Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet f
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç
~ Genel Yayın Koordınatörii: Hıkmet
Çetinkaya 0 Yazıışlen Müdürij- Ibrahim
Vıldız • Sorumlu Müdür Fikret tlkiz
Haber Merkezı Müdurü: Hakan
Kara 9 Görsel Yönetmen Fikret Eser
Istıhbarat: Cengiz Yıldırım # Kültür:
Handan Şenköken # Spor: Abdülkadir
Yücelman • Makaleler: Sami Karaören
# Düzeltme: Abdullah Yazıcı # Fotograf:
Erdoğan Köseoğlu # Bıîgı-Belge: Eâibe
Buğra # Yurt Haberlen: Mehmet Faraç
Yayın Kurulu- Ilhan Selçuk
(Bajkan). Orhan Erinç, Oktav
Knrtböke, Hiknıet Çetinkaya,
Şfikran Soner, Crgun Balcr.
fbrahim Yıldız, Orhan BunaJı.
Mustafa Balbav. HaJiao Kara.
Ankara TemsıJcısı Mustafa Balbav Atatürk Bulvan
No. 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7
hat). Faks: 4195027 • fzmır Temsilcisi. Serdsr Kıak,
H ZiyaBlv. 1352 S. 2 3 Tel. 4411220, Faks-44] 9117
• Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, tnönü Cd. 119
S. No.l Kat.i. Tel: 363 12 11. Faks- 363 12 15
Müessese Mûdunl Üstün Akroen #
Kooıdmalor Ahmct Koruban # Muha-
sebe- Bölent Yener • Idare Hüseyiıı
Gürtr0kletme Önda-Çdik#Bıİgı-
l$lem Nail tnaj # Bılgısayar Sıstem
Mûrûvet ÇüerASatış FazUet Kuza
MEDYA C: • Yönetun Kı
Ba$kanı - Genel Müdür Gfl
Erduran # Koordınatör F
Ifitman • Genel MudûrYaıdmı
SevdaÇoban Tel 514 07 .
513958O-513S*»«l,Faks 513i
Yayımlayan ve Basan: > cnı Gün Hab^r Ajansı. Basın \e\ ayıncılık A Ş
TurkocagıCad 39 41 Cagaloğlu 34334 tst PK 246 Istanbu) fej (0 212ı 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95
23EKİM1998 İmsak: 5.50 Güneş: 7.17, Öğle: 12.56 Ikindi: 15.51 Akşam: 18.20 Yatsı: 19.42 www.cumhuriyet.com
Makyaj
mabemesi
tanıtımı
• İstanbul Haber Servisi -
Makyaj malzemesi firması
Guerlain. 1998-99
sonbahar-lcış üriinlerini
uygulamah olarak tanıttı.
Hyatt Regency Oteh'nde
düzenlenen tanıtımda,
öncelikle doğru ve güzel
bir makyajın nasıl
yapılması gerektiğı
anîatıldı. Daha sonra
firmanın uzmanlan
tarafından sezonun yeni
renklen ve makyaj
teknıklen uygulamalı
olarak gösterildi.
T.TurizmŞûrası
sona endi
• ANKARA (Cumhuriver
Bürosu) - Tunzm
Bakanlıfı'nca cumhunyetin
75. yıldönümü nedenıyle
diizenlenen " 1. Turizm
Şûrası" sona erdi. Şûranın
kapanış törenınde konuşan
Tunzm Bakanı Gürdal,
turizmın 75 yılda geldiği
yer ıtıbanyla "biçilen
fömleğe sığmadığını"
elırttı
Regaip Kandili
kutlandı
• İstanbul Haber Servisi -
Regaip Kandılı nedeniyle
dün gece camiler doldu
taştı. Üç aylann
başlangicında büyük
camiler mahyalarla
donatıldı. Hz.
Muhammed'in insanhk
âlemine teşrifinin başladıgı
gün olan ve okunan her
duanın kabul edıldığıne
inanılan Regaip gecesi, üç
aylann ilk günü, Recep'in
ilk cuma gecesi kutlanıyor.
Regaip gecesi Allah'ın
kullanna ikramlar yaptığı
gece anlamını taşıyor.
Kandil nedeniyle bir mesaj
yayımlayan Dıyanet Işleri
Başkanı Mehmet Nuri
Yılmaz, "Huzurlu, güçlü.
milli birlık ve beraberlıği
sağlam bir Türkıye
hepımızın hedefi olmalıdır.
Geleceğimıze güvenle
bakabilmemiz için
insanlarımızı. özellıkle
genç kuşaklanmızı ilim,
ahlak. vatan ve millet
sevgısiyle yannlara
hazırlamalıyız"' dedi.
Atatürk büstü
açıldı
İstanbul Haber Servisi -
Kadıköy Beledıyesı. Türk
Kadınla'rBırliğı(TKB)ve
Levazun Maliye Okulu
Komutanlığı'nın
işbirliğiyle Kanuni Sultan
Süleyman îlkögretim
Okulu için yaptınlan
Atatürk büstü, ll Milli
Eğitim Müdürü Ömer
Balıbev ve Kadıköy
Beledıye Başkaru Selami
Öztürk'ün katıldığı bir
törenle dün açıldı.
Beymen'den dev
mağaza
• Haber Merkezi-
Beymen'in Mersin bayisi
yenilenerek 2 bin 500
metrekareye yayılan bir
'megastore" halıne
getirildı. 61 kışilik bir de
sinemaya sahip olan
Mersin Be>men
Megastore'un açılışını
Bo>ner Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Osman
Boyner yaptı. Cem Boyner,
Ümit Boyner, Lerzan
Boyner ve Beymen Genel
Müdürü Michael Ellis
Jones"un da açılışına
katıldığı mağazada. tüm
Beymen koleksiyonlanyla
dünyaca ünlü yabancı
markalar bulunuyor.
Çevne eğitjmi
• İstanbul Haber Servisi -
Çe\Te Bakanlığı ve Çevre
Koruma ve Atıklan
Degerlendirme Vakft
(ÇEVKO) işbirlıgi ile
Ankara Portakal Çiçeğı
Vadisi'ndeki okullara
yönelik çevre ve geri
kazanım amaçlı bir eğitim
ve uygulama çalışması
başlatıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki yanlış eğitim politikalarma tepki olarak emekliliklerini istedileı
Eğitimde geıici kadrolara isyan
EBRU TOKTAR
• Ilköğretim müfettişi Mehmet Akçasoy ve Talim Terbiye
Kurulu uzmanı Selahattin Elibol, bakanlıktaki Türk-Islam
sentezci kuşatmanın kınlamadığını söyleyerek
emekliliklerini istediler. Ilköğretim müfettişi Akçasoy, daha
önce 8 yıla karşı çıkanlann şimdi Atatürkçü vizyonu ile
bakanı aldattıklannı belirtirken Elibol, Cumhurbaşkanı'na
sunduğu raporlann dikkate ahnmadığını söyledi.
diğini vurgularken, kendilerince ha-
zırlanan raporlann da işleme kon-
mamasına tepki gösterdi. Akçasoy,
"denetim elemanı" olarak şeriatçı
kadrolara ilişkin hazırladığı belgeli
raporlann gereğinin yapılmadığını
belirtirken Elibol. Cumhurbaşkanlı-
ğı 'na sunduğu eğitim raporunun Mil-
li Eğitim Bakanlığı 'nda dikkate alın-
madığını söyledi.
Laik-demokrat eğitimciler, Milli
Eğitim Bakanlığf nda izlenen yanlış
politıkalar nedeniyle kendiierini
ANKARA - Milli Eğitim Bakan-
lığf ndaki hatalı eğitim politikalan
ve Türk-tslam sentezci kadrolann
hâlâ temizlenememesi, laik-demok-
rat, Atatürkçü eğitimciieri isyan et-
tirdi.
Bakanlıktan emekliliklerini iste-
yen ilköğretim müfettişi Mehmet Ak-
çasoy ve Talim Terbiye Kurulu uzma-
nı Selahattin Elibol, eğitim sorunla-
nna uzun erimli çözümler üretilme-
emekliliğe zorlayan gelişmeleri Cum-
huriyet'e anlattılar. Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel için hazırladığı
kapsamlı eğitim raporu ile tarunan fel-
sefeci Talim Terbiye Kurulu uzmanı
Selahattin Elibol, bakanlığın içinde
yer alan bir eğitimci olarak yapılan
yanlışlara dikkat çekti.
'Sorunlara eğilen yok'
Bakanlığa kırgınlığını gizlemeyen
Elibol şunlan söyledi:
"Eğitim, bir topiumsaj kurum ola-
rak diğer kurumlarla iç içedir. So-
runlar, salt burada başlanuvor ki,yal-
nız buradan bakılarak çözülsün. So-
runlara makro açıdan bakarak ras-
yonel çözümler üretmekgerek. Cum-
hurbaşkanLğı'na sunduğumuz ra-
porda, bu sorunlar ele aunmış ve tar-
tışılmıştır. Ne var Id bakanlık Cum-
hurbaşkanı'nın kendisine gönderdi-
ği rapor konusunda gereken duyar-
lılığı gösteremiyor. Aslında. bakaniı-
ğın yapısını bilenler. bu duruma faz-
la şaşıramıvor."
Yenilenen felsefe programına gö-
re hazırlanan ilk feîsefe ders kitabı-
run yazan Elibol, büyük eğitim ve kül-
tür reformcusu, aydın, yazar, eski
Milli Eğitim Bakanı Hasan ÂM Yü-
cel'in tanıtılması için bakanlık tara-
fından hazırlatilan "Doğumunun 100.
Yılında Hasan Âli Yücel" adlı kita-
bın da mimanydı. Elibol, 1986 yılın-
da 200'e yakın dünya klasiğini de
yeniden yayımlatmıştı.
'Türk-İslam sentezciler
yuvalaıuyor'
Milli Eğitim Bakanhğı'ndaki ge-
rici kadrolara verdiği savaşımla tanı-
nan ilköğretim müfettişi Mehmet Ak-
çasoy, 30 yıllık meslek yaşamında
eğitimin ve yönetimin demokratikleş-
mesi için verdiği mücadelelere dik-
kat çekti. Akçasoy, 55. hükümetin,
devrimci cumhuriyet rejimini tehdit
eden irtica etkinliklerine karşı gere-
ken önlemleri almadığını vurguladı.
Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki "Türk-
İslam sentezci bain" kadrolara hâlâ
dokunulmadığını savunan Akçasoy,
"Irkçüar ve köktendinciler, Türki-
ye'nin her yerinde yasa tanımaz e>-
lemlerinesayılaruu artürarak devam
etmektedir" dedi.
Akçasoy, 55. hükümetin 8 yıllık
kesintisiz temel eğitimin gerçekleş-
mesi, irtica ve şeriatın kökünün ku-
rutuknası için kamuoyunca verilen
desteği "boşa çıkanüğuu" söyledi.
'İrtica hâiâ tehlike'
Eğitim yoluyla yayılan irticanın
hâlâ en büyük tehlike olduğunu sa-
vunan Akçasoy, "Denetim elema
olarak yazdığım raporlann gereği y,
pılmıyor. Rejimi tehdit eden kanı
görevlüeri hakkında belgelere daya
rapoıianmız işleme konmuyor. YJ
pıba da dinci müfettişler yoluyla oiaj
iann üstü örtülüyor" diye tepki gö<
terdi.
Akçasoy, "55. Türkij'e Cumhun
yeti hükümetinin şahsımı doğmdaı
etldkyen eğitim politikasını protestı
ediyorum. Bundan sonra görevde kal
mamuı anlamı kalmadı. Tüm gav
retlerim boşa gitti. Demokrasi mü
cadelemesrvilolarak devam etme ka
ran aldun. Bakanhktaki çeteler, 12 Ey-
lül'den kalma dinçi-faşist kadrolaı
hâlâ yerindedunıvor. Bunlar. daha ön-
cekj dönemlerde 8 > üa karşı çıkıyor-
lardı. Ancak şimdi Atatürkçü vizyo-
nuyla bakan karşısına geçip onu ai-
datiyoriar" diye konustu.
Objektife yansıyan vahşi yaşam
1998 yıh Vahşi Yaşam Fotoğraf Yanşması sonuçlandı. Ingiltere'de düzenlenen \e dünva-
nın en önemli fotoğraf etkinliklerinden biri olarak gösterilen vansmaya bu yıl 60 ülkeden
20 bin fotoğrafçı katıldı. Yansmada İngiii/ Edmund Feüovves tarafindan Faİkland Adala-
n'nda çekilen
4
Fok Balığı" adlı fotoğraf (sağda) 1998 Vahşi Yaşam Hayvan Portreleri da-
lında özel ödüle değer görüldü. Güne> Afrikalı Jamie Thom'un 'Zebranın Kuynığunda-
ki Kuş' adh fotoğran (üstte) Eric HoskingÖdiuu'nü kazasdL (Fotoğraflar. REUTERS)
EUROPA UYDUSUNDA YERALTI OKYANUSLARI BELİRLENDt
Jüpiter'de yaşam olasıhğı
NEW YORK (AA) - Bilim adam-
lannca Jüpiter gezegeninin uydula-
nndan Europa'da ortaya çıkanlan ye-
raltı okyanuslannın, uzayda hayat
konusunda ciddi umut oluşturduğu
ifadeedildi. Uzmanlar, ısınınyanı sı-
ra buz şeklinde değil de mayi halin-
deki suyun, hayatın oluşumu açısın-
dan önemli bir faktör teşkil ettiğini
belirtiyorlar.
Cökbilimcîleri sasırtan benzerlik
Güneş sîstemine kardeş
CmCAGO(AA)- ABD'li gök-
büimciler, ilk kcz, Güneş sisttmi-
ne benzerbir sistem ile karşılaşük-
lannı açıkladılar.
Güneş sisteminden 40 ışık yıh
uzakta olduğu belirtilen ve Güneş
sisteminin özelliklerini taşıyan sis-
temde. güneş özelliğini taşıyan bir
yıldizm yöriingesinde, kuyrukluyıf-
dızlann, kozmik kalınulann ve toz-
lann bulunduğu bildirildi.
Arizona Üniversitesi Lunar ve
Planetary laboratuvannda çalışan
bilim adamı David trilhng, yeni
keşfedilen sistemde, Güneş siste-
mindeki diğer benzer özelliklerin
de bulunduğunu, ancak bunlann
henüz keşfedilmediğini söyledi.
JournalNature adlı bilimsel der-
gide yer alan keşifraporunda, Tril-
ling ve diğer gökbilimci Prof. Ro-
bert Brmvn, buluş ile ilgili özellik-
len açıkladılar.
Yeni buiunan sisterodeki yüdızın,
Güneş ile aynı yaş ve ölçûde oldu-
ğu, bilim adamlannın yeni sistem
ile ilgili görüntüleri, NASA'ıun
Mauna-Kea, Hawaü'deki kızılöte-
si teleskopu ile saptadıklan belir-
tildi.
Yeni buiunan sistemin, Güneş
sistemindeki Kuiper kemerineben-
zediği ve aynı ölçüleri taşıdığı ile-
ri sürülüyor. Kıı^>er kemeri, Plu-
ton"un yörüngesinden başlayarak
Güneş'in 8 milyar kilometre uza-
ğından uzayın derinliklerine doğ-
ru iniyor.
Los Angeles California Üniversi-
tesi öğretim üyelerinden Krishan
Khurana, "Söz konusu okvanuslar-
da hayat olabileceğini'' ıfade etti. Jü-
piter'in uydulanndan Europa ve Cal-
İisto'nun yûzeyi, Güneş'ten çok uzak
olduklan için buzullarla kaplı bulu-
nuyor. Ancak yeraltı okyanuslann-
da durumun böyle olmadığı belirti-
liyor.
Veriler Galile'den
Jüpiter'in uydulannda tuzlu sudan
oluşan yeraltı okyanuslan bulundu-
ğu sonucuna, Galile uzay aracından
alınan verilerin incelenmesi ışığın-
da ulaşıldı. Yüzeyden 90 kilometre
derinlikte buiunan okyanuslann, uy-
dulann iç sıcaklığı nedeniyle buz ha-
line dönüşmeden kaldıklan tahmin
ediliyor. Uzmanlar bu okyanuslann
derinliklerini de hesapladılar ve yak-
laşık 9 km derinliğinde olduklan tah-
mininde bulundular.
Bilim adamlan, Jüpiter'in Europa
uydusunun, üzerinde hayat olan ilk
gökcisimlerinden biri olabilecegini
belirtiyorlar. Galile uzay aracı, Cal-
listo uydusunda hidrojen ve karbon-
dioksitten oluşan bir atmosfer bu-
lunduğunu da saptadı.
Cumhuriyet ve Sağlık paneli
Dr. Atabek: Hekimlik
insana yardım sanatı
e-posta : tan (a prizma. net. tr
İstanbulHaber Servisi-Dr.
ErdalAtabek, Türkiye'dehe-
kimlerin çok güç koşullarda
hizmet verdiklerini belirte-
rek sistemin bozukluğunun
hekimlere yüklenemeyece-
ğini vurguladı. Elemanmı kay-
beden bir sistemin başanlı
olamayacağını kaydeden Ata-
bek. "Türkiye'de bozuk gi-
den ne varsa, düzeltecekolan
btderiz.Bence Atatürk'ü sev-
mek de buduıf dedi.
SSK GöztepeEğitim Has-
tanesi'nin 1998-99 Eğitim
Programı kapsammda düzen-
lediği, "Cunthuriyet ve Sag-
hk" konulupanelin açılış ko-
nuşmasını yap_an Başhekım
Doç. Dr. FuatlpekçL 75. yıl-
dönümü kutlanılan cumhu-
riyete, onun ilke ve devrım-
lerine, laik düzen içerisinde
sahip çıkma gereğinin her ge-
çen gün arttığıru söyledi.
Panelde konuşan gazete-
miz yazan Dr. Erdal Atabek
de "Koruyucu sağhk hizme-
tidahaucuz.kolav vedahain-
sanidir. Hastalıklann ouna-
masınısağlamak daha doğru
bir sağhk hizmetidir" diye
konuştu. Teknolojıningelişi-
minin insan insana olan iliş-
kilerimizde azalmaya neden
olduğuna değinen Atabek.
"İnsanı giderek bir tahül ra-
poru, bir MR sonucu olarak
görmeriskinıiz vardır" dedi.
Atabek. hekimliği ınsanın
ölümüne ve hayatma karar
verebildiği için "tannsal" bir
meslek olarak niteleyerek he-
kımlığın insandan insana yar-
dım sanatı olduğunu ve tek-
nolojik araçlann hastayla he-
kım arasına giremeyeceğıni
kaydettı. Atabek, sağlık hiz-
metinin karşı karşıya olduğu
tehlikeleri şöyle sıraladı:
"Bilim dısi eğüıınler, biz-
mederin giderekyüksekücret
ödeyebilenlere yönelik hale
gebnesiveaşın uznıanlaşma."
ALİKIUÇKAYA HAKK11VDAAS1LS1Z HABER
Akit'in yeni hedefi
Ayasofya'nın müdürü
İstanbul Haber Servisi - Ayasofya
Müzesi Müdürü AM Kılıçkaya, şeriat
yanlısı Akit gazetesi tarafindan adb,
soyadı ve telefon numarası venlerek
hedefgösterildi. Gazete, Ayasofya Ca-
mii'nin üç mınaresindeki Eminönü
Müftülüğü tarafindan sökülen hopar-
lörlerin, Müze Müdürü Kılıçkaya ta-
rafindan söktürüldüğünü ve ezan se-
sinin kıstınldığını öne sürdü.
Akit gazetesinin 14 Ekim 1998 ta-
rihli sayısında "Rezalet" başlığıyla
verilen haberde, Ayasofya Müzesi'nin
dört minaresinde yer aian hoparlör-
lerden üçünün "MüzeMüdürüAB Kı-
bçkaya tarafindan turistter rahatsız
oİuyvr bahanesrv lesöktürüldüğü " öne
sürüldü. Gazete, Eminönü Müftülü-
gü'nün bilgisi dahilinde müftülük gö-
revlilerince sökülen hoparlörler için
"Eminönü Müftülüğü'nün haberi bi-
lejok" başlığını attı. Ayasofya Müze-
si için
u
Müslümanlann onur kalesi
otarak adlandırüan Avasofv-a Camfl"
yazan gazete, bir minareden banttan
okunan ezanın sesinin de Kılıçkaya
tarafindan kıstınldığını iddia etti. Ga-
zetede, Kılıçkaya'nın "mescit olarak
kuDanılan böiümün kapatdması içinyo-
ğunçaba içindeolduğu da " ıddia edil-
dı.
Müze yetkililerince yapılan açıkla-
mada, Ayasofya Müzesi'ndeki iki ho-
pariörün Eminönü Müftülüğü 'nün bil-
gisi dahilinde, Ağustos 1996'da sö-
kûldüğu, o tarihte Kılıçkaya'nın mü-
ze müdürü dahi olmadığı belirtildi.
Ezan sesinin Kılıçkaya tarafindan kıs-
tınldığı iddia edilen minaredeki kul-
lanım sorumluluğunun da müftülüğe
ait olduğu, anahtarlannm da mesci-
din imamında olduğu bildirildi. "Mes-
tit olarak kullanılan bötümün kapaül-
ması için cahştiğT ıddia edilen Kılıç-
kaya'nın, mescit olarak kullanılan
Hünkâr Kasn'nın kurşun çatı örtüsü-
nünonanlıp sağlamlaştınlmasını sağ-
layarak akmasını önlediğı vurgulandl.
SÖYLEŞİ ATTll \LHAH
(
Bizîm de Sözümüz Var!'
Gençlerle konuşuyoru2, nasıl daşaşınyorum: ço-
ğu, Türkiye Işçi Partisi'ni (TİP) Mehmet Ali
Bey'in (Aybar) kurduğunu sanıyor; hayır, sendika-
cılar kendi aralannda anlaşarak örgütlenmişlerdi,
'Bizzat' Aybar, olayı şöyle anlatmaktadır:
"...sendikacı Nuri Beşer, Adalet Partisi için ça-
lışmalar yapıyor; arkadaşlarını, bu partiye katıl-
maya çağırıyor. Toplantıda Zeki Gedik, Ibrahim
Denizcier, Zeki Şahin, Kemal Nebioğlu bulunu-
yor. Nebioğlu, 'kendi partimizi kuralım' diyor.
Beşer, kabul ediyor ve Nebioğlu ile Denizcier'e
'Arkadaşlarla toplanalım, görüşelim' diyor. Ke-
mal Türkler'e, Rıza Kuas'a, Ibrahim Güzelce'ye
daha birkaç kişiye bildiriyorlar. Toplantılar Müs-
kirat Federasyonu Genel Merkezi'nde yapılıyor:
partinin kurulması kararlaştınlıyor. Adı 'Türkiye
Işçi Partisi' olacak. 12.2.1961 Pazar'a rastlıyor.
Basın-iş lokalinde toplamlıyor. 40-50 sendikacı.
Kuruculan seçecekler. (...) kurucu olarak gizli oy-
la 10 kişi seçiliyor: Seyfı Demirsoy, Nuri Beşer,
Kemal Türkler, Avni Erakalm... Rıza Kuas, Nebi-
oğlu, Şaban Yıldız, Ziya Hepbir. (...) Ve 13 Şubat
1961 Pazartesi günü TİP'in kuruluş dilekçesijs-
tanbul Valiliği'ne veriliyor'.." (TİP Tarihi, I. cilt. s.
196. BDSYayınlan, 1998)
1961 'in son günüydü sanırım, Saraçhaneba-
şı'nda, büyük bir işçi mitingi yaşadık: unutulmaz bir
gündü! Aybar'ın kaleminden, onu da okumak iste-
mez misiniz?
"...250 bin işçinin oluşturduğu bu renkli kala-
balık, halkın alkışlan arasında 2.5 kilometrelik bir
konvoy halinde. Saraçhane Alanı'na yürüyordu.
Alanda da büyük bir kalabalık toplanmıştı. Nev-
zat Hatko (Behice Boran'ın eşi) ile biz de bu ka-
labalığın içindeydik. Alan bayraklaıia, pankart ve
bandrollarla donatlmışb. Alanın camiyeyakın bir
yerine bir de kürsü konmuştu. Kürsünün karşı-
sında dev bir resim vardı. Bez üzerine yapılmış
bir resim: tulumlu bir işçi, elinde Türk bayrağı,
çevresinde kravatiı beylerin yer aldığı bir maşa-
ya yumruğunu vuruyor ve BİZİM DE SÖZÜMÜR
VAR! diye haykırıyor. 'Bizim de Sözümüz var'
sözleri, beni çok etkilemişti. (Aynı eser, s. 190)"
O günleri nfye hatırladım? Türk-lş, 'özelteştirme'ye
karşı eylem birliğinden söz etmiş; 'işçi sınıfının,
ülke çapında üretimden gelen gücünü kullana-
cağına' dikkati çekiyor. Sizce bu, acaba 'Bizim de
Sözümüz Var!' hakikatinin, -ki demokrasilerdeki
'işçi muhalefeti'n\n somutlaşması anlamına gelir-
yüzyılın sonunda, yeniden 'haykınlması' mıdır?
Bu bir yerde 'gülünç', tragedya!..
ara, Yeşilçam'da harcadığım günlerden pişman,
tekrar Fransa'ya gitmeye hazırfanryordum; bir
davetiye aldım, Beyazıt'ta bir düğün salonunda
('Rüya Salonu' muydu?) toplanılacak, 'yenibirpar-
f/'nin kurulması tartışılacak!
Binbir güçlükle elde edilmiş, (Içişleri Bakanı'na
başvurmak zorunda kalmıştım, yoksa vermiyoıiar-
dı) pasaport cebimde, toplantıya gittim: Mehmet Ali
Bey, Aziz Nesin, Rıfat İlgaz, bazı sendika büyük-
leri, oradaydı. Kalabaiığın arasından, Şükran'ı (Kur-
dakul), Demir'i (Özlü) hatırlıyorum. Olaylı bir top-
lantı olmuştu. Zamanın 'ülkücüleh', hepimizin ezbe-
re bildiği sloganlaıia, nerdivenlere saldırdılar; so-
nunda, salona girdiler; polis, iki tarafarasında bir per-
de oluşturdu; o garip durumda, konuşuluyor: sos-
yalizmin çağdaşlığı ve zorunluluğu!
Toplantıdan, Rıfet llgaz'la çıkıyoruz; o yorgun, üs-
telik kötümser; kimbilir neleri hatırladı? Kapıda bir
kalabalık: Aziz Nesin'i, bir köşede kıstırıp, hırpala-
mışlaıi Rıfat 'Ağbiy', o meyyus ama gevrek gülü-
şüyle, "-... Nasıl Ilhan diyor, Paris'te de böyle mi
bu işler?" Ne diyebilirim? Daha önceki yolculukla-
rımdan, Fransa'daki 'işçi muhalefeti' mitinglerini
hatırlıyorum; yüz bini aşkın işçi, yumruklan havada,
Ent«rnasyonal'i ve Marseillaise'i söyler, çrt çıkmazJ
Fransız Komünist Partisi, Fransız Cumhuriyeti'nin
parlamentosunda, 'ana muhalefet' partisidir; 'ana-
yasal' varlığına itiraz etmek, kimin haddine!
Orası da, 'demokrasi', biz de 'demokrasi'yiz, öy-
le mi? Yirminci yüzyıl, sona ermek üzere! Kendi ken-
dime soruyorum: bu bir yerde 'gü/ünç'tragedyayı,
tekrar tekrar yaşamak zorunda mıyız? Türkiye'de
işçiler, yasanmış onca acıdan, çekilmiş onca çi-
leden aldığı derslerle; Türkiye'nin 'sosyalizmi'ni,
kendi içlerinden kuracakJan örgütie, 'siyasi are-
na'ya sokamayacaklarmı? 'Etnikmuhalefet'eça-
nak tutan, işçiden uzak, adı sosyalist onca örgüt or-
talıkta, cirit atarken; bu iş, hem 'Kemalist', hem
'sosyalist' hem de 'işçi' bir partinin liderini, olma-
dık bir sebepten hapsederek mi olacak? Yoksa,
hippy-punky bir sosyalizm'i öne çıkanp, işçileri -
dolayısıyla muhalefetlerini- devre-dışı bırakarak mı?
Asla unutulmaya: 'Işçiler'in de söyleyecek 'sö-
zü var'! O 'sözü' bir türlü 'söyieyemiyoriar'l
fşçlleri istemiyorlar da, ondan!
Yeni Dünya Düzeni'nin, tam da bu sırada, 'Üçun-
cü yol' adtnı verdiği, 'post-modern' bir sosya-
listliği gündeme alması, tesadüf müdür sanırsınız?
Yeni hiçbiryanı yok! Jaures'in partisi, SFIO'yu, Ce-
zayir Savaşı sırasında, sağcı ve chauvin Fransız
burjuvazisinin, hınk deyicisine dönüştüren koşullar
neyse, yine onlar işliyor: 27 Mayıs ertesinde, TİP
kurulurken, aynı oyunun oynandığını Mehmet Ali Ay-
bar anlatıyor: dakikasında, 'Çalışanlar Partisi' di-
ye, öyle uyduruk bir 'parti' örgütlenmek istenmişti.
Şimdilik '3. Yol' üzerinde, Mümtaz Soysal'ın söz-
lerine, dikkatinizi çekmekle iktifa edeceğim; sonra
aynca üzerinde tartışınz. Diyor ki, Mümtaz 'Ho-
ca'mız:
"-...Blair'in ortaya attığı düşünceler, Ingilte-
re'de zaten II. Dünya'dan sonra geliştirilen dü-
şüncelerdi. Ne yapıyorlar? Bazı kamulaştrma-
lardan, kamu girişimcifiğinden vazgeçerek, bu-
nu bir 3. yol alarak ileri sürüyoriar; oysa, 1. yo-
la, yâni Kaprtalizm'e dönmüş oluyorlar. Kaprta-
fizm, artık eskiden olduğu kadar 'vahşi' biçimiy-
le ortaya çıkamaz o ülkelerde. Ister istemez sos-
yal güvenlik, sağlık ve eğitim gibi konularda dev-
let sorumkıluğu gibi kavramlar geri dönüleme-
yecek kavramlardır. O bakımdan, doğrusu niye
buna 3. Yol d/yorlar, anlamış değilim!" (Cumhu-
riyet, 6 Ekim 1998)
Elleri yağlı, üstü başı toz toprak içindeki işçileri;
aralanna almak istemiyorlar da onun için Hoca!
http:// www. prizma.net. tr/ AILHAN
http://www.eda.tr/-bikjiyay/yazar/ailhan.htim