18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EKİM 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Peter Weir'dan reyting uğruna kurban edilmiş, kuklamsı bir hayatın filmi: Truman Show Hayatuı aynen canlı yayındaîYıllar öncesinin Jerz>' Kosinsld uyar- laması 'Being There-Merhaba Dünya' fılminde Peter Seüers'ın unutulmaz kıl- dığı bahçıvan Chance Gardner ya da da- ha yakın yıllardan Tom Hanks'e ikinci Oscar'ını kazandiran Forrest Gump ka- rakteri gibi. çaktırmadan hayatımıza gi- rip belleğimize yerleşen yeni bir 'kahra- man'la daha tanıştık beyazperdede bu hafta: ünlü stüdyoyu çağnştıran soyadıy- la, naif, çocuksu mizaçlı Truman Burbank. Çok bilmiş annesi, sanşın hemşire ka- nsı, ezeli arlcadaşı, her sabah aynı söz- cüklerle gazetesini aldığı köşebaşındaki bayii, 'günaydın'laşırken tünaydın, iyi akşamlar dileklennı de ılettiğı komşula- n ve sınırlı iş- sigortacı çevresiyle, gö- rünürde mutlu memnun yaşayagelen, oy- sa kâşif MageUan gibi denizler aşıp Fijı Adalan'na gitmek isteyen, moda dergı- lerindeki güzel kadın fotoğraflanndan yaptığı kolajlarla gerçek sevgiliyi ara- yan, sürekli yüzüne karşı rol yapılan, te- melde keyifsiz, huzursuz, saf vatandaş Truman Burbank (Jim Carrey). günün bi- rinde kısa bir •romance' yaşadığı, güzel bir kızın (Natasha McElphone) gözlen- ni açan uyansıyla, yıllardır daldıgı 'sah- tedünya'dan uyanır gibi oluyor derken. ReaHry shov» - pembe dizi çorbası Doğal akışıyla, hayatını yaşadığını zanneden 30'lu yaşlanndaki Truman Bur- bank, TV ekranının en tanınmış yüzü ol- dugunun farkında değil her nasılsa TV'nin ona biçtiği, renkli ama yapay bir ekran yaşamına mahkûm ve ekrandan 24 saat canlı yayımlanan yaşamını, bel- gesel bir 'reatity shtm-soap opera' kan- şımı bir tarzda, aynen aktaran 'Truman Show' adlı programın yıldızı oldugundan habersiz. Doğduğundan beri yaşadığı. deniz kıyısındaki, tertemiz, şinn, güneş- li, cennetimsi bir adayı andıran kasaba, her köşesine Truman"ı izleyıp kaydeden irili ufaklı, binlerce kameranın yerleşti- rildiğı, akıllara durgunluk veren, tekno- lojinin nimetleriyle donatılrruş, kocaman bir çekım seti gerçekte. lzleyicınin 'onasunulangerçekliğifaz- la incdeyiparaşurmadan aynenkabuDen- diğini' çoktan fark etmiş, uyanık program- cı Christof'un (EdHarris). kendini Tan- n addeden bir 'yarabcı yönetmen" eda- sıyla ve uzaktan kumandayla, ekranda hayat verdiği Truman Shovv programı, za- vallı Truman'm yaşamını yıllardır tam bir • Hayatı medya tarafından popüler bir TV şovuna çevrilmiş Truman'ın hikâyesini komik ve düşündürücü kılan bu yergi, Jim Carrey'nin kariyerinde bir dönemeç olabilir. The Truman Shovv / Yönetmen: Peter Weir / Senaryo: Andrevv Niccol / Kamera: Peter Bizou / Müzik: Burkhard Dallvvrtz / Oyuncular: Jim Carrey, Laura Linney, Ed Harris, Noah