15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ICASIM 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER (aratepe'den Erdogan'a lestek I tstanbul Haber Servisi - TÜYAP 17. İstanbul Kitap : uan *nda dün kitapiannı mzalayan eski Kayseri 3elediye Başkanı Şükrü Caratepe. Recep Tayyip ırdoğan'ın görevden tlınmasının hukuka aykın >lduğunu savunarak 'Banşçıl bır çizgide, her :aman Erdoğan'ın .anında olacağım" dedi. rürkiye'de tek partili rejim dhniyetinin sürdüğünü ;öyleyen Karatepe 'Bugüne kadar sağcı veya iolcu olsun hıçbir kesim ınayasayı leğiştirememiştir. Inayasayı yapan da, ieğiştiren de hep aynı dhniyettir" dedi. Semi nüftsndislerindBn açddama • İstanbui Haber servisi - jemi Mühendislen Odası arafindan yapılan yazılı içıkJamada Pendik, Haliç, Zamialtı ve Alaybey ershanelerinde çalışan jemi mühendislerinin /oksulluk sınınnın altında /aşadıği belirtilerek 'Üretim süreçlerinde iogrudan etkili olan, eknolojiyi yaratan ve aygulayan meslek dalı nühendisliktir. Bu durum iikkate alınarak mûhendis jcretleri motivasyon ve •noral değerleri sağlayacak ieviyelere getirilmelidir" jenildi. VÜK protestosu ratbikatj • İstanbul Haber Servisi - 5 Kasım'daki izinsiz gösterilerde, bir ekip atosuna molotofkokteyli îtarak bir başkomiserin yaralanması olayına kanştıklan gerekçesiyle gözaltına alınan 3 iiniversite ögrencisine olay yerinde tatbikat yaptinldı. Şehit en toprağa • tstanbnl Haber Servisi - Ordu'da PKK ile yaşanan silahlı catışmada şehit olan tx Burak Kurtuluş (20), Istanbul'da toprağa verildi. Cenaze törenine, Kurtuluş'un ailesi, yakınlan, bazı üst rütbeli subaylar katıldı. Drmanlar yok ediliyop' • İstanbul Haber Servisi - tstanbul Üniversitesi (1Ü) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Acun, yeni yayımlanan "Ormanın Kara Kitabı-Orman Yağması ve Vakıf Üniversiteleri" adlı kitabını tanıtarak Türkiye'de ağacı ve ormanı korumak yerine tam bir yok etme dönemi yaşandığını söyledi. Kitaba ağır ceza • tstanbul Haber Servisi - Peri Yayınlan sahibi Ahmet Önal, Ekim 1997'de yayımlanan "Belge Tanık ve Yaşayanlanyla Ağn Direnişi" adlı kitabın, tstanbul DGM tarafından toplatıldığını ve kendisine je yayınevi sahibi olarak 2 •nilyar 800 lira para ve 6 ly 18 gün ağır hapis cezası /erildigini söyledi. Konsey karan • tstanbul Haber Servisi - 3asın Konseyi Yüksek Curulu, tiyatro sanatçılan rasemin Yalçın ve tlyas lbey'in Akşam razetesinin Pazar Sürprizi rkinde. Savaş Kalafat mzasıyla yayımlanan 'Utanılacak Saldın" adlı 'azıyla ilgili şikâyetlerini, îasın Meslek flkeleri'ni iğnemediği gerekçesiyle 'ersiz buldu. Kurul, •azann "Üzüntülü Bir lafta" adlı yazısından lolayı uyanlmasına karar erdi. I İstanbul Haber Servisi - ^eytinburnu Semiha Şakir fuzurevi'nde, Atatürk'ün lümünün 60. yılı anısına, aşlılara bir yemek verildi. emek. Barbaros Lions Lulübü ve işadamı ekeriya Mercan'ın atkılanyla erçekleştirildi. Tüm dünyayı etkileyen ekonomik bunalım nedeniyle toplam işsiz sayısı 50 milyona ulaştı Emeğe küresel kıskaçANKARA (UBA) - Asya- Pa- sifık'ten başlayıp Rusya'ya sıç- rayan ve tûm dûnyayı etkisi altı- na alan global ekonomik krizin dünya üzerinde 10 milyon yeni işsiz yarattığı belirlendi. Kriz nedeniyle dünya üzerindeki işsiz sayısının, tarihin en yüksek dü- zeyine ulaşarak 50 milyon kişi- ye yükseldiği tespit edildi. Üluslararası Çahşma Orgütü (ILO), 'Dünya tstihdam Raporu 1998-1999' başlıklı çalışmasını tamamladı. Raporda, dünya eko- nomisini sarsan krizin istihdam üzerindeki etkilerine ilişkin ra- kamlara yer verildi. ILO Başka- nı Michel Hansenne, raporun önsözünde, dünya üzerinde iş- sizligin kronikleşen bir trendle arttığını belirtti. Hansenne, iş- sizliğin, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en büyük sorunu olduğuna dikkat çekerek "îşsiz- lik oranının yüksekiiği gerek sos- val, gerekse ekonomik açıdan tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Mev-cut mali kriz dışında birçok ülkenin istihdamla ilgili vapısal sorunlan da bulunnıaktadır. Bu sorunlar ancak hükümet ile işçi ve işveren kuruluşlannın ortak çabşmalan sonunda çözülebilir" dedi. Raporda, global kriz nedeniy- le eksik istihdamın 1 milyara u- laştıgı, bu 1 milyar kişinin iste- diği halde tamzarnanh olarak ça- lışamadığı ve yetersiz ücretlere razı olmak zorunda olduğuna değinildi. Raporda. dünyadaki işsiz sayısının, dünya tarihinin en yüksek düzeyine ulaştığı vur- gulanarak kriz nedeniyle 10 mil- yon işçinin işsiz kaldıgı. işsiz sa- yısının 50 milyona çıktığı, 15-24 yaşlan arasındaki 60 milyon gencin iş aradığı halde bulama- dığı ve genel istihdam durumu- nun ürkütücü boyutlara ulaştı- ğı belirtildi. Raporda şu değerlendirmele- re yer verildi: • Birden fazla alanda uzman- laşmış, teknolojık gelişmelere kolay uyum sağlayan nitelikler ile donatılmış işgücü, rekabet faktörleri içinde giderek daha fazla önem kazandı. • Niteliksiz işgücü istihda- mında daralma yaşandı. • Dünya genelinde toplam iş- gücü 3 milyara ulaştı. • 150 milyon kişi, iş aradığı halde bulamıyor. Yüksek işsiz- lik ve eksik istihdam, gençler, yaşlılar, kadınlar ve etnik azın- lıklann çalışma hayatından dış- lanmasına neden olabilir. Raporda, global krizin etkisi- ni sürdürecegi tahmininde bulu- nulurken işsiz sayısının 1998 yı- lı sonuna kadar dünya genelin- de artacağı, pek çok dünya ülke- sinde çalışanlann reel ücretle- rinde gerileme olacağı, birçok ülke hükümetlerinin ekonomik reform programlanndan vaz- geçmek zorunda kalacağı ve özellikle Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde yaşayan halkın gelir dağılımında büyük farklar yaşa- nacağı belirtildi. Raporda, işsizlikle mücadele için alınması gereken önlemler şöyle sıralandı: • Gençlere nitelik kazandıra- cak ve iş bulmalannı kolaylaştı- racak mesleki eğitime önem ve- rilmeli. • Yatınmlar arttınlmah, giri- şimcilik teşvik edilmeli. • Çalışanlann, teknolojideki değişimlere uyum sağlamalan- na yardımcı olunmalı. Tuzla Deri Organize Sanayii'nde çalışan yaklaşık 2 bin 500 işçi hak mücadelesi veriyor. (Fotoğraf: KUBÎLAYTÜNTUL) Tuzla deri işçileri, 300 arkadaşlarının çıkarılmasını yürüme ve oturma eylemiyleprotesto etti 'DurgunluğunsonmüusuişçİMİ • Deri-lş Sendikası Genel Başkanı Yener Kaya, deri işverenlerinin "kriz tüccarlığı" yaptıklannı belirterek asıl amaçlannın yaklaşan toplusözleşme öncesinde işçilerin . haklannı gasp etmek olduğunu söyledi. tstanbul Haber Servisi - Tuzla Deri Organize Sanayii'nde çalışan yaklaşık 2 bin 500 işçi, tekstil sektöründeki kriz bahane edilerek 300 arkadaşlanntn iş- ten atılmasmi prdtfesüo etti. Işçiler, işbı- ''nktı, yürüdü ve ötorma eylemi yaptı. Deri-lş Sendikası Genel Başkanı Ye- ner Kaya. deri işverenlerinin "kriz tüc- carlıgı" yaptıklannı belirterek asıl amaçlannın yaklaşan toplusözleşme ön- cesinde işçilerin haklannı gasp etmek olduğunu söyledi. Organize sanayi bölgesinin içinde dün sabah saatlerinde toplanarak bir günlük işbırakan yaklaşık 2 bin 500 iş- çisi için polis ve jandarmada yoğun gü- venlik önlemi aldı, bölgede barikatlar oluşturdu. Den-lş Sendikası Tuzla Şu- 17. TÜYAP Kitap Fuarı kapsamındaki konferansta Türkçe ibadet tartışıldı 'Ibadet ana clilcle olmalı'tstanbul Haber Servisi - Tarihçi Cemal Kutay, Atatürk'ün ömrünün son 3 yılını Türkçe ibadet konusuna ayırdığını belirterek "Atafürk, Türkçe ibadeti dünyadan göçüp giderken arkasındaküere miras olarak bıraktı r> dedi. Prof. Yaşar Nuri Öztürk de "İsiamın hitap ettiği insan Idtleierinin ana diliyteibadet etmelerinin hiçbir sakıocası yoktur" diye konuştu. TUYAP Sergi Sarayı'nda devam eden 17. TÜYAP Kitap Fuan etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen "Türkçe İbadet" konulu konferansta konuşan Kutay, 90 yaşında olduğunu ve bugüne dek tarih konusundaki araştırmalanndan oluşan 170 eser verdiğini belirterek "tnceleınekrÛTi sonucunda gördüğüm, insanoğlunu 21. yüz\dda 'din faşizmi'nin bekkdiğklir"' dedi. Kutay, Atatürk'ün, Türkçe ibadeti miras ofarak bıraknğını kaydederek şöyle konuştu: "Türkçe ibadetin vatanunıza, milletimize neier getireccğini bu milfeti yönetenlere, bu parti ağalanna ve onun yerinde olan insanlara son nefesime kadar aıüatmaya devam edeceğim. Atatürk'e inanıyorsanız, miDetine sadece doğruyıı verdiğini kabul ediyorsanız. Türkçe ibadetin bir zorunluluk oiduğunu görürsünüz." Bu yıl Kuran kurslannda 1 milyon 680 bin çocuğun Arapça Kuran öğrendiğini, her yıl imam-hatip liseierinden 52 bin mezun çıktığını anlatan Kutay, Diyanet IşJeri'nin sadece 3 bin imam-hatipe ihtiyacı olduğunu, diğer mezunlann ıse devletin çeşitli kadrolanna yerleştiğini vurguladı. Arapça Kuran kurslannda yetişen Türk çocuklanna laikliği anlatraamn mümkün olmadığını ifade eden Kutay. "Türkçe ibadeti gerçekleştirmedikçe, Ata'nın huzuruna çıkmaya utansınlar" dedi. Prof. Yaşar Nun Öztürk de ana diliyle ibadetin, Islamın evrenseliiği açısmdan da gerekli olduğunu söyledi. Öztürk "200 küsur bayrak ve de> letle temsil edflen bir insan kitİesine, 'Sadece şu dılle ibadet edeceksiniz' derseoiz, bu din evrensel olur mu" diye konuştu. SAİD HALİM PAŞA YALISI 12 KASIM 1995'TE YANMIŞTI Tarflı 3 yddır demir kafeste buhınuyor tstanbul Haber Servi- si - Ruhsatsız başlayan bir onanm inşaatı sıra- sındal2Kasıml995gü- nü çıkan yangınla tahrip olan Said Halim Paşa Ya- lısı, aradan geçen üç yıla rağmen hâlâ restore edil- meyi bekliyor. Yangın- dan geri kalan kısımlan- nın yağmurdan ve diğer olumsuz koşullardan ko- runabilmesi için üzerine geçinlen demir kafesli çatı ise Boğaz silüetinde artık "yerleşikbirgörün- tü" haline geldi. O kadar ki vapurla Boğaz gezisi- ne katılan turistler, kıyı- daki dev demir yığınmm Said Halim Paşa yalısı yangından sonraki haliyle Boğaz'ın yerleşik çirldnliği haline geldi. tarihi koruma amaçlı bir önlem olduğunu bile- mediklennden, eski yahlar arasında modern bir mimarlık denemesiyle karşılaştıklannı bile sa- nabiliyorlar. Said Halim Paşa'nın restorasyon çalışmala- n, yangından sonra uzun süre "soruşturmaJar" nedeniyle durduruldu. Yalıyı yakanlar ya da yanmasma neden olanlar bulunamayınca da yangından önce içinde olduğu bilinen değerli antika eşyalann peşine düşüldü. Bunlardan Sa- id Halim Paşa'ya ait bir tabancanın, yangından üç ay önce ABD'de bir müzayedede satışa çı- kanldığı duyulduktan sonra da tarihi yalıyı da- ha önce kullanan dönemin "Başbakanhk" yet- kilileri kuşku odağı haline geldiler ve restoras- yon çalışmalan tümüyle ikinci plana itildi. Yangınla ilgili yargılama sürecinde bugüne kadar mahkeme karanna bağlanan tek olay, res- torasyonu yapan Emek Inşaat AŞ işçilerinin suçlu olmadıklan. Belediyenin Koruma Kuru- lu izni olmadan, projesi kuruldan onaylanma- dan ve ruhsat alınmadan böylesi önemli bir res- torasyona neden izin verdiği sorusu ise yargı- lama konusu bile yapılmadı. Böylece Boğazi- çi'nin en ünlü tarihi eserlerinden biri olan ve 1968'den bu yana Turizm Bakanlığı'nın malı olarak başbakanlığın kullanımındabulunan Sa- id Halim Paşa Yalısı, bizzat bir mimarlık yapı- tı olarak kendisine değer vermek yerine. sade- ce içindeki antikalan merak eden bir anlayışın siyasi ve bürokratik sürece egemen olması sonucunda kaderiyle baş başa kalmaya terk edildi. Şimdi, yalının enkazını korumak için yapılan dev demir kafes yeni bir kış sezonuna daha hazırlanıyor. Kimbilir, dördüncü yıla u- laşıldığında, belki de bu kafesin koruyacağı bir şey artık kalmayacak ya da demir kafesin ken- disi paslanmış olarak sökülüp, yenisiyle değiş- tirilecek... be Başkanı Musa Servi, Deri-lş Sendi- kası Genel Başkanı Yener Kaya ve Türk-fş Birinci Böige Temsilcisi Faruk Büvükkucak da ılce kaymakamı. jan- darrna ve emniyet yetkilileriyle görûşe- rek "işçilerin kortej haUnde sendika bi- nasının bulunduğu Aydmlı Köyü'ne ka- dar yürümek istediklerini" ilettiler. Uzun süren pazarlıklardan sonra gü- venlik güçlerinin bu istemi kabul etmemesine karşın işçiler yürümeye başladı. "Yaşasuı Tuzla direnişi- miz", "lşten atılmalara ha- yır", "Gelecek ellerimizde- dir" yazılı pankart ve bez afişler taşıyan işçi grubu sık sık "Tuzla işçisi direni- şin simgesi", "Birük müca- dele zafer. zafer, zafer" slo- ganlannı attılar. Tuzla deri işçilerine destek vermek amacıyla eyleme ÖDP Ge- nel Başkanı Ufiık Uras, ÖDP ve CHP'nin pek çok ilçe başkanıyla üyeleri de katıldı. Organize sanayi bölge- sinde bir süre yürüdükten sonra güvenlik güçlerinin panzer destekli barikatıyla karşılaşılması üzerine sen- dika temsilcileri ve güven- lik yetkilileri arasındaki pa- zarlıklar yeniden başladı. Anlaşma sağlanamaması üzerine işçiler güvenlik güçlerinin önünde oturma eylemi yaptı. Bu sırada açıklama ya- pan bir işçi, deri sanayi böl- gesinde Başbakan Mesut Yılmaz'ın kardeşi Turgut Yümaz'a ait Turkuazadın- da bir şirketin bulunduğu- nu öne sürerek eyleme bu nedenle izin verilmediğini iddia etti. Yaklaşık 40 dakika süren oturma eylemi ilçe kayma- kamı ve emniyet yetkilile- rinin, işçilerin kapıya kadar yürümelerine izin verme- siyle sona erdi. Bunun üze- rine tekrar yürüyüşe geçen işçiler, sanayi bölgesinin kapısına geldiklerinde bir basın açıklaması yaptılar. Burada konuşan Musa Ser- vi, "Deri sektöründe bir durgunluğun olduğu ger- çek. Stok çok,talep az. Ama bu durguniuğun sorumiu- su işçiler nıi? Hesapsız ki- tapsız kredi kuilanmalan- m, deri patronlanna biz mi söyledik? Hayatlannı Rus pazarlanna bağlamalannı biz mi söyledik" dedi. Konuşmalann ardından sendika yetkilileri pankart- larla yürümeye devam edil- meyeceğini, ancak Aydınlı Köyü'ne gitmek isteyenle- rin gidebileceklerini söyle- mesi üzerine işçiler dağıldı. Hep birden Aydınlı Kö- yü'ne doğru yürüyen işçi- ler köye girerken pankart- lannı açtdar. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Karamsarlık Rüyamızda görsek hayra yormayacağımız şey- leri yaşıyor ve her gün biraz daha şaşırıyoruz. Da- ha birkaç ay önce, bir buçuk milyar dolarıı. "şakr diye bastırarak medya ve bankacılık sektörüne sıçrama yapan bir işadamı, hemen tüm aldıkları- nı geri verdikten sonra. kendi de gözaltına alını- yor ve sorgulanmaya başlıyor Etkili bir gazete yönetici ve yazarı. başbakanın ağzından bazı bilgilerı dile getinyor ve bu bilgiler gün ışığına çıkınca, o başbakan "Ben şaka yap- mıştım" gıbisinden inandırıcı(!) bir açıklamayla meseleyi örtbas ediyor. Hale bakın... Türkiye'nin gündeminı günlerce işgal eden er- ken seçim tartışmaları, bıçakla kesilmiş gibi sona eriyor. Ama ne zaman ve nasıl gündeme gelece- ği de belli değil. Herkes günü kurtarmaya çalışı- yor. Basın/mızın iki usta kalemi Oktay Akbai ve Ali Sirmen yuvaya döndüler. Cumhuriyet artık çok daha zengin ve çok daha değerli. Her ikısine de "Hoşgeldiniz" diyorum. Akbal ve Sirmen'in Cumhuriyet'e geri dönme- leri çok doğal ama, yazılı medyada öyle transfer- ler oluyor ki, şaşmamak elde değil. Garip bır zeU zele yaşamaktayız. Zelzele sona erip, sular da du- rulduğu zaman, daha sağlıklı çözümleme ve açık.- lamalar yapabileceğiz. Cumhuriyetimizin 75. kuruluş yıldönümü ve Ata- türk haftası nedeniyle, İstanbul içinde ve dışında sayısız konferans verdim, söyleşı yaptım ve pa- nellere katıldım. Ve özellikle gençlerımizin bır bo- iümünün, büyük bir karamsarlığın pençelerı altın- da olduğunu gördüm. Bu karamsartıklannın nesnel nedenlen elbette mevcut. Fakat karamsaryaklaşımlarla nereye va- rabiliriz ki? Sokaklardaki kutlamalar büyük bır coşku için- de gerçekleşti. Fakat kapalı kapılar arkasına ge- çildiği zaman o coşku, yerıni karamsarlığa bırakı- yordu. Bu karamsarlığı genelleştirmek de elbette yanlış ama, gençlerimizin çoğunda bu havayı gör- düm. Gençlerimiz özellikle, ekonomik konularda ve demokrasi konusunda karamsarlar. Parlamento- ya saygı ve güvenleri azalmış. (Zaten bunlardan geriyenekalıyorki?..) Ekonomik alanda görüp işittiklerı, onları ger- çekten karamsarlık girdaplanna atıyor. Böylesıne haksız rekabetin geçerli olduğu bir ekonomik or- tamda, gençlerimizin iyimser olabılmelen müm- kün mü? Ancak ekonomik alandaki karamsarlıklanndan çok, demokrasi konusundaki karamsarlıklanna üzüldüm. Zira bana kalırsa, ekonomik sorunları- mız dahil, tüm sorunlanmızın çözümü, demokra- siyi tüm kurum ve kurallarıyla, eksiksiz bir bıçim- de uygulayabilmemizde. Zira ancak tüm kurum ve kurallarıyla işleyen bir demokrasi içinde, ekono- mik dengesizlik ve haksızlıklan frenleyebiliriz. Gençlerimizin, parlamentoya saygı ve güvenle- ri azalmış. Peki parlamenteya saygı duymayacak- lar da nereye saygı duyacaklar? Parlamentoya güven duymayacaklar da nereye güvenecekler?.. Bu konuda yapılan kimi araştırmalar; halkımı- zın çok büyük bir çoğunluğunun, parlamentodan çok, silahlı kuvvetlere güvendiğinı ortaya koyuyor- du. Bir toplumun silahlı kuvvetlerıne güvenmesı çok iyi bir şeydir ama, parlamento yerine silahlı kuvvetlere güvenmenin hiçbir anlamı yoktur. Peki bu iş nereye kadar sürecek? Acaba genç- lerimizin ve bir noktada, toplumumuzun tüm kat- manlannı bir hastalık gibi saran bu karamsarlık ve hatta umutsuzluk, ne zaman sona erecek? Kimi dostlarım, bu konuda pek olumlu duşün- müyor. Fakat ben, olumlu ve lyimserım. Zira tari- hi, bilinçli bir biçimde okumaya ve anlamaya ça- lışıyorum. 1980 sonrası Türkiyesi, 1830'lann Fransasına benzer. 1830'ların Fransası'nda da her türlü yol- suzluk, her türlü soygun ve her türlü adaletsizlikv başını almış grtmişti. Bu durum, elbette buyük b*r ahlak bunalımına yol açmıştı. Emile Zola, "Taz- Payı" başlıklı romanında, bu dönem Fransası'nı çok net bir biçimde anlatır. O dönemin Fransası için, "ArtıkFransa çöktü, ikiyakasını biraraya oe- tiremez" diyorlardı. Gerçekten moral, ekonomı ve ahlaken çökmüş bir Fransa'nın, toparlanmasının güç olduğu düşünülüyordu. Fakat olaylar beklendiği gibi gelişmedi. "Çök* tü" zannedilen Fransa'nın emekçi kitlelerv 1848'de, her türlü adaletsizliğe karşı ısyan bay- raklannı açtılar. Ayaklanmalar çok kanlı bır biçim- de bastınldı. Fakat Kasım 1848 Anayasası yazı- lırken, o mert insanların ruhu, anayasayı hazırla- yanları baskı altına aldı ve tarihte ilk kez "sosyal devlet" ifadesi, bir anayasaya girdi. Toplumlar beklenmeyecek kadar hızla değişır ve bambaşka yapılara dönüşürler. Toplumlann yapı- sı ve içinde bulundukları durumla ilgili olarak, ka- ramsar olmamak gerekir. Ya da en azından, umudu yitirmemek gerekir. - ÇYDD şube başkaıiı .-. 6 Kara Ses'in savunmanı BALIKESİR (Cumhu- riyet) - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Balı- kesir Şube Başkanı Avukat Turgut tnal, "Kara Ses" olarakanılan İsmailYurda- kök'ün avukatlığını üstlen- di. Geçen yıllarda Balıkesir Barosu Başkanhğı yapan. Atatürkçü Düşünce Derne- ği, Balıkesir Çağdaş Eği- tim Vakfi. İnsan Haklan gi- bi kuruluşlann üyesi, Ba- nş Partisi Genel Yardımcı- sı olan Avukat Turgut lnal'ın, Karesı TV'de ve Adalet Gazetesı'nde irtıcaı yayınlanyla tepki çeken. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne. Atatürk ve Ismettnönü'ye hakaretten yargılanan, la- ikliğe açıkça saldıran Yur- dakök'ün savunuculuğunu üstlenmesi Balıkesir'de 'şok' etkisi yarattı. İsmail Yurdakök, tele- vizyonu hakkında ihtiyatı tedbir karan aldıran ve ya- yını durdurtan eski SHP milletvekilı adayı Prof. Dr. Yılmaz Öybaj arasinda 1: Aslıye Hukuk Mahkeme- sfnde görülecek da\ada Turgut İnal'ı vekıl tayin et- ti. Yurdakök "ün avukatlıgı- nı aldığını doğrulayan tnal. "Çağdaş Yaşamı Destekle- me Derneği Başkanı olan bir kişinin, şeriatçı olarak bifinen birini savunması doğru mu" sorusunu şöyle yanıtladı: "Bu bir görüş. Düşünce»' mikrofon yada ekran dava- sı değil. Ortada hukuki bir ihtilaf var. alacak-\erecek; davası var. Bu da bir u/-' manlık işi. Karesi Radvo; TV'AŞdebiziseçmiş."' j lnal'ın daha önce SHP'de omuz omuza mü-^ cadele \erdiği. birlikte mil-^ lenekıli adayı olduğu Yıl4f maz Özbay yenne Yurda-» kök'ün yanında yer almasû ise "ilkesizlik" olarak de-^ ğerlendirildı. ;
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle