Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 ICASIM 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
(aratepe'den
Erdogan'a
lestek
I tstanbul Haber Servisi -
TÜYAP 17. İstanbul Kitap
:
uan *nda dün kitapiannı
mzalayan eski Kayseri
3elediye Başkanı Şükrü
Caratepe. Recep Tayyip
ırdoğan'ın görevden
tlınmasının hukuka aykın
>lduğunu savunarak
'Banşçıl bır çizgide, her
:aman Erdoğan'ın
.anında olacağım" dedi.
rürkiye'de tek partili rejim
dhniyetinin sürdüğünü
;öyleyen Karatepe
'Bugüne kadar sağcı veya
iolcu olsun hıçbir kesim
ınayasayı
leğiştirememiştir.
Inayasayı yapan da,
ieğiştiren de hep aynı
dhniyettir" dedi.
Semi
nüftsndislerindBn
açddama
• İstanbui Haber servisi -
jemi Mühendislen Odası
arafindan yapılan yazılı
içıkJamada Pendik, Haliç,
Zamialtı ve Alaybey
ershanelerinde çalışan
jemi mühendislerinin
/oksulluk sınınnın altında
/aşadıği belirtilerek
'Üretim süreçlerinde
iogrudan etkili olan,
eknolojiyi yaratan ve
aygulayan meslek dalı
nühendisliktir. Bu durum
iikkate alınarak mûhendis
jcretleri motivasyon ve
•noral değerleri sağlayacak
ieviyelere getirilmelidir"
jenildi.
VÜK protestosu
ratbikatj
• İstanbul Haber Servisi -
5 Kasım'daki izinsiz
gösterilerde, bir ekip
atosuna molotofkokteyli
îtarak bir başkomiserin
yaralanması olayına
kanştıklan gerekçesiyle
gözaltına alınan 3
iiniversite ögrencisine olay
yerinde tatbikat yaptinldı.
Şehit en toprağa
• tstanbnl Haber Servisi -
Ordu'da PKK ile yaşanan
silahlı catışmada şehit olan
tx Burak Kurtuluş (20),
Istanbul'da toprağa verildi.
Cenaze törenine,
Kurtuluş'un ailesi,
yakınlan, bazı üst rütbeli
subaylar katıldı.
Drmanlar yok
ediliyop'
• İstanbul Haber Servisi -
tstanbul Üniversitesi (1Ü)
Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Ertuğrul Acun, yeni
yayımlanan "Ormanın
Kara Kitabı-Orman
Yağması ve Vakıf
Üniversiteleri" adlı
kitabını tanıtarak
Türkiye'de ağacı ve
ormanı korumak yerine
tam bir yok etme dönemi
yaşandığını söyledi.
Kitaba ağır ceza
• tstanbul Haber Servisi -
Peri Yayınlan sahibi
Ahmet Önal, Ekim
1997'de yayımlanan
"Belge Tanık ve
Yaşayanlanyla Ağn
Direnişi" adlı kitabın,
tstanbul DGM tarafından
toplatıldığını ve kendisine
je yayınevi sahibi olarak 2
•nilyar 800 lira para ve 6
ly 18 gün ağır hapis cezası
/erildigini söyledi.
Konsey karan
• tstanbul Haber Servisi -
3asın Konseyi Yüksek
Curulu, tiyatro sanatçılan
rasemin Yalçın ve tlyas
lbey'in Akşam
razetesinin Pazar Sürprizi
rkinde. Savaş Kalafat
mzasıyla yayımlanan
'Utanılacak Saldın" adlı
'azıyla ilgili şikâyetlerini,
îasın Meslek flkeleri'ni
iğnemediği gerekçesiyle
'ersiz buldu. Kurul,
•azann "Üzüntülü Bir
lafta" adlı yazısından
lolayı uyanlmasına karar
erdi.
I İstanbul Haber Servisi -
^eytinburnu Semiha Şakir
fuzurevi'nde, Atatürk'ün
lümünün 60. yılı anısına,
aşlılara bir yemek verildi.
emek. Barbaros Lions
Lulübü ve işadamı
ekeriya Mercan'ın
atkılanyla
erçekleştirildi.
