18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
I EKİM 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER tÜ Rektörü Alemdaroğlu, başörtüsü ile ilgili söylemlere girilmemesi için siyasileri uyardı ^Türbanda esneldik oknaz'tstanbul Haber Servisi- tstanbul Üniversıtesı (İÜ) Rektörü Prof. Dr. KemaJ Alemdaroğlu. yolsuzluk, çete ve mafya ilışkileri ile tıkanan siyasi yapının ve bozulan sistemin iyileştirilmesı yerine başörtüsü ile ilgili yenı söylemler geliştirmenin yurtseverlikle bağdaşmayacağını söyledi. Alemdaroğlu, siyasılerin türban konusunu siyasi çıkar ve sömürü konusu yapmamalannı is- tedi. Millı Eğıtim Bakanı Hikmet Uluğbay da cumhuriyetin gücünü hukuk devleti ilkesinden aldığını belirterek demokrasilerde ve cum- huriyetlerde hiç kimsenin hukuk kurallannı istediği gibi yorumla- yamaya ve uygulamaya hakkı ol- madığını söyledi. TBMM Başkanvekili UluçGür- kan da türbanın masum bir örtür- me olmadığını. akla, bilime ve ça- ga karşı yobaz bır yaklaşımın sim- gesi olduğunu söyledi. Başbakan Yardımcısı \e Milli Savunma Ba- kanı İsmet Sezgin ise demokratik, lavk ve hukukun üstünlüğü üzeri- ne inşa edilmiş cumhuriyete sahip çıkılması gerektiğini belirterek "Cumhumet devrimkri ve ilkek- Törene kaölan konuklar verdikleri mesajlannda "cumhuriyete sahip çıkmak" görüşünde birieştiler. ri dirayede, hırsla, ödünsüz korun- malıdır" mesajını verdi. lÜ'nün yeni öğretim yılı dün tö- renle başladı. Açılış nedenıyle Fen Fakültesi Konferans Salonu'nda duzenlenen törende konuşan Rek- tör Alemdaroğlu. bazi siyasilerin anayasa hükümlen ve yüksek yar- gı organlan kararlanna karşın ya- salann "esnekveyıunuşak" uygu- lanmasım önermesinin, hukuk devleti anlayışı ve yönetim ciddi- yetiyle bağdaşmasımn asla müm- kün olmadığını söyledi. Alemdaroğlu, başörtüsü üzerin- den sıyaset yapanlann, tarihi so- rumluluğa ortak olduklanm üni- versitelerin siyasi iktidarın baskı- sı altında tutulması ya da iktidann görüşleri ile uyumlu bir tutum ser- gilemeye zorlanmasının bilimsel özerklikle bağdaşmayacağını kay- detti. lÜ'nün, anayasal düzeni yık- mak isteyen girişimlere, ülke ve ulusun bölünmez bütünlüğüne karşı girişilen her türlü eyleme, ce- halete, irticaya, yolsuzluklara ve çağdışı uygulamalara karşı tutu- munu sürdüreceğjni vurgulayan Alemdaroğlu, ÎU'nün gücünü Atatürk ilke ve devrimlerine duy- duğu bağlılık ve inaçtan alacağun kaydetti. TBMM Başkanvekilı UhıçGür- kan da türbanı kullanarak üniver- sitelerde kargaşa yaratmak iste- yenlenn "cami duvannda siyaset japbklannı" belirterek türbanın kökünün dışanda ve toplumun inaçlanna yabancı olduğunu kay- detti. Gürkan,"Karşıdevrimkka- ranlıklannzaptetâğikakler tek tek geri alınacakör" dedi. Uluğbay da, Türkıye'nin ve cumhuriyetin üzerinde emel besle- yen güç odaklanrun hüsrana uğra- yacaklannı söyledi. Törene katılan CHP Genel Baş- kanı Deniz BaykaJ'a üniversite adı- na bir plaket verildi. Iznikliler mısır işleme fabrikasının yerine karşı 'İldnciBergama'ya tepki BURSA (Cumhuriyet) -Bursadaki mes- lek odalan ve sıvıl toplum kuruluşlan, dev- letin, ABD'li Cargıll fırmasının tznık'te kurmak istediği mısır işleme fabrikasına ye- rel halkm tepkısi ve mahkeme kararlanna rağmen destek vermesine tepki gösterdi. Bursa'da Büyükşehir Belediyesi, Ticaret ve Sanayı Odası. Baro, Esnaf ve Sanatkâr Odalan Birliğı, Ziraat Odalan. TMMOB'ye bağlı odalann da yer aldığı 46 meslek oda- sı ve sıvil toplum İcuruluşu temsılcileri, dün ortak bır basın toplantısı yaparak Cargill'in "ildnci Bergama olayı" olmaya aday oldu- ğunu belirttiler. Kuruluşlar adına açıklama yapan Bursa Ticaret Borsası Başkanı Rıza Aydın, Bursa halkı ve sivil toplum örgütleri olarak fabri- kanm yerine karşı olduklannı, fabrikanm kurulabileceği başka birçok yer bulundu- ğunu söyledi. - ı- Aydın. idare mahkemesine başvurdukla- nnı. mahkemenin yürütmeyi durdurma ka- ran v erdiğını, ancak buna ragmen bölgede- kı 200 dönüm arazınin tanm dışına çıkan- lıp "sanayi bölgesi" ilan edildiğini, aynca fabrika kurulacak arazinın DSl'nin sulama alanı dışma çıkanldığını, bununla ülke çı- karlanna aykın bir tutuma yönelindiğinı ile- ri sürdü. Aydın. u Devlet otoritesine uyum göstermekesasür. Ama yerel konularda hai- kının görüşlerini dikkate almak da devletin göre\idir. Biz bir duyarlılıktalebindebulun- duk. De> letin buna karşı rutumu bLzk-ri üzü- ypr" dedı. Bursa Barosu Başkanı AB Arabacu idare mahkemesınin yürütmeyi durdurma kara- nndan sonra keşfe karar verildiğini, meslek odalannın 800 mılyon lira keşif ücreti öde- diğinı bildirirken Bayındırlık Bakanlığı'nın, davanın başlamasından sonre söz konusu araziyi sanayi bölgesi ılan etmesınin huku- ki açıdan geçerlı olamayacağını, bu karann iptali için de mahkemeye gideceklerinı söy- ledi. Balıbey: İstanbula 2 bin 283 öğretmen atandı 'Öğretmen açığı kapatddı' tstanbul Haber Servisi - tstanbul Milli EğitimMüdürüÖmerBaiıbey, 1998-1999 öğretim yılında yeni atanan 2 bin 238 öğ- retmenle bırlikte lstanbul 'da öğretmen açı- ğımn kalmayacağtnı söyledi. Egıtim-Sen Istanbul'da öğretmen açığının rotasyonla birlikte yaklaşık 8 bin olduğunu açıklamış- tı. istanbul Mıllı Eğıtim Müdürü Ömer Ba- lıbey, Istanbul'a 1998-1999 öğretim yılın- da 2 bin 283 ögretmenin atandığını ve bu öğretmenlerin pazartesi gününden itibaren görevlerine başlayacaklannı kaydetti. Öğ- retmen açığının büyük ölçüde kapatıldığı- nı belirten Balıbey, ekim ayı sonunda ata- nacak yeni öğretmenlerle birlikte Istan- bul'da öğretmen açığının tamamen gideri- leceğini bildirdi. Balıbey, öğretim yılı ba- şında görülen öğretmen açığının, öğret- menlerin il dışından^elmeleri ve eşlerinin ilişik kesmesorunlanndan kaynaklandığı- nı kaydetti. Öğretmenlik içinbaşvuranüni- versite mezunlannın, haziran ya da eylül ayında mezun olduğuna da dikkati çeken Balıbey, Milli Eğirim Bakanlığı'na başvu- rulann bu nedenle geciktiğini ve atamala- nn aksadığtm söyledi. Yılbaşından bugüne Istanbul'da 3 bin 200 yeni dersliğın hizmete girdiğini, yü sonuna kadar yapılacak 1500 derslikle bir- likte bu yıl 4 bin 700 dersliğin eğitimin hizmetine sunulacağını belirten Balıbey. bu sayının "rekor" olduğunu vurguladı. Balıbey, yapılan dersliklerle sınıf mevcut- lannın 70'lerden, 56'lara indirildiğini söy- ledi. Balıbey, kitapçılardaki veli ve ögrenci kuyruklan konusunun arz-talep durumun- dan kaynaklandığını belirterek "Ben deda- hil \eliler. hep okuilar açıldıktan sonra ki- taplanru alıyor. Önce okulun açıhp, ögret- menin hangi kitabı isteyeceğiru bekliyor. Bu da kitapçılar önünde kuyruklann tızama- sınaoedeaolu>w"dedı. : ,,., ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Adalete ve Devlete Saygı Televizyon haberlerinde izlemekten bıktığımız bir görüntü var. Siyasal içeri- ği olmayan kimi duruşmalar sırasında ve sonrasında, davalı ve davacı tarafla- nn, aile ve yandaşlan birbirierine giri- yorlar. Duruşma salonunda başlayan kavga, çoğu kez adliye karidorlannda ve sokairta devam ediyor. Kimi zaman bıçaklann da çekildiği bu kavgalara, ka- dınlar da çığlık ve küfürleriyle katılıyor- lar. Böyle bir şey, dünyanın hiçbir uygar ülkesinde görülmez. (Uygar dünyada görülmesi mümkün olmayan daha nice görüntülerimiz var ama...) Mahkemeler, bir devletin ve o devletin adaletinin ya- şama geçtiği ve ağıriığını sergilediği me- kântardır. Değıl öyle çirkin mahalle kav- galan, tartışmaya bile izin verilmez. Hat- ta; belki biraz abartaraksöylüyorum, in- sanlar birbirleriyle fısıldaşarak konuşur- lar. Insanlann böylesine saygısız ve sal- dırgan olabilmelerinin iki temel nedeni vardır. Bunlardan bırincisi; insanlanmız- da devlete ve adalete saygının kalma- mış olması, ikincisi de bu yaptıklarının bir "maliyetinin" olmamaa ve herkesin yaptığının, yanına kâr kalmasıdır. Şim- diye dek, bu rezillikleri yapanlann her- hangi bir ceza aldığını, duyanınız var mı? Az sayıdaki emniyet görevlilerinin tekyaptığı, "canım, c/a'm°diyerekkav- gayt ayırmaya çalışmak. Aynı "canım, cicim" sözlerini, "sağ- cılann" siyasal içerikli davalannda da görüyoruz. Inanılmaz küstahhk ve ter- biyesizliklerin sergilendiği kimi duruş- malann sonunda da, yaptıklannın tümü yanlanna "kâr" kalıyor. Kazara sol siya- sal zanlılar benzer bir tutum sergilese- ler, dertıal cop ve dipçikler harekete ge- çiyor... • • • Adalete ve devlete saygısızlık, keşke bunlaıia sınıriı kalsa. Recep Tayyip Er- doğan'ın mahkûmiyeti sonrasında or- taya çıkan tepkileri, açıklamak gerçek- ten mümkün değil. Işi öyle bir noktaya getirdiler ki, bu konuda bir halkoylama- sı yapılması talebi bile dile getirildi. Al- lahım ne günlere kaldık. Bir Yargrtay ka- ran konusunda halkın göruşünün so- rulması isteniyor... Hertıakje geçen yüz- yılda Teksas, ya da "Vahşi Batı"öa işler böyle görülürdü. Bu arada bu karann altında imzası olan Yargrtay üyeleri de, resimleriyle bir- likte, kimi şeriatçı basın organlannın bi- rinci sayfa manşetlerindeteşhir ediliyor. Türkiye'de yasalar "Ahmet'e farklı, Mehmet'e farklı" uygulanıyor. Örneğin "kesinleşmiş bir mahkeme karannı eleştirmenin" yasaklandığını biliyoruz. Bu yıl Basın Savcılığı, benim bir mah- keme karannı eleştirmem üzerine dava açtı. Eleştirdiğim şeyin mahkemenin ka- ran olmadığını, adaüet mekanizmasının işlemesini eleştirdiğimi anlatabildim de beraat ettim. Ama bizim şeriatçı basın- la ilgili hiçbir dava açıldığını duymadım. Eğer adalet dağılımında böylesine gü- lünç "çifte standartlar" uygulanırsa, in- sanlarda saygı kalır mı? ••• Adalet mekanizmamızın işlemesin- deki aksaklıklar, bunlardan ibaret de de- ğil. "Hâkim ve Savcılar Yüksek Kuru- /u"nun işlemesinde de çok ciddi hatave eksiklikler var. Bir süre Adalet Bakanlı- ğı da yapan ve iyi niyet ve demokratlı- ğından kuşku duymadığım bir siyaset- çi, "Ben yaşamım boyunca bu kurulu hâkim bağımsızlığının güvencesi ola- rak görmüş ve desteklemiştim" demiş- ti, "Ancak şimdi bu konuda tereddüt- lerim var, Zira hiçbir makama hesap vermek zorunda olmayan kurul ve ku- ruluşlar, çok kolay hata yapabiliyor ve özensiz olabiliyor." • • • Hâkim ve savcılanmızın, attından kal- kılması çok güç bir ytik altında olmala- n, Türkiye'nin bir başka gerçeği. Özel- likle büyük kentlerimızin mahkemele- rinde inanılmaz bir yığılma var. Hâkim- lerin ve savcılann dosyalan hakkıyla in- celemek bir yana. çoğu kez dosyalara göz atma olanaklan bile yok. Ve dosya- yı inceleyemeyen hâkim ister istemez duruşmayı ileri birtarihe erteliyor. Ve ta- bii bu dururnda yığılma daha da artıyor. • • • Bu yazıma, "Adalete ve Devlete Say- gı" başlığını koyduktan sonra, şimdi Haymana Cezaevi'nde yatmakta olan ve bazı temel konularda anlaşamadığı- mız halde, kendime çok yakın buldu- ğum Doğu Perinçek'e reva görülen muamele üzerinde durmak istiyordum. Ama laf, bambaşka bir yere geldi. Kendıni ve partisini, ülke bütünlüğü- ne ve Atatürk'ün aydınlık yolunun sa- vunulmasına adamış olan bir siyasetçi, "irticaya" karşı mücadele edildiği ıddia edilen bir dönemde, paımaklıklar arka- sında olmamalrydı. Ustelik bir seçim ön- cesinde televizyonda diğer liderterle bir- likte yapılan canlı bir yayında söylenen sözlerden ötürü... Ama burası Türkiye. Burada her şey olabiliyor... Teknalajinin ulaştığı en son nokta YEIMİ GF 788e şimdi Alo Türkiye Olayı'nda! ARAYANLARA! GF 788e Ericsson GA 628 Ayda 9.900.000 TURKCELL TL Kefilsiz! Formalitesiz! 12 ay taksitle! GEN-PA ve K.V.K. bayilerinde! ERİCSSON
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle