış, bugünkü
dilde de erdem olarak kullanılmak-
tadır; erk sözcüğü, Osmanlıca hü-
kümet icra etmek karşılığı olarak
kullanılmış, bugünkü dilde de erk
olarakkuOanıbnaktadır: esenük söz-
cüğü. Osmanlıca sıhhatkarşılığı ola-
rak kullanılmış, bugünkü dilde de
esenükolarak kullanılmaktadır; gen-
Bk sözcüğü, Osmanlıca refah karşı-
lığı olarak kullanılmış, bugünkü dil-
de büyümek-genişlemek olarak kul-
lanılmaktadır, gönenç sözcüğü, Os-
manlıca saadet karşılığı olarak kul-
lanılmış, bugünkü dilde muduluk
yer almakta, gönenç daha çok soya-
dı olarak kullanılmaktadır; güç söz-
cüğü, Osmanlıca kuvvetkarşılığı ola-
rak kullanılmış, bugünkü dilde de
güç olarak kullanılmaktadır; ısı söz-
cüğü, Osmanlıca hararet karşılığı
olarak kullanılmış, bugünkü dilde
de ısı olarak kullanılmaktadır; küda-
cı sözcüğü, Osmanlıca âmil karşılı-
ğı olarak kullanılmış. bugünkü dil-
de etkenolarak kullanılmaktadır; la-
vanç sözcüğü, Osmanlıca zevk kar-
şılığı olarak kullanılmış, bugünkü
dilde de krvanç olarak kullanılmak-
tadır; oğuz sözcüğü, Osmanlıca mü-
barek karşılığı olarak kullanılmış,
bugünkü dilde kutsal yer almakta,
oğuz sözcüğü daha çok ad ve soyad
olarakkullanılmaktadır; önürme söz-
cüğü, Osmanlıca terakki karşılığı
olarak kullanılmış, bugünkü dilde
ilerleme olarak kullanılmaktadır;
özenç sözcüğü, Osmanlıca gıptakar-
şılığı olarak kullanılmış, bugünkü
dilde imrenme olarak kullanılmak-
tadır; özgü sözcüğü, Osmanlıca hu-
sisi karşılığı olarak kullanılmış, bu-
günkü dilde de özgü olarak kullanıl-
maktadır; özlük sözcüğü, Osmanlı-
ca vasıf karşılığı olarak kullanılmış,
bugünkü dilde de özlük olarak kul-
lanılmaktadır; söyüncü sözcüğü, Os-
manlıca nişane-i muhabbet karşılığı
olarak kullanılmış, bugünkü dilde
sevgi befirtisi olarak kullanılmakta-
dır; süerdemlik sözcüğü, Osmanlıca
fazüet-hüner karşılığı olarak kulla-
nılmış, bugünkü dilde erdem-bece-
ri olarak kullanılmaktadır; tükel söz-
cüğü, Osmanlıca tamam karşılığı
olarak kullanılmış, bugünkü dilde
bütün-eksiksizolarak kullanılmakta-
dır; tüzün sözcüğü, Osmanlıca asfl
karşılığı olarak kullanılmış, bugün-
kü dilde soylu yer almakta, tüzün
sözcüğü daha çok soyadı olarak kul-
lanılmaktadır; utkusözcüğü. Osman-
lıca zafer karşılığı olarak kullanıl-
mış, bugünkü dilde de utku olarak
kullanılmaktadır; uygunluk sözcü-
ğü, Osmanlıca ahenkkarşılığı olarak
kullanılmış, bugünkü dilde uyum
kullanılmakta, uygunhık,Osmanlıca
mutabakat-mukarenet karşılığı ol-
maktadır; uz sözcüğü, Osmanlıca
müddet karşılığı olarak kullanılmış,
bugünkü dilde süre yer almakta, uz
sözcüğü daha çok soyadı olarak kul-
lanılmaktadır; ünlü sözcüğü, Osman-
lıca sanh karşılığı olarak kullanıl-
mış, bugünkü dilde de ünlüolarak kul-
lanılmaktadır; yaranklı sözcüğü. Os-
manlıca nurkıkarşılığı olarakkullanıl-
mış, bugünkü dilde aydınhk-ışıkh
olarak kullanılmaktadır; yanku söz-
cüğü, Osmanlıca aksiseda karşılığı
olarak kullanılmış, bugünkü dilde
yankı olarak kullanılmaktadır; yön-
dem sözcüğü, Osmanlıca usuûarz
karşılığı olarak kullanılmış, bugün-
kü dilde yöntemolarak kullanılmak-
tadır.
Atatürk'ün söylevindeki 'acun,
alan, anıklamak, erdem, erk, esenlik,
güç, ısı, kıvanç, özgü, özlük, tüm, ut-
ku, ünlü' gibi sözcükleri bugün de
aynı anlamda severek kullanıyoruz;
'ataç, baysal, baysak, bitim ucu, den-
lü,genfik,gönenç,kddaa,oğuz, onür-
me,Ö2öic,söyüncü.süerdemfik,tüzün,
uygunhık,uz,yalnnku.yöndem' gibi
sözcüklerde ses düşmesi, anlam kay-
ması, anlam değişikliği olmuştur.
Bununla birlikte bu sözcükleri bugün
de kimi ozan ve yazarlanmız aynı an-
lamda kullanmaktadırlar.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Şoklu Bal Çanağı
Korkmaz Yiğit'in açıklamaları Türkiye'yi şoki
soktu!
Borsalar düştü, vb. Tasarrufçu dolara yöneldi.
Hükümetm küçük ortağı çekildi çekilecek. Bü
yük ortağı acil toplantı kararlaştırdı. Baykal, des
teğini çekti.
Hükümet düştü düşecek!
• • •
Korkmaz Yiğit, yeni ne söyledi de milletçe şokj
girdik?
Açıklamalarına bu gözle bakınca şunu görüyo-
ruz: Bütün söylediklerinin belkemiğini, işadamla-
rıyla devletin, özellikle ekonomik tepe noktalar
arasındaki sarmaş dolaşmışlık oluşturuyor.
Adam ihaleye girecek, bakanla başbakanla iliş-
kiye geçiyor.
Adam gazete satın alacak, yine bakan ve baş-
bakan devrede.
Araya bir tanıdık işadamı veya bir politikacı ko-
yuyorsun; sonra uzun, upuzun atlıyorsun, hooo-
oop, parti başkanlanna, bakanlara ve başbakana
uzanıyorsun. Sonra gelsin saatlerce halvet halle-
ri!
Peki, Korkmaz Yiğit'in açıkladığı bu sarmaş-do-
laş ilişkiler yeni mi?
Hayır.
Yıllarca böyle.
Milletvekili, bakanı, başbakanı, cumhurbaşkanı,
parti başkanı...
Bazen eşi de çocuğu da...
Işadamının yatında, uçağında, helikopterinde...
Bu ilişkiler yumağı, her yıl katmerleşerek çoğa-
lıyor, büyüyor.
Şöyle bir yıllık gazeteleri tarayın. Bu ilişkilere on-
larca örnek bulursunuz.
Hele politikacıların ve işadamlarının acenteleri-
ne bakın. Hergün binlerce göruşme saptarsınız.
Ey millet, Korkmaz Yiğit şimdi bu ilişkileri açık-
ladı diye niçin şoka girersin?
Ey hükümet, sen de niye şimdi düşersin?
• • •
Bütün bunlan biliyordukda, böyiesınedoğrudan,
kör gözüm parmağına yapıldığını düşleyemiyorduk!
Bir işadamı başbakan veya bakanla, veya tersi,
"gazete, banka alışverişini, ihaleye ilişkilerini" ni-
ye konuşur?
Ihalenin sistemi var, bir düzen kurmuş ve kural-
lar koymuşsun.
Adam gazete alacaksa alsın, TV kanalı alacak-
sa alsın, yat alacaksa alsın. Bunlardan politikacı-
ya ne, sorusunu soracak saf vatandaş kaldığını dü-
şünemiyorum Türkiye'de.
Ortada karşılıklı bir beslenme var.
Beriki öbürünü, öbürü berikini besliyor. Politika-
cı pasta dilimini ışadamının, işadamı da elindeki
pasta dilimini siyasetçinin ağzına büyük bir dost-
iukla, cömertlikle, centilmenlikle uzatıyor.
Bir besleme/beslenme ilişkisi hem de herkesin
gözlerini yaşartacak bir biçimde sürüyor!
Politikacı, bu sımbiyotik ilişkı içinde, kendisini ve
partisini destekleyecek büyük sermaye ve işada-
mı grubu yaratıyor. Merkezi veyerel her iktidarde-
ğişikfiğinde, yepyeni şirketler ve kişiler ortaya çı-
kar ve hızla gelişerek semirir. Siyasetçiler bu sa-
yede, en masum biçimiyle, seçimlerde harcaya-
cak büyük bir kaynağı ortaya çıkarmış oluyor.
• • •
Güncele dönersek: Ortada kocaman bir bal ça-
nağı var.
Herkesin parmağı bal çanağının içinde.
Bal çanağında güncel olarak bugün ne var?
Türkiye'yi ekonomik olarak bugünlere taşımak-
ta başrolü oynayan, bu ülke halkının 75 yıllık biri-
kimi var.
Devlet şirketleri var. Arsaları var. Binaları var.
Fabrikaları, makineleri var. Ürünleri var.
Yani her şey var.
Bütün bunlann sahibi bu millet.
Ama bu milletin yüzde 99'u çanağın yanına bi-
le yaklaşamıyor.
• • •
Politikacfişadamıyla ihaleleri ve satın almaları...
Işadafnı da politikacıyla ihaleleri ve satın alma-
ları...
Konuşmayacak da ne konuşacak?
Şoka giren bu millete şaşıyorum doğrusu!
Zakari'den Atatürk
fotoğraflan sergisi
lZMtR(CumhurK«Ege
Bürosu)- Görsel sanatlar
dalında araşnrmalar yapan
tzmirli sanatçı Chantal Za-
kari ve Amerikalı eşi Mi-
keMandeL alışılagelmişin
dışında hazırladıklan Ata-
türk fotoğraflan sergisini.
Başak Sigorta Sanat Gale-
risi'nde izlenime açtılar.
Amerika'da görsel sanat-
lar alanında öğretmenlık
yapan iki sanatçı, Fulbright
Bursu ile hazırladıklan pro-
jelerinde, Atatürk'ün Türk
halkı üzerindeki imajı ve
etkisini araştırdılar. 1997
yılında 3 ay süreyle Türki-
ye'de bulunduklan sırada
değişik bölgeleri gezerek
kent alanlanndaki Atatük
heykelleri ve farklı mekân-
lardaki Atatürk fotoğrafla-
nnı kendi bakış açılanyla
yansıttılar. Sanatçılann ça-
lışmalanndaki fotoğraflar,
yalın fotoğraf, kolaj ve pho-
to-shop yöntemiyle sunulu-
yor.
Geçen yıl Ankara'da la-
iklik karşıtı gösteri yapan-
lara, Atatürk fotografi gös-
tererek tepkilerini ortaya
koyan Türk sanatçı Chan-
tal Zakari ve Amerikalı eşi
Mike Mandel, Türk halkıy-
la özdeş bildikleri Ata-
türk'ü, simgeleraracıhğıy-
la aktanyorlar. Sanatçıla-
nn yapıtlannda, Atatürk'ün
Türkiye'nin tüm alanlann-
da ve mekânlannda insan-
larla bire bir ılişkı ıçerisin-
de olduğu gözlenıyor. Pro-
jenın yaratıcılanndan Chan-
tal Zakari, Atatüık'ün ölü-
münün 60. yılında, Türi
insanının Atatürk'e olar
bağhlığının daha da arttığı-
nm gözlendiğini belirterel
şunlan söylüyor:
"Türkiye Cumhuriye-
tj'nin kumcusu, cumhuri-
yet insanlan tarafindan çağ-
daşlık semboiü olarak ka-
bul ediliyor. Çünkü Türki-
ye, uygardünyanın birpar-
çası ve edindigi noktada et
büyük pay Atatürk'e ait
Biz de bu bilinçle gercek-
leştirdiğimizçahşmamızda
Atatürk'ün halk üzerinde
ki etkisini ve bu etkinin so-
nuçlannı arasOrdık. Fotoğ-
raflann kompozisyonundt
kent alanlanndaki heykel
ve değişik mekânlardak
Atatürk simgelerini odaV
alarak Türk insanım fot
olarak kullandık. Odak et-
rafinda toplanan fonlanr
rengiyle Türkiye gerçeğin
yansıtmak istedik."
Chantal Zakari ve eş
Mike Mandel, Izmir'in ar-
dından Ankara'da sanat-
severlerle buluşturacaklar
sergilerini, önümüzdek
günlerde Amerika'da da aç-
mayı istediklerini belirtiyor-
lar. Sanatçılar bu konuda
Türkiye'ye mal olmuş biı
liderin halkıyla özdeş ol-
duğunu uluslararası alan-
da da göstermek istedik-
lerini belirtiyorlar.