Tüm dünyayı etkileyen ekonomik bunalım nedeniyle toplam işsiz sayısı 50 milyona ulaştı
Emeğe küresel kıskaçANKARA (UBA) - Asya- Pa-
sifık'ten başlayıp Rusya'ya sıç-
rayan ve tûm dûnyayı etkisi altı-
na alan global ekonomik krizin
dünya üzerinde 10 milyon yeni
işsiz yarattığı belirlendi. Kriz
nedeniyle dünya üzerindeki işsiz
sayısının, tarihin en yüksek dü-
zeyine ulaşarak 50 milyon kişi-
ye yükseldiği tespit edildi.
Üluslararası Çahşma Orgütü
(ILO), 'Dünya tstihdam Raporu
1998-1999' başlıklı çalışmasını
tamamladı. Raporda, dünya eko-
nomisini sarsan krizin istihdam
üzerindeki etkilerine ilişkin ra-
kamlara yer verildi. ILO Başka-
nı Michel Hansenne, raporun
önsözünde, dünya üzerinde iş-
sizligin kronikleşen bir trendle
arttığını belirtti. Hansenne, iş-
sizliğin, gelişmiş ve gelişmekte
olan ülkelerin en büyük sorunu
olduğuna dikkat çekerek "îşsiz-
lik oranının yüksekiiği gerek sos-
val, gerekse ekonomik açıdan
tehlikeli boyutlara ulaşmıştır.
Mev-cut mali kriz dışında birçok
ülkenin istihdamla ilgili vapısal
sorunlan da bulunnıaktadır. Bu
sorunlar ancak hükümet ile işçi
ve işveren kuruluşlannın ortak
çabşmalan sonunda çözülebilir"
dedi.
Raporda, global kriz nedeniy-
le eksik istihdamın 1 milyara u-
laştıgı, bu 1 milyar kişinin iste-
diği halde tamzarnanh olarak ça-
lışamadığı ve yetersiz ücretlere
razı olmak zorunda olduğuna
değinildi. Raporda. dünyadaki
işsiz sayısının, dünya tarihinin
en yüksek düzeyine ulaştığı vur-
gulanarak kriz nedeniyle 10 mil-
yon işçinin işsiz kaldıgı. işsiz sa-
yısının 50 milyona çıktığı, 15-24
yaşlan arasındaki 60 milyon
gencin iş aradığı halde bulama-
dığı ve genel istihdam durumu-
nun ürkütücü boyutlara ulaştı-
ğı belirtildi.
Raporda şu değerlendirmele-
re yer verildi:
• Birden fazla alanda uzman-
laşmış, teknolojık gelişmelere
kolay uyum sağlayan nitelikler
ile donatılmış işgücü, rekabet
faktörleri içinde giderek daha
fazla önem kazandı.
• Niteliksiz işgücü istihda-
mında daralma yaşandı.
• Dünya genelinde toplam iş-
gücü 3 milyara ulaştı.
• 150 milyon kişi, iş aradığı
halde bulamıyor. Yüksek işsiz-
lik ve eksik istihdam, gençler,
yaşlılar, kadınlar ve etnik azın-
lıklann çalışma hayatından dış-
lanmasına neden olabilir.
Raporda, global krizin etkisi-
ni sürdürecegi tahmininde bulu-
nulurken işsiz sayısının 1998 yı-
lı sonuna kadar dünya genelin-
de artacağı, pek çok dünya ülke-
sinde çalışanlann reel ücretle-
rinde gerileme olacağı, birçok
ülke hükümetlerinin ekonomik
reform programlanndan vaz-
geçmek zorunda kalacağı ve
özellikle Orta ve Doğu Avrupa
ülkelerinde yaşayan halkın gelir
dağılımında büyük farklar yaşa-
nacağı belirtildi.
Raporda, işsizlikle mücadele
için alınması gereken önlemler
şöyle sıralandı:
• Gençlere nitelik kazandıra-
cak ve iş bulmalannı kolaylaştı-
racak mesleki eğitime önem ve-
rilmeli.
• Yatınmlar arttınlmah, giri-
şimcilik teşvik edilmeli.
• Çalışanlann, teknolojideki
değişimlere uyum sağlamalan-
na yardımcı olunmalı.
Tuzla Deri Organize
Sanayii'nde çalışan yaklaşık 2
bin 500 işçi hak mücadelesi
veriyor. (Fotoğraf:
KUBÎLAYTÜNTUL)
Tuzla deri işçileri, 300 arkadaşlarının çıkarılmasını yürüme ve oturma eylemiyleprotesto etti
'DurgunluğunsonmüusuişçİMİ
• Deri-lş Sendikası Genel Başkanı
Yener Kaya, deri işverenlerinin "kriz
tüccarlığı" yaptıklannı belirterek
asıl amaçlannın yaklaşan
toplusözleşme öncesinde işçilerin .
haklannı gasp etmek olduğunu
söyledi.
tstanbul Haber Servisi - Tuzla Deri
Organize Sanayii'nde çalışan yaklaşık
2 bin 500 işçi, tekstil sektöründeki kriz
bahane edilerek 300 arkadaşlanntn iş-
ten atılmasmi prdtfesüo etti. Işçiler, işbı-
''nktı, yürüdü ve ötorma eylemi yaptı.
Deri-lş Sendikası Genel Başkanı Ye-
ner Kaya. deri işverenlerinin "kriz tüc-
carlıgı" yaptıklannı belirterek asıl
amaçlannın yaklaşan toplusözleşme ön-
cesinde işçilerin haklannı gasp etmek
olduğunu söyledi.
Organize sanayi bölgesinin içinde
dün sabah saatlerinde toplanarak bir
günlük işbırakan yaklaşık 2 bin 500 iş-
çisi için polis ve jandarmada yoğun gü-
venlik önlemi aldı, bölgede barikatlar
oluşturdu. Den-lş Sendikası Tuzla Şu-
17. TÜYAP Kitap Fuarı kapsamındaki konferansta Türkçe ibadet tartışıldı
'Ibadet ana clilcle olmalı'tstanbul Haber Servisi - Tarihçi Cemal
Kutay, Atatürk'ün ömrünün son 3 yılını
Türkçe ibadet konusuna ayırdığını
belirterek "Atafürk, Türkçe ibadeti
dünyadan göçüp giderken arkasındaküere
miras olarak bıraktı
r>
dedi. Prof. Yaşar
Nuri Öztürk de "İsiamın hitap ettiği insan
Idtleierinin ana diliyteibadet etmelerinin
hiçbir sakıocası yoktur" diye konuştu.
TUYAP Sergi Sarayı'nda devam eden 17.
TÜYAP Kitap Fuan etkinlikleri
çerçevesinde düzenlenen "Türkçe
İbadet" konulu konferansta konuşan
Kutay, 90 yaşında olduğunu ve bugüne
dek tarih konusundaki araştırmalanndan
oluşan 170 eser verdiğini belirterek
"tnceleınekrÛTi sonucunda gördüğüm,
insanoğlunu 21. yüz\dda 'din faşizmi'nin
bekkdiğklir"' dedi. Kutay, Atatürk'ün,
Türkçe ibadeti miras ofarak bıraknğını
kaydederek şöyle konuştu:
"Türkçe ibadetin vatanunıza, milletimize
neier getireccğini bu milfeti yönetenlere,
bu parti ağalanna ve onun yerinde olan
insanlara son nefesime kadar aıüatmaya
devam edeceğim. Atatürk'e inanıyorsanız,
miDetine sadece doğruyıı verdiğini kabul
ediyorsanız. Türkçe ibadetin bir
zorunluluk oiduğunu görürsünüz." Bu yıl
Kuran kurslannda 1 milyon 680 bin
çocuğun Arapça Kuran öğrendiğini, her
yıl imam-hatip liseierinden 52 bin mezun
çıktığını anlatan Kutay, Diyanet IşJeri'nin
sadece 3 bin imam-hatipe ihtiyacı
olduğunu, diğer mezunlann ıse devletin
çeşitli kadrolanna yerleştiğini vurguladı.
Arapça Kuran kurslannda yetişen Türk
çocuklanna laikliği anlatraamn mümkün
olmadığını ifade eden Kutay. "Türkçe
ibadeti gerçekleştirmedikçe, Ata'nın
huzuruna çıkmaya utansınlar" dedi.
Prof. Yaşar Nun Öztürk de ana diliyle
ibadetin, Islamın evrenseliiği açısmdan
da gerekli olduğunu söyledi. Öztürk "200
küsur bayrak ve de> letle temsil edflen bir
insan kitİesine, 'Sadece şu dılle ibadet
edeceksiniz' derseoiz, bu din evrensel olur
mu" diye konuştu.
SAİD HALİM PAŞA YALISI 12 KASIM 1995'TE YANMIŞTI
Tarflı 3 yddır demir kafeste buhınuyor
tstanbul Haber Servi-
si - Ruhsatsız başlayan
bir onanm inşaatı sıra-
sındal2Kasıml995gü-
nü çıkan yangınla tahrip
olan Said Halim Paşa Ya-
lısı, aradan geçen üç yıla
rağmen hâlâ restore edil-
meyi bekliyor. Yangın-
dan geri kalan kısımlan-
nın yağmurdan ve diğer
olumsuz koşullardan ko-
runabilmesi için üzerine
geçinlen demir kafesli
çatı ise Boğaz silüetinde
artık "yerleşikbirgörün-
tü" haline geldi. O kadar
ki vapurla Boğaz gezisi-
ne katılan turistler, kıyı-
daki dev demir yığınmm
Said Halim Paşa yalısı yangından sonraki haliyle Boğaz'ın yerleşik çirldnliği haline geldi.
tarihi koruma amaçlı bir önlem olduğunu bile-
mediklennden, eski yahlar arasında modern bir
mimarlık denemesiyle karşılaştıklannı bile sa-
nabiliyorlar.
Said Halim Paşa'nın restorasyon çalışmala-
n, yangından sonra uzun süre "soruşturmaJar"
nedeniyle durduruldu. Yalıyı yakanlar ya da
yanmasma neden olanlar bulunamayınca da
yangından önce içinde olduğu bilinen değerli
antika eşyalann peşine düşüldü. Bunlardan Sa-
id Halim Paşa'ya ait bir tabancanın, yangından
üç ay önce ABD'de bir müzayedede satışa çı-
kanldığı duyulduktan sonra da tarihi yalıyı da-
ha önce kullanan dönemin "Başbakanhk" yet-
kilileri kuşku odağı haline geldiler ve restoras-
yon çalışmalan tümüyle ikinci plana itildi.
Yangınla ilgili yargılama sürecinde bugüne
kadar mahkeme karanna bağlanan tek olay, res-
torasyonu yapan Emek Inşaat AŞ işçilerinin
suçlu olmadıklan. Belediyenin Koruma Kuru-
lu izni olmadan, projesi kuruldan onaylanma-
dan ve ruhsat alınmadan böylesi önemli bir res-
torasyona neden izin verdiği sorusu ise yargı-
lama konusu bile yapılmadı. Böylece Boğazi-
çi'nin en ünlü tarihi eserlerinden biri olan ve
1968'den bu yana Turizm Bakanlığı'nın malı
olarak başbakanlığın kullanımındabulunan Sa-
id Halim Paşa Yalısı, bizzat bir mimarlık yapı-
tı olarak kendisine değer vermek yerine. sade-
ce içindeki antikalan merak eden bir anlayışın
siyasi ve bürokratik sürece egemen olması
sonucunda kaderiyle baş başa kalmaya terk
edildi. Şimdi, yalının enkazını korumak için
yapılan dev demir kafes yeni bir kış sezonuna
daha hazırlanıyor. Kimbilir, dördüncü yıla u-
laşıldığında, belki de bu kafesin koruyacağı bir
şey artık kalmayacak ya da demir kafesin ken-
disi paslanmış olarak sökülüp, yenisiyle değiş-
tirilecek...
be Başkanı Musa Servi, Deri-lş Sendi-
kası Genel Başkanı Yener Kaya ve
Türk-fş Birinci Böige Temsilcisi Faruk
Büvükkucak da ılce kaymakamı. jan-
darrna ve emniyet yetkilileriyle görûşe-
rek "işçilerin kortej haUnde sendika bi-
nasının bulunduğu Aydmlı Köyü'ne ka-
dar yürümek istediklerini" ilettiler.
Uzun süren pazarlıklardan sonra gü-
venlik güçlerinin bu istemi
kabul etmemesine karşın
işçiler yürümeye başladı.
"Yaşasuı Tuzla direnişi-
miz", "lşten atılmalara ha-
yır", "Gelecek ellerimizde-
dir" yazılı pankart ve bez
afişler taşıyan işçi grubu
sık sık "Tuzla işçisi direni-
şin simgesi", "Birük müca-
dele zafer. zafer, zafer" slo-
ganlannı attılar. Tuzla deri
işçilerine destek vermek
amacıyla eyleme ÖDP Ge-
nel Başkanı Ufiık Uras,
ÖDP ve CHP'nin pek çok
ilçe başkanıyla üyeleri de
katıldı.
Organize sanayi bölge-
sinde bir süre yürüdükten
sonra güvenlik güçlerinin
panzer destekli barikatıyla
karşılaşılması üzerine sen-
dika temsilcileri ve güven-
lik yetkilileri arasındaki pa-
zarlıklar yeniden başladı.
Anlaşma sağlanamaması
üzerine işçiler güvenlik
güçlerinin önünde oturma
eylemi yaptı.
Bu sırada açıklama ya-
pan bir işçi, deri sanayi böl-
gesinde Başbakan Mesut
Yılmaz'ın kardeşi Turgut
Yümaz'a ait Turkuazadın-
da bir şirketin bulunduğu-
nu öne sürerek eyleme bu
nedenle izin verilmediğini
iddia etti.
Yaklaşık 40 dakika süren
oturma eylemi ilçe kayma-
kamı ve emniyet yetkilile-
rinin, işçilerin kapıya kadar
yürümelerine izin verme-
siyle sona erdi. Bunun üze-
rine tekrar yürüyüşe geçen
işçiler, sanayi bölgesinin
kapısına geldiklerinde bir
basın açıklaması yaptılar.
Burada konuşan Musa Ser-
vi, "Deri sektöründe bir
durgunluğun olduğu ger-
çek. Stok çok,talep az. Ama
bu durguniuğun sorumiu-
su işçiler nıi? Hesapsız ki-
tapsız kredi kuilanmalan-
m, deri patronlanna biz mi
söyledik? Hayatlannı Rus
pazarlanna bağlamalannı
biz mi söyledik" dedi.
Konuşmalann ardından
sendika yetkilileri pankart-
larla yürümeye devam edil-
meyeceğini, ancak Aydınlı
Köyü'ne gitmek isteyenle-
rin gidebileceklerini söyle-
mesi üzerine işçiler dağıldı.
Hep birden Aydınlı Kö-
yü'ne doğru yürüyen işçi-
ler köye girerken pankart-
lannı açtdar.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Karamsarlık
Rüyamızda görsek hayra yormayacağımız şey-
leri yaşıyor ve her gün biraz daha şaşırıyoruz. Da-
ha birkaç ay önce, bir buçuk milyar dolarıı. "şakr
diye bastırarak medya ve bankacılık sektörüne
sıçrama yapan bir işadamı, hemen tüm aldıkları-
nı geri verdikten sonra. kendi de gözaltına alını-
yor ve sorgulanmaya başlıyor
Etkili bir gazete yönetici ve yazarı. başbakanın
ağzından bazı bilgilerı dile getinyor ve bu bilgiler
gün ışığına çıkınca, o başbakan "Ben şaka yap-
mıştım" gıbisinden inandırıcı(!) bir açıklamayla
meseleyi örtbas ediyor. Hale bakın...
Türkiye'nin gündeminı günlerce işgal eden er-
ken seçim tartışmaları, bıçakla kesilmiş gibi sona
eriyor. Ama ne zaman ve nasıl gündeme gelece-
ği de belli değil. Herkes günü kurtarmaya çalışı-
yor.
Basın/mızın iki usta kalemi Oktay Akbai ve Ali
Sirmen yuvaya döndüler. Cumhuriyet artık çok
daha zengin ve çok daha değerli. Her ikısine de
"Hoşgeldiniz" diyorum.
Akbal ve Sirmen'in Cumhuriyet'e geri dönme-
leri çok doğal ama, yazılı medyada öyle transfer-
ler oluyor ki, şaşmamak elde değil. Garip bır zeU
zele yaşamaktayız. Zelzele sona erip, sular da du-
rulduğu zaman, daha sağlıklı çözümleme ve açık.-
lamalar yapabileceğiz.
Cumhuriyetimizin 75. kuruluş yıldönümü ve Ata-
türk haftası nedeniyle, İstanbul içinde ve dışında
sayısız konferans verdim, söyleşı yaptım ve pa-
nellere katıldım. Ve özellikle gençlerımizin bır bo-
iümünün, büyük bir karamsarlığın pençelerı altın-
da olduğunu gördüm.
Bu karamsartıklannın nesnel nedenlen elbette
mevcut. Fakat karamsaryaklaşımlarla nereye va-
rabiliriz ki?
Sokaklardaki kutlamalar büyük bır coşku için-
de gerçekleşti. Fakat kapalı kapılar arkasına ge-
çildiği zaman o coşku, yerıni karamsarlığa bırakı-
yordu. Bu karamsarlığı genelleştirmek de elbette
yanlış ama, gençlerimizin çoğunda bu havayı gör-
düm.
Gençlerimiz özellikle, ekonomik konularda ve
demokrasi konusunda karamsarlar. Parlamento-
ya saygı ve güvenleri azalmış. (Zaten bunlardan
geriyenekalıyorki?..)
Ekonomik alanda görüp işittiklerı, onları ger-
çekten karamsarlık girdaplanna atıyor. Böylesıne
haksız rekabetin geçerli olduğu bir ekonomik or-
tamda, gençlerimizin iyimser olabılmelen müm-
kün mü?
Ancak ekonomik alandaki karamsarlıklanndan
çok, demokrasi konusundaki karamsarlıklanna
üzüldüm. Zira bana kalırsa, ekonomik sorunları-
mız dahil, tüm sorunlanmızın çözümü, demokra-
siyi tüm kurum ve kurallarıyla, eksiksiz bir bıçim-
de uygulayabilmemizde. Zira ancak tüm kurum ve
kurallarıyla işleyen bir demokrasi içinde, ekono-
mik dengesizlik ve haksızlıklan frenleyebiliriz.
Gençlerimizin, parlamentoya saygı ve güvenle-
ri azalmış. Peki parlamenteya saygı duymayacak-
lar da nereye saygı duyacaklar? Parlamentoya
güven duymayacaklar da nereye güvenecekler?..
Bu konuda yapılan kimi araştırmalar; halkımı-
zın çok büyük bir çoğunluğunun, parlamentodan
çok, silahlı kuvvetlere güvendiğinı ortaya koyuyor-
du. Bir toplumun silahlı kuvvetlerıne güvenmesı
çok iyi bir şeydir ama, parlamento yerine silahlı
kuvvetlere güvenmenin hiçbir anlamı yoktur.
Peki bu iş nereye kadar sürecek? Acaba genç-
lerimizin ve bir noktada, toplumumuzun tüm kat-
manlannı bir hastalık gibi saran bu karamsarlık ve
hatta umutsuzluk, ne zaman sona erecek?
Kimi dostlarım, bu konuda pek olumlu duşün-
müyor. Fakat ben, olumlu ve lyimserım. Zira tari-
hi, bilinçli bir biçimde okumaya ve anlamaya ça-
lışıyorum.
1980 sonrası Türkiyesi, 1830'lann Fransasına
benzer. 1830'ların Fransası'nda da her türlü yol-
suzluk, her türlü soygun ve her türlü adaletsizlikv
başını almış grtmişti. Bu durum, elbette buyük b*r
ahlak bunalımına yol açmıştı. Emile Zola, "Taz-
Payı" başlıklı romanında, bu dönem Fransası'nı
çok net bir biçimde anlatır. O dönemin Fransası
için, "ArtıkFransa çöktü, ikiyakasını biraraya oe-
tiremez" diyorlardı. Gerçekten moral, ekonomı ve
ahlaken çökmüş bir Fransa'nın, toparlanmasının
güç olduğu düşünülüyordu.
Fakat olaylar beklendiği gibi gelişmedi. "Çök*
tü" zannedilen Fransa'nın emekçi kitlelerv
1848'de, her türlü adaletsizliğe karşı ısyan bay-
raklannı açtılar. Ayaklanmalar çok kanlı bır biçim-
de bastınldı. Fakat Kasım 1848 Anayasası yazı-
lırken, o mert insanların ruhu, anayasayı hazırla-
yanları baskı altına aldı ve tarihte ilk kez "sosyal
devlet" ifadesi, bir anayasaya girdi.
Toplumlar beklenmeyecek kadar hızla değişır ve
bambaşka yapılara dönüşürler. Toplumlann yapı-
sı ve içinde bulundukları durumla ilgili olarak, ka-
ramsar olmamak gerekir.
Ya da en azından, umudu yitirmemek gerekir. -
ÇYDD şube başkaıiı .-.
6
Kara Ses'in savunmanı
BALIKESİR (Cumhu-
riyet) - Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derneği Balı-
kesir Şube Başkanı Avukat
Turgut tnal, "Kara Ses"
olarakanılan İsmailYurda-
kök'ün avukatlığını üstlen-
di.
Geçen yıllarda Balıkesir
Barosu Başkanhğı yapan.
Atatürkçü Düşünce Derne-
ği, Balıkesir Çağdaş Eği-
tim Vakfi. İnsan Haklan gi-
bi kuruluşlann üyesi, Ba-
nş Partisi Genel Yardımcı-
sı olan Avukat Turgut
lnal'ın, Karesı TV'de ve
Adalet Gazetesı'nde irtıcaı
yayınlanyla tepki çeken.
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne.
Atatürk ve Ismettnönü'ye
hakaretten yargılanan, la-
ikliğe açıkça saldıran Yur-
dakök'ün savunuculuğunu
üstlenmesi Balıkesir'de
'şok' etkisi yarattı.
İsmail Yurdakök, tele-
vizyonu hakkında ihtiyatı
tedbir karan aldıran ve ya-
yını durdurtan eski SHP
milletvekilı adayı Prof. Dr.
Yılmaz Öybaj arasinda 1:
Aslıye Hukuk Mahkeme-
sfnde görülecek da\ada
Turgut İnal'ı vekıl tayin et-
ti. Yurdakök "ün avukatlıgı-
nı aldığını doğrulayan tnal.
"Çağdaş Yaşamı Destekle-
me Derneği Başkanı olan
bir kişinin, şeriatçı olarak
bifinen birini savunması
doğru mu" sorusunu şöyle
yanıtladı:
"Bu bir görüş. Düşünce»'
mikrofon yada ekran dava-
sı değil. Ortada hukuki bir
ihtilaf var. alacak-\erecek;
davası var. Bu da bir u/-'
manlık işi. Karesi Radvo;
TV'AŞdebiziseçmiş."' j
lnal'ın daha önce
SHP'de omuz omuza mü-^
cadele \erdiği. birlikte mil-^
lenekıli adayı olduğu Yıl4f
maz Özbay yenne Yurda-»
kök'ün yanında yer almasû
ise "ilkesizlik" olarak de-^
ğerlendirildı. ;