Emmerich, Natasha McElhone, Holland Taylor, Brian Delate, Blair Slater / ABD1998(UIP) sirke çevirmiş aslında. Senaryosuz, bü- tünüyle Truman Burbank'ın yukandan çe- kıp çevrilerek yönlendirilen, kupkuru, 'otgibi' yaşamına dayanan, kansı, arka- daşı dahil bütün yakınlannın artist gibi rol yaptığı program. Brezilyadizileri gi- bi salya sümük. sürekli izlenen bir rey- ting şampiyonu oldugundan ötürü, yıllar- dan beri gelişerek süregelmış; kukla gi- bi oynatılan gariban Truman'ı doğumun- dan beri programa tutsak ederek. 33 yılatekabül eden 11 bın gündür ek- randa süren. yapay bircennetin nimetle- nne sahip programda. sonsuz fonu oluş- turan, mavı gökyüzü dekorundaki bir ka- pıyı açarak sonunda kendı hayatını ya- şamak üzere 'dışan'çıkan Truman'ın fi- nalde zincırlerini kırdığı, dokunaklı, hü- zünlü hikâyesini anlatıyor, son dönem- de Hollywood'da dikiş tutturan Avust- ralya asıllı yönetmenlerin belki de en önemlisi sayılan Peter Weir. Geçmişte 'Pfcnic at Hanging Rock\ 'Geiibolu', 'The Year of Living Dangero- usly\'Witness\ 'The Mosuito Coast' v e özellikle 'Dead Poets Society-Ölü Ozan- lar Derneği'yle 'Fearless' gibi, meraklı- sında ız bırakmış. ılgınç filmlerin yönet- meni Peter Weir, 'The Truman Shotv'la bu kez, TV'nin yaşamımızı sultası altı- na aldığı, iyıce 'global köye' dönüşmüş günümüzde. beylik deyişle gerçekten ka- çınlmayacak cinsten, okkalı. incelikli, görülesi bir 'TV toplumu-düzeni yergi- si' ortaya koymuş kı breh breh... Daha görmediğimiz 'Gattaca'nın Ye- nı Zelandalı senarist-yönetmenı Andre» Niccol'ün yazdığı oturaklı bir senaryodan yola çıkan Peter Weir. kökeni 1975 ya- pımı 'Nehvork-Şebeke'ye dayanıp 'Bro- adcast News- Haberler'den geçerek son dönemde *Quiz Show-Şike', 'VVag the Dog-Başkanuı Adamlan", Vlad City-Çıl- gın Şehir', 'Primary Coloıırs-Küü Yanş' vb. gibi, medya taşlamasına girişen, eleş- tirel filmler kervanına katılıyor'Truman Show'la. En azından ülkemizdeki düzeyiyle, çoktan yaşamımızın belli bir parçası ha- line gelmiş olan televızyondaki, reyting kaygısıyla iyiden iyiye çivisi çıkmış ki- mi haber programlannın gerçekleri algı- lamamızı sürekli bulandırdığı günümüz- de, TV'ye ve TV izleyiciliğıne ilişkin gözlemler-göndermeler- dokundurma- larla yüklü. zekıce tasarlanıp gerçekleş- tirilmiş. büyük biraderseni gözlüyorya- zan OnveD'ı çağnştıran, esaslı, etkileyi- ci birfabl niteliğindeki bu sıradışı filmin, güldürürken düşündürdüğünü de ekle- meye gerek yok. Çocukluğunda geçirdiği, babasının da boğulduğunu zannettiği bir deniz kaza- sı nedeniyle sudan ölümüne korkan, çe- şitli fobileri olan Truman'ın sınırlı iliş- kilerinden yaşadığı kasabanın kartposta] renklerine bulanmış günbatımı manzara- lanna kadar her şey aslında reyting us- tası, cingöz ve zorba yönetmen Chris- tof'un kafasından çıkma bir 'koreogra- fi'den ibarettir filmde. Naklen, sıcağı sıcağuıa yayın 1994'te 'Ace Ventura-Hayvan Detek- tifi'yle ortaya çıkıp 'The Mask-Maske' 'Dumb and Dumber-Salak ve Avanak', 'The CaMeGuy-BaşbeiasT ve en son 'LJ- ar Liar' gibi gişede iyi çalışan delidolu komedileriyle ünlenip 1990'lann Jerry Lewis'i olarak etiketlenen, kimisini da- yanılmaz soytanlıklanyla çileden çıka- nrken kimisini de gülmekten çatlatan, stand-up'tan yetişme, lastik gibi komed- yen, 1962 doğumlu Kanadalı Jim Carrey, bu kez alışılmışın tersine ciddi, trajiko- mik bir rolde yeteneğini sergiliyor 'Tru- man Shovv'da: o abartılı. yorucu, zıpırgül- dürü tarzını törpüleyerek. Hayatı medya tarafından popüler bir TV şovuna çevril- miş Truman'ın hikâyesine komik ve dü- şündürücü bakışlar atan bu satirik film, 'şaklaban' Jim Carrey'nin kariyerinde bir dönemeç olabilir. Despot şov yönetmenin de Ed Har- ris'in de başanlı bir performans çıkardı- ğı, besteci PhflipGtoss'ın da müzığıne kat- kıda bulunduğu. ABD'de yaz mevsimi- nin en çok iş yapan filmlerinden olan 'Truman Show\ yıllar önce Fransız yö- netmen BertrandTavernier'nin, kamera yerleştirilmiş, ölümünübekleyenbirka- dının (Romy Schneider'in unutulmaz rol- lerinden biriydi) 'canlı' ve ürkütücü hi- kâyesini, seyirciyi tedirgın eden. kasvet- li bir üslupla anlattığı, vaktıyle pek de- ğeri bilinmemiş 'LaMorten Direct-Nak- len Ölüm' fantezisini de anımsattı bize, ötesinden berisinden. Sanatın hayatı taklit ettiği bu şenlikli komedi-drama. sonuçta usta işi, özgün ve sarsıcı bir fantezi olarak (ve sanınz bu mevsimin de ağır toplanndan biri olarak) görülmeye layık, önemli, etkili bir film kuşkusuz. Hollpvoodyddıdarı da kanlı geçmişlerini değiştirirler... Bu hafta Antalya nedeniyle görmekte geç kaldığım 'Ttoilight- Alacakaranhk'ı da Beyoğlu dışı bir sinemada sonunda yakalayıp seyrettim ve baştan belirtmeli, hoşnut kaldım. Ticari çarkm dişlilerince bun- ca yıldır pek öğütülmemiş saydı- ğımız, Hollyvvood'un alçakgö- nüllü, aydın, usta senarist-yönet- menlerinden, eski gözde ve tanı- şımız, yetmişe merdiven daya- mış Robert Benton'un son filmi 'Alacakaranlık', bu deneyimli yönetmenin Paul Newman'la Ge- ne Hackman gıbı yaşlı ve hâlâ ün- lü kimi dostlannı bir araya getir- diği, eski tarz, nostaljik bir 'flhn- noir' denemesi çıktı. Eski dosflar >ine işbaşında Yıllar önce 'Bonnie and Clyde'ın senaryosuna katılarak admı duyuran Benton, ilk filmi 'Bad Company" adlı vvestern'i 1972'de çekmışti. 40 yıllık kari- yerinde 'Kramer Kramer'e Kar- şı', 'Placesin the Heart' gibi duy- gusal dramlardan 'The Late Shovv', 'Stül of the Night- Gece- de' gibi kara film çeşitlemeleri- ne kadar farklı türlerde, az ama öz film yapan, en son 1995 'te yi- ne Paul Newman'a başrolünü ver- diği 'Nobody's Fool-Yaşamın Içm- den'ini izlediğimiz Robert Ben- ton'un. gedikli senaristi Rkrhard Russo'yla polisiye ustası yazar Ross Macdonald'dan uyarladığı 'Alacakaranhk', yaşlanıp yavaş- layarak eski bır Hollywood şöh- reti çiftin Los Angeles'taki lüks evine sığıntı gibi postu sermiş, ko- camış, umarsız, bezgin ve yalnız bir dedektif emeklisinin serüve- nini naklediyor. Twillght / Yönetmen: Robert Benton / Senaryo: Richard Russo, R. Benton / Kamera: Piotr Sobocinski / Müzik: Elmer Bernstein / Oyuncular: Paul Nevvman, Susan Sarandon, Gene Hackman, Stockard Channing, Reese Witherspoon, James Garner, Giancarlo Giannini / ABD1998(UIP) Eski polis. eski özel dedektif, eski alkolik Harry Ross (Paul Nevvman artık kırış kınş), bir gençle Meksika'ya kaçmış şıma- nk kızlanru (Reese VVTnterspo- on) filmin başında tutup geri ge- tirdiği, ününü yitirip kansere ya- kalanmış. günlen sayılı, eski si- nema oyuncusu Jack AmesMe (Gene Hackman )yıllarameydan okuyan, baştan çıkancı. eski bir yıldız olan kansı Catherine'in (Susan Sarandon) yanında yatıp kalkıyor iki yıldır. Pısliklenni te- mizleyıp korumalığını yaptığı Hollyvvood çiftine hizmet eder- ken artık aileden biri gibi olmuş, dedektif eskisi Harry, sürekJi onu kışkırtmaktan özel bir zevk alan. cazibeli, olgun ve dolgun Cathe- rine'e duyduğu ilgiyi de uzun- boylu saklayamıyor. Derken fet- tan ve meşum Catherine'in uğru- na 20 yıl önce, kadınm bir başka sinema aktörü olan sevgilisinin es- rarengiz bir şekilde ortadan kal- dınlmasına ve olayın örtbas edil- mesine kanşmış olan, arkadaşı ve ödeme yapmayan patroıju Jack Ames'in sırnna bulaşıyor Harry. Yıllarca gizli tutulmuş bu eski hesabı ortaya çıkarmadan dura- mayan, yanlış yönlere savrula savrula sonunda gerçeğe ulaşıp bedelini de ödeyen Harry"yle es- ki oyuncu çiftin ılişkilerinin bo- zulması kaçınılmazdır. Çünkü öykünün komik unsurunu oluş- turan. özel dedektif olmak iste- yen, zencı bir üçkâğıtçı-muhbi- nn (Giancarlo Esposito) de yar- dımlanyla. çoğunlukla dayak yi- yen, kaybetmeye mahkûm, bed- bin, kırgın ve bitik, eski tip, de- mode bir kahraman özelliklerini taşıyan özel hafiyemiz, her halü- kârda. gerçeklere enşmeden bir türlü rahata eremeyecektir... Kara film nostaljisi Sonunda herkesin layığını bul- duğu, 1950'lerinfilm-noiryak- laşımıyla çekilmiş bu 'Alacaka- ranlık'. günümüzün geçerli aksi- yon numaralanna, şamatalı takip sahnelerine. biçim oyunlanna. akıcı montaj gösterilerine yüz vermeksizin, kara film türünün çoktan klasikleşmiş kimi kalıp- lannı, karakterlerini, durumlan- nı yinelıyor. sağlam bir biçimde. Yenı ve özgün bir hikâye an- latmasa da. meraklısının kimi bö- lümlerini, inandıncı çizilmiş tip- lemelerini keyıfle izlediği, şantaj, cinayet, seks sarmalına dolanarak ahlaki çöküntünün ıyice tavana vurduğu günümüzün 'Melekler Kenti'nde, Los Angeles'ın varlık- lılarıyla hizmetkârlan arasında geçen bu eski usul polisiye serü- ven, türün melankolik atmosfe- rini duyumsatıyor yer yer. Eski kara filmlerin tadını içe- ren, eski reçetelere göre tezgâh- lanmış ve kocamış oyuncuîan- nın da gösteriye çıktığı 'Alacaka- ranhk'rn cazibesini bu yaşlı oyun- cular oluşturuyor. Özellikle Pa- ul Nevvman, Ross Macdonald'ın romanlanndan uyarlanan, Jack Smight'ın 1966 yapımı 'Har- per'ıylaStuartRosenberg'in 1975 tarihli 'The Dro>vning PooPun- daki özel hafiye tiplemelerine 'Alacakaranlık'la devam ediyor yıllar sonra. Eskilerden Stockard Channing'le James Garner da iyi. Yönetmen, senaryo: Tunç Başaran / Kamera: Ertunç Şenkay / Müzik: Nedim Otyam / Oyuncular: Ayda Aksel, Selçuk Yöntem, Güler Ökten, Meriç Başaran, Taner Barlas, Engin Yörükoğlu / 1998 (Mine Film) Manik depresifin hayata dönüşü Ayşe Nil'in otobiyografik ve feminist söylemli kıtabından yola çıkan Tunç Başaran' ınsenaryosu- nu yazıp yönettiği "Kacıklık Diplomas', Ertunç Şen- kay'a en iyi kameraman. Nevzat Dişiaçık'a en iyi montaj Altın Portakal'lannı ve yapımcısına da en iyi üçüncü film ödülünü kazandıran Antalya fes- tivalinin ardmdan sinemalarda gösterime girdi. De- lilik üstüne film yapmak gibi zorlu bir işe sıvan- mış Tunç Başaran. keçileri kaçınp tımarhaneye gi- rerek sonuçta iyileşen ve asalak kocasmdan (Se4- çuk Yöntem) da kurtularak sonunda yenı bir haya- ta atılan varlıklı aile kızı Nur'un (Ayda Aksel) kur- tuluşunu anlatıyor. Çocukluğundan itibaren ailesi- nin, yakınlannın çevresinin baskısıyla aşama aşa- ma kafayı yıyen manik depresif bır kadının port- resını çizen 'Kaçıklık Diploması', öncelikle konu- su bakımından seyirciyi tel tel geren, sinir bozu- cu, kasvetli ve zorlu bir film nıteliğinde. Kaçıklı- ğın beyaz ışığını çaktırmak gibi buluşlann sıkça tekrarlandıği. tıplerin karikatürleştiği filmin, özen- li. temiz bır çalışma olduğuna itırazımız yok, an- cak başanlmış bir film olduğunu söylemek zor. Deneyimli yönetmenin çizgisinde farklı bir sıç- rama sayılacak film, şematik ve didaktiklikten sıy- nlamayan. itici. kasvetli bir çalışma izlenimi ver- di bize. Doğrusu bu fılme hiç de uygun düşmeye- cek Türkan Şoray'ın yerine seçilen Ayda Aksel'in manik depresif Nur'u oynadıgı Kaçıklık Diploma- sı, çeşitli boşluklann gözlendiği, dramatizasyonun yetersiz kaldığı, iyi işlenmemiş senaryosundan ötü- rü aksıyor özellikle. Nur'un içindeki sevgiyi dile getiren, Moğollar'm davulcusu Engin Yörükoğlu gibi yan tiplemelerle sevgi temasının aşın didak- tik bir biçimde kafamıza kakıldığı filmde hayata dönüş çabalanndan Nur'un çocuğunun ölümü. vb. gibi geçiştirilmiş bölümler de bütünlüğü zedeliyor. Giderek kafayı Atatürk'le bozan Nur rolünde- ki Ayda Aksel'in sürüklediği 'Kaçıklık Diploma- sı', abartılı giysi-makyajlanndan geriye dönüşlü, özentili, derinlik kazanamayan anlatımına kadar uza- tılacak kimi eksi yanlannm, sonuçta görüntü, mon- taj. oyunculuk, vb gibi artılannı götürdüğü, akın- tıya karşı kürek çeken, itici. donuk bir film olmuş çıkmış özetle. YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... A Perfect Murder - Kusursuz Cinayet Aldatıldığı için kansından in- tikam almaya kararlı. zengin ve güçlübirkoca... Güzel ve zeki bir kadın olan kansı.... Ve kadının genç ve çekici birerkek olan sev- gilisi... İşte çağdaş Nevv York'tan bildik, tehlikeli bir aşk üçgeni... Bir kadmla iki erkek arasındaki, cinayet girişımine dayanan ölüm- cül ve gerilim dolu bir ilişkiyi konu edinen A Perfect Murder - Kusursuz Cinayet, Hithcockus- tanın 1954 yapımı ürflü Dial M For Murder - Cinayet Var klasi- ğinin yeniden çevnmi. Frederick Knott'un oyunun- dan uyarlanan Cinayet Var, Hitch- cock'un en başanlı eserlennden değilse de en popüler filmlenn- den biri olmuştu yıllarca önce. Kendisini aldatan kansını öl- dürme fikrine kapılmış koca Ste- ven Taylor rolündeki Michael Douglas, Hitchcock klasiğınde- ki Ray Milland'ın çekici kötü adam yorumuna çağdaş bir bo- yut getiriyor. Hollyvvood'un genç kuşak oyunculanndan Gwyneth Paltrow da kınlgan, duygusal ka- nsı Emily rolü için yerinde bir se- çim. Hitchcock'un ünlü soğuk sanşınlanndan Grace Keüj'nin zerafetine, cazıbesine sahip Gvvyneth Paltrovv'un sevgilisin- de de son dönemin yükselen genç yakışıklılanndan Vjggo Morten- sen var, Robert Cumings'in ye- rine. Kusursuz Cinayet'i, son yıl- larda Under Siege. Above The Lavv ve özellikle The Fugitive - Kaçak gibi parlak aksiyon-geri- lim serüven filmleriyle tanınan Andrew Davis imzalamış. Kissing A Fool - Gelini Kim Öpecek? Kendini beğenmiş bir kadın avcısı olan Max'lasevgilisinden a>nlıp kendini kitabmı yazmaya vermış Jay, farklı kişilıklerine karşın çok iyi iki arkadaştırlar. Jay' in kitabının editörü Samant- ha'yla tanışan Max güzel kıza abayı yakar ve bir süre sonra Max'la Samantha nışanlanırlar. Yaklaşan düğünü ve evliliği ba- şanp başaramayacağı konusun- da kaygılanan Max, Samantha'yı sınamak için arkadaşı Jay'i dev- reye sokar ve Samantha'ya kur yapmasını önerir. Yoğun romantizme yelken açan Kissing A Fool - Gelini Kim Öpe- cek, genç, güzel bir kadınla iki er- kek arkadaşın kahramanlannı oluşturduğu, haftanın bir başka aşk üçgeni çeşitlemesini perde- ye taşıyor. Bu tür Romance'lar- dan hoşlanan sinemaseverlere hı- tap eden ve -üç genç yeni oyun- cuyu (David Schvvimmer, Mili Avital, Jason Lee'yi) tanıtan Ge- lini Kim Öpecek'i yenilerden Doug ElHn yazmış ve yönetmiş. AFA Yayınları fuara alınmadı Türkiye Yayıncılar Birliği 'nden TÜYAP'atepki KfiJtür Servisi - Türki- ye Yayıncılar Birliği, Bir- İiğin Yönetim Kurulu Başkanı AOİ Ant'm yö- nettiği AFA Yayınlan'nın kasım ayında gerçekleşti- rilecek olan 17. tstanbul TÜYAP Kitap Fuan'na altnmamasına tepki gös- terdi. Türkiye Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu 2. Başkanı Çetin Tüzii- ner tarafından yapılan ya- zılı açıklamada TÜYAP Tüm Fuarcılık AŞ tara- fından düzenlenen fuara, AFA Yayınlan'nın heryıl düzenli olarak katıldığı hatırlanlırken TÜYAP yö- netiminin bu tavnnın Tür- kiye Yayıncılar Birliği ile olan anlaşmazlığından kaynaklandığı, Türkiye Yayıncılar Birliği ile olan anlaşmazlığını demokra- tik olarak basın önünde tartışarak ya da hukuki yollarla çözmek yerine tehdit yolunu seçtiği savu- nuldu. AFA Yayınları fuara alınmadığı için yayınevi- nin haldannın açıkça çiğ- nendiğinin belırtildiği açıklamada "TÜYAP yö- netimi; yayıncılan fuar- dan uzaklaştırarak. teh- dit ederek bir verevarama- vacağını bilmelidir. Hiç- bir ahlaki tavırla bağdaş- mayan bu karan alan TU- YAP yönetimini kmıyo- ruz" deniyor. Türkiye Yayıncılar Bir- liği Başkanı Atıl Ant ise konuyla ilgıli sorulan ya- nıtlarken TÜYAP yöne- timinin aldığı kararla ken- disine değil Yayıncılar Birliği'ne bir mesaj ver- mek istediğine değindi: "TÜYAP'm sonınu be- nim şahsımla değiL Yöne- ticisi olduğum AFA'yı ki- tap fuanna almayarak ya- yıncılara "Ayağınızı denk alın. bundan sonra ken- dmize sorun çıkarmaya- cak başkanlar seçin' den- mekisteniyoıf Ant, çirkin bir tavır olarak nitelendir- diği bu davranışın TÜ- YAP'ın genel yapısıyla da birebir uyuştuğunu be- lirtirken konuyla ilgili ola- rak kişisel bir girişimde bulunmayacağını, yayın- cılann gerekli tepkiyi gös- terecekJerini düşündüğü- nü söyledi. Ankara Uluslararası Hlm Festivali'nden 4 Yarışma • Kültur Servisi -26 Nisan-9 Mayıs tarihleri arasında sinemaseverlerle 11. kez buluşacak olan Ankara Uluslararası Film Festivali, bu yıl da ulusal alanda uzun, kısa ve belgesel film dallannda yanşmalara sahne olacak. Ulusal Uzun Film Yanşması'na 1 Ocak 1998-1 Nısan 1999 tarihleri arasında çekilmiş Türk filmlen katılabilecek. 17 dalda ödülün venleceğı yanşmanın son başvunı tarihı 15 Şubat 1999. Kısa ve belgesel filmlerin yapılacağı diğer iki yanşmaya ise 1 Ocak 1998-15 Şubat 1999 tarihleri arasında yapılmış filmler kabul edilecek. Ulusal Kısa Film Yanşması'nda kurmaca, deneysel ve canlandırma; Ulusal Belgesel Film Yanşması'nda ise birincılik, ikincilik ve üçüncülük ödülleri verilecek. Bu ıkı festıvalın son başvuru tarihi yine 15 Şubat. Ayrıca festival kapsamında, üniversitelerin ilgili bölümlerindekı öğrencilerin üıetimlehni değerlendırmeyı ve onlara destek vermeyi amaçlayan Afış Yanşması düzenlenecek. Yanşma sonunda birinci gelen yapıt 12. Ankara Film Festivali'nin de afişi olacak. "Godoryu Beklerken', yüzyılm en üntü oyunu seçiMi • LONDRA (AA) - Samuel Beckert'in ünlü oyunu 'Godot'yu Beklerken'. 20. yüzyılın Ingiliz dilindeki en ünlü oyunu seçildi. lngiliz Ulusal Kraliyet Tiyatrosu'nun yaptığı seçimde, yüzyılın en ünlü oyunlannı belirlemek için yaklaşık 800 oyun yazan, oyuncu, yönetmen ve gazeteci tercihlerini kullandı. Değerlendirme sonucu Beckett'in ünlü oyunu zirveye yerleşırken. eseri, Arthur Mıller'ın 'Satıcının Ölümü' ile Tennessee Willıams'ın 'Arzu Tramvayı' adlı oyunlan izledi. Anadohı üniversftesi Hollandada • Kultür Servisi -Prof. Dr. Koral Çalgan'ın gırişımıyle 1990 yılında kunılan Anadolu Üniversitesi Deviet Konservatuvan Oda Orkestrası, Cumhuriyetin 75. yılı ile Anadolu Üniversitesı'nin 40. yılı kutlamalan çerçevesinde Hollanda'da iki konser verecek. 28 Ekim'de Deventer'da, 30 Ekım'de Rotterdam'da gerçekleşecek konserler Anadolu Üniversitesi ve Rotterdam Konsolosluğu'nun ışbirlıği ile düzenleniyor. Topluluğun konser programında Mozart'm "Dıvertimento V, Respigui'nin 'Antık Danslar". Abaco'nun 'Largo', U.C. Erkin'in 'Sinfonietta' ve S. Hatipoğlu'nun 'Rumeli Dansı' adlı eserleri yer alıyor. Körfez Savaşı filme konu oldu • ADANA (AA)-Köifez Savaşı sırasında Irak'ta mahsur kalan Polonyalı ve Amerikalılann kaçınlış serüvenlen bir fılme konu oluyor. Türk-Polonya ortak yapımı olan filmin çekımleri Adana ve yöresinde sürüyor. Filmde, savaş sırasında Irak'ta mahsur kalan Polonyalı ve Amerikalılann Polonyalılar tarafından Türkiye'ye. 'özgürlüğe' kaçınlması anlatılıyor. Yönetmen Wladyskaw Pasikovvski'nin çekimler için Adana yöresini seçme nedeni iklim şartlannın Irak ile uyumlu olması. Çekimleri Pavvek Edelman'ın yaptığı, başrollerini Marek Kondrad, Boguslavv Lında ve Olaf Lubaszenko'nun paylaştığı filmde Türk sanatçılar Tamer Levent, Tuğrul Çetiner, Mahir Ipek ve Bilal Gürdere de rol alıyor. 1999 Şubatı'nda Polonya'da gösterime girecek olan filmin Türkiye koordinatörlüğünü Muzaffer Hiçdurmaz yapıyor. BUGUN • AKSANAT'ta saat 12.30 ve 19.00'da Oasis'in 'Live By The Sea' adlı konseri videodan izlenebilir. (252 35 00) • CRR'de saat 19.30'da 1Ü Deviet Konservatuvan Türk Musıkisi lcra Heyeti'nin şef Rıza Rit yönetiminde sunacagı "Osmanlı'dan Cumhuriyet'e" başlıkh konser yer alıyor. (232 98 30) • BELGESEL StNEMACILAR BİRLİĞİ'nde EthemOzgüvenın 'Hayu-' adlı belgesel filmi 13.00, 14.00, 15.00, 16.00, 17^00 ve 18.00 saatlerinde gösterilecek. (292 39 84) ÜÇ KUŞAK CUMHURİYET SERGİSİ ETKİNIIKLERİ BUGUN • Tarihi Darphane Binalan'nda süren etkinlikler çerçevesinde saat 11.00'de belgesel gösterimi, saat 11.00 ve 15.00'te izleyicilerin sergi ortamını daha aktif yaşamalannı sağlamak amacıyla Ankara Çağdaş Drama Derneği'nin yönetiminde gerçekleştirilen yaratıcı drama çalışması ve saat 21.00'de Esin Afşar'ın Ashgül Ayas'm piyanosu eşliğinde sunacagı 'Atatürk Şarkılan' dinletisi yